Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KASIM 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
KTÜK'te bölgesel
-crgiitlenme
JM ANKARA (AA) -
Dlad\o Televizyon Üst
HCurûlu(RTÜK).
ımnerkezden sonra
ffcölgelerde de
sBrgütlenıyor. RTÜK, yerel
W bölgesel yayınları
îfczlemek amacıyla ilk
raşamada Istanbul ve
• zmir'debölge
müdürlükleri kurmak için
3-aarekete geçti. Bu amaçla
=tüm bölgeler için toplan
*S7 kişilik kadro ısteyen
R T Ü K . İzmir Bölge
î^lüdürlüğü'ne eskı TRT
H a b e r Dairesi Başkanı
Cafer Demıralı atadı.
Bzkaya hakkında
suç duyurusu
^ B İstanbul Haber Servisi -
fstanbul Basın Savcılığı,
«şazetemizde yayımlanan
f-« DYP Şanlı'urfa
Milletvekili Sedat
öucak'ın \ekili olduğunu
swöyleyen Rıfat Özkava'nın
gazetecileri tehdit eden
a^ıklamalarının yer aldığı
haberımizi ihbar kabul
6<derek Şanlıurfa
CT'umhunyet Savcılığı'na
t*uç duyurusunda bulundu.
Gazetemızın bırinci
s.ayfasında dün yayımlanan
~<jazetecıler tnfaz
edılecek' başlığıyla yer
3İan haberde Özk'aya,
S<usurluk'ta meydana gelen
trafik kazasıyla ilgili
pOarak basında çıkan
h.aberlere tepki göstermişti.
CHP gençlik
başkanı seçimi
• ANKARA (ANKA) -
CHP'ninyaklaşık20
yıllık aradan sonra 23
kasımda yapılacak olan ilk
seçimli Gençlik
, fCurultavfnda illerden
fceçilen delegeler
başkanlarını seçecekler.
Selim Sırn Tarcan
Spor Salonu'nda
toplanacak olan
10'uncu Olağan Gençlik
Kurultavı. CHP
geleneğinde önenıli bır
yeri olan Gençlik
Rollan'nı yeniden eski
kimlığıne kav uşturmayı
arnaçlıyor.
Erbakan-Çiller
davası
• ANKARA (AA) -
Başbakan Necmettin
Erbakan'ın. 24 Aralık
1995 milletvekili genel
seçimlerinden önce bazı
televizyon
'kanallanndaki açık
oturumlarda yaptığı
konuşmalarda. kendisini
•"eroin kaçakçısı" olarak
nitelendirerek kişilik
haklanna hakaret ettiği
gerekçesiyle.
Başbakan Yardımcısı ve
Dışışleri Bakanı Tansu
Çiller hakkında açtığı 10
milyar liralık
tazminat davasına de\am
edildi. Ankara 22'nci
Asliye Hukuk
Mahkemesi'nde görülen
davanın dünkü
duruşmasında
fnahkeme hâkımı. davalı
av ukatının ek bılırkişi
faporunu inceleyemediği
gerekçesiyle kısa bir süre
ralep etmesi üzerine
davayı başka bir güne
bıraktı.
SağlJk'taki
atamalar
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-TBMM Plan ve
Bütçe K.omisyonu'nda,
Sağlık Bakanlığı
bürokratlarının
atanmasındaki şaibeler
gartışma konusu oldu. DSP
Aydın Vfillervekili Sema
Pişkinsüt'ün. bürokrat
atamalarında karanlık ve
kirli ilişkilerin
bulunduğunu belirTmesi
üzenne Sağlık Bakanı
Yıldırım Aktuna. bu
konuda "torpil"
yapılmaması için
valiliklere 3 kez uyarı
genelgesı gönderildiğini
bildirdı. Sağlık
Bakanlığfnın 1997 bütçesi
görüşülerek kabul edildi.
ANAP'ın zam
takibi• ANKARA (ANKA) -
ANAP. REFAHYOL
hükümetinin işbaşına
geldiği günden bu yana
çeşitli üriinlere yaptığı
zamlan yakın takibe aldı.
