07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 KASIM 1996 CUMARTESİ HABERLER Demirel, KKTC'nin kuruluşunun 13. yıldönümünde ABD ve İngiltere'nin girişimlerine karşı çıktı "Etldıı garantörlük sürecek'Dış Haberler Servisi - Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nin (KK.TC) 13. kuruluş yıldönümü dün kutlandı. Cumhurbaşkanı Süleyman DemireJ KkTC'nın kuruluş yıldönümü mesajında. adadaki sorunun çözümü cerçevesinde ABD ve ingiltere'nin gündeme getırdiği "'gevşek garantörlük"* girişimlerine karşı çıktı. Demirel. Türkıye'nin Kıbns'taki "etkin vefiili" garantörlüğünün de\am etmesi gerektiğini \urguladı Başbakan Necmettin Erbakan da kutlama mesajında, Kıbns Türk halkının sabnnın. özgür yaşama kararlılığının en belirgin göstergesı oiduğunu kaydetti. Yıldönümü nedeniyle Kıbns Rum kesimi ise protesto gösterileri \e yoğun güvenlik önlemlenne sahne oldu. Cumhurbaşkanı Demirel. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a gönderdiği mesajda. Türkiye'nin. kuzey kıbrıs Türk halkının banş \e huzur içınde yaşaması için desteğini bundan sonra da kararlılıkla sürdüreceğini kaydetti. Kıbrıs sorununun adıl ve gerçekçi bir çözüme kavuşturulması için iki toplumun özgür iradesiyle uzlaşma yoluna gidilmesi gerektiğini belirten Demirel. "Gerçekçi bir çözüm. Kıbns Türk halkının 1960 anlaşmalanyla garanti altına alınmış hak ve çıkariannın korunmasını sağlamalı. egemenlik haklarını. siyasi eşjtliğini ve güvenliğini teminat altına almalıdır. Türkiye'nin etkin ve fiili garantisi devam etmelidir" dedi. Türkiye'nin adadaki banşı korumak için "ahdi ve tarihi" sorumlulukları bulunduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Demirei. "Türkiye, Kıbns Türk halkının uluslararası anlaşmalardan doğan meşru hak ve çıkarlannı bundan sonra da korumaya kararlıdır" görüşünü kaydetti. Demirel'in, Türkiye'nin, uluslararası anlaşmalardan doğan haklanna ilişkin uyarısı. Kıbns'ta konuşlandırılacak NATO gücü aracıhğıyla Türkiye ve Yunanistan'ın adadaki garantörlüğünün zayıflatılmasını öngören ABD- Ingiltere planına karşı mesaj olarak değerlendırıldi. ErbakarTın mesajı Başbakan Neemettin Erbakan da KKTC'nin kuruluş yıldönümü nedeniyle Rauf Denktaş'a bir kutlama mesajı gönderdı. Erbakan kutiama mesajında. "Kıbns Türk halkının sabrı. özgür vaşama kararlılığının en belirgin göstergesi olmuştur. Şimdi aynı irade ve karartılığı, siyasi eşitiik ve güvenliğinin teminatı altına alınması için sergilemeye devam etmektedir" dedi. Adada adil ve kalıçı bir çözüm yolunda adımlar atılması gerektiğine işaret eden Erbakan. Tiirki>e'nin. Kıbrıs, Türk halkının refah düzeyinin yükseltilmesi için ekonomik alanda alınacak önlemlerin bir an önce yaşama geçirilmesini istediğini \e KKTC'ye desteğin somut adımlarla sürdürüleceğini belirtti. KKTC'nin 13. yıldönümü. Kıbns Rum kesiminde binlerce kişinin katıiımıyla gerçekleştırilen protesto gösterilerine neden oldu. Letkoşa'nın Rum kesimindeki Eleftheria (Özgürlük) Meydanı'nda bir protesto konseri gerçekleştirildi. Rum milliyetçi şarkılannın söylendiği konseri. kollanna siyah bantlartakan yüzlerce çocuğun da aralarında olduğu binlerce kişi ellerinde Yunan ve Kıbns Rum kesimi bayraklarıyla izledi. Rum kesiminden KKTC'ye geçiş noktası olan Ledra Palas Oteli'ne giden tüm yollann güvenlik nedeniyle kapatıldığı ve kentte yoğun güvenlik önlemlen alındığı görüldü. Lefkoşa'yı ikıye bölen % yeşil hat' yakınındaki okulların da yıne güvenlik kaygısıyla dün kapatıldığı bildirildi. Nuh Mete Yüksel'i suçladı Yurdatapan'dan suç duyurusu İstanbul Haber Senisi - Bir belgesehn yapımcısı ol- duğu gerekçesiy le tutuklanan \e Ankara DGM'nın yetki- sizlik kararı üzerine serbest bırakılan Şanar Vurdata- pan.Ankara DGM SJVCIM Nuh Mete Yüksel hakkmda suç duyurusunda bulıındu. Nuh Mete Yüksel'ın yazısı üzerine gözaltına alındığını belirten Yurdatapan. ~~Hiç yetkisi olmadığı halde beni buradan kaçırdı. İstanbul DGM'yeyazı yazarak benim ifademin alınmasını isteyebi- lirdi"dedı Yurdatapan-Suçlu Yüksel Şanar Yurdatapan. Mar- din'de şehit düşen tl Jandar- ma AIJV Komutanı Albay Rıdvan Özden'ın eşi Tomris Özden'le bırlıkte dün basın toplantısı düzenledi. Bırbel- geselın yapımcısı olduğu. Med-T\"de prograına katıl- dığı \e Abdullah Öcalan'a yapılan suıkastı kınadığı ge- rekçelenyle Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'in ıfadesinm alınmasını istedığı Yurdatapan. önce İstanbul Izmir Emnıyet Müdürlüğü'nce gö- zaltına alındığını belirtti. Daha sonra Ankara \ a gö- türüldüğünü anımsatan Yur- datapan. çıkarıldığı Ankara DGM'ce tutuklandıgını \e Ankara Merkez Kapalı Ce- zaevi'ne gönderildığinı kay- detti. Ankara DGM'nin yet- kısizlik kararı üzerine serbest bırakılan Yurdatapan "yetki- si olmaksızın gözaltına alın- masına neden olduğu" gerek- çeMyle Ankara DGM Savcı- sı Nuh Mete Yüksel hakkın- da suç duyurusunda bulun- duğu belirtti. Saveının istanbul DGM'ye yazı yazarak ıfade- sinın alınmasını ısteyebılece- ğını ıt'ade eden Yurdatapan. "yetkisizlik" kararı veren 2 No!u DGM'nin de kendisini doğruladığını savundu. Yurdatapan, sg\cılıkta kendısıne sorulan "Öcalan'a yapılan suikastı kınamak için verilen ilanda adınız var. ne divorsunuz? Med-TV'deya- yımlanan Kıırşunkalem programının yapımcısı ve su- nucusu oiduğunu/ belirtildi. ne diyorsunuz?" \e "Bölücü terör örgütü PKK'nin dene- timindeki Med-TY'deki bir panele telefon konuğu olarak kanlmışsınız" sorularını bır- çok kişıye soracağını, alaea- ğı yanıtlan kaydederek vıdeo kasetini TRT \ e Med-TV da- hıl tüm tele\ızyonlara gön- dereceğını \urguladı. Kurşunkalem belgeselinın sunucusu değıl. anlatıcısı oi- duğunu belirten Yurdatapan. "Anlatıcı söy lediklerinden so- rumlu değildir. Sunucu ise so- nımludur" dedi. Bask kökenli vicdani retçi avukat Xabier Aguirre, Türk savaş karşıtlannı savunuyor • • • Ulke'ye Ispanya'dan destek Trafik kazası: 11 ölü İZ.MİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir'in Borno\a tlçesi yakınında meydana gelen trafik ka- Zcisında 11 kişi öldü. Ölenierden 10'unun ka- dın. l'inın erkek olduğu bildirildi. Izmır'den Manisa'ya sjiden İsmail Aydın y öne- rimindekı 35 CJK 03 pla- kalı otomobıl. Çiçeklı Kö- yü ka\şağında hatalı sol- lama yapınca. karşı yön- den gelen Ercan Hepişler yönetimindeki 35 ZS 272 plakalı araba ile carpıştı: daha sonra da .Manisa'dan Izmir yönüne gelen Ra- mim Kibar'ın kullandıûı 45 DA 050 plakalı otobü- se çaptı. Kazada ölen İsmail Ay - dın'ın arabasında bulunan 10 kadınyaşamınıyitirdi. Kadınlann. Aydın'ın kul- landığı station \agon oto- mobıl le e\ lerıne dönen iş- çiler oldukları öğrenildi. Kazada ölen 10 kadın- dan kimliği belirlenen 9"unun adlan şöyle: Ra- bia Erçelik, Şefika Erçe- lik, Hatice Türkoğlu, Gül- fidan Karataş. Güzel Ka- rataş, Nezahat Kartal. Nurgül Kızılkale, Güllü Kızılkale. Ayşe Sümsağ- lam. Kazada hafif yarala- nan Aydın Hekimoğlu. Ege Lni\ersitesı Tıp Fa- kültesı Hastanesı'nde ayakta teda\i edılerek ta- burcu edildi. ŞİNASİ DAMŞOĞLU "Halkı askerükten soğutmak" ıd- diasıyla tutuklu olarak yargılanan savaş karşıtı Osman Murat Ulke'ye uluslararası destek yayıiıyor. Izmir- lı savaş karşıtlannın davetlisi olarak İstanbul ve İzmir'de İspanya lç Sa- vaşı ve bu dönemdeki savaş karşıt- larıyla ılgilı konferanslar vermek üzere Türkiye'ye gelen Bask köken- li vıcdanı retçı avukat Xabier Agu- irre, Ülke'ye destek, İspanya savaş karşıtı hareketleri ve Bask sorunuy- la ilgili sorularımızı yanıtladı. İs- panya"da demokratikleşmeyle bir- likte bağımsızlık yanlısı Bask örgü- tü ETA'nın zayıfladığını belirten Aguirre. failı meçhul cinayetlerin aydınlatılarak, siıçluların adalet önüne çıkartılmamasının yarattığı öfkeyle gençlerin yeniden ETA'ya yönelnıeye başladığmı söyledi. - Osman Murat Llke'nin yargı- lanması ülkenizde ilgi gördü mü? İspanya'da askeregitmeyı redde- den vicdaniretçiler.davayı vegeliş- meleri ızliyor. Savaş karşıtlan, iki hafta önce Madrid'deki Türkiye Bü- yükelçiliği önünde protesto gösteri- bi yaptılar. Büyükelçiliğe ve Türk y etkililere faks mesajlan çektiler. Gerek v icda- ni retçi vayınlarda. gerekse digerls- panyol basın organlannda Ülke ile ilgili yazılar yayımlandı. Ülke'nin bundan sonrakı ilk duruşmasını İs- panya'dan gelecek bir arkadaşımız da izleyecek. - Türkiye'ye ne amaçla geldiniz? İzmırli savaş karşıtlannın daveti üzerinegeldim. İzmirve İstanbul'da 1930'lardaki İspanyol banş hareke- ti ve İspanya İç Savaşı üzerine kon- feranslar vereceğim. O dönemde İs- pany ada solculann kurduğu bir Sa- v aş Karşıtlan Birliği vardı. Bu grup. özelliklesolşiddetieleştirirdi. 1934 yılında sol şiddetin iç savaşa yol açacağı uyarısında bulundu. ama kimse dinlemedi. Sonunda iç savaş patladı biliyorsunuz. Bu grup. sa- vaş sırasındaCumhuriyetçılerin ya- nındayeralmasına karşınelini sila- ha sürmedi. Savaş boyunca Cumhu- riyetçilere çatışma dışında, sağlık. \abier Aguirre, İspanyol sav aş karşıtlannın Türk savaş karşıtlannın da- valannı izlediklerini, onlaıia dayanışma içinde olduklannı söyledi. eğitim ve propaganda gibi konular- da yardımcı oldu - İspanya'da savaş karşıtlannın toplum içindeki etkinliği nedir? Avmpa'nın en radıkal v ıcdani ret hareketi İspanya"da. Askerlik çağı- na gelen gençierin y üzde 4O'ı aske- re gıtmey i reddediyor. Birkısmı bu- nun yerine hastanelerde çalışmak gibi kamu hizmetleri yaparak asker- liklerine saydınyorlar. Ancak benim de üyesi olduğum Vicdani Ret Hareketi (MOC). ka- mu hizmeti görmeyi askerlik sıste- mini güçlendirecek bir yol olarak nitelendirdiği için buna da karşı çı- kıvor. Anarşistlerin başını çekriği MOC'un 15 bin üyesi bulunuyor. MOC'un tüm faaliyetlerı açık. Zo- runlu askerliğe karşı bir sivil itaat- sizlik kampanyası yürütüyor - İspanya'da askeregitmeyi redde- denleri ne bekliyor? Kamu hizmeti ya da hapis. Örne- ğin ben kamu hizmeti yapmayı da reddettiğim için 1 yıl hapis cezası- na çarptınldım. Cezam tecil edildi. ama iki buçuk yıl hapis yatan var. Şu anda 200 arkadaşımız hapiste. Tem- yize de gidemiyorlar, çünkü bu tür davalarda yasa gereği temyiz hakkı yok. - Askeri mahkemede mi yargıla- nıyorsunuz? Franco'nun ölümünden sonra or- taya çıkan vicdani retçiler, 1991 yı- lına kadaraskeri mahkemede yargı- lanıyordu. Bu tarıhten sonra sivil mahkemede yarcılanmaya başladı- lar. - Siz Bask'sınız. Türkiye'de Kürt sorununa çözüm için Bask modelini önerenler var. İspanya'daki demok- ratik adımfann, Bask bölgesinin ba- ğımsızlığı için savaşan ETA örgütü- nü zayıflattığı öne sürülüyor. Bu gö- rüşe katüıyor musunuz? Aslında ETA ve siyasi kanadı Ilerrı Batasuna panisinin kadrola- nnda birzayıflama vardenemez, an- cak bu harekete sempati duyan di- ğer milliyetçi örgütleruzaklaşmaya başladılar. 1970'lerin sonuna kadar ETA daha güçlüydü. 1978'dekabul edilenyenı vedahademokratikana- yasanın ardından, 1979'da Bask böl- gesıne özerklik verildi. Artık böl- gede Bask yerel yönetimi ve Bask polis örgütü var. Baskça eğitim ya- pılıyor. Bu gelişmeler milliyetçi Baskları böldü, ETA'yı zayıflattı. Ancak 1992"den sonra örgüte des- tek yeniden artmaya başladı. Çünkü şu anda İspanyol hapıshanelerinde 500 kadar ETA üyesi var. sürgünde de 1000 kişi yaşıyor. Ay rıca ETA'ya karşı bir kirli savaş yüriiten devlet içindeki gızli örgüt GAL'ın üyele- rinden hiçbirinin yakalanmaması. cezalandırılmaması özellikle genç- leri öfkelendiriyor ve ETA'ya yönel- tivor. Eşinin ölümünden kuşku duyduğunu yineliyor. Otopsi isteğine ise yanıt yok Tomris Ozdeıı: Tehdit ediKyonmı İstanbul Haber Senisi - Tomris Özden de eşinin ölümünden kuşku duyduğu için otopsi yapılması isteğini yınelerken yetkililerden bir yanıt alamadığını ifade etti. Eşi öldükten sonra kendisini eşinin çocukluk arkadaşı olarak tanıtan. eskı bir Türkiye İşçı Partılı oiduğunu belirten Ebusüfyan adlı kişinin biray boyunca evıne gelip gittiğini savunan Tomris Özden. bu kişinin son-aylarda kendisini tehdit ertiğini söy ledi. Eşinin ölümünden sonra Mardin Aiay ı'ndan Yüzbaşı Latif Eren'in kendisine. alayda bulunan HurşitCan isimli komando üsteğınenin eşi ile kavga ettiğinı söylediğini belirten Özden. "Milliyetgazetesi köşeyazan Yalçuı Doğan köşesinde bir olay anlatmıştı. Bu olay. eşimin yaşadığı olaya çok benziyordu. Eşim Hurşit Can'la mahkemelik oldu mu? Bu kişi ile arasında neler geçti? Bunları öğrenmek istiyorum ve Hurşit Can'ın ifadesinin alınmasını istiyorum"' dedi. Otopsi tutanaklannda alnından vurulduğu söylenen eşinin başının arkasından yara aldığını gördüğünü belirten Özden. "Benim gördüğümü Çanakkale Böl^,e Knmutanlığı'ndan emekli İsmail Çavlı nın eşi Berrin Çavu da gördü" dıye konuştu. Toplantı sırasında salonda bulunan polislere dönerek "Beni çok taciz ettiniz, tehdit ettiniz" diyen Tomris Özden, artık ölümü bile göze aldıâını vurguladı. Müşavire suçüstü ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Devlet- mafya ilişkileriyle ilgili tartışmalar devam eder- ken. önceki gün de Ba$- bakanlık müşavirlerin- den Hüse>1nTo>-. rüşvet alırken yakalandı. Başbakanlık Basın ve Halkla llişkilermüşavir- lerinden Hüseyin Toy ile aynı şebekede dolandın- cılık yapanlann RP'li Devlet Bakani Gürcan Dağdaş ile Tanm ve Kö- yişleri Bakanı Musa De- mirci'nin adını kullana- rak bir balık üretme pro- jesi için 600 milyar lira- lık kredi işine rüşvet kar- şılığı aracılık yaptıkJarı ortaya çıktt. Toy, yaptığı aracılık dolayısıyla ala- cağı 6 milyar liranın ilk dilimi olan 2 milyann henüz lOOmilyon liralık bölümünü alırken de su- çüstü yakalandı. ŞJFIR NOKTASI IORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected] Mehmet Ağar Emniyet Ge- nel Müdürü iken ben silah ruh- satı alamamıştım. 1992 yılında bir gazeteci olarak, içinde ya- şadığımız gergin ortam ve teh- ditler nedeniyle ruhsat almak amacıyla İstanbul Vilayeti'ne başvurmuştum. Başvurum üzerine. önce bir sabıkam olup olmadığını öğ- renmek amacıyla adli sicile sor- dular. Adliye'den sabıkalı oldu- ğuma ilişkin yazı geldi. Bu ya- zının gerekçesi, TCK'nin 141. maddesinden mahkûm ol- mamdı. Halbuki bu tarihte 141. madde kalkmıştı ve böyle bir sabıkanın öne sürülmesi müm- kün değildi. Olmayan bir ceza yasasından alınan mahkûmiye- tin otomatik olarak düşmesi gerekiyordu. Adalet Bakanlığına avukatla- nm başvurdu. sabıka kaydı si- lindi. Otomatik olarak yapılma- sı gereken işlemi ben yapmak zorunda kaldım. Bu temizleme işlemini yerine getirdikten son- Ağar Bana Silah Ruhsatı Vermemişti ra başvurumu yineledim. Bu kez de bana ruhsat verilmesi- nin "sakıncah"olduğu bildirildi. Sakınca gerekçesı, sanıyorum hakkımdaki birtakım gizli ra- porlara dayandırılıyordu. Bir yurttaş olarak hiçbir mah- kûmiyet kararım yoktu. Şimdi- ye kadar hiçbir silahlı eyleme katılmamıştım. Hiç kimseyi öl- dürmek ve yaralamak suçun- dan aranmamış ve yargılanma- mıştım. Ömrüm boyunca, sağ- da olsun solda olsun siyasi şid- dete karşı çıkmıştım. Hâlâ da öyle düşünüyorum ve bu tavrı- mı her koşul altında sürdürü- yorum. Peki bana neden Mehmet Ağar'ın başında bulunduğu Emniyet Teşkilatı silah ruhsatı vermemişti? Mehmet Ağar. Abdullah Çatlı'ya neden silah ruhsatı verildiği sorusunu şöy- le yanıtlamıştı: "Ben yılda 20 bin silah ruhsatı imzalıyorum. Nereden bilirim hangisi ger- çek, hangisi sahte." Evet kime silah ruhsatı verdi- ğini bilemeyeceğini söyleyen Ağar'ın başında bulunduğu ör- güt. sıra benim gibilerine gelin- ce, pasaport verirken. silah ruhsatı verirken ince eleyip sık dokuyor, anamızdan emdiği- miz sütü bumumuzdan getiri- yordu. Mehmet Ağar'ın bu sözlerini duyunca birden kendi başıma gelenleri, benim gibi birçok ga- zeteci arkadaşımın başına ge- lenleri hatırladım. Bize göster- dikleri duyarlılığın yüzde birini Türkiye'deki kanunsuz kişilere gösterseler. nasıl bir tablo orta- ya çıkardı merak ediyorum? Sorun tabii ki yalnızca Meh- met Ağar değil. Abdi İpekçi ci- nayetini yeniden ele almak ge- rekir. Bu cinayete çeşitli şekil- lerde karışan ülkücüleri. devlet içindeki bazı güçler mi kullandı sorusu şimdi anlamlı bir soru haline geldi. 7 TlP'linin 12 Ey- lül öncesi öldürülmesi davası- nın dosyası yeniden açılmalı. O davada. Çatlı'nın avukatı Can Özbay,Çatlı'nın devlet görevli- si oiduğunu ifade eden dilekçe veriyor. Çatlı. daha sonra hiç yakalanmıyor ve güvenlik güç- leriyle el ele eylemlerini sürdü- rüyor. O zaman Abdi İpekçi'nin öldürülme emrini kim verdi? Bu sorunun cevabı üzerine gidilir- se ortaya çıkanlabilir. ikinci soru Uğur Mumcu ci- nayeti üzerine: Uğur Mumcu şoruşturmasını yürüten savcı Ülkü Coşkun, Güldal Mum- cu'yaüginçbirsözetmişti: "Bu isi daha derine götüremeyiz. Işin içınden devlet çıkabilir." Çetenin ortaya dökülmesinden sonra bu sözler bir anlam kaza- nıyor. O dosya da yeniden açıl- malı ve soruşturma yeniden ele alınmalı. Ümit Kaftancıoğlu, Cavit Orhan Tütengil, Bedri Kara- fakioğlu, Ümit Doğanay, Do- ğan Öz, Cevat Yurdakul, Mu- ammer Aksoy cinayetleri de yeniden ele alınmalı. dosyalar yeniden açılmalı. Çünkü bütün bu cinayetlerin failleri buluna- madı. Hercinayeti aydınlatabi- len devlet, bu kritik cinayetler- de neden başarısız oldu? Araş- tırmayı yapan polislerin ve sav- cıların elini kim tuttu. delilleri kim kararttı? Türkiye, uzun yıllardan beri ilk kez önemli bir olanak ele ge- çirdi. Birrastlantı, birçok düğü- mün çözülebilmesi fırsatını ya- rattı. Ne kadar gelişmiş olduğu- muz, ne ölçüde demokratik bir duyarlılığa sahip oluşumuz bu kez önemli bir sınavdan geçi- yor. Düğümleri çözmek mümkün, gayreti sürdürmeliyiz. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLL Gizli Devlet - Çürüyen Devlet "Faili meçhul cinayetler" ve "kayıplar" ülkesi Tür- kiye'de "devletiçinde devletln "gizlidevlet"\n var- lığı biliniyordu. Fakat çürümüşlüğün derecesi böy- lesine gözler önüne serilmemişti. Bugün sokakta- ki insan kendisine haklı olarak şu soruları sormak- tadır: Acaba kimler tarafından yönetilmekteyiz? Devlet yönetimi kimlerin elinde? Ülke nereye gö- türülüyor? • • • ; Haziran ayında bu sütunda yayımlanan "Jitem" başlıklı bir yazıda "gizli devlet" konusuna biraz de el yordamıyla değiniyordum. Susurluk olaymın aF- dından yapılan açıklamalar, suçlamalar, "gizli dev- let" olgusunu herhangi bir gizliliğe yer bırakmaya- cak ölçüde ortaya çıkardı. Devletin kimlerle nasıl ilişkiler içinde olduğu: daha açık bir deyişle devlet- mafya-siyaset-ekonomi ilişkileri yeterince ortada- dır. Kara paranın aklanması gibi kara kişiliklerin, canilerin yine devlet eliyle nasıl aklanmakta olduk- ları da son olaylarda açıkça görülmüştür. Yakın geç- mişin cinayet zanlıları. katilleri, bugünün "saygın" işadamları. siyasetçileri, belki milletvekilleri, hatta daha da üst düzeyde görevlileridir... Bu kuşkulap taşımamız için yeterince kanıt vardır... • • • "Osmanlıdan Günümüze Gizli Devlet" başlıklı kapsamlı bir incelemede (S. Pariar, Spartaküs Ya- yınları) bugün yaşanmakta olanların tarihsel kö- kenleri, "gelenekselliği", belgelerle, kanıtlarlaorta- ya konuyor, Gerçekten de, Ittihat ve Terakki döne- minin "Teşkilat-ı Mahsusa"sıgünümüzdeki "kontr- gerilla "ların, V/fem"lerin, "Gladio "ların bizim yakın tarihimizdeki ilk örneği sayılabilir... Bütçesi Harbi- ye Nezareti'nin örtülü ödeneğinden ve Alman as- keri misyonundan gelen paralarla oluşturulan (ve ajan sayısı 1916'da 30.000 kişiye ulaşan) bu gizli örgütün görevi (büyük ölçüde Alman emperyaliz- mi kuramcılarmın ürünü) panislamizm-pantürkizm hedeflerine ulaşmak ve bu amaçla da "yıkıcı etkin- likler" ve "aynlıkçı hareketler"le mücadele. Rus- ya'da islami bölgelerde ayaklanmalar çıkarmak, İngiliz-Fransız sömürgelerinde örgütlenme vb'dir. "Türk-lslam Sentezi" diye adlandırılan ideolojinin ilk vurucu örgütü sayılması gereken "Teşkilat-ı Mahsusa" yukanda değindiğim kitaptakı cümle- lerle "...bu 'kutsal' amaçlannı gerçekleştirirken top- lumun lumpen kesimlerini dayanak olarak kullan- mıştır..." Ittihat ve Terakki Partisi'nin sivil önderle- rinden Ahmet Rıza Bey'in "Teşkilat-ı Mahsusa Kı- taları" diye adlandırılan bu birliklere yönelttiği "....katiller ve caniler orduda bulunmamalıdır..." eleştirisine gelen yanıt ilginçtir. Harbiye Nezareti Ordu Dairesi Reis Vekili Behiç (Erkin) Bey, "...bu mahkûmlardan büyük kısmının orduya değil de Teşkilat-ı Mahsusa' emrine verildiklerini... bu ba- kımdan kıtadaki askerlehn ahlakını bozmalannın mümkün olmadığını..." söylemektedir... (bkz. a.g.y.) •" •"" • • • Dünün cinayet sanığı. ıdam hükümlüsü, bugünün "saygın" işadamı ibrahim Çjftçi, birkaç gün önce Milliyetgazetesinde yayımlanan birsöyleşide, 1980 sonrasında Mamak Cezaevinde bulunduklan sıra- da cezaevine gelen MİT görevlisi bir yüzbaşı tara- fından kendilerine Güneydoğu'ya götürülerek PKK'ye karşı savaşmalarının önerildiğini anlatıyor... "Teşkilat-ı Mahsusa" geleneğinin nasıl sürdürül- mekte olduğunun bu sözlerden daha açık bir kanı- tı olamaz... Tbrahim Çiftçi aynı söyleşide şaşılacak kadar gözüpek ifadelerle. Kenan Evren'in yasal ol- mayan biçimde genel kurmay başkanı yapılmasın- dan hareket edilerek birçok sorunun çorap sökü- ğü gibi çözüleceğini anlatıyor... Daha sonra "Cum- huriyef'te yayımlanan bir açıklamasında da Tan- su Çiller ı ağırsözcüklerle suçluyor... ANAP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Okuyan'ın Bn. Çiller'e yönelik suçlamaları da yenilir yutulur türden değil: "Çiller'in başbakanlığından bu yana resmi çetele- rin sayısında çok büyük birartış var... Bugüne ka- dar 'devlet himayesi' gören ya da içinde emniyet müdürü, emniyet amiri, polis, asker barındıran çe- teler gündeme gelmemişti... Haraç toplanıyor; adamlar öldürülüyor, çek-senet işi yapılıyor..." (Y Yüzyıl, 11 Kasım1996) • • • Güneydoğu'dan gelen haberler, Susurluk olayın- dan sonra ortaya dökülen pislik topluca düşünülr düğünde. günümüzdeki "gizli devlet"\n "Teşkilat-ı Mahsusa"dan daha güçlü bir konuma sahip oldu- ğu, bu 'gizli' örgütlerle ülke siyaseti ve ekonomisi 1 - nin et ve tırnak gibi birbirinden ayırt edilemez du?- ruma geldiği açıkça görülüyor... Bugün Ankara'ya doğru bir yürüyüş düzenleyen "Özgürlük ve Dayanışma Partisi"n\n basın açıkla^ masındaki birtanımlamayla "çürüyen devletyapi- s/"nın kirlenmişlikten anndırılması, yeniden yapılan- manın başarılabilmesi içinse bütün yurtsever güç- lerin birlikteliğinin gecikmeksizin sağlanması gerekiyor... Akşener'e Jnek' önergesi CHP Nâzım yasağını sordu .\NKARA / KAHRA- MANMARAŞ (Cumhuri- yet)-CHPHatay Mılletveki- İi Atilla Sav. îçişleri Bakanı Meral Akşener'in yanıtla- ması istemiyle verdiği soru önergesinde. Nâzım Hik- met'in "İnek" oyununun Kahramanmaraş Yalıli- ği'nce yasaklanmasıy la ilgi- li bir ışlem yapılıp yapılma- dığını sordu. Yasağa tepki gösteren kişi ve kuruluşlar "Tiyatro yasaklanarak ko- nuşan Türkiye kurulamaz" dediler. Sav. önergesinde hertürlü sanat etkınliklerinin anaya- sada yer alan bilim ve sanat özgürlüğü güv encesi altında oiduğunu vurguJayarak. mülki ve idari amirlerın ve güveniik güçlerinin bir sa- nat etkinliğini yasaklamak, durdurmak ve engellemek gibi bir yetkisi bulunmadı- ğma dikkat çekti. CHP Kah- ramanmaraş ll Başkanı Ne^ cati Kazancı da yasağa tep j kı göstererek. "Türkiye'nin her yerinde sahnelenen ve hiçbir şekilde yasaklanma- mış bir eserinyasaklanması- nı uygun bulmujonjm" de- di. " DSP Kahramanmaraş 11 Başkanı Metin Kısakürek de yasaklı bir Türkiye isteme- diklenni v urgulayarak. "Ti- yatro yasaklayarak konuşan Türkiye sağlanamaz. Kah- ramanmaraş halkı. kültürve sanat etkinliklerinden istifa- de etmelidir. ^ asakian yerin- de bulmuyoruz. Tepkiliyiz" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle