Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16KASİM 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
-40.Londra Film Festivali'nde farklı ülkelerden değişik bakışlarla kısa ömürlü köprüler kuruluyor
Baş döndürücü bir yolcuhıkW> Kırkıncı yaşını kutlayan festival bu yıl yine ülkeler. kültürler,
görüş birliklerı ve aynlıklan arasında kısa ömürlü bile olsa
lcöprüler kurmayı amaçlamış. 7 kasımda başlayan festival 24
fctasımda Amenkalı yönetmen Bob Rafelson'un Jack Nicholson.
IMichael Caine ve Judy Davis gibi ünlüleri bir araya getirdiği
"Kan ve Şarap"' filmiyle son buluyor.
Ö N C L DÖYMEZ - COLİN
LONDRA - Yaşlı genç. yerli yabancı
ağına düşeni direr.işsiz büyüleyen bir
kenrir Londra. Kalabalığın, itiş kakışın,
tiyaro afişlerinin. sınemaafişlennin. ga-
leri afişlennin. ucuz seks afişlerinin ara-
sandân adım başı karşınıza çıkan döner-
ciler. kebapcılar. pizzacılar. Çın mahal-
leler. Hint mahalleleri. Karayip mahal-
lelen diğer evrenlerden kopupgitmeni-
z £ yeter de artar bile.
Kasım aylannda gerçekleşen Londra
Film Festi\ali ise sanki bir katalizör gö-
revi Lstlenmiş. Ingiliz Film Enstiıüsü ta-
rafından düzenlenen bu ola> iki haftayı
aşkın bir süre baş döndürücü bir yolcu-
luk sunar istekliye.
Kırkıncı yaşını kutlayan festi\al bu y ıl
y îneûlkeler. kültürler, görüşbirlikleri \e
aynlıklan arasında kısa ömürlü bile ol-
sa köprüler kurmayı amaçlamış. Örneğin
EveningStandart gala bölümünde Ken
Loach'ın son filmı "Carla'nınÖyküsü"
Glasgovv dan alıp Nıkaragua'ya götürü-
yorbızi. Hemen herfilmi kesin bir poli-
tik çizgi güden militan yönetmen Loach.
Ispanvol içsavaşını konualdığı bol ödül-
lü "İlke ve Özgürlük"ün ardından Is-
koçyalı otobiis şotorü George ile sığın-
macı genç kadın Carla arasında bir rast-
lantı sonucu kıvılcımlanan duyguları
Sandinistanın Amenkan güçlerıne karşı
verdiği savaşıma koşut olarak gelıştiri-
yor. Loach'ın "RifFRafP filmi ile adını
duyuran ve son zamanlarda Dannv Boy-
le'un "Trainspotting" filmindeki rolüy-
le de ün yapan Robert Carh le'irı baş er-
kek oyuncu rolündeki başarısına da ay-
rıca değinmek gerekir.
ABD'den ilginç bir film
Yine bu bölümde özel bir gala. Kana-
dalı yönetmen David Cronenberg'in
"Crash" filmi. Bu filme Cannesda özel
birödül verilmesi büyük tartışmalara v-
ol açmıştı. Daha öncekı filmi "Çıplak
Öğle YemeğTnde olduğu gibi Cronen-
berg yine beyazperdeye aktanlmasi çok
zor bir 'cult' romanı ele almiş. J.G. Bal-
lard'ın vaşamöyküsü biçıminde yazdığı
romanda kahraman \e güzel karısı. ate-
şı sönmüş ilişkilerini canlandırabilmek
için garıp oyunlar ov narlar. Örneğin ara-
ba kazalan onlan cinsel açıdan müthiş ıs-
teklendirecektir. Filmin ızlev icıye sun-
duğu bu alışılmışın çok dışında erotiz-
min. içindeki şeytanı kılit altında tutma-
y a şartlanmış birçok kışıv i tedirgin etme-
si çok olaöandır.
ABD'den ilginç bir film: -SleepenT.
SözcüŞün bu filmdeki anlamı 'içerde
vatmışlar' oluyor. Ve bu sözcüğe uyma-
> an pek az kışinin bulunduğu bir mahal-
İede dört çocuk. büyüyüp gelişip top-
lumdabiryerbulmayaçalışıyor. Robert
de Niro, yaşanıın kırılıp sağa sola yayı-
lan parçalannı y ine bir araya getirmeve
çalışan sıradışı bir papaz. Dustin Hoff-
man'ın rolü (alkolık a\ukatl ufak ama
Chen Kaige'nin "Baştan Çıkarıcı Ay" her
nedense izleviciye ulaşamıyor. (yanda) Bar-
r> Le\inson"un "Sleepers"ı özellikle teknik
açıdan oldukça başanlı bir yapıt (iistte)
önemli. Barrj Levinson'ım gerçek olay-
lara davanan bir romandan perdeye ge-
tirdiği bu film bazı senaryo kopuklukla-
rına karşın özellikle teknik açıdan olduk-
ça başanlı bir vapıt.
Yine aynı bölümde. Çinli yönetmen
Chen Kaige'nin başrolde ülkenın en ün-
lü kadın oyuncu.su Gong Li ile yarattığı
gizemlı aşk fırtınalan. "Baştan Çıkancı
A\" her neden.se izlevicive ula.şamıyor.
Yönetmen ne denlı "En hi filmim" dı-
yedursun. çogumuzun belleğinde. Kaige
"Hoşçakal Sevgilim" ile özde^leşmiştir.
Diima Sineması - Asya Yitrini bölü-
münde. kadın erkek ıliş'kilerıne gelince
müthiş Tnaço' ülke Güney Kore'den sa-
pına dek femınıst bir film. "Kı/gın
Dam". h ı güzel de nedeıı bir kadın tara-
fından vapılmamış dive sormadan ede-
mı\or ınsan. Bcrlin'de Günıüş Avı ödü-
lü alan "Düşler Köyü" ise dingın durgun
bir Japon kö\ü panoramaMiıa duygulu.
insancılöğelerverle^tirmeaçısındanba-
.sarılı.
Arap dünyasından adı çok sık duyu-
lan Cezavirli Merzak Allouache'ın Pa-
ris'te. ovsa Cezaşirden pek farksız bir
ortamda çektiği "Selam Kuzenim". İki
kültürarasına sıkişmisların dramını >ö-
netmene özgü biraz acı biraz tatlı tonda
\ eriyor.
Kanada bölümünde. Robert Lepa-
ge"ın yenı filmı "Pohgraph" (yalan bö-
lücii) tıyatrodan sinema\a gelen bu >ö-
netınenın ilk filmi. l.stanbul Film Festi-
vali'nde L'luslararasi Sınema Elestir-
menlerı ödülü almıs "Cünah Çıkarma"
gibi Hitchcock'u anım>atan öğeler tası-
vor. Yine K.anada'dan JohnGrejson, bir
tiyatro vapıtından perde\e getirdiği
"Zambaklar" filminde. ucu Shakespe-
are'e uzanaıı o> un ıçınde ovun geleneği-
ne yeni vorıımlargetirerek 1^52 yılında
Quebec'te geçen eşcınsellik çerçevesın-
de bir kiskançlık ve aldatılnıışlık öykü-
sü anlatmış.
Eşcinsellik konusunda > ine bir Kana-
da vapınıı. Hintkökenlı kadın yönetmen
Deepa Mehta'nın Hindistan'da Hintli
ovuncularla gerçekleştirdiği "•Ateş" fil-
mı erkeklerden vedikleri darbeler sonu-
cu başlayan bir yakınlığı cinsel bo> utlar-
da gelistiren iki genç kadının öyküsünü
ünlü Hint destanı Ramayana'ya yiğitçe
göndermeler \aparak sergilemiş..
Fransız Panoraması bölümünde Lo-
carnoda Altın Leopar almıs "Menette
ileBoni" yetenekli genç kadın vönetmen
ClaireDenis'den kardeş ilişkilerini ırde-
leven basanlı bir yapıt.
7 kasımda baslavan festival 24 kasım-
da Amenkalı yönetmen Bob Rafelson'un
("Postacı Kapıyı İki Kez Çalar") Jack
Nicholson,.MicliaelCaineve Jud> Da\is
gibi ünlüleri bir araya getirdiği "Kan ve
Şarap" filmiyle son buluvor.
Gustav Kuhn,
26 yıl sonra
yine İDSO'da
• 50. yılı çeşitli etkinliklerle kutlanan
UNICEF, İstanbuFda da İstanbul De\ let
Senfoni Orkestrası ve İstanbul Filarmoni
Derneği ile birlikte ünlü orkestra şefi Gustav
Kuhn ve piyanist Hüseyin Sermet'in katılacağı
29 kasımda bir "Gala Gecesi'
Festivalde \eni, Fransız
Sineması bölümünde
Jacques Audiard'ın 'Ln
Heros Tres Discret" filmi
gösteriliyor.
Kiiltür Servisi - 19% yı-
lında tüm dünvada 50. yılı
çeşitli etkinliklerle kutlanan
UNICEF, istanbul'da da İs-
tanbul Devlet Senfoni Or-
kestrası ve İstanbul Filarmo-
ni Derneği ile birlikte ünlü
orkestra şefi Gustav Kuhn
ve piyanist Hüseyin Ser-
mefin katılacağı bir 'Gala
Gecesi' düzenliyor. Geceye
yıilardırUNlCEFgönüllüsü
olarak çalışan tivatro sanat-
çısı MüjdatGezen de katılı-
yor.
29 kasım cuma gecesi sa-
at 19.00da Atatürk Kiiltür
Merkezi Büvük Salonu"nda
gerçekleşecek konser. 30
kasım cumartesı günü saat
11.00de tekrarlanacak.
Konserlerde UhiCemal Er-
kin'in 'Köcekee'si. Ludwig
van Beethoven'ın "1. Piyano
Konçertosu', Modest Mus-
sorgski'nin. Maurice Ra-
vel'in orkestrasyonu ile 'Bir
Sergiden Tablolar" adlı ya-
pıtları seslendırılecek.
Pek çok kuruluşun spon-
sor olarak katıldığı konserin
tüm geliri UNICEF'in Türk
çocukları için gerçekleştire-
ceği projelerde kulianılmak
üzere kuruma bağışlanacak.
Konserler için Türkive'ye
davet edilen ünlü orkestra
şefi Gustav Kuhn ve Dev let
Sanatçısı piyanist Hüseyin
Sermet. ücret almadan İs-
tanbullu müzikseverle bir-
likte oiacak.
" Şeflik kariyerine 19^0 > ı-
lında İstanbul Dev let Opera-
sı'nda başlavan Gustav
Kuhn. bugüne dek dünv anın
en ünlü orkestralannı vönet-
miş. en önemli opera mer-
kezlerinde beğenı kazanmış
bir sanatçı.
Birçok orkestra
vönetti
Vıvana Dev let Operası,
Münih L'lusal Operası.
Londra Covent Garden
Krallık Operası. Glv nebour-
ne Festi\ali. Münıh Opera
Festivalı, Chicago Operası.
Parıs Operası. Milano Scala
Operası. \erona Opera Fes-
tivali. Pesaro Rossını Festi-
\ali ve Salzburg Festıvalı'ne
sürekli olarak katılan sanat-
çı, Viyana Filarmoni Or-
kestrası, Berlin Filarmoni
Orkestrası. Londra Senfoni
Orkestrası. Londra Filarmo-
ni Orkestrası. Fransa L'lusal
Orkestrası. Çek Filarmoni
Orkestrası. Vivana Senfoni
Orkestrası, İsrail Filarmoni
Orkestrası gibi ünlü toplu-
lukları pek çok kez vönetti.
Philips. EMI. CBS. B-
\IG. Capriccio. Supraphon.
Orfeo. Koch-Schvvann ve
Coreolan firmalan için pek
çok kavıt gerçekleştıren sa-
natçı için 26 v ıl aradan son-
ra veniden İstanbul müzık
yaşamına L'MCEF için
dönmek ayrı bir önem taşı-
vor.
37. Uluslararası Selanik Film Festivali'nde ödüller yarın akşam açıklanıyor
Güçlü veçağdaşfilme 'Alün Lskender'ödülü
ASLISELÇL K
SELAıNİK-37. Uluslararası Selanik Film
Festivali. İtalyan asıllı Amenkalı o> ııncu Al
Pacino'nun VVilliam Shakespearc'ın "III.
Richard" eserinden esinlenerek. eserıne
dayanarak yaptığı "Lookingfor Richard" filmi
ileaçıldı. açılışını yaptı.
Ulaslararası yanşmada ABD. İngiltere. Fransa.
Hollanda. Japonya, Almanya. Yugoslavya.
İran, Tayvan ve Yunanistan'dan ilk ve ikinci
filmlerini çeken yönetmenlenn 15 yapıtı yer
alıvor. Uluslararası jüri Belçıkalı vönetmen
Chantal Akerman'ın başkanlığında, Gürcü
yönetmen Georgui Chenguelaia, İranlı
yönetmen AbolfazlJalili. Yunanlı yazar-
yönetmen Soerates Kapsaskis, Türk
sinemaseverlerin "l'lis'in Bakışrve
•Uluslararası yarışmada ABD,
İngiltere, Fransa. Hollanda,
Japonya, Almanya, Yugoslavya.
İran. Tayvan ve Yunanistan'dan
yönetmenlerin 15 yapıtı yer alıyor.
"Nostradamus" fılmlennden tanıdığı Romen
oyuncu MaiaMorgenstern. Alman film
ele^tirmeni-yazar Marco Muller. Amenkalı
siııema tarihçısi-eleştirmen Donald Richie'den
oluşuvor. Jüri başkanı Akernıan. 50.000
dolarlık "Altın İskender" ödülünü güçlü.
çağdaş bir filme vermek istedıklerini belirterek
uluslararası yarı^mada yer alan tüm filmlere
öny argısız y aklaştıklannı. aksi halde
görev lerinin amaçsiz bir ^ekilde. hale
dönüşebileeeğini açıkladı. Festıvalde yer alan
tek Türk filmi "Yerçekimli Âşıklar". Örhan
Oğuz. Banş Pirhasan. Ali Özgentürk. Memduh
İ n ve Atıf \'ılmaz'ın kısa metrajlan festivalın
"Balkanlar'a Bakış" bölümünde gösteriliyor.
Festivalin konukJan arasında son filmi
"Stealing Beaut>" ülkemizde yakında
göstenme girecek olan İtalyan yönetmen
Bernardo Bertolucci. "Mimarın Göbeği" ve
"Aşçı. Hırsız. Kansı \e Aşığı" fılmlerinin
yönetmeni İngiliz PeterGreena>\a>. "Kelebek
Avı"nı çeken Gürcü yönetmen Otar losseliani
var. Festival filmleri ^ehrın önemli sınema
salonları Anatolia. Pallas. Makedonikon.
Espero». Stavroupolis'te günde 4 ya da 5 seans
olmak üzere dönüşümlü gösteriliyor.
Festivalin ödülleri 17 kasım gecesinde
yapılacak olan kapanış töreninde açıklanacak.
'Düşünmek başlı
başma bir uğraştır'
Kiiltür Servisi - Çağdaş
felsefenin babası sayılan
Fransız matematikçi. bilim
adamı ve filozof Rene Des-
cartes. doğumunun 400.
ylında çeşitli etkinliklerle
anılıyor. Skolastik felsefe-
nin temel felsefi varsayım-
lan na son veren. günümüze
dek .--ürekli yeniden ele alı-
nan oazı temel felsefe so-
runhnnı ortaya atan v e ana-
litik geometrınin de kuru-
cusu sayılan
Descartes"in bilim tarihi
ve bı.im felsefesine katkıla-
rı. öncekı gün \\\â\z Tek-
nik Lniversitesi Matematık
'•^ölûmü tarafından gerçek-
leştirilen sempozyumda ele
alıncı. Sempozyuma katılan
Erdal İnönü, "Descartes'in
Cuınhurivet Kuşaklanna
Etkisi ve Baa Düşünceler"
başl^lı bir konuşma yap-
tı.l«W0'lı yı 1larda TDK"nin
Hasan Ali\ ücelönderlığın-
de çevirdiği klasikler saye-
sinde Türk aydınının kar-
tezyen düşünceyle tanıştığı-
nı söyleyen İnönü. ünlü dü-
şünürün "Benimtümistedi-
ğün huzur ve sükûttur" sö-
zünün kendısıne. düşünme-
nin başlı başına bir uğraş
olabileceğini öğrettığını be-
lirtti.
4
O\leyse flkir de var'
İnönü. konuşmasının dü-
şünceler bölümünde. bilim
adamı kimliği nedeniy le v ar
olana yenı bir şey ler ekledi:
düşünürken gerçekleşen bi-
yokımyasal tepkimeler so-
nucunda dü^üncenm de
uzayda yer tuttuğunu savu-
narak " Düşünüyorum öy-
leyse vanm'. övleysefikirde
var' dedi. İnönü son olarak
düşüncenın insanhk tarihini
yaratmasından y ola çıkarak
bu sözü şöyle geliştırdi:
"Düşünüyorum öylevse va-
nm, öyleyse fîkir de var ve
bu savede insanlık var."
Türk sinemasının 82. yaş kutlamalan kapsamında panel, gösteri ve sergiler yer alıyor
Kimlikli, pasaportlu Türk sineması
kültür Servisi - Fuat l'z-
kınay'ın bundan tam 82 yıl
önce 14 kasım günü "Ayas-
tefenos'un V ıkılışı' ile çekti-
ği ilk sinema filmiyle başla-
yan Türk sinema tarihi. Be-
yoğlu Beledivesi'nindüzen-
İediği etkinliklerle kutlanı-
yor.
Etkinlikler. önceki gün
Galatasaray Meydanı'nda.
Beyoğlu Belediye Başkanı
Nusret Bavraktar ve arala-
nnda yönetmen ŞerifGören,
Yılmaz Duru. ov uncu Ek-
rem Bora gıbı sanatçılann
katıldığı "82.\'aş'S'ürüvüşü'
ile başladı. Topluluğun ara-
sında Yeşilçam'ın ünlü si-
malarından kimsenın olma-
masi dikkat çekiciydı.
Atatürk Kültür Merke-
zi'nde P kasıma dek süre-
cek olan "Türk Sineması 82
Yaşında' başlıklı etkinlikler
kapsamında ıse Sinema Sa-
lonu fuayesinde Giovanni
Scognamillo'nun arşiv inden
alman sinema afişleri. Ne-
cip Sancı koleksiyonundan
orijinal fotoğraflar. İpek
Film'in ilk sesli film çekım
kamerası sinemaseverlerın
ilgısınesunuldu.
Etkinlikler kapsamında
'Türk Sinemasında Kimlik
Arayışı' konusu da tartışma-
ya açıldı. Yeşilçam'ın en
uzun süreli vönetmenlerin-
TÜRK
Türk sinemasının "'82. Yaş Yürü> üşü"nde ^eşilçam•|n ünlü isimleri voktıı.
den Osman Seden. sınema
tarıhçisi Giovanni Scogna-
millo. Mesut l'çakan vc Er-
den Kıralın konuşmacı ola-
rak katıldığı panelde Türk
sineması üzerıne olumlu ve
olumsuz eöriişler dile geti-
nldi.
'Yüzünü kaybetti'
O.sman Seden. Türk sine-
masının 82. y ılında hâlâ bir
kimlik soruntından söz edil-
mesının 'çarpık' bir durum
olduğuna dikkat çekerek bu
çarpıklığı de\letın belirgın
bir kültür politikasına sahip
olmaması veTürk sineması-
nın toplumun değerlerinden
ıızaklaşmasıyla açıkladı.
•Halkımı/ın dertlerini
vansıtan fılmler vapamıvo-
ruz. Sanat adına iki lezbive-
ni -45 dakika se> iştirttiler.
Bunun adı kadın erkek iliş-
kilerini irdelemek oldu. Tür-
ki\ e'de filmcilik var divemts
>iz. ancak birtakım çıkışlar
var" görüşünü sa\ unan Se-
den. sincmacılığın eskisi gi-
bi nıeslek haline geldıği za-
man sinema endiistrisinden
söz edilebileceğini sövledi.
Seden. Türk >inemasının bir
süredir kendi ın>anına yüz
çevirdiği veonu iyi kavray ıp
anlatamadığı için "vü/ünü
kavbettiğini' de ekledi.
Araştırmacı. yazar Gi-
ovanni Scognamillo ise
Türk sinemasının bugüne
dek genellikle Avrupa \e
Amerikan sinemalarıyla kı-
y aslandığını. ancak Ortado-
ğu ve Uzakdoğu sinemalan-
nın gelenekler açısından
Türk sinemasına daha yakın
olduğunu savundu.
"Sorun endüstri''
Sinemanın etki altında bı-
rakan bir sanat olduğunu
v urgulayan Scognamillo. bir
sinema kimliğinin oluşma-
sında ekonomik. sosyolojik.
toplumsal. harta mitolojik
değerlerin etkili olduğunu
belırttı. Türk sinemasında
ycnilikçi. özgürliikçü adım-
lar için kuramsal bir temel
oluşturulmadığına dikkat
çeken Scognamillo. gençle-
rin yeterınce desteklenme-
dığinden yakındı.
Türk sineması için çizilen
karamsartabloya katılmadı-
ğını belirten yönetmen Er-
den Kıral da kimlik sorunun
kültürel emperyalizme kar-
şı mücadele etmekten geçti-
ğini sav undu. Sinemanın zor
dönemlerden geçtiğini, an-
cak karamsar bir manzara-
dan söz edılemeyeceğini be-
lirten Kıral. ımkânsızlıkla-
nn kimı zaman daha y aratı-
cı işler ortaya koymakta et-
kili olabileceğini vurguladı.
Evrensel v e somut bir sa-
nat olan sinemada "gerçek
olan'ı aramanın mümkün
olmadığını sav unan Kıral.
gerçeğin dramatik yapısı ol-
madığını ve Türkiye koşul-
lannda "gerçek'in artık 'gi-
bi'ye dönüştüğünü belirtti.
Kıral. Türk sinemasının bu-
günkü durumu hakkındaki
görüşlerini ise şöyle özetle-
di: *Türk sinemasının kimli-
ği de var. pasaportu da. Bu-
gün Türk sinemasındaki en
önemli sorun endüstrisinin
olmavışı'.
Etkinlikler kapsamında
AKM Sinema Salonu'nda
cumartesi ve pazar günü.
Mimar Sinan Üniversite-
si'nce hazırlanan 'Türk Si-
nema Tarihi Belgeseli'nden
bazı bölümler ücretsiz ola-
rak sösterilecek.
DUŞUNCEYE SAYGI
MEMET FUAT
Şairin Yaşamı
Sevgili Ş.
Hiçbir şiire arkasındaki insanı görmek için bak-
madığını söylüyorsun. Meraklılık. dedikoduculuk
gibi sözler de etmişsin.
insanoğlunun bilme özlemini aşağılamana katıl-
masam da. söylemek istedığini anlıyorum...
Her şeyi özellikle karıştırıp güçleştirme yetene-
ğın olağanüstü. Basit bir gerçek sen anlatınca ya-
nına varılmaz bir gize dönüşüyor. Gene derinlerde
dolaşmışsın.
Bir eleştirmenimiz kolay anlaşılırlığı yüzeysellik-
le birleştirmişti. Bir bakıma doğru, çünkü bazı de-
rin düşünceleri kolay anlaşılır kılmak olanaksızdır.
Bunu bilenlerin şöyle bir aldatmacaya yönelme-
lerine ise kimse engel olamıyor:
Kolayca anlatılabilecek şeyleri derin göstermek
için kapatıp çetinleştiriyorlar.
Biliyorsun, Oktay Rifat Perçemli Sokak adlı ki-
tabında, "gerçeğingündelıkdüzeninideğiştirmek"
ya da ona "başka bir açıdan bakabilmek" için ters-
ten bir uygulama denemiş, sözcüklerin "konuşma
dilindeki gündelik düzenı "ni değiştırme yoluna sap-
mıştı.
Günümüzün şairleri de düşüncelerini derin gös-
termek için. tersten bir uygulamayla, sözcüklerin
konuşma dilindeki gündelik düzenini değiştiriyor-
lar.
Şimdi sen bunu kabul etmezsın. ama birdenbi-
re neredeyse bütün şairlerin anlatmakta zorlandık-
ları derin düşüncelerle doldukları nasıl açıklanabi-
lir?
Birkaç kişi olsa anlarım.
"Dedikodu" kötü bir sözcük: Konusu çekiştirme
ya da kınama olan konuşma...
Yazınla ilgisi çok uzak...
"Merak" ise kötü bir sözcük değil: Her şeyi an-
lamak. bilmek isteyen...
Başka anlamlara da geliyor ya, bu anlamıyla ya-
zında önemli bir yerı var...
Diyelim bir çocuğa annesı masal anlatıyor. Ço-
cuk ilk gün olayları izler, neler oiacak. kimın başı-
na nelergelecek, onları "merak"eder. Masalınson-
raki anlatılışlarında ıse "merak" diye bir şey kalma-
mıştır. Ama çocuk gene direnerek ıster masalın an-
latılmasını. Her şeyi biliyordur. şöyle oiacak böyle
oiacak diye araya katılıp açıklamalar da yapar, tat
alışında artık merak öğesinin ağırlığı kalmamış. bi-
çemi, dilin müziğıni dinlemeye başlamıştır. Aynı
masalı bir başkası anlatmaya kalkarsa. beğendiği
anlatımı arar, "Annem anlatsın," der.
Çok mu yüzeysel oldu?
Senin derinden söyledığın de bu, bence...
Şiir tekrar tekrar okunan bir şeydir. Merak ögesi
onda romandaki kadar önemli değıldir.
Bunu söylüyorsun.
Öykü ikisinin arasında. masal da öyle... Ama şı-
ir gibi yazılan öykü de, masal da, hatta roman da
olur, niye olmasın!..
Şimdi bakıyorum da, kimi romancılar, birinci oku-
yuşta şu anlaşılır. ikincide şu ortaya çıkar, dördün-
cüde şöyle olur diye dörtnala gidiyorlar. Demek ki
onlar da "merak" öğesiyle yetinmiyor. tekrar tek-
rar okunmayı düşünerek yazıyorlar.
Sende anlaşılmaz bir saplantı var: Bir şair yapı-
tında kendini sergilerse, iç dünyası, çevresi. ılışki-
leriyle kendini şiire koyarsa, biçimsel kaygılarını ge-
riye iter diye düşünüyorsun. Bu çok yanlış. Tersi-
ne, biçimsel kaygıları dengelenır, gereksiz oyunla-
ra sapıp yozlaşması önlenir.
Kimi şairlerin kendilerini sergilemekten, yaşam-
larıyla ilgili ipuçları vermekten neden kaçındıkları-
na değinirken şöyle bir söz etmişsin:
"Şıır yazmak isteyen herkesin ilginç bir yaşamı
olmayabilır."
ilginç yaşam nedir?
Özgürlük savaşımlarında acı çekmek, cezaevle-
rine düşmek, büyük aşklar yaşamak mı?
Bunlar olursa olur şeyler...
Olmazsa ille olsun diye arkasından mı koşula-
cak?
Herkesin yaşamı ılginçtir... işanlatmasınıbilmek-
te...
Ayrıca bugün Türkiye'de neler neler yazılabilir!..
Yazarların bunca kokuşmuşluktan etkilenmedik-
leri düşünülemez...
Ama yazmıyorlar, daha doğrusu yazamıyorlar.
çünkü on beş yıldır sanat rüzgârlan ters yönden esi-
yor...
Bak. belki de inanmayacaksın. mektubundasö-
zünü ettiğin iki genç şairin ıkısı de ileri düşünceli.
toplumsalcı çocuklar. Bunu saklamıyorlar da, sen
duymamışsın. Duysan, çok yetenekli olduklannı
söylemezdin... Adlarını bile anmazdın... Bir soran
oldu mu da. "Eh, işte!" filan der geçerdin...
Aslında onlar son kuşağın en başarıh şairleri ara-
sında, bence de... Ama ne kadar ilginç, sen bile an-
layamıyorsun şiirlerinden ne düşüncede insanlar
olduklannı...
Yalnız şu da bir gerçek: Yozlaşıyorlar... Yaşam
böyle ikiye bölünüp gündüz insan gece kurt olarak
sürdürülemiyor... Son günlerde, bakıyorum da, bi-
n şiirlerinin noktalama işaretlerini koyacağı yerlerı
arayarak mutlu olmaya çalışıyor. öbürü ise boylu
boyunca cinselliğe batmış, boğulmak üzere...
Ya, işte böyle, artık kimin ne olduğu anlaşılmıyor
şiirlerinden.
Sevgiler, selamlar.
Yaşamın İçinden İnsan Manzaraları
Kültür Senisi - Carousel Alışveriş \e Yaşam
Merkezi'nin IFSAK İstanbul Fotoğraf \e Sinema
Sanatçılan Derneğinin işbirliğıyle düzenlediği ve
fotoğraf editörlüğünü usta sanatçı Nevzat Çakır'ın
üstlendiği 'Yaşamın İçinden İnsan Manzaralarf sergisi
cumartesi günü sanatseverlerin ziyaretine açıldı. Cemal
Ağacıklıoğlu. H. ŞendurCankurtaran. Ne\zatÇakır.
Tülin Dizdaroğlu. Ali İhsan Gökçen. Metiner Gören.
Selim Güneş. Izzet Kenbar. Bülent Özgören. ^ı usuf Tuv ı
ve İlhan Y ıldızlı gibi 11 fotoğrafçının vapıtlarını bir
araya getıren sergi 2 aralığa dek ızleyenlere renkli bir
yaşam panoraması sunacak.
Sokaktaki Adam Avrupa'da
Kültür Servisi - Yönetmenliğıni Bıket İlhan'ın yaptığı.
Metin Belgin. Suna Yıldızoğlu. Selda Özer. Mustafa
Avkıran ve Ali Sürmeli'nin rol aldığı 'Sokaktaki Adam'.
Fransa"nın Strasbourg kentınde 14-20 kasım tarihleri
arasında ilk kez düzenlenen Avrupa Sinema Forumu'nda
Türkiye'yi temsil edecek. ?•& ülkenın yeralacağı
forumda Avrupalı parlamenterler \e profesyonel
sinemacılar buluşacak. Çeşitli etkinlikler ve
vvorkshop'lar ile ülkeler arasında farklı kültürlerin
etkileşımini sağlamayı amaçlayan formun ardından.
"Sokaktaki Adam.' Londra Türk Film Festıvalı'ne
katılacak. Geçen yıl yurtiçi festıvallerde 12 ödül alan
film Paris. Kopenhag. İskendenye ve Köln'de
sinemaseverlerle buiıistu.