04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 ARALIK 1996 PERŞEMBE HABERLER iller ve n'a tazminat davası • İZMİR(AA)-Algül Aydın'ın. 1994 yılında, Impe.xbank'ın kapatılması nedeniyle l40bın Alman Mariı zarara uğramasından sorumlu olduğunu i<jdia edeıek. dönemin Başbakanı Tansu Çiller\eDe\1et Bakanı Aykon Doğan hakkında'açtığı 100 mılyon liralık manevı tazminat davasının aörülmesıne başlandı. 3. Sulh Hııkuk Mahkemesi'ndeki duruşmaya, Akgül Aydın ve lmpexbankzedeler katıldı. Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'i. a\ukatı Erdem Toygar savunurken, DYP Isparta Mılletvekili Aykon Doğan mazenet bıldırerek duruşmaya katılmadı. İlyas Seçkin oldu • İSTANBUL (AA)- İçişlen ve Bayındırlık eskı bakanlanndan flyas Seçkin (78) Istanbui'da vefat ettı. Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurul Başkanlıöı da yapan Seçkin, 1957'deCHP Ankara Milletvekili olarak polıtıkaya girmış. Kurucu Meclis üyeliğınde bulunmuştu. Ilyas Seçkın'ın cenazesı. yann öğleyin Erenköy Galıppaşa Camıı'nde kılınacak namazın ardından, Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verilecek. Perinçek Irak'a gîttî • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- İşçi Partısı (IP) Genci Başkanı Doğu Pennçek, lrak hükümetının daveti ilzenne dün Irak'a hareket ettı Perinçek'in Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyın ile de görüşeceği bıldirildi. İP heyetinde Genel Başkan Yardımcısı Fent Ilsever \e Merkez Komitesi üyesi vceski Tabii Senatör Suphi Karaman da yer alıyor. Pennçek \e beraberindeki he>etın 23 aralık pazartesi günü Türkiye'ye dönmesi beklenıyor SİP'in hesapları uygun • ANKARA (AA) - Anayasa Mahkemesi, Sosyalist İklidar Partisı'nin(SlP) 1995 yılı kesin hesabının, yasalara uygun olduğuna karar verdi. Yüksek Mahkeme'nın Resmi Gazete'nın bugünkü sayısında yavımlanan kararında.'SİP'in 1995 yılı kesin hesabının incelenmesi sonucunda, yöntemınce tutulup kullanılan defter, kayıt \e makbuzlara dayanan Genel Merkez gelirlenyle gıderlennin doğru \e ilgili yasaya uygun olduğu bildırildi. Yasadışı örgüt davası • ANKARA (AA)- Seyranbağlan Zafertepe Mahallesfnde polıs otosu içerisindeki ıki polis memurunun silahla taranarak ağır yaralanması ola>ına ve örgüt adına yasadışı birçok e>leme katılmak suçlanndan haklannda dava açılan 12 sanığın yargılanmalanna devam edildı. Ankara 2 Nolu DGM'de görülen davanın bugünkü duruşmasında. savunma tanıklan dinlendı. Tanıklardan bazıları. idam istemiyle yargılanan sanıklardan Mahmut Soner ile aynı mahallede oturduklannı belirterek. sanığın. polis otosunun taranması olayından bır süre önce geçırdiği trafik kazası sonucu a>ağının kınldığını \e oiayın olduğu tanhte de yürümekte zorluk çektiğını öne sürdüler. Cumhunyet savcısının tahliye taleplennın reddedılmesinı istemesinin ardından mahkeme, kisa bir aradan sonra sanıklann tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Olaylann ortaya çıkanlması amacıyla başlatılan kampanyaya yoğun ilgi gösteriliyor 200 fiuü meçhul dosyaKEREM ILGAZ Susurluk olayının ardın- dan başlatılan "Temizyöne- tinı, temiz toplum" kam- panyaları sürerken Türki- ye'de bugüne dek meydana geldığı öne sürülen 3 bin 500 faıli meçhul cinayetin aydınlatılması içın de kam- panya başlatıldı. • Türkiye'de şimdiye dek meydana geldiği öne sürülen 3 bin 500 faili meçhul cinayetin aydınlatılması amacıyla bugüne kadar 200'e yakın başvuru olduğu açıklandı. HADEP Faili Meçhu] Cinayetleri Araştırma Komisyonu Sorumlusu Recep Doğaner, "Amacımız bu konuda umudunu yitirmiş insanlara el uzatmak" dedi. başvuru olduğu belırtıldi. ilı meçhul cinayetlerin yüz- de 80'inin meydana geldiği Dıyarbakır ve Batrnan'dan geldığını kaydetti. İçişleri HADEP tarafından "Fa- ili meçhul cinayetlerin orta- ya çıkması ve kayıplann aki- betlerinin beili olması" ama- cıyla başlatılan kampanya- ya hergünonlarcadosya ile HADEP Genel Merke- zı'nde konuyla ilgili oluş- turulan komısyonun sorum- lusu Recep Doğaner, en çok başvurunun, Türkıye'de fa- Bakanı olduğu sırada Meh- met Agar'ın "Bin gizli ope- rasyon yaptık" açıklaması- nın ardından HADEP'ın İs- tanbul mıtıngi sırasında ka- rar v en len kampanyaya bu- güne kadar 200'e yakın başvuru olduğu açıklandı. Cumartesi Annesi suçluyor Oğlunun ka> bedilmesinden eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ı sorumlu rulan Hatice Toraman,"Abdullah Çatlı ile Mehmet Ağar arusında fark yoktur. Ağar bu çetenin baş sorumlusudur" diyor. Hatice Toraman, tehditler yüzünden Almanya'ya yerleşmek zorunda kaldığını sövlüyor. Kayıp Hüseyin Toraman'm annesi Hatice Toraman 'OğhınuıMehmetAğarkaybetti' ALPER TURGUT Istanbul'da27Temmuz 1991 ta- nhinde gözaltına alındıktan sonra kaybedildtği iddıa edilen Hüseyin Toraman'ın Almanya'da yaşayan annesi Hatice Toraman. "Oğlu- mun katledilmesinin baş sorumlu- su Mehmet Ağar'dır. Susuriuk'ta ortava çıkan çete iiyesi Abdullah Çatlı'yla Ağar arasında hiçbir fark yoktur" dedı Anne Toraman, Ka- sım 1991 Ue Istanbul Emniyet Mü- dürü olan Mehmet Ağar'ın "Hüse- yin Toraman gözaitında" dedığını ancak daha sonra ınkâr ertigını öne sürdü Türkıye'deki polis baskısından kurtulmak için Almanya'ya yer- leştiklerinı belirten Hatice Tora- man gazetemıze y aptığı açıklama- da, Susurluk'takı trafık kazasından sonra Mehmet Ağar'ın adının ka- nştığı olay sayısının artarak siirdü- ğünüsöyledı Hatice Toraman. ka- yıp Hüseyin Tbraman'ınbulunma- sı için 1991 yılı Kasım ayında. meclisegittiklerini vedönemin ik- tidar ortağı olan SHP Erzıncan Mılletvekili Mustafa Kul'dan yar- dım istedıklerinı belirttı. Hatice Toraman, Kul'un Istan- bul Emniyet Müdürü Mehmet Ağar'ı arayarak. Hüseyin Tora- man'ın durumunu sorduğunu be- lırterek. "Ağar, olayı soruşturaca- ğını bildirdikten yanm saat sonra Kul'u arayarak, Hüseyin Tora- man'ın gözaituıda olduğunu ve h- mail Çelık sahte kimliğiyle yaka- landığını sövledi" dedı Anne Toraman daha sonra ola- yın gelışımıyle ilgili şöyle konuş- tu: "Biz oğiumuzun bulunmasuun sevinciyle yemek yemeğe gittik. Aradan 2 saat kadar geçmişti. îs- tanbul'a dönmeden önce Kul'u n- yaret ederek yardımlan için teşek- kiir etmek istedik. Ancak sevinci- miz kursağımı/da kaldı. Ağar, tele- fon ederek yanlış anlaşılnıa oldu- ğunu ve Hüseyin'in gözaltına alın- madığını açıkladı. Ben,eşimAlı Rı- za Toraman, kardeşim Hasan Ay- dın, şu an cezaevinde bulunan Alı Toprak ve Mustafa KuL Ağar'm bu konuşmasına şahirtir. Benim anla- yamadığım, anne babasımn bilme- diği sahte kimliğini, oğlumun gö- /altına alınmadığını söyleyen Ağar nereden bilivordu. Hiiseyin'in eşi GüJa> Toranıan'lavcarkadaşlanv- la vaptjğım konuşmada sahte kim- liğin Ağar'ın sö>lediği gibi İsnıail Çelik adına dü/cnlendiğinj öğren- dim." Oğlunun ve diğer kayıplann Su- suriuk'ta ortaya çıkan çete tarafın- dan kav bettirildiğinı öne süren Ha- tice Toraman. şunlan sövledi- "Susurluk çetesinin üzerine da- ha çok gidilmesi lazım. Ağar ve ar- kadaşlannın kayıplarla bağlantısı araştınlsın. Ben Pendik'e bağlı Şıh- lı Köyü'nde oturuyordum. Cecele- ri evimize tehdit telefonlan gelivor- du. Hatta Cumartesi ve nıum dik- me evlemine katılmak için bindi- ğim minibüste 2 kez davak yedim. Bir keresinde de sivil kıyafetli 2 ki- şi \anıma «eleırk, beni ve ailemi ölümle tehdit ettiler. Bizde 4lman- va'ya jerleşmek /orunda kaldık" Gazî olayları davasında belirsizlik ANKAR.4 (Cumhunyet Bürosu) - Yargıtay Ceza Genel Kurulu. geçen yıl mart ayında meydana gelen \e 17 kışının ölümüyle sonuçlanan Gazı Mahallesı olaylan)la ilgili olarak 20 polisın yargılandığı davada venlen "yargılamanın durdurulması" karannın temyiz edılemeyeceğıne karar verdi. Bu kararla. suçlanan polisler hakkında açıfan davanın sürüp süımeyeceğı açıklığa kavuşmazken, yargılamaya ilişkın son karan davanın görüldüğü Trabzon'a en yakın kentteki ağır ceza mahkemesi \erecek. Yargıtay Cumhunyet Başsavcılığı, Yargıtay 1. Ceza Daıresi'nin Gazi davasında. Trabzon AğırCeza Mahkemesi'nce verilen "yargılamanın durdurulması" karannın "temyiz edilemeyeceğine" ılışkın karannın kaldınlması istemıvle. Yargıtav Ceza Genel Kurulu'na başvurdu. Başvuruya gerekçe olarak verel mahkemenin karannın "durdurma niteliğinde olmajıp, görevsizük karan niteliğinde olduğunu" itirazına gerekçe gösterdı Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Yargıtav I. Ceza Daırcsı'nin görüşüne katılarak Trabzon AğırCeza Mahkemesınin ">argılamanuı durdurulması" karannın temyize tabı olmadığını. ancak ıtiraz edılebıleceğine karar verdi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun bu karanndan sonra, olavda mağdur olanlarla yaşamını yitırenlenn yakınlan. Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'nın karanna, en yakın ıldekı ağır ceza mahkemesinde itırazda bulunabılecekler. Yargılamanın durdurulması Bu ıtiraz reddedılerse. 20 polısle ilgili dosya İstanbul İl İdare Kurulu'na göndenleeek. Polisler. Danıştay'da onaylanacak il idare kurulu karannın ardından yargıç karşısına çıkanlacaklar. Itiraz kabul edılırse 20 polısın yargılanmasına Trabzon'da devam edilecek. 7 kişinın ölümünden sorumlu olduğu ıleri sürüîen 20 polis memuru hakkında. "savunma sınırlannı aşarak müstakil faili belli olmayan adam öldürmek ve savunma sınıriannı aşarak adam yaralamak"tan dava açılmıştı Güvenlık nedeniyle İstanbul'dan Trabzon'a alınan davada Ağır Ceza Mahkemesi, sanık polislerin suçlandıklan davranışlan sırasında ıdari görevlı olduklanna dıkkatı çekmış ve Polis Vazıfe ve Salahiyet Yasası'nın ek 9-A maddesıne göre sorumluluklannın beiirlenmesi yönünden Memurin Muhakematı Yasası'na göre işlem yapılması gerektığıne hükmetmıştı. Mahkeme. bu gerekçeye dayanarak "yargılamanın durdurmasına" karar vermişti. Olaylarda mağdur olanlar ve yaşamını yıtirenlenn yakınlarınca yapılan itirazı Yargıtay 1. Ceza Daıresı ınceledı. 1. Ceza Daıresı de Polis Vazıfe ve Salahıyetlen Yasasfna atıfta bulunduktan sonra "İçtihadı birleşrirme kararlanna göre mahkemenin durtnası kararian esası halleden son karar değUdir. Dikkçeler itiraz dUekçesidir" görüşüyle itirazı reddetmişti. Olaylann aydınlatılmasın- da öncülüğü hangi örgütün ya da partinın yapmasının önemli olmadığını vurgula- yan Doğaner. "Bu kampan- yadan umutluyuz. Bu aşa- madan sonra artık istesek detekrar Susurluk öncesine dönemeviz. Amacımız bu konuda umudunu yitirmiş insanlara el uzatmak. Ola>- ların üzerini örtmek,sorun- lan daha da büyürür" dıye konuştu. Dosyalan 29 aralık tari- hınde cumhuriyet savcılık- lannaveTBMM Faili Meç- hullen Araştırma Komis- yonu'na ulaştınmayı amaç- ladıklannı anlatan Doğaner, HEP Dıyarbakır ti Başkanı Vedat Âydın. İHD Elazığ î>ubc Başkanı MetinCan ile gazeteciler Nâzıın Babaoğ- lu, Kemal Kılıç ve Hüseyin Demir'in aılelennın de ken- dilerine başvurduklarını kaydetti. Doğaner. aynca kampanya ile ıleılı olarak Güldal Viumcu, Refika Be- zirci, Hüseyin Ocak, Maz- lunı Çimen, İsa Göktepe, Ülkü EkincL, Pervin Buidan ve Atatürkçü Düşünce Der- neği gibı yakınlan öldürül- müş ya da kaybolmuş aile- lere ve kurumlara da mek- tupla çağn yaptıklannı be- lirttı Cumhurbaşkanı Sülev man Demirel, Başbakan Necmettin Erbakan ve Adalet Bakanı Şevket Ka- zan'dan randevu talep ede- rek ellerındekı dosyaları ileteceklenni söyleyen Do- ğaner. "Elimizdekidosyala- nn Mesut Yılmaz'ınelinde- ki dosyalardan daha çok sesgetirecegıne inanıyorum. Daha sonra kamuoy una ya- pacağımız açıklamalar da bunu gösterecektir. Çünkü elimHde savcılıklar tarafin- dan da doğrulanmış bilgiler var" dedı Yayıncılar Öztürk ve Zarakolu'na ceza İstanbul Haber Servisi - Faysal Dağlı'nın "Bırakuji/ Kürtlerin Iç Savaşı" adlı kı- tabının yay ıncısı olarak hak- kında verilen 5 aylık hapıs cezası nedeniyle Bayrampa- şa Özel Tıp Cezaevı'nde tu- tuklu bulanan Belge Yayın- lan edıtörü Ayşe FNur Zara- kolu, 41 mılyon liralık para cezasını ödemedığı için 3 yıl hapıs yatacak. Sadrettin Aydınlık'ın u KarakışGrubu"adlı kıta- bından dolayı da 84 mılyon 11ra para cezası v eri1en Zara- kolu'nun. benzer gerekçey- lc bu cezası da üç yıl ağır hapise dönüştürüldü. Zara- kolunun, gazetecı Hasan Bildirici'nin "Bekaa" adlı kitabının yayıncısı olduğu gerekçesiyle venlen 51 mil- yon liralık cezası da kesin- İeştı. Öte yandan yayımladığı 41 kıtabı toplatılan, bu kı- taplar nedeniyle hakkında 62 dava açılan, bunlardan 32'sınde mahkûm edilen, "iflaholmaz"denilerekhiç- bircezası ertelenmeyen Yurt Yayınlan sahibı Ünsal Öz- türk. kesinleşen bir yıllık hapis cezasını bugün ta- mamlıyor. Ancak Öztürk. yayımladığı kıtapları yü- zünden DGM'ler tarafından verilen 1 milyar 110 mılyon lira para cezasını ödemeyı reddettiği içın hapiste kal- mayı sürdürecek. SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected] Nüfus cüzdanımı kaybettım. Hükümsüzdür. FERİTÖZAK KOLN - Almanya'daki Türki- yeli gazeteci meslektaşlanmızın birbölümü Köln'deyaşıyor. Ba- tı Almanya Radyo ve Televizyon Kurumu'nda Türkçe yayın ya- pılıyor. Turklerin "Köln Radyo- su"adını verdığı radyo, hergün akşamları Almanya'nın her ya- nından dınlenen bir yayın ağına sahip. Almanya'da Türkler ara- sında en çok dinlenen bu yayın kurumunda çok uzun yıllardır bu ülkede yaşayan meslektaş- lanmız çahşıyor. Yıne Köln'de Alman TV'si 3. programında her hafta Türkçe yayın var. "Saö///on" isimli Türk- çe yayın, yıllardır surüyor. "Al- manya'nın Sesi" de Köln'den tüm dünyaya yayın yapıyor. "Al- manya'nın Ses/"nin Türkçe ya- yın yapan bölümünde de Türk gazeteciler çalışıyor. Önceki gece bu yayın kurum- lannda çalışan bır grup arkada- şımla yemek yedik. Mesleğin Almanya'da ve Türkiye'deki so- runlannı konuştuk. Ayşim Alp- Almanya'daki Türkiyeli Gazeteciler man, yıllarca Türkiye'de gaze- tecilik yapmıştı. Şimdi 3. prog- ramda Babillon'u hazırlıyor. Ul- ya Uçar ve Ayçe Tolun, Köln Radyosu'nda çalışıyorlar. De- niz İncedikende "Almanya'nın Sesi"nde. Gazetecilik mesleğinin dert- leri hemen her yerde aynı. An- cak her ülkenin farklı farklı so- runları, farklı kuralları var. Al- manya'da, Alman yayın kuru- luşlan içinde çalışan arkadaş- ların sorunlan daha değişik. On- lar, Türklere seslenen yayın lar yapıyorlar, ama bunu Alman ku- rumlan adına gerçekleştiriyor- lar. Alman hükümetinin yönelım- leri Türk yayıncıları bırebir etki- lemiyor. Çünkü bu ülkedekı ya- yın kuruluşlan; devletin maddi desteğini almasına rağmen öz- erk yönetimlere sahipler. Yayın polrtikalannı, yönelimlerini ken- dı ıçlerinden seçtikleri yönetım- ler ve konseylerde belirfiyorlar. Buradaki Türk gazetecilerin en büyük dertlerinden birisi Al- manlann, Türkiye'ye ve Türkle- re yaklaşımları. Alman kamu- oyunda Türkiye'ye yönelık ilgı- nin folklorik düzeyde kalması onlann hoşuna gitmiyor. Aynca Türkıye'nin geriliği üzerine yapı- lan yayınların hep ön plana çık- masına da kızıyorlar. "Almanlar, Türkiye 'ye bir sü- per devlet tavrı gösteriyor. Hep bır şeyler veriyormuş gibi dav- ranıyor" diyorlar. Avrupa'yla Türkiye arasındaki ilişkilere yö- nelik Alman tutumunun sağlıklı olmadığını düşünüyorlar. Türki- ye'ye yönelik olur olmaz kü- çümseyen tutum onlarda za- man zaman tepkilere de neden oluyor. Almanya'da gazeteci ol- manın ve devleti eleştiren, hü- kümet polrtikalannı eleştiren ya- yınlar yapmanın bir tehlikesi yok. Almanya'da hiçbir gazete- ci mesleğini yerine getirdiği içın hapse atılmıyor. işinden de ol- muyor. Ama bu ülkede yayın yapmanın bazı sınırlan olduğu bir gerçek. insanlann gündelik yaşamına bızdekı gıbi gazeteciler hoyrat- ça dalamıyorlar. Bırkaç yıldır özel TV'lerin yayına başlama- sından sonra Turklerin çoğu Al- manya'da "çanak" antenlerle Türkiye'deki bütün kanalları iz- leyebiliyorlar. Bu olanak, onlann Turkıye ile ilgilerini olağanüstü arttırmış durumda. Buradaki gazeteci ar- kadaşlar en çok, ev baskınlan- na katılan, kapıları tekmeleye- rek evlere dalan, sorgulama ya- pan TV rnuhabirlerıne hayret ediyorlar. "Busuç, Almanya'da- kimse böyle bir şey yapamaz, yapmaya kalkarsa hem işinden olur, hem de yargılanır" diyor- lar. Almanya'da medya alanında tekeUeşmeyi önleyen kanunlar var. Buna rağmen Alman basın devleri bu engellerı aşmaya ça- lışıyorfar. Bır medya patronu olan Leo Kirsch'ın bir kısım ya- yın kuruluşunu oğlu üzerine ya- parak tekel yasalannı aşmaya çalışması, ciddi tartışmalara ve müdahalelere neden olmuş. Hâlâ bu tartışmanın sürdüğünü anlattılar. Alman TVvegazeteleri, mah- kemelerden görüntü yayımla- yamıyorlar. Öldürülmüş insan görüntüsu yasak. Buna benzer bıreyin özel yaşamına ilişkin de bir dizi yayın yasağı var. Bızde ıse tam tersi; devleti, hukümetı eleştirmek tehlikeli. yurttaşın kişilik haklannı tepete- pe ihlal etmek ise serbest. Bu önemli bır fark. Almanya'da Türk gazetecisi olmanın da kendine özgü so- runları var. PERŞEMBE ORHAJN BURSALI ; Sosyal Bilmecelerin Zorluğu : Matematik bilmecelerini, eğermeraklıysanızçö- zebilirsiniz. Çünkü bu tür bilmecelerin bir mantığh bir kuralı vardır. Püf noktalannı yakalayarak, sözel bilmeceleriri de üstesinden gelebilirsiniz. ' Dahası, aldatmacalara ve kandırmacalara dayaf nan bilmeceleri de yanıtlayabilirsiniz. Sanırım en zor bılmeceler sosyal içenkli olan7 lardır. Doğa bilimlerinin öngörülerindeki kesinlik, sosyal bilmecelerde yoktur. Fen bilimleri, geleceğe yönelik kestirimlerindş en mükemmeli, en yakın olasılığı yakalayabilır, en hassas ölçümlere yaklaşabilirken; sosyal bilimler, geleceğe yönelik öngörülerinde, özellikle toplum» sal olayların akışını kestirimde kaba kalır. - • • • Aslında sosyal bilimlerın uğraş alanı olan top- lumsal hayatamafe/naMse/ö/çü/ergetirilmeye çaf lışılır. Toplumsal sistem de kuraflara bağlanmıştıı*. Bu kurallar Anayasa'ca belırlenir. Parlamenter sisr tem, adalet mekanizması, güvenlık sıstemı, silahD kuvvetler, bütün diğer bakanlıkların çalışması, her} belirli kurallar çerçevesindedir. ' Bu kurallarla, toplumsal yaşamın akışı bilinebir lirlik sınırlan içinde tutulmaya çalışılır. Bu, toplum- sal bır güven ortamı sağlar. Gel gör kı hiçbir toplumda yaşam bu kurallara göre akıp gıtmez. Sistemın doğru işlediği ülkelerde bile, sistemin dışında, altında, üstünde toplumsal olaylar sürer. Ancak bunlar sistemin göz yumabileceği sınırlar' da, ölçeklerdedir. • • • Lafı uzattık: f Ülkemizde geçerli olan nedir? Kurulu sistem mi? Yanı yasalar ve kurallar mı, yoksa sistem dışı uy- gulamalar mı? Yakın tarihine ve içinde bulunduğumuz güncel tarıhe baktığımızda, ülkemizde: Yazılı sistemin (Anayasa, yasalar ve parlamen- ter rejımin) bazen geçerli olduğu; Ancak daha ziyade yazılı olmayan sistemin du : ruma egemen olduğu görülür (sıyası ıktıdar sahip- lerının ve devlet yöneticilerinin yasal olmayan ey- lemleri, keyfi yönetimlen. mafya ilişkilen, yolsuzluk-f lar. darbeler, yasal görünüme büründürülmüş gizli örgütler vb). ' Sistem kural dışı çalıştığında, sosyal bilimcilerin elinde geleceği kestirimde doğnj dürüst bir ölçüm aracı kalmaz. Örneğin ülkemizdeki şu kargaşanın nasıl çözü- leceğini kestinnek kolay mı veya mümkün mü? Bu- günkü ortamı. çok seçenekli bir bilmeceye dönüş- türseniz bile, hesapta olmayan başka seçenekle- rin gerçekleştiğinı görürsünüz. • • • Şimdı Türkiye'deki bilmecenin durumuna baka- lım: Bilmecenin tek doğru çözümü var: Temiz top- lum. Işin ılginç yanı, bu doğru çözümun en büyük destekçısi, kamuoyunun büyük çoğunluğu. Yant halkımız radikal çözüm isitiyor. Ancak kamuoyu, bu ıradesını gerçekleştirebilecek durumda değil. Bır acı durum da şu: Halkın örgütlendiği siyasi par- tiler ise bu radikal çözüme yanaşmıyor. Hepsi çe- şitlı çıkar hesapları içinde. Bugün temiz toplum ısteğıni gerçekleştirecek durumdaki en büyük güç hükümet. Ancak Refah, ıktıdarın nımetlerinden yararlanı- yor. Aynca ortağından sağladığı siyasal destekle Mercümek olayından sıyrılmayı beceriyor. Ortağı- na muhtaç. Ortağını tepetaklak edecek bir temiz toplum uygulaması, Refah'ı iktıdarsız bırakabıhr. Çünkü Refah Doğruyol'u tam paçasından yakala- mış. Mesut Bey'le bu kadar pürüzsüz bır ıktidar or- taklığı yapamaz. Çıller de Refah'ın desteğiyle ikti- darda olduğu sürece Yüce Dıvan'dan, maliye so- ruşturmalarından, gizli siyasal eylemlerin sorumlu- luğundan kurtulabilir. Anavatan tek başına ne yapabilir? 7em/z Top- lum isteği ve uygulaması, liderine olmasa bile, üst kadrolarına çarpabilir. Mesut Bey, sosyal demok- rat kanadı yanına alamadı. Sosyal demokrat kanadı anlamak ıse zor. Bu- günkü olağanüstü koşulların gerektirdiği heyecanı ve ataklığı asla göstermemelerı. onlann şu pis top- lum yönetiminde bir iktidar nimeti bekledikleri dü7 şüncesinı uyandınyor. Bu ilişkiler çerçevesinde iktidardan temiz toplum uygulaması beklemek zor. Hatta, tersine, hem ka7 muoyundan hem de yasal soruşturmalardan gelerî temiz toplum baskısını en az zararla geçiştirecek- lerdir. • • • . Bu sosyal bilmece nasıl çözülür. yine de bilmek mümkün değil. Çünkü hesap edilemeyen toplumj- sal dınamiklerin yanı sıra kuralsızlıklann da kendidh namiklen vardır. Tam. ne çıkarsa bahtına, durumundayız. ' Yine de, bütün iktidar güçlerinin şu pis toplum sisteminde bir çeşit parmağı olduğu düşünülürse, oiayın ılıman rüzgârlar eşliğinde savuşturulmasij daha kuvvetli olasılık olarak görünüyor. Yüksekova cetesî Olaylan soruşturan: astsubaya baskı : DİV ARBAKIR (AA)- Hakkâri'nin Yüksekova ılçesınde bazı kamu görev lilerinin de kanştığı öne sürülen olaylan soruşturan Istihbarat Astsubay Hüsevin Oğuz'a baskı yapıldığı. olayla ilgili bazı belgelerin de DGM'ye gıtmeden yok edıldığı öne sürüldü. Oğuz'un avukatı Yaşar Altürk. müvekkilinın çete tarafından tehdit edildiğıni belirterek, "Delillerini gizlemeve devam eden bu yetkililer. aymazlık içindedirler"dedı. İstihbarat Astsubay Hüseyin Oğuz'un Avukatı Yaşar Altürk, yaptığı yazılı açıklamada, müvekkılinin kamuoyunda "Yüksekova Çetesi" olarak adlandırılan suç örgütünü ortaya çıkararak. önemli bir görevi yerine getırdığini. bunlann soniştunnasını yaparak. ' tüm delillen ilgili makamlara intikal ' ettirdiğinı sövledi. Diyarbakır DGM'ye intikal eden dava üzerine savcılann cesaret ve kararlılıklagittiğini. Jandarma Genel Komutanlığı'nın da olay a! ilgıyle yaklaştığını belinen avukat Yaşar ı Altürk. Yüksekova < olayının. gün ışığına I çıkacağını vurguladı. Ancak Altürk. olayla ilgili bazı belgelerin ortadan . kaldınldığını öne sürdü. ,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle