Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 KASIM 1996 PAZARTESİ
12 DIZIYAZI
Uıfa'
Bijaıılaıı• Urfa'nın kaçakçılar pazarı otantık gorunumüyle
1900'lu yılları andırıyor. Yaşlanmış sırt kaçakçıları,
eskı kaçak gıysilerı kohne bır çarşının karanlık
dukkânlarında yok pahasına pazarlıyorlar.
Yaşamları mayınlı arazılerde korku ıle geçmış
çoğu 8-9 çocuğunufcellekoltukta buyutmek ıçın
can pazarında ömür tüketmış eskı kaçakçılar da
şımdılerın yaşlı "dellal"ları olmuşlar. Onların bıraz
daha zengınlerı köhne dukkânlarında, dunya
markalarından habersızlıklerıyle "Temız eskıler"
dıye becerıklı terzılerın ellerınden çıkmış kusursuz
gıysilerı satarak 80 yıllık bır geleneğı de
yaşatıyorlar.
Yaşamları mayınlı arazilerde korku ile geçmış, çoğu 8-9 çocuğunu kelle koltukta büyütmek için can pazarın-
da ömür tüketmiş eski kaçakçılar da şimdilerin yaşlı "dellal"ları olmuşlar.
MEHMET FARAÇ
Ş ANLIl RFA - Oncelen ''-S ceketı ust
uste gı\er. ellerınde de bırkaç takım
elbise bulundururlardı
Tunı işlerı Aşagı Çarşı da durup V ıldız
Mevdanı ndan ınen yabancıları
kollamaktı Gorduklen ılk yabancıya
hızla vaklaşır. mal satmaya çaltşırlardı
"Kaçağ çeket var... Evy ı elbise var._"
Sonralan Sıpahı Pazan ıle Halıular
Pazarı nın tarıhı sokaklarını mekan
tuttular Vavaş vavaş çoğunda halı
satılan dukkanlan kaçak eşya ıle
doldurdular Ardından bu dukkanlarda
vetmedı onlara Kazancı Pazan'nın
mevdanında çınar ağaçljrına çaktıklan
çıvılen askı olarak kullandılar O
y uzden çoğu kez "çınaraltı
konfeksiyon"
1
olarak adlandırıldılar
\ ıtrınlen yoktu modavı bılmezlerdı
Ama onlar "Urfa'nın Bijanlanydı"
Urta'nın tanhı kaçakçılar
çarşısındayız Alman Fransız. ingılız
gıysılerının yok pahasına satıldığı bır
donem yoksulların şimdı de
sosyetenın en çok uğradığı çarşı bu
Çarşıdakı 10 dukkanda j urda kaçak
olarak sokulan takım elbıse. ceket.
pantolon kaban. yelek paltolar
iatıhvor Ankara nın unlu
polıtıkacılanndan \eşılçam'ın
"artis"lerıne ışadamlarından Babıalı
mensuplarına kadar her kesimden
ınsanlar Urta ya geldıklennde
kaçakçılar pazanna uğramadan
edemıyorlar kaçakçılar pazannda 20
vıldırgıyecek satanlardan Abdullah
Azmi Eroğlu'nun Sunveden getırrtığı
gıvsıler Ingılız Italvan Alman Fransız
malı Çoğu. \\ ico/Gino Di Roma. J
ModeL, Longbein, \\oo/Coshmere
damgasını taşıyor Ceketlerı 1 5-3
paltolan da 3-5 nıılvon lıra arasında
fıyatlarla satıyor -Herkes gelip alıyor.
Meraklısı çokbunlaraı" dedığı giysıler
kendısıne gore "temiz eskiler".
Bızle konuşurken bır taraftan da
mezatta satılan gıysilen alıp bır eksper
«ıbı teker teker kontrol edıyor
Once kollannı sonra yakasını ve
astannı Kafasını "Heee" dercesine
sallayınca ceketın fıyatı "20 bin lira"
artıvor Bu ışlemı her gun bırçok kez
tekraredıyor Gozune kestırdığı
gıysılen mezattan alıp dukkânına
asıvor
'Kadir kolek$ın'
Babasının bu ışı 50 yıldıryaptığını
ondan kendısıne devredıldığını belırten
Kadir Çılpan ın çarşıdakı ısmı. kendı
deyışıyle "Kadir kolekşın*
kaçakçılar pazannda satılan marka
gıvsılenn Avrupa ulkelennden
Kızılhaç aracalığıyla topLandığını
Yahudı tucarlann da bunları kılo ıle
alarak Surı\e ve getırdığını anlatan
Çılpan "15-20 Mİ once kaçakçılar
bunları bize getirırdi. Kimi kaçakçılar
bunlan sırfta sınırdan geçirir, kimi de
Cihegozu kapısından. Bunlar çok ivi
nıallar. Hepsi Avrupa. Şimdi jasal
vollarla geüjor" dıyor
"Kadir Kolekşın"*ın 1 ıJe3 mılyon lıra
arasinda fiyatla sattığı kalıtelı
ceketlenn astarlannda ıse "Top
Aochen, Brungsberg. Formtren. Cehec
Mate, Herv is, Studio Colleti, Mellovv
Dathing. Septieme, Sucuhlz,
Lambscool, Original English"
damgaları var
Kaçakçılar pazannda her gun saat
09 30 ıle 12 00 arası mezat kuruluyor
Urfalıljnn de\ışıv le "dellallar" (Tellal)
pıyasaya getırılen gıvsilerı teker teker
mezatta dolaşarak satma>a çalışıyorlar
Bu "dellaPlardan Osman Doğrudağ 70
vaşında >0 \ıldır "dellallık" \api\or
80 >ılı aşkındır mezat kurulan bu
çarşıda "Onceleri gramofon. halı
gezdirirdim. Sonralan ise kaçak ceket.
pantolon. elbisc gezdirnıeve başladım"
dıvor
Rama/an Alicanda >0 vıldır
"dellallık" \apı\or Eskı kaçakçılardan
\ ıllarca at sırtında mavınlı arazılerden
kaçak eşva geçırmış
Oncelen "Karavanı puşu, CebeKe
zıbını. gabardin kumas. Acem salı"
ta^ımıs Sonralan gıvsı getırmiş
Surıveden Vislanınca "dellallığa"
başlamış
O da her sabah elıne aldıüı bır ceket va
ÇağırınHakko
y
yuy geydirin sukkoyu
Topal Hasano 1950'h yıllann unlu kaçakçılanndandı
Kardeşı Mıço Elikeıle Urfa'nın kaçak eşya pıyasasını elınde
tutardi Mayınîa dolu sınırdan Sunye'ye caniı ha>\ an sade
yağ, tutun ve Adıyaman halılannı goturûr. donuşte de
sırtlannda kumaş, kuru kahve, cebeîye. kara çar^af navlon
çorap ve gecelık getınrlerdı Daha sonralan ışı ı>ıce
buyuterek kaçak ceket. elbıse. paito, eşarp, çay getırerek
pıyasaya lyıce hâkım oldular Hasano ıle kardeşının e\ len
"Kötüler nıahksi" olarak adlandınlan Eyubıye
Mahallesı'nın en yuksek yenndeydı Lahıt taştan yapılmiş
çardaklı e\ ın arka \e onü dereydj Daha arkasında ıse Ahper
Dağı \ardı Burası sankı kaçakçılar ıçın ozel ınşa edılmıştı
Lahıt ta^tan oyulmuş mağaralann bazıları çardak bıçımınde
yapılmış, ıncecık merdnenlerle >TikseUrdı Buralara çoğu
zaman kaçak balyalar gızlenırdı Hasano o sabah tela^lıydı
Toprak damın özennde bır öne bır gen\e. eîlen arkada gıdıp
gelıyordu Telaşı dılıne vurmuş kendı kendıne konuşu>ordu
"Nerde kaldı bu gâ>ur oğlu gâ\urlar™" İkı hanımı e\\ana
oturmuş onu sesizce ızlerken bır çocuk telaşla gırdı ıçeme
"Babo- eskerler dolaşi_" Hasano hemen çardağa koştu
Tahta sandıktakı plaklardan bınnı usulca pıkaba yerle^tırdı
Az sonra dönemm unlu turküculennden Bekço Bako'nun
sesı damdakı dıreklere monta edılmıs; dev operlorlerden
Ahper Dağı'nda yankılanmaya başladı "Buradan bir atlı
geçti/Amaflyarama basti geçti.."* Bu turku böigede polisler
olduğu mesajını \en\ordu Ahper Dağı nın eteklennde
kaçak eşya taşıyan atlıiar parolav ı aimışlardı Gen donerek
Ahper'ın denn mağaralanna gırdıler Ancak Ha^ano'nun
telaşı da gıderek artmıştı Endışesjnı uç saat »onra gen
donetı oğlu gıdermıştı "Babo« eskerler gettL." Hasano
ıkjncı parolav ı \ermek ıçın pıkaba bu kez bır başka plak
taktı ve sesı sonuna kadar açtı "Çağınn Hakko'\u
/Geydirin Sakmu.J lYIiibarek olsuıı anacığun/ Gelinlen
gü>egi..'' Bu turkunun anlamı da asa\ış berkemal demektı
Âhper Dağfndakı kaçakçılar atlannı dortnala >urerek kaçak
bal>alan a\lu>a atabılmı^lerdı Urfaîda kaçakçılar çok zor
i>artlarda çalı^ırdı Dönemın unlu kaçakçılan Hınano,
Fanızo, Emıne. Mahmude Şavak, Sülo Adule, Mıstığe ve
benzerlen her gun bınlerce baha kaçak eşvavı kelle koltukta
Surıye sınınndan \urda sokarlardı Kımı zaman sirtlanyla,
kımı zaman at uzennde Kaçakçılann kıraladığı sırt
hamallan ıse Surıye sınırından kente 55 kılometreyı
sırtlannda 70 kıloluk \ukle >ürurlerdı Sırt hamallanndan
KorHamme Polatkalesı Hasan. Arap Ahmet. Ga\ur Abdo
%e dığerlen bu sınırlarda "Kaçağ çeket"uğrunajandarma ıle
>ayısız kez **müsademe>e"gırmı^ler canlannı zor
kurtarmışlardı Çoğu zaman \ol açmak ıçın arkasina odun
bağlanan e^ekler ma\ınlarla bırlıkte havaya uçarlardı
ama,Haleplı Mehmet. Faruzo Cemılo gıbı kaçakçılar bırer
bacaklannı bu mayınlı sınırda kavbetmekten
kurtulamamışlardı Va Reşit?.." Onu sınırda sırtında
balyasiy la \akalayanjandarmalar aman vermemıştı Maym
\uzunden sağa-sola da kjçjmamıştı Yalvanp yakarmalan
da sonuç vermemıştı Sırtında balyasıvla "l'lan \urnia\ın
benj~. Benyedi bacının tek kardaşı\anu."di\c bağıran Reşit
bu topraklarda jandarma kurşununa yenilmişri. Cesedini
"Kanlı kojnegınde" kuru ekmeğı kanına bula^mı^ halde
bulmu^lardı 1960 lı yıllarda yaşanan bu olaya yakılan şıvan
(ağıt) Eyübıye'de halen vankılanıyor Unlü kaçakçılardan.
Şıraşo'nun MustafayıŞejhe ntn cesetlerı de Suruç ta,
Sunye sinınnda kur^unlanmı^ sekılde bulunmu^tu Lrfa ıle
Sunye"nın Halep kentı arasinda kapalı Çarsı, Hanel Sabun
ve Hanel Bağur'dan ahnan eşyalarla yapılan kaçakçıiık 12
E\lul darbesı ıle onemlı olçude duraksadı Artık may ınlı
arazılerde kımse olmuyor ama, kaçakçılar kendı
vontemlenvle sının delmeve de\am edıvorlar
da takım elbısev ı çarşıdakı dukkânlar
arasinda "Bir mihon beş>uzelli.. beş
>uz altmış.. >etmiş.. seksen.. sattım.'"
dıye bağırarak dolaşıyor
Kaçakçılar pazannın mezatında
antıkaların satıldığı sosyete mezatlan
gıbı \ uz mılyonlar konu^muyor
I mılvon lıra \a da daha az fıvatla
satı^a çıkarılan bır ceket 10 ar ya da
25"er bın lıra arttınlarak mezatta
dolaijivor "Dellar satı^ın \uzde 5 ını
alıyor
Halil Alkanatda çarşının 50 yıllık
mudav ımlerınden "Kaçakçılığın
ez\ahını (çiiesini) çok çektik" dıyor
Anlatımına gore kaçak gıysılenn satı>ı
1940 lı \ıllarda yasakmıs, \stan ıpek
olduğu ıçın o donemlerde gıysılerden
gumruk vergısı alınıyormus Tucarlar
bu y uzden az kazanıyortnuş gıysı
ıthalatından
Bu nedenle gumruk kapılarından çok.
mavınlı arazılerden (.anlarını tehlıkeye
atarak gıvsı getırmelen daha kârlı
oluvormus
"Odonemde"dıvor "Halep'te
Hansabun'da Yahudi ve Ermeni
tuccarlar bunların kılosunıı 2.5 liradan
toplarmış. Bıze de baKalar ıçinde tane
ile satarlardı. F\\ı nıallar çıhardı.
İnsan knmazdi ki bahmaya. Ama
çarşının eski canlılığı kalmadı...
Şimdi İran uzerinden \a da gemilerle
getiri\or(ar."
Dunyaca ünlü markalar
ürfa'nın kaçakçılar pazannda hıç
ummadığınız dunvaca unlu markalarla
karsılasabılıyorsunuz Ka^mır İngılız
Alman kuma^larından kadıtelennden
vapılmı^gıysılerbu çarşıda \ok
pahasına satılıyor Urta"nın
markalardan habersızyoksul ınsanlan
da Avrupa modasını yakından ızleven
marka du^kunu kent zengınlerı de.
burokratlar da 1-2 mılyon lıraya ceket.
3-5 mılvon lıraya palto satılan bu
çarşıdan gıyınıvorlar
Lrta nın kaçakçılar pazan otantık
gorunumüyle 1900"lu yıllan andınyor
Ya^lanmis sırt kaçakçıları eskı kaçak
gıysilerı kohne bır çarşının karanlık
dukkânlannda vok pahasına
pazarlıyorlar
\aşamlan mavınlı arazılerde korku ıle
geçmi!} çoğu 8-9 çocuğunu kelle
koltukta buyutmek ıçın can pazannda
omur tüketmış eskı kaçakçılar da
şımdılenn yaşlı "dellaTIarı olmuşlar
Onlann bıraz daha zengınlen kohne
dukkânlanrıda dunya markalanndan
habersızlıklenvle "Temiz eskiler" dıye
becerıklı terzılenn ellerınden çıkmış
kusursuz gıvsılerı satarak 80 yıllık bır
geleneğı de vaşatıyorlar Urfalılann
deyımıvle bu çarşı "so\halar"(olu
gıvsılen) satıldığı ıçın ~so>hagiyim
sanayi'' (SGS) yada "çınaraltı
konfeksiyon..."
Kımılen bu gıvsılen gıverken
"Rahmetlinin de bir kolu kısaymış."
espnsıv le "oJu giysisfne dıkkat çekse
de yoksulluk ve marka merakı
surdukçe kaçakçılar pazan
eskımeyecek
Sürecek
ÇALIŞANLARIN SORULARI /SORUNLARI \ILM\Z ŞÎPAL
Sosyal güvenlik kuruırdarı, dul ve yetiııı aylıkları
SORl: Oğretmen olan eşim. bir kalp krizi sonucu anıden \efat etti.
Eşim \e ben. 1989>ıhnda Bulgaristan'dan goçmen olarak gel-
miştiL Eşim. Bulgaristan'da oğretmendi. Turkiye've geldik-
ten kısa bir sure sonra eşim bır ortaokulda oğretmen olarak
çalışmaya başladı. Turkiye'deöyıld ırEmekli Sandığı'nabağ-
lı oğretmenlik yapnıaklaydı. Ben ve3 çocuğumun durumu ne
olacak? Ben çalışmıyorum. Bize maaş bağlanır mı? (S.S.)
V AMT: ^4i4savılı TC Emeklı Sandığı Vasası nın 66 maddesiuya-
rınca "Iştirakçilerdenfiilihizmetmuddetleri 10yıl\tdahafaz1aolan-
lardanolenlerin'"eşlennekoşulsuz olarak dul avlığı bağlanmaktadır
(, ocuklara da yaş ve oğrenım durumuna gore yetım avlığı bağlanır
Beşyıldan çok veon vıldan azhızmetı bulunan ıştırakçılerın dul eş-
lerıne ıse dul avlığı bağlanması ıçın yasanın Ek 13 maddesınde ba-
?ı koşullar aranmaktadır
"Fiılı hızmet suresi 5 > ılı doldurduktan sonra vefat eden işrirakçile-
rin. olum tarihinde başkasımn vardımı olmaksı/ın havatlarıııı doam
ettiremeyecek derecede malul ve muhtaç bulunan dul eşlerine" dul
avlığı bağlanır
Hızmet suresi 10 vıl vedaha tazla olan ı^tırakvıleıın olumlerınde
dul eşlere hıçbırkoşul aranmaksızın dul av lığı bağlanırken hızmet su-
resi 5 yıl (dahıl) ıle 10 vıl (lıanç) arasinda olanların olumleıınde dul
eşlere "malul ve muhtaç" olmalan koşuluvla dul av lıgı bağlanmak-
tadır Iştırakçinın olum tarihinde 18 yasinı doldurmamis ^ocuklar
la orta oğretımde 20 vaşinı \e vuksekoğrenım yapnıakta ıse 25 va-
şını doldurmamış ı,ocuklara yetım aylığı bağlanır
Emeklı Sandığfnda dul avlığı bağlanması ı<,ın aranan sıırenın 10
vıl olmasına karşılık Sosval Sıgortalar Vısası nda dul av lığı bağlan-
ması ıçın aranan sure 5 yıl Bağ-Kur ^asası nda ıse 3 vıldır
•>06 sayılı Sosval Sıgortalar \asasfnın "Olum Sigortasından Av-
lık Bağlama ŞartlarTna ılışkın 66 maddesıne gore
"Toplamolarak I800gunveyaenaz5yıldan berisigortalıbulunup,
sıgortalılık survsinin her vıl için ortalama olarak 180 gun malulluk.
vaşlılık ve olum sigortalan primi odemiş durumda. olen sigortalının
hak sahibi kimselerine avlık bağlanır."
Bağ-Kur >asası nın4İ maddesı ıle "Olumavlıgından\ararlanma
koşulîan" belırlenmıştır Bu belırleme ıle "Olum tarihinde en az uç
tam >ıl prim odemiş olan" Bağ-Kur sıgortalısının eş ve çocuklanna
dul ve vetım avlığı bağlanır
Esinız Emeklı Sandığı ıştırakçısı olmayıp SSK va da Bağ-Kur sı-
gortalısı olsavdı sıze "malul" ve "muhtaç" olma koşulu aranmak-
sızın dul avlığı bağlanırdı
Dılerız kı vasal dıızenleme ıle bu haksızlık ortadan kalkar ve sos-
val gtıveıılık kurumlan arasinda hıç olmazsa dul ve vetım avlığı bağ-
lama kosullarma eşıtlık sağlanır
POLtTİKA VE ÖTESt
MEHMED KEMAL
Köy Enstitüleri...
Bızde "gunluk" ustalarının başta gelenlennden bı-
rı deSalah Birsel'dır Lamı cımı yokSalah Babaon-
de gelır
Bugunlerde yenı bır "gunluk" daha pıyasaya çık-
tı Adı Yanlış Parmak, 'Gunluk 1992 "dır Künyesı-"
ne boyle konmuş "Gunluk 1992 "
Bızım edebıyatımızda gunluk tutmak yoktur O-
nun ıçın gunluklere rastlanmaz Eskılerden rastla-
dıklarımız Ataç, Akbal... Yenılerden de Naim Tira-
lı, Behzat Ay var Hanı konuiar gunluk olur, olmaz
bır ayrımı yoktur
Bu yazılarda bır tehlıke var. gunlukle anıyı karış-
tırmamak Ataç'ın "gunce"\er\ basılırken boyle bır
tehlıkeyle karşılaşmışlar Sonra her gunluk başını
alıp bırbırınden ayrılmış
Ataç'ın yaşamı bır bılge g/bıdır
Bır olayın değerı zamanla değışır, lyı anılır, kotu
anılır, tarıh olur Bır şeyı kuçumsuyorlar mı
"O mu, o tarıh oldu" derler
Coğrafya olmasın da tarıh olsun
Bır zamanlar sıyasal hayatımızda bır "ruh" vardı
Bır şeyı kuçumsemek mı ıstıyorsunuz başına ya da
kuyruğuna bır "ruh" eklerdınız "Kuvayı Mıllıye Ru-
hu"gıbı Olur du bır "ruh"1
Demokratların ağzından duşmezdı, ruhu hemen
şaha kaldırırlardı Bızım eskıler boyle derlerdı bızım
yenılerde de ozenıyorlar, ozenıyorlar, ama pek be-
ceremıyorlar, ruhla ruhsuzu bırbırıne karıştınyorlar
• ;
Koç ve Sabancı'dan sonra gelen zengınlerımız-
den Feyyaz Berker de Koy Enstıtulen'nı arıyor, Koy
Enstıtulerı ruhunu çağırıyor Boyledır ışte kımı bu-
lur yıtırır, kımı yıtırdığını arar
Eğıtımde gen kalmış ulkeler bır atılım yapmak ıs-
tedıklerı zaman karşılarmda hep Koy Enstıtulen'nı
gormuşlerdır Koy Enstıtulerı bıze ozgu bır buluştur,
bızım yaratıcılığımızdır
Şımdı Avrupa Bırlığı, gumruk bırlığı aradığımız gı-
bı bır zamanlar da Koy Enstıtulerını kapattığımız
Halkevlerı'nı aramışızdır
Bakın Halkevlerı'nı, Koy Enstıtulen'nı arayan Fey-
yaz Berker ne dıyor Bunu vaktıyle dese adı ko-
munıste çıkardı, bugun demokrat oluyor
"Bız eğıtım kadrolarının yetışmesınde buyuk za-
man yıttrdık Atatürk zamanında Halkevlen ve Koy
Enstıtulerı kurulmuştu Amacı koyden başlayarak,
eğıtımde kadrolaşmayı gerçekleştırmektı O gunun
şartlan ıçinde doğru ve yapılması gereken şeyler-
dı Şehırlerde 55-60 mılyon ınsanımız yaşıyordu
2000'lı yıllarda yuzde BO'ımız şehırlerde yaşaya-
cak Eğıtım sıstemı bu yapısal değışıklığe gore eğı-
tım kadrolanndan başlayarak değıştırılmelı "
Kurdun Meyhanesı'nde ıçıyorduk Hurrem Ho-
ca (Arman) Hasanoglan a gıdecekmış ordakı şa-
ırlere dondu
"Hadı sızı de gotureyım "
Olurdu, olmazdı şaırlerden dordu, beşı:
"Gıdelım" dedı
Yenışehır Istasyonu'ndan yola çıktık
O zamanlar trenle gıdılırdı
Koy Enstıtulerı'nın şahı olan enstıtuyu boyle gor-
dum
Sonradan, erüÜKtıler suç olunca şaırlerın bu gı-
dışlerı de suç sayıldı Hasan M Yücel yargılanır-
ken bu yolculuğu da sordular
"Şaır/erın gece vaktı enstıtude ne ışı vardı
7
"
Sahı ne ışı vardı''
BULMACA SEP4ritff4I4\
SOLDA> SAĞA:
1/ Farklı ulkelerce
dolaşıma çıkarıl-
mış ıkı paranın
bırbırıyle değıştı-
rılmesı II Kırkpı-
nargureşlennıdu-
zenlemekle yu-
kumlü kışı Çam
ağacından yapıl-
mış su testısı 3/
Tann'nın herkese
verdığıne ınanılan
nımet Argoda
hamam 4/ Pullu
vekılçıklı ufakbır
balık 5/Halkınaşağıtaba-
kası Bır nota 6/ Hatav
ılınde bır ılçe Eskı dılde
dugün zıy afetı 7/Bırhaber
ajansının sımgesı Bıtkı
1 2 3 4 5 6 7 8
5 6
O
L
R
O
UİR
M I
U
ç
E
T
M
A
T
Iyadaçıçekbağlamı 8/\e- 4
mek Hz Vluhammed m
sav aşlanndan soz eden ya-
pıtlara venlen ad 9/Basa- "
mak bıçımınde yeryuzu
şeklı Maksat
V1KARIDAN AŞAĞrYA:
1/ lstanbul'un Edırnekapı
semtmde bulunan ve Bızans mozaık ianatının en guzel or-
neklennı banndıran yapı Bır kurk hayvanı II Bır suyun
denıze y a da gole dokulduğu ver Lrperme 3/ Aptes alma
sırasında ağıza su alma 4/Davanıklı guçlu Bırsoruekı
5/ Duman lekesı Gemılenn mızana dıreğının gensındekı
yelken 6/Bababt olmuş çocuk \urdumuzun bır bolgesı
II "Hıkmet Lnlü Turk ressamı Çıkar >ol. çare 8/
Bırgıda maddesı Bırçok kesıcı ağız taşıyan donerkesme
takımı 9/ Inanç ve bılgıyı kılıseyle bagdaştırmaya çalışan
ortaçağ felsefesı
ILAN
T.C.
RİZE SULH HUKUK MAHKEMESİ HÂ-
KİMLİĞİ'NDEN
EsasNo 1993 "21
Davacı Zekerya Bostan vekılı tarafından davalılar Em-
nye Kose \e 15 arkadaşı alevhıne mahkememızde açılan
taksım davasının yapılan açık vargılaması sırasında ven-
len ara karan gereğınce
Davaeı vekılı Av Yunus Gulbaş tarafından Rıze mer-
kez Fener mahallesınde kaın tapunun pafta 54. 55. ada
305 parsel no 2 de kayıtlı taşınmazın muvekkılı ıle da-
valılar arasinda hisselı bulundugunu mumkun ıse aynen
taksımını mumkun olmadığı takdırde satış suretıvle or-
taklıgının gıderılmesıne karar venlmesını ıstemıştır
Davalılardandahılıdavalı Yakupkızı AsıyeEryılmaz"a
dava dılekçesmın teblığ edılmedığı adresının meçhul ve
tanıy an v e bılen olmadığı v e ay rıca kendısıne kavy um ta-
vını da\ası açıldığı ve kendısıne dava dılekçesmın Teblı-
gat Kanunu nun 28 ve 29 devamı maddelerı ve teblıgat
tuzuğunun 46 47 48. 49 devamı maddelen gereğınce
kendısıne dava dılekçesmın ılan yoluyla vapılmasına ka-
rar verılmıştır
Davalı Yakıp Kızı Asıye Eryılmaz ın duruşma gunu
olan 29 11 1996 gunu saat 09 00'da mahkememız salo-
nunda hazırbulunmasi veya bır vekıl ılekendısını temsıl
ettırmesi aksı halde duruşmaların gıvabında yapılarak
yokluğunda karar venleceğı dava dılekçesı yerıne kaım
olmak uzere ılanen teblığı olunur 18 10 1996
Basın 114^60