ANAP tarafından düzenli
olarak REFAHYOL
hükümeti döneminde
yapılan zamlar
değerlendirilerek bununla
ılüili rapor hazırlanıyor.
A~NAP'ın son
değerlendirme raporunda.
hükümetın işbaşına
geldiğinden bu yana
yaptığı zamlar günü
gününe izlenerek
deâerlendirilivor.
Milli Savunma Bakanlığı Mumcu soruşturmasını savsaklayan savcıyı 'korudu'
Coşkun'a gizlilik perdesiANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Milli Savunma Bakanlığı, gazete-
mızyazarı UğurMumcu'nunkatle-
dıldiğı bombalı suıkast soruşturma-
sını savsakladığı gerekçesiyle hak-
kında da\a açılan eski DGM Aske-
ri Sa\ cısı Ülkü Coşkun'la ilgili bel-
gelere gizlilik kaydı koydu. Mum-
cu'nun ağabeyı Cejhan Mumcu.
"Yapılan gizü araştırmada. Lğur
Mumcu')u de\letin öldürdüğü >a
da bu cinayetin faillerinin bulunma-
sını de> letin istemediği yolunda bul-
gular mı elde edilmiştir? Davalı ba-
kanlık, Coşkun'u gizlilik kaydı ile
koruyup aklarken neyi sağlamaya
çalışmaktadır?" dedı.
Mumcu'nun eşı Giildal Mumcu.
Mumcu suıkastı için "Bu işi devlet
yapımştır. Siyasi iktidar isterse çö-
zülür" değerlendirmesı yapmasına
karşın. Milli Sa\unma Bakanlı-
ğı'nın hakkında işlem yapmadığı
UlküCoşkun'a. Askeri Yüksek Ida-
re Mahkemesi'nde da\a açmıştı.
Mıllt Savunma Bakanlığfnın. 21
Ekim 1996 tarihinde Başhiıkuk Mü-
şa\ iri Cavit Çalış imzasıyla mahke-
• Mumcu'nun ağabeyi Ceyhan Mumcu, "Yapılan gizü araştırmada, Uğur
Mumcu'>oı devletin öldürdüğü ya da bu cinayetin faillerinin bulunmasını devletin
istemediği yolunda bulgular mı elde edilmiştir? Davalı bakanlık, Coşkun'u gizlilik
kaydı ile koruyup aklarken neyi sağlamaya çaiışmaktadır?" dedi.
meye gönderdiği savunmada. Coş-
kun hakkında soruşrurmava gerek
olmadığı görüşü yinelenerek "dava
konusu işlemin yasal davanağı olan
belgeleri incelemek \e iade edilmek
üzere gizlilik dereceli" gönderdiği
bıldırildı.
Milli Sav unma Bakanlığfnın ya-
zısına karşı görüşünii bildiren Cey-
han Mumcu. idarenin savunmasını
gizlemesine itiraz ettı. Bakanlığın
inceleme \e değerlendirmesınin de
sa\unmasının da gızli yapıldığını
vurgulayan Mumcu. "Budava. Tür-
kiye Cumhuriyeti'nin gmenliğini ve
vüksekçıkarlannı \e\a bunlaria bir-
İikte \abancı de\letleri ilgilendiren
bir dava değildir. Dava savcılık nıa-
kamını işgal eden kişinin göre\ini
sa\sakla\ıp sa\sak)amadığı>la Ugi-
Udir" dedi.
Sa\unmada gizlilik ihtiyaçlannın
\asal dayanaklarının açıklanmadı-
ğını vurgulayan Mumcu. "Kanımız-
ca mahkcmeni/in. gizlilik talebinin
reddi >a da talebin haklı bulunduğu-
na dair ara kararını tarafımıza teb-
üği gerekmektedir. Anılan >asa nıad-
desinde idarenin sa\unmasmı gizli
vapmasına ce\az \eren hiçbir hü-
küm bulunmadığından bu sa\un-
manın tarafımıza gönderilerek ek
savunma >apma hakkımızın saklı
tutulmasını istemektev iz" görüsünü
dile getırdı.
Coşkun'la ılgılı saptamalann\al-
nızca kendı gözlenileri olnıadığını
belınen Mumcu. 19. dönemTBMM
Faili Meçhul Siyasi Cina\etleri
Araştırma Komisyonu'nun "Adeta
ola> ın açıklığa ka\ uşmaması için her
tüıiü ortam hazııianmaktadır" gö-
rüsüne dıkkat çekti. Mumcu. gizli-
lik kdvdının savunma haklarını tü-
müyle ortadan kaldırdığını \urgu-
layarak. "Aleni suçlamalara, somut
yer ve zaman belirtilen iddialara
karşı vapüacak savunma nasıl gizli
olabilir? İddiamızın mahkemenizce
kabul edilmemesi halinde karann
gerekçesi nasıl oluşacaktır? Bütiin
mahkemelerin her tüıiü kararının
gerekçeli olarak yazılacağı kuralı,
nasıl \erine getirilecektir?" dedı.
Mumcu. son günlerde de\let-
matya-siyaset aşırel ılışkilerının
gündeme geldığine işaret ederek di-
lekçeiinı şö\le tamamladı:
"Buortamdabirvazannöldiiriil-
mesinin akla getirdiği ilk ihrimal. bu
cinayeti devlet güvenliğini de tehdit
eden unsurlann işlemiş olabileceği-
dir. Dat alı bakanlık. İ'Ikü Coşkun'u
gizlilik kavdı ile koruvup aklarken,
nevi sağlamava çaiışmaktadır? TB-
MM ve Adalet Bakanlığı adına va-
pılan inceiemelerdesaptanan kusur-
lu davranışlar, L'lkü Coşkun'dan
kav naklanmamış da açıklanması is-
tenmeven başka bir egemen giiciin
miidahale, baskı ve talimatı ile mi
karşılannuştır? Vapılan gizü araştır-
mada. devletin öldürdüğü va da bu
cina\etin failinin bulunmasını dev le-
tin istemediği yolunda bulgular mı
elde edilmiştir? Binle bulgular elde
edilmişse. bunlan hukuk dev letiku-
ralları içinde teşhis, teşhir \e onlar-
la mücadele etmek >erine hükümet
se de\let kurumlannı varalar diye
bu hizmet kusuıianna gözyummak
zonında mıyız? Namus ve onu r bor-
cu içinde olan devlet kunımlan adı-
na. bu cinaveti soruşturnıakla görev-
li olanlann içine düşürüldüğü birza-
af varsa bunu açıkça ortava kov mak
mı doğrudur. voksa adalcti arayan
insanlardan bu gerçekleri gizlemek
mi?Gizliliğin.ortayaçıkan zaaflann
\e bunlan giderecek vaphnmlann
üzerine bir şal ö'rtmenin Türkiye
Cumhuriveti hükümeti \e dev letiile
davalı idareye ne gibi bir >aran do-
kunacaktır?"
'Adil
düzen
kirlilik
düzeni'
A\K\RA (Cumhurivet
Bürosu)-CHP Genel
Sekreten Adnan Keskin.
REFAHYOL hükümetinin
4 a\lık icraatı sonucunda
yolsuzluk batağına
saplandığını belirterek.
"Adil düzenin, kirlüik ve
yolsuzluk düzeni olduğu
ortaya çıkü" dedi. Keskin.
düzenlediği basın
toplantısında, iktidann tüm
becerisinin >alancılık. borç
alıp faiz ödeme. kamu
kaynaklannı haraç-mezat
satma \e aldatmaca
olduğunu söyledi.
Hükümetin olaylann
üzerine gidenleri de
susturmaya çalıştığını
belirten Keskin. şunları
söyledi: "Türkiye
Cumhuriveti. tarihinin en
sinsi hukuk oyunu ve
düzenlemesi ile karşı
karşıyadır. Oyla iktidara
gelen bir iktidar, faşist
yöntemleri devreye sokma
gayreti içine girmiştir.
iktidar, yolsuzluk ve
usulsüzlük konularını
araştırmak için TBMM'de
kurulan komisyonlarda
çoğunluk avantajını
kullanarak. halkın
gerçekleri öğrenme
hakkını engellemektedir.
İktidar terörü ile yılgınlık
yaratmak istiyoriar. Büvük
ortağın lideri, ikridan
sürdürmek için ahlak \e
fazileti unutarak konuyu
kapatma gav reti içindedir.
Siyasi iktidann basını
susturma konusundaki
hevesi kursağında
kalacaktır. TBMM'den
böyle bir düzenleme
geçmeyecektir. TB.M.M,
kendi varhk nedenini inkâr
ederek bu tür
düzenlemelere onay
veremez." Keskin.
demokrası ve hukukun
temel ilkelerine ters düşen
yasa tasanlannı hazırlayan
hükümetin güdümlü bir
basın yaratma çabası
içinde olduğunu da
sözlerine ekledi.
TEDAŞ Komisyonu'nda Çiller'in 'Yüce Divan'a sevki' rapordan çıkarıldı
RP ortâğuu kurtarıyor
Rapor tartışması CHPH
Haydar Chmak'ın kaleme aldığı
alt komisyon raporuna DYP \e
RP'li üyeler, "alt komisyonun
karar alma yetkisi olmadığını"
ileri sürerek itiraz etti. Raporu
hiç görmediğini iddia eden alt
komisyon üyesi Ahmet Uyanık,
Oymak'ın üyeliğinin
düşürülnıesi için Meclis
Başkanlığı'na başvuracağını
açıkladı. Oymak'ın alt
komisyon raporundan "Sonuç"
bölümünü çıkarması üzerine.
rapor görüşbirliği ile üst
komisyona sunuldu.
AN K\R.\ (Cumhurivet Bürosu)
- Koali^yon ortakları RP \e DYP
arasındaki uzlaşma. DYP Genel
Başkanı ve Başbakan Yardımcısı
Tansu Çiller'i Yüce Dıvan yolun-
dan döndürdü. DYP lıden Çiller
hakkında kurulan TBMM TEDAŞ
Soruşturma Komisyonu içinde
oluş-turulan alt komis\onun ön ra-
poru, iktidar ve muhalefet partili
üyeler arasında tartışmaya neden
oİdu. DYP ve RP'li üyelerin itiraz-
ları üzenne CHP'li alt komisyon
üyesi HaydarOymak'ın kaleme al-
dığı rapordan Çiller'in •"YüceCMva-
na sevk" edilmesi istemini içeren
"Sonuç" bölümü çıkarıldı.
Alt komisyon daha sonra 5 üye-
nın imzasıy la raporunu üst komis-
yona sundu.
CHP'li Oymak'ın yanı sıra
DYP'den Ahinet Lyanık. RP'den
İsmail Yıldız. DSP'den Mahmut
Erdir ve ANAP'dan Recep Mız-
rak'ın yeraldığı alt komisvon üve-
leri arasında rapor üzennde uzlaş-
ma sağlanamadı.
Komisyon. rapor yazımı için Oy-
mak'ı ızörevlendirmesine karşın.
DYP'Ii"Ahmet Uyanık ve RP'li
Yıldız kendilerınin "Yüee Divan'a
sevk istemi" yönünde bir görüşleri
olmadığı ve alt komisyonun böy ie
Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller hakkındaki TEDAŞ dosyasının alt komisyon çalışmalan tamamlandı.
komisvon Başkanı Havdar O\mak tarafından yapılan açıklamada basında yayımlanan açıklanıaların
doğruluğunun tartışılması gerektiği. çünkü komisyonun bugün karar aldığını belirtti. (Fotoğraf: AA)
bir karar alamayacagtnı gerekçe
göstererek rapora itiraz etti. Alt ko-
misvonun dünkü değerlendirme
toplantısına gırmeden önce açıkla-
ma yapan \e son derece smırlı ol-
duğu gözlenen Uyanık. komisyo-
nun karar alma yetkisi bulunmadı-
ğını. böyle bir rapordan haberi ol-
madığını belirterek. Oymak'm.
"Meclis soruşturmalanmn gizlilik
ilkesine aykın" hareket ettiği ge-
rekçesiyle üyeliğinin düşürülmesi
için Meclis Başkanlığı'na başvu-
ruda bukınacağını açıkladı.
Ancak habenn ba.sinda veralma-
sı ve iktidar üyelerinın tepkileri
üzerine Oy mak'ın. "\ üce Divan'a
sevk" istemini içeren "Sonuç" bö-
lümünü rapordan çıkardıktan son-
ra üyelere j.unduğu belirlendi. Bu-
nun üzerine Uyanık. Meclis Baş-
kanlığına başvurnıaktan vazgeçtı-
ğini açıklarken. Oymak'ın açıkla-
malanndan da ikna olduöunu söy-
ledi.
Kısa süren toplantıdan sonra
açıklama y apan Oy mak. raporu ba-
sının "kendigirişimleriyle"ediııdı-
ğıni vurgularken. RP'lı Yıldız.
"Ortada oluşmuş bir karar ve ra-
por yok, rapor dcnilen şey yalnızca
ifadelerie ilgili derlemeleri içeriyor'*
dedi. Oymak. gazetecılere raporun
içeriğine ilişkin yanıt vermekten
kaçınırken. "Biz görüşlerimizi üst
komisyona sunacağız. içerik açıkla-
yamavız" demekle yetindi. Rapor-
la ilgili alt komisyonun "nihai ka-
rar" yetkisi olmadığını v urgulayan
Oymak. "Nihai kararı üst komis-
yon verecektir" dedi.
Alt komisyonun raporu daha
sonra Metin Bostancıoğlu başkan-
lığındaki üst komisyonda sörüşül-
dü.
ANAP'tan dokıınuhnazhk kampanyası
ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - ANAP,
milletvekili dokunulmazlığının
sınırlandınlmasına karşı çıkan iktidar
milletvekilleri üzerinde kaınuoyu baskısı
yaratmak için imza kampanyası başlattı.
Millervekili dokunulmazlığının kötü niyetle
kullanılmasının savunulamayacağını bildiren
ANAP Genel Başkanı Mesut V ılmaz.
"Dokunulmazlık dev leti soymak için, yanlış
işler yapmak için verilmedi" dedi.
ANAP Genel Sekreten YaşarOkuyan
imzasıyla partı il ve ılçe örgütlerine
gönderilen genelgede. dokunulmazlıkların
sınırlandırılması için imza kampanya^ı
başlatılnıaM ıstendi. YaşarOkuyan. 1 hatta
sürecek kampanyanın sonunda tüm Türkiye
genelinde toplanacak imzalann TBMM
Başkanlığı'na sunulacağım bildirdı. Okuyan.
bu kampanya süresince kuilamlmak üzere beş
yeni slogan ürettiklerini kaydetti. ANAP'ın
sloganları şunlar.
"Temiz toplum hemen şimdi". "Temiz sivaset
hemen şimdi". "Temizyönetim hemen
şimdi". "Millervekili dokunulmazlığının
sınırlandırılması hemen şimdi". "Hukuk
hemen şimdi". ANAP Genel Başkanı Mesut
\ ılmaz da temiz toplumun ülke yönetimi için
ne kadar yaşamsal önem taşıdığını bugüne
kadar hep vurguladıklarını söyledi. İktidar
partilerınin bu konuda samimi olmadığını
belirten Yılmaz. siyaset ve devletin içine
girdiği pislıkten kurtulması için bazı yasal
düzenlemelergerektiğini ifade etti. ANAP'ın
bu yasa değişiklikleri önerilenni hazırlayarak
TBMM'ye sunduğunu anımsatan Yılmaz.
Meclıs'ın ıse bunlara duyarsız kaldığını
söyledi. TBMM'nin önünde Memunn
Muhakemat Yasası ve İhale Yasası'na kadar
birçok yasa değişikliğı önerisi bulunduğunu
kaydeden Yılmaz. ancak öncelığin
dokunulmazlıklann sınırlandınlmasına
verilmesi üerektiöıni savundu.
IRMIKI AYDIN ENGIN e - mail: engin •" planet.com.tr
Bir nara atmalı. Yürekte bi-
rikmiş öfkeyi dağa taşa ulaş-
tıran, dağlarda taşlarda yan-
kılanan bir nara...
"Ahhh" mı demeli, "Offff"
mu, "Yuhhh" mu?
"Ah" diye haykırsak... Şu
ülkenin bir avuç aşağılık ada-
mın ve kadının cirit attığı bir
çirkef çukuruna dönüşmesi-
ni içimize sindirmek mümkün
değil. içimiz acıyor. "Ahhh"
diye haykırmalı.
"Offf" diye naralanmalı. Sı-
kıntı, öfke boğuyor. Taşların
bağlanıp itlerin başıboş bıra-
kıldığı bir ülkede boğuntu ta-
şınmaz ölçülere ulaştı. Bir
"Offf" çekmeli. Karşıki dağ-
larda yankılanmalı... Bir
"Yuh"çekmeli. Buncapisliği,
bunca alçaklığı tribünde sey-
retmekle yetinen siyaset es-
nafını yuhalamalı.
Birkaç gazeteci de ipin
ucunu bıraksa, işin ardını ko-
valamasa bu iş bitti biter, ka-
Birkaç Gazeteci, Bir Avuç ÖDP'li
pandı kapanır, küileri havaya
savrulur.
• • •
Mehmet Ağar istifa etti.
Sedat Bucak kendi özel
devletinin sınırına ulaştı ve
sırra kadem bastı. Pasapor-
tunda Bucak Cumhuriyeti vi-
zesi bulunmayan kimse artık
bu derebeyine ulaşamaz. Sı-
nırlarda Bucak Cumhuriye-
ti'nin özel ordusu nöbette.
Kuş uçmaz artık oralarda. Eh,
ülkücü tosun Abdullah Çat-
lı ile polis şefi Hüseyin Ko-
cadağ zaten sizlere örnür.
Arada havada uçuşmuş üç
beş ad, üç beş ilişki de ala-
cakaranlığı yırtıp gün ışığı gö-
remedi.
Yani "Susurluk dosyası"nın
kapanması için bütün koşul-
lar olgunlaştı.
Birkaç gazeteci. Inatçılığı
elden bırakmamaya karariı ve
yurtseverliği doğru içeriği ile
kavramış birkaç gazeteci
susmadı henüz. Susurluk
çevresine örülmek istenen
suskunluk duvarlarına koç-
başına dönüşmüş kalemleri
ile saldıran üç beş gazeteci.
Sorularsoran. sorularayanıt-
lar arayan, ulaştıkları yanıtlar-
dan gene sorular çoğaltan bir
avuç gazeteci. Susurluk'un
ardından başlayan ve mes-
lekten olmayanların her an
düşebileceği saptırılmış ha-
ber (desinformation) tuzakla-
rında atlaya sıçraya yol alma-
ya çabalayan bir avuç gaze-
teci.
Türk basını, tarihinin en bü-
yük sınavlarından birini veri-
yor. Ya namussuzlara boyun
eğilecek ya iplikler pazara çı-
karılacak. Bu, inat ve sabır işi.
Türkiye'nin siyasi partileri
tarihlerinin en büyük sınavla-
rından birindeler. Ama sanki
tümü de sınıfta kalma yarışı-
na çıkmış gibi. Her biri yarı-
şın birincisi olmaya layık.
Suskunluk duvarının dibine
çömelmiş, sade suya tirit de-
meçlerle halkı oyalama yarı-
şındalar. Kimi partiler zaten
suç ortağı. Onların çabalarını
anlamak kolay. Kimileri pisli-
ğin üstüne gidecek enerjiyi
yitirmişler. halkayaslanmanın
sağlam güvencesini. bağlan-
dıklan ideolojilerin en temel
ilkelerini hayasızca bir yana
bırakmışlar; demeç muhale-
feti ile fırtınanın geçmesini
bekliyor.
Tek bir parti. Küçücük,
gencecik. yeni kurulmuş bir
parti, Özgürlük ve Dayanış-
ma Partisi bu zorlu sınavda
yarış dışı. ÖDP ders veriyor.
Süpürgelerine sarılmış ÖDP'-
lilerAnkara sokaklannda pis-
liğin üstesinden gelmek için
bir partinin kime ve neye sa-
rılması gerektiğini unutanlara
bir kez daha hatırlatıyor: Hal-
kal.. Yalnız halka! Çalmayan,
çırpmayan, kişisel çıkarını
alınterinden başka kaynak-
larda aramayan yalın insanlar
yığınına.
ÖDP propagandası mı
yaptım?
Sahi mi?
Hele, hele... Bir yoklayın
bakalım belleklerinizi. Susur-
luk'tan bu yana tam on yedi
gün geçti. Pisliğin üstüne
gerçekten kararlı giden ve
pisliğin üstesinden nasıl ge-
linebileceğini gösteren bir
başka parti anımsıyor musu-
nuz?
ÖDP propagandası mı
yaptım? E, peki ne yapacak-
tım?
POLTIİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNIL4YA
Mafya-Aşiret...
Cumhuriyet'ten Ece Temelkuran, Siverek'te
Sedat Bucak'ın vekili Rıfat Özkaya'yla görüştü.
Özkaya, şu sıralar gazeteleri topluyor...
Neden acaba?
Nedeni açık: Sedat Bucak'ın aleyhinde hangi
gazeteler ne yazdı, yazariar ne yorum yaptı...
Özkaya diyor ki:
"Şimdi bütün gazeteleri birıktiriyorum. Zamanı
gelince teker teker infaz edilecekler..."
Yani kimi gazeteciler öldürülecekler...
Türkiye; laik, demokratik bir hukuk devleti mi-
dir yoksa aşiretlerin silahlı gücü elinde tuttuğu bir
göçebe toplumu mudur?
isterseniz bu soruya yanıt vermeden önce DGM
eski başsavcısı MHP'li Nusret Demiral ın Nokta
dergisinde yayımlanan Sedat Bucak'la ilgili görüş-
lerine bakalım:
"Milletvekili (Sedat Bucak) diğer milletvekilleri
gibi değil. PKK'ye bütün camiasıyla karşı koyma-
ya kendisini görevli saymış bir ınsan. Devlet de
karşı çıkıyor ama, oraya sokmamak, devletin ya-
nında birtavırtakınmak durumuyla kendigücü de
vartabii. ötekipolis.. Türkiye'nin yetiştirdiğien bü-
yük özel harekâtçı bir çocuk. Terörle mücadelede
çalıştığ/mız, başansını gördüğümüz bır görevlı-
miz. Insanların şu hareketini kabul edemem. Ara-
nıyorsa (Çatlı) teslim mecburiyetınde. Ama aran-
mıyorsa mesele yok. Yakalanmadı. O zaman onu
kişi olarak değerlendirmek lazım. Üçü bır arada
bunlann. Acaba bırbirlerınden haberleri var mı-
dır? Niçin bir arada bunlar? Yani muhakkak zarar
için mi bir arada, fayda için de bir arada olabılır-
ler. Bunlar hep soru. Bunların cevabmı biz vere-
meyiz. Cumhuriyet savcılığı araştıracak, bırsonu-
ca varacak"
Bucak ailesinin vekili Özkaya başka neler söy-
lüyor:
"Yahu, şu medyanınyaptığına bakın. PKK'yı Ur-
fa 'ya sokmayan adama bu yapılır mı? Yok yanın-
da Abdullah Çatlı var mı? Abdullah Öcalan ol-
sa daha iyi miydi?"
Eski DGM Savcısı. Bucak ailesinin vekili, Baş-
bakan Yardımcısı hemen hemen aynı tümceleri yi-
neliyorlar:
"Sedat Bucak bir kahramandır..."
İyi de otomobılde bulunan silahlar, susturucu-
lar, dinleme aygıtlan neyin nesidir?
• • •
Sedat Bucak'ın vekili Özkaya, hangi gazeteci-
leri infaz edeceklerini açıklamıyor. ama Hümyet'ın
manşeti bu konuda bizlere ipucu veriyor:
"Ölüm timinin hedefi Uğur Dündar'd/..."
Hürriyet'in haberinegöre 'Ölüm Timi' Uğur Dün-
dar'la biriikte kimi gazetecileri de öldürecekti...
Acaba Uğur'un dışındaki bu gazeteciler kim-
lerdir?
Elbette bu sorunun yanıtını biz verecek değiliz.
Ancak Bucak ailesinin vekili bu konuda bildikle-
rini açıklamalıdır.
Ortada bir iddia var. Bu iddia, kumarhaneler kra-
lı olarak bilınen Ömer Lütfü Topal'ı KalaşnikoflarT
latarayarak öldüren üç polisin itirafları...
Ercan Ersoy, Ayhan Çakın ve Ömer Kaplan,
Topal cinayetinden sonra ne demişlerdir? Bu üç
polis Sedat Bucak'ın daha sonra koruması olma-
mışlar mıdır?
Rıfat Özkaya'nın 'gazetecileri infaz edecekle-
r/'ni arkadaşımız Ece Temelkuran'a açıklaması,
Hürriyet'in dünkü haberi, olayın vahşetini apaçık
ortaya koyuyor...
Bu arada Özkaya diyor ki:
"Yok Abdullah Çatlı neden Türk bayrağına sa-
rılmış. Yıllardırmilletine, devletine hizmet eden in-
sanı Rus bayrağına mı yoksa Amerikan bayrağına
mı saracaklardı?"
Aynı sözleri ülkücü mafya da söylemedi mi? Hat-
ta bir milletvekili "Behice Boran da Türk bayrağı-
na sarıldı, ne var bunda" demedi mi?
• • •
Günlerdiryazılanları okuyor. televizyon haberle-
rinde olup bitenleri izliyorum...
Sedat Bucak ve Abdullah Çatlı neredeyse bir
kahraman!..
Sedat Bey, PKK ile savaşıyor, Çatlı vatanı ve mil-
leti için 'çok gizli' işler yapıyor...
Birden 12 Eylül 1980 öncesini anımsıyor: 1980
ve 1990 sonrasına bakıyorum...
Abdi İpekçi'den Doğan Öz'e: Ümit Doğa-
nay'dan Cavit Orhan Tütengil'e; Uğur Mum-
cu'dan Muammer Aksoy'a; Medet Serhat'tan
Musa Anter'e dek sayıları 600'ü aşan faili meçhul
cinayetin niçin aydınlatılmadığını düşünüyorum...
Ve soruyorum:
"Türkiye, laik, demokratik bir hukuk devleti mi
yoksa aşiret devleti mi?"
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planet.com. TR
TBMM
Bütçede küfiir
tartışiîiası
ANK.ARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlı-
ğı "nın bütçe görüşmeleri
sırasında Plan \e Bütçe
Komisyonu'nda yer alan
iktidar milletvekilleri ken-
di seçımbölgelerine SSK-
bağlı hastane istediler.
ANAP Lşak Milletvekili
Yıldırım Aktürk, "İpin u-
cu puştun elinegeçmiş" di-
yen Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Necati
Çelik'e "İpin ucu kimlerin
elinde" diye sordu.
Çelik, yapılan çalişma-
lar hakkında bilgi verdi.
I997 yılı bütçe yasa tasa-
rısından binde l .2 oranın-
da pay alan Çalışma Ba-
kanlıfirnaaynlan 7trilyon
792 milyar 900 milyon li-
ralık ödeneğin arttınlma-
sını ısteyen Çelik..Sosyal
Sigortalar Yasası'nda de-
ğişiklik öngören tasannın
1 yıllık getirısinin net
129.9 trilyon lira. Bağ-
Kur'la ilgili tasanların ya-
salaşması durumunda da
yıllık net getirisinın 36.8
tnlyon lıra olacağını ileri
sürdü.
Komisyonda söz alan
ANAP l/şak Milletvekili
•^'ıldınm Aktürk. Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Baka-
nı Çelikin "İpin ucu kaç-
nıakla kalmanıış. ipin ucu
puştun eline geçmiş" söz-
lenni anımsatarak, "İpin
ucu kimlerin elinde? Daha
açık ele alsak yaraıiı ola-
cak" dedı. Aktürk. "ipin
ucu" kavramı nedenıyle
Hazine'nin sosyal güven-
lik kuruluşlannı pcmpala-
may a dev am edeceğini be-
lirterek "Kimin eli kimin
cebinde? Önce bunun ka-
ba hesabını yapalım. On-
dan sonra toplumsal uzlaş-
maya gidelim. Ciddi bir
mali analiz yapılmah" di-
ye konuştu.