14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KASIM 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER KTÜK'te bölgesel -crgiitlenme JM ANKARA (AA) - Dlad\o Televizyon Üst HCurûlu(RTÜK). ımnerkezden sonra ffcölgelerde de sBrgütlenıyor. RTÜK, yerel W bölgesel yayınları îfczlemek amacıyla ilk raşamada Istanbul ve • zmir'debölge müdürlükleri kurmak için 3-aarekete geçti. Bu amaçla =tüm bölgeler için toplan *S7 kişilik kadro ısteyen R T Ü K . İzmir Bölge î^lüdürlüğü'ne eskı TRT H a b e r Dairesi Başkanı Cafer Demıralı atadı. Bzkaya hakkında suç duyurusu ^ B İstanbul Haber Servisi - fstanbul Basın Savcılığı, «şazetemizde yayımlanan f-« DYP Şanlı'urfa Milletvekili Sedat öucak'ın \ekili olduğunu swöyleyen Rıfat Özkava'nın gazetecileri tehdit eden a^ıklamalarının yer aldığı haberımizi ihbar kabul 6<derek Şanlıurfa CT'umhunyet Savcılığı'na t*uç duyurusunda bulundu. Gazetemızın bırinci s.ayfasında dün yayımlanan ~<jazetecıler tnfaz edılecek' başlığıyla yer 3İan haberde Özk'aya, S<usurluk'ta meydana gelen trafik kazasıyla ilgili pOarak basında çıkan h.aberlere tepki göstermişti. CHP gençlik başkanı seçimi • ANKARA (ANKA) - CHP'ninyaklaşık20 yıllık aradan sonra 23 kasımda yapılacak olan ilk seçimli Gençlik , fCurultavfnda illerden fceçilen delegeler başkanlarını seçecekler. Selim Sırn Tarcan Spor Salonu'nda toplanacak olan 10'uncu Olağan Gençlik Kurultavı. CHP geleneğinde önenıli bır yeri olan Gençlik Rollan'nı yeniden eski kimlığıne kav uşturmayı arnaçlıyor. Erbakan-Çiller davası • ANKARA (AA) - Başbakan Necmettin Erbakan'ın. 24 Aralık 1995 milletvekili genel seçimlerinden önce bazı televizyon 'kanallanndaki açık oturumlarda yaptığı konuşmalarda. kendisini •"eroin kaçakçısı" olarak nitelendirerek kişilik haklanna hakaret ettiği gerekçesiyle. Başbakan Yardımcısı ve Dışışleri Bakanı Tansu Çiller hakkında açtığı 10 milyar liralık tazminat davasına de\am edildi. Ankara 22'nci Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davanın dünkü duruşmasında fnahkeme hâkımı. davalı av ukatının ek bılırkişi faporunu inceleyemediği gerekçesiyle kısa bir süre ralep etmesi üzerine davayı başka bir güne bıraktı. SağlJk'taki atamalar • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMM Plan ve Bütçe K.omisyonu'nda, Sağlık Bakanlığı bürokratlarının atanmasındaki şaibeler gartışma konusu oldu. DSP Aydın Vfillervekili Sema Pişkinsüt'ün. bürokrat atamalarında karanlık ve kirli ilişkilerin bulunduğunu belirTmesi üzenne Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna. bu konuda "torpil" yapılmaması için valiliklere 3 kez uyarı genelgesı gönderildiğini bildirdı. Sağlık Bakanlığfnın 1997 bütçesi görüşülerek kabul edildi. ANAP'ın zam takibi• ANKARA (ANKA) - ANAP. REFAHYOL hükümetinin işbaşına geldiği günden bu yana çeşitli üriinlere yaptığı zamlan yakın takibe aldı. ANAP tarafından düzenli olarak REFAHYOL hükümeti döneminde yapılan zamlar değerlendirilerek bununla ılüili rapor hazırlanıyor. A~NAP'ın son değerlendirme raporunda. hükümetın işbaşına geldiğinden bu yana yaptığı zamlar günü gününe izlenerek deâerlendirilivor. Milli Savunma Bakanlığı Mumcu soruşturmasını savsaklayan savcıyı 'korudu' Coşkun'a gizlilik perdesiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Savunma Bakanlığı, gazete- mızyazarı UğurMumcu'nunkatle- dıldiğı bombalı suıkast soruşturma- sını savsakladığı gerekçesiyle hak- kında da\a açılan eski DGM Aske- ri Sa\ cısı Ülkü Coşkun'la ilgili bel- gelere gizlilik kaydı koydu. Mum- cu'nun ağabeyı Cejhan Mumcu. "Yapılan gizü araştırmada. Lğur Mumcu')u de\letin öldürdüğü >a da bu cinayetin faillerinin bulunma- sını de> letin istemediği yolunda bul- gular mı elde edilmiştir? Davalı ba- kanlık, Coşkun'u gizlilik kaydı ile koruyup aklarken neyi sağlamaya çalışmaktadır?" dedı. Mumcu'nun eşı Giildal Mumcu. Mumcu suıkastı için "Bu işi devlet yapımştır. Siyasi iktidar isterse çö- zülür" değerlendirmesı yapmasına karşın. Milli Sa\unma Bakanlı- ğı'nın hakkında işlem yapmadığı UlküCoşkun'a. Askeri Yüksek Ida- re Mahkemesi'nde da\a açmıştı. Mıllt Savunma Bakanlığfnın. 21 Ekim 1996 tarihinde Başhiıkuk Mü- şa\ iri Cavit Çalış imzasıyla mahke- • Mumcu'nun ağabeyi Ceyhan Mumcu, "Yapılan gizü araştırmada, Uğur Mumcu'>oı devletin öldürdüğü ya da bu cinayetin faillerinin bulunmasını devletin istemediği yolunda bulgular mı elde edilmiştir? Davalı bakanlık, Coşkun'u gizlilik kaydı ile koruyup aklarken neyi sağlamaya çaiışmaktadır?" dedi. meye gönderdiği savunmada. Coş- kun hakkında soruşrurmava gerek olmadığı görüşü yinelenerek "dava konusu işlemin yasal davanağı olan belgeleri incelemek \e iade edilmek üzere gizlilik dereceli" gönderdiği bıldırildı. Milli Sav unma Bakanlığfnın ya- zısına karşı görüşünii bildiren Cey- han Mumcu. idarenin savunmasını gizlemesine itiraz ettı. Bakanlığın inceleme \e değerlendirmesınin de sa\unmasının da gızli yapıldığını vurgulayan Mumcu. "Budava. Tür- kiye Cumhuriyeti'nin gmenliğini ve vüksekçıkarlannı \e\a bunlaria bir- İikte \abancı de\letleri ilgilendiren bir dava değildir. Dava savcılık nıa- kamını işgal eden kişinin göre\ini sa\sakla\ıp sa\sak)amadığı>la Ugi- Udir" dedi. Sa\unmada gizlilik ihtiyaçlannın \asal dayanaklarının açıklanmadı- ğını vurgulayan Mumcu. "Kanımız- ca mahkcmeni/in. gizlilik talebinin reddi >a da talebin haklı bulunduğu- na dair ara kararını tarafımıza teb- üği gerekmektedir. Anılan >asa nıad- desinde idarenin sa\unmasmı gizli vapmasına ce\az \eren hiçbir hü- küm bulunmadığından bu sa\un- manın tarafımıza gönderilerek ek savunma >apma hakkımızın saklı tutulmasını istemektev iz" görüsünü dile getırdı. Coşkun'la ılgılı saptamalann\al- nızca kendı gözlenileri olnıadığını belınen Mumcu. 19. dönemTBMM Faili Meçhul Siyasi Cina\etleri Araştırma Komisyonu'nun "Adeta ola> ın açıklığa ka\ uşmaması için her tüıiü ortam hazııianmaktadır" gö- rüsüne dıkkat çekti. Mumcu. gizli- lik kdvdının savunma haklarını tü- müyle ortadan kaldırdığını \urgu- layarak. "Aleni suçlamalara, somut yer ve zaman belirtilen iddialara karşı vapüacak savunma nasıl gizli olabilir? İddiamızın mahkemenizce kabul edilmemesi halinde karann gerekçesi nasıl oluşacaktır? Bütiin mahkemelerin her tüıiü kararının gerekçeli olarak yazılacağı kuralı, nasıl \erine getirilecektir?" dedı. Mumcu. son günlerde de\let- matya-siyaset aşırel ılışkilerının gündeme geldığine işaret ederek di- lekçeiinı şö\le tamamladı: "Buortamdabirvazannöldiiriil- mesinin akla getirdiği ilk ihrimal. bu cinayeti devlet güvenliğini de tehdit eden unsurlann işlemiş olabileceği- dir. Dat alı bakanlık. İ'Ikü Coşkun'u gizlilik kavdı ile koruvup aklarken, nevi sağlamava çaiışmaktadır? TB- MM ve Adalet Bakanlığı adına va- pılan inceiemelerdesaptanan kusur- lu davranışlar, L'lkü Coşkun'dan kav naklanmamış da açıklanması is- tenmeven başka bir egemen giiciin miidahale, baskı ve talimatı ile mi karşılannuştır? Vapılan gizü araştır- mada. devletin öldürdüğü va da bu cina\etin failinin bulunmasını dev le- tin istemediği yolunda bulgular mı elde edilmiştir? Binle bulgular elde edilmişse. bunlan hukuk dev letiku- ralları içinde teşhis, teşhir \e onlar- la mücadele etmek >erine hükümet se de\let kurumlannı varalar diye bu hizmet kusuıianna gözyummak zonında mıyız? Namus ve onu r bor- cu içinde olan devlet kunımlan adı- na. bu cinaveti soruşturnıakla görev- li olanlann içine düşürüldüğü birza- af varsa bunu açıkça ortava kov mak mı doğrudur. voksa adalcti arayan insanlardan bu gerçekleri gizlemek mi?Gizliliğin.ortayaçıkan zaaflann \e bunlan giderecek vaphnmlann üzerine bir şal ö'rtmenin Türkiye Cumhuriveti hükümeti \e dev letiile davalı idareye ne gibi bir >aran do- kunacaktır?" 'Adil düzen kirlilik düzeni' A\K\RA (Cumhurivet Bürosu)-CHP Genel Sekreten Adnan Keskin. REFAHYOL hükümetinin 4 a\lık icraatı sonucunda yolsuzluk batağına saplandığını belirterek. "Adil düzenin, kirlüik ve yolsuzluk düzeni olduğu ortaya çıkü" dedi. Keskin. düzenlediği basın toplantısında, iktidann tüm becerisinin >alancılık. borç alıp faiz ödeme. kamu kaynaklannı haraç-mezat satma \e aldatmaca olduğunu söyledi. Hükümetin olaylann üzerine gidenleri de susturmaya çalıştığını belirten Keskin. şunları söyledi: "Türkiye Cumhuriveti. tarihinin en sinsi hukuk oyunu ve düzenlemesi ile karşı karşıyadır. Oyla iktidara gelen bir iktidar, faşist yöntemleri devreye sokma gayreti içine girmiştir. iktidar, yolsuzluk ve usulsüzlük konularını araştırmak için TBMM'de kurulan komisyonlarda çoğunluk avantajını kullanarak. halkın gerçekleri öğrenme hakkını engellemektedir. İktidar terörü ile yılgınlık yaratmak istiyoriar. Büvük ortağın lideri, ikridan sürdürmek için ahlak \e fazileti unutarak konuyu kapatma gav reti içindedir. Siyasi iktidann basını susturma konusundaki hevesi kursağında kalacaktır. TBMM'den böyle bir düzenleme geçmeyecektir. TB.M.M, kendi varhk nedenini inkâr ederek bu tür düzenlemelere onay veremez." Keskin. demokrası ve hukukun temel ilkelerine ters düşen yasa tasanlannı hazırlayan hükümetin güdümlü bir basın yaratma çabası içinde olduğunu da sözlerine ekledi. TEDAŞ Komisyonu'nda Çiller'in 'Yüce Divan'a sevki' rapordan çıkarıldı RP ortâğuu kurtarıyor Rapor tartışması CHPH Haydar Chmak'ın kaleme aldığı alt komisyon raporuna DYP \e RP'li üyeler, "alt komisyonun karar alma yetkisi olmadığını" ileri sürerek itiraz etti. Raporu hiç görmediğini iddia eden alt komisyon üyesi Ahmet Uyanık, Oymak'ın üyeliğinin düşürülnıesi için Meclis Başkanlığı'na başvuracağını açıkladı. Oymak'ın alt komisyon raporundan "Sonuç" bölümünü çıkarması üzerine. rapor görüşbirliği ile üst komisyona sunuldu. AN K\R.\ (Cumhurivet Bürosu) - Koali^yon ortakları RP \e DYP arasındaki uzlaşma. DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'i Yüce Dıvan yolun- dan döndürdü. DYP lıden Çiller hakkında kurulan TBMM TEDAŞ Soruşturma Komisyonu içinde oluş-turulan alt komis\onun ön ra- poru, iktidar ve muhalefet partili üyeler arasında tartışmaya neden oİdu. DYP ve RP'li üyelerin itiraz- ları üzenne CHP'li alt komisyon üyesi HaydarOymak'ın kaleme al- dığı rapordan Çiller'in •"YüceCMva- na sevk" edilmesi istemini içeren "Sonuç" bölümü çıkarıldı. Alt komisyon daha sonra 5 üye- nın imzasıy la raporunu üst komis- yona sundu. CHP'li Oymak'ın yanı sıra DYP'den Ahinet Lyanık. RP'den İsmail Yıldız. DSP'den Mahmut Erdir ve ANAP'dan Recep Mız- rak'ın yeraldığı alt komisvon üve- leri arasında rapor üzennde uzlaş- ma sağlanamadı. Komisyon. rapor yazımı için Oy- mak'ı ızörevlendirmesine karşın. DYP'Ii"Ahmet Uyanık ve RP'li Yıldız kendilerınin "Yüee Divan'a sevk istemi" yönünde bir görüşleri olmadığı ve alt komisyonun böy ie Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller hakkındaki TEDAŞ dosyasının alt komisyon çalışmalan tamamlandı. komisvon Başkanı Havdar O\mak tarafından yapılan açıklamada basında yayımlanan açıklanıaların doğruluğunun tartışılması gerektiği. çünkü komisyonun bugün karar aldığını belirtti. (Fotoğraf: AA) bir karar alamayacagtnı gerekçe göstererek rapora itiraz etti. Alt ko- misvonun dünkü değerlendirme toplantısına gırmeden önce açıkla- ma yapan \e son derece smırlı ol- duğu gözlenen Uyanık. komisyo- nun karar alma yetkisi bulunmadı- ğını. böyle bir rapordan haberi ol- madığını belirterek. Oymak'm. "Meclis soruşturmalanmn gizlilik ilkesine aykın" hareket ettiği ge- rekçesiyle üyeliğinin düşürülmesi için Meclis Başkanlığı'na başvu- ruda bukınacağını açıkladı. Ancak habenn ba.sinda veralma- sı ve iktidar üyelerinın tepkileri üzerine Oy mak'ın. "\ üce Divan'a sevk" istemini içeren "Sonuç" bö- lümünü rapordan çıkardıktan son- ra üyelere j.unduğu belirlendi. Bu- nun üzerine Uyanık. Meclis Baş- kanlığına başvurnıaktan vazgeçtı- ğini açıklarken. Oymak'ın açıkla- malanndan da ikna olduöunu söy- ledi. Kısa süren toplantıdan sonra açıklama y apan Oy mak. raporu ba- sının "kendigirişimleriyle"ediııdı- ğıni vurgularken. RP'lı Yıldız. "Ortada oluşmuş bir karar ve ra- por yok, rapor dcnilen şey yalnızca ifadelerie ilgili derlemeleri içeriyor'* dedi. Oymak. gazetecılere raporun içeriğine ilişkin yanıt vermekten kaçınırken. "Biz görüşlerimizi üst komisyona sunacağız. içerik açıkla- yamavız" demekle yetindi. Rapor- la ilgili alt komisyonun "nihai ka- rar" yetkisi olmadığını v urgulayan Oymak. "Nihai kararı üst komis- yon verecektir" dedi. Alt komisyonun raporu daha sonra Metin Bostancıoğlu başkan- lığındaki üst komisyonda sörüşül- dü. ANAP'tan dokıınuhnazhk kampanyası ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - ANAP, milletvekili dokunulmazlığının sınırlandınlmasına karşı çıkan iktidar milletvekilleri üzerinde kaınuoyu baskısı yaratmak için imza kampanyası başlattı. Millervekili dokunulmazlığının kötü niyetle kullanılmasının savunulamayacağını bildiren ANAP Genel Başkanı Mesut V ılmaz. "Dokunulmazlık dev leti soymak için, yanlış işler yapmak için verilmedi" dedi. ANAP Genel Sekreten YaşarOkuyan imzasıyla partı il ve ılçe örgütlerine gönderilen genelgede. dokunulmazlıkların sınırlandırılması için imza kampanya^ı başlatılnıaM ıstendi. YaşarOkuyan. 1 hatta sürecek kampanyanın sonunda tüm Türkiye genelinde toplanacak imzalann TBMM Başkanlığı'na sunulacağım bildirdı. Okuyan. bu kampanya süresince kuilamlmak üzere beş yeni slogan ürettiklerini kaydetti. ANAP'ın sloganları şunlar. "Temiz toplum hemen şimdi". "Temiz sivaset hemen şimdi". "Temizyönetim hemen şimdi". "Millervekili dokunulmazlığının sınırlandırılması hemen şimdi". "Hukuk hemen şimdi". ANAP Genel Başkanı Mesut \ ılmaz da temiz toplumun ülke yönetimi için ne kadar yaşamsal önem taşıdığını bugüne kadar hep vurguladıklarını söyledi. İktidar partilerınin bu konuda samimi olmadığını belirten Yılmaz. siyaset ve devletin içine girdiği pislıkten kurtulması için bazı yasal düzenlemelergerektiğini ifade etti. ANAP'ın bu yasa değişiklikleri önerilenni hazırlayarak TBMM'ye sunduğunu anımsatan Yılmaz. Meclıs'ın ıse bunlara duyarsız kaldığını söyledi. TBMM'nin önünde Memunn Muhakemat Yasası ve İhale Yasası'na kadar birçok yasa değişikliğı önerisi bulunduğunu kaydeden Yılmaz. ancak öncelığin dokunulmazlıklann sınırlandınlmasına verilmesi üerektiöıni savundu. IRMIKI AYDIN ENGIN e - mail: engin •" planet.com.tr Bir nara atmalı. Yürekte bi- rikmiş öfkeyi dağa taşa ulaş- tıran, dağlarda taşlarda yan- kılanan bir nara... "Ahhh" mı demeli, "Offff" mu, "Yuhhh" mu? "Ah" diye haykırsak... Şu ülkenin bir avuç aşağılık ada- mın ve kadının cirit attığı bir çirkef çukuruna dönüşmesi- ni içimize sindirmek mümkün değil. içimiz acıyor. "Ahhh" diye haykırmalı. "Offf" diye naralanmalı. Sı- kıntı, öfke boğuyor. Taşların bağlanıp itlerin başıboş bıra- kıldığı bir ülkede boğuntu ta- şınmaz ölçülere ulaştı. Bir "Offf" çekmeli. Karşıki dağ- larda yankılanmalı... Bir "Yuh"çekmeli. Buncapisliği, bunca alçaklığı tribünde sey- retmekle yetinen siyaset es- nafını yuhalamalı. Birkaç gazeteci de ipin ucunu bıraksa, işin ardını ko- valamasa bu iş bitti biter, ka- Birkaç Gazeteci, Bir Avuç ÖDP'li pandı kapanır, küileri havaya savrulur. • • • Mehmet Ağar istifa etti. Sedat Bucak kendi özel devletinin sınırına ulaştı ve sırra kadem bastı. Pasapor- tunda Bucak Cumhuriyeti vi- zesi bulunmayan kimse artık bu derebeyine ulaşamaz. Sı- nırlarda Bucak Cumhuriye- ti'nin özel ordusu nöbette. Kuş uçmaz artık oralarda. Eh, ülkücü tosun Abdullah Çat- lı ile polis şefi Hüseyin Ko- cadağ zaten sizlere örnür. Arada havada uçuşmuş üç beş ad, üç beş ilişki de ala- cakaranlığı yırtıp gün ışığı gö- remedi. Yani "Susurluk dosyası"nın kapanması için bütün koşul- lar olgunlaştı. Birkaç gazeteci. Inatçılığı elden bırakmamaya karariı ve yurtseverliği doğru içeriği ile kavramış birkaç gazeteci susmadı henüz. Susurluk çevresine örülmek istenen suskunluk duvarlarına koç- başına dönüşmüş kalemleri ile saldıran üç beş gazeteci. Sorularsoran. sorularayanıt- lar arayan, ulaştıkları yanıtlar- dan gene sorular çoğaltan bir avuç gazeteci. Susurluk'un ardından başlayan ve mes- lekten olmayanların her an düşebileceği saptırılmış ha- ber (desinformation) tuzakla- rında atlaya sıçraya yol alma- ya çabalayan bir avuç gaze- teci. Türk basını, tarihinin en bü- yük sınavlarından birini veri- yor. Ya namussuzlara boyun eğilecek ya iplikler pazara çı- karılacak. Bu, inat ve sabır işi. Türkiye'nin siyasi partileri tarihlerinin en büyük sınavla- rından birindeler. Ama sanki tümü de sınıfta kalma yarışı- na çıkmış gibi. Her biri yarı- şın birincisi olmaya layık. Suskunluk duvarının dibine çömelmiş, sade suya tirit de- meçlerle halkı oyalama yarı- şındalar. Kimi partiler zaten suç ortağı. Onların çabalarını anlamak kolay. Kimileri pisli- ğin üstüne gidecek enerjiyi yitirmişler. halkayaslanmanın sağlam güvencesini. bağlan- dıklan ideolojilerin en temel ilkelerini hayasızca bir yana bırakmışlar; demeç muhale- feti ile fırtınanın geçmesini bekliyor. Tek bir parti. Küçücük, gencecik. yeni kurulmuş bir parti, Özgürlük ve Dayanış- ma Partisi bu zorlu sınavda yarış dışı. ÖDP ders veriyor. Süpürgelerine sarılmış ÖDP'- lilerAnkara sokaklannda pis- liğin üstesinden gelmek için bir partinin kime ve neye sa- rılması gerektiğini unutanlara bir kez daha hatırlatıyor: Hal- kal.. Yalnız halka! Çalmayan, çırpmayan, kişisel çıkarını alınterinden başka kaynak- larda aramayan yalın insanlar yığınına. ÖDP propagandası mı yaptım? Sahi mi? Hele, hele... Bir yoklayın bakalım belleklerinizi. Susur- luk'tan bu yana tam on yedi gün geçti. Pisliğin üstüne gerçekten kararlı giden ve pisliğin üstesinden nasıl ge- linebileceğini gösteren bir başka parti anımsıyor musu- nuz? ÖDP propagandası mı yaptım? E, peki ne yapacak- tım? POLTIİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNIL4YA Mafya-Aşiret... Cumhuriyet'ten Ece Temelkuran, Siverek'te Sedat Bucak'ın vekili Rıfat Özkaya'yla görüştü. Özkaya, şu sıralar gazeteleri topluyor... Neden acaba? Nedeni açık: Sedat Bucak'ın aleyhinde hangi gazeteler ne yazdı, yazariar ne yorum yaptı... Özkaya diyor ki: "Şimdi bütün gazeteleri birıktiriyorum. Zamanı gelince teker teker infaz edilecekler..." Yani kimi gazeteciler öldürülecekler... Türkiye; laik, demokratik bir hukuk devleti mi- dir yoksa aşiretlerin silahlı gücü elinde tuttuğu bir göçebe toplumu mudur? isterseniz bu soruya yanıt vermeden önce DGM eski başsavcısı MHP'li Nusret Demiral ın Nokta dergisinde yayımlanan Sedat Bucak'la ilgili görüş- lerine bakalım: "Milletvekili (Sedat Bucak) diğer milletvekilleri gibi değil. PKK'ye bütün camiasıyla karşı koyma- ya kendisini görevli saymış bir ınsan. Devlet de karşı çıkıyor ama, oraya sokmamak, devletin ya- nında birtavırtakınmak durumuyla kendigücü de vartabii. ötekipolis.. Türkiye'nin yetiştirdiğien bü- yük özel harekâtçı bir çocuk. Terörle mücadelede çalıştığ/mız, başansını gördüğümüz bır görevlı- miz. Insanların şu hareketini kabul edemem. Ara- nıyorsa (Çatlı) teslim mecburiyetınde. Ama aran- mıyorsa mesele yok. Yakalanmadı. O zaman onu kişi olarak değerlendirmek lazım. Üçü bır arada bunlann. Acaba bırbirlerınden haberleri var mı- dır? Niçin bir arada bunlar? Yani muhakkak zarar için mi bir arada, fayda için de bir arada olabılır- ler. Bunlar hep soru. Bunların cevabmı biz vere- meyiz. Cumhuriyet savcılığı araştıracak, bırsonu- ca varacak" Bucak ailesinin vekili Özkaya başka neler söy- lüyor: "Yahu, şu medyanınyaptığına bakın. PKK'yı Ur- fa 'ya sokmayan adama bu yapılır mı? Yok yanın- da Abdullah Çatlı var mı? Abdullah Öcalan ol- sa daha iyi miydi?" Eski DGM Savcısı. Bucak ailesinin vekili, Baş- bakan Yardımcısı hemen hemen aynı tümceleri yi- neliyorlar: "Sedat Bucak bir kahramandır..." İyi de otomobılde bulunan silahlar, susturucu- lar, dinleme aygıtlan neyin nesidir? • • • Sedat Bucak'ın vekili Özkaya, hangi gazeteci- leri infaz edeceklerini açıklamıyor. ama Hümyet'ın manşeti bu konuda bizlere ipucu veriyor: "Ölüm timinin hedefi Uğur Dündar'd/..." Hürriyet'in haberinegöre 'Ölüm Timi' Uğur Dün- dar'la biriikte kimi gazetecileri de öldürecekti... Acaba Uğur'un dışındaki bu gazeteciler kim- lerdir? Elbette bu sorunun yanıtını biz verecek değiliz. Ancak Bucak ailesinin vekili bu konuda bildikle- rini açıklamalıdır. Ortada bir iddia var. Bu iddia, kumarhaneler kra- lı olarak bilınen Ömer Lütfü Topal'ı KalaşnikoflarT latarayarak öldüren üç polisin itirafları... Ercan Ersoy, Ayhan Çakın ve Ömer Kaplan, Topal cinayetinden sonra ne demişlerdir? Bu üç polis Sedat Bucak'ın daha sonra koruması olma- mışlar mıdır? Rıfat Özkaya'nın 'gazetecileri infaz edecekle- r/'ni arkadaşımız Ece Temelkuran'a açıklaması, Hürriyet'in dünkü haberi, olayın vahşetini apaçık ortaya koyuyor... Bu arada Özkaya diyor ki: "Yok Abdullah Çatlı neden Türk bayrağına sa- rılmış. Yıllardırmilletine, devletine hizmet eden in- sanı Rus bayrağına mı yoksa Amerikan bayrağına mı saracaklardı?" Aynı sözleri ülkücü mafya da söylemedi mi? Hat- ta bir milletvekili "Behice Boran da Türk bayrağı- na sarıldı, ne var bunda" demedi mi? • • • Günlerdiryazılanları okuyor. televizyon haberle- rinde olup bitenleri izliyorum... Sedat Bucak ve Abdullah Çatlı neredeyse bir kahraman!.. Sedat Bey, PKK ile savaşıyor, Çatlı vatanı ve mil- leti için 'çok gizli' işler yapıyor... Birden 12 Eylül 1980 öncesini anımsıyor: 1980 ve 1990 sonrasına bakıyorum... Abdi İpekçi'den Doğan Öz'e: Ümit Doğa- nay'dan Cavit Orhan Tütengil'e; Uğur Mum- cu'dan Muammer Aksoy'a; Medet Serhat'tan Musa Anter'e dek sayıları 600'ü aşan faili meçhul cinayetin niçin aydınlatılmadığını düşünüyorum... Ve soruyorum: "Türkiye, laik, demokratik bir hukuk devleti mi yoksa aşiret devleti mi?" Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planet.com. TR TBMM Bütçede küfiir tartışiîiası ANK.ARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlı- ğı "nın bütçe görüşmeleri sırasında Plan \e Bütçe Komisyonu'nda yer alan iktidar milletvekilleri ken- di seçımbölgelerine SSK- bağlı hastane istediler. ANAP Lşak Milletvekili Yıldırım Aktürk, "İpin u- cu puştun elinegeçmiş" di- yen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik'e "İpin ucu kimlerin elinde" diye sordu. Çelik, yapılan çalişma- lar hakkında bilgi verdi. I997 yılı bütçe yasa tasa- rısından binde l .2 oranın- da pay alan Çalışma Ba- kanlıfirnaaynlan 7trilyon 792 milyar 900 milyon li- ralık ödeneğin arttınlma- sını ısteyen Çelik..Sosyal Sigortalar Yasası'nda de- ğişiklik öngören tasannın 1 yıllık getirısinin net 129.9 trilyon lira. Bağ- Kur'la ilgili tasanların ya- salaşması durumunda da yıllık net getirisinın 36.8 tnlyon lıra olacağını ileri sürdü. Komisyonda söz alan ANAP l/şak Milletvekili •^'ıldınm Aktürk. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Baka- nı Çelikin "İpin ucu kaç- nıakla kalmanıış. ipin ucu puştun eline geçmiş" söz- lenni anımsatarak, "İpin ucu kimlerin elinde? Daha açık ele alsak yaraıiı ola- cak" dedı. Aktürk. "ipin ucu" kavramı nedenıyle Hazine'nin sosyal güven- lik kuruluşlannı pcmpala- may a dev am edeceğini be- lirterek "Kimin eli kimin cebinde? Önce bunun ka- ba hesabını yapalım. On- dan sonra toplumsal uzlaş- maya gidelim. Ciddi bir mali analiz yapılmah" di- ye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle