Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç 0
Genel Yavın Koordınatorü: Hikmet
Çetinkaya # Yazıışlen Müdürlerı.
Ibrahim Vddız, Dinç Tajanç (Sorumlu)
% Haber Merkezı Müdiırü: Hakan Kara
# Gorsel Yönetmerr Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Danışoğlu 9 l-.tıhbarat:
Cengiz Yıldırım •Ekonomı: Bülent kı/anlık
# Kultur Handan Şenköken 0 ŞPû r
Abdülkadir \ ücelman • Makalcler Sami
Karaören • Düzeltnıe Abdullah Yazıcı
9 Fotoâraf: Erdoğan Köseoğlu 9 Bılgı-Belge-
Edibe Suğra • Yurt Haberlerı MehnietFafaç
"layıııkurulu İlhanSelçukıBa^kanı.
Orhan Erinç. Okta> Kurtböke.
Hikmet Çetinka\a, Şiikran Soner,
Ergun Balcı. Dinç Ta\ anç. fbrahim
V, ıldız, Orhan Bursalı. Mustafa
Balba\, Hakan Kara.
AnkaraTeniMİcısı Mustafa Balba\ • Haber Mudunı Doğan
Akın Alatıirk Bu]\an No 125. Kjt'4. Bakünlıklar-Ankara Tel:
4W5o;o C lutl. Faks 414511;"' • Izmır Tem»ılcısı
Serdar Kızık. H Zı>a Bh 1352 S 2 3 Tel. 441 1220.
Fak>. 44141 17 • Aıiana TemsılciM Çetin Yiğenoğlu.
lnonuCd. 114 S \"o 1 Kat 1. Tel 352255(1. Fak> 35225"(l
Muessese Müduru Erol Erkut 0
Koordinatör' \hmet Korulsan 0
Muhasebe Bülent Yener 0 Idare
llüsevin Gürer 0 Iîletme Önder
Çelik 0 Bılgı-l,lem Nail tnal 0
BılgısJ\ar Sıstem Mürü\et Çiler
MEDVA C: 0 Yoneıım Kurulu
Başkanı - Gene! Mudur Gülbin
Erduran 0 Koordinatör Reha
Işırman 0 (Jenel Mudur Yardımcısı
Mine Akdağ Tel 514 0" 53 -
5 L* 95^0-513 S46tW)l. Faks 513S463
*an \e Basaı: Y-nı Uım Hab<?r
I-.-J 5" 41 Caû.loiiu 54J34 !
\ıan>ı. Ba;:n \e Ya\ıncıhl>. ^ S
M PK 246 kunbul fel IO ZlZt 512 (15 "5 120 hall Fak» IU 2121 515 S5 95 11KASIM1996 tmsak'5.12 Güneş: 6.40 Öğle: 11.55 Ikindi: 14.32 Akşam: 16.5" Vatsı: 18.19
34. Vizon Show
başladı
• İstanbul Haber Servisi -
Her yıl geleneksel olarak
yapılan Vızon Sho\^ "un
34"üncüsü önceki akşam
Lütfü kırdar Uluslararası
Kongre \e Sergı Sarayf nda
yapılan defileyle başladı.
C'nlü halvan modacı Rocco
Barocco nun onur konuğu
olarak katıldığı gösterilerde
sahneve en son çıkan. bu yıl
•\\lum Kokulu Kadınlar"
filmiv le Antalya'da Altın
Portakal Ödülü alan Hande
Ataizi büvük beğeni
topladı. Barocco'nun 45
parçadan \ e transparan
gi>silerden oluşan
koleksivonu büyük alkış
alırken cesur giysileri sunan
çoğunhığu yabancı
mankenler. ızleyenlere
güzel anlar yaşattı.
Sayısal Loto
başlıyor
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Milli Pıyango
tdare.si'nce düzenlenen
Savısal Loto bugiin
başlıvor. Sayısal Loto'da,
ilk haftada 6 rakamı bilene
ödenecek ikramiye tutan 50
milyar lıra olarak belirlendı.
Sayısal Loto'nun her kolon
bedelınin 25 bin lira olarak
belirlcndiğıni anlatan
yetkililer. çekilişlerin
TRT'den canlı olarak
vayımlanacağını bildirdiler.
Savısal Loto oyunu için.
l'den 49'a kadar savı
içinden 6 sayı seçilecek.
Çekiliş bonucu belirlenecek
numaralardan 6. 5. 4 ve
3'ünü bilenler ikramıyeye
hak kazanacaklar.
Kanser kuşkusu
• \E\V YORK (AA) -
Amenka'da gerçekleştinlen
yeni bir araştırma. Nutra
Svveet adı verilen suni
tatlandırıcının. beyin
kanserıne yol açtığı
volundakı ıddiavı
güçlendirdi. Konuyla ilgili
araştırmav ı yürüten Dr.
John Olney. bilimsel adı
•aspartame' olan Nutra
Svveet'in kullanımına ilk
kez izin veren eyaletlerde.
son 4 yıl içinde bevin
kanseri oranının yaklaşık
iki kat arttığını belirtti.
Laboratuvar deneyleri.
Nutıa Svveet ile beslenen
kobayların. yaygın şekilde
beyin kanserine
yakalandıklannı ortava
koyııv or.
Güven '96
Tatbikatı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -Güven '96 Kriz
Yönetimı Tatbikatı'nın 12-
21 Kasım 1996 tarihlerinde
yapılacağı bildirildi.
Başbakanlık Basın
Merkezı'nden Kriz
Yönetimi Tatbikatı'na
ilişkin olarak şu açıklama
yapıldı: "Bu tatbikatın
amacı olağaniistü hal
durumlannda devlet
kuruluşlarımn eşgüdüm
işbirliği \e iletişim
veteneklerinin
geliştirilmesi. kriz vönetim
teşkilatında göre\ alan
personelin eğitılmesi ve
si\il sa\unmaönlemlerinin
denenmesidir. Tatbikat.
Hükümet Kriz Yönetim
Merkezi tarafından sevk ve
idare edilecek olup ilgili
bakanlık \e kuruluşlann
katılımı ile icra edilecektir."
'Göğsü çok kıllı'
diye işinden oldu
• V\ASHINGTON (AA) -
_ ABD'nin Oregon eyaletinde
güvenlik göre\lisi olarak
çalışan Cİîarles Murphy adlı
birkişi. göâsünün "aşın
derecede \e çok uzun kıllı'
olması nedenivle işten
atıldı. Murphy'nin.
görevinde sürekli üniforma
giymesine rağmen. çok
uzun olan kıllan gömleğinin
altından çıkıp kıvnlarak
nerede> se çenesine kadar
uzanı\ordu. Charles
Murphy'nin kadın amiri
Lisa Aune. adliye binasına
girip çıkan kadınlann
gü\enlik göre\ lisinin
kıllarının görüntüsünden
rahatsızlık duyduklannı
sövledı.
Kalıtsal özelliğe sahip olduğu için her geçen gün yeni bir insanm daha sorunu olabiliyor
2 milyon ldşi ^açık
9
şeker hastasıSA.\DET LSLL
Çoğu zaman rastlantıyla teşhis edi-
len şeker hastalığı. dünyada 100 mil-
yon insanın sağlığını yakından etkili-
yor.
Genellikle çok hafif olarak başlayan
hastalık, kalıtsal özelliğe sahip oldu-
ğu için her geçen gün yeni bir insanın
daha sorunu olabiliyor. Türkiye Diya-
bet Tedavi ve Eğitim Vakfı Başkanı
Prof. Dr. Temel Yılmaz. Türkiye'de de
2 miKon insanın şeker hastası olduğu-
nu belirterek "Genetikozclliğidüşünü-
lürse bu rakam 10 mihonu bulur" di-
yor.
Insan yaşamının kökünden değiş-
mesine neden olan şeker hastalığı. er-
ken teşhis edilmediği takdiıde vücıı-
dun bütün organlannı bozuyor. Hasta-
lığın teşhis edilmesinden sonra ise bi-
linçli ve sürekJi diyet yapmak gereki-
>or.
Prof. Dr. Temel Yılmaz. hastalığın
geç yaşlarda görülmesine karşın. sey-
rek de olsa çocuklarda da görülebile-
ceğini \ urguluyor.
Divabetli olan bir çocuğun sağlıklı
büyüyebilmesinin kan şekeri düzeyi-
nin normal \ eya normale yakın tutul-
masına bağlı olduğunu belırten Yıl-
maz. u
Bunun için de düzenli kan şeke-
ri takibi ile ensiilin tedavisinin a>arian-
ması gerekir. Ensülinin \etersizligi. yük-
sek kan şekerine bağlı başta göz, böb-
rek \e siniıierolmak iizere \ iicudun or-
Diyabetli olan bir çocuğun sağlıklı büyüyebilmesinin
kan şekeri düzeyinin normal veya normale yakın
tutulmasına bağlı olduğunu belirten Prof. Temel Yılmaz,
"Bunun için de düzenli kan şekeri takibi ile ensülin
tedavisinin ayarlanması gerekir" diyor.
ganlarını olumsuz etkiler" diye konu-
şuyor. Prof. Yılmaz. genellikle orta
yaşlarda ortaya çıkan diyabetin belli
başlı belirtilerini de şöyle sıralıyor;
" Dişeti iltihaplanmalarugeceleri ge-
len bacak kramplan, d ve a>aklarda ka-
rıncalanma ile uyuşma. ön belirtiler
olarak ortaya çıkıyor. Tekrariayan çı-
ban. sürekli uyku hali >a da kadınlar-
da dış üreme organlarında başla>an
kaşıntı, hastada gittikçe artan susuzluk
du\gusu. halsi/lik \e kilo ka>bı duru-
mu. sık ama az idrara çıknıa. kadınlar-
da âdetten kesilme. erkeklerdecinsel giiç
kaybı."
Türkiye'de de 2 milyon insanın şe-
ker hastası olduğunu kavdeden Yıl-
maz,4.5 miKon insanın isegizli şeker
hastası olduğunu sö>lüyor. Düzenli
kontrol ve tedavinin devam ettiği sü-
rece şeker hastalannın hiçbirsorunya-
şamayacağını ifade eden uzmanlar ise
uyırfmasr gereken kuralian şöyle be-
lirtiyorlar:
Daha fazla bilgi: Hekim yalnızca yol
göstericidir. Bu nedenle sürekli bilgi-
lerinizi tazelemelisiniz.
Şeker hastabğı nedir?
Halk arasında çok şeker yemekten
kaynaklandığı kanısı \ardır. O\sa has-
talığın asıl nedeni. ensülin eksikliğidir.
Ensülin. organizmada belirli düzeyde
bulunması gereken bir hormondur. Şe-
ker hastalığında bu hormon ya çok
azalmıştır ya da var olan ensülin kul-
lanılmaz.
Bu durumda da gıdalarla alınan ve
hücrenin enerji kaynağı olan şeker.
hücre içine giremez.
'Sigarayı bırakmak
için geç kalmadınız
9
• Dünya Sağlık Örgütü'nün
verilerine göre, 1995 yılında
gelişmiş ülkelerde 2, gelişmekte
olan ülkelerde 1 milyon kişi sigara
nedeniyle öldii. Bu rakamın
2025'te gelişmiş ülkelerde 3,
gelişmekte olan ülkelerde ise 7
milyon olacağı tahmin ediliyor.
İstanbul Haber Servisi-Sigarayı bırak-
mak için hâlâ geç kalmış değilsıniz... Sir
Richard Doll. sigara hangi yaşta bırakılır-
sabırakılsınbirkazançolacağını vurgula-
> arak. "Sigaraj 165 yaşında bırakmak bile
size 20 yıl kazandırabilir" dedı. Doll ayn-
ca. dünyada geçen yıl sadece sigara yü-
zünden 3 milyon insanın öldüğünü
sövledi.
Eğitim \e sağlık kuruluşla-
nnda. kamu verlennde. şehir
içi \e şehirlerarası ulaşım
araçlarında sigara içiminin
yasaklanması. sıgara karşıtı
kurum ve kişilerce sevinçle
karşılandı. Sigarajla Sava-
şanlar Vakfı Yönetim Kurulu
Başkanı UbeydKorbey. yasanın
cumhurbaşkanı tarafından kesinlik-
le ona>lanması gerektiğini \urgulayarak.
"Belki de bundan sonra yasanın meclisten
geçtiği 7 kasım tarihini sıgaradan kurtulma
günü olarak kabuledebiliriz"dedi. Derne-
ğın bu nedenle düzenledığı toplantıya ka-
tılan Sir Richard Doll. Avrupa ve Asya'da
400 yıldır tütün kullanılmasına karşın za-
rarlannın ancak 50 yıl önce anlaşıldığını
sövledi. Akciğer kanseri ve sigaranın iliş-
kisini ilk kez gösteren \e 40 yıl süren bir
çalışması nedenh le Nobel'e aday gösteri-
len Doll.konuyabutarihtenbuyanaönem
verildığini ifade ettı.
195fyılında başladığı ve 40 yıl 34 bin
hekim üzerinde süren çalışmasında sigara
içenlerin içmeyenlere göre 15 kat daha çok
akciğer kanserine yakalandığının ortaya
çıktığını kavdeden Doll. diğer sonuçları
da şöyle sıraladı: "Sigara içenlerin içmeyen-
leregöre,yemek bonısu kanserine \akalan-
ma riski 7.5, pankreasriski12, mesane kan-
seririski2J kez daha fazla. Sigaradan öiiim-
ler İngiltere'deki tünı ölümlerin > üzde 5.6'sını
oluşturuyor . Akciğer kanserine \akalan-
nıa riskini erkeklerde 24, kadınlarda ise 14
kez arttıyor. Vaptığımız araştırma sonu-
cunda kansere neden olanın sigara içinde-
ki çeşitli kimyasal maddeler olduğu sonu-
cuna vardık."
Richard Doll, sigara yüzünden akciğer
kanseri dışında. kronik bronşit. akciğer tü-
berkülozu. astım; dudak. burun, mide kan-
serleri, kron hastalığı (bağırsak), kemik
erimesinin de görülebileceğini be-
lirtirti. Doll sözlerini şöyle sür-
dürdü: "Meselasigaranın par-
kinson \e bunamada önle> ici
etkisi vardır. Nedeni de siga-
ra içinde bulunan çeşitli kinı-
\asal maddeler. Ancak bu-
namayacağım di\e akciğer
kanserine \akanlanma riski-
ni göze almak da saçmalık olur.
Zaten, sigaranın zaraıiı etkileri
yü/de 70 iken. hastalık önlemesi sa-
dece y üzde 1 olarak belirlenhor."
Sigarayı bırakmanın hiçbir zaman geç ol-
mayacağını da vurgulayan Doll, yaptığı
çalışmada. sigara içen doktorların 100 v a-
şını görememesıne karşın içmeyen 20 dok-
torun 100 yaşını geçtiğini \e hâlâ yaşadı-
ğını söyledi.
Sir Doll ayrıca Türkiye'de kabul edilen
yasanın çok büvük bir atılım olduğunu
kaydetti. Bu arada Dünva Sağlık Orgü-
tü'nün verileri göre. 1995 yılında gelişmiş
ülkeler 2, gelişmekte olan ülkelerde ise 1
milyon kışi sigara nedeniyle öldü. Bu ra-
kamın 2025 yılında gelişmiş ülkelerde 3.
gelişmekte olan ülkelerde ise 7 milvon ola-
cağı beiirtildi.
Kuş
olup
uçsak
"Sonbahar giineşi
pınl pınl: üstelik de
günlerden pazar...
İnsanlar çıkıp şöyle
bir dolaşsalar.
vollan Eminönü'ne.
Dhamolu'na \a da
Sultanahmet'e
düşse... Sonra
'Kuşlar özgiirliige
uçuyoriar. onlara
yem atsak" de>ip
a\ uç a\ uç mısır. dan
saçsalar!"
İstanbul'un
aynlmaz parçası
güvercinler dün
güneşe ha\alanırken
bö\ledüşünüyor
olsalar gerekti. Sisli
ve soğuk günlerin
ardından ılık \e
güneşli bir pazann
keyfini>aşa>an
İstanbul insanlan
da parklan ve
kıvılan doldurdular.
(Fotoâraf:
MEHMET
DEMİRKAYA)
Ne hafıfe alın ne de korkunTFfasta-
lık \ ücuttaki hasan uzun yıllardaoluş-
turduğu için belki biraz da şeker söz-
cüğü nedeniyle hafife alınır. Bu da
hastalığın seyrinın hızlanmasına. organ
bozukluklannın daha erken ortaya çık-
masına neden olur. O\sa hekim kont-
rolündeki bir tedav ide uzun vıllar hiç-
bir sorun çıkmaz.
Diyet: Hastalıkta hücre tarafından
kullanılmayan şeker, kanda birikir. Bu
nedenle kan şekerinizin düzevini da-
ha da arrtıracak şekilde fazla gıda al-
mamalısınız. Diyet vapmadan şeker
hastalığının tedavisi mümkün degil-
dir.
Diyet işkence olmasın: Gün 1ük yaşa-
mınız beslenme alışkanlığınızla uyum-
lu ve geniş seçenekler içe-
ren diyet lıstesi yaşamı daha
zevkli kılar. Günlük kalon
gereksiminiz ve yiyecekle-
rin birim ölçülerindeki kalo-
ri miktannı öğrenerek kendi-
nize geniş alternatifler sag-
layabilirsıniz.
Egzersiz: Tedavinin ikinci
koşuludur. Hobilerinize uy-
gun bir egzersiz programı se-
çin ve uygulayın.
Kan şekeriniz çok yüksek
yadadüşükse: Ağır egzersiz
metobolik fonksivonlan da-
ha da bozarak durumu kötü-
leştirebilir. tdrardaki aseton
kaybolmadan ve şeker yüz-
de 300 mg'nin altına inme-
den ağır egzersiz yapılma-
maltdır.
Ensülin: Halk arasında alış-
kanlık yaptığı kanısı varsa
da bu gereksiz ve aslı olma-
yan bir savdır. Kanda ensü-
lin hormonu çok az olan has-
talarda ensülinin keşfinden
önce yaşam süresı 1 yılınal-
tındaydı. Bugün ensülin sa-
yesinde hastalar. normal ya-
şantılarını sürdürebıliyor.
Şeker düşürücü haplar:
Hastalığın tedav isinde hedef
kan şekennin diyet ve egzer-
sizle ilaç kullanmadan ayar-
lanmasıdır. Şeker düşürücü
haplar. ensülin salgılavan
hücreleri fazla çalıştırır.
Metoboük kontrolİerin öne-
mi: Kan şekeri öğün öncesi
ve sonrası alınan gıdalara ve
hormonal dengeye göre de-
ğişir. Günde dört kez artar.
dört kez düşer. Günde bir kez
ölçülen şeker değerınin ço-
ğu kez büyük anlamı yoktur.
Bu nedenle uzun süreli kan
şekeri dengesini gösteren gli-
koz ile hemoglobin tetkiki-
nin en az üç ayda bir ya da
frukiozamin tetkikinin ayda
bir yapılması. bu değerler
>üksekse hızla önlem alınma-
sı gerekir.
Oğrencileri onun eksikliğini hep hissedeceklerini söylüyorlar
6
Kriton Curi'yi anlayamadık
9
LEVLA TA\ ŞANOĞLL
Anı bir bev in kanaması so-
nucu yitırdiğimiz Prof. Kri-
ton Curi'nin ardından oğren-
cileri hâlâ gözyaşı döküyor.
Onun eksikliğini her zaman
hissedeceklerini söylüyorlar.
Çevre mühendisı olmasında
Prof. Curi'nin büyük emeği
geçen Prof. Günay Kocasoy,
"hoca^sının vaşamının her
döneminde engellemelerle
karşılaştığını anlatarak, "Adı
Kriton değil de Kerem olsay-
dı. Türkive'de hav at onun için
çok daha başka türlü olacak-
tı" diyor. Prof. Kocasov 'a gö-
re Knton Hoca'v ı aramızdan
alan bevin kanamasına da
YÖK döneminin '"armağa-
nı" olan yüksek tansiyonu
neden oldu. Knton Hoca'nın
Boğazıçi Üniversitesi'ndeki
odasında buluştuğumuz Prof.
Kocasov 'a bunun nedenlerı-
ni sorduk: oda anlattı:
"Kriton Hoca Boğaziçi Üni-
versitesi'nde \ ÖK"ten hemen
önceÇevre Bilimleri Enstitü-
sü'nü kurdu ve ilk müdürü de
kendisi oldu. Bütün eğitim
programını, her şevini kendi-
si hazırladı. Ama YÖK Kanu-
nu çıkınca her şey sona erdi.
Enstitü kapatılmadı. Ama
müdürlüğiine son verildi.
Kurduğu laboratuvar oraya
devTedildi. Kriton Hoca da
İnşaat Mühendisliği Bölü-
mü'ndeki görevine döndii."
Peki. Knton Hoca neden
yüksek tansıyon hastası ol-
du? Prof. Günav Kocasoy'un
gözlerinden yaşlar adeta fış-
kırıvor. Sesi iyice kısılarak
sorumuzu yanıtlıyor:
"YÖK onun çalışmalannı
engellemek için her şeyi \ ap-
tı. Bu viiksek tansiyon illeti o
zaman başına musaüat oldu.
Her gün tansiyonuna baktır-
nıak. ilaç almakzorunda kal-
dı. Adı Kriton değil de Ke-
rem olsaydı Türkiye'de havat
onun için çok daha başka tür-
lü olacaktı...
Onu hiçbir zaman anlaya-
madık. Onun yaptığı büyük
• Prof. Günay Kocasoy'a göre. Kriton
Hoca'yı aramızdan alan beyin kanamasına da
YÖK döneminin "armağanı" olan yüksek
tansiyonu neden oldu.
işleri çekemedik. Onun tem-
posuna. hızına a>ak u\ dura-
madık. önüne konan bütün
engellere. kendisine hiç destek
olunmamasına rağmen her
şeyi başardı. Dünya onun
önündeydi. Ama biz onu an-
lamak istemedik."
Peki Kriton Hoca. Çevre
Bilimleri Enstitüsü Müdür-
lügü aörev ine ne zaman dön-
dü? "
"Geçen yıla kadar bir bu-
çuk VTI sürevle yeniden Ens-
titü Müdürlüğü'nü yürüttü.
O dönemdeenstitüyesosval bi-
limler dersleri de kovdurdu.
Pek çok arkadaş karşı çıktı.
Bize hep "Bırincı kalitede
adam birıncı kalite insanla.
üçüncü kalite adam üçüncü
kalite insanla çalışmak ister.
Hep kendinızden üstün in-
sanlar bulun ki hep birlikte bir
şevler öğrenebilelim' derdi.
Ama bizler onun bu güzel dü-
şüncelerini de anlamak iste-
medik."
e-posta : tan (a vol. com. tr
Kriton Hoca'nın, üzerin-
de çalıştığı. danışmanlık yap-
tığı pek çok çevre. katı ve sı-
vı atıkprojesi vardı.
Şımdi bu projeler ne ola-
cak?
"Ben bu projeçabşmalann-
da onun ekibinde yer alıyor-
dum. Yürütülen projelerde
çalışan ekiplerdeki kişilerin
sav ısı değişhordu. Ama bütün
ekiplerin bevııi,belkemiği Ho-
ca'vdı. Bu projelerin hayata
geçirilmesine karşı çıkan ba-
n çevreler Kriton Hoca'nın
ölümünü fırsat bilebilirler.
Ama artık buna izin verilme-
mesi gerek. Buna bizlerin izin
vermemesi lazım. Fakat vakit
daha çok erken. En azından
onu engellemeve çalışanlann
elinde projelerin kalmaması
için o gücü bulmaya çalışaca-
Yeniden ağlamava başlı-
yor: "Onun gibi bir hocayu ay-
nı zamanda da gerçekbir dos-
tu kaybetmenin ne demek ol-
duğunu nasıl anlatsam?"
Kriton Hoca'nın laboratu-
van var mıydı?
"Hay ır. yoktu. NATO'dan
uluslararası kuruluşlardan
bağış alarak aletler getirtmiş,
Türkiye've beş kuruş para
harcatmamışh. Onca aleti ko-
yacağı bir laboratuvar yeri
arıyordu. Ama ne vazık ki
ünKersitesi ona buyeri verme-
di."
Çok içine işleyen bir olay.
1995 Eylülü'nde bir çevre
sempoz>umu için gittiği Ku-
şadası'nda bir tepeye Kuşa-
dası Belediye Başkanı \e bir
grup çevrecivle diktiği çam
fidanlarının bakımsızlıktan
kuruduğunu görmesiydi.
Prof. Kocasov. Hoca'nın fi-
dan tutkusunu da şöv le anla-
tıvor:
"Son birkaç yıldır nerede
bir konuşma \apsa nıutlaka
oraya bir fldan dikilmesinde
ısrar eder, Bunu daha önce
neden düşünmedim0
' diye
hay ıflanırdı. Sanıyorum dik-
tiği ağaç savısı 150'nin üze-
rindedir."
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
Sosyalist Sol, Şu 'Yengeç Sepeti'
i O oğuk Savaş' öncesinde 'sosyalistsol' bir yen-
O geç sepetidir.
40 karanlığı! Sosyalizm konusunda kitap bulabil-
mek. ne mümkün: hem yasak, hem tehlikeli! Bazı
'eskiler' Kerim Sâdi'nin, Dr. Hikmet Kıvılcımlı'nın
30'lu yıllarda çıkmış eserlerini verirse, okuruz. Ha-
yatımın en şâyân-ı hayret olaylarından birisi, Dr.
Hikmet'in (Ona 'Tıbbıyeli' Hikmet derlerdi. gizli
TKP'nin Gençlik Kolları'nı yönetirmiş) Nâzım Hik-
met aleyhineyazdıklarınıokuyuşumdur: 'Tarihi Ma-
teryalizm Kütüphanesi' neşriyatından bu kitabın.
başlığı aynen şuydu: 'Marksizm Kalpazanları Kim-
lerdir? Tip No: 2 Nâzım Hikmet'. Nasıl iyi mi? (Tip
No: 1, Kerim Sâdi) 'Doktor', Nâzım Hikmet'in ne-
den dolayı 'marksizm kalpazanı' olduğunu, kanıt-
lamaya uğraşıyor. Sosyalizmin 'ne olduğunu', 'ne-
yin mücadelesiniyaptığını', Nâzım Hikmet'ten öğ-
renmiş bir gencin uğrayacağı 'sukut-u hayâli' dü-
şünebilir misiniz? ,
Benzer suçlamaları sonraları çok gördük, galiba
kanıksadık da! Gerçi sosyalist sol. yalnız ülkemiz-
de değil. bütün yeryüzünde en çok tartışma yaşa-
yan siyasi hareketlerden biridir; aynı yıllarda Sov-
yetlerde de 'İşçi Muhalefeti', 'Galiyef Muhalefe-
ti' ve 'Troçkist Muhalefet' gibi çeşitli 'oppozitsi-
ya'larçalkalanıyordu ama, Türkiye'nin sorunu fark-
lıdır ve acıdır: ülkemizde tartışma, hiç değilse işçi
sınıfıyla özdeşleşmiş 'yekpâre' bir hareket içinde geç-
miyordu; tam tersine, çekişmenin temel nedeni bel-
ki de 'hareketin'fra\ka 'yabancı' kalması, onunla bir
türlü özdeşleşemeyen bir 'aydınlar kulübü'nü an-
dırmasrydı: başansızlık, az çok halka ulaşabilmiş olan-
ların, diğerlerince insafsızca suçlanmasına yol aça-
bıliyordu.
Dr. Hikmet Kıvılcımlı'nın. Nâzım'ı ve Kerim Sâ-
di'yi 'kalpazanlıkla' suçladığı 30'lu yılların ortaları-
na doğru; yanlış bilmiyorsam sosyal hareketimiz
beş ya da altı fraksiyona bölünmüştü; ve bunlar, Av-
rupa'da ve Türkiye'de gittikçe 'yükselen' faşizme
rağmen, yapacak başka şey kalmamış gibi, bir gü-
zel, birbirlerini karalıyorlardı.
Komintern'in TKP'ni yoksaydığı tarih, bu tarih-
tir.
Şurdan burdan 'alıntı'...
Tuhaf ama gerçek: sosyalizmin 'beynelmilel' ka-
rakten, Osmanlı sosyalizminde, komprador/kozmo-
polit bir nitelik olarak görünüyor: 1900'lerin Selâ-
nik şehrinde, Benaroya ve arkadaşları - ki Muse-
vidir - Sosyalist Amele İttihadı ile işe başlamış, II.
Enternasyonal'le ilişki kurmuşlarrJı ama, acaba
Osmanlı amelesiyle bir ilişkileri olmuş muydu?
Meşrutiyet sonrası sosyalizmi ya Almanya üzerin-
den Spartakistler'in rüzgârıyla gelmiş: ya da muh-
telıf Balkan ve Rus 'komitacılığı'nm etkisinde kal-
mış! Kendi hesabıma, 'Iştirâkçi' Hilmi Bey'in id-
râk gazetesiyle, Anadolu'daki Halk Iştirakuyûn Fır-
kası'nın dışında, 'millîve mahallî' bir nitelik ve özel-
lik taşımaya heves eden bir 'hareket' göremedim.
Ne kadar 'beynelmilelci' olsalar da, dış 'hareket-
ler' kendi ülkelerine göre sosyalizm 'modelleri' ge-
liştirebilmiş, işçi sınıfıyla ve halkla ilişkilerini bu baz-
da pekiştirmişlerdir: Sovyet sosyalizmine, neden
Marksisi/Leninist denilmiş sanıyorsunz? Lenin'in az
mı katkısı olmuş? Peki Narodnik Hareketi'nin -bu
arada Narodnaya Volya'nın- dahası Çenişevskiy,
Herzen ve Plekhanof'un Lenin'e katkısı küçüm-
senebilir mi? O yüzden değil midir ki, Frankfurt Fi-
lozoflan'ndan Herbet Marcuse, ünlü kitabının adı-
nı 'Sovyet Marksizmi' koymuştur.
Türkiye'de sosyalist sol aydınların başarısız-
lığı, besbelli burada yatıyor: TİP'in bazı çabala-
rı bir yana bırakılırsa, halkın benimseyebilece-
ği bir sosyalist kalkınma modeli öneremiyorlar:
bütün önerileri, tanzimat 'alafrangalığı' çerçe-
vesinde, şurdan burdan 'alıntı'!
Soyutlayıcı 'boşluk'...
Bunda Komintern'in. başından itibaren Kema-
lizm'i desteklemesi. olumsuz bir rol oynamış ola-
bilir: muhtemelen bu sebepten, kemalistlerin anti/em-
peryalist. laik ve demokratik -kurtuluş, kuruluş ve
kalkınma 'modeli'-, sosyalist sol tarafından da be-
nimsenip desteklenmiştir; buna pek yanlış yapıl-
mıştır da denemez.
Gel gör ki Türkiye'de rejim, 30'lu yılların orta-
larından itibaren, faşizan bir 'totaliterleşmeye'
yönelip, temel ve ana istikametinden sapınca;
sosyalist sol'un, kendi bağımsızlık ve kalkınma
modelini, Türk halkına sunması gerekmez miy-
di?
Ondan geçtik, aslında Gâzi'nin başından sım-
sıkı tuttuğu anti/emperyalist tavra bile tam an-
lamıyla sahip çıkılamıyor; öyle ki gün geçtikçe
'sosyalist sol'un 'ilericiliği', akıl almaz bir şekil-
de 'tek parti'nin 'ilericiliğiyfe' çakışıyor. Hep bi-
lirsiniz, bu bir alt/yapı 'ilericiliği' değildir, alaf-
ranga' bir kültür, yâni üst/yapı 'ilericiliğidir'; ne-
ticede 'sosyalist sol'u da, 'sosyalist aydınlan' da,
işçi sınıfından ve halktan soyutlar, 'seçkinci' bir
boşluğa mahkûm eder.
O 'boşluk' ülkemizde 'hareket'in amiplergibi bö-
lünerek çoğalmasına fakat güçsüzleşmesine, bu
yüzden de karşılıklı suçlama ve atışmalara düşme-
sine neden olmuştur. Buna bir de. hiç eksik olma-
yan ağır ve şiddetli siyasi baskıyı eklerseniz, sos-
yalist Türk aydınının 'Soğuk Savaş'a hangi ortam-
da girdiğini kestirebilirsiniz.
http:// www. vol. com. tr/ A İLHAN
http://www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.html