Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 ARALIK 1996 SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Yeni filmi 'Yastık Kitabı' 46 ülkeye satılan İngiliz yönetmen Peter Greenaway:
^Sinemaıım geleceği Internette'
CÖNÜL DÖNMEZ-COUN
LÎLLE/FRANSA - Selanık
Film Festıvali'nde son filmi Pillovv
Şîook'la (Yastık Kitabı) büyük be-
ğenî kazanan. festival sünyesinde
I 5 yıüık resimlerini kapsavan bir
de sergı açan İngiliz yönetrren Pe-
ter Greenavvav "le yeni çalışnası ve
sînema üzenne konuştuk :
- *Yastık Kitabı' gibi yine izieyi-
ciye tümüv k görsel bir şölen veren
bir fiimle çıktınız karşıtnıza. Ken-
dinizi bir v onetnıen oiarak nıı gö-
rüyorsunuz. voksa ressanı oiarak
mı?
- - Yönetmen unvanı pek yakış-
rnıyor bana. İğreti oturuyor omuz-
lanmda. Kariyerime ressam olarak
başladım. Bugün bile resim sana-
«ının yeni görüşlerin gelişmesine
sinemaya oranla daha \ atkır. oldu-
ğuna inamyorum. Eleştirmenler.
filmJenmin resim değerini tartrşır-
lar. amaonlann. filmlerimin resim
değeri ılegerçekten ılgilenmediği-
ni. özgün. güzel görünüşlü bir si-
riema yaptığımı söylemek istedik-
rerini sanıyorum ki bu bambaşka
bır şey. benim hem kuram ve hem
de deneyim acısından bir ressam
oiarak yetişmem. 20. yüzyılda re-
sim sanatını görsel birfelsefebiçi-
mine sokma görüşjeri çerçeiesin-
dedir.
ı Resim sanatının sınemamn ba-
şaramadığı bırçok ilginç işi başar-
dığına inamyorum.
'Reaüzme aklım ermiyor'
. - "Yastık Kitabı'nın Tiirkhe'de
gösterime girecegi haberi bin se-
vindirdi. Yabancı ülkelerde bile si-
nematekJerin, özel sinemalann dı-
şında bir Peter Greenavvav filnıine
rastlamak çok güç~
- Filmlerim büyük sinemalarda
çok ender oiarak gösterime girmiş-
tir. Gerçi 'Yastık Kitabı1
tam kırk
altı ülkeye satıldı.
Eğer 'Yastık kitabf adlı bir fil-
me yüz tane düşünce getirmıYsem.
bunun altmışının size ulaşabdme-
si benı murlu kılacaktır. Ama bır
Peter Greenavvav.
• "İsterbeğenin. ister
beğenmeyın. İntemet ve CD-
ROM ile öyküye dayanan
sinema ortadan kalkacaktır.
İnsanlar yeni teknolojiye
yaklaştıkça sinemanın
eksiklerini görecekler,
karanlıklara tutsak olmak,
iskemleye yapışıp tek bir
perdeyi izlemekle doyum
bulmayacaklar, çerçevenin
zulmüne baş kaldıracaklardır."
başkasına ulaşan altmış düşünce
sizinkinin aynı olmayacaktır. Bu-
gün çok geniş bir genç izleyici kit-
lesi var. filmlerimi en derin aynn-
tılarına dek inceliyorlar. ÖzellikJe
Amenka'da, dünya internet'lerin-
de müthiş tartışmalar oluvor.
Gençlen ilgilendıren bır dil bu.
çiinkü kendi dilleri.
Sinemanın müthiş bir degişim-
den geçecegini kabul etmeliyiz. Si-
nema doğalı yüz yıl geçti. henüz si-
nema görmedik. Bu yalnızca bir
başlangıçtı. Bazin'in dediği üç ala-
na. tivatroya, yazın ve resim sana-
tına öykündü ancak sinema. film-
lerin yüzde 99"u önce bir metin ıle
başlıyor. Dünyanın en büyük yö-
netmenı Eisenstein bir gün \Valt
Disney ile karşılaştığında "Gerçek
sinema yapan sizsiniz" demişti.
Çünkü. polıtıkası. sosyal tutumu
üzenne ne düşünürsek düşünelım.
Greenavvav, "in veni filmi 'The Pillovv Book1
(Yastık Kitabı) yakında Türkiye'de gösterime girecek.
Walt Disney hep sıfırdan başlar. Pi-
casso, "Gördüğiimü değil, düşiin-
düğiimü oöriintülüyorum" dedı-
ğınde, aradaki baglantı açıktır. Bu
iki sözü geleceğin sınemasının ye-
niden yaratılmasına temel görebi-
lirsiniz.
İster beğenin, ister beğenmev in.
CD-ROM ile öyküye dayanan si-
nema ortadan kalkacaktır. insanlar
yenı teknolojiye yaklaştıkça sine-
manın eksiklerini görecekler. ka-
ranlıklara tutsak olmak. iskemleye
yapışıp tek bır perdeyi izlemekle
doyum bulmayacaklar. çerçevenın
zulmüne baş kaldıracaklardır.
-"Yastık Kitabı' ile sinemaya ge-
tirmeye çalışfiğını/ yeni bir dilden
söz etseniz biraz da.
- 'Yastık Kitabı' ile üç yenı dil
getirmeyi amaçladım: Birincisi
perdenın çoğaltılması. Bunu avant-
garde sinema da yapmıştı. ama o
zamanlarbugününteknolojisı yok-
tu. tkincısi olaylann bır zamandi-
zın izlememesı. Yenı teknoloji. bu
alanda da birçok olanak saglıyor.
Üçüncüsü ise oranın de\amiı de-
gişmesi. Biraz akademik konuşu-
yorum belkı. ama örneğin bir res-
sam eğer bir zürafa resmi görüntü-
leyecekse. ona göre upuzun. dikey
birçerçeveseçer. Egersüzülüpgi-
den biry ılanı görüntüleyeceksey a-
tay bır çerçe\ede karar kılar.
Godard. sinemada şimdıki za-
man kavramına bakışımızı baştan
sona degiştiren bir sanatçıdır. Tüm
yapıtlannda Mnema üzenne bır bi-
İınçlılıkvardırkizaman.geçıcıze-
min. doğrusallık ıle ilgili tutumia-
nmızı yeniden gözden geçirmeye
zorlar bizi. 'Yastık Kitabı'nda ye-
ni teknolojıden yararlanarak nor-
mal yaşama yakın anlatımlar bul-
mava çalıştık. Sonra 'Yastık Kita-
bı' Batı çerçevesini Doğu'nun çer-
çe\esizliği ile çarpıştınyor. Dogu
sanatının çerçe\eye gereksinimi
yok. Eğer hattatlık sanatını ince-
lerscniz. sinırlara gereksinimi ol-
madığını görürsünüz. 'Yastık Ki-
tabı' işte bu kavramlan ırdelıyor.
Belkı birgünevımizinheryanıbe-
yazperde ıle kaplı olacak. duvarlar.
ta\an. yer...
- Diğerçagdaş İngiliz>önetmen-
leriyle aranızda aşılmaz dağlar var
gibi.
- Fılm geleneğı İngıltere'ye İtal-
>an neo-realizmınden geldı ve iki
yola aynldı: Birisi belgesel denen
olayı yarattı. Öbürü tele\izyona
y önlendi. İngiliz telev izyon drama-
İan İtalyan neo-realızminden kay-
naklanır. Benim bu realizme, natü-
ralızme pek aklım ennıyor. Birka-
meraman tutuyorsunuz. bir şeyler
seçiyor. Birlıkte çalıştığınız herkes.
AHL ANTME.N
f LONDR.A - lstanbul Fılm Festıvali çerçe-
vesınde hemen hemen tüm filmleri Türkı-
ye"de gösterılen. birbinnden ılgınç filmlerıy-
İe sinema dünvasının kendineözgü kışilikle-
' rinden ressam-yönetnıen Peter Greenawav,
Londra'da bu a\ gösterime giren yenı filmi
"The Pillovv Book" (Yastık Kitabı) ile bir kez
daha ızleyıcisıni şaşırfn. Londra Film Festi-
~ vali'nedenkgelen film. piyasada festi\al-dı-
şı filmlerle yanştı, salonları doldurdu. "Pek
hri bir ressam olnıadıgı için" film y aptıgını
söyleyen ünlü yönetmen Peter Greenav\ay,
"The Pillo» Book'ile yıne zengin bir edebı-
yat. şiır. müzık ve resim sanatlan şöleni su-
nuyor: gerçek bır 'yedinci sanat' örneğı orta-
ya koyuyor. Bir eleştırmen, fılmı tanf eder-
. ken CD-ROMa benzetmiş. Film. gerçekten
de kolay kolay sinemanın kalıplanna sığdın-
Ressam gözüyle film
lamayan. görsel teknolojinin en son olanak-
lamla kotarılmış ama şiirselliğini korumuş.
geçmışle günümüzü buluşturan. Greena-
v\a> 'ın de değindiği gıbı "estetik, sosyaL ah-
lakivepolitikpekçokdüşDnceyeT
'degınen. bir
değil belkı birkaç kez izlenmeyı hak eden
filnı-ötesi bır,vt'i:
"The PiDow Book". 10. yüzyılda Japon ya-
zarSeiShonagon'unkalemindençıkmış. ya-
zarının fantezileri. sevdigi ve tavsiye ettığı
şey ler (cinsel pozisyonlar. çeşitli afrodizyak-
lar\s.), çeşitli kıtaplardan yapılmışalıntılar-
la dolu birbaşucu kitabı. Hayatta iki şeyin çok
önemli oiduguna inanmış Sei Shonagon. Bı-
rı edebivatm. ıkıncisı tenın insana verdiâi
ze\ k. Greeanavvay'm filmi de ışte bu düşün-
cedenyolaçıkıyor: Insan.edebiyatınvetenın
zevklerinden kendini mahrum etmemelı. Ta-
bıı sonuçlanna katlanmayı göze alabiliyor-
sa...
Kyoto'da. geleneklere uygun oiarak. her
yıl. dogumgününde. iyi niyet dilekierini ka-
lıgrafiyle kızının yüzüne yazan sanatçı bir
babayla kızının öyküsü oiarak başlıyor film.
Müzik eşliginde bu tören gerçekleşirken. kü-
çük kızın teyzesi deona Sei Shonagon'un ki-
tabından kesitlerokuyor. Küçük kız. bu tören-
si geleneklerle büyüyor ve büyüdüğünde ka-
ligrafı gıderek bir fetiş halıni alıyor yaşamın-
da. Tanıştıgı bütün erkeklerde. babasının hü-
nennı anvor: Yücudunu en ustasından. değıl
kaligrafi. dogru dürüst yazı yazmasını bıl-
meyen adamlara teslim edıyor. Lmutsuzca
çocukluğunu anyor.
Derken bır gün. ılişkiler tersıne dönüvor.
Vücudunu kaligrafi) le donatacak bir erkek
ararken karşılaştıgı bıseksüel bır İngiliz çe-
virmen ("Trainspotting" fılmındeki rolün-
den sonra yıldızı parlayan Ewan McGregor)
kendi vücudunu sunuyorona.
Japon dili. müzigi. Japonya'nın insanlan.
geleneklerı üzerine bir tiir medıtasyon sayı-
labilecek "The Pillo» Book". Peter Greena-
vvay 'ın devamını (ancak daha da karamsan-
nı) çekmekten son anda vazgeçtigı "Macon
Bebeği" filmınden sonra yapımcılarının da
desteğivle gırıştigı. yönetmenın belki de en
kolay izlenen filmi. Kımse kımseyi yemiyor
bir kere. Ten oluyor kıtap sa> fası. o kadar.
kendi görüş açısını getiriyor. Sonuç
oiarak, tüm bu kavramlarnesnelli-
ğe degil. öznelliğe baglı. Ou yıl
belgesel alanda çalıştığım için de-
neyimlerime dayanarak konuşuyo-
rum, belgesel geleneğinin ahlaki
vesiyasiyönüoldukçaşüpheli. Sol
politikasma baglı Ingilizdeneyim-
leri hep böyle olmuştur. Ben de
herkes kadar iyı bir sosyalist ve
Marksistım, ama sinemanın politi-
ka yapmak için ıyi bir ortam oldu-
gunu sanmıyorum.
'Gerçekle TV uğraşsın'
Gerçekle ugraşmayı telev izyo-
na bırakalım. Fotoğrafın ortaya çı-
kışı resim sanatını nasıl rahatlat-
tıysa televizyon da bu gibi ışleri
üstlensin. sinemayı rahat bıraksın.
Amerikahlar \Sinema düş makine-
sidir' diyorlar. Gerçekten çok düş
üretmeye yatkın çünkü. Gerçek.
şimdi ve burada. Ben şimdi yaşa-
mak istiyorum. Benim Loach'a yö-
nelttiğim eleştin de bu. Eger kom-
şu kızı tanımak istersem gider gö-
rürüm. Onu görebilmek için sine-
maya gereksinim yok. Sinema.
korkunç zengin. garip. inanılmaz
bir ortam, kafanızın içinde kıta at-
latabilir size. Ama yalnızca öykü
anlatmaksa amacınız. yazarolma-
lısınız.
-Özclyasamınızın da fUmleriniz
gibi sıradtşı olup olmadığı merak
edilir çoğunlukla.
- Sıradan bir İngiliz burjuvaytm.
Bu konuda Ispanyol ressam Da-
li'den çok, Belçikalı ressam Mag-
ritte'in yolunu yegliyorum. Dali,
yaşamına harcadıgı çabayı harca-
madı sanatında. Magritte ise bir
gölge gıbiydi. ama Avrupa'da sür-
realizmin en üstün yapıtlannı ger-
çekleştirdi. Benim için birburjuva
yaşamı yaşayıp kişinin durumunun
karanlık köşelerini irdelemek ol-
dukça yasal.
Çevremde olup bitenlerle yakın-
dan ilgiliyim. Politik biryönetmen
değilim, ama eğer "Aşcı, Hırsız~"a
bakarsanız, Mrs. Thatcherve sim-
gelediği evrenı hedef aldığını gö-
rürsünüz. Her şeyin ederini bilip
de hiçbir şeyin değerini bilmeyen
bırtoplumu.
Beni en çok ilgilendiren estetık-
tir. Son kırk yıldır Fransız filozof-
larestetiğin etik ile ve etiğın de po-
litika ile sıkı bir baglantısı olduğu-
nu söylüyorlar bize. Politik bir de-
meç vermeden üç sözcüğü bir ara-
ya getıremem.
Bu kaçınılmazdır. Gıysileriniz.
saç modeliniz. bunlar hep birer po-
litik demeçtir. Ama politik konula-
n sınırlı tarih ve coğrafya zaman-
lanna bağlamaktansa daha geniş
anlamda düşünmek daha yararlı-
dır. Kalküta'dakı fakirleri doyur-
mak istediğımiz gibi seçkin bir si-
nema yapmayı da istemeliyiz. Yal-
nızca ekmekle yaşayamaz insan,
ruhunu da doyurmak gerek.
17 İslam ülkesinden 55 eser Atlanta'dan sonra Chicago, Boston ve Nevv York'ta sergilenecek
'Yazmak Hakkı' ABD'yî dolaşıyor
ZEYTsEB UŞAKLJGİL
1996 Atlanta Olimpiyat Ov un-
lârı sırasında Agnes Scott Ko-
lej'inde ilginç bır sergi yeraldı. ll-
g\ ile karşılanan bu sergide 1n
ts-
lam ülkesinden 55 eser teşhir
edildi. Kaligrafi, yani yazı üzeri-
ne tasarlanmış bu eserler Ürdün
Milli Sanat Galerisi tarafından
Amerika'ya gönderilmiş. Arala-
nnda iki Türk ressamın yapıtlan
da yer alıyor: Erol Akyavaş ve
Burhan Doğançav Sergi Atlan-
ta'dan sonra Chicago, Boston \e
Nevv York'ta gösterilecek.
Sergi "Yazmak Hakkı" adını
taşıyor ve çeşitli hat fonmlannı
kapsıyor. Bunlar dört kategoriye
ayrılmış: "Saf Kaligrafr oiarak
bilinen yazı türü yalnız harfler-
den oluşuyor: bunlar kompozis-
yonun esası yanı sıra. fonu ve ön
planı da oluşturuyor. Çeşitli yazı
türlerini kullanarak sanatçılar. ba-
kana esrarlı. ilahi veya sembolik
bırmesaj verebiîiyor. Erol Akya-
vaş ın yapıtı bu kategorinin içine
giriyor. "Hem Batuı"-ezoterizm
diye adlandırdığı tablosunda. Ak-
yavaş Nasta'liq denilen dönemeç-
îi y azıyı şekil ve işaretierle birleş-
ririyor. Akyavaş İstanbul'da Gü-
zel Sanatlar Akademısi'nde ve
Floransa'da Accademia di Belle
Arte'deki eğitiminden sonra Chi-
cago"da mimarlıkokudu. Paris'te
Fernand Leger ve Andre Lho-
te'un atölyelerinde çalışan Akya-
vaş 1960'dan beri hem lstanbul
hem Nevv York'ta yaşıyor.
Doğançav'dan isimsiz yapıt
Eserleri Nevv York. lstanbul,
Amman. Ankara, Bremen ve
Stuttgart müzelerinın koleksi-
yonlannda bulunuvor. Erken dö-
nemlerinde daha çok jeometrik
ve sürrealist stillerde çalışan Ak-
yavaş. harflerle İslam minyatürle-
rindekı figürleri \e Çin mühürle-
rini birleştirerek güçlü bir ifade
ile anlamlı, mistik resimler yara-
tıyor.
İkinci kategori soyut kaligrafi
oiarak tanımlanıyor. Bu türde sa-
natçılar harflerden anlam ve bi-
çim çıkanyor. Arap alfabesinden
azmak Hakkı adlı sergide yer alan, yazı üstüne
tasarlanmış eserler Ürdün Milli Sanat Galerisi
tarafından Amerika'ya gönderilmiş. Eserlerin
arasında Erol Akyavaş ve Burhan Doğançay'ın
resimleri de yer alıyor. 1980 yılında Ürdün Sanat
Galerisi'ni kııran Prenses Wijdan Ali, sergi sırasında
Atlanta'da seminer verdi.
esinlenip herhangi bir ekole veya
kurala uymayan bir çalışma ger-
çekleştiriyorlar. Bu kategoride
Burhan Doğançay'ın isimsiz bir
yapıtı sergilenmiş. Doğançay
kompozisyonlarına gölgeler ka-
tarak ustahkla üçüncü bir boyut
kazandınyor. Ünlü Türk ressamı-
Adil Doğançay'ın oğlu olan Bur-
han Doğançay. Paris Cniversite-
si'nde hukuk ve ekonomi oku-
duktan sonra, heykel. resim, fo-
toğraf ve grafik üzerine çalışma-
ya başlamış. 1978'den beri Nevv
York'ta yaşayan Doğançay "ın
eserleri Avrupa. Asya. Güney ve
Kuzey Amerika'da koleksıyon-
larda bulunuvor.
Serginin üçüncü kategorisi
simgesel kaligrafiden yapılmış
resimleri kapsıyor. Bu sanat türü
daha çok İran ve Türkiye'de gö-
rülen. sırf hatlardan oluşan zo-
omorfik veya insan figürlerinden
oluşuyor. Harflerile çeşitli unsur-
ları bütünleyen dördüncü resim
grubu ise somut veya soyut Arap
harfierini çeşitli sembol ve motif-
lerle birleştiriyor ve karma kalig-
rafi diye anılıyor. Bu stildeki ça-
hşmalar özellikle sosyal ve poli-
tik temalar taşıyor. Filistinlilerin
ümıtsizliğini sergilemeyi amaç-
layan resimler bunlann bir örne-
|T
Prensesin beş kitabı var
Prenses \Vijdan AJi Ürdün Mil-
li Sanat Galerisi'ni 1980 yılında
Amman'dakurmuş. Galerinin te-
mel amacı. çeşitli kültürler v e sa-
nat disiplinlerini tanıtmak. Gale-
rinin kuruluşundan bu yana 78
sercide Malezsa, Brunei. Sene-
gal. Tunus, Fransa. İngiltere. Is-
panya. ABD ve Kanada gibi ül-
kelerden yapıtlar sergilemiş.
Böylece Ürdün halkı. özellikle
gençler \e okul çocuklan. yeni
kültürel ufuklarla tanışmak fırsa-
tını kazanmış.
Atlanta'daki sergi amacı Ame-
rika'da çağdaş İslam kültürüne
karşı yeni bir anlayış uyandır-
mak. Sergi sırasında Prenses Wıj-
dan Ali tarafından düzenlenen se-
miner ise üniversiteöğrencilerine
bilgi vermenin yanı sıra. bir diya-
log ve tartışma ortamı çerçeve-
sinde basmakalıp klişeleri yık-
mak, kalıplaşmış düşünceleri gi-
dermek ve iki değişik kıta ve uy-
garlığın ortak alanlarını saptamak
amacıyla gerçekleştirilmiş.
Prenses VV'ijdan'ın büyükanne-
si İsmet Hanım adında bir Türk.
eşi is.e Ürdün Kraliyet aüesine
mensup Prens Ali Bin Na>ef, bü-
yükannesi ise Sultan V. Meh-
met'ın kızı Mihrimah Sultan.
Kendisi de ressam olan Prenses
Wijdan'ın Türkiye'ye karşı ayn
bir sevgi ve bağlılığı var. Ürdün
Milli Sanat Galensi'ni kurarken
özellikle Türkiye'yi temsil ede-
cek ressamları seçmiş: Fikret
Mualla. Bedri Rahmi Eyuboğlu,
Abidin Dino gibi isimler koleksi-
yonda yer alıyor. İleride başka
türk sanatçılann yapıtlan da ko-
leksiyona dahil edilmek isteniyor.
Prenses VVijdan'ın yaşam öy-
küsü ilginç: Evlenmeden önce
Ürdün Dışişleri Bakanlığfnda
görev alan ilk kadın diplomat oia-
rak Ürdün'ü Birleşmiş Milletler
toplantılannda, örneöin Cenev-
re'de ECOSOC ve Nevv York'ta
Genel Kurul'da, temsil etmiş.
Prens Bin Nayef'le evlenip ço-
cuklannı büyüttükten sonra gü-
zel sanatlar eğitimi görerek
Londra Üniversitesi'nin School
of Oriental and African Studi-
es'den doktorasını tamamlamış.
Tablolan Berlin, Londra. Madrid.
Louisville ve Washington. Kara-
çi ve Muscat'ta sergilenmiş, ayn-
ca da. aralannda lstanbul olmak
üzere çeşitli karma sergilere ka-
tılmış.
Ürdün ve İslam sanatı hakkın-
da beş kitabı ve birçok yazılan
var Prenses ^Aijdan'ın.
Prenses \Vijdan özellikle her
ülkede kendi branşında öncü olan
sanatçılan saptamaya çalışıyor
müzesi için. Kişisel hiçbir tercih
göstermiyor. kalıcı sanatın kendi-
ni kanıtlayacağına inanıyor. Çağ-
daş sanat için birölçüsü (criteria)
yok. Özellikle genç sanatçılarla
ilgilenip onlan teşv ik ediyor.
Gateri için proje yanşması
Prenses Wijdan'ın üç kızı de-
ğişik sahalarda kendisi kadar fa-
al. En büyüğü Tufts Üniversite-
si'nde tanm okumuş. İkincisı an-
nesınin izinde sanat üzerine eği-
tim görmüş ve Amman Kültür
Merkezi'nde genç sanatçılan
destekliyor... En genci ise ülke-
sınde çevre sorunlan ile yakın-
dan ilgileniyor ve Akabe'de mer-
can resiflerini korumak için bir
kampanyaya girişmiş.
Prenses Wijdan'ın en büyük
amacı Ürdün Milli Sanat Galeri-
si'ne uygun yeni bir bina yaptır-
mak. Galeri halen ufak bir yerde
bannıyor. daha uygun bir mekâ-
na geçebilmesi için Amman Be-
lediyesi bir arsa armağan etmiş.
Üçgen şeklinde olan arsaya çağ-
daş bir bina inşa edilmesi öngö-
rülüyor.
Bunu gerçekleştirebilmek için
para toplamak amacıyla bir kam-
panya açılıp genç mimarlann ka-
tılabileceği bir yanşma düzenle-
necek, Bu proje yakın birzaman-
da gerçekleşirse Prenses Wij-
dan'ın ülkesinin sanat dünyasına
katkısı layıkıyladeğerlendirilmiş
olacak.
Andre Malraux
anılıyop
Kültür Servisi- Ölümünün
20. yıldönümü nedeniyle
Fransız Hükümeti'nin
küllerini Pantheon'a taşıdığı
ünlü düşünür. yazar Andre
Malraux. lstanbul Fransız
Kültür Merkezi'nde
düzenlenecek etkinliklerle
de anılıyor. 11 aralık
çarşamba günü saat
19.00'da ARTE için 1996'da yapılan ve Danıel
Rondeau'nun yönettiğı "Andre Malrau\ veya Büyük
Yaşamı' adlı film gösterilecek. 13 aralık cuma uünü ise
Jean Mana Drot tarafından hazırlanan Malrau\ ıle
ilgili söyleşi ve filmden bazı kesitler sunulacak.
Afife Jale'ye Saygı Töreni
Kültür Servisi- Türk tiyatrosu tarihınde ılk kez
sahneye çıkma cesaretı gösteren kadın ovuncu Afife
Jale'nin Kadıköy'de sahneye çıktığı Apollon
Tiyatrosu önüne (bugünkü Reks sineması)
kovulan büstü pazartesi günü saat 10.30'da törenle
açılacak. Kadıköy Belediye Başkanı Selamı
Öztürk ün açış konuşmasını yapacağı törene Enis
Fosforoğlu, Prof. Dr Necla Pur. Mücap Ofluoğlu
konuşmacı oiarak katılacak. Aynca. "Selahattin
Pınar'ın Eserlerinde Afife Jale" başlıklı bir ?,öyleşi de
düzenlenecek
Gürsel, 'Yazılmamış Kitaplar
Mezarlığı' ile Londra'da
Kültür'Servisi- Şaır. yazar Nedım Gürsel. lnde\ on
Censorship'in düzenlediğı "Antoloji'nın tanıtımı
dolayısıyla bu akşam Londra Royal Festıval Hall
Harvvard Gallery 'deki etkinliğe katılacak. Antolojiye -
adını da veren 'Sazılmamı> Kitaplar Mezarlığf.
Gürsel'in 'Sorguda' adlı kıtabında yer alan bir
hikâyesi. Kitaplan birçok defa toplatılan ve
sansürlenen Nedinı Gürsel. bu özelliğiyle
"Antoloji'deki yerini alıyor. İranlı \azarGazi Rabi Havi
ve Çinli yazar Liv Hongbıne'nın de katılacağı geceye
Salman Rüşdi'nin de katılması bekleniyor. Gecede
aynca Harold Pinter ve Dons Lessıng Antoloji'den
pasajlar okuyacaklar.
La Baronne' Armada Ûtel'de
KüJtürSenisi- Muzıkse^erlerle ilk kez ıkı yıl önce
Armada Otel'de verdiği konserlerle buluşan Fransız
"La Baronne' ikilisi, bu yıl 3 aralık- 1 ocak tarihleri
arasında yine Armada Otel Radio Bar'da sahneye
çıkarak Fransız şansonlarından örnekler sunacak.
Bateri vearmonika da çalan solist SyKie Cobo ile
klavyede Emanuel de Bonnevilleden oluşan ikili
Armada Otel'in yılbaşı balosunda da yer alacak.
Rezervasyon için tel: 0 212 638 13 70.
Suzy Hug Levy, Modern Sanat
Müzesi'nde
Kültür Servisi - Suzy Hug Levy. 9-11 kasım tarihlen
arasında San Fracisco Museum of Modern Art'ta
düzenlenen "Designed Landscape Forum Conference'a
çağnldı. Sanatçı. HABITAT II kapsamında "Öteki"
sergisinde gerçekleştirdıği 'Kökler im ız' çalışmasının
video bandı ve dialanyla bu etkinlikte yer aldı
1996 Truva Kültür Sanat Ödülleri
Kültür Servisi - Truva Folklor Araştırmaları
Dernegi'nın çağdaş kültürümüzün oluşumuna katkıda
bulunan bilim adamı ve sanatçılara verdiği ödüller
sahiplerrni buldu. Atatürkçülük ödülü Atatürkçü
Düşünce Derneği'ne. Çağdaş Halk Müziğı Ödülü Edip
Akbayram'a. Edebiyat Ödülü Nezihe Araz'a. Fotograf
Ödülü Alberto Modiano'ya. Halkbilimi Ödülü Yusuf
Çoruksöken'e. Halk Oyunlan Ödülü \lustafa
Göğebakan'a. Plastik Sanatlar Ödülü Nasip İvem'e.
Sinema Ödülü Kenan Pars'a. Şiır Ödülü Ataol
Behramoğlu'na. Tiyatro Ödülü Jeyan Tözüm'e. Jüri
Özel Ödülü Gülsen Tuncer'e verildı. Ödül töreni 11
aralık günü saat 20.15'te Yunus Emre Kültür
Merkezi'nde gerçekleştirilecek.
Histeri' yeniden Anadolu
turnesinde
Kültür Senisi - Tiyatro Stüdyosu. 5-22 aralık tarihleri
arasında yeniden Ânadolu turnesine çıkıyor. Bursa'da
başlayacak olan turne. Manisa, Izmir ve Bodrum'dan
sonra Ankara"da noktalanacak. Son yılların gözde
yazarı Terry Johnson'ın "En Iyi Oyun" ödüllü yapıtı
Histeri. Sigmund Freud'un yaşamının son dönemlerini
sahneye getiriyor. Oyunu Ahmed Levendoölu çev irdi,
Işıl Kasapoğluyönetiyor. Tasanm Duygu Sagıroğlu'na
aıt. Zuhal Olcay. Haluk Bilginer. Selim Naşit Özcan ve
Celal Perk oyunda rol alıyorlar.
Lions 118-T'den Karikatür
Ödülleri
Kültür Servisi-Lions 118-Työnetim çevresi 'Göz
Nurunu Koruma Komitesi" 3 Aralık Sakatlar Günü
nedeniyle gençlerin görmezlere bakı^ açısını ve
yaklaşımını sağlamayı amaçlayan bir yanşma
düzenlediler. llköğretim okullarında başlatılan "Önce
Göz Kuru" konulu karikatür yanşmasında dereceye
giren Ebru Gedik. Nil Saygın. Özlem Tekin. Deniz
Köksal. Özlem Fırat. Şimay Yalçın. Murat Güvenç,
Hülya Güngörödüllendirdiler. Ödüller. Lions 118-T
genel yönetmenı Oya Sebük. komite başkanı
Mukaddes Yamaş ve Lions Klüp üyeleri tarafından şair
Behçet Kemal Çağlar İlköğretim Ökulu'na venldi.
Jüride bulunan karikatüristler Erdoğan Başol. Orhan
Doğu, Raşit Yakalı ve Kamil Masaracı, düzenlenen
taplantıda gençlerle söyleşi yaptılar. Dereceye gireıı
karikatürcüler. Karikatürcüler Derneği'nde kurs
görmeye hak kazandılar.
Kelepîr Kitapçı Eskişehir'de
Kültür Servisi- "L'cuz değil çok ucuz kitap" sloganıyla
haziran ayı başında ilki Beyoğlu'nda açılan Kelepir
Kitapçı, Eskişehir'de altıncı kitapçısını açtı.
Y'ayınev lerinin ortak kuruluşu olan DADA'nın
depolarda kaimış. çoktandır kitapçı raflarında
bulunamayan kitapları son satış fiyatlarının çok altında
okura ulaştırmayı amaçlayan Kelepir Kitapçı.
Eskişehir'de Cengiz Topel Mahallesi Tûtal Sokak'ta
etkınlik gösterecek.