Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3ARALIK1996SALI
HABERLER
Bahçelievler kurbanlarmdan Serdar Alten'in kardeşi Serhat Alten, acılan ve sessizce geçen yıllan anlattı
"Aileıııizkattiamla çöktii'ALPERBALLi
A.NKARA - Ağabevjni yıllar önee öldü-
renler ıçin de\îetin kirsüsünden "şerefli"
dendi... "Şerefli kişinin" cenazesi bayrakla-
ra sanldı. tabutun pe>ınden Istiklal \!arşı
okundu... Bütün bu şa;aalı törenlerolupbi-
terken acısj itini burdu. kahroldu SerhatAJ-
ten. IS yıl önce Bahçelıev ler katlıamında
öldürülen " TlP'lı gcn,-ten Serdar Alten'in
ağabeyi. "Çileden çıktım" dıyor. "Çiller'i
dinlerken." Ama asıl ajı. Bahçelıev ler kaı-
lıamıylabaşlayansüreı. Genceeıkoğulları-
nın hunharca öîdürülmesinın ardından y itıp
gıden bır aıle. Annesi acıya dayanama>ıp
kalp hastalığına yenik düs.tü. Babasının kal-
bi de dayanamadı bu kanlı haksızlığa. Bü-
y ükanne. duyar duymaz ölûvny atağına gır-
di. Serhat, Alten aıiesinden genye kalan tek
kişi. Alten. cinayeti. acıvı. inadmadırenme-
yı \e sessizce geçen yı.ları anlattı
-Olay önminden neter anımsıyorsunuz?
- Katliam. 0 akşam ben de orada olabı-
lirdım. FarukErsan \e SalihGetencibenım
de arkadaşlanmdı. Dığer arkada^larımız da
TİP'in kongresı nedenıv le gelmişlerdi. Sa-
lıh.Farukveağabeyimburalı. Dığerlerı mı-
safir. Parti çalışmalan s:rasında oteldeağır-
layamıyoruz. Bekâr arkadaşların e\inde
ağırlanıvorınsanlar. Ben oniarın varlığı ne-
denıylegıtmedım. Yeten kadar kalabalıkdı-
ye. Evdeyalnızoturuycrdum halbukı.
- Olaydan nasıl haberiniz oldu?
- Gece saat U2.00 gibı telefbnla habenmız
oldu kalkıp hastaneye gıttik. Ağabeyım ıç-
lerinde yaşayabılen tek :nsandı. 10 gün ka-
dar yaşadı. Çok gergin bir dönemdı Kurtu-
lacak mı kurtulamayacak mı hıçbır şey bel-
li degil. 10 gün sonra \efat ettı. Bır şarjör
kurşunboşaltılmıştı. Ağıbeyımın vüeudun-
da9kurşun \ardı. Şansma ölümeul yaraal-
mamıştı. Çok fazla kunulma ıımudu yok-
muş. sonradanöğrendık Haeertepe Inıver-
sitesi'nde tedavı gördü Yoüuıı bakımdan
çıktı. Bır ara kendıne geldi. Çok umutlan-
dık. Toparlanacak oldu ama... En son akci-
ğer yetmezliğinden yaşamını yıtirdi. Akci-
gerı parçalanmıştı.
-Olayınardındanyaşanangelişmelerne-
ler? İhbar ya da tehdit aldınız mı?
- Hastane>egittık. Olayın tekerteker ay-
nntılarını öğrendık Ağabeyımın yaşadığı-
nın öğrenılmesının ardından tehdit mektup-
lan geldı. "Serdar konuşmasınötekioğlunuz
ölür" diye. Kendı evnne dönemedım. Gece
gittim eşyalanmi topladım ve çıktım. Hıç
e\e dönemedım. Başka yerde yaşadım.
*O şarabi eşkıyalar'
- Ailenize vansımaları nasıl oldu?
- Annem kalp hastasi oldu. toparlanama-
dı. Babam kalp knzmden öldü. Şu anda aı-
ledentekbenkaldım. Ağabeyımın \efatınm
1 5 gün sonrasında anneannem yaşamını >ı-
tirdi. Annem 1978'den sonra süreklı kalp sı-
kıntısi) la yaşadı. Annemı uzak tutmaya ça-
lıştık. Tabıi annem benım üzerıme tıtreme-
ye başladı. Babama ayrı. bana daha yoğun
bağlanmayabaşladı. Korumayaaldı. Bırın-
saniçınçokzorbırşey. Ağırbirşey bu. An-
nem \e babam hıçbır zanıan kabulleneme-
diler. Annem. Çanka>a Beledıyesı Basın
Halkla llişkıler binmınde çalişmaya başla-
dı. Işyoeunluğuonubırazrahatlattı. Babam
*Bir şarjör
kıırşım
boşa/tmışlar'
Serdar'm
aydıniık beynine
boşaltılan bir
şarjör kurşunla her
şey daha yeni
başlamıştı.
Annem
acıya
dayanamayıp
kalp hastalığına
yenik düştü.
Babamın kalbi de
dayanamadı bu kanlı
haksızlıga.
Büyükannem
duvar duymaz öliinı
>atağına
girdi.
"Şerefli' kişUerin
yapbğı
katliam.
.\lten
ailesinin çöküşünü
başlattı.
bır siire sonrj emekli oldu. Yannı zamanlı
çalıijmaya bajladı. Çariı'> a. ola> a repkrgös-
termezdı TepkİMnı hıçgöremedık Annemı
süreklı teskın etme çabalan ıçınde>dı. Ağa-
beyımın anısına önem \erirdı.
Can ^ücel'ın jğabe\ımler ıçın >azdığı
bır sıır \ardı. "O şarabi eşkıyalar" dı\e de-
\am ederdı Çerçe\eletti. Ona özeldı ilk
kalp krızıne davanamadı. >aşamını \ıtırdı.
Bahçelıe\ler. bızım aılemızdeki a^ağı doö-
ru gıden sürecı bajlatan olaydır. Su anda tek
kışı\ ım ben. Çok rahatsız edici. Çoeıığum
\ar. ama babaannesı >ok. dedesı >ok. amca-
sı \ok. Normal ınsanı ılışkilen etkıleven bir
olay. Onun dışında seneler önee gömmeve
çahştıgım keskın duvgulanmı açığa çıkar-
dı. Çatlının adını duvmak. Unutu>orsunuz.
uzıuı süre. Çatlj bır anda "daan" d/je \ur-
du. Onun ölmu> olması ferahlık getirmedı.
- Oia>ın nasıl olduğu konusunda avnnnlı
bilgileri edinebildiniz mi? Ağabe\iniz isim
>a da eşkâl verebiJdi mi?
- Ağabevım ısım anlamında kımseyı ve-
remedı dive anımsı>orum. Ola> ın ba>iangı-
cı\ la bitişi arasindaki süre uzun. Adamların
e\e baskın yapmasıvla. a>rılmalan arasın-
da uzun süre var. Komşulaı gurultudeıı ıa-
hatsız olnuıs.. şıkâyet etmışlerdı. Kimse il-
gilenmemiş. Bahçelievler ülküculerin kıır-
tarılmı^ bölgesıvdi. Ben ODTL'lüvdüm.
ODTL'"lü olmak yolda vürürken her an da-
v ak \emek için yeterlı bır nedendi. Şu anda
T.caddeçokkeyiflı birver. Hıçbirzaman
7
caddeve çıkamazdım. 18. sokakta yurt var-
dı veüzerindeaâırmakineli dururdu. Odö-
nemde hiç çıkamazdık. Ağabevimın ısim
verdığinı sanmıvorum. Evdeki insanlarsor-
gulandı. Çünkü içeride kaldıklan süre uzun.
Salih, Faruk ve ağabeyım. Tanıdıklan in-
sanlardı.
Üçünügötürmevekalkmı^lar. Dıger ıller-
den gelen 4 kis.ı hemen katledılmişti. Aga-
beyimi götürmekten vazgeçmişler. Agabe-
\ imi indiriyorlar. arabadan kapı aralığında
vuruyorlar. Diğer ikisını götürüp sorgııkı-
>or. işkence vapıp öldiirüvorlar. Eskişehır
volunda bıılunmuşlardı vanılmıvorsam. el-
ieri arkadan bağlı. Ağabevımın sorgulanıp
sorgulanmadığını, ne öğrenmek istediler. ne
öğrendıler bılemivoruz.
- Kvde herhangi bir çatışma ya da diren-
meolmuşmu?
- Olaydan sonra eve hıçgıtmcdım. Duru-
munu bılmıvorum. ancak nornıal herhangi
bır evde bulunan mutfak amaçlı kullanılan
bıçak dışında bıçak voktu. Tabanca voktu.
Silah bulunamadı. TİP hiçbır zaman sılahlı
evlemegırışmedı. Parlamenterveşasalyol-
ların pe^indeydı. Bu bıraz pahalıya mal ol-
du. O dönenıde gençlık örgütü \enı kurul-
mu!j. eanlı. müeadele \erilme\e çalışılan bir
dönemdi. ama doğrudan hiçbir sılahlı çatış-
mav a v a da şiddete yönelik hareketlere eır-
medi. Mıtıngler. afişleme.
0 anlamda ülkücülen rahatsız etse etse bu
ınsanlann bev in güeü. aktıf olmalan yönlen-
dıncı olmaları \e ınsanları etkileme gücü.
intikam dertlerı hıçbirzaman yoktu. Neon-
lann korkusu vardı. o insanlann potansivel
vapılarından korkmalan TlP'e karşı e\le-
mınteknedeni bu gibı geliyor bana. Bırgün
onee > a da sonra gelseler 2 kişi ya olacak y a
olmay acak hepsı bır arada olduğu anda top-
lu olduğu anda bunu öngörerek. o e\ i uzun
süre gözlediklerini de belirtivor. O ınsanla-
nn geldiklerını de tahmin ediyorlardı. Eter-
le bavıltma. yanlarında getirmişler. Bir kişi
de eterı saülamakla \ar«ılandı.
- Da\a sürecinde ailenizin tepkisi. sanık-
lann tavırları nasıldı?
- Babam çok büyük tepkı gösterdi ola-
ya. kendisi bir şey ler takip etmeye çalıştı.
AnkaraBelediyesi'ndeveterınermüdürüy-
dü. Küçük not defterleri ıçinde zanhlara
ılişkın bılgilerin arşiv lerini tutardı. İlk ön-
ce Çiftçi'den şüphelenildi. Mahkemeler-
den anımsadığım kadarıyla sivil bırkomi-
sermua\inı vardı ve onun açıkladığı eşkâl
Çiftçı'ye tam uyuyordu. Benım görebıldi-
ğım kadarıyla Çiftçi sadece bır pıyon.
Mahkemelerde gördüm. Kullanılan bir ın-
san. o onu akiamıyor tabii. Beyin kısmı
Çatlı'ydı. HalukKırcı.TuranDemirkıran.
Ibrahım Çiftçi vardı. Çatlı hiçbır zaman
yakalanamadı odönemde. Haluk Kırcı er-
ken bırakıldı. Vanlışlıkla(.').
- N'argılama aşamasını sonuna kadar u-
lcyebildini/mi.'
- Hayır. Ben 1988'de doktora yapmak
için yurtdışına çıktım. 1992'de döndüm.
Babamın cenazesıne bıle gelemedim. çok
para lazımdı. Çünkü hıçbirzaman o kadar
param olmadı. En az 1000 dolar. Benim de
o kadar param yoktu. Benim asıl öfkelen-
dıgim Çatlı'nın bütün yaptıklarına karşın
devletin desteğini alması. \atlarda gezi-
yor. kim olduğu bilinmesıne karşın dev let
tararmdan korunuyor.
- Devlet. Çatü">'a sahip çıktı. Çiiler. kah-
raman ilan crti...
- Çıller'ın sözleri benı çileden çıkardı.
Çatlı'nın ülkücü yandaşları taraf'ından kah-
raman olmasını kabul edebiliyorum. Ama
devletin tavn... Türkeşsahip çıkmadı. Bü-
yük olasılıkla kaybetti Çatlı'yı. Türkeş'in
ötesine geçti. kontrolünden çıktı. 1970"le-
rı yaşayan bir insan olarak Çatlı'nın ülkü-
cüler taraf'ından yüceltilmesi çok ters gel-
medi.
Ülkücüler
u
okahramandr dediler. Çok
aykıngelmedi. Merkezsağbirpartıninhü-
kümetın yöneten bir partının sahip çıkma-
si anlaşılır gıbi degil. o partının merkez
sağ olmadıgı devleti yönetirken kırli işler
yaptığını gösterıyor. Ama devletin böyle-
sine arka çıkması sahıplenmesi... Özellik-
le Çiller'ın son demecine bırileri karşı çık-
malı. Bu adam neresınden bakarsanız ba-
kın. soğukkanlılıkla cinayetler planlayan
gerçekleştiren bir insan. dev let adına değil
kendi adına.
Dev let inanılmaz derecede desteklemiş
bu adamı. Ben Çatlı'nın kurşun atıp yedı-
ğıne inanmıyorum. Beyin takımından bır
insan oldugunu sanıyorum. Bu adamın
devlet kademelerınde destek görüyor ol-
ması çok ters. Vurulduğuna hıç inanmıyo-
rum.
Benım ailemde merkez sol gelenekler
vardır. Merkez sagda kariyeri olan Çiller'i
çok fazla tapımazdım. Çok »ey .yapabile-
cek bir ınsanmış ama neler yapmış... Dev -
lete güvenimiz sarsıldı. Çiiler ve çevresi-
ne karşı güvenim kalmadı. Eminın tanı-
yordurda. Devletmekanizmasmınçözebı-
leceğine inanmıyorum. Devletle böyle bir
müeadele gerekse bile ben kotaramam.
Devlet mekanizmasının kotarması gerek.
ama göriiyorum ki dev let bizım defiil. Çat-
lı'nın vanında...
Tansu Çiller'den medyaya reklam ayncalığıANKAR\ (Cumhuriyet Bürosu) - REFAHYOL
hükümetı. basına yönelik sansür hazırlığını
sürdürürken; RP. medyanın reklam gelırleri ve aldığı
kredılenn peşine düştü. RP Trabzon Mılletvekilı
Kemalettin Göktaş verdiğı soru önergelenne gelen
yanıtlardan. 5 kamu bankasının iki yılda 2.5 trilyon
İirayı aşkın reklam harcaması yaptığının onaya
çıktığına dikkat çekerek. "Baa gazeteler. radvolar.
televizyonlar kayırılmış. desteklenmiş. Bi/im
hükümetinıiz döneminde bunfar önlendi. Ondan basın
bağmyor" dedı. Göktaş. basının aldığı kredılerle ılgılı
olarak da bır soru önergesı vereceğını söyledı.
DYP yanlısı yayınlan ve Çiiler çiftıne yakınlıâıy la
bilinen HBBTV 12 mılyar-414 nıılyon lıra ile l'995'te
Ziraat Bankası'ndan en çok reklam alan televizyon
oldu. De\let-mafya ılışkılerinın odağına oturan
isimlerden olan DYP Şanlıurfa Mılletvekilı Sedat
Bucak'm açıklama yapmayı kabul ettıgi tek
televizyon olan ve ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz'ı Budapeşte'de kunıar oy namakla suçlayan
HBB. bu yılın ilk dört ay ında da Ziraat Bankası'ndan
16 milyar862 milyon lıralık reklam alarak
birincı'lığıni korudu Çiller'i ko^ulsuz destekleyen
îhlas Holdina ın vavımladıâı Turkıve de 2 mıivar lıra
ile I996'da Ziraat Bankası'ndan en çok reklam alan
gazete oldu.
RP Trabzon Mılletvekilı K.emalettın Göktaş.
AN'AYOL hüküıneti döneminde TBMM
Başkanlığı'na verdiğı kamu bankalannın reklam
gıderleri ile ılgili soru önergelerınin yanıtlannı
değerlendınrken. bazı kayırmalar ve ölçüsüzlükler
oldugunu savundu Göktaş. "Emlak Bankasının 1995
vıh kân 11-4 mihar. reklam gideri 937 nıiKar. 5 bin
tirajlı bir gazeteye 10 mihaıiık reklam verilmiş. Adı
sanı duvulmanıış radyolara mihaıiık reklamlar
vcnlnıiş. Bunlann kimin oldugunu araştırmak lazını.
Bazı şahıslar kay ırılnıış. bazı organlar açıkça
desteklenmiş" dedi. Göktaş. basının aldığı kredilerle
ilgilı olarak da araştırma yaptığını. bu konuda da bir
soru önergesi vereceğını söyledi.
Göktaş ın soru önergelenne venlen yanıtlara göre
kamu bankalannın reklam üiderlen şöyle:
Emlakbank: 1994 yıh reklam harcamalan 396
milyar211 milyon. 1995 yılı harcamalan 937
mılyar
139 milyon lira. Emlakbank'ın 1995 yılı reklam
harcamalannda ilk sırayı 3S milyar 339 milyon lira ile
SHO\V T\ alırken. bunu 36 milyar ile atv. 33 milyar
ile Kanal D izledı. Emlakbank'ın 1995 vılmda basına
verdiğı reklamlarda ilk sırayı 51 milyar
7
66 milyon
lira ile Sabah. ikıneı sırayı 51 milyar 53~ milyon lıra
ile Hürrıyet. 3. sırayı da 46 milyar 95ü milyon lira ile
Mıllıyet tjazetesı aldı.
Halk BİnkaSI. 1994 yılı reklam gıderleri 130
milyar "50 milyon lira. 1995 yılı harcamalan da 239
milyar 186 milyon lıra. Bu bankanın 1995 yılında
televizyon kanallanna verdiğı reklamlarda ilk sırayı
24 milyar lira ile atv alırken. gazetelere venlen
ılanlarda ilk sırayı 19 milyar lıra ile Sabah uazetesı
jldı
Ziraat BankaSI: 1994 yıh reklam harcamalan 45
milyar2"7
milyon. 1995 yılı harcamalan da 340
milyar 258 milyon lira. 1995 yılında televizyon
kanallanna \enlen reklamlar ıçinde ilk sırayı 12
mılyar414 milyon lıra ile HBB alırken. bu yılın ilk
dört ayında da 16 milyar 862 milyon lira ile HBB
bırincilığinı korudu. Gazetelere yapılan reklam ve
ılan gıderlennde ilk sırayı 21 mıİyar H~*\ milyon lıra
ile Sabah aldı. 1996 yılının ilk 4 aylık verilerıne göre
ıse Türkıye gazetesi 2 milyar lıralık reklam alarak ilk
sıraya çıktı.
EtİbanlC: 1^94 y ılında radyo reklamlan için 29
mılvon. aazete reklamlan ıçin 5 mıivar nl
A milvon
lıra harcandı. 1995 yılında gazete reklamlan için 18
milyar 568 milyon lıralık harcamayapıldı. Çeşitlı
dergılerdeki reklamlar için de 1 miİyar 597 milvon
lıra harcandı.
Vaklflar BankaSI: 1994 yıh için reklam giden
olarak 129 milyar. 1995 yılı için de 2
7
8.9 milyar
lıralık harcama yapıldı. 1995 yılında gazetelere
toplam 85 milyar liralık reklam verilırken. televizyon
reklamlan ıçın 34 milyar. özel radyolar için de 12
milyarlık reklam harcaması gerçekleştirildi. 1996
yılında da gazeteler için 34 milyar. televizyonlar için
de 24.5 milyarlık reklam harcaması yapıldı.
RP Grup Başkanvekılı Salih Kapusuzda DYP ile
ortak yürüttüklerı basın yasası düzenlemesı
konusunda bılgi verırken. amaçlarının "yalan haberi
önleme. tek/ip mekanizmasını çalıştırma ve
tekeUeşmenin önüne geçme" oldugunu söy ledi.
Çalışmalan yürütürken önyargılı olmadıklannı
savunan Kapusuz, yenı düzenîemede sahtekârlık
içeren ve küçük çocuklara yönelik yayınlan
ilgilendıren ıki madde dışında hapiscezalannın
kaldırılacağını bildirdi. Kapusuz. üzerınde çalıştıklan
düzenlemenın adının. "doğru haberalma \e kişilik
haklanm konıma kanunu" olacaeını belirtti.
ÜZYAZII ORHA\ BİRGİT
Devlet, hızlı işlemeyen adaletın
adalet olmadığını sık sık söyler. Hü-
kümet programlarında partilerin se-
çim bildirgelerinde bu sözü vurgula-
yanlarla adaletin hızını kesmek için
ellerinden geleni artlarına koymayan-
lar, çoğu kez aynı kişilerdir. Bugün
duruşması başlayacak olan "Susur-
luk'taki kamyon kazası", gündeme
milletvekillerinin yasama dokunul-
mazlığı zırhının ınceltilmesı doğrultu-
sunda girişimler getirdi. "Temiz top-
lum" isteği içinde olan vatandaşlar.
imza kampanyaları ile bu yoldaki eği-
limlerini yansıtıyorlar. Işin komik yanı,
bu isteği bir anayasa değişikliği ile
gerçekleştirme gücüne ve yetkisine
sahip milletvekillerimizin içinde de,
sırf şan olsun diye sade vatandaşlar
gibi bu kampanya dilekçelerini ımza-
layarak "vicdanihuzur"a kavuştukla-
rı sanısına kapılanların olmasıdır...
Anamuhalefet partisinin önde gelen
bazı yöneticı milletvekillerı de maale-
sef bu gösterinin içinde boy gösterir-
ken siyasi iktidar. "seçilmişler"in üze-
rindeki dokunulmazlık şemsiyesinin
altına "atanmış "lardan daha çok ki-
şiyi almanın yollarını bulmakla uğra-
şıyor.
Geçen hafta TBMM Başkanlığı'na
bu uğraşın sonuçlanndan birisi olarak
Dokunulmazlık Şemsiyesigelen bir hükümet tasarısı. şu anda
Adalet Komisyonu'nda görüşülmek
için gündemdeki sırasını bekliyor.
Tasarı. demokratikleşme çabalan
iletabantabanazıt birbiçimde. 1961
Anayasası' ndan önceki bir askeri dü-
zenı adeta hortlatıyor ve askeri ada-
let hiyerarşisir.in ıçine "adli amirlik"
sistemini yavaşça yeniden getiriyor.
Bugünkü kuşaklar "adli amirlik" 6ü-
zenini, haklı olarak bilmezler. 1960
öncesinde bir komutan "adli amir"
sıfatıyla, birliğindeki askeri yargıcın
da savcının da vereceği kararları
onaylarsa, karar geçerli olabılirdi.
1960 askeri ihtilali ile iktidara gelen
"Milli Birlik Hükümetı" haklı olarak
çok eleştiriler almış olan bu sistemi,
1961 Anayasası'nda muhafaza et-
mek ıçin ısrarcı olmadı.
Şimdi TBMM'ye getirilen yasa tek-
lifi ile askeri savcının bir kimse nak-
kında dava açabilmesi "komutan"ın
iznine bağlanıyor. Herkes bilir ki bu
komutanın verdıği emirle görev ya-
parken yasanın sınırlannı aşan "ast"ın
savcı tarafından suçlanamayacağı
demektir.
Askeri kişı, zaten kendi yasaları ıçın
ayrı statülere bağlıdır. Bu statülerona
adamakıllı bir dokunulmazlık vermek-
tedir. Bu yetmiyormuş gibi bir de ay-
rı bir "komutan" barajı ile bu dokunul-
mazlığı pekleştirmenin açıklamasını,
kendisini 1946'lı yıllarda Mustafa
Muğlalı olayını gündeme getiren De-
mokrat Parti'nin devamı olarak gös-
termek isteyen DYP nasıl yapabilir?
• • •
Atanmışların üzerindeki "dokunul-
mazlık şemsiyesi"ri\ koruyan yasanın
adı "Memurın Muhakematı Hakkında
Kanunu Muvakkat" adını taşıyor. Gü-
nümüzde böylesine ağdalı bir Os-
manlıca ile anılmasının nedeni ise bu
kanunun 1913 yılında Osmanlı Mebu-
san Meclisi tarafından çıkartılmış ol-
ması. Bugünkü dil ile "Memurların
Yargılanması ile Ilgili Geçici Yasa"
olarak tanımlanabilecek olan bu ka-
nunu hazırlayanlar "muvakkate" eki
ile geçici olmasını amaçlamışlar; ama
onlar bir imparatorluk ile birlikte tari-
hin arşivlerıne karıştığı halde. yaptık-
ları bu yasa, Cumhurıyefın de malı ol-
mayı 83 yıldır sürdürmüş.
Sadece sürdürmekle de kalmamış.
Metin Göktepe olayı gibi, suçlanan
görevlilerin yargı önüne çıkartılması-
nı aylar boyu önlerken. çevresinı öy-
lesine özendirmiş olmalı ki. Bakanlar
Kurulu'nun gündeminde. bir iki baka-
nın imza etmesiyle TBMM'ye sevk
edilmesi beklenilen bir başka "doku-
nulmazlık" şemsiyesini daha oluştur-
muş.
Vatandaşların, seçilmiş milletvekil-
lerinin dokunulmazlık zırhları ınceltil-
sin, küçültülsün diye imza kampan-
yaları düzenlediği bir dönemde, par-
lamenterlerin önüne DYP'Iİ Devlet
Bakanı Nevzat Ercan'ın öncülüğü ile
getirilmekte olan bu tasarı imam, mü-
ezzin, vaiz, kayyum gibi din adamla-
rını kapsıyor.
Bürokrasi dilinde bu görevlilerin adı
"Hademeı Hayrat"t\r. Geçen hafta
Meclis Bütçe ve Plan Komisyonu'nda
Diyanet işleri Bütçesi görüşülürken
"hilafet" çağrışımları yaptırmak ama-
cıyla perendeleratan bazı üyeleri son
derecede mutlu edecek tasarı. yasa-
laşırsa bir imamın görevinden dolayı
yargılanması valınin başkanlığında.
belirli daire müdürlerinden oluşturu-
lacak komisyonun konuyu ele alıp so-
ruşturmasına ve o soruşturma so-
nunda "olur" vermesıne bağianacak.
• • •
Bilmiyorum bu yazının başlığı ola-
rak "Dokunulmazlık Şemsiyesi" de-
yimini seçerken, neyi amaçladığımı
sizlere anlatabildim mi?
Anlatamadıysam, bir kez de özet-
leyerek deneyeyim:
Dokunulmazlık olaymı gündeme
getiren ünlü "Susurluk kazası"n\
anımsayın. Olayda ölenlerden Hüse-
yin Kocadağ, yaşasaydı yargı önü-
ne çıkması kolay olmayacaktı. çünkü
devlet memuru olarak "Memurin Mu-
hakemat Kanunu"r\a tabi idi. Abdul-
lah Çatlı ölmeseydi onu da 1978'den
bu yana yargı önüne çıkartamamış
olan ve adresini "karakol" olarak ka-
yıt eden devletin eli kolu mafya dü-
ğümü ile bağlı olduğu için hareket
edemeyecekti.
Sedat Bucak, çok şükür hayatta,
ama adamın hem yasal, hem feodal
olmak üzere çifte dokunulmazlığı var.
Tam sinirlenip sade yurttaşlar ola-
rak "buyurun cenaze namazına" diye
bağıracaktınız belki. ama sıkı durun i-
mam efendiye de "dokunulmazlık"
geliyor...
GUNDUZ GOZUYLE
MELİH CE\ DET ANDAY ;
Okurlarımızla :
Okurumuz Erdem Türkmence'den aldığım mek-
tubuaşağı koyuyorum. Bu mektupta "toplantıyap-
mak" dışındaki bütün değınilere katılıyorum. "Top-.
lantı yapmak". "konuşma yapmak" örneklerine ge-
lince: "toplandık", "konuştum" demek dururken
yardımcı eylemle ışi uzatmağa ne gerek var! ;
Süleyman Nazif, "Şuyapmak eylemi dilimizıyı-1
kacak" dermiş. ;
Erdem Türkmence'nin mektubu: -
"Sayın Anday
Konuşmada ve yazmada kullanılış yoldamı beni
rahatsız eden birkaç sözcük hakkında size başvur-*
mak durumundayım. Bu sözcüklerden ilki, 'yüzj
den' ya da 'yüzünden' sözcüğü. 'Yüz' kökünden tü-t
retilen bu sözcüğü çoğu yazar ve konuşmacımız
olumlu bır durumu anlatmak için kullanıyor. Bildi-
ğimce 'yüzünden' sözcüğü ö/rolumsuzluk belirte-'
cidir. Bunun en güzel örneğinı de 'Alnımdaki bıçak
yarası/senın yüzünden' dizeleriyle Orhan Veli ver-î
miştır. Oysa sız. Cumhuriyet gazetesinın 5 Kasım
1996 günlü sayısında yayımlanan 'inciler Üstüneî
adlı yazınızda söz konusu sözcüğü olumlu anlarn^.
da kullandınız. 'Bu yüzden olacak, eskı şiirimizde
sevgilin/n yalnız dişleri değıl. tatlı sözleri de ınciyeı
benzetilirdi.' diye yazdmız. Ben o tumcede '-yu-ı
zünden' demedim; '-yüzden' dedim derseniz, bu-,
nu, aradakı köken aynmını açıklamanız gerekecek:
Çünkü sözlüklerimizde 'Yüz' kökünden '-den' du-
rum ekiyle türetilmiş bir belirtece (zarf) ben rastla^
madım; '-yüzünden' sözcüğünden 'ünden' ekiatı-'
lıp yerine '-den' ekigetirilince anlam değişimine uğJ
ruyorsa onu da bilmek, bir okur olarak, hakkımıi
oluyor.
Ikincisı, 'tahakkuk', 'tahakkuk etmek-ettirmek'
karşılığınayakın bir anlamda kullandığımız 'gerçekf
leşmek' ya da 'gerçekleştırmek' sözcüğüdür. Ço-
ğu yazar ve konuşmacı, 'M. Cevdet bir toplantı yap-{
tr diye konuşacak, yazacak yerde 'M. Cevdet biij
toplantı gerçekleştırdi' ya da filanlarca gerçekleş-^
tirilen birtoplantıda konuştu.. biçimindeyazıyor, ko-
nuşuyor.
Uçüncü sözcüğümüz ise, dilin kullanımında sık
yinelenen 'birçok' sözcüğüdür. Bilindiği gibı, bile-
şik birnicelik sıfatı olan 'birçok' sözcüğü, Osman-
lıcanın sayısallık içeren 'müteaddit' sözünü karşı-
lamaktadır. Çoğul ıçenklı bir sıfattır. Genel dılbilgi-,
sı kurallanna göre de. bir durumda nıteleyen söz->
cük çoğul ise nıtelenen şey çoğullanmaz. Yani 'bir-'
çok kitaplar' değil, 'birçok kitap', 'birçok insanlar'
değıl, 'birçok insan' biçiminde yazılır, konuşulur.
Okullarda bize oğretılen bu. Ama çoğu kişi. tümce
içinde nıteleyeni de nıtelenenı de çoğullayıp geçi-
yor.
Sayın Anday,
Dilin insan için, toplum için önemini bilenlerden-'
siniz. Türkçeyı en iyi ve en doğru kullanan yazarla-
rımızdan, düşünürlerimizden olduğunuz için size.
başvuruyorum. Toplumumuza dayatılan 'çağ atla-,
ma' saçmalığı bakınız ülkeyı ve ulusu ne duruma
düşürdü. Eskiden bır Türk Dil Kurumu vardı. Başı-
mız sıkıştıkça oraya başvuruyorduk. Şimdi yok.
Arapçanın, Farsçanın baskısından dilimizi kurtara-,
lım derken, korkunç bir BatıWMS baskminâ u^râV
dı dilimiz. Insanımo, şaşırdı; ana.dilmin sözcüklerink
bile doğru kullanamaz oldu. Lütfen bize ünlü bîlge>
Konfüçyüs 'ün dil üstune dediklerini anımsatınız. '
Saygılar sunanm. Esenlikler dilerım."
Kocadağı görevden alırdım1
Erbakan:Devletin
içindeçeteolmazHabcr Merkezi - Ba^ba-
kan Necmettin Erbakan. Su-
surluk kazasında Bahçelıev-
lerkatlıamı zanlisi Abdullah
Çatlı yla aynı arabada bulu-
nan ve yaşamını yitıren eskı
tstanbul Emnıyet Müdür
Yardımeısı Hüseyin Koca-
dağ'ı yaşasaydı görevden
alacağını söyledi.
Erbakan dün Ovaakça Do-
ğalgaz Kombine Çevırım
Santrah'nın temelini atmak
için uçakla Bursa'ya gıder-
ken gazetecılerın sorularını
yanıtladı. Susurluk'takı ka-
zayla ılgılı olarak "Vâşasay-
dı Kocadağ'ı göre\den alır-
dım" dıyen Erbakan. hiçbır
polısın aranan bir zanlıyla
aynı arabada bulunmasının
kabul edılemeyeceâıni söy-
ledi
Soruşturmanın savcılık.
DGM ve İçişlerı Bakanlığı
müfettişlennce üç koldan
sürdürüldüâünü belırten Er-
bakan. kımsenın PKK ile
mücadelenin arkasına sakla-
narak yasadışı faaliyetlerde
bulunamayacağını belirtti.
"De\letin içinde çete olmaz,!
çete olursa dağıtırız'" dıyen
1
Erbakan. olaydan sonraki'
sessizliğinın soruşturmayr
etkılememek ve dev letin hi-'
yerarşısine bir zarar verme-'
mek amacını taşıdıâını söy-'
ledı.
Başbakan Necmettın Er-
bakan. AKAP Genel Başka-i
nı Mesut V ılmaz'ın Cumhur-,
başkanı Sülevınan Demi
J
rel'e. Demırel'ınde kendisi-»
ne verdığı bilgiler hakkındai
da konuştu. Demırel'ın bel-,
gelerın Istanbul Emnıyet
Müdürlüğü'nde bulunduğu-
nu illettiğini bıldıren Erba-'
kan. müfertişlerin buralarda.
ıncelemelery aptığını. her şe-^
yin yazılı olarak alındığını'
ve dev letın zaptına geçirile-
ceâıni kavdetti.
Ovaakca santralı krizi
Başbakan hn attığı temele
RPlimilletvekilikarşı
LEVEVTGENCELÜ
BL'RSA - Başbakan Nec-
mettin Erbakan'ın temelini
attığı Ovaakça Doğalgaz
Kombine Çevrım Santra-
lı'na (DKÇS) Refah Partisi
Bursa Milletvekili Ertuğrul
Yalçınba>ır karşı çıktı. Yal-
çınbayır'ı destekleyen
ANAP'Iı Bursa Büyükşehir
Beledıye Başkanı Erdem Sa-
ker de santralın yapımına
karşı olduklarını söy ledı.
Ovaakça Doğalgaz Kom-
bine Çevrim Santralf mn te-
meli. Erbakan tarafından
dün törenleatıldı.
Erbakan, törende yaptığı
konuşmada. santralın Keban
ve Atatürk barajlarından da-
ha fazla elektrik üreteceğını
söyledi Hızla kalkınan ve
yeni dünyanın öncüsü olan
türkiye'nin nüfusunun 70
milyona yaklaştığını hatırla-
tan Erbakan. bu çerçevede
kişı başina tüketılen yıllık
elektrik mıktarmın mutlaka
arttırılması aerektıâinı bil-
dirdi.
TEAŞ Genel MüdürüAfif
Demirkjran. törende y aptığı-
konuşmada. Türkiy e'nin ge-
lışmesine paralel düzeyde^
artan enerji ihtiyacınm karşı-
1
lanması \ e buna bağlı olarak^
2000'li y ıllardaki hedefleriı>
yakalanması aç/sından Ova<
akça Doğalgaz Kombine^
Çevrım Santralfnm (D-*
KÇS) büyük önem taşıdığı-î
nı belırrtı. Öteyandan. Refah»
Partisi Bursa Millervekıli Er-.'
tuğrul Yalçınbayır. törendefr;
önce gazetecilere yaptığı
açıklamada. Ovaakça D-»
KÇS'nin "Bursa'nın kalbi-,
ne saplanmışbir hançer" ol-;
duğu yolundaki görüşünü,
koruduğunu söyledi. -Sant-
ralın yapımına şu anda da
karşıyım"dıyen Yalçınbayır.
kendısının de ıçinde bulun-,
duğu bırgrup tarafından yü-,
rütmenın durdurulması ama-ı
cıy la Bölge Idare Mahkeme-'
sı'ne yaptıklan başvurunun
sonucunu beklediklerıni"
kavdetti.