Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15ARALIK1996PAZAR
14 KULTUR
Yavuz Turgul, seyircinin bir Türk filmine giderek mutlu olacağı dönemi yaratmak gerektiğini düşünüyor
'Keyif duyacağun bir film yaptım'
DUVGU DÜRGUN
1996'nın son giinlerinde sinema
salonlannı canlandıran bir fiim çık-
tı ortaya: 'Eşkıya'. Mapushanede
35 yılı devirdikten sonra tstanbul
damlanna düşen Eşkıya Baran ile
bıçkın kent delikanlısı Cumali'nin
keşisen yaşam serüvenlerinin öy-
küsüydü 'Eşkıya'. Seyirci filme il-
gisiz kalmadı. Salonlar doldu. Fil-
min bitimindealkışlaryükseldi. Pe-
ki neydi sinema izle>icisini bunca
etkileyen?
L'sta yönetmen Tarkovsky. "İn-
san; yitirilmiş. kaçınlmış \a da he-
nüz erişüememjş zamanlar yüzün-
den sinemaya gider" diyor. 'Eşkı-
ya'nın yönctmeni Ya\ıızTurgul ıse
salonlann tıklım tıklım dolmasını.
yönetmen olarak filmden aldığı
key fın seyirciye yansımasıy la açık-
Iıyor. Turgul ıle 'Eşkıya'yı konuş-
mak üzere reklam ajansındaki bü-
rosundayi7 Ancak Turgul. 'Bana
filmle ilgili hiçbir şey sormayın' di-
yor. 'Eilm ortada duruyor. Biz sine-
madan,seyircidenkonuşalım'. Iste-
diği oluyor. Sohbetimiz. ucundan
kıyısındân 'Eşkıya'ya dokunur gi-
bi olsa da. Turgul ile sinemadan.
seyirciden. Yeşilçam geleneğinden.
keyif alarak film yapma \e izleme
özîeminden söz ediyoruz.
-• Eşkıya", beğemİeri birbirinden
farklı olan çok geniş bir kitley le bu-
i3aı'anat eseri kalpten gelen bir
şeydir. Aklın ve kalbin uyumudur.
Ben, eleştirmenler için, halk için
film yapıyorsam bu art niyetli bir
davranış olur... Kendimi anlattığım
zaman, çok daha saf, çok daha
insanın içine işleyen işler
çıkardığımı düşünüyorum. Bir
başkasını taklit ederek değil,
kendiniz olduğunuzda mutlu
olursunuz. O mutluluk seyirciye de yansır. Eğer izleyici
seni sevecekse. sana dair yapılan işten dolayı sever.
luştu. Böyle bir sonucu bckliyor
muydunuz?
TURGUL - Bunu umduğunı za-
man bu filmi yapamazdım ki. Hıç-
bır şey beklemedim; hiçbir şey ıs-
temedim. Sadece keyif duymak is-
tedim. Şener izlediğinde key if duy -
sun. Uğur izlediğinde keyif duy-
sun...Benim için önemlı olan, ben
filmi seyrettığim zaman 'Ya.aferin
be!' demekti. Bence fena olmayan
bir filmdir 'Eşkıya'.
- Bir anlamda kendiniz için vap-
tınız 'Eşkıya'yı yani?
TURGlL - Zaten diğer faktör-
len göz önüne aldığında. amacın
başkalan olduğu zaman ıyi bir şey
ortaya çıkaramazsın. Sanat eseri
kalpten gelen bir ^evdır. Aklın ve
kalbin uyumudur. Ben, eleştirmen-
ler ıçın. halk için film yapıyorsam
bu art niyetli bir davranış olur...
Kendımı anlattığım zaman, çok da-
ha saf, çok daha insanın içine işle-
yen işler çıkardığımı düşünüyo-
rum. Birbaşkasını taklit ederek de-
ğil. kendiniz olduğunuzda mutlu
olursunuz. O mutluluk seyirciye de
yansır. Eğer izleyici seni sevecek-
se. sana dairyapılan işten dolayı se-
ver. Sen ona dalkavukluk yapmak
istediğin an seni reddeder. Hisse-
dersin bunu; 'Bu adam neresinde
duruyor bu işin?' dersin. Sanatta
K İ T L E İ L E T İ Ş İ M K Ü L T Ü R Ü N D E E S T E T İ K S O R U N L A R
Hareketli görüntüden estetik çıkmaz!• Televizyon programlan içindc
neden izlcyicisiyle en çabuk ve cn
etkiü buluşan yapımlar reklam
filmleri? Reklam filmleri
incelendiğinde; bunların sağlam bir
altyapı ve üst düzey estetik
uygulamalara sahip olduğu göze
çarpıyor. Televizyon. alan
kaydınlması tehlikesi içindedir.
Özellikle drama ve eğlence
programlannda ortaya çıkan zevksiz
uygulamalar, Brechfin bir zamanlar
sinema için söylediği "Halkın
beğenisi eğitilebilir" sözünün
tersine, televizyon izleyicisinin
bcğeni düzeyini hızla aşağı
çekmektedir.
PAKİZE BARIŞTA
Televizyon programlan içinde neden""*
izleyieisıyle en çabuk ve en etkili
buluşan yapımlar reklam filmleri?
Başanlı bir kitle iletişim kültürü içinde
yer alan reklam filmleri incelendiğinde:
bunlann sağlam bir altyapı ve üst düzey
estetik uygulamalara sahip olduğu göze
çarpıyor. Once hedef kitle kültürünü
doğru kavramakla yola çıkan uzmanlar,
senaryo oluşturulmasından pratik
uygulamalara kadar dünya akademik
normlanna bağlı kalmaya özen
göstenyorlar. Yönetimiyle. kamera ve
ışık kuîlanımıyla. ses düzenlemesiyle.
Üretici-tükıtici ilişkisinde ürüniin ya da servisin tanıtimını saglayan reklam film-
leri, kitle iletişim kültüriinde düşündürücü bir yer edindi.
renk kompozisyonuyta; zamana ve
mekâna müdahale edebilen kurgusuyla.
hem yoğun hem çok boyutlu
metinleriyie ve hi-tec bilgısayar
kullanımlanyla reklam filmleri, kitle
iletişim kültürü içinde estetik açıdan
öncü bir konumda görünüyor.
Toplumun karşısına çağdaş, ileri bir
görsel-işıtsel sunumla çıkıldığında da
her zaman olduğu gibi hızla kabul
görüyor. Çünkü izleyici, çoğu yerli
fılmlerden, televizyon programlanna ve
kliplere kadar rastlayamadığı bir estetik
uygulamayla karşılaşıyor. Cretici-
tüketici ilışkisinde ürünün ya da
servisin tanıtımını sağlayan reklam
Televizyon Çocuğu'nda öz ve biçim uyumu
Aslında lelevızyon kanallannda insa-
nıümıtlendirennadirprogramlardayok
değil. Örneğın 'Televizyon Çocuğu' git-
tikçe gelışen bir estetik sunum içinde.
'Tele\iz\on Çocuğu'nun öz ve biçim iliş-
kisinde örnek bir uyum göze çarpıyor.
Bu uyum sonucu çok geç saatte yayım-
lanan 'Televizyon Çocuğu'nun seyirci
kıtlesiyle kurduğu ilişkideki başansı, ün-
lü pnme time tezini geçersiz kılmakta-
dır. Yani bir program; özüyle. biçimiy -
le, içeriğiyle ve hatta olgusuyla kitle ile-
tişimi açısından doğru olduğunda -çok
da mübalağa edilmedikçe- yayın saati
pek sorun olmuyor. Kısaca seyirci, prog-
ramıyla biraz mahmur ve uykulu da ol-
sa buluşuyor.
Bu alandakı en kötü \e ümitsız gibı
görünen durum klıpler. Popülerkültürün
günümüzde önemli bir iletişim öğesı
olan müzik klipleri reklam sektöriinden
gelen çok az say ıda yönetmen ve kadro-
nun çektiğı bazı örnekler hariç tümü
kitsch bile olamayan özenti uygulama-
lar. Örneğin yeni pop şarkıcılanndan
Seçil'in 'Uhde' adlı şarkısının klibinin
ileri bir kent kültürü savıy la ortaya çık-
tığını sandığına hiç kuşkum yok. Belki
niyet iyi. ama kafa hayli kanşık. klipte-
kı tabloya bakarsanız: tam bir Hıristiyan
kültürü ikonografisi. Diyelim ki yönet-
men Hıristiyan kültürü, hatta daha iyi
niyetli olalım. Batı kültürü etkisinde kal-
mış. Fakatodane: ikonografikmotifler-
le süslü kliptekı kanatlı erkek melekler
-bu melekler biraz da kıllı- ansızın Ana-
dolu İslam tarikatlan jestüel içinde sal-
lanmaya başlarken. seyredenlerde de
ciddi bir fikri tlrar durumu söz konusu
oluyor. Şimdi, yönetmen bir Doğu-Batı
sentezi arayışı içinde midir? Yoksa ama-
cı, seyircinin kafasını kanştınp, olduk-
ça anîaşılmaz bir görüntü dizısi yaratıp
kendi lehine bir derinlik kazanmak mı-
dır
Öz ve içerik açısından bir bas.ka tuhaf-
lık; Demet'in 'Şikâyetim Var" adlı şarkı-
sının klibinde mev cut. Klipteki durağan
ıfadeli yüzler. ışık yapısı ve kamera ha-
reketleri özellikle de Ibranı kültürünün
en belli başlı kült motıfi olan yedi kollu
şamdanla, görüntüler dizisi bütünüyle
bizeyabancı; İbrani kültürünün işaretle-
rini taşıyor. Almanya'daçekilenbuklip-
te genç şarkıcı belli kı -bilerek ya da bil-
meyerek- dindar bir film ekibine düş-
müş! Sonra da "Şikâyetim Var" diyor.
Nasıl olmasın? Bu tam tüketicisini tanı-
mayan üreticinin iletişimsizliği. Seyirci
hangi duygu boyutunda bu klipte bu-
luşabilir ki?
filmleri. kitle iletişim kültüriinde
düşündürücü bir yer edindi. Türkiye'de
bazı reklam teorisyenleri, toplumun
beğcni düzeyinin gelişmesi ve
yükselmesınde dahi katkılan olduğu
düşüncesindcler Aslında Türkiye"deki.
sanayi burjuvazisınin gelişimine paralel
ve doğal olarak gelişen bu durumda da.
kıtleye yönelik üretım-tüketim
kültürlen oluşum ve gelışımı açısından
konunun kültürel bağlamı. entelektüel
boy utta bile ele alınabilir. Örneğin ünlü
medya düşünürü Mc Luhan'ın
"Midyum mesajdır" göndermesi.
özellikle televizyon söz konusu
olduğunda çok daha önem kazanıyor.
Estetik boyutta bakıldığında
televizyonun içi nasıl doldurulmalı'.' Şu
anda resmi ve özel televizyon kanallan
arasında hızlı bir yolculuk yaparsak,
ngeraerLuygulamanın -içerik özensizliğt
bir yana- özellikle biçımsel açıdan
reklam filmlcrinin kalıte düzeyine
yaklaşamadığını görürüz. Bunun ilk
göze çarpan nedeni;
telev ızyonkanallannda bu alanda üst
düzey bir estetik uygulamayı
gerçekleştırebilecek kadrolann
bulunmay ışıdır. Aslında bu bir
çelişkidir. En ileri teknolojiye sahip
televizyon kanallan gerekli ve yeterli
kadrolan kuramadıklan için midyumun
gerekli kültürü bir türlü
oluşamamaktadır. Işte tam bu nedenle
de başta kırsal kültür olmak üzere. diğer
ara geri kültürler televizyon kanallanna
sızarak en azından biçimsel
uygulamada onlan ele geçirmektedir.
'Halkın beğenisi eğitilebilir^
Bir kent kültürü iletişim aracı olarak
keşfedilmış olan televizyon. alan
kaydınlması tehlikesi içindedir.
Özellikle drama ve eğlence
programlannda ortaya çıkan zevksiz
uygulamalar. Brecht'in bir zamanlar
sinema için söylediği "Halkın beğenisi
eğitilebilir" sözünün tersine. televizyon
izleyicisinin beğeni düzeyini hızla aşağı
çekmektedir. Tıpkı Türk sinemasında
bir zamanlar ve hatta günümüzdeki
genel uygulama içinde olduğu gibi...
Her ne kadar konumuz biçimsel
uygulama gibi görünse de; öz. biçim ve
ıçenk aslında birbütündür. Bu nedenle
televizyon kanallannın elbirliğiyle
yüceltme kampanyasına giriştikleri
Rüçük İbo'ya değınmeden geçmek
olmayacak. Kır kültürü kuşatmasının
küçük prensi olacağa benzeyen "Canısı
Canısı
1
adlı şarkıyla ünlenen Küçük îbo.
silahlannı kuşanmış, kent kültürünün
kalan kısmını teslim almak üzere.
medyanın da sonsuz yardımlanyla
dörtnala üstümüze doğru geliyor. Teslim
olmak ya da olmamak size kalmış.
YektaKam veNazm
'LiyakatNşanı'verildi
Olçer'e
Kültür Senisi -İtalyan
Konsolosluğu. evvelki akşam her yıl
geleneksel olarak düzenlenen bir
törenle İtalyan kültürüne yaptıklan
katkılardan dolayı Yekta Kara ve
Nazan Ölçerı İtalyan
Cumhuriyeti'nin "LiyakatNişanr
ileödüllendirdi. Opera yönetmeni
ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi
Müdür \ e Genel Sanat Yönetmeni
Yekta Kara, Türkıve ile ttalya'nın
kültür ve sanat alanındaki ışbırliği
çalışmalanna sağladığı katkılann
yani sıra yönetmen olarak yurtiçi ve
yurtdışında sahnelediği pek çok
italyan operasındaki başanlan
nedeniyle ltalya"nın en yüksek onur
nişanı olarak bilinen "Cavaliere
deİTOrdine al Merito" unvanını
kazandı. Yekta Kara. Puccini,
Rossini, Donizetti. Verdi, Giordano
gibi önemli İtalyan sanatçılann
eserlerini sahneye koydu.
Türkıve"de. sanat yaşamına 1977'de
Dev let Opera ve Balesi'nde
başlayan. 1992 yılından bu yana
İstanbul Devlet Opera ve Balesi
Müdür ve Genel Sanat Yönetmenlıği
görevini sürdüren Yekta Kara daha
önce de "Cumhurbaşkanlığı Büvük
Kültür ve Sanat Ödülü" ile "Kultür
Bakanlığı En Başanlı Opera
Yönetmeni Ödülü
T
'ne layık
görülmüştü. Törende. son beş yüz
yıldır Türk-İtalyan ilişkilerinde
operanın önemli bir yer aldığına
değinen Yekta Kara, bu bağlamda
böyle bir ödüle layık görülmekten
mutluluk duy duğunu belirtti.
Türk ve İslam Eserleri Müzesi
Müdürü Dr. Nazan Ölçer de Türkiye
ve İtalyanın kültür ve sanat
alanındaki işbirliği çalışmalanna
sağladığı katkılann yani sıra
Akdeniz ülkelerinin ortak tarihsel
mirasının gün ışığına
kavuşturulması yönündeki
girişimleri ve bilimsel çalışmalan
nedeniyle "Cavaliere dell'Ordine al
Merito" unvanını kazandı. Türk ve
İslam Eserleri Müzesi'ndeki
çalışmalanna 1972 yılında basjayan
ve 1978'den bu yana müze
müdürlüğünü yürüten Nazan Ölçer.
daha önce Fransa Kültür
Bakanlığı'nca "Şövalye Nişanı".
Federal Almanya Cumhurbaşkanı
tarafından "En Yüksek Liyakat
Madaryası" v e Polonya
Cumhurbaşkanı'nca
u
Beyaz Kartal
Nişanı"yia ödüllendirilmişti. Ölçer,
1989 yılında da Türkiye
Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı'nca
"Yılın Müzecisi Ödülü"ne layık
görülmüştü. Konsoloslukta yapılan
törende aynca. Olivetti'nın Türkiye
temsilcisi Moris Benbaneste ile
sanayi ve milli eğitime katkılan
nedeniyle, Garibakli nin kurduğu
İtalyan Hayırsever Cemiyeti Başkanı
DemetrioMonteverdo'ya -Liyakat
Nişanı" verildi.
Kara ve Ölçer İtalyan kültürüne katkılanndan do-
layı ödüllendirildi'ler. (KADER TUĞLA)
yaratıcı olan kışi. yarattığı işin ne-
resinde duruyor'
1
Örneğin kimisin-
de hiçbir yerınde durmuyordur.
Şimdi binsinin kalkıp Susurluk
hakkında film yaptığını düşünün.
Aslında böyle bir şey yapmak iste-
miyordur ama o kadar fazla gün-
demdedir ki konu... Öyle bir işi
yapmak isteyen. o kamyon olayı ol-
madan da yapar zaten; olayın orta-
ya çıkmasını beklemez.
- "Eşkıy a\Şener Şen ve Uğur Yü-
celile'Muhsin Bey "densonraveni-
den bir araya gelişinizin üriinü. Se-
naryo> u Şener Şen ya da Yücel'i dü-
şünerek ölçüp biçtiğiniz oldu mu?
TlıRGUL - Benım şansım. ya-
rattığı m proıelerde oy namaya hazır
ve ıstekli ıkı oyuncunun olması. A-
ma 'Eşkıya'. Sener Şen bu filmde
oynasın diye çıkmış defiil. Birote-
lin en üst katından fstanbul'un
damlannı izlerken, damlarla ilgili
bir öykü kurulabilir mi acaba diye
düşünmüştüm. Oradan başlayan bir
hikâyebu... Şener Şen. Uğur Yücel.
Şe> ket ,\ltuğ. Müjde Ar benim çok
yakın arkadaşlanm. Onlarla yaptı-
ğım işte yabancılık çekmiyorum.
Senaryonun Şener Şen'e yazılmış
olduğunu düşünmenızi istemem.
Ama dostum, arkadaşım ve çok iyi
işleryapan Şen'ındebu ışin içinde
olmasından büyük keyif duyuyo-
rum.
- Filmde, sokak argosu çok canlı
yansıtılmıştı. Bu konuda nasıl birça-
hşmayaptını/?
TLRGUL - Az bile gösterdik.
Çok daha ağır. vahşi bir dil var as-
lında Beyoğlu'nda. Filmde o kadar
vahşi birdıl yok. Ancaközel birça-
lışma yaptığımı söyleyebilırim.
Çünkü benim özel olarak dolaştı-
ğım alanlardan bın dc oralar. Ancak
benım için sokak argosuymuş falan
çok da önemli değil. Bu. lOyılbo-
yunca yavaş yavaş gelişmiş bir se-
naryo. Filmin tümünde ortaya atıl-
mış birtakım düşünceler var. Aşk
için günaha girmek ya da gırme-
mek örneğin. Bu y üzden eğer film.
sinema seyircısınde olağanüstü bir
patlamaya yol açarsa. eğer insanlar
filmi seyrettikten sonra mutlu olu-
yorsa. bunun üstünde biraz durmak
gerek diye düşünüyorum.
- Son dönemde. "İstanbul Kanat-
lanmın Altında", piyasadaki Ame-
rikan nimleri arasından sıynlıp se-
yirciden rağbet gördü. A> nı ilgi şim-
di 'Eşkıya'ya da yöneliyor. Seyirci-
yi yakalamak neye bağlı sizce, sine-
ma salonlarını doldurmak için Va-
vuz TurguPıaı bir fonnülü var-mı?
Tl'RGUL"- Sinemada forfnü!
yoktur. Formülün var olduğunu
zannedenler. birbirine çok benze-
yen filmler arasında seyircinin han-
gısine ılgi göstenp göstermediğınin
farkında değillerdır. Örneğin Holly-
vvood tarihinin en büyük knzıni ya-
şıyor. Büyük bütçeli filmler artık ış
yapmıyor. O zaman hanı formül?
Hani Hollyvvoodşampıyonlan'.' Bu-
nun formülüolmaz. Çünkü her film
yeni bir imtıhandır. Büyük başan-
lann ardından hayal kınklıklannın,
hayal kınklıklannın ardından da ba-
zı başanlan ngeleceği umudunuyi-
tirmemek gerek. Önemli olan kişı-
nin sinemayla ilişkisidir. Aslolan
filmdir. Orada her türlü değerdurur.
- Bııgüne dek içini/e sinmeyen.
yapmasaydım dediğiniz bir Tılm ol-
du mu peki?
TURGUL - Hayır. Ben başanyı.
başarısızlığı seyirci sayısında ara-
mam Pek çok sanat yapıtının değe-
riyıllar sonra anlaşılmıştır. Bir film
boş salonlara oynuyordur ama de-
ğerli olabilır. Ya da seyirci izliyor-
dur. değersiz olabilir. Herkesin be-
ğenmesi onun kötü olduğunu gös-
termez. Tıpkı beğenmemesi duru-
munda olduğu gibi. Aslolan, kişinin
o işe nasıl baktığı. o işin neresinde
durduğu.
- Zaman bir değerlendirme ölçü-
tü olabilir mi?
TURGUL- Zaman içinde. tari-
hin karanlık sayfalannda ne yapıt-
lar gızlıdır bılemeyız. Kımse bun-
lan görmedı. Ama herhalde en mut-
lu sanatçı. ya^adığı dönemde değer-
lendirilmiş olandır. Aksi takdirde
çok acı çckiyor sanatçı. Ben. bütün
fılmlerimde Yeşilçam'dan birtakım
kişilerle çalışmayı prensip edindim.
Onlar benim çocukluğumun insan-
larıydı. 'Fahriye Abla'dan bu yana
onlarla çalıştım. Ama 'Eşkıya'da
baktım kı. o insanlar yavaş yavaş
yokoluyorlar. Bupınlpınl insanlar
Yeşilçam'daydı. İşte biz bu Yeşil-
çam denen duyguyu. düşünceyi
geleceğe taşırsak başanlı olabiiiriz.
Tanhsizlik olmaz. Tarihi red-
dedemezsiniz. Biz artık. insanlann
Türk filmine gıtmekten mutluluk
duyacağı dönemi yaratmak zorun-
dayız.
- Peki "Muhsin Bey' mi yoksa
"Eşkıya"mı desek? Tercihiniz ne
olurdu?
TURGUL- Ayn dönemlerde. ay-
n koşullarda ayn ruh hallerinin
oluşturduğu şeyler bunlar. Bir ter-
cih söz konusu olamaz burada. A-
ma ilginç bir nokta var. 'Muhsin
Bey' sinemada çok az hasılat yap-
mıştı. O dönemde video kaset ki-
ralayıcılan çok fazlaydı. Böyle
olunca film. videoculara venldi ve
'Muhsin Bey' videoda keşfedilen
bir film oldu.
- Genellikle, iki-üç yıl hatta bazen
daha uzun bir süre boyunca sessiz
kalan bir yönetmensini/. "Eş-
kıya'dan sonra sırada ne olacak?
TURGUL- 'Eşkıya'. lOyıllıkbir
projeydi ve son ikı yılı inanılmaz
yoğun geçti. Bendenyinebirkaçyıl
bir şey beklemeyin artık.
• Çalınmış Güzellik Bernardo Bertoluccinin
yönettıâı filmde Lıv Ty ler ve Jeremy Irons başrollerde.
(Bevoğlu Beyoğlu 251 32 40, Teşvikive AFM 224 05
05, İstanbul Princess 285 06 95, Baİurköy Carousel
5"/ 83 80, Altunizade Capitol391 19 35, Kadıköy As
336 00 50, Fenerbahçe Pyramid 348 01 50)
• Los Angeles'tan Kaçış Jolın Çarpenter'ın ,
filmınde Kurt Russell'ı başrolde izlıyoruz. (Etiler
Akmerkez 282 05 05, Beyoğlu Fitaş '249 01 66,
Ortaköy Princess 22^60 11, Aksaray Yıldız 589 61 39,
:
Fatih Feza 631 16 08, Florya Prestij663 28 86,
Altunizade Capitol 391 19 35, Kadıköv Moda 337 01 '
28, Bakırköy Incirli 572 64 39, B. Avsar 583 14 97)
• Öldürme Zamanı Joel Schuamaher'in yönettiği '
filmde Sandra Bullock. Samuel L. Jackson ve
Vlatthevv McGonaughey başrollerde. (Beyoğlu Fitaş
249 01 66, Osmanbey Gazi 24^ 96 65, Harbiye As 247-
63 15, Etiler A kmer'kez 282 05 05, İstanbul Princes -
285 06 95, Parliament Cinema Club 263 18 38,
Çemberlitaş Şafak 516 26 60, Suadiye \lovieplex 385
24 49, Kadıköy Ocak 336 3^71, Altunizade Capitol -
39119 35)
B 80. Adım Tomris Giritlioğlu'nun yönettiği filmde •
Zuhal Olcay. Haluk Bilgıner, Levent Clgen ve Dcrya ,
Alabora rol alıyor. (Beyoğlu Alkazar 293 24 66) ,
H Jack Francıs Ford Coppola'nın yönettiği filmde
Robın V\ılhams başrolde. (Etiler Akmerkez 282 05 05,-
Tesvikiye AFM 224 05 05, İstanbul Princess 285 06 '•
95. Ortaköy Feriye 236 28 64, Osmanbey Gazi 24' 96 "
65, Kadıköy Siireyya 336 06 82. Beyoğlu Atlas 252 85
"6, Bakırköy Carousel 5'/ 83 80)
• Eşkıya Savuz Turgul'un yönettiği filmde başrollerr-
Şener Şen ve Uöur Yücel paylaşıyor (Beyoğlu Emek '
293 84 39, Osmanbey Gazi 24
7
96 65. Etiler
Akmerkez 282 05 05, İstanbul Princes 285 06 95.
Ortaköy Princes 22^91 4". Bakırköy "•/ 5~2 04 44, -
Galeria Prestige 560 "2 66, Çemberlitaş Şafak 516 26 •--
60, Suadiye \lovieplex 385 24 49, Kadıköy Kadıköy '•
337 74 0Ö, Altunizade Capitol 391 19 35)' ' >
• Kanşık İlişkiler Gary Fleder'ın yönettiği filmin i
başrollünde Andy Garcia yer alıyor. (Beyoğlu Alkazar
293 24 66, Harbiye As 247 63 15, İstanbul Princes
285 06 95, Bakırköy Avsar 583 14 97, Altunizade
Capitol 391 19 35, Kadıköy Bahariye 414 35 05)
• İlk Korku Filmin başrol oyuncusu Richard Gere.
(Beyoğlu Fitas 249 01 66, Tesvikiye AFM 224 05 05, \
Etiler Hillside 263 18 38, Altunizade Capitol 391 19
35, Bakırköy Carousel 5~1 83 80, Kadıköy Moda 33"
01 28, Erenköy Apollon 362 51 00,)
• Kayıp Çocuklar Şehri Filmde Ron Perlman.
Danıel Emılfork. Judıth Vıttet. Domınıque Pınon rol ''
alıyor (Beyoğlu Beyoğlu 251 32 40,. ütunizade
Capitol 391 19 35. Kadıköy As 336 00 50)
B Mucize Jon Turteltaub'un yönettiği filmin
başrolünde John Travolta yer alıyor. (Beyoğlu Fitas
249 01 66, Kadıköy Aüantis 418 26 56. Altunizade
Capitol 391 19 35. Bakırköy İncirli 5~2 64 39)
B Sleepers Barry Levınson'ın yönetiığı filmin
başrollerinı Brad Pitt. Robert De Niro. Dustın
Hoffman. Kev in Bacon ve Jason Patric paylaşıyor. '
(Şisli Kent 241 62 03. Beyoğlu Atlas 252 85
T
6,
Bakırköy Avsar 583 14 97, Bakırköy İncirli 5^2 64 39,'
Altunizade Capitol 391 19 35. Kadıköy As 336 00 50)
H Kurtlar Şehri Lee Tamahon'nin yönettiği filmin -
başrollerinı Nıck Nolte. Melanıe GritYith. Chazz '•
Palminten, Michael Madsen, Çhri^ Penn, John
-Malkov ıch paylaşıyor. (Beyoğlu Fitaş 249 01 66,
Altunizade Capitol 391 19 35, Kadıköy As 336 01 50) ;
• Carta'nın Şarkısı Ken Loach'un filmi. (Beyoğlu '
Alkazar 293 24 66, Kadıköy Aüantis 418 26 56)
SIYAD ödüUeri
salıipleıiııi buldu
Kültür Servisi - Sinema
Yazarlan Demeği'nin dü-
zenlediğı 1995-96'nın en
iyi iyilen değerlendırme-
sinde ödül alan filmler ve
sanatçılara ödülleri önceki
gece Beyoğlu Sınema-
sı'nda düzenlenen bir tö-
renle verildi.
Gecede En İyi Film
Ödülü. 'Karanlık Sular'
adlı filme, En İyi Yönet-
men Ödülü ve En tyi Se-
naryo Ödülü filmin yönet-
meni kutluğ Ataman "a ve-
rildi. En ty i Grüntü Yönet-
meni olarak 'İstanbul Ka-
natlarunın Altında" filmın-
deki çalışmasıyla l'luğ İç-
bakseçilirken. En İyi Mü-
zik Ödülü aynı filmin mü-
ziklerini yapan Tuluyhan
. İ
liğuriu'ya verildi. En Iyf-
Erkek Oyuncu Ödülü. 'Bö^
cek' filmindeki oyunculuj
ğuyla Halil Ergün'ün, Em
İyi Kadın Oyuncu Ödüli>i
ıse 'Sokaktaki Adam" fil^
mındeki performansıyli;
Suna \ ıklızoğlu'nun oldul;
En lyı Yardımeı Erkel^'
Oyuncu Ödülü 'Sokaktakri
Adam' filminin oyuncula*'
n Ali Sürmeli ve Mustafâ;
Avkıran arasında pay laştı»j
nldı. En İyi Yardımeı KaJ-
dın Oy uncu Ödülü ise 'Böj'
cek* filminin oyuncusu Fu^
sun Demirel'e verildi^
Standart Film ise, yılın eıv;
ıv i yabancı filmi olarak seîj
çilen 'lHis'in Bakışı'nı ge*-
tirdiği için ödüle değer gö*!
rüldü. %
İTHAL KLASİK CD ' LER
PERAKENDE
330.000. TL.
ÜCRETSİZ BROŞÜR GÖVDERİLİR.
MfZtK
ADRES SELANİK CAD. 28/23
06650 KIZILAY-ANKARA
TELEFON 419 43 78-79
FAKS 419 43 80