Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2ARAUK1996SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Gölhan da Çatlı'yı
savıındu
• ANKARA (Cumhurnet
«ürosul-DYP Genel
Başkan Yardımcısı Mehrret
Cölhan. mahkeme karari}la
îl 8 yıldT aranan katliam
zanlısı ilkücü Abdullah
Çatlf nın. polisten
saklanüığına
"inanmadığını" söyledi.
Gölhan. dün düzenlediği
toasın teplantısında. "Mafva
iüışkilen gündemden
düşürülmüvor. Şimdi bir ie
devlet ı;indeki çeteler
gündeme geldi. Lıitfen ank
bunlar gündemden
çıkanls;n. Toplumda
tansivon gerılivor.
Bazılanmız de\ leti
eagalamakla meşgul" deıiî.
Yılmaz'ın
dinlenilmesi olayı
• ANKARA (Cumhurhet
Bürosu)-ANAPGenel
Başkanı Mesut Yıimaz.
çalışmaofisinde
bulunduğunu iddia ettiği \e
noter huzurunda
çıkaracağını açıkladığı
'"böcek" adı \erilen
dinleme cihazlannı
söktürme kararından çark
etii. Yılmaz. dinlenilmektsn
rahatsizolmadığını ifade
«derek "Benıın dev letten
gizleyecek bir şeyım
yoktur" dedi.
Yetki yasası
onaylandı
• ANKARA (Cumhuri>et
Bürosu) - Cumhurba^kanı
Süleyman Demirel
TBMM'ye geri gönderdiği
yetki vasasını. yapılan yeni
düzenlemeler üzerine
onavladı. Bakanlar
Kurulu'na ınemurlar ve
diğer kamu görev lileri ile
emeklılennın mali \e sosval
haklannda iyüeştirme
yapmak üzere kanun
hükmünde kararname
çıkarma yetkisı veren vetki
vasası dün ona\ landı.
Demirel. TBMM'ye
gönderdikten sonra
değiştirılerek çıkarılması
üzerine onavladığı yasanın,
"valnız belli konulan
içeren. zorunlu. istisnai.
öncelikli \e ivedi olacak
şekilde" kanun hükmünde
kararname çıkarma yetkisi
verdiğine dikkat çekti.
YDH'den çözüm
bloku önerisi
• HaberMerkezi-YDH
Genel Baş.kanı Hüsevin
Ergün.basta ANAP ve CHP
olmak üzere Meclis'tekı
muhalefet partileri ile
Türkive'de uluslararası
standartlarda bir hukuk
devleti kurulmasından yana
olan Meclis dışındaki
siyasal partilerin bir araya
gelerek çözüm bloku
oluşturması gerektiğini
söyledi. Türkiye'nin. son
günlerde çağdaş bir devlette
akla hav ale gelmeyecek
olaylarla karşı karşıya
kaldığını \urgulayan Ergün.
kurulacak çözüm blokunun
devletin ve siyasetin her
türlü vasadısı bulaşıklıktan
anndınlmasını ve
sıyasetteki dağınıklığın
gıderilmesini hedeflemesı
gerektigini kaydetti.
Akıntiipk - Aktaş
davası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Milletvekili
olduğu dönemde
sekreterlığini yaparj Fatma
Akıntürk'e özel bir
tele\iz\on kanalında yaptığı
konuşmada "serseri"
diyerek kişilık haklanna
hakaret ettiği gerekçesiyle
hakkında ceza da\ası açılan
eski DYP Samsun
Milletvekili İlyas Aktaş'ın
yargılanmasına devam
ddildi. Mahkeme hâkimi.
Aktaş'ın adresinin
belirlendiğini belirterek
sanığın adresine ihzar
müzekkeresi yazılmasına
ve müşteki Fatma
Akıntürk"ün "öldürmeve
teşebbüs" suçundan
yargılandığı davanın
dosyasının Ankara 1. Ağır
Ceza Mahkemesi'nden
istenmesine karar vererek
duruşmayı erteledi.
SSK'nin prim
alacağı
• ANKARA (AA) - SSK
Genel Müdürü Ekrem Önal.
kurumun ışverenlerden
prim. gecıkme zammı \e
sosyal yardım zammı olarak
toplam 147 trilyon 400
milyar lira alacağı
bulunduğunu söyledi. Son
yıllarda sigorta primlerinin
yeterli düzeyde tahsil
edilememesi sonucu
kurumun nakit sıkıntısına
düştüğünü v urgulayan Önal.
işverenlerin kuruma
ödemesi gereken primleri
ucuz finansman aracı olarak
gördüğünü \ e başka
alanlarda kullandığını
savundu.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
Sedat Bucak her ay devletten 130 müvar lira ahyor.
130.000.
Çiller
sendikadan
şikâyetçi
Haber Merkezi - Dışi^leri
Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Tansu Çiller
Kardemir işçilerine
sendikalan sikâvet etti.
Çiller. Kardemir'in kâr
eden bir kuruluş haline
geldiğini anımsatarak
birçok KlT'i Kardemir
örneğiyle özelleştırmek
istediğini. ancak bazı
sendikaların bunu
anlamadığını söyledi.
Çiller. Sanavi \e Ticaret
Bakanı Yalım Erez.
Llaştırma Bakanı Omer
Barutçu. Milli Eğitim
Bakanı Mehmet Sağlam
vebazı DYP
millervekilleri \\c
Karabük'te Kardemir
tesislerini gezdi. Çiller'e
Kardemir'in
özelle^tirilmesine vönelik
çalışmalanndan dolayı
şiikran plaketi \erildi. '
Daha sonra Kardemir
ı^çileri\le öğle yemeği
viven Tansu ÇiÛer.
Uçilerin 3-5 >ıl sonra
buranın zengin ortaklan
olacaâını ifade etti.
ANAP lideri, Başbakan Susurluk'la ilgili soruşturma açmazsa kendinin devreye gireceğini söyledi
Ydmaz belge açıldayacakANKARA(Cumhuri>et Bürosu)-ANAP
Genel Başkanı Mesut Yılmaz. devlet-maf-
ya-aşiret ilişkilerini ortava çıkaran Susur-
îuk'taki kaza ile ilgili geni> kapsamlı gizlı
birde\letsoruîturma.sı gerektigini söyledi.
Başbakan Necmettin Erbakan'tn önütnüz-
deki günlerde bu konuda bir karar verme-
si gerektigini ifade eden Yılmaz. "Eğer
başbakan gereğini vapmazsa sorumluluğu
kendisine ait olmak ii/ere elimdeki bilgileri
kamuovuvla paylaşınm. Ama bundan de\-
let zarar görür" dedi.
"Kumarhaneler kralı" olarak bilınen
Ömer Liitfı Topal'ın öldürülmesivle ilgili
soruşturmavı yürüten Sanyer Cumhurivet
Başsavcılığ'ı, DYP Şanlıu'rfa Milletvekili
Sedat Bucak' ın koruma göre\ ini de sürdü-
ren 3 özel tim görevlisinın cinayeti işledik-
lenni itirafettiklenniaçıklav an ANAP Ge-
nel Başkanı Mesut Yılmaz'ı ifade vermek
üzere sa\cılığa çağtrdı ve elinde bulundu-
ğunu açıkladığı "belge ve bilgUeri" istedi.
Sanyer Cumhuriyet Başsavcısı V'eli En-
^ n Arslan imzasıvla ANAP'a gönderilen
davetıyede. Topal cina\etivle ilgili olarak
Yılmaz"da olduğu söylenen ses ve görüntü
kayıtlanyla diğer belgelerin sa\ cılığaulaş-
tırılması gerektiği belirtildı. Davetiyede.
aynca cınayetle ilgili bildiklenni anlatmak
üzere Yılmaz'ın sa\cılığabaş\urması çağ-
rısı yapıldı.
Nlesut \'ılmaz. partisının Genişletılmi>
Başkanlık Divanı toplantısından sonra ga-
zetecilerin sorulannı vanıtlarken. Sarıver
Cumhuriyet Sa\cılığı'nın kendisine yaptı-
ğı da\etle ilgili olarak >ö\le dedi:
•*San>er Cumhuriyet Sa\ cılığı'nın > aptı-
ğı davet sanı>orum Sanyer "deki bir cina>et
ola> ı> la ilgili. Benim bu konudaki tutumum
çok açıktır. Ben millenekili dokunulmazlı-
ğının arkasına saklanmam. İster Meclis
araştırma komisyonu. ister Meclis soruştur-
ma komisvonu olsun. isterse dcvletin sa\cı-
sı Olsun, hangi \etkiii makam benden bilgi
isterse, ben onun emrinde olurum."
Devlet Güvenlik Mahkemesı'nin şu ana
kadar kendisinden herhangi bir talepte bu-
lunmadığını kaydeden Yılmaz. ~Şuanaka-
dar Sanyer Cumhuriyet Savcıhğı dışuıda
hiçbir makama bilgi \ermedim. Bilgi iste-
yen ilk makam Sarıyer Cumhuriyet Baş-
sa>cüığı"dır" dedi.
ANAP lideri Yılmaz. Başbakan Necmet-
tin Erbakan'ın kamuoyunu yanıltıcı bılgi-
ler verdiğini ifade ederek şö\le devam et-
ti:
Projektörler Başbakan'a
"Başbakan"uı şu ana kadar >aptığı sade-
ce bazı kuruluşlardan bilgi istemektir. Bilgi
istemek de soruşturma açılması anlamına
gelmez. Başbakan, Başbakanlık Teftiş Ku-
rulu'ndan. MİT'ten \e muhtemelen İçişle-
ri Bakanlığı'ndan bu konuda kendisine bil-
gi verilmesini talep etmiştir. Bazı kuruluş-
lann da kendisine bilgi intikal ettirdiğini bi-
livorum. Cunıhurbaşkanı da kendisine ak-
tardığım bilgileri Başbakan'a iletmiştir. So-
rumluluk Başbakan'dadır. Medvanın \e ka-
nıuovunun projektörlerini çevireceği ma-
kam Başbakan "dır. Top Başbakan'da."
Başbakan Erbakan'ın bir karar vemıek
zorunda olduğunu kavdeden Yılmaz. "Baş-
bakan ilgili kuruluşlardan gelen bilgiler,
Cumhurbaşkam'nın kendisine ilettiği hilgi-
ler bir soruşturma açılmasını gerektirecek
önemde>se. ciddi\ette\se. sivasi nedenlerle
bundan ka(,ama/. Vani bu hiikümeti. bu tt>-
pal koalis\onu, bu si> asi işbiriiğini de\ am et-
tirnu'k ic,in son derece ciddi olan iddialann
üzerine gitmekten kaçınırsa, Başbakan bu-
nun tarthi vebalini de üstlenmiş olur" diye
konuştu.
Bazı muhalefet partilerinin \e basının
kendisinden elindeki bilgileri bir an önce
açıklaması konıısundaönerilerde bulundu-
ğunu dılegetiren Yılmaz. "Benikike/baş-
bakanlık > aptım. şimdi de ana muhalefet li-
deri) im. hiı; kinıse bu konuda bana belli bir
da\ranış empoze etme>e kalkmasın. Ben
gcniş kapsamlı «i/li bir de\lot soruşturma-
sı >apılnıası gerektigini sövlüvoruııı. Baş-
bakan bu göre> ini \erine getirmezse ben çı-
kar kamuovu ile bu bilgileri pavlaşınm. A-
ma bundan dev let zarar görür" dedi.
Mesut Yılmaz. bu meseleyi birsiyasi po-
lemik haline getirmenın, ANAP ile çeşitli
eamialararasındabirdüşmanlıkkonusuya-
ratılmak istenmesinın de dev let ciddiyetiy-
le bağdaşmadığını. bunun hiçbir şekilde
kabul edemeyecekleri bev hude ga\ ret oldu-
ğunu sö\ ledi. Yılmaz. "Kirli işlerin ideolo-
jisi olmaz. Kirli işlerin sağeısı, sokrusu olnıa/. i
Bu işlerin dokunulmazlığı olmaz. Filan '
adanı millerv ekili di> e, dev lete hizmet etmiş
dive bu kirli işlerini örttüremez" dive ko- ;
nuştu.
Mahkeme
başkanınm
sanıklara kimlik
tespitleri sırasında
dinlerini
sormasına tepki
gösteren \azar
Ataol
Behramoğlu,
bunun bir
a\ nmcılık
olduğunu belirtti.
Herkesin dini
inancına sa\«ılı
olduğunu
söyle\en mahkeme
başkanı ise
C.MLK'agöre
sanıklara bu
sorunun sorulması
gerektigini ifade
etti. (Fotoğraf:
HATİCE
TUNCER)
Mahkemenin din sonısuna tepki
İstanbul Haber Senisi - "Düşüneeye
Özgürlük" kıtabının vayıncısı oldukları
gerekçesi>leTerörle Mücadele Yasasi'nın
8. maddesı ileTC^ "nin "halkıkinvedüş-
manlığa tahrik etmek" fiilinı düzenleven
312. maddelen uvanncavargılanan W sa-
nıklı davava devam edildi.
tstanbuİ 3 No'lu DGM'de görülendava-
v a Şanar ^ urdatapan. Tomris Özden. Or-
han Panıuk. Ataol Behramoğlu. Münir
Ceylan. Ferhat Tunç'un da aralarında bu-
lunduğu çok ;>a\ıda gazeteci. vazar katıl-
dı. Durıışmaöncesıııde bir basın açıklama-
sı yapan \urdatapan. Türkive'nin "en kı-
demlidüşüncesuçlusu" olarak bilınen sos-
\olog-vazar İsmail Beşikçi'nin hakkında
kesinleşmiş 100 vılavakınhapiscezası ol-
duğuna dikkat çektı. Beşikçi'nin vayıncı-
sı UnsalÖztürk ün de Beşikçi ile birlikte
sürekli ceza aldığını vurgulavan \urdata-
pan. vaşamlarının uzun bir dönemini ce-
zae\inde geçiren bu iki "düşünce suçlu-
su"na destek verilmesi çaûrısında bulun-
du.
Davanın dün vapılan oturumunda sanık-
lardan Ataol Behramoğlu. l'ğur Canko-
çak, ^alçın Pekşen, Rıza Şahin, Burçak Ev-
ren. Fatma Oran. Nurdaer Erkoca, Ali Er-
kan ka>ılı'nm kımlık tespıti ve sorguları
yapıldı. Sanıklar. dü^üncenin suç olma-
ması gerektigini vurgulavarak bu kitabın
bilerek \e isteverek vayıncısı olduklannı
belirttiler. Mahkeme başkanının sanıklara
kimlik tespitleri Mrasında dinlerini sorma-
sına tepki göj.teren yazar Ataol Behramoğ-
lu. bunun bir aynmcılık olduğunu belirtti.
Herkesin dini inancına say gılı olduğunu
söyleven mahkeme başkanı ise CML'K'a
göre sanıklara bu sorunun sorulması ge-
rektigini ifade etti. Sanıklardan Şanar Yur-
datapan. bu dasadan \argılanan Mahir
Günşu^y'ın savunmasında Kafka'nın kı-
tabından okuduğu pasajı mahkemenin ha-
karet kabul ettiğini ve hakkında suç duyu-
rusunda bulunduğunu anımsattı. Günşı-
rav 'ın bu nedenle hâlâ Beyoğlu Asliye Ce-
za Mahkemesi'nde yargılandığını sövle-
ven Yurdatapan. "Bu duruşma>a katılan
tüm sanıklar Günşıray'ın mahkemeyeoku-
duğu pasajın altına imza attılar. Kendileri
hakkında da suç duv urusunda bulunulma-
sınıistivoriar" dedi.
Gün^ıra\'ınsavunmasindamahkeme>e
okuduğu sözlere katıldığını söyleven sa-
nıklar hakkında suç du> urusunda bulunul-
masına gerek görmeyen mahkeme heyeti.
duruşmayı erteledi.
SIFIR NOKTASII OR.4L ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Sabiha ve Zekeriya Ser-
tel'in sahipliğini ve yönetimini
ellerinde bulundurdukları Tan
gazetesinin matbaası, 4 Arahk
1945 günü baskına uğramıştı.
Şimdiki gençlerin Tan gazetesi-
nin adını bile anımsadığinı san-
mıyoaım. Tan, saldınya uğrayıp
kapanmak zorunda kaldığı
1945 yılında Türkiye'nin "Cum-
huriyef'ten sonra en çok satan
ikinci gazetesiydi.
Ikinci Dünya Savaşı'nın bit-
mesiyle Türkiye'de çok partili
sisteme geçiş sancıları yaşanı-
yordu.
Tan gazetesi, Türkiye'nin de-
mokratikleşmesi için kararlı bir
mücadele yürütüyor. iktidarda-
ki CHP yönetiminin tutumunu
eleştiriyordu. CHP içinde iki
eğilim arasındaki çelişkiler de
keskinleşiyordu. Birkesim, çok
partili sisteme Türkiye'nin hazır
olmadığını söylüyor ve yeni
partilerin kurulmasına karşı çı-
kıyordu. Bir eğilim ise Batı'nın
da zorlamasıyla çok partililiğin
zorunlu olduğuna dikkat çeki-
yordu.
Tan Olaymı Unutmaym
Bu tartışmada Tan gazetesi
kilit bir rol oynuyordu. Sabiha
ve Zekeriya Serteller. tutarlı de-
mokrasi ve özgürlük yanlısı çiz-
gileriyle etkili bir ağırlık oluştu-
ruyorlardı. CHP içinde çok par-
tililiği savunanların karargâhı,
bir anlamda Tan gazetesiydi.
Daha sonra Demokrat Parti'yi
kuracak olan Adnan Mende-
res ve arkadaşlan da CHP için-
deydiler ve yeni partilerin ku-
rulmasından yanaydılar. Muha-
lefet onlarla sınırlı değildi. ko-
münistler, özgürlük yanlısı de-
mokratlar da bir cephe halinde
CHP'nin tek parti yönetiminin
son bulmasından yanaydı.
Adnan Menderes'ler daha
sonra Amerikan yanlısı bir libe-
ral parti kurdular. Tan ise DP'nin
ötesinde bir demokrasinin sa-
vunucusuydu. CHP içindekı
sertlik yanlıları. Tan'ın radikal
muhalefetine kızıyor ve Sertel-
ler'in susturulmasını istiyordu.
Bu amaçla gençlik içinde bir
grupsaldırgan hareketegeçirıl-
dı. 4 aralık sabahı Babıâli'deki
Tan matbaası polisin gözü
önünde basıldı. Kâğıt ruloları
yokuştan aşağı yuvarlandı.
Matbaa parçalandı, yıkıtdı. Po-
lis bütün bu olan bıteni seyret-
tiği gibi. "vatansever"gençlerin
bastığı Tan gazetesinin sahiple-
rini yakaladı, sorguladı ve tu-
tuklanmalarını sağladı.
Karı koca Serteller. gazetele-
rinden olmakla kalmadılar 6 ay
da hapis yattılar. Sonra da Tür-
kiye'de yaşama şansları kaima-
dığını görerek yurtdışına gitti-
ler.
Tan gazetesi bir daha hiç çık-
madı. Türkiye'de basın mesle-
ğinın gelişip yaygınlaşmasına
hizmet eden, birçok gazeteci
yetiştıren Serteller bir daha ga-
zetelerıni hıç yayımlayamadılar.
Yıllarca ülkelerine dönmelerıne
de izin verilmedi. Sabiha Sertel,
1968 yılında Bakü'de öldü. Ze-
keriya Sertel ise 25 yıl sonra
Türkiye'ye geldiğinde çok yaş-
lanmıştı. Basın özgürlüğü üze-
rine kıyametlerin koptuğu şu
günlerde Tan baskınını özellik-
le unutmamak gerekiyor. iktı-
darlar, her dönemde eleştirici
ve özgürlük yanlısı basından ra-
hatsız oldular. Dün öyleydi bu-
gün de öyle. Muhalif basını ve
gazetecileri susturmak için her
yola başvururlar. Mahkemeler
ve polis yoluyla buna engel ola-
mazlarsa baskın düzenlerler,
bomba atarlar, gazeteci öldü-
rürler.
Uğur Mumcu, Abdi ipekçi,
Çetin Emeç, Musa Anter işte
bu kafanın sonucu yaşamlannı
yitirdiler, kurşunlara hedef ol-
dular. 0 gün Tan matbaasına
baskın düzenleyenler de 'va-
fansever'lik maskesine sığını-
yorlardı, tıpkı bugünküler gibi.
Aradan 50 yıldan fazla zaman
geçti. kafalardeğişmedi. Türki-
ye. demokrasi için çıktığı yolda
hâlâ bir arpa boyu ilerleyebil-
miş değil.
Tan olayını unutmamalıyız.
Sabiha ve Zekeriya Sertel'in
kızları Yıldız Sertel, Tan olayı-
nı gelecek kuşaklara aktarmak.
basınımızın öncülüğünü yapan
bu karı kocanın açtığı yolda ye-
ni kuşaklara ışık tutabilmek
amacıyla Sertel Gazetecilik
Vakfı'nı kurdu. Vakıf, bu yıl ilk
resmi etkinliğini yapıyor. 4 ara-
lık günü Sertel Gazetecilik
Ödülleri verilecek. Tan baskını
bir kez daha anılmış ve konu-
şulmuş olacak.
Tan baskını, basın tarihimizin
bir dönüm noktası. Iktidar zor-
balığının çıplak bir örneği. Bu-
gün tehdit altında olan bütün
gazeteciler, Serteller'i hatırla-
malı ve herkese hatırlatmalı.
Hâlâ basın özgüriüğünün arayı-
şı içindeyiz. Sabiha ve Zekeri-
ya Sertel'in mücadelesinden
öğrenecegimiz çok şey oldu-
ğunu biliyoruz. Onların yaşamı
bir demokrasi dersi gibiydi. Bu
dersi tekrar okumakta sayısız
yararlar var. Sabiha ve Zekeri-
ya Sertel'i saygıyla anıyorum.
POLİTİKA GUNLÜGÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Küçük İbo...
10-11 yaşlarında sevimli bir çocuk...
Babası ilkokul öğretmeni. anne ev kadını...
Adı ise Küçük ibo...
Anlattığına göre 6 kardeşi var...
Son on gündür özel televizyon kanallarındaki
eğlence programlarının en gözde sanatçısı. Önce-
ki gece ise iki özel televizyon kanalında görüldü...
Küçük İbo akıllı ve zeki bir çocuk. On gün için-
de ünlüler kervanına katıldı.
Arabesk türü söylüyor. Sunucu ablalan ve abi-
leriyle konuşuyor. onlara 'müzik üzerine' görüşle-
rini anlatıyor:
" Bu ses Allah vergisi!.."
Hülya Avşar ablası onu çok sevdi. Program sı-
rasında onu kucağına bile oturttu. ibo, bu işi on
günde öğrenmiş olacak ki Hülya ablasının duda-
ğına bir öpücük kondurdu. Hülya ablası bir kahka-
ha attıktan sonra "Seniyaramazçocuk" dedi ve ek-
ledi:
"Baksana dudağın ruj oldu..."
Ben on gündür Küçük Ibo'yu ızliyorum. Böylece
Türkiye'nin 'bol acılı' yaşamından fotoğraflar se-
çiyorum...
Urfalı bir ilkokul öğretmeninin 6 çocuğundan bi-
risi olan Küçük ibo'nun 'dibi çıkmış' kahrolası dü-
zende ne denli önemli işleryaptığına inanıyorum...
Küçük İbo, Türkiye'nin gündemine 'küt' diye otu-
rup yerleşti. Şimdi o maaşı ayda 30 milyon lira olan
öğretmen babasıyla geleceğe dönük hesaplar
yapıyor.
Orta birinci sınıftan ikinci sınıfa geçen Küçük İbo,
bu yıl okula gitmeyecek. Gelecek yıl ise ne yapa-
cağına karar verecek...
Küçük İbo. Hülya ablasına şöyle diyor:
"Okulu dondurdum. Gelecek yı! konservatuva-
ra gıdeceğim. O işı şımdiden ayarladık..."
Küçük ibo, akıllı çocuk. Bu ülkede her işin 'ayar-
lamayla' gerçekleştığini öğrenmiş...
• • •
Küçük ibo, bir televizyon programındagörülmüş
önce. Urfa'da çekilen 'Sıra gecesi'nde 'yanık se-
s/'yle bir uzun hava söylemiş...
Sonra?
Babası. Küçük ibo'nun elinden tutup 'Cesur Tu-
rizm'leistanbul agetirip Unkapanı'ndaki plakçılar
çarşısında dolaştırmış. Sesini dinleyen bir plakçı,
"Tam aradığım gibi" deyip Küçük Ibo'yu bağrına
basmış...
Küçük İbo artık ünlü bir sanatçı!
Televizyonlara çıktyor. gazetelerde röportajları
yayımlanıyor...
İşte Hürriyet'te tam sayfa yayımlanan röporta-
jından bir bölüm:
"-Televizyon seyrediyor musun? Çızgı film filan?
- Yok çizgi film seyretmem. Kemal Sunal'ın film-
lenyle acıklı, acılı filmlerı sevırem.
-Niye acılı filmleri seviyorsun? Seni duygulandı-
rıyor mu? llham kaynağı mı oluyor?
- Güzel oluyorlar. Ben çok acıram filmdekilere,
hep onlann tarafını tutaram. Mesela o, öbürünü
dövir, ben de hadi vur, döv onu diyirem. Kendimi
oyuncunun yerine koyurem.
- Seni çok arayan oluyor mu?
- Ara sıra arayan oluyor. Çok önemli kişiler an-
yor. Gazeteciler, sanatçılar, menajerler, annem, ba-
bam arıyor.
- Hayranların aramaya başladı mı? Mektup filan
var mı?
- Evet arıyorlar, mektup yazıyorlar.
- Neler diyorlar?
- İbo nasılsan. iyi misen diyorlar, ben de iyiyem
diyorum. Diyorlarkaseti beğendim, diyorum sağol.
Ne bileyım bu tür sorular soruyorlar.
- Peki kendine başka neler alıyorsun?
- Şimdi kamera almak istiyorum. Mesela benim
programım olur, canlı yayınım olur, Ümit abim (me-
najerinin yardımcısı) gelir çeker.
- Araba almayı düşünüyor musun?
- Çok yakında olacak bir tane. Opel Vectra ya da
Renault 19 Evropa istiyorum. Ümit abim kullana-
cak.
- Bu yaşta nasıl böyle ayrılık. aşk şarkıları yazı-
yorsun?
- Onlar öyle olabilir. Onlar ne bileyim, türkü ola-
rak, şarkı olarak, hissetmeden yazıyorum. Kafiye
var, kafiyeleri uyduruyorum, uyaklı yapıyorum. Bir
cümlede saçmalıyem, öbür cümlede saçmalıyem
olmaz. Hepsini kafiyeliycem.
- Kazandığın parayı ne yapıyorsun?
- Istediğım şeyleri alıyorum. aileme para yollu-
yorum. Devamlı kazanıyorum zaten. Her gün her
gün kazanıyorum.
- Oh Allah arttırsın.
- Sağolun hepimizin.
• • •
Küçük ibo. tüm değerlerini yitiren 'acılı bir top-
lumun' gerçek yüzüdür Kolaycılığın, köşe dön-
meciliğın en kalın çizgisidir...
Küçük ibo, sınrf atlamıştır. cep telefonu, otomo-
bil sevdası onu tam 10 yaşında yakalamıştır...
Bugün istanbul'un varoşlannda yaşayan, çöp
bidonlanndan ekmek ve yemek artığı toplayan di-
ğer Küçük ibo'lara inat o 'serbest piyasa ekono-
m/s/'nin 'yükselen değeher'm bir simgesi olmuş-
tur...
Urfa'dan çok Küçük Ibo'lar çıkmıştır bizim Meh-
met Faraç'ın anlattığına göre. Sizler Küçük Cü-
neyt'i, Küçük Halil'i tanır mısınız?
Onlar da Urfalıdır. Ama hiçbiri Küçük İbo kadar
ünlü değildir. Çünkü onlar barlarda, pavyonlarda,
çay bahçelerinde çalışır. Urfa'da her köşe başın-
da bir Küçük ibo'yla karşılaşabilirsiniz...
Urfa'da Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı bir müzik
lisesi olduğunu biliyor musunuz?
Yine Urfa'nın Eyyübiye, Süleymaniye, Bağlarba-
şı, Sinekli mahallelerinde yoksulluğu alın yazısı
olarak gören Küçük ibo'lann. Küçük Cüneyt'lerin.
Küçük Halil'lehn analarını, babalannı tanıyor mu-
sunuz?
Küçük ibo, Urfa'daki müzik eğitimi veren okulu
değil, Unkapanı plakçılarını seçti ve ünlü oldu. Al-
dığı parayla Etiler'de. Bebek'te değil, Avcılar'da ev
aldı.
Eh, konservatuvarı da ayarladı...
Küçük Ayten'lerin, Küçük Sevda'ların. Küçük
Dilahan'ların. 'sinemaya gittiklerı' için boğazları
kesilip öldürüldüğü Urfa'da; Küçük Ibo'ların. Küçük
Cüneyt'lerin, Küçük Halil'lerin ayrıcalıkları sizleri
hiç düşündürmüyor mu?
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya «ı Planet.com. TR