23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 KASIM 1996 ÇARŞAMBA HABERLER Emlakbank Sonuştupma KomisyonuANKARA (Cumhuriyet ^NAP Genel Baskar.ı M;sut Yılmaz. hakkmda Emlakbank yolsuziuğu ıle ilaili kurulan TBMM Soruşturma Komisyoru'na ifade verme>ı. "r ahatsızlığı" nedenıyle erteledi.Yılnıaz'ı dinlemek îzere roplanan TBMM Etilakbank Soruşturrra Komisyonu. ANAP lidennin. ra'hatsız olduğu yönundeki gerekçesirı yerinde görerek. toplantMnı bir hafta sonra>aerteledi. Yılmazın. yazılı sa\unma yapma hakkı bulunmasına karşın komisyona gelerek ifade vereceğini bıldırmesı dikkat çekti. Ülke adına basın açıklaması • Istanbul Haber Senisi - İzmır Savaş Karşıtlan Derneğı Ba^kanı. vicdani retçi Osman Murat Clke. asker nezaretinde götürüldüğü Bılecik 9. Jandarma Er Eğitim Alav Komutanlığfnda her gün yurtiçi \c yurtdışı destek kanalıvla zıyaret edilecek. "Osman Murat Clke ıle Dayanışma Komiteleri" dün Basın Müzesi'nde düzenlediklen toplantıda. Murat Ülke'nın bir \ iedani retçi olarak sa\aş mekanizmasıy la i^birlıği yapmayı \e savaş giinahlanna ortak olmav ı istemedıgine dikkat çektiler. Açıklamada özetle şu görüşe yer verildi: "Osman Murat Ulke hangi amaca hizmet ederse etsin. dünyanın hıçbır yerinde hiçbir örgütlü şıddet kuruluşuna hizmet etmeyeceğini açıklamış ve bu doğrultuda askerlik yapmayı reddetmiştır. Ülke. siddet ve terör dişi araçlada politika yapan bir kişi olarak banştan \e insan haklarından yanadır. Bu nedenlerden dolay ı Osman Murat Clke ûzerinde baskılar. barış ve insan hakları mücadelesine y önelık bir saldırıdır. Ve bu saldırı. savaşa karşı tüm demokrasi güçleri tarafından vanıtlanmalıdır."" Fahd'dan Demirel'e mesaj • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu)- Rıvad yönetıminın, Ankara'ya koyduğu 60 bin ki>i civanndaki hac kotasını arttırmamasından kaynaklanan sorun. Suudi Arabistan Hac Bakanı Mahmud Bin Muhamnıed Sefer'in Türkıve'ye gelmesine neden oldu. Sefer. Suudi Arabistan Kralı Fahd'ın bir mesajını Cumhurbaşkanı Sülevman Demirel'e getirdiğini söyledi. Turgut Kazan'a ceza davası • ANKARA (AA) - Ankara Cumhuriyet Başsavcılıeı. basına yaptığı bir açıklamada. Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın kişilik haklarına hakaret ettiği gerekçesiyle. eski Istanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan hakkında. 4 aydan 16 aya kadar hapis cezası istemiyle ceza davası açtı. Ankara Cumhuriyet Basın Savcısı Nihat Oğan tarafından hazırlanan iddianamede. Turgut Kazan'ın basına bir demeç verdiğı. bunun MilJıyet gazetesinin 21 Ağustos 1996 günlü nüshasında "Kazan: Kazan -şaçmalıyor" başlığı ıle Jyayımlandığı belirtildi. Atamalarda düzenleme • ANKARA (AA) - Başbakan \ecmettin Erbakan. vav ımladığı genelgeyle kurumlar aras; naklen atamalan yeniden düzenledi Buna göre kurumlar \e beledi\eler arası ile diğer kurumlardan belediyelere vapılacak naklen atamalarda Başbakanlık'tan izin alınmayacak. belediyelerden dığer kurumlara vapılacak atamalarda ise izin alınmaya de\am edilecek. Kamer Genç tazminat kazandı • ANKARA (AA) - RP Konya Millervekilı Mustafa Ünaîdı. TBMM Başkanvekili \e DYP Tunceli MİHetvekili Kamer Genç'e "terbiyesiz" dıyerek kişilik haklanna hakaret ettiği gerekçesiyle 30 milyon lira tazminat ödemeve mahkûm oldu. Avukatlar, Sıvas davasının tutuksuz sanıklan için 'yurtdışına çıkış yasağı' istedi Kıyun sanıkları Italya'daEVİN GÖKTAŞ ANKARA - Yargıtay "ca idam cezası iste- miyle vargılanmaian ıstenmesıne karşın tu- tuksuz buîunan Sı\as kıyımı davası sanıkla- rından 3'ünün yurtdışına çıktığı bildirildi. Adlan henüz belirlenemeyen 3 sanıgın. ge- çen a> Sı\as2. AgırCezaMahkemesi'ne ifa- de vermeve gitmediği. daha sonra yapılan araştırmada bu sanıklann Italya'da olduğu belirlendi. 124 sanıklı davada. Yargıtay 9. Ceza Da- iresı'ce ölüm cezasına çarptırılmaları ıste- nen. ancak halen tutuksuz bulunan sanıklar hakkında. yurtdışına kaçmalannı önlemek ıçin en kısa zamanda "tahdit" kararı alınma- sı ıstendı. Davanınmüdahilavukatları."tah- dit" kararı alınmaması halinde. tutuksuz bu- lunan dığer sınıkların da toplu halde yurtdı- şına kaçabileceklennı ilen sürdüler. Avukat- lar. bu ıstemlerinı 3 kasim günü vapılan du- ruşmada dıle getırdiklenni. ancak mahkeme- nin dıkkate almadıeını sövlediler Sıvas 2. • 124 sanıklı Sıvas kıyımı davasında, Yargıtay'ca ölüm cezasına çarptırılmaları istenen. ancak tutuksuz yargılanan sanıkların kaçmalannı önlemek için "yurtdışına çıkış yasağı" konması istenildi. Müdahil avukatlar, bir an önce "tahdit" kararı çıkarılmaması durumunda tutuksuz olan diğer sanıkların da topluca yurtdışına kaçabileceklerini ileri sürdüler. AğırCezaMahkemesfnetalımatlaifade\er- yapıda \e karakterdc değiller. Olayı buraya meye I4sanığıngıtmedığınianımsatan avu- katlar. bu sanıklardan birkısmının adreslen- nın belırlenemediğını bıldırdiler. İfade veren tutuksuz sanıklar ise Yargı- tay'ın kararının yerınde olmadığını ilen sü- rerek. DG\fnın. eskı kararında direnmesi gerektiğini söyledıler. Sanıklardan. Hasan Basri Koç ıfadesınde Yargıtav ın boznıa ka- rarının "sivasi ve taraflı" olduğunu savuna- rak. "Salonda bulunanların birçoğuna ba- kın. Okur-vazar bile değiüer. Bu insanlann çekmenin bir gereği joktur" dedı. Mahkemede. bugüne değın vakalanama- >an Cafer Erçakmak ıle bır stire tutuklu ola- rak vargılanıp daha sonra serbest bırakılan Bülent Dö\enci ıle >unus karataş ın şaka- lannıası ıçın. polıse \enıden müzekkere _\a- zılması da kararlaştırıldı. Vine \ argılandılar kültürleri. sos\al \aşamları böyle bir suçu iş- leme>e nıüsait değildir. Bu insanlar. ^'argı- ta\ 'ın bozmailamında>eralansuçu işleyecek Ankara 1 No'lu Dü.Mcie \argılanmalan sırasmda. kararaçıklanırkenmahkemeheve- tıne saldırıp. duru^ma salonundakı eşşaları kıranSnas davası sanıkları. ~Göre\li menıu- ra saldın \e devlet malına zarar verdikleri" gerekçesi ile Snas 1. Aslıye Ceza Mahkeme- si'nde de vargılandı. Ankara 13. Aslıve Ce- za Mahkemesi'nın talimatı ıle ifadelen alı- nan tutuklu sanıklardan Omer Faruk Gez. Faruk Sarıka\a. Mevlüt Atalay. Temel To>. ^unus Karataş, Ahmet Oflaz. Harun YıJdız, Erol Sarıkaya. Cafer Tayyar So\kök. Zafer \eU)k. Muhsin Erbaş. Halil İbrahim Dü/bi- çer. BekirÇınar.Ali Teke. Erkan Çetintaş, Fa- ruk Ce>lan. Ahmet Turan Kıüç \e Harun Gülbaşduruşma>a katılırken. DurmuşTufan \ e Ali Kurt Gürün Cezaev i"nde. Ekrem Kurt ıle Kenan Kale de rahatsız olduklan gerek- çesi) leduruşnıada bulunmadı. Sanıklardan. Yunus Karataş, "Ankara I No'lu DGM'de karar \erilirken ben firardaydım. Benim mahkeme hevetine saldırmam veeşyaları kır- manı münıkün değil. Suclamaları kabul et- mi\orum"dedı. Yetkililer. duruşma salonu- nun küçük olduğuna dıkkati çekerek. a\nı olaydan tutuksuz \argılanan 40 kişinın ifa- delennin öniimüzdekı günlerde gruplar halinde alınacaâını bildirdiler Emniyet Genel Müdürü, Cumartesi Anneleri'nin çocuklannın kayıp olmadığını söyledi Yüksel'egörekayıplardağdaIstanbul Haber Servisi - Emnıvet Genel Müdürü Alaattin Vüksel. son 6 a\da organıze suçlar konusunda şapılan çalışmalarda çok sayıda çetenin ortaya çıkarıldığını ve bu çeteler içınde 30'a yakın emnıvet teşkılatından ki^ılere rastlandığını bildirdi. Biryıl ıçinde ıçinde 350 emniyet görevlismin de yasadışı iijler yaptıgı gerekçesiv le görev lerinden alındıgını kavdeden Yüksel, 100'ün ûzerinde polisın dosv asının da ıncelendığını açıkladı. Marmara Grubu Vakfı'nın 12. Dönem 2. Oturumu'na katılan Alaattin \'üksel. gazetecılenn "Susurluk ola\ı" ıle ılgıli sorularını yanıtsız bırakarak. soru^turmanın sona ermesinin ardından konuşacağını söyledi. Istanbul Valisi Ruhan 'Senişen. Istanbul Emnıvet Müdürü KemaJ ^'azıcıoğlu. emniyet müdürlüğünün daire başkanlarının yanı sıra çok sayıda ışadamı \e sanatçının katıldığı gece Dedeman Otel'de yapıldı. Son altı avda çok sayıda Emniyet Genel Müdürü Yüksel. Marmara Grubu'nda gö/alfındafca>ipiddialannı yaJanladı. ( KEREM görevlisinin de yasadışı işler yaptığı gerekçesiyle görev lerinden alındıgını kavdeden Yüksel. 100'ün ûzerinde polisin dosy asının ıncelendiğini açıkladı. çetenin ortaya çıkarıldığını anlatan Yüksel. 30 emniyet görevlisinin de bu cetelerle işbirliği içinde olduklannı tespit ettiklenni bildirdi. Türkiye'de bir yıl içinde 350 emnıvet "Polis de insandır. hata \apar hata vapanı meslekten men edi\oruz. içimizden tenıizlhoruz" dıven \'üksel. konuşmasında •Cumartesi Anneleri'ne de vüklendı. i Aıleleri. çocuklanna sahip çıkmamakla suçlayan ^ üksel. "Anneler babalar çocuklanna sahip çıksın. Cumartesi günleri çocuklannı (.alatasarav Lisesi öniinde arayan anneler çocuklannı kırsal bölgelerde arasın" diye konuştu. Atamalarda polis teşkilatına dışandan müdahale olduğunu belırten \'üksel. "8 bin atama inı/a beklnor. Dünyanın hiç bir verindc bövle bir şe> >oktur" dedı Interpol verilerine göre u\uşturucuyla mücadelede 2S ülke ıçerisinde en başanlı ülkenin Türkiye olduğunu bildiren Yüksel. ancak bu konuda istenılen aşamaya ulaşılamadığını ifade ettı. Önümüzdeki mart veya nısan ayında "I. Pölis Kurultayı"nın Istanbul"da toplanacağını açıklayan Yüksel, bu kurultayda alınacak kararlann bir kitapçık haline dönüştürülerek, üst rütbeli aörev lilerin bu kararlarILGAZ) doğrultusunda çalışma yapmalarını sağlayacaklannı vurguladı. '»'üksel. konuşmasının ardından Marmara Grubu Vakfı yöneticılerinin kendisine verdiği şildi aldı. Avukat Senem, takipsizlikle sonuçlanan dosyanm yeniden açılması gerektiğini söyledi 4 Bitlis'e sabotaj iddiası güçlendi'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kuşkulu bir uçak kazası sonucu yaşamını yıtiren eski Jandarnıa Genel Komutanı Eşref Bitlisın pılotunun avukatı Nusret Senem. askeri savcılıkça takipsizlikle sonuçlandırılan soruşturmanın yinelenmesinı istedi. Bitlıs'ın uçağının sabotaj sonucu düşmüş olabileceğini içeren Istanbul Teknık Cnıversıtesı (İTÜ) bilirkışi raporunu anımsatan Senem, kazanın ardından uçak motorunun bazı parçalarının bulunamamasının dikkat çekıcı olduğunu vurguladı. Senem. '•Olay. Sa>in Bitlis'in Çekiç Giiç'le ilgili bulguiaruun ortaya çıkmasından korkulması nedeni>le>apdmıs gibi görünüvor" dedı. Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ıstemı üzenne hazırlanan bilirkışi raporundakı bulgular. Bitlis'ın uçağının diişme nedenınıp sabotaj olabıleceği savını güçlendirdı İTL L'çak ve Uza\ Bılimlen Fakültesı bilirkişi üvelerinin uçağın motorunun baz; parçalannın bulunamadığını saptaması. uçağa dısarıdan bır müdahale yapıldığı kuşkusunu yeniden gündeme • Bitlis'in uçağına sabotaj yapıldığı olasılığını vükselten bulguların arttığı görüşünü bildiren a\ ukat Nusret Senem. uçağın düşmesinin ardından bulunamayan bazı parçaların sabotaj savını güçlendirdiğini \urguladı. (3., 4. \a da 5. dakika) ptlotlann penane hahcsini değiştirdiklerini işittikleri \olundaki ifadelerle çelişmektedir" denıldj. Raporda. uçağın buzlanma nedenıv le düşmedığı vurgulanarak sabotai olasılığı üzennde durulunca dikkatler. takipsizlikle sonuçianan asken savcılık soruşturmasına yöneldi. Kuşkulu kazada vaşamını yitiren pilotlardan TuğnılSezginler"in ailesinin avukatı Nusret Senem. asken savcılık soruşturmasının yenilenmesi gerektiğini vurguladı. Soruşturmanın veniîenmesivle ilgili başvuruyu en kisa sürede Milli Savunma Bakanlığı'na yapacaklannı kavdeden Senem. şunları söyledi "Askeri Mahkemelerin Kunıluş \e Yargılama Lsulii Yasası'nagöreyeni bir kanıt bulunması getirirken heyetraporunda.uçak motorundaki sarsıntının nedenlerinin anzalı ve bulunmayan parçalarda aranması gerektiği vurgulandı. Buzlanmayı önleyen sistemın devreye girmemesı durumunda bile 3-4 dakika içerisinde ueakta buzlanmanın meydana gelmesinın olanaksız olduğuna işaret edilen raporda. uçağın kalkış yapmasından sonra geçen 4 dakikada herhangi bir olağandışılığın yaşanmadığı belirtildi. Kazanın ardından subay ve astsubaylardan oluşan bir heyet tarafından hazırlanan raporlarda ve uçağın kalkışmm ardından "anormal seslerin'" duyulduğu anımsatılan bilirkişi raporunda. "Radar verilerine göre. uçak daha sonra meydan ü/erinden bir daha geçmemiştir. Bu da olayın ardından rapor düzenleyen heyetin. bazı tanıklann uçak meydan ü/erinden geçerken durumunda Milli Sav unma Bakanı'nın somşturmayıyenilemeyetkisi »ar. Beneebu sadece bakan düzey inde ele alınacak bir konu değil, bu konu çok ciddi. Daha önce Adalet Bakanı da dosyayı açacaklannı söylüyordu. Bu soruşturmayı yenilemek için son derece önemli bir kanıt çıktı ortaya. Haydi bakaum. göreiim şimdi. Bi/inı bas\urumuza bile gerek yok. Hükümet doğrudan bu meseleyi soruşturma konusu yapabilir. Sorumlulann ortaya çıkması için eiine büyiik bir firsat geçmiş, bunu deferlendirebUir."' Soruşturmanın "buzlanma*" gerekçesıy le takipsizlikle sonuçlanmasımn nedenini. dönemin Genelkurmay Başkanı ve DYP Kilıs Mıllenekılı DoğanGüreş'ınaçıklamalanna dayandıran Senem. "Olay. Sayın Bitlis'in Kuzey Irak konusundaki saptamalany la ilgili olarak belirtriği görüşlerin oiumlu karşılanmaması, daha doğrusu Çekiç Giiç'le ilgili bulguiaruun ortaya çıkmasından korkulması nedeniyle yapüimş gibi görünüyor. Sen ben kâ\ gasından öte bir şey gibi görünüyor. Soruşrurmanuı bu şekilde kapatıunası da ilgi çekkidir. Bu iş artık kapatılamaz. Bu meseltnin açığa çıkanlması zorunlu hale gefmiştir"" dedi. SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr Başlıktaki terimler bana ait değil. Hemen her gün birpisliği ortaya dökülen malum çeteyle ilgili haberlerin başhğına bu söz- cükler oturuveriyor: "Sağcı maf- ya' ya da "ülkücü mafya". Ge- çenlerde bir TV programında Büyük Birlik Partisi milletvekili ülkücüye "Neden hep ülkücüle- ri kullanıyorlar, bunu hiç düşün- dünüz mü" diye sormuştum. BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Abdullah Çatlı'nın mezarı başında yaptığı konuş- mada, "insanlanmızı kullandı- lar" anlamında sözler etmişti. BBP'Iİ milletvekili bunu hatırlat- mam üzerine, tepki göstererek, "Hayır yok böyle şey, genel başkanımız böyle sözler etmez. Zaten ülkücüler kendilerini kul- landırmazlar" türünden bir ce- vap verdi. Bu tartışma orada kalmadı, bırçok eski ülkücü kendilerinin kullanıldığını ifade eden konuş- malar yaptılar, yapmayı da sür- dürüyorlar. Çok önemli suikast- larda ülkücülerin tetikçilik yap- tığı bir gerçek. Bu konuda ke- 'Sağcı Mafya', 'Ülkücü Mafya' sinleşmiş mahkeme kararları. dava dosyalannda saklanan iti- raflar. ciltleri dolduracak boyut- larda. Ülkücü milletvekiline, "Neden sizi kullanıyorlar, bu açı- dan kendi çizginizi gözden ge- ç/rmeniz gerekmez mi" diye sormuştum. Ülkü, ideal demek. Ülküleri olan insan, bir ideale sarılarak mücadele eden insan demek. Türkiye'nin son 20 yılında ülkü- cü adı verilen grubun karıştığı eylemler nedeniyle, ülkücülük bambaşka bir görünüm kazan- dı. Son dönemde ortaya çıkan gerçekler ise, ülkücülüğün gi- derek mafyalaştığı gibi acı bir manzara ortaya çıkardı. Peki neden böyle oldu? Ne- den ülkücülük tetikçilikle, maf- ya ile birlikte anılır hale geldi? Işte ülkücülerin bunu düşünme- si gerekir. Eskisi gibi önyargılı bakmamaya çalışarak ben de düşünüyor ve bu soruya cevap arıyorum. Ülkücülüğün temel gıdası. aşırı milliyetçilik, Kendi mensup olduğu milletin dünya- nın en yüce milleti olduğu gibi bir ön kabulden yola çık/yor. Kendi kafasında idealleştirdiği Türk milletinin. tarihteki kökleri- ni aramaya başlıyor. Orta As- ya'ya gidiyor, Vıyana kapılarına dayanıyor. Asaletini soyunda aramaya kalkıyor. Yüzyıllar ön- cesinde yaşama ütopyası. ona yeni bır kimlik ve aidiyet kazan- dırıyor. Bir insanın Türk olarak doğması onun tercihi değil. Bu nedenle doğuştan bir üstünlüğe sahip olamaz. Ayrıca Türkiye'de doğmak, gelişmiş ülkelerle kar- şılaştırıldığında insana özel bir avantaj da sağlamıyor. Bir insa- nın mensup olduğu milletten çok, o insanın bu kimliğe daha sonra ne kattığı önemli. Türki- ye'de doğan bir insan olarak. yaptığımızla insanlığın gelişme- sine ne gibi katkılarda bulunu- yoruz. sorun bu. Bir bilimsel buluşumuz var mı. kendimizi bilimin herhangi bir alanında iyi yetiştirebildik mi? insanların özgürce yaşaması, olgun bır birey olarak gelişmesı için neleryapıyoruz? Sormamız gereken sorular bunlar. Hangi milletten olduğumuzun ne öne- mi olabilir ki? Her birimiz, Rus olarak da Alman olarak da Er- meni olarak da doğabilirdik. Anadolu'da yaşayan insanların, soyunu sopunu karıştırdığımız zaman çok farklı kökenlerden geldiğini saptayabiliriz. Bu nedenle, mensup olduğu- muz milletle övünmek yerine ve o milletin cengâverliği üzerine heyecan verici nutuklar atmak yerine, bu milletin gelişmesı, çağdaşlaşması için neler ortaya koyabiliriz, onu düşünmeliyiz. Ülkemizde insan hakları ihlal ediliyor, özürlü bir parlamenter sisteme sahibiz, işkence sis- temli bir şekilde sürdürülüyor. Bunlar birer ayıp. Işte, ulusunu seven insanın ilk olarak Türki- ye'nin bu lekelerden kurtulması için çaba sarf etmesi gerekir. Kuru bir milliyetçilik, hiç geliş- memiş bir beyne cazip gelebilir. "Bir Türk dünyaya bedeldir" sözü bazılarının hoşunagidebi- lır. Ama içerik olarak bu sözün ne anlamı var ki? Işte sorun bu- rada. içi boş sözcüklerle kendi- mizi avutmayı bırakıp "Bir Türk olarak dünyanın neresindeyiz" sorusuna cevap aramalıyız. Ülkücüler. ciddi ciddi düşün- melerı gereken bir süreç yaşı- yorlar. İçi boş sloganlarla geli- nen nokta ortada. Neden "ülkü- cü mafya" bir damga haline dö- nüştü? Neden dersiniz? Not: Önceki günkü yazımda, ANAP'lı eski Kültür Bakanı ülkü- cü Gökhan Maraş'tan bir alın- tı yapmıştım. Ancak yanlışlıkla Gökhan Maraş yerine şimdiki RP'Iİ Devlet Bakanı Gürcan Dağdaş'ın adını kullandım. Dağdaş'ın basın danışmanı ara- yarak bu yanlışı düzeltmemi is- tedi. Düzeltiyor, Dağdaş'tan özür diliyorum. GLOBAL POLİTİKLTTÜR ERGİIN YILDIZOĞLU Ölüm licaretMI "Bütün zamanların en çok satan müzik parçası" ile "21. yüzyılın çetesı"olarak nitelendirilen 18. Street'in paylaştığı ortak nokta ne? Her iki durumda da birileri günümüz gençliğınin toplumsal sorunlar karşısında giderek ağırlaşan ve yaygınlaşan bir şekilde duyduğu çaresızlik, umutsuzluk, yalnızlık duygusundan fayda- lanarak büyük paralar kazanıyorlar. Küresel müzik kanalı MTV, geçen hafta pazar günü NIRVANA grubunun "Smells Like a Teen Spirit" (1) şarkısının bütün zamanların en çok satan parçası ol- duğunu açıkladı. NIRVANA grubunun kurucusu Kurt Cobein'ın şarkılan kapitalist toplumu ve yarattığı top- lumsal çürumeyi. hemen hemen bütün muhalefet akımlannın söylemlerini içerecek bir şekilde eleştiriyor- du. Cobein, "riot girl" (ayaklanmaların kızı) isimli fe- minist bir rock hareketi de başlatmaya çalıştı. bu alan- da erkek egemenliğini kırmak için, Seattle işçi sınıfı içinden çıkan NIRVANA'nın Jimi Hendrix'ten büyük ölçüde etkilenen pank-rock. fusıon stili, bu özellikle- rinden dolayı hızla "alternatıf independent", "ındi" çevrelerde yaygınlaştı. Ortaya "grunge" denen akım çıktı. Doğası gereği "ındi" en eleştirel ve entelektüel gençliği kavramaya başladı. Bununla uyumlu olarak genel geçerestetiğealdırmayan, pasaklı, yoksul (yok- sul siyahlara değil de yoksul ünıversıte oğrencilenne benzeyen) bir tıpleme oluşturuyordu grunge. Ancak Cobein, toplumu eleştirmekle birlikte, değiştirilebile- ceğıne inanmıyor ve bu pıslığe katılmak da istemedi- ği için "tekyol ıntihar" diyordu. Bir araştırmacıya gö- re "NIRVANA şarkılanna egemen tema umutsuzluk, yalnızlık, bır türlü dünyayı kavrayamamanın getirdiği depresyondu." NIRVANA hızla meşhur olmakta ol- masına rağmen esas sıçramayı. bireroin alışkanlığı da olan Kurt Cobein'in kendini vurarak intihar etmesın- den sonra yaşadı. Plak şirketlen ve medya hemen bu büyük benzeriiğın üzerine atladılar; "Yaşam sanatı tak- lıt edıyordu" adeta. Cobein. gençlığin sisteme verdi- ği bir şehit. bir kült haline getirıldi ve kısa zamanda Ni- san 1994-1996 arasında bütün zamanların en çok sa- tan şarkıcısı oldu. Plak şırketlerinin umutsuzluk ve mi- toloji satan pazarlama atağı sırasında tüm dünyada gençler arasında sadece umutsuzluk ve çaresızlik duygusu daha da yaygınlaşmakla kalmadı, aynı za- manda Cobein'i taklit eden intıharların sayısı da hızla artarak200'ü geçti. * • • 1970'lerin başında Los Angeles'ta 18. Cadde böl- gesinde, göçmen gençler arasında doğan 18. Street çetesi, esas olarak yasadışı göçmenliğin arttığı 199O'lı yıllarda, hızla büyümeye başladı ve Utah ve Oregon eyaletlerine de yayıldı. Çetenin toplam 20 binden faz- la üyesı olduğu tahmin ediliyor. Bu çeteye 21. yüzyı- lın çetesi denmesinin nedeni ise tüm geleneksel gans- ter kurallarını yıkarak büyümesı; ışçi sınıfı bölgelerin- de, her ırktan gence açık olan bu çete. üyelerini ilko- kuldan başlayarak kaydediyor. Geleneksel çetelerin aksıne bir "babası" yok. Çeteyi 20-25 yaşlardakı da- ha eskı üyelerden oluşan bır ag yönetiyor. Çeteye ka- tılan çocukların anne ve babaları da çoğu zaman çe- te üyesı. Gençlık çeteleri üzerine çalışan bır sosyal hiz- met görevlisinin ıfadesiyle çete "ABD'ye yeni gelen göçmen gençlere, burada nasıl yaşandığını, nasıl uyurn sağlanacağını öğretiyor" (The Observer 24.11.96). Geleceğe ılişkın bir umudu olmayan, çoğu yasadışı göçmen ailelerın çocuklan olan bu gençlerin toplumun baskıstna direnebilmek için buldukları biry- ol bu çete. "78. Street öylegüçlü, öylebüyuk veyay- gın kı bunun bir parçası olmak büyük birgüç veriyor" diyor 16 yaşındakı Chuco. "18th Street" bölgedeki tüm uyuşturucu trafığini, haraç sistemini kontrol ediyor. Meksika mafyası ile iş- birliği yapıyor. hatta belli sokakların köşelerını çete dı- şındaki "pusrıer"lara (uyuşturucu satıcılarına) kiraya veriyor. "78. Street"in sokaktaki görüntüsü adeta bir sokak çocukları ordusu, bılançosunda 1990-1996 ara- sında sadece Los Angeles'ta 200 ceset olan bır ordu. Çocuklar sokakların tozunu attırır ve kendilerini güç- lü hisseder ve daha 18 yaşına ulaşamadan çatışma- larda ölürlerken, daha yaşlı uyeler gölgede kalıp par- sayı topluyorlar ve tabıı esas parayı da bu çeteye uyuşturucu sağlayan karteller kazanıyor. Peki ya po- lis? Çeşitli eyaletlerin polisleri, negariptirki. kendi ara- larında bu konuda bir turlü bir eşgüdüm sağlayamı- yorlar. Gençlerin bır kısmına intihar ideolojisi satarak para kazanan sistem. bir diğer kısmını da uyuşturucu çe- telerine katılmaya itiyor. Her iki yolun sonunda da bi- rileri için büyük kârlar. bir başkaları. bu özel durumda gençler için ölüm var. (1) Teen spirit: Bir kelıme oyunu; tiner, Ingilizcede 13-20yaşarasındakilerikasteden "teen"son ekide- ğıştınlmiş. "Gençlik ruhu olarak çevrilebilir", ancak tam anlamını vermez. Bu kavramın, gençlık kültürü- nü ithal etmiş bir ülkenin diline çevrilebıleceğini san- mıyorum. ergin<û ergin.demon.co.uk Başbakan, paketlerini savundu Erbakan: Bizde ihracatı düzenleyecek beyin yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Nec- mettin Erbakan. partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada ülke günde- mindeki konulara değin- mekten kaçınırken 4. eko- nomik paketle Hazine arsa- lannın satılacağını. 5. pake- tin temelini de yastık altın- dakı altın stokunun oluştu- racağını söyledi. Endonez- ya'da uçak "fabrikası gezer- ken "'Bizde beyin yok" di- yen Erbakan. bu sav ını "İh- racatla ilgili bir brifing ai- dım. Gördüm ki, bizde bir yıl sonra kalkınma ne ola- caL ihracat ne olacak. bunu organize edecek bir beyin yok" sözleriyle vineledi. Başbakan. bu sözlenne kar- şın "Anadolu aslanlan. l zakdoğu kaplanlanna üs- tündür. Bu görülecek"görü- şünü öne sürdü. Başbakan Erbakan. grup toplantısındakı konuşma- sındamilletvekillerınekay- nak paketlerini anlattı. Er- bakan, 2 paket için 25 tane yeni mevzuat düzenlemesı yapıldığını vurgulayarak "Hükümet olarak sofraya 10 mihar dolar koy uyoruz. Bunun için gecegündüz ter- liyoruz" dedı. Yurtdışında- ki ışçılere emeklilik hakkı konusunda bılgi veren Er- bakan. "Eskiden 500 milyon dolariçindevlet Bao'nın ka- pısında btkliyordu. Şimdi 5 mihar dolar geliyor. Farkı farkediniz" dedi. Erbakan. bav ul ticareti nedeniv le dış tiearet açığının kapandığı- nı, hatta artı verdiğini sa\u- nurken. "Bizim paketleri- miz tatü, acı reçete değil. Bi- zinı paketlerimi/ kurbanlık koy una benziy or. Her şeyin- den fay dalanıiıyor. Buna ha- yır işlemek derter" diye ko- nuştu. 4. ve 5. paketlerin de ~kızağa konulduğunu"an- latan Erbakan. "4. paketin belkemiği 10 milyar dolaıiık atıl arsalardır. 3 kısım ha- linde. en geç altı ay içinde bunlarsatılacak. 5. paket de atıl altın stoklan ile ilgili ola- cak"dedi. Erbakan. konuşması sıra- sında. "Geçenlerde bir bri- fing aldıııı. Gördüm ki, ser- best pivasa ekonomisi şart- lan altında bir yıl sonra kal- kınma ne olacak, ihracat ne olacak. büyüme ne olacak, bunu beUrİeyecek bir beyin yok" değerlendirmesi yap- tı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle