23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Uenel Yayın Vbnetmenı OrbanErinç© Genel V'avın Koorıiınatörü: Hikmet D14 Haberler. tıldırım • Ergun Balcı# Istıhbardl.Cengiz Ekonomı: Bfllent Kı/anlık Handan Şenkoken • Şpor: iHaber Merkezı Muduru Hakan Kara Görsei Yönetmen Fikret Eser « Foioğraf Erdoğan KÖseoğlu • Bılgi-Belgc: Edibe Buğra • Yurt Haberlen Mehmet Faraç Yayın Kurulu. İUunSeffofc (iii^uı). Orhan Erinç, Ofcte) Kurtböke. HikmetÇetinkav», Şükran Soner, ErgunBalct,DinçTajanç, İbrahinı Yıldu, Orhan Bursalı. Mııstafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Muilafa Balba> 9 Habcr Mudüni. Doğan Akın Ataturk BuUan No \2S. Kj! 4. Bjkd/ılıUar- Ankara Tel 4195020 ( 7 hat). haks 419502"" • Izmır Tcmsılcısı Serdar Kjzık, H. /ıya Blv 1352 S 2/3 Tel- 441122O.Faks:4419l l7#AdanaTemsılcısı:ÇetinYiğCTioğhı. lnönüCd. I19S No 1 Kafl.Tcl 3522550. Faks-35225^0 Müdunı Krol Krkut • Koordmator AJunet koruKan 0 Viufusebe Büknt^eneı # Idare Hüse>in Gürer# (şletmc. Öoder Çelikm B]lgi-İşleTn: \aü İnal • Bılgısavar Sıstcm: Mûru^ct ÇUer ktırulu İiaskjnı-Cicnv'l Mudür Gulbin Erduran # Koordınatur Reha lşıtman # (k'ne) Müdtir \aniitiKiM M'iıcAkdağ MEDV V G ; >oneiım ku liaskam - (jı Mudur Ls Akıaen #MuraJ uve Bora Göne Ya%ımla>an >e Basan: Yenı Gun Haber Aıa/)>t. Basın \e Yayıncı/ıd \ -•> TııÂocag, t a d 39 41 CaialoSiu 34334 Isl PK 246 lstanbui Tel 10 212) 51205 05 (20 haıl Fakş (0 212)513 85 9 7ŞLBAT1996 Imsak: 5.36 Güneş: 7 03 Öğle: 12.25 ikindi: 15.08 Akşam 17.34 Yatsı: 18 55 MEDV VC Tel M4 0" 53 - 513 95X0-513 X4«)-6I. Faks 51 18' Bizabetti Taytor yine boşanıyop • Çeviri Servisi - Hollyvvood'un efsane yıldızlanndan Elizabeth Taylor yedinci kocası yapı işçisi Larry Fortensky'den de boşanıyor. 31 Ağustos 1995'ten beri kocasından ayn yaşayan Taylor, boşanma nedeninin şiddetli geçimsizlik olduğunu açıkladı. Boşanma davasının ne zaman başlayacagı ve çiftin 52 ay süren evliliklerinin ardından nasıl bir mal paylaşımına gıdecegı henüz bılinmiyor. Fortensky ve Taylor 5 Ekim I991'de, Michael Jackson'ın malikânesinde düzenlenen özel bir törenle evlenmişlerdi. Okmeydanrnda cenaze gerginliği • İstanbul Haber Servisi - Okmeydanı Şark Kahvesi mevkiinde dükkânlan dolaşan bir grubun, esnafı, "Cenazemiz var. Dükkânlannızı saat 12.00'ye kadar kapatın" şeklınde tehdit ettigi öne sürüldü. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı ve 3 polis panzennin bulundugu Şark Kahvesi'nde. dükkânlann büyük bir bölümünün kapalı olduğu gözlendi. Bu arada. Halkın Hukuk Bürosu tarafindan basın kuruluşlanna gönderilen faksta, Sıvas'ta jandarma ile DHKP-C'li olduklan belirtilen militanlar arasında çıkan çatışmada öldürülen ve cenazesi Istanbul'a getirilerek defnedileceği vurgulanan cesedin Şahin Çay'a degil, cezaevi firarisi Tevfik Durdimer'e ait olduğu öne sürüldü. Hattattan siyaset yemeği • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- tşadamı Kadir Has'ın siyasi parti liderleri arasında arabuluculuk yapmasının ardından, işadamı Emin Hattat da dün siyasilere iftar yemeği verdi. RP lideri Necmettin Erbakan'a iftar yemeği veren Hattat, bugün de MHP lideri Alparslan Türkeş'e iftar yemeği verecek. Cavit Çağlar'ın dünürü olan Hattat'ın Başbakan Çiller, ANAP lideri Mesut Yılmaz, CHP lideri Deniz Baykal ve DSP lideri Bülent Ecevit'ten de iftar yemeği ıçin randevu istedigi belirtildi. Ceylan'm tutukluluğu • İstanbul Haber Servisi - Eski Petrol-îş Genel Başkanı Münır Ceylan hakkında "ifadesinin almabilmesi için" iki ayn davada verilen gıyabi tutuklama kararlan kaldınldı. İstanbul 1 No'lu DGM tarafından iki ayn dergide yayımlanan röportajlan nedeniyle verilen "tutuklama" kararlannı tesadüfen öğrendiğini belirten Ceylan, ifadesinin alınmasından sonra serbest bırakıldı. Tarihinin en ciddi mali bunalımını yaşayan örgütte bin kişi işten çıkanlacak BM, iflasın eşiğîne geldi• Üye ülkelerin borçlannj ödememesi nedeniyle güç durumda kalan Birleşmiş Milletler'de yoğun bir tasarruf kampanyası başlatıldı. Yetkililer, ABD'nin 1.2 milyar dolarlık borcunu ödememesi durumunda örgütün bu yı) sonunda iflas edeceğini belirtiyorlar. \EW YORK (AA) - Tanhinin en ciddi mali kriziyle karşı karşıya bulunan Birleşmiş Milletler'de (BM), yaklaşjk bin kişinin işine son verileceği belirtildi. Önemli olmayan görevlerde bulunan 600 kişinin sözleşmeleri feshedilirken 400 dolayındaki teknik personelin de emekliye sevk edileceği açıklandı. BM yetkilileri, ABD'nin payına düşen ödemeyi yapmadığı takdirde, uluslararası teşkılatın 1996 sonunda iflas durumuna geleceğini bildiriyorlar. BM'nin karşılaştığı krizle ilgili olarak 5. komite öniinde konuşma yapan mali işlerden sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Joseph Connor. teşkilatın "banşı koruma aperasyonlan için yapılan ödemelerden börç alarak günü güniine \aşadığını" ifade etti. Connor, "Bu; Ingiltere, Fransa, Kanada ve banş gücü operasyonlan için parasal katkıda bulunan ülkelerin, ABO ve diğcr ülkelerin ödemedikJeri paraJarı üstlenmeleri anlamuıa gcliyor" dıyc konuştu. Işten çıkanlacaklar BM'nin personel sayısının yüzde 10'unu oluşturuyor. BM sekretaryasında yaklaşık 10 bin 200 kişi çalışıyor. Banş gücü etküenecek Mali kriz nedeniyle Birleşmiş Milletler bir süredir personel alımlannı durdurmuştu. Son olarak kararlaştınlan personei çıkanlmasından en fazla etküenecek olan bölümlerden birinin banş gücü operasyonlan bölümü olduğu ve bu kısımda çalışanlann yaklaşık yüzde 50'sinin işlerini kaybedebilecekleri bildirildi. BM'nin, tasarruf amacıyla Nevv York merkezinde düzenlenen toplantılara katılan delegasyonlara kâğıt- kalem tahsisini durdurdugu ifade edildi. Teşkilat bu yoldan yılda 200 bin dolar tasarruf sağlamayı planlıyor. Toplantılarda doküman dağıtımının da durdurulacagını kaydeden yetkililer, bu nedenle diplomatlann toplantılara gelirken beraberlerinde daha önce misyonlara gönderilen belgelerin kopyalannı getirmelerini istediler. BM'nin 185 üyesinin borçlannın 31 aralık tarihinde toplam 3.3 milyar dolara ulaştıgı biJdiriliyor. Bunun 1.2 milyar dolan ABD'yeait. Üye devletler içinde yalnızca 25'ı borçlannı ödemiş durumdalar. ABD temsilcisi James Rubin, Amerikan Kongresi'nin BM borçlannı bir programa bağlama konusunu incelediğini açıkladı. Rubin açıklamasında^Biz BM'ye olan borcumuzu biliyoruz ve ödemeye hazınz. Ancak şurası da bir gerçek ki, eğer BM reformlan kabul ederse durumunu düzeltcbi/ir" dedi. AIDS'e karşı Magîc dopingi Magic Johnson hastalığını yenip sahalara dönerken doktorlar "protaz önleyiciler" adı verilen yeni bir ilaç kanşımının HIV hastahğının seyrini değiştirebildiğini açıkladılar Çeviri Servisi- Dünyanın en ünlü HIV hasta- sı ve en ünlü basketbolcusu JVIagicJohnson gör- kemli bir dönüş yaparak basketbola merhaba dedi. Magic Johnson, artık tedavi için beklemi- yor. o yaşamanın ve tekrarbasketbol oynayabil- menin keyfini çıkanyor. Magic Johnson. 7 Kasım 199I'de HlV'e. ya- ni AIDS'e neden olan virüse yakalandığı için bas- ketbolu bıraktığını açıklamıştı. Johnson'ın bu açıklaması, hayranlannın, oyuncula- nn, doktorlann kafasındapek çok so- ru işareti oluşturmuştu: Johnson. AIDS'e ne zaman yakalanacaktı, spor hastalığı çabuklaştıracak mıy- dı yoksa geciktirecek miydi, takım arkadaşlan, rakipleri ve antrenör- leri tehlikede miydi? Dort yıllık ara bu sorulara bir- takım yanıtlargetirdi: Johnson. bir süre AIDS'e yakalanmayacaktı, HIV enfeksiyonu ve AIDS'e ya- kalanma arasında sekiz buçuk yıl- lık bir süre vardı. Ünlü yıldızın AIDS'e ne za- man vakalanacagını kimse bilemese de doktor- lan şu anda Johnson'da AIDS belirtilerine rast- lanmadığını soylüyor. Magic Johnson, basket sahasında harikalar yaratırken doktorlar da umut verici son gelişme- leri kamuoyuna duyurdular. VVashington'da bir hafta süren bir bilimsel konferansta. araştırma- cılar, "protaz önleykiler" adı verilen ye- ni bir ilaç kanşımının HIV hastalığı- nın seyrini değiştirebildiğini. semp- tomlan ve ölümü geciktirebildi- ğini açıkladılar ve bu buluşun şimdiye kadar kaydedilen en önemli aşama olduğunu belirt- tiler. HİVçokkurnazbirdüş- man. Özel enzimler kuşanan HIV, kendi genleriyle etki- lediği bağışıklık hücrelerini birleştirerek bu hücreleri da- ha fazla HIV üreten fabrika- lara dönüştürüyor. Enfeksiyon bir kez başladığı zaman bunu durdurmak olası değil. Araştır- ma- cılann hedefi, bedenin içinde çogalma çabası- nı önleyerek virüsün daha az zarar vermesini saglamak. Ümit veren ilk gelişmelerseksenli yıl- lann ortalanndagerçekleşmişti. Araştırmacılar kanser tedavisinde başansız olan AZT adlı bir ilacın. HlV'in ev sahibi hücrelerle birleşmesini önlediğini keşfettiler. Ama bu geçici birdurum- du. Virüs o kadar hızlı değişiyordu ki AZT'nin etkısi ancak bir iki yıl sürûyordu. ilaç üreticile- ri o zamandan beri AZT'nin işlevini gören ve onunla kanştınldığı zaman etkisini arttıran bir- kaç etkcn madde geliştirdiler. Ama bugüne ka- dar, bu ilk savunma hattını aştıktan sonra Hl V'i durdunnak mümkün olmamıştı. Yeni üaçlann işlevi İşte yeni protaz engelleyiciler burada devreye giriyor. Hl V'i ev sahibi hücrelenn kromozomla- nndan uzak rutan AZT ve kuzenlerinin tersine. bu ilaçlar hücrelerle birleşmiş olan HlV'in ço- ğalmasmı önlüyor. Indinavir adı verilen birinci ilaç, dört ay bo- yunca, tek başma ve başka iki ilaçla kombine ola- rak hastalar üzerinde denendi. Daha önce uygu- lanmış olan AZT tedavisine karşın kanlannda yüksek miktarda HIV virüsü bulunan hastalann çoğu bu yeni tedaviye çok iyı karşılık verdi. Dört ay sonra Indinavir'i tek başına almış olan 26 has- tanın 13'ünün kanında HIVvirüsünerastlanma- dı. Bu bulgular. hastalann hücrelerindeki virü- sün artık çoğalmadığını gösteriyordu. Kombi- ne Indinavir alan hastalann 26'da 24'ünde de aynı sonuçlara rastlandı. Araştırma küçük ölçekli ve kısa dönemliy- di ve tedavinin hastanın genel saglıgı üzerindeki etkisini ölçmemişti. ama uzmanlar alınan sonuçlann çok umut verici olduğunu belirtiyor- lar. Ritonaviradlı ikinci ilacda olumlusonuçlarverdi. 1.090 hasta üzerinde yapılan araş- tırmada hastalann bazılan- na Ritonavir bazılanna da plasebo (sahte ilaç) verildi. Araştırmanın sonunda Rito- navir alan hastalann yüzde on üçü ölürken plasebo alan hastalann yüzde yirmi yedisi yaşammt kaybetti. Yeni ilaçlar ümit veri- ci, ancak kimse ilaçlann etkisinin ne ka- dar süreceğini henüz bilmiyor. Ama ila- cın etkileri kısa süreli bile olsa, bunlar virüse karşı yeni engelleroluşturarak has- talann yaşamını uzatacak. ıııi ıar • İstanbul Üniversitesi Kadın Sorunlan Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin araştırması, günümüz kadınında 'çahşkanlık', 'bilgi' ve 'sadakat' gibi değerlerin önplana çıktığını, eskiden ilk sıralarda yer alan 'güzellik' kavramının artık önemsenmediğini ortaya koydu. artık eskisi gibi değQ İstanbul Haber Servisi - Türk ka- dınının kendine bakış açısı, 10 yıl öncesine göre olumlu gelişme gös- terdi. Kadınlara en çok deger katan unsuriann başında 'çalışkanlık'. "btf- gi" \e 'sadakat'ın önplanda geldiği belirlendi Eskiden ilk sıralarda yer alan "güzeüik" kavramının günü- müzde pek önemsenmedigi saptan- dı, İstanbul Üniversitesi Kadın Sorun- lan Araştırrna ve L'ygulama Merke- zi'nin istanbul, Ankara. Izmir. Sam- sun ve Adana illerindeeğitim, mes- lek ve yaş kriterlerini göz önünde bu- lundurarak gerçekleştirdiği araştır- ma sonuçlandı. Araştırmada. Izmir'in kadın so- rununa ve eşitlik konusuna en du- yarlı il olduğu ve Türkiye'nin Av- rupalılık nıtelığine hak kazandığı belirlendi. "1990'larm Törk kadını profı- li"ni belirlemek üzere IBS şirketi- ne yaptırdıklan araştırmayı değer- lendiren İÜ Kadın Sorunlan Araş- tırma ve Uygulama Merkezi Başka- nı Prof. Dr. NecbArat. araştırma so- nucunda Türkiye'de kadının statü- sü, saygınlığı ve ulaştıgı bilinç ko- nusunda 10 yıl öncesine göre çok olumlugelişmelergörüldüğünü vur- guladı. Prof. Arat, araştırmadan çı- kan sonuçlarda en yüksek eğitim ve gelir düzeyindeki kesim ile alt dü- zeyin benzer düşünceler taşıdıgını belirtti. Araştırma ve uygulama merke- zinin "Parlamenterlere Duyuru: Türk Kadııu Artık Eskisi Gibi De- ğil" başlığı ile yayımlanan araştır- mada, şu görüşlere yer verildi: "Ardştırma sonucunda, kadınla- nn yüzde93.7'sinin, Medeni Kanun Degişiklik Tasansı kapsamında yer alan 'Evlilik sürecinde edinilmiş mallann eşit paylaşımı' konusunu destekJedikleri ortaya çıkb. Göriiş- meler sırasında evlendikten sonra mesieğinden vazgeçmek istemeyen kadınlann oranının arttığı (yüzde 77.1), değer vargılannda ise "çalış- kanlık', 'bilgi' ve 'sadakat'in en önemli unsurlar olduğu betirlendi Eskiden ilk sıralarda yer alan gü- zellik' ise günümüzde pek önem- scnmiyor. İstanbul, Ankara, l/mir, Samsun ve Adana illerinden, eğitim, meslek ve yaş kriterleri göz önüne alınarak seçilen 1500 kadınlayapılan araştır- ma sonucunda çıkan bir başka ilginç nokta ise İzmir'in kadın sorunu ve eşitlik konusuna en duyariı ü olup Türkiye'nin Avrupası sıfatına hak kazanması." Foça'da betona yargı engeK Foça için hazırlanan koruma amaçh imar plamnın, yapılaşmayı ve kirlenmeyi arttıracağı gerekçesiyle iptalini isteyen üç yurttaş, açtıklan davayı kazandı. İZ.MİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Foça'nın. Kuşadası ve Bodrum gibi beton yıgınına dönüşmesini engellemek için üç yurttaşın başlattığı hukuk müca- delesi zaferle sonuçlandı. Foca için ha- zırlanan koruma amaçlı imar plamnın, yapılaşmayı, nüfusu ve kirlenmeyi artı- racağı gerekçesiyle iptalini isteyen üç yurttaş. açtıklan davayı kazandılar. Iz- mir 2. Idare Mahkemesi. Danıştay'ın bozduğu ilk karannda ısrarederek bilir- kişi raporundaki "bilimsel ve objektif verilerin"*aksi ortaya konmadan Danış- tay'ın karannakatılmayaçağını bildirdi. tJavanın reddini isteyen Özel Çevre Ko- ruma Kurumu ise bu yurttaşlann istem- lerini "çevresektörüniingerçeklerikar- sısında ütopik" olarak nitelendirdi. Ercan Tatar, Vülkan Sucukçu ve Ay- fer Çakan. anayasa ve yasalardan kay- naklanan yurttaşlık haklannı kuilana- rak Foca'yı korumak için 4 yıl önce Iz- mir 2. Idare Mahkemesi'nde dava açtı- Iar. Davacılar. Özel Çevre Koruma Ku- rulu'nun koruma amaçlı imar plamnın hiçbirara^tırmaya dayanmadan, bilim- sel kurum ve kuruluşa danışılmadan. çevre yasasına aykın olarak hazırlandı- gını, Foça'nın tarihi zenginliklerini ko- rumaktan uzak olduğunu savundular. Mahkemenin görevlendirdiği İstan- bul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fa- kültesi Sehir Bölge Planlama Bölümü öğ- retim üyeleri Prof. Dr. Hande Süher, Doç. Dr. Mesture Aysan ve Doç. Dr. MehmetOcakçıdan oluşan bilirkişı he- yeti de imar planına veri oluşturan bil- gi ve çalışmalan yetersiz buldu. Ornek karar Mahkeme, Özel Çev re Koruma Ku- rumu'nun. davacıîann "tavır, öneri ve itirazlannın Foca gerçeği ve çevre sektö- rünün gerçekieri karşısında iitopik kal- dığı" yolundaki ıtırazını da reddederek imar plamnın iptaline karar verdi. 1993 yıhnda alınan bu karardan sonra ÖÇKK, Danıştay'da karan temyiz yoluna gitti. Temyiz başv urusunu kabul eden Danış- tay. mahkeme kararını bozdu. Bunun üzerine davacı vurttaşlar Danıştay kara- nnın düzeltilmesinı istediler. Ancak bu isıeın, Danıştay 6. Dairesi'nce redde- dildi. Yeniden ızmir 2. Idare Mahkeme- si'ne gönderilen dosya, geçen günlerde kararabağlandı.2. Idare Mahkemesi'nin karannda şöyledenildi: "Bakılandava- da bifirkişilerce yapdan incelemeler so- nucu hazırlanan rapor, objektif bilimsel gerekçelere davandırılmıştır. Danıştay bozma karannda ise y ukanda belirti- len bilimsel görüşlerin tartışılması dahi yapılmadan dava konusu imarplanında Foça'nın arkeolojik, kentsel ve doğal gü- zeüiklerini konınıava > öneiik düzenleme- lere yer verildiği kabui edilmiştir-*' Izmir 2. Idare Mahkemesi. "Karan- mızın dayandığı bilirkişi raporunda be- lirtilen bilimsel görüşlerin aksi ortaya konulmadan verilen bozma karanna ka- tılma olanağı bulunmadığından, bozma karanna uyuimavarak eski karanmız- da ısrar edilmesine karar verilmiştir" dedi. Izmir 2. îdare Mahkemesi'nin bu karanna göre eğer ÖÇKK itiraz ederse konu. Danıştay Dava Daircleri Genel Kurulu'na gidecek ve burada son karar verilecek. SEYAHATNAME YAVUZGÖR Meslek Değiştirmek... B u yeni bakanlık- taişlervekonu- lar oldukça il- ginç... Avrupa savaş- tan çıkmış, amma ekonomi ve ticaret ye- rinde sayıklıyor. Ufuk- ta bir heyula gibi be- liren "soğuk savaş " başlamış. Marshall Planı, Batı Avrupa'yı. bizi ve Yunanistan'ı toparlamak, ayağa kaldırmak, alışverişi canlandırmak vb amaçlartaşıyor. Ti- raj Haklan, Avaıpa Tediye Birfiği, eko- nomik ve politik "entegrasyon" kav- ramlan var, şimdi. Uzun süren bir "ekonomik yalnız- W("tan yeni çıkmışız. "Bütün bunlar iyi de ya kapitülas- yonlar gibi işler çıkarsa baştmıza? Yaaldığımızborçlan ödeyemezsek" gibi sorular var kafamızda... • • • Bir gün öğfeden sonra işe geliyo- rum. 'Vçeride önemlibin var. Bu ba- kanlıkta Fransızca bilen var mı diye soruyor" dedi arkadaşlar. Kapıyı vur- dum, içeri girdim. iyi giyimli, genç, ya- kışıklı bir adam, bir aşağı, bir yukarı dolaşıyorodada... "Ne var" dedi.. "Beyefendi. Fransızca bilen varsa gelsindemişsiniz. Bengeldim.. "di- ye yanrtladım. "lyi bilmiyorsanız, vaktimi harca- mayın.." diyor şimdi. Mandallı saçlı Italyan matmazel, okuldaki öğretmenler dikildi karşı- ma... "Bizi mahcup etme" diyorlar sanki... Oldukça (majör) bir tonda "dene- yelim, efendim "dedik... "Göreceğiz.." dedi ve son süratle Fransızca bir metin dikte etmeye başladı... Yazdık, daktilo ettik, geri ge- tirdik. "Kuzum, sizin burada ne işiniz var" sorusu çıktı karşımıza... "Ekmek parası efendim" desem mi? "Maliye memuruyum, burada ra- portörüm"ded\m. "Siz bize gelin..." diyor bu zat... "Biz" neresiacaba... Anladı soruyu, ben sormadan... "Hahciye'ye yani.." diyor. "Sınav var."dedim. "Çalışın, girin" diyor... Muhatabım, rahmetli Fatin Rüştü Zorlu Ankara hariciyesi... 1 950 yılının ilk günü işe başladı- ğım Dışişleri Bakanlığı için yuka- nda kullandığım "Ankara Harici- yesi" deyişini açıklamak istiyorum: 1920 yıllarındaki Ankara hüküme- tinin, diğer bakanlıklar gibi bir "dışiş- leri"ne de gereksinimi var tabii... Bab-ı Âli'nin tecrübeli Osmanlı dip- lomatlarının büyük bir kısmı, Anado- lu'ya geçmekte geç davranmışlar. Ankara'dakiler de "hanciye kadrosu" oluştururken başlangıçta fazla sık eleyip sık dokumuşlar. Bundan "ka- litesiz" personel anlamı çıkarmak, pek yanlış bir yargı olur. Tersine, bir iki istisna dışında. bu meslege kabul edilen kişilerin hemen hepsi kültür- lü, lisan bilir, renkli ve kanzmatik kim- selerdi. Genç cumhuriyetin işlerini de pe- kala yürüttükleri bilinir. Benim ba- kanlığa girdiğim sürede, bu "harici- yeci"lerin çoğu hâlâ bakanlıkta idi. Bu yazı serisinin, burasına, bir iki portre koymak arzusunu yeneme- dim: 1 - İtalyan ya- zan, Curzio Malaparte, "Kaputt" adlı eserinde şu öy- küyü anlatıyor "Savaş muha- biri olarak Fin- landiya'ya git- miştim. Helsin- ki'de bir gece İsveç Büyükel- çiliği'ne yeme- ğe davet edil- dim. Masada Türkelçisi de vardı. Güzeller güze- li, İsveç Sefiresi, Elçiye 'Ekselans. Siz gençken Jön Türklerdenmişsi- niz. Doğru mu' diye soracak oldu. 'Heyhat Madam, ben gençken da- ha Türk'tüm...' dedi. Bu sempatik adama 'bayıldım' diyor Malaparte." 2- II. Dünya Savaşı başlamış. Al- manlar hemen her gece Londra'ya bomba yağdırıyor. Büyükelçilikte bir genç memur var. Sıkıntıdan olacak, biraz içiyor. Geceleri de Londra sokaklannda otosu ile dolaşıyor. Ya viskinin etki- si ya da karartılmış sokaklardan ola- cak, bir iki Ingilize çarpıyor... Büyü- kefçi Amiral Rauf Orbay, yanında- kilere, "Bunu buradan başka birye- re gönderelim. Alman Hava Kuvvet- leri'nden daha çok zarar vermeye başladı Ingiliz halkına..." diyor... 3- M.C., üç lisanı çok iyi biliyor... ingilizle Almanca, Fransızla ingiliz- ce, Almanla da Fransızca konuşuyor. "Bu niye beyefendi" diye sorulduk- ta: "Ben bu lisanları öğrenmek için çok vakit ve para harcadım. Onlar da öğrenseydiler, keratalar... Aynca ko- nuşmada üstünlük bende kalıyor" yanıtı alıyoruz. 4- M.Ö. Bey, 1913 Galatasaray Sultanisi mezunu... Varlıklı birailenin oğlu. Tarım uzmanlığı öğrensin diye, 1913'te Macaristan'a gönderiyor ai- lesi. Magyarovar kentindekı tarım okulu yerine Budapeşte'deki kon- servatuvan seçiyor. 1923 yılına ka- dar orada "tahsil görüyor"... Lo- zan'da müzakereler olurken ailesin- den bir "ültimatom" geliyor. "Onyıl- dırortada birşeyyok. Şimdisana bir şans tanıyoruz. Lozan'a git, ismet Paşa 'ya mülakiol" diyor ültimatom. Bu serüvenin üst tarafını, bu cana ya- kın ve mizahlı adam şöyle anlatıyor- du: "Lozan'ageldim. HoteldelaPa- ix'yi buldum. Holde kalpaklı adam- lardolaşıyor. Benimzamanımda Os- manlı diplomatlan, üniforma, fes gi- yerdi. Bu kalpaklılardan birine 'Türk delegasyonu nerede' diyecekoldum. 'Ne için sordun? Sen kimsin' diye tersledi. Konu- yu anlattım, be- ni İsmet Pa- şa'ya götürdü. Paşa: 'Filan nu- maralı odaya git, işe başla' emri verdi. Fi- lan numaralı odada iki kişi şifreyapıyohar- dı. 'Oraya otur ve yazmaya başla' dediler. Üçgüngeçme- den bu sıkıntılı işten vazgeçtiğimi söyleyecek ol~ dum. 'Oğlum. Istesen de istemesen de bu işe devam edeceksin. Çünkü devletin şifresini öğrendin' cevabı al- dık. Böylece 'Hanciye'ye intisap et- mişolduk efendim.' " 5- Bir Alman piyanisti geldi Ka- bil'e. Alman Büyükelçiliği'nin bah- çesinde "resital" veriyor. Son parça olarak Beethoven'ın "Aylşığı Sona- f/"nı çaldı. Alkışlandı. Yanımda otu- ran başkâtip: "Canına okudu Beet- hoven'ın.." dedi. Almanın yanına git- ti ve son "Mouvement böyle çalın- maz. Şöyle çalınacak.." deyip piya- noya oturdu. Ve de bence de daha iyi çaldı sonatın orasını... Hepsı rahmetli olmuş bu eski ha- ricıyecilerin, orijinal tarafları biryana, işlerini pek iyi bilen ve profesyonel ye- tenekleri inkâr edilemez kişiler ve ki- şilikler olduğunu soylemek, Ankara Hariciyesi'ne belki de geç kalmış bir saygı ödevini yerine getirmek olacak diye düşünüyorum. Yarin: 1950-1952
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle