08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç 0 Genel Yavın Koordınatorü: Hikmet Çetinkaya # Yazıışlen Müdürlerı. Ibrahim Vddız, Dinç Tajanç (Sorumlu) % Haber Merkezı Müdiırü: Hakan Kara # Gorsel Yönetmerr Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Danışoğlu 9 l-.tıhbarat: Cengiz Yıldırım •Ekonomı: Bülent kı/anlık # Kultur Handan Şenköken 0 ŞPû r Abdülkadir \ ücelman • Makalcler Sami Karaören • Düzeltnıe Abdullah Yazıcı 9 Fotoâraf: Erdoğan Köseoğlu 9 Bılgı-Belge- Edibe Suğra • Yurt Haberlerı MehnietFafaç "layıııkurulu İlhanSelçukıBa^kanı. Orhan Erinç. Okta> Kurtböke. Hikmet Çetinka\a, Şiikran Soner, Ergun Balcı. Dinç Ta\ anç. fbrahim V, ıldız, Orhan Bursalı. Mustafa Balba\, Hakan Kara. AnkaraTeniMİcısı Mustafa Balba\ • Haber Mudunı Doğan Akın Alatıirk Bu]\an No 125. Kjt'4. Bakünlıklar-Ankara Tel: 4W5o;o C lutl. Faks 414511;"' • Izmır Tem»ılcısı Serdar Kızık. H Zı>a Bh 1352 S 2 3 Tel. 441 1220. Fak>. 44141 17 • Aıiana TemsılciM Çetin Yiğenoğlu. lnonuCd. 114 S \"o 1 Kat 1. Tel 352255(1. Fak> 35225"(l Muessese Müduru Erol Erkut 0 Koordinatör' \hmet Korulsan 0 Muhasebe Bülent Yener 0 Idare llüsevin Gürer 0 Iîletme Önder Çelik 0 Bılgı-l,lem Nail tnal 0 BılgısJ\ar Sıstem Mürü\et Çiler MEDVA C: 0 Yoneıım Kurulu Başkanı - Gene! Mudur Gülbin Erduran 0 Koordinatör Reha Işırman 0 (Jenel Mudur Yardımcısı Mine Akdağ Tel 514 0" 53 - 5 L* 95^0-513 S46tW)l. Faks 513S463 *an \e Basaı: Y-nı Uım Hab<?r I-.-J 5" 41 Caû.loiiu 54J34 ! \ıan>ı. Ba;:n \e Ya\ıncıhl>. ^ S M PK 246 kunbul fel IO ZlZt 512 (15 "5 120 hall Fak» IU 2121 515 S5 95 11KASIM1996 tmsak'5.12 Güneş: 6.40 Öğle: 11.55 Ikindi: 14.32 Akşam: 16.5" Vatsı: 18.19 34. Vizon Show başladı • İstanbul Haber Servisi - Her yıl geleneksel olarak yapılan Vızon Sho\^ "un 34"üncüsü önceki akşam Lütfü kırdar Uluslararası Kongre \e Sergı Sarayf nda yapılan defileyle başladı. C'nlü halvan modacı Rocco Barocco nun onur konuğu olarak katıldığı gösterilerde sahneve en son çıkan. bu yıl •\\lum Kokulu Kadınlar" filmiv le Antalya'da Altın Portakal Ödülü alan Hande Ataizi büvük beğeni topladı. Barocco'nun 45 parçadan \ e transparan gi>silerden oluşan koleksivonu büyük alkış alırken cesur giysileri sunan çoğunhığu yabancı mankenler. ızleyenlere güzel anlar yaşattı. Sayısal Loto başlıyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Milli Pıyango tdare.si'nce düzenlenen Savısal Loto bugiin başlıvor. Sayısal Loto'da, ilk haftada 6 rakamı bilene ödenecek ikramiye tutan 50 milyar lıra olarak belirlendı. Sayısal Loto'nun her kolon bedelınin 25 bin lira olarak belirlcndiğıni anlatan yetkililer. çekilişlerin TRT'den canlı olarak vayımlanacağını bildirdiler. Savısal Loto oyunu için. l'den 49'a kadar savı içinden 6 sayı seçilecek. Çekiliş bonucu belirlenecek numaralardan 6. 5. 4 ve 3'ünü bilenler ikramıyeye hak kazanacaklar. Kanser kuşkusu • \E\V YORK (AA) - Amenka'da gerçekleştinlen yeni bir araştırma. Nutra Svveet adı verilen suni tatlandırıcının. beyin kanserıne yol açtığı volundakı ıddiavı güçlendirdi. Konuyla ilgili araştırmav ı yürüten Dr. John Olney. bilimsel adı •aspartame' olan Nutra Svveet'in kullanımına ilk kez izin veren eyaletlerde. son 4 yıl içinde bevin kanseri oranının yaklaşık iki kat arttığını belirtti. Laboratuvar deneyleri. Nutıa Svveet ile beslenen kobayların. yaygın şekilde beyin kanserine yakalandıklannı ortava koyııv or. Güven '96 Tatbikatı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Güven '96 Kriz Yönetimı Tatbikatı'nın 12- 21 Kasım 1996 tarihlerinde yapılacağı bildirildi. Başbakanlık Basın Merkezı'nden Kriz Yönetimi Tatbikatı'na ilişkin olarak şu açıklama yapıldı: "Bu tatbikatın amacı olağaniistü hal durumlannda devlet kuruluşlarımn eşgüdüm işbirliği \e iletişim veteneklerinin geliştirilmesi. kriz vönetim teşkilatında göre\ alan personelin eğitılmesi ve si\il sa\unmaönlemlerinin denenmesidir. Tatbikat. Hükümet Kriz Yönetim Merkezi tarafından sevk ve idare edilecek olup ilgili bakanlık \e kuruluşlann katılımı ile icra edilecektir." 'Göğsü çok kıllı' diye işinden oldu • V\ASHINGTON (AA) - _ ABD'nin Oregon eyaletinde güvenlik göre\lisi olarak çalışan Cİîarles Murphy adlı birkişi. göâsünün "aşın derecede \e çok uzun kıllı' olması nedenivle işten atıldı. Murphy'nin. görevinde sürekli üniforma giymesine rağmen. çok uzun olan kıllan gömleğinin altından çıkıp kıvnlarak nerede> se çenesine kadar uzanı\ordu. Charles Murphy'nin kadın amiri Lisa Aune. adliye binasına girip çıkan kadınlann gü\enlik göre\ lisinin kıllarının görüntüsünden rahatsızlık duyduklannı sövledı. Kalıtsal özelliğe sahip olduğu için her geçen gün yeni bir insanm daha sorunu olabiliyor 2 milyon ldşi ^açık 9 şeker hastasıSA.\DET LSLL Çoğu zaman rastlantıyla teşhis edi- len şeker hastalığı. dünyada 100 mil- yon insanın sağlığını yakından etkili- yor. Genellikle çok hafif olarak başlayan hastalık, kalıtsal özelliğe sahip oldu- ğu için her geçen gün yeni bir insanın daha sorunu olabiliyor. Türkiye Diya- bet Tedavi ve Eğitim Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz. Türkiye'de de 2 miKon insanın şeker hastası olduğu- nu belirterek "Genetikozclliğidüşünü- lürse bu rakam 10 mihonu bulur" di- yor. Insan yaşamının kökünden değiş- mesine neden olan şeker hastalığı. er- ken teşhis edilmediği takdiıde vücıı- dun bütün organlannı bozuyor. Hasta- lığın teşhis edilmesinden sonra ise bi- linçli ve sürekJi diyet yapmak gereki- >or. Prof. Dr. Temel Yılmaz. hastalığın geç yaşlarda görülmesine karşın. sey- rek de olsa çocuklarda da görülebile- ceğini \ urguluyor. Divabetli olan bir çocuğun sağlıklı büyüyebilmesinin kan şekeri düzeyi- nin normal \ eya normale yakın tutul- masına bağlı olduğunu belırten Yıl- maz. u Bunun için de düzenli kan şeke- ri takibi ile ensiilin tedavisinin a>arian- ması gerekir. Ensülinin \etersizligi. yük- sek kan şekerine bağlı başta göz, böb- rek \e siniıierolmak iizere \ iicudun or- Diyabetli olan bir çocuğun sağlıklı büyüyebilmesinin kan şekeri düzeyinin normal veya normale yakın tutulmasına bağlı olduğunu belirten Prof. Temel Yılmaz, "Bunun için de düzenli kan şekeri takibi ile ensülin tedavisinin ayarlanması gerekir" diyor. ganlarını olumsuz etkiler" diye konu- şuyor. Prof. Yılmaz. genellikle orta yaşlarda ortaya çıkan diyabetin belli başlı belirtilerini de şöyle sıralıyor; " Dişeti iltihaplanmalarugeceleri ge- len bacak kramplan, d ve a>aklarda ka- rıncalanma ile uyuşma. ön belirtiler olarak ortaya çıkıyor. Tekrariayan çı- ban. sürekli uyku hali >a da kadınlar- da dış üreme organlarında başla>an kaşıntı, hastada gittikçe artan susuzluk du\gusu. halsi/lik \e kilo ka>bı duru- mu. sık ama az idrara çıknıa. kadınlar- da âdetten kesilme. erkeklerdecinsel giiç kaybı." Türkiye'de de 2 milyon insanın şe- ker hastası olduğunu kavdeden Yıl- maz,4.5 miKon insanın isegizli şeker hastası olduğunu sö>lüyor. Düzenli kontrol ve tedavinin devam ettiği sü- rece şeker hastalannın hiçbirsorunya- şamayacağını ifade eden uzmanlar ise uyırfmasr gereken kuralian şöyle be- lirtiyorlar: Daha fazla bilgi: Hekim yalnızca yol göstericidir. Bu nedenle sürekli bilgi- lerinizi tazelemelisiniz. Şeker hastabğı nedir? Halk arasında çok şeker yemekten kaynaklandığı kanısı \ardır. O\sa has- talığın asıl nedeni. ensülin eksikliğidir. Ensülin. organizmada belirli düzeyde bulunması gereken bir hormondur. Şe- ker hastalığında bu hormon ya çok azalmıştır ya da var olan ensülin kul- lanılmaz. Bu durumda da gıdalarla alınan ve hücrenin enerji kaynağı olan şeker. hücre içine giremez. 'Sigarayı bırakmak için geç kalmadınız 9 • Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre, 1995 yılında gelişmiş ülkelerde 2, gelişmekte olan ülkelerde 1 milyon kişi sigara nedeniyle öldii. Bu rakamın 2025'te gelişmiş ülkelerde 3, gelişmekte olan ülkelerde ise 7 milyon olacağı tahmin ediliyor. İstanbul Haber Servisi-Sigarayı bırak- mak için hâlâ geç kalmış değilsıniz... Sir Richard Doll. sigara hangi yaşta bırakılır- sabırakılsınbirkazançolacağını vurgula- > arak. "Sigaraj 165 yaşında bırakmak bile size 20 yıl kazandırabilir" dedı. Doll ayn- ca. dünyada geçen yıl sadece sigara yü- zünden 3 milyon insanın öldüğünü sövledi. Eğitim \e sağlık kuruluşla- nnda. kamu verlennde. şehir içi \e şehirlerarası ulaşım araçlarında sigara içiminin yasaklanması. sıgara karşıtı kurum ve kişilerce sevinçle karşılandı. Sigarajla Sava- şanlar Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı UbeydKorbey. yasanın cumhurbaşkanı tarafından kesinlik- le ona>lanması gerektiğini \urgulayarak. "Belki de bundan sonra yasanın meclisten geçtiği 7 kasım tarihini sıgaradan kurtulma günü olarak kabuledebiliriz"dedi. Derne- ğın bu nedenle düzenledığı toplantıya ka- tılan Sir Richard Doll. Avrupa ve Asya'da 400 yıldır tütün kullanılmasına karşın za- rarlannın ancak 50 yıl önce anlaşıldığını sövledi. Akciğer kanseri ve sigaranın iliş- kisini ilk kez gösteren \e 40 yıl süren bir çalışması nedenh le Nobel'e aday gösteri- len Doll.konuyabutarihtenbuyanaönem verildığini ifade ettı. 195fyılında başladığı ve 40 yıl 34 bin hekim üzerinde süren çalışmasında sigara içenlerin içmeyenlere göre 15 kat daha çok akciğer kanserine yakalandığının ortaya çıktığını kavdeden Doll. diğer sonuçları da şöyle sıraladı: "Sigara içenlerin içmeyen- leregöre,yemek bonısu kanserine \akalan- ma riski 7.5, pankreasriski12, mesane kan- seririski2J kez daha fazla. Sigaradan öiiim- ler İngiltere'deki tünı ölümlerin > üzde 5.6'sını oluşturuyor . Akciğer kanserine \akalan- nıa riskini erkeklerde 24, kadınlarda ise 14 kez arttıyor. Vaptığımız araştırma sonu- cunda kansere neden olanın sigara içinde- ki çeşitli kimyasal maddeler olduğu sonu- cuna vardık." Richard Doll, sigara yüzünden akciğer kanseri dışında. kronik bronşit. akciğer tü- berkülozu. astım; dudak. burun, mide kan- serleri, kron hastalığı (bağırsak), kemik erimesinin de görülebileceğini be- lirtirti. Doll sözlerini şöyle sür- dürdü: "Meselasigaranın par- kinson \e bunamada önle> ici etkisi vardır. Nedeni de siga- ra içinde bulunan çeşitli kinı- \asal maddeler. Ancak bu- namayacağım di\e akciğer kanserine \akanlanma riski- ni göze almak da saçmalık olur. Zaten, sigaranın zaraıiı etkileri yü/de 70 iken. hastalık önlemesi sa- dece y üzde 1 olarak belirlenhor." Sigarayı bırakmanın hiçbir zaman geç ol- mayacağını da vurgulayan Doll, yaptığı çalışmada. sigara içen doktorların 100 v a- şını görememesıne karşın içmeyen 20 dok- torun 100 yaşını geçtiğini \e hâlâ yaşadı- ğını söyledi. Sir Doll ayrıca Türkiye'de kabul edilen yasanın çok büvük bir atılım olduğunu kaydetti. Bu arada Dünva Sağlık Orgü- tü'nün verileri göre. 1995 yılında gelişmiş ülkeler 2, gelişmekte olan ülkelerde ise 1 milyon kışi sigara nedeniyle öldü. Bu ra- kamın 2025 yılında gelişmiş ülkelerde 3. gelişmekte olan ülkelerde ise 7 milvon ola- cağı beiirtildi. Kuş olup uçsak "Sonbahar giineşi pınl pınl: üstelik de günlerden pazar... İnsanlar çıkıp şöyle bir dolaşsalar. vollan Eminönü'ne. Dhamolu'na \a da Sultanahmet'e düşse... Sonra 'Kuşlar özgiirliige uçuyoriar. onlara yem atsak" de>ip a\ uç a\ uç mısır. dan saçsalar!" İstanbul'un aynlmaz parçası güvercinler dün güneşe ha\alanırken bö\ledüşünüyor olsalar gerekti. Sisli ve soğuk günlerin ardından ılık \e güneşli bir pazann keyfini>aşa>an İstanbul insanlan da parklan ve kıvılan doldurdular. (Fotoâraf: MEHMET DEMİRKAYA) Ne hafıfe alın ne de korkunTFfasta- lık \ ücuttaki hasan uzun yıllardaoluş- turduğu için belki biraz da şeker söz- cüğü nedeniyle hafife alınır. Bu da hastalığın seyrinın hızlanmasına. organ bozukluklannın daha erken ortaya çık- masına neden olur. O\sa hekim kont- rolündeki bir tedav ide uzun vıllar hiç- bir sorun çıkmaz. Diyet: Hastalıkta hücre tarafından kullanılmayan şeker, kanda birikir. Bu nedenle kan şekerinizin düzevini da- ha da arrtıracak şekilde fazla gıda al- mamalısınız. Diyet vapmadan şeker hastalığının tedavisi mümkün degil- dir. Diyet işkence olmasın: Gün 1ük yaşa- mınız beslenme alışkanlığınızla uyum- lu ve geniş seçenekler içe- ren diyet lıstesi yaşamı daha zevkli kılar. Günlük kalon gereksiminiz ve yiyecekle- rin birim ölçülerindeki kalo- ri miktannı öğrenerek kendi- nize geniş alternatifler sag- layabilirsıniz. Egzersiz: Tedavinin ikinci koşuludur. Hobilerinize uy- gun bir egzersiz programı se- çin ve uygulayın. Kan şekeriniz çok yüksek yadadüşükse: Ağır egzersiz metobolik fonksivonlan da- ha da bozarak durumu kötü- leştirebilir. tdrardaki aseton kaybolmadan ve şeker yüz- de 300 mg'nin altına inme- den ağır egzersiz yapılma- maltdır. Ensülin: Halk arasında alış- kanlık yaptığı kanısı varsa da bu gereksiz ve aslı olma- yan bir savdır. Kanda ensü- lin hormonu çok az olan has- talarda ensülinin keşfinden önce yaşam süresı 1 yılınal- tındaydı. Bugün ensülin sa- yesinde hastalar. normal ya- şantılarını sürdürebıliyor. Şeker düşürücü haplar: Hastalığın tedav isinde hedef kan şekennin diyet ve egzer- sizle ilaç kullanmadan ayar- lanmasıdır. Şeker düşürücü haplar. ensülin salgılavan hücreleri fazla çalıştırır. Metoboük kontrolİerin öne- mi: Kan şekeri öğün öncesi ve sonrası alınan gıdalara ve hormonal dengeye göre de- ğişir. Günde dört kez artar. dört kez düşer. Günde bir kez ölçülen şeker değerınin ço- ğu kez büyük anlamı yoktur. Bu nedenle uzun süreli kan şekeri dengesini gösteren gli- koz ile hemoglobin tetkiki- nin en az üç ayda bir ya da frukiozamin tetkikinin ayda bir yapılması. bu değerler >üksekse hızla önlem alınma- sı gerekir. Oğrencileri onun eksikliğini hep hissedeceklerini söylüyorlar 6 Kriton Curi'yi anlayamadık 9 LEVLA TA\ ŞANOĞLL Anı bir bev in kanaması so- nucu yitırdiğimiz Prof. Kri- ton Curi'nin ardından oğren- cileri hâlâ gözyaşı döküyor. Onun eksikliğini her zaman hissedeceklerini söylüyorlar. Çevre mühendisı olmasında Prof. Curi'nin büyük emeği geçen Prof. Günay Kocasoy, "hoca^sının vaşamının her döneminde engellemelerle karşılaştığını anlatarak, "Adı Kriton değil de Kerem olsay- dı. Türkive'de hav at onun için çok daha başka türlü olacak- tı" diyor. Prof. Kocasov 'a gö- re Knton Hoca'v ı aramızdan alan bevin kanamasına da YÖK döneminin '"armağa- nı" olan yüksek tansiyonu neden oldu. Knton Hoca'nın Boğazıçi Üniversitesi'ndeki odasında buluştuğumuz Prof. Kocasov 'a bunun nedenlerı- ni sorduk: oda anlattı: "Kriton Hoca Boğaziçi Üni- versitesi'nde \ ÖK"ten hemen önceÇevre Bilimleri Enstitü- sü'nü kurdu ve ilk müdürü de kendisi oldu. Bütün eğitim programını, her şevini kendi- si hazırladı. Ama YÖK Kanu- nu çıkınca her şey sona erdi. Enstitü kapatılmadı. Ama müdürlüğiine son verildi. Kurduğu laboratuvar oraya devTedildi. Kriton Hoca da İnşaat Mühendisliği Bölü- mü'ndeki görevine döndii." Peki. Knton Hoca neden yüksek tansıyon hastası ol- du? Prof. Günav Kocasoy'un gözlerinden yaşlar adeta fış- kırıvor. Sesi iyice kısılarak sorumuzu yanıtlıyor: "YÖK onun çalışmalannı engellemek için her şeyi \ ap- tı. Bu viiksek tansiyon illeti o zaman başına musaüat oldu. Her gün tansiyonuna baktır- nıak. ilaç almakzorunda kal- dı. Adı Kriton değil de Ke- rem olsaydı Türkiye'de havat onun için çok daha başka tür- lü olacaktı... Onu hiçbir zaman anlaya- madık. Onun yaptığı büyük • Prof. Günay Kocasoy'a göre. Kriton Hoca'yı aramızdan alan beyin kanamasına da YÖK döneminin "armağanı" olan yüksek tansiyonu neden oldu. işleri çekemedik. Onun tem- posuna. hızına a>ak u\ dura- madık. önüne konan bütün engellere. kendisine hiç destek olunmamasına rağmen her şeyi başardı. Dünya onun önündeydi. Ama biz onu an- lamak istemedik." Peki Kriton Hoca. Çevre Bilimleri Enstitüsü Müdür- lügü aörev ine ne zaman dön- dü? " "Geçen yıla kadar bir bu- çuk VTI sürevle yeniden Ens- titü Müdürlüğü'nü yürüttü. O dönemdeenstitüyesosval bi- limler dersleri de kovdurdu. Pek çok arkadaş karşı çıktı. Bize hep "Bırincı kalitede adam birıncı kalite insanla. üçüncü kalite adam üçüncü kalite insanla çalışmak ister. Hep kendinızden üstün in- sanlar bulun ki hep birlikte bir şevler öğrenebilelim' derdi. Ama bizler onun bu güzel dü- şüncelerini de anlamak iste- medik." e-posta : tan (a vol. com. tr Kriton Hoca'nın, üzerin- de çalıştığı. danışmanlık yap- tığı pek çok çevre. katı ve sı- vı atıkprojesi vardı. Şımdi bu projeler ne ola- cak? "Ben bu projeçabşmalann- da onun ekibinde yer alıyor- dum. Yürütülen projelerde çalışan ekiplerdeki kişilerin sav ısı değişhordu. Ama bütün ekiplerin bevııi,belkemiği Ho- ca'vdı. Bu projelerin hayata geçirilmesine karşı çıkan ba- n çevreler Kriton Hoca'nın ölümünü fırsat bilebilirler. Ama artık buna izin verilme- mesi gerek. Buna bizlerin izin vermemesi lazım. Fakat vakit daha çok erken. En azından onu engellemeve çalışanlann elinde projelerin kalmaması için o gücü bulmaya çalışaca- Yeniden ağlamava başlı- yor: "Onun gibi bir hocayu ay- nı zamanda da gerçekbir dos- tu kaybetmenin ne demek ol- duğunu nasıl anlatsam?" Kriton Hoca'nın laboratu- van var mıydı? "Hay ır. yoktu. NATO'dan uluslararası kuruluşlardan bağış alarak aletler getirtmiş, Türkiye've beş kuruş para harcatmamışh. Onca aleti ko- yacağı bir laboratuvar yeri arıyordu. Ama ne vazık ki ünKersitesi ona buyeri verme- di." Çok içine işleyen bir olay. 1995 Eylülü'nde bir çevre sempoz>umu için gittiği Ku- şadası'nda bir tepeye Kuşa- dası Belediye Başkanı \e bir grup çevrecivle diktiği çam fidanlarının bakımsızlıktan kuruduğunu görmesiydi. Prof. Kocasov. Hoca'nın fi- dan tutkusunu da şöv le anla- tıvor: "Son birkaç yıldır nerede bir konuşma \apsa nıutlaka oraya bir fldan dikilmesinde ısrar eder, Bunu daha önce neden düşünmedim0 ' diye hay ıflanırdı. Sanıyorum dik- tiği ağaç savısı 150'nin üze- rindedir." SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN Sosyalist Sol, Şu 'Yengeç Sepeti' i O oğuk Savaş' öncesinde 'sosyalistsol' bir yen- O geç sepetidir. 40 karanlığı! Sosyalizm konusunda kitap bulabil- mek. ne mümkün: hem yasak, hem tehlikeli! Bazı 'eskiler' Kerim Sâdi'nin, Dr. Hikmet Kıvılcımlı'nın 30'lu yıllarda çıkmış eserlerini verirse, okuruz. Ha- yatımın en şâyân-ı hayret olaylarından birisi, Dr. Hikmet'in (Ona 'Tıbbıyeli' Hikmet derlerdi. gizli TKP'nin Gençlik Kolları'nı yönetirmiş) Nâzım Hik- met aleyhineyazdıklarınıokuyuşumdur: 'Tarihi Ma- teryalizm Kütüphanesi' neşriyatından bu kitabın. başlığı aynen şuydu: 'Marksizm Kalpazanları Kim- lerdir? Tip No: 2 Nâzım Hikmet'. Nasıl iyi mi? (Tip No: 1, Kerim Sâdi) 'Doktor', Nâzım Hikmet'in ne- den dolayı 'marksizm kalpazanı' olduğunu, kanıt- lamaya uğraşıyor. Sosyalizmin 'ne olduğunu', 'ne- yin mücadelesiniyaptığını', Nâzım Hikmet'ten öğ- renmiş bir gencin uğrayacağı 'sukut-u hayâli' dü- şünebilir misiniz? , Benzer suçlamaları sonraları çok gördük, galiba kanıksadık da! Gerçi sosyalist sol. yalnız ülkemiz- de değil. bütün yeryüzünde en çok tartışma yaşa- yan siyasi hareketlerden biridir; aynı yıllarda Sov- yetlerde de 'İşçi Muhalefeti', 'Galiyef Muhalefe- ti' ve 'Troçkist Muhalefet' gibi çeşitli 'oppozitsi- ya'larçalkalanıyordu ama, Türkiye'nin sorunu fark- lıdır ve acıdır: ülkemizde tartışma, hiç değilse işçi sınıfıyla özdeşleşmiş 'yekpâre' bir hareket içinde geç- miyordu; tam tersine, çekişmenin temel nedeni bel- ki de 'hareketin'fra\ka 'yabancı' kalması, onunla bir türlü özdeşleşemeyen bir 'aydınlar kulübü'nü an- dırmasrydı: başansızlık, az çok halka ulaşabilmiş olan- ların, diğerlerince insafsızca suçlanmasına yol aça- bıliyordu. Dr. Hikmet Kıvılcımlı'nın. Nâzım'ı ve Kerim Sâ- di'yi 'kalpazanlıkla' suçladığı 30'lu yılların ortaları- na doğru; yanlış bilmiyorsam sosyal hareketimiz beş ya da altı fraksiyona bölünmüştü; ve bunlar, Av- rupa'da ve Türkiye'de gittikçe 'yükselen' faşizme rağmen, yapacak başka şey kalmamış gibi, bir gü- zel, birbirlerini karalıyorlardı. Komintern'in TKP'ni yoksaydığı tarih, bu tarih- tir. Şurdan burdan 'alıntı'... Tuhaf ama gerçek: sosyalizmin 'beynelmilel' ka- rakten, Osmanlı sosyalizminde, komprador/kozmo- polit bir nitelik olarak görünüyor: 1900'lerin Selâ- nik şehrinde, Benaroya ve arkadaşları - ki Muse- vidir - Sosyalist Amele İttihadı ile işe başlamış, II. Enternasyonal'le ilişki kurmuşlarrJı ama, acaba Osmanlı amelesiyle bir ilişkileri olmuş muydu? Meşrutiyet sonrası sosyalizmi ya Almanya üzerin- den Spartakistler'in rüzgârıyla gelmiş: ya da muh- telıf Balkan ve Rus 'komitacılığı'nm etkisinde kal- mış! Kendi hesabıma, 'Iştirâkçi' Hilmi Bey'in id- râk gazetesiyle, Anadolu'daki Halk Iştirakuyûn Fır- kası'nın dışında, 'millîve mahallî' bir nitelik ve özel- lik taşımaya heves eden bir 'hareket' göremedim. Ne kadar 'beynelmilelci' olsalar da, dış 'hareket- ler' kendi ülkelerine göre sosyalizm 'modelleri' ge- liştirebilmiş, işçi sınıfıyla ve halkla ilişkilerini bu baz- da pekiştirmişlerdir: Sovyet sosyalizmine, neden Marksisi/Leninist denilmiş sanıyorsunz? Lenin'in az mı katkısı olmuş? Peki Narodnik Hareketi'nin -bu arada Narodnaya Volya'nın- dahası Çenişevskiy, Herzen ve Plekhanof'un Lenin'e katkısı küçüm- senebilir mi? O yüzden değil midir ki, Frankfurt Fi- lozoflan'ndan Herbet Marcuse, ünlü kitabının adı- nı 'Sovyet Marksizmi' koymuştur. Türkiye'de sosyalist sol aydınların başarısız- lığı, besbelli burada yatıyor: TİP'in bazı çabala- rı bir yana bırakılırsa, halkın benimseyebilece- ği bir sosyalist kalkınma modeli öneremiyorlar: bütün önerileri, tanzimat 'alafrangalığı' çerçe- vesinde, şurdan burdan 'alıntı'! Soyutlayıcı 'boşluk'... Bunda Komintern'in. başından itibaren Kema- lizm'i desteklemesi. olumsuz bir rol oynamış ola- bilir: muhtemelen bu sebepten, kemalistlerin anti/em- peryalist. laik ve demokratik -kurtuluş, kuruluş ve kalkınma 'modeli'-, sosyalist sol tarafından da be- nimsenip desteklenmiştir; buna pek yanlış yapıl- mıştır da denemez. Gel gör ki Türkiye'de rejim, 30'lu yılların orta- larından itibaren, faşizan bir 'totaliterleşmeye' yönelip, temel ve ana istikametinden sapınca; sosyalist sol'un, kendi bağımsızlık ve kalkınma modelini, Türk halkına sunması gerekmez miy- di? Ondan geçtik, aslında Gâzi'nin başından sım- sıkı tuttuğu anti/emperyalist tavra bile tam an- lamıyla sahip çıkılamıyor; öyle ki gün geçtikçe 'sosyalist sol'un 'ilericiliği', akıl almaz bir şekil- de 'tek parti'nin 'ilericiliğiyfe' çakışıyor. Hep bi- lirsiniz, bu bir alt/yapı 'ilericiliği' değildir, alaf- ranga' bir kültür, yâni üst/yapı 'ilericiliğidir'; ne- ticede 'sosyalist sol'u da, 'sosyalist aydınlan' da, işçi sınıfından ve halktan soyutlar, 'seçkinci' bir boşluğa mahkûm eder. O 'boşluk' ülkemizde 'hareket'in amiplergibi bö- lünerek çoğalmasına fakat güçsüzleşmesine, bu yüzden de karşılıklı suçlama ve atışmalara düşme- sine neden olmuştur. Buna bir de. hiç eksik olma- yan ağır ve şiddetli siyasi baskıyı eklerseniz, sos- yalist Türk aydınının 'Soğuk Savaş'a hangi ortam- da girdiğini kestirebilirsiniz. http:// www. vol. com. tr/ A İLHAN http://www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.html
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle