30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26KASIM1996SALI HABERLER DSP'den işçi alımına tepki • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DSPEskişehir Milletvekıli Necati Albay. dün düzenlediği basın toplantısında. Kırka Etıbank Boraks lşletmelen'ne mülakat sonucu işe alınan 176 kişinin RP'li veRP sempatizanlan olduğunu \urgulayarak sına\:n iptalinı istedi. Albay. "Kırka, isfenmeyen olaylara büyük potansiyel oluşturuyor. Halk infial içinde" d'edı. Özelleştipmeye iptal istemi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Özelleştirme Yasası'na. Yargıtay'dan ıki iptal başvurusu daha vapıldi. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi. Özelleştirme Yasası'nın. özelleştirme kapsamındaki kuruluşların mallannın haczedilemeyeceğini hükmeden yasa maddesınin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesı'ne iki dava daha açtı. Hukuk dairesi. bundan önce aynı konuda 10 ayn başv uruda daha bulunmuştu. Ankara 7. İş Vlahkemesi"nin başv urusuy la bu konuda açılan da\a sayısı 13"e çıktı. Yerel yönetim konferansı • İstanbul Haber Servisi - Eneriı \e Tabii Kaynaklar Bakanı Recai Kutan. Marsilya'da düzenlenen Avrupa Akdeniz Ülkeleri Su Kaynaklarının Yerel Yöneümi Konferansı'na katılmak üzere uçakla Fransa'ya gitti. Kutan, konferansın ardından başkent Pari.se geçecek ve Fransa Sanayı. Posta ve Telekomünikasyon Bakanı Frank Borotra ile bir araya gelecek. Emeğin Partisi kuruldu • ANKARA (AA) - Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca kapatılması tstemıyle hakkında da\a açılan Emek Panisi'nin (EP)yöneticı \e iiyeleri. bu partıden istifa ederek Emeğin Partisi (EMEP) isimli >eni bir parti kurdular. EMEP'in kurucularından Genel Başkan Levent Tüzel. partilerınin 1940'ların sonundaki yaygın sendikal hareketin \e büyük işçi direnişlerinin bırikiminin ürünü olduğunu ilen sürdü. EMEP"in. ••emeğin kendı partisi" olduğunu ifade eden Tüzel. tüm çalışan ve farklı inanç sahibi kesimlere EMEP çatısı altında örgütlenme çağnsında bulundu. İstanbul Haber Servisi - Gebze Cezaevı'ne sevk edilecekieri söylenmesine rağnıen Kırklareli Cezae\i"ne nakledilen 5 tutuklu açlık grevine başladı. Bayrampaşa Cezaev ı'nde bulunan Özgür Uyanık. Cemalettin Gürzoğkı. Ozan Kabadayı. Şiikrii Erdil Hancıoğlu \e Ramazan Acar, se\ kJerinin çıktığı cezae\ i yerine bir başka cezae\ine gönderildi. Tutukluların. se\k yanlışlığı düzeltilene kadar açlık gre\i yapacağı bildirıldi. Tutukİu aileleri. bugün İHD'de yapacakları basın açıklaması ile yetkilileri protesto edecek. Çiller, TEDAŞ Komisyonu'nda RP oylanyla Yüce Divan'dan kurtuldu Refah'm iktidar cliyetiANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - RP. muhalefetteyken. TEDAŞ ihaleleri ile ilgi- li yolsuzluklara göz yumarak göre\ ini kö- tüye kullandığı gerekçesiyle hakkında Meclis soruşturması açtırdığı DYP Genel Başkanı \e Başbakan Yardınıcısı Tansu Çiller'i Yüce Di\an'dan kurtararak "İkti- dar diyetinin ilk taksiti TEDAŞ'la ödendi" yorumlarına neden oldu. TBMM TEDAŞ Komisyonu. iktidarmilletvekillerininoyla- rıyla Çiller'in Yüce Dı\an'ase\kinegerek olmadığına karar \enrken muhalefet par- ti lerinemensupüyeler. muhalefet şerhi ko- yarak karara itiraz ettiler. Kulislerde. ko- alisyon hükümetinin "yolsuzlukları örtme" pazarlığına dayandığı sa\larının. RP'nin "L'dönüşü" ile doğrulandığı dile getirildi. RP'den "U dÖIIÜŞÜ' TBMM TEDAŞ Komisyonu. RP ve DYP'li üyelerin oylanyla DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Çiller'i Yüce Divan'da yargılanmaktan kurtardı. Çiller hakkında, 'TEDAŞ ihalelerinde görevi kötiiye kullandığf gerekçesiyle soruşturma önergesi veren RP'nin. koalisyon hükümetinin kuruluşunun temelinde 'yolsuzlukları örtme" pazarlığının yattığı savlannı. komisyonda 'U dönüşü' yaparak doğruladığı dile getirildi. CHP'li Komisyon Üyesi Haydar Oynıak. Çiller''n TEDÂŞ ihalelerinde "bostankor- kuluğu** görevını bile yapamadığını belır- tırken DSP'lı ü>e Mahmut Erdir,"Çiller'in ihnıali yüzde 100" dedi. RP'nin. DYP Genel Başkanı \e Başba- kan Yardımcısı Tansu Çiller'ın. TEDAŞ'ın 32 şehir şebekesinin elektrifikasyonu ile ilgıli ıhalelerdeki yolsuzluklara göz yuma- rak göre\ ini kötiive kullandığı sa\ ıy'la ver- diğiönergedoğrultusundakurulanTBMM TEDAŞ Soruşturma Komısyonu. çahşnıa- larını taniamladı. Raporunu gelecek hafta TBMM Başkanhğf nu sunmasi beklenen Şapka De\rimi'nin yıldöıriimü nedeniyle Taksim Atatürk Amtı'na çelenk koyan CHP Kadın Kollan iiyeleri anavasanın 174. maddesindeki devrim yasalannın hayata geçirilmesini istedi. (Fotoğraf: KA AN SAĞANAK) Kazan y atürbangendgesi eleştirisi İstanbul Haber Servrsi - İstanbul Kadın Kurulu^lan Birlıği. dün "Şapka Devrimi"nın yıldönünıü nedeniyle düzenlediği toplantıda. Adalet Bakanı Şe\ket Kazan ın a\ukatlann duruşmalardaki kıj afetlerini hâkımlerin inisıyatifine bırakan genelgesini "karşı devrim hareketi" olarak niteledi. Taksim Atatürk Anıtı'na çelenk koyan CHP Kadın Kollan üyelerı de anavasanın 174. maddesindeki devrim yasalannın hayata geçirilmesini istedi. CHP İstanbul II Kadın Kurulu Başkanı Muazzez Çelebi. "Bi/ kadınlar bedenimizden ve saçımızdan utanmıyoruz. Devleti çürütenlerden. adaletsi/liklerden. karanlıklardan utanı>oru/" diye konuştu. 41 kadın örgütü ile CHP. İP. DYP. ANAP \e DYP İstanbul il örgütlerinin kadın komısyonu başkanlarının da doğal üye kabul edildiği İstanbul Kadın Kuruluşları Bırliğı'nin Taksim Savoy Otelde yaptığı açıklamada. Adalet Bakanı Kazan'ın genelgesi, vapav sorunlar üretilerek gündemi değiştirmeye yönelik bir çaba olarak değerlendirildı. "l'lkenin bunca sorunu varken ve toplumsal banşı gerçekleştirmek için çaba göstermemiz gerckirken öğretinı üyesi ile öğrenci arasında yaratılmış olan kutuplaşmanın. şimdi de yargıçlar ve avukatlara yansıtılnıasını çok yanlış ve tehlikeli bu\u\oruz" denılen açıklamada. söz konusıı kurumlann hukuk dev letinin teminatı olduğu belirtılerek koalisyon ortaklarının yapay sorunlarla gündemi değiştırmek yerine. halkın temiz toplum özlemlerını gıdermelen ıstendi. Adalet Bakanı Kazan'ın. Türkıve Barolar Birlığinin (TBB) kılık kıyafetle ilgilı genelgesini iptal etmoinin Avukatlık >'asasi'na aykırı bir tutum olduğunu kaydeden Hukukçıı Kadınlar Derneği Başkanı Aydeniz Tuskan. "Duruşmalara A\ukatlık Yasası kapsamı dışında giren nıeslektaşlarımız hakkında. TBB tarafından disiplin ccıası işlemi yapılacaktır" dedi. Türban ile durıişma\a gıren kadın a\ukatların TBB'ye bıldirıleceğini belırten Tuskan. meslekta^larının Avukatlık Yasası'na uyniulan çağnsında bulundu. komisyonda. 7 muhalefet mıllenekilinin karşı o>una karşın DYP ve RP"li 8 millet- vekilinin o\u>ia. Çiller'in \r üce Divan'da yargılanmasınaaerek olmadığına karar ve- rildi. 8 ovun RP^Iı 5 üye ile D\r P'li 3 üye- ve ait olduğu belirtildi. .AJSAP'lılar çekimser Komisvonun yaklaşık 1.5 saat süren top- Iantısından sonra açıklama yapan DSP'li Komi.yvon Başkanı Metin Bostancıoğlu. komisv ondaCiller"ın"görev ini kötiiye kul- landığı" vönündeki görü^ün 5 kabul. 2 çe- kimser oya karşı X ovla reddedildiğini bil- dırdi. Alınan bilgiye göre. muhalefetten ANAP'lı NaimGeyİani ileBahriKibarçe- kimseroy kullandı. Cü'er'in görevini kö- tüye kullandığı konusunda güçlü kanıt bulunmadığını vurgulayan Bostancıoğlu. muhalefete men- sup üyelerin "görevi ihnıal" vö- nündeki görüşünün de iktidar mil- let\ekillerinin oylanyla reddedil- diğini söyledi. RP'den mahcup savunma _ Komisyonda söz alan RP'li üye Ömer \ehbi Hatipoğlu. Çiller'i aklama gerekçelerini. komisvo- nun çalışmastnın yalnızca Çil- ler'in "görevini kötiiye kullanıp kullanmadığının soruşturulması üesınırüounasına"bağladı. Ancak bu göriiş. muhalefete mensup üye- lerce kabul görmedi. Gazetecile- rin.önergenin RP'yeaitolduğunu hatırlatması üzerine komisvonun RP'li üyeleri "Biz kendi kanaati- mize göre oy \eriyoruz" dediler. Toplantı sonrası gazetecilerin sorulannı yanıtlayan HaydarOy- mak ve Mahnıut Erdir. Hatıpoğ- lu'nun gerekçesinin dayanağı ol- madığına dikkat çekerek "Biitiin idari kararlarda. belli bir konuy la ilgili yapılan soruşturmalarda, hem göre\i kötiiye kullanma hem de ihmal suçu olup ülmadığı araş- tırılır. Biz eğer bir rüşvet belgesi bulsaydık o zaman ' Bu bizim gö- rev alanımıza girmiyor. soruştu- ramayı/' mı diyecektik?" göriişü- nü dile getırdıler HaydarOymak. "görevini ihmal ettigi'" sav ıv'la Çil- ler'in Yüce Divan'a gönderilmesi istemıne yer verilen alt komısyon raporundaki bu böliimün de ikti- dar milletvekıllerinin baskısıyla rapordan çıkarıldığını açıkladı. Raporun basına sızmasının ardın- dan. iktidarmilletvekillerınin "ha- berimiz yok" açıklamalanna dık- kat çeken Oymak. "Kimseyi suç- lanıak istemiyorum. ama bu kara- rı engellemek için olayın bazı kişi- leree basına özellikle sı/dırılınış olabileğiaklageliyor"dedi. DSP'lı Erdir de kendisınin denetim kö- kenli olduğuna dikkat çekerek "Karar bövle çıktı, ama Çiller'in yüzde 100 ihnıali vardır. 'Görevi kötüye kullanmıştır" demiyoruz, ama ihnıali kesindir" dedi. İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, İTÜ'nün kazayla ilgili bilirkişi raporunu açıkladı 'Bidis'in uçağmda sabotaj ilitimaÜ yüksek' ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - İstanbul Teknik Ünıversitesi (İTÜI Lçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi. Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis'in ölümüne yol açan uçak kazasıyla ilgili olarak hazırladığı bilirkişi raporunda "sabotaj ihtimalinin gözden ırak tutulnıaması" gerektiğini bildirdi. Raporu açıklayan İşçi Partisi (IP) Genel Başkanı Doğu Perinçek. dönemin Genelkuımay Başkanı Doğan Güreş'in. silah arkadaşının öldürüldüğü sabotajın saptanmasını örtbas ettiğinı savundu. Bitlis'in ölümüyle ilgili tazminat davasına bilirkişi atanan İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi ösretim üyelerınden Prof. Dr Nuri V r üksel. Prof. Dr. Oğuz Borat ve Doç. Dr. Zahit Mecitoğlu tarafından hazırlanan rapor mahkemeye sunuldu. Raporda. Uçağın düşmesinın ardından Kara Havacılık Heyeti ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kaza Kınm ve L'çu^ Emniyet Kurulu tarafından ayn ayn hazırlanan raporlarda dile getinlen uçağın buzlanma nedeniyle düştüğü yolundaki bulgularııı temelsiz olduğu kaydedildi. Raporda özetle şu buiguiara yer verildi: - Bu olayda pilotların kusurlu olduğunu gösterir herhangi bir delile rastlanmamıştır - Nöbetçilerden binsinın nöbet sırasında karşılaştığı parolayı ve işareti bilen pilot bereli şahıs şüphe arzetmesine rağnıen dosyada soruşturmanııı bu doğrultuda derinle^tirildiğine dair bir belge bulunmamaktadır - Motor santrifüj çarkı gıbi bazı parçaların bukınmaması dikkat çekicidir. - Uçağın düşmesine yol açan motor arızasında davalı fimıanın dizayn ve yapım hatası bulunduğuna dair kanıt mevcııt değildir. - Kaza günü öncesindeki gece. hangar civanndakı bir nöbetçı tarafından bildirilen kimliği bilinmeyen kişi ile yukarıda isinılerı zıkredilen motor iç aksamının mahallinde bulunmaınası ve sağlam ve mukavim olan motor zarfının parçalanmamış ve hatta fazla deforme olnıamış göriintüsü karşısında sabotaj ihtimali gözden ırak tutulmamalıdır. Güreş'ın kazanın ardından yaptığı "Düşüş nedeni buzlanma ve pilotaj hatası" açıklamasını anımsatan Perinçek "Doğan Giireş sabotajın saptanmasını önlemiştir. Suç ortağıdır. Suça iştirak etmiştir" dedi. Jandarma Istihbarat ve Terörle Mücadele (JİTEMl binminin kurucularından Binbaşı Ahmet Cem Ersever'ın Bitlis'in öldürülmesinde aktıf görev aldığını savunan Perinçek. "Sabotajda kullanılan Ersever, çok şey bildiği için daha sonra Abdulldh Çatlı'nın da aralannda bulunduğu bir ekip tarafından Başbakanlık Poligonu'nda sorgulandı ve öldürüldii"dedı. Perinçek. Bitlıs'in ABD'nin Kuzey Irak polıtikasının Türkıye'nin çıkarlannın karşısında olduğunu vurgulayan raporlar yazdığını ve bunlan kanıtlarıyla belirttiğini kaydederek. "Bitlis, raporlannda açıkça ABD'yi hedef alıvordu. CIA komplosuy la ortadan kaldınldı. CLA bu ey lemi, kendi elemanlarıyia yapacak değil. Çiller örgütüy le ABD arasındaki ilişkileri biliyorsunuz"dedi. Bitlis'in ölümünden de Çiller'in "Özel Suç Örgütü'nün sorumlu olduğunu öne süren Perinçek. L'ğur Mumcu'y u da CIA'nın öldürttüâünü savundu. DüZYAZI/OKHÂN BİRGİT "Bana dokunmayan yılan bın yaşa- sın" özdeyişi. bizim neme gerekçilik fel- sefemizi en iyi anlatan sözlerimizden- dir. Çoğulculuğun erdemini henüz an- lamadığı çağlarda bu toplumun çocuk- larına. mahalle arasında kavga ya da tartışmaya rastladığı zaman uzaktan yoluna devam etmesi yolundaki öğüt- ler çok sık yinelenirdi. Hükümetin. medya üzerindeki sulta kurma hevesleri, bir ölçüde de olsa top- lumdaki bu kötü alışkanlığından vaz- geçme yolunda adımlar atan yazılı ve görsel basınımızla, onları destekleyen kimi toplumsal örgütleri harekete geçir- meye başladı. 'Geçirdi' sözcüğünü, henüz erken bir zamanlama anlatımı olarak gördüğüm için yukarıdaki cümleyi bilerek 'başla- dı' diye bitirme yolunu seçtim. Bu kadarçık tepki bile, sulta hevesli- lerini tereddüde yöneltmiş olmalı ki RE- FAHYOL hükümetinin iki kanadında hazırlandığı su yüzüne çıkan önlem ta- sarıları bir yana atılarak, bugünkü ge- nel görüşmeden sonra koalisyonun iki partisinin temsilcilerinden oluşan bir ;4<urulun hazırlayacağı yasa teklifinden -?söz edilmeye başlanıldı. O arada, ba- sın kuruluşlarına da bu teklifler için gö- rüş açıklama önerileri götürüleceği an- laşılıyor. Türkiye, 1960 öncesi kapalı ve iki bloklu bir dünyada. henüz kentler ara- Dayanışmayı Unutan Toplumlar... sındaki ulaşımı bile yeterince sağlan- mamış. o yüzden günlük gazete oku- ma olanağına ülke çapında kavuşma- mış, tek kanallı devlet radyosu olan ve o radyonun da 'Vatan Cephesi' söy- lemleri ile emisyon yaptığı bir toplum- du. Ama istanbul'da yayımlanan çeşitli görüşlere sahip beş altı ulusal gazete- de çalışan namuslu gazeteciler. içlerin- den birisine gelen yasak kararına ya da sansür emrine karşı. telefon bağlantı- sıyla hızlı bir güçbirliğini uygulayacak kadar dayanışma içindeydiler. O daya- nışma. dönemin İstanbul Başsavcısı'nı çoğu zaman hareketsiz hale getirir ve sinir küpüne çevırırdi. Hazindir. Bugün aynı binalarda çalı- şan meslektaşlar, ne olup bittiğini. er- tesi sabah kendi gazetelerinin satırları arasından bulup çıkarmaya çalışıyor- lar. Öyle olduğu için de baskı sultası, 1996 dünyasının bu bütün dünya med- yasına saniyesi saniyesine açık tekno- lojisine rağmen arada bir başını kaldı- rıp heveslerini uygulamayı denemeye cesaret edebiliyor. Çok gerilere gitmeye gerek yok. Ar- kadaşım ve meslektaşım Oktay Ekşi, cuma gecesi 'afv'de benim de katıldı- ğım 'Siyaset Meydanı'nda dile getirdi. Ertesi sabah 'Hürriyet'te de yazdı: Başbakan Tansu Çiller, 30 Kasım 1994 günü üç bakanlığa ve Milli Güven- lik Kurulu Genel Sekreterliği, Başba- kanlık Askeri Danışmanlığı ve Basın Ya- yın Genel Müdürlüğü'ne 'gizli' damga- lı bir yazı gönderiyor ve 'bölücü' diye ni- telendirdiği bazı yayın organlarına kar- şı etkin mücadele yöntemlerinin sapta- nıp harekete geçilmesi emrini veriyor. Bu yazıdan iki gün sonra da Özgür Gündem gazetesi bombalanıyor. Düşüncelerine yüzde bin karşı oldu- ğum bir gazetenin bombalanması kar- şısında. benim gibi elli yıllık bir meslek işçisi bugün kendisini sorgulayarak "Sahı ben o gün ne yapmıştım?"dese de. o sırada bir sütun sahibi olmadığı- nı anımsasa da, vicdanı rahat etmeye- cektir. Uzaklara gitmeden söylemeliyim. Bu temmuz ayının ortalarında, Necmettin Erbakan, çiçeği burnunda başbakan iken, bir gece interstartelevizyonunda, bölücü örgüt hükümlülerinin cezaevin- deki koşullar nedeniyle girdikleri ölüm orucu ile ilgili bir belgeselın yayımlan- masını 3984 sayılı yasanın 25. madde- sine dayanarak yazılı emirle durdurdu- ğu zaman kac medya kuruluşu ve kaç cemıyet ya da konsey harekete geç- mişti? Neyse. o bakımdan ben kendi üstü- me düşeni az çok yapmaya kalkmış ve 19 temmuz günkü 'Düzyazı 'yı bu konu- nun eleştirmesine ayırmıştım. • • • Basını susturma girişimini gündeme getiren ve koalisyon hükümetinin iki ka- nadındaki bakanlara da bu konuda ha- zırlık emri veren Erbakan ile Çiller, "ne olursa olmalı, ama llderler yıpranma- malı" ilkesinden kalkarak şimdi, topu partilerinin önde gitmeye meraklı bazı milletvekillerine atmak üzereier. Erba- kan, susma hakkını kullanıp toz duman altında da kalmaya özen gösterirken Tansu Çiller, üstelik bir özgüriük hava- risi kesilmekten de geri kalmıyor. Dün de 'Anadolu Basın Kurultayı'nda ko- nuşmuş ve yeni yasanın nasıl özgür olacağı ve ne ölçüde rekabete dayana- cağı yolunda masallar anlatmış. Bayan Çiller, istanbul'daki basın te- kellerinı kırmak ;çin Anadolu basınını güçlendirecekmiş! Tansu Çiller'in tekel suçlamaları ön- ce bılımsellikten yoksu'n. O gece 'afv'deki açık oturumda da söyledim. Türkiye'de büyük basını elinde tutan en az altı - yedı kuruluş varken tekelden bahsetmenin bilimsel gerçekliğı yok. Onu bir yana bırakıp DYP Genel Baş- kanı'na sormak istiyorum: Gece gündüz şikâyet ettiğiniz o ba- sın kuruluşlarını bugünkü konumlarına getiren teşvik kredilerinin altındaki im- za da sizın degıl mi hanımefendi? Yoksa. tekzip hakkınızı, o kararların altındaki imzanızı inkâr için mi kullan- mak istiyorsunuz? • • • Cuma gecesi 'atv'deki açık oturum- da Ali Kırca'n/n bir sorusunu yanıtlar- ken 1974'teki CHP-MSP hükümetinin Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın birba- hene ile Hürriyet ve Günaydın gazete- lerinin kapatılması için benden destek istediğinide anlatmıştım. Sayın Kazan, yayına telefonla girdi ve bu iddiamı ya- lanlamak istedi. 'Cumhuriyet'teki okuıianm anımsa- yacaklardır: 19 Temmuz 1996 günü bu köşede Erbakan ve yakın çevresinin basın için bestediği düşüncelere geç- mişten örnek vehrken şunları yazmış- tım: "Bir yılı aşan bir hükümet arkadaş- lığı sırasında, o günkü MSP liderinin bir TRT ve Anado'u Ajansı'na hükmetme sevdasını engellemek, bazı gazetelerin yayınlarından hoşfanmadıklan için pun- duna getirip susturmaya çalışmalarını az mı göğüsledim." Bu yazım, o gün bu gün yalanlanma- mıştır Sayın Şevket Kazan. GUNDUZ GOZUYLE MELİH CEVDET ANDAY Devlet İçinde Hangi Devlet? Açık rejime ve temiz yönetime kolay varılamıyor anlaşılan. "Devlet içinde devlet" sözü bunu anlat- mak için bulunmuş olmalı. Bir devlet kuruluyor, onu görüyor, tanıyoruz; a- ma o sırada gizli bir devlet daha kurulmuş, onu gö- remiyoruz, tanıyamıyoruz. Susurluk skandalı dolayısıyla demeç veren Sa- yın Cumhurbaşkanı Demirel, "Devlet temizdir" de- di. insanın aklına o an, "Hangısi?" sorusu geliyor. Şimdiki Yazarlar Sendikası. eski Edebiyatçılar Birliğfnin sürgünüdür. Birzamanlar ben, o birliğin başkanı idim. Yurtdışına gitmek isteyen kimi üye- lerimize çıkış ızni verilmiyordu. Türkiye'nin sürekli bir rejımidir bu. Neden izın vermezler. nasıl vermez- ler? Anlaşılmaz. Sözümona nedenler zamanla de- ğişir. Biz Edebiyatçılar Birliği'nden birkaç yetkili arka- daş. bu rejimı görülmemiş sayarak, Ankara'ya du- rumu Içişleri Bakanı'na şikâyete gittik. O günlerde CHP'Iİ Hıfzı Oğuz Bekata içişleri Bakanı idi. Tanırdım, eski bir dostumdu. Rahmetli Bekata bizi bekletmeden odasına bu- yur etti. Durumu anlattık ve "Kimdirbunlar? Neye dayanarak pasaport vermıyorlar" diye sorduk. Dostum Bekata bir süre duşünceye daldı, son- ra gülümseyerek masasının üstündeki masa lâm- basını gösterdi. - Yeni bakan olmuştum. diye anlatmağa başla- dı, bir gün şu lâmba devrildı, yere düştü, kırıldı. Bir de ne görelim! içinde dinleme cihazı yok mu? Be- nı kim dinler, niçin dinler, hâlâ anlayamamışımdır. O zamanlar bu işler MİT'ten bilinirdi. Oysa bugün çok daha şaşırtıcı olaylarla karşıla- şıyoruz: Susurluk olayımn üstüne üstüne giden Ânavatan Partisi Başkanı Sayın Mesut Yılmaz. evinin dinlendığini açıkladı; oysa bu konuda edin- diği bilgileri MİT'ten aldığını söylemiştı. Şimdi dinleyen kimdi öyleyse? Devlet içindeki devlet boyuna değişiyor mu yok- sa? Biz daha dev/etln ne olduğunu açık seçik anla- yamamışken, onun gizlilerini nasıl tanıyacağız? Gazetemizin dünkü Ekonomi ekinde ünlü "Ban- ker Kastelli" ile bir konuşma yayımlandı; Cevher Özden o konuşmasının bir yerinde şöyle diyordu: "Türkiye 'de bu kadar önemli olaylar oluyor. Baş- bakan konuşmuyor, Başbakan Yardımcısı sırıtıyor. Bu ışler çocuk oyuncağı değil. Mafya-polis-devlet ıç içe geçmış." Bu görünüm karşısında işler tam arapsaçına dönmüş durumdadır. Neden derseniz, bu kez mafya 'nın ne olduğunu. nerde olduğunu öğrenmek zorunda kalacağızdır. Bu ıse devleti anlamaktan daha güçtür. Bakın. gene dünkü gazetemizde Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanı Tun- cay Yılmaz ne diyordu: "Mafya o kadar kolay çökmez. Asıl yöneticıye u- laşmamız çok kolay değil. Çünkü hiyerarşi, affedil- mez müeyyıdelere bağlı. Mafyayı çözmek için üst hiyerarşik noktalanna çıkmamız gerek. O ulaşa- madığımız adam çoğunlukla toplumda saygı du- yulan adamdır." Bir de şu habere bir göz atalım: Erzurum'da bir belediye başkanı, RP'li Muhyet- tin Aksak, "insanımız namaz kılsa enflasyon sıfı- ra iner' demiş. Bunu anlamak. mafyayı anlamaktan daha güç geldi bana. Dışişleri Bakanlığı'ndan ANAP lideri Yılmaz'a tepki 'Haberimizyoktu koruyamadık' ANKARA (Cumhuriyet Biirosu)-Dışişleri Bakanlığı. resmi programım değiştire- rek gıttiğı Budape^te'de sal- dmya uğrayan ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a. resmi makaınlara haber ver- meden Macaristan'a gıtmesı nedeniyle tepki gösterdi. Dı- şişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Onur Öymen. ^ ılmaz'a yapılacak saldırı- dan önceden haberi olduğu yolundaki haberleri yalanla- dı. Öymen. Yılmaz'ın Buda- peşte zıyaretınden Dışişleri Bakanlığı'nın da haberi ol- mamasi nedeniyle koruma onlemı alınanıadığını belır- tirken Türkıye'nin Budapeş- te Büyükelçısi İsmet Birsel de. olayı Onur Öymen'in bıl- gı alnıak için kendisini ara- ması üzerine öğrendığini söyledi. Türkiye. Macaris- tan'dan sanıklann belırlen- mesını istedi. Yılmaz'a yapılan saldın- nın yankıları sürerken Öy- men, saldırıdan önceden ha- berdar olduğu yolundaki ha- berleri yalanladı. Öymen. ^ıılmaz'ın Budapeşte'de ol- duğundan bile haberdar ol- madığını kaydederek "Böyle bir olay olduğuna dair Sayın Yılmaz açıklavana kadar te- yit edici bir biİgi gelmedi Bu- dapeşte'den1 " dedı. Öymen. Dışışlen Bakanlı- ğı'nda gazetecilerin sorulan- nı yanıtlarken de devlet adamlan ve milletvekilleri- nin yurtdışına gittikleri za- man ilgili büyükelçiliklere bılgi verilerek gerekli koru- ma önlemlerının alınmasını istediklerinı anımsattı ve "^'ılmaz'ın .\lmanya ziyare- tinden haberimizvanlıve ge- rekli koruma önlemleri alın- dı. Ancak Budapeşte ziyare- b'nden haberimiz olmadı. Bu nedenlede gerekli önlemlerin alınması için talimat verme- dik~dıvekonuşuı. ANAPy temiz toplum mitingleriyapacak ANKARA (Cumhuriyet Biirosu)-ANAP. 30 kasım cumartesi günü tüm Türki- ye genelinde "temiz top- İum, temiz siyaset. demok- rasiye ve devlete sahip çık- ma" yürüyüşü ve protesto mitingleri gerçekleştıre- cek. ANAP. bu eylem ne- deniyle daha önce Siirt'te yapıîmaM planlanan mer- kez karar yönetim kurulu (MKYK) toplantısını erte- ledi. ANAP Genel Sekreten Yaşar Okuyan. "\erel \ ö- netimlerde Neni Hedefler" toplantısına katılan il ve belediye başkanlarına İç- kale Ötel'de verilen ye- mekte yaptığı konuşmada. "Bu cumartesi günü tüm Tiirkiye'yi yürütmeliyiz" dedı. Yaşar Okuyan. bin il- çe ve 80 ıl merkezınde par- ti örgütlerinin halkı arkası- na alarak mutlaka yürüme- si gerektiğini kaydederken uy gun yürüyüş güzergâhı bulunamamasi durumunda Atatürk anıtlanna doğrıı yiirünmesini önerdi. >'aşar Ökuyaif. İstanbul'da yapı- lacak olan yürüyüş ve mi- tinge Genel Başkan .Mesut Yılmaz'ın da katılmasının planlandığını belirterek "İstanbul'un çevresindeki illerde yürüyüşler sabahın erken saatlerinde gerçek- leştiriisin. Daha sonra İs- tanbul'da öğleden sonra ya- pılacakolan toplannya çev- re illerden de katılım sağ- lansın. Böylece en büyük mitingi İstanbul'dagerçek- leştirelim" dedi. ANAP Genel Sekreteri Yaşar Okuyan. temiz top- lum için başlatılan ımza kampanyasının 7 aralığa kadar uzatıldıâını bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle