04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 18 ARALIK 1996 ÇARŞAMBA KULTUR Onlü caz trompetçisi Don Cherry'nin kızı Neneh, yeni albümünde köklerini anyor Sokağuı sesini duyuran göçebe*- "Her şey, gerçeğin endisine dönüşüyor" diyen Jeneh, geçen yıl kayıtlannı ımamladığı "Man' (Adam) dlı son albümünü, aynı ünlerde kanser hastası olarak aşam savaşımı veren babası >on Cherry'ye ithaf etmiş bir lakıma. "Babamın ölümü lende 'duygusal birdevrim' ;arattı. Bu şarkı sözlerimi (eğiştiren, acıyla nasıl başa çkacağımı gösteren bir cevrimdi. Bütün bunlar nüziğime yansıdı." Kültür Servisi - Ünlü müzısven Don Cherrv'nin kızı Neneh, kısa bir süre önce ik kez konser verdığı İngıltere'de büyük beeni vakaladı 24\aşinda ıken (1988) l)p 10 lıstelenne gırmeyi başaran INeneh Cherry soul. rap ve funk bıleşımı "BuffaJo Sance' ıle dıllerde dolaşmıştı önce, ancak ozamanlann delıfî>ek kızı şınıdı bir anne odu \e bu olgunluk müzığıne de yansıdı 'BuffaJo Stance" mılvonları aşan satiş ra- kımlanna ulaşmıştı ama arkasından gelen 'HomeBrew'tamanlamıyladüşkınklığıv- d Yöussou.N'Dourıle'SevenSeconds'dan sonra James Bıtmn'ın 'Woınan' adlı par- çîsinı vorumlavarak dıkkatçeken (söz ko- nusu parçalar ırkçılık karşıtı olması bakı- mndan önemlıydı) Neneh Cherrv. son al- bümü 'Man' ile müzikte yeni yollan peşin- de olduğunu kanıtlıyor " Herşey, gerçeğin kendisine dönüşüyor" diyen Neneh. geçen yıl kayıtlannı tamam- ladığı 'Man' (Adam) adlı son albümünü. aynı günlerde kanser hastaM olarak yaşam savaşımı veren babası DonCherrv've ıthaf etmiş bir bakıma Albumun çıkış.ından bir- kaç gün sonra baba.sını kaybeden Neneh anlatıyor "Babamın ölümü bende'duygu- sal bir devrim' varattı. Bu şarkı sözlerimi değiştiren, acı> la nasıl başa çıkacağımı gös- teren bir dev rimdi. Bütün bunlarmü/iğime vansıdı. Veükkez kendi havatımı ortavadö- kerekbir iş>aptım.Anlatbğımşevlerin mcr- ke/ine kendimi verleştirdim." Ornette Coleman'ın •özgürcaz 1 dörtlü- sünde. ardından John Coltrane'ın 'dünya nıü/iği" konusunda yaptığı çalış.malarda yer almış ünlü caz trompetçisi Don Cher- ry'nin ölümü. kızı Neneh'ın de belırttığı gıbi bir müzısyenin tek başına ka- t etme»i gereken vollar olduğunu göster- miş. Neneh'ı bellı bir kategonye sokarak de- ğerlendırmek mümkün değıl. İsveç'te do- ğan, Nevv York ve Londra'da buyuven. Ma- laga Dağlan'nda yaşayan Neneh. tam bir Bohemyalı göçebe. Güne> Londra, Ame- nkan ve tsveç aksanlannın kanşımı konuş- ması bile transatlantık özellıkler taşıyor. Yeni yetme küçuk bir kızken İsveç'ı sıkıcı bulduğu ıçın New York'a gıtmekte tereddüt etnıeyen Neneh, burada ilk günlenni 'gece kulüplerinegirmek.orada buradatakılmak ve kazandığı parayı taksiye vererekeve dön- mek' olarak özetlıyor. 17 vaşında geldığı Londra'da da farklı şevler yapmamış Ne- neh, Rip Rig and Panic adlı punk grubuy- la şarkı söv lemek dışında. "Şimdi çocukla- nm var. Ama bu demek değil ki her şeyimi onlara bağlıvoru m. Dünya da neyapmak is- tediğûni araştırmaya geldiğinü düşünüyo- rum." Altı yıldırevlı olduğu Ispanyol asıl- lı kocasının kökierini araştırması ya da ls- veçiı annesınden gelen 'beyaz' yanını ınce- lemek için kendisıni yollara vurmuş Ne- neh. Sokaktan geldığını savunan, sokakta- kı insanlaraaslavabancılaşmayacağınısöy- leyen genç şarkıcının katasındaki yeni pro- je ise Malaga'ya giderek etnık köklerini araştırmak. ÇYDD, Rıfat Ilgaz öykü yanşması düzenliyor Kültür Servisi - Çağdaş Yaşamı Destekleme Der- neği Bakırköy Şubesı. 1997 yuı içın Rıfat Ilgaz adına bir gülmece öykü ya- nşması düzenliyor. Yanş- maya. amatör ya da profe>>- yonel bütün yazarlar katıla- bilecekler. Yazarlar en az üç. en çok on say falık dak- tilo edılmış öykülenni 6 nüsha olarak. daha önce hiçbir yerde yayımlanma- mış olmak kaydıyla. elden ya da posta ile 1 Mayıs İ997 tanhıne kadar "ÇY- DD Rıfat Ilgaz Gülmece Öykü Yanşması, İstanbul Cad. Havlucular Sok. 4/2 34750 Bakırköv-İstanbul" adresine teslım edecekler. Kopyalarda yazar ismı bulunmayacak, ancak bir sözcükten oluşan bir ru- muz vazılacak. Yazarlar, ?vnca kapalı bir zarfa ger- çek kımlıklerinı. biyogra- filerini, fotoğraflannı ve adrcslenni vazdıklan bilgı- len yerleştırecek ve zarfın üzerine de rumuzu yazarak kopyalarla bırlikte teslım edecekler. Konu seçimınin serbest olarak belırlendığı yarış- mada seçıcı kurul olarak Müjdat Gezen, Kandemır Konduk. Bensu kava. Sul- hi Dölek. TuncerCücenoğ- lu görev alacaklar Rıfat Il- gaz GüJmece Öykü Yanş- ması. Büyük Ödülü'nü ka- zanan yazara 20 milyon TL., bir plaket ve bir başa- n belgesı verilecek. Seçici kurul, aynca sayı kısıtla- masına gıtmeden "Özen- dirme Ödülleri" verebıle- cek: bu Özendırme Ödülü birbaşan belgesınden olu- şacak. Ödül kazanan bütün ya- zarlara aynca. Çınar Yayın- ları tarafından Rıfat Il- gaz'ın bütün eserlennden oluşan bırer set armağan edilecek. Ödül kazanan öy- külenn sayısı yeterli oldu- ğu takdırde toplu olarak ki- tap halıne gelmesi ya da dergılerde yayımlanması için çaba gösterilecek. ABD'de Yelda Kodallı rüzgârı esti CHICAGO (AA)- Chi- cago'da sahnelenen "Sihir- li Flüt' operasındakı 'Gece- nin Kraliçesi' rolüyle bü- yük beğeni toplayan sopra- no Yelda Kodallı eleştir- menlerden tam not aldı. Chicago Tribune gazete- sının ünlü mazikeleştırme- nı John Von Rhein, Kodal- lı'dan "İnaraünaz bir ritim içinde parlak bir ses" diye söz ederken. Sun Tımes ga- zetesi, "Yelda,galagecesin- de Sihirli Flüt'ün yıldızıy- dı, onun Sihirli Flüt'teki ba- şansı ancak bir ustanın or- taya koyabileceği şürsel bir gösteriydi"1 şeklinde yazdı. Chicago'da bir anda ope- raseverlerin ilgisinı çeken Yelda Kodallı. 26 ocağa ka- dar sürecck •Sihirii Flüt' operasından sonra, sanat çalışmalannı sürdürdüğü \'iyana*ya dönecek. Atatürk Kültür Merkezi'nde 'Derisiz' başhklı bir sergi açan İnci Eviner: Dünya arük evimiz değil! AHl A1STMEM İnci Eviner'ın Atatürk Kültür Merkezi'ndekı "De- risiz" başlıklı sergisı. derı, bakır. bronz ve beton gıbı malzemelerle ten ve toprak duygusunu çağnştıran. "Ça- lınmış Gövde", "Resim Cer- rahisi", "Kalpteki Kılıç", "İlk Yemek" ve '«övdede- ki Suç" gibi soyut ısımlerle her ınsanın şu y a da bu şckil- de yaşadığı somut gerçeklik- lere işaret edep, şiddet \ e ge- rilim dolu görsel bir anahtar sanatçının dünyasına: "Ben kendi gövdemi diğer gövdelerden çok uzak hisse- diyordum. L'zanamıyor- dum. Organlanm parçalan- mış gibiydi. Gövdemi, dün- yanın içine yerleştiıme sıkın- üsı çekiyordum." Geçen ba- harda Japonya'da açtığı "Tut" sergisıyîe ılgilı konu- şurken. gençlik deneyımlen- nı böv le aktanyordu Eviner. Son ıkı yıl içinde açtığı "Coğrafya'" (1995) ve -Tuftari (1996) sonra (ne- redeyse bir üçleme oluşturur gibi) gelen "Derisiz'"le, Ev i- ner gövdeyi, deneyımlennı ve duyarlılığını sanatı aracı- lığıyla 'dünyanın içine yer- leştiriyor.' Bu dün>a. Evıner'e göre •arük evimiz değu". Bu ne- denle olacak kı Eviner'ın ya- pıtlannda yeniden kurgula- dığı coğrafya ya da ınsanın coğrafyası. yanı anatomi. ancak kaygan bir zemine oturuyor, bu ayaklar altmdan kayan dünyada hıçbır şey göründüğü gıbı değil. her şe- yin görünenın ötesinde bir anlamı var. "Tut" sergısınde insan derisını tersıne çevi- ren; deriyi. tenı. deneyimle- rin toplandığı, belleğin taşı- I AKM'deki "Derisiz" başlıklı sergisinde yer alan deri, bakır, bronz \e beton gibi malzemelerle yapılan on bir iştnden biride "Ev-Acun." Eviner, "Bazen evden çıkmak için bir merdiven gerekir, bu, evi kurarken kullandığımız merdivenin ajıusıdır" diyor. yıcısı olarak ıfade cden Evi- ner, "Derisiz"de bu dıişün- ceyi daha ileriye götüriıyor Bu üçüncü sergı, "Coğ- rafya" ve "Tut" sergılerının bıralaşımı gibi: "Sonyülar- da Ugilendiğim meseleler, za- man içinde kendi varlıklart- nı bana rağmen kazandılar. Coğrafya ve Anatomi, mikro ve makro düzey lerde dağılıp yeniden bir oluşuma girdi- İer." *Derisiz**de Ev ıner. ev. ai- le, kadın. çocuk. sevgi gibi 'sıcak' kavTamlann tersıvle yüz yüze bırakıyor ızleyıcı- yi. Sergı salonunun çeşıtli köşelennde bırbırlerınden bağımsız yaşam deneyımle- ri gıbı kendi çığlıklannı atan. ancak sergi salonundan çıkan ızleyicinin kulağında tek bir çığlık gibi uğuldayan "Derisiz*'deki yapıtlann her bırinin içinden geçen geri- lim, şıddet duygusunu bu denlı kurnazca ifade edebi- len sergıyı son yıllarda Is- tanbul'da gördüğümüz çağ- daş sanat sergileri içinde ay- ncalıklı bir konuma oturtu- yor. Nedeni. belki de sanat- çının seçtiği malzeme: Her türlü şiddetin taşıyıcısı olan deri, ten. Tenın bir sığınak oluştu- ramaması düşüncesı. mekân ve yer kavramlanyla birleş- tiğınde. Eviner'in evi. aile sofralannı çağnştıran yapıt- lan ortaya çıkıyor. "İlk Yemek", "Sofrada Konuşmak Yasakt" gıbi iş- lennde, sanatçı sığınağını yerle bir edıyor, 'ev' kavra- mının kapısını açıyor, merak- lı bakışlanm ıçeriye çevin- yor ve elbette. her zaman se- vımli görüntülerle karşılaş- mıyor. Ev ve masallar... Bu kavrama geniş anla- mıyla baktığında da "Dünya- nın, arük evimiz olmadığT duygusunakapılıyor sanatçı: "Bu, bir umudun düşmesi gibi. Çağımızda modemte^ min vaaüerinin dönüştüğü bir cümle. E\ isteriz... Ev, ilk ve son gibidir. Evi yapmak, sonra da yakmak isteriz. Bu hayalden vazgeçmek zordur. Ev, hem çok tanıdık hem de korkunun vc uzakkğın yerleş- tiği \er. Altında çocukiuk kâ- busİannın olduğu sofraJarda akşam yemekleri yenir ve ai- le kendi bütünlüğünü, birliği- ni kutsar. Bazen evden çık- mak için merdiven gerekir, bu, evi kurarken kullandığı- mız merdivenin aynısıdır. Gövdenin ilk parçalanışı. ba- banın ölümü burada gerçek- lesjr, evi yakar yakmaz yeni birtv kurmaya başlanz. Ne- den bir ev yapmalıyız? Veri- lecekriimcevaplar ya da sus- kunluklar beni korkuruyor." Sergıde. uzaktan iç organ- lara. yakından ya^lı bir ağa- cın köklerine benzeyen. Evi- ner'in son ıkı sergısinın tam bir bileşimı sayılabılecek. çok katmanlı "The Exhibit: Masallan Kim Anlanr?" başlıklı bir ış var. Kuşaktan kuşağa uzanan •masallann" anlatıcılan bizleriz aslında: aktancı bu sergide inci Evi- ner, anlatılan masallar pen masallanna benzemiyor. Kolay tüketilemeyen. üze- rınde uzun uzun düşünülme- yı hak eden, oldukça da ür- pertici bir sergi "Derisiz". 20 aralık tarihıne dek Atatürk Kültür Merkezi'nde. Acaba kim ldıııiıı canavan? 'Metro Canavan' Şehir Tiyarrolan'nda sahneleniyor. EMRE KOYLNCUOĞLU İstanbul Beledıyesı ŞehirTıyarro- lan'nın bu sezon sahneye koyduğu yeni oyunlardan "Metro Canavan" daha baştan ıkı özellığıyle dıkkat çektı. Birincısi, GürkanGür'ün ilk oyunu olması. Ikincisi ise, ilk yö- netmenlikdenemesini geçen yıl Şe- hırTiyatrolan'nın dışında yapan ve bu vıl da ilk kez kendi tiyatrosunda bu göreve soyunan Engin Alkan'ın yönetımınde olması. Gençlerin ve ilklerin oyunu olarak Şehır Tiyatro- su reperruvannda göze çarpıyor. "Metro Canavan". Oyunun bir başka özelliği, daha oyunu seyretmeden broşüründeki yazılardan yönetmenle oyun yazan arasında yaşanan polemığı fark et- memiz. Polemık yeni değil. Oyun yazan, oyunundakı değışıklıkierden hoşnut değil. Metnının yumuşatıl- dığından şıkâyetçı. Metnindeki ca- navar sahnede altı kışı tarafından oy- nanıyor. Yazara göre. bu değışiklık canavann gücünü azaltıyor. u \1etro Canavan" bir metro is- tasyonunda karşılaşan ikı *kaçak"la başlıyor. Genç oîanı ev lenmek ıste- dığı kızla bırlikte kaçmayı planlar- ken, yaşlı olanı yıllardır muhascbe- • 'Metro Canavan' klasik bir fars çizgisinde seyrederken. sahnede oldukça yavaş hareket eden 6 kişinin varlığı, oyuna absürd bir tansiyon veriyor. Neden canavara dönüştüğünü anlatmaya başlayınca sahnedeki o gizemli kurgu anlamını yitiriyor. Oyundaki kurguyla metnin kurgusu örtüşmüyor. ci olarak çalıştığı bankadan çaldığı paralarla eskiyi geride bırakma ümı- diyle farklı olacağını düşlediğı ge- leceğıne kaçmaya hazırlanıyor. Ga- zetede elı kanlı bir metro canavan hakkında yer alan haben okuduktan sonra ilk önce birbirlennden şüphe- lenen kaçaklar, daha sonra polıs me- muru kıyafetınde istasyona gelen bir "sanşın aptal"dan korkuyorlar. Der- ken. gencin bekledığı hırçın aile kı- zı. bu üçlüye katılınca ışler ıyıce çığ- nndan çıkıyor!.. Oyun klasik bir fars çizgisinde seyrederken. sahnede (yönetmenın eklediğı) dığer oyunculara oranla ol- dukça >avaş hareket eden ve krem rengı, belkı bıraz otantık dıyebılece- ğimiz örtülerle dolaşan 6 kişının varlığı^ oyuna absürd bir tansıvon veriyor. Böylelikle bıranlamda ızle- yıcıve "olajlaruı görüldüğü gibige- lişmeyeceği" mesajı ıletılmışoluyor Ovunun ilerleven sahnelennde ise. bu 6 kışi metro canavanna dönüşü- yor, ancak bu dönüşümle bırlikte y a- rattıklan enerjı bir anda yok oluyor. Çünkü metro canavan neden cana- vara dönüştüğünü anlatmaya başla- yınca sahnedeki o gizemli kurgu an- lamını yitiriyor. üzerlerindeki kostü- mün anlamı kalmıyor ve canavar güncel bırhayatınritmiiçinde başı- nagelenlen şıkâyetetmeyebaşlıvor. Oyundaki kurguyla, metnin kurgu- su örtüşmüvor Aynı zamanda da, oyun memınin özellikle bu bölümü tam anlamıyla "Bir dokun büı ah işit" deyişıne uy- gun olarak gidiyor. Araya serpiştiril- miş "Ama neden", "Niye" sorulan- nın hemen ardından bir havat hikâ- vesı. günümüzün toplumsal eleştiri- si. şızofrenik dünyamızın çıkmazla- nnın hatırlatılması, derken "Kızüır- mak'ın kirlendiğini ve nıhunu te- mizleyemediğiııi" anlatmaya çaba- lavan metro canavan, metronun al- tında can venyor. Metin, en önemli bölümünde dıdaktikleşıyor. Metro canavannın karşı karşıya olduğu so- runlannı dmlemek yenne, oyunu ız- lerken fark etmey ı. yanı oyuna yedı- rilmışolmasını ve busorunlarlaken- di hayatımın içinde var olan yerle- nyle ilışki kurmayı, düşünmeyi ter- cih ederdim, Bu noktadan sonra metindekı sonla, oyundakı son farklı gelışıyor Metindekı sona göre dünyada değişen bir şey olmuyor. Hatta "ap- tal sarışın" polis,oyuncu aralannda düzen adına en işını bilen olarak göstenhyor. Sahnede ise. kadın po- lis oyuncu tam işini bilen bın olacakken. birbaşka canavar tarafın- dan boğazlanıyor. Bu canavar ise bi- raz "punky" bir motosikJet sürücüsünü andınyor Neden bir canavar daha? Bu bir anlamda yönetmenın buluşu ve oyunda bızı böyle bir sona hazırlamadığı içinde, oldukça kopuk kalıyor. En azından bızi inanılmaz bir buluş olarak yenmızden sıçratmıyor. "Metro Canavan"na hem oyun metnı hem de sahnelenış yöntemı açısından baktığımda üzennde daha fazla düşünülmesi ve çalışılması gerektiğine inanıyorum. DEFNE GOLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Adam Kitabevi Adam Yayınlarfnın Maslak'taki yönetim yerinde bir yıl kadar önce bir gün, Semih Gümüş'le birlik- te, yöneticimiz Ince Asena'ya, pek çok yayınevi- nin Beyoğlu'na taşındığını, bizim de böyle bir giri- şimde bulunmamızın ne denli yararlı olabileceğinî dillendirmiştik. Hemen o hafta sonu inci Hanım, Beyoğlu'nda bulduğu ilk taşınmazcının kendisine gösterdiği üç yapıdan birini almaya karar vermişti. O günden bu yana bir yıl geçti. Borçlar, tasarılar, onanmlaria geçen zorlu günler ve haftalar... Bugün gelinen yer ise yalnız yayınevi çalışanları olan bizlerin değil, bütün kitapseverlerin övünç du- yacakları bir nokta. Ülkemiz yayıncılığının son yıllardaki hızlı gelişimi- ne karşın kitabevi sayısının azlığı, var olanlann gü- nümüzün çok çeşitlenen yayın etkinliklerıni bir ara- da sunabilme olanağının bulunmaması, yayınevf ve okurları türlü güçlüklerle karşı karşıya bırakıyor. Pek çok yayınevi sayıları yüzleri aşan kitaplarını. yeterince dağıtamıyor, kitabevi raflannın sınırlı alan- larında kendilerine yeterli yer bulamıyor, okurfar ise aradıkları kitaplara ulaşamıyor. TÜYAP Kitap Fu- an'nın yıldan yıla artan bir ilgi görmesinin temel ne- deni, okurlara aradıkları kitabı bulabilme olanağını sağlamasıdır. Adamevi'nin ilk üç katında yer alan Adam Kita- bevi, okurlara ülkemizin önde gelen yayınevlerinin bütün kitaplarını eksıksiz sunuyor. Yanı sıra içinde yer alan kahve salonuyla, okurlara kitaplar arasın- da saatler geçirirken dinlenebilecekleri bir ortam sunarken, çeşitli kültürel etkinliklerin gerçekleştiri- leceği bir de salon içeriyor. Öğrencilik yıllarımda kimi zaman ders çalışabil- mek, kimı zaman da kitaplar karıştırmak ya da şiir yazmak için sakin kütüphaneler arardım kendime. Hukuk Fakültesi kütüphanesi büyük bir salondu ve çoğunlukla da kalabalık olurdu. Önce okul için- de Milletler Özel Hukuku Enstitüsü'nün kütüpha- nesini, sonra da Çemberlitaş'ta Köprülü ve Fahret- tin Kerim Gökay kütüphaneleriyle Laleli'de Koca Ragıp Paşa Kütüphanesi'nı bulmuştum. Duvarlan kitaplarla kaplı küçücük salonlardı bu kütüphane- ler. Kitaplar arasında geçirilen saatler hayatın baş- ka dilımlerine benzemez hiç. Başka bir dünyada- sınızdır orada. insan-kitap ilişkısi ne kadar, içinde yaşadığımız. alışveriş dünyasında bir alıcıyla satılan "mal" ara- sındaki ilişkıye ındirgenmeye çalışılsa da aslolan boyutunun dışına çıkanlamaz. Kitap, sonunda oku- run bire bir ilişki kuracağı bir canlı varlıktır. insan de- ğiştıkçe kitap da farklılaşır, başka anlam katları, duyguları ortaya çıkar. Kitapla okurun ilk ilişki kur- ma ortamı ise genellikle kitabevleridır. Çoğunluk orada tanışılır kitaplarla, önüne ardına bakılır, ora- sından burasından okunur, ilişki kurulmaya çalışı- lır. Kimi zaman bir kitap başka kitapların yolunu açar. Kitabevi, içinde okurun kitaplar arasında kay- bolduğu, saatlerini geçırebildiği birortamdan baş- ka ne olabilir ki! Adam Kitabevi'yle okurlar, her köşesinde ince bir beğeninin izlerini görebilecekleri, yalnızca alışyeriş. değil, kitaplarfa birlikte olabilecekleri, kimi zaman çağdaş bir ressamımızın bir tablosuna, kimi za-| man mimari ayrıntılann inceliklerine takılıp kalacak- J ları bir kitabevi ortamına kavuştular. ! Dilimızin büyük ustalarından Nermi Uygur'un' kitapla olan ılişkılerini anlattığı, kitap üstüne yazıl-, mış büyük bir destan saydığım Tadı Damağım- da'da söylediği gıbi, "Kitap sağlıkyoludur". Sağ-, lıklı topluma giden yol. • Kültür Servisi- Anadolu Ünıversıtesı Güzel Sanatlar , Fakültesı'nın ilk bölümlerinden biri olan Seramik t Bölümü'nün öğretım elemanlan. kışısel ve karma ; sergilerle başanlannı pekıştınyorlar , Seramik Bölümü öğretım elemanlan, eğitımcılık görevlenne paralel olarak yürüttüklen sanatsal çalışmalannı, bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen Seramik sergisinde ılgilılere sunuyorlar. Eskışehır Güzel Sanatlar , Galerisi'nde 31 aralık tarihıne dek sürecek sergiye katılan isimler: Saadettın Aygün, Muammer Çakı, Zehra Çobanlı,, Soner Gerç. Erdem Kula, Mürşıt Cemal Özcan. Ayşegül Türedi Özen. Cemalettın Sevım. Emel Şölenay, Kemal L'ludağ ve Ova L'zuner. İnançlarm Buluştuğu Kenf sergisi • Kültür Senisi - Millı Reasürans Sanat Galerisi'nin ., düzenlemış olduğu İnançlann Buluştuğu Kent: Istanbul" sergisini 15 günde 5 bin kişı gezdi. Ara Güler. Ani Çelik Arevyan. Kâmil Fırat, Murat Germen, Orhan Cem Çetin'in kutsal mekânlarda ; yaptıklan özgün fotoğraf çalışmalanndan oluşan -j serginın danışmanlığını Prof. Afife Baturyaptı. Amelia Edgü'nün koordınatörlüğünde yürütülen serginin önümüzdeki yıl Almanya ve Hollanda'da da düzenlenmesıne çalışılıyor. Sergiyle birlikte ' ^ yayımlanan İstanbul İnançlann Buluşfuğu Kent, Birlikte ve Yanyana' kitabı da yoğun ilgi gördü. Sergi. 28 aralık tarihine dek sürecek. (230 19 76) Talimhane yeni yıla tiyatroyla gipecek • Kültür Servisi - Geçen kasım ayında faaliyete geçen Taksım Talimhane Sahnesi. yeni yıl gecesi bir t ilk'e imza atacak. Yılbaşı gecesi tiyatroseverler, 1996'>ı barda Füsun Önal'ın şarkılan, lokantada ise Hakan Girit'in gıtanyla uğurlayacaklar. Konuklar, yeni yılı Nurseli tdız ve Tuğrul Atasever'in şarkılanyla karşılayacak. Cem Idız'in çeşitli oyunlar için bestelediği şarkılar. tdiz'ın pıyanosu eşliğinde seslendirilecek. Rezervasyon için te!: 256 66 54. 4. Türk-Alman Yaz Akademisi • Kültür Servisi - Bu yıl dördüncüsü gerçekleştırilecek Türk-AJman Yaz Akademisi'nin konusu 'Kitlesel lletişim ve Medya' olarak belırlendi. Körber Vakfı'nca düzenlenen ve bir I Türk veya Alman üniversitesinde lisans veya lisansüstü eğitimini yeni tamamlayan ve Almancayı .: çok iyi bilenlerin başvurabilecekleri projede ' Türkiye veya Almanya'da geçmışte ve şımdı kitle iletişimi ve medyanın durumu incelenecek. I Çalışma metni Almanca olacak. Yanşmaya katılmak : isteyenlerin 15Nisan 1997 tanhine dek l çalışmalannı Bursa Uludağ Ünıversitesı; Prof. Dr. •< Atilla Eriş ve Prof. Dr. Suzan Erbaş'a veya Siegen '. Üniversitesı: Prof. Dr. Gerhard Brunn, PD Dr. Ute Daniel'e ulaştırması eerekiyor. Başvuru için tel: 0 224 ' 442 80 01. Madenci fotoğraftarı İzmir'de • Kültür Servisi - İFSAK üyesı Ibrahim Akyürek ve İFOD üyesi Birol Üzmez'in "'Madenciler" başlıklı siyah- beyaz fotoğraf çalışmalan 5 ocak tanhıne dek 2. tzmir Fotoğraf Haftası programı için de sergileniyor. Anadolu Sanat Atölyesi Salonu'nda yer alacak olan sergide. Zonguldak kömür havzasında çalışan .) madencilerin iş, yaşam ve hak arama mücadelelerinden,, kesitler yer alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle