25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 OCAK 1996 ÇARŞAMBA HABERLER Haklar ve Özgürlükler Platformu • İstanbul Haber Servisi - Haklar ve Özgürlükler Platformu, cezaevlerinde yaklaşık 15 bin siyasi tutuklu ve hükümlü bulunduğunu belirterek siyasi iktidara karşı mücadelenin "Tutsaklara özgürlük. kayıplar bulunsun. hesap sorulsun. halklar kardeştir" sloganlanyla yürütüleceğini açıkladı. Platform adına yapılan yazılı açıklamada siyasiler tarafından dile getirilen " a f ı n kabul edilmemesi gerektiği vurgulanarak "Düzenden af dilemek. cezaevlerinde bulunan devrimci tutsaklann suçlu olduğunu kabul etmek demektir. Suç işlemeyen devrimcileraf edilmeyi de istemiyor" denildi. Gürkan'dan soru önergesi • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - DSP Ankara Milletvekili Uluç Gürkan, Bayındırlık ve lskân Bakanı Adnan Keskin tarafından yanıtlanmak üzere, Gülbahar Barajı ihalesi ıle ilgili bir soru önergesi verdi. Gürkan. TBMM Başkanlıgı'na sundugu soru önergesinde. eski İstanbul İl Başkanı Ali Özcan'a verilen Gülbahar Barajı ihalesinin, "anlaşrnalı olduğunu" iddia etti. Gürkan. Keskin'e, "Bakanlıgınızın ihaleleri, genelde yüzde 30 dolay nıda tenzilatla bağlanırken Gülbahar Barajı inşaatı ihalesinin anlaşmalı olduğu izlenimi veren teklifler sonrasında. yüzde 13.78 gibi son derece düşük bir tenzilatla kapatılması, sorumlu bakan olarak dikkatinizi çekmedi mi" sorusunu yöneltti. Üyelik tartışması • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden. Anayasa Mahkemesi üyeliklerine atamalar konusunda çıkarılan tartışmalann, "maksatlı" olduğunu söyledi. Özden, Zaman gazetesinde yer alan bir haberde Fulya Kantarcıoğlu'nun bu göreve atanmasının anayasa ve yasalara aykın olduğu yolundaki savlar ile ilgili olarak. "Zaman'ın. Anayasa Mahkemesi ve benimle ilgili şimdiye kadar yazdığı hıçbir şey dogru değil ki, bu dogru olsun" dedi. Morfin operasyonu • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Başkentte morfin sattıklan ileri sürülen 4 kişi yakalandı. Ankara Emniyet Müdürlüğü'nden dün yapılan açıklamada. Narkotik Şubesi'ne bağlı ekiplerin yaptıklan operasyon sonucu piyasa değeri yaklaşık 35 bin mark olan 1 kilogram morfinin ele geçirildiği kaydedildi. Açıklamada. olaya kanştıklan ileri sürülen Mehmet Açıkgöz. Ramazan Ayaz. Zeki Nayır. Abdurrahim Yıldız ve Felemez Atak'ın yakalanarak gözaltına alındıkları belirtildi. Avcılar'da trafik kazası: 2 ölü • İstanbul Haber Servisi - Avcılar'da trafik kazasında 2 kişi öldü, 5 kişi yaralandı. Avcılar-Cihangir mevkii üst geçit önünde meydana gelen kazada bir özel otomobilin kontrolünü kaybederek geçit altındaki insanlara çarpması sonucu otomobil sürücüsü Dinçer Kaan ile Ali Muharrem Kalkancı öldü. G. Osmanpaşa'da protesto • İstanbul Haber Servisi - Gaziosmanpaşa'da dün • meydana gelen olayda 18 yaşındaki Genç Ali Karabulut. polis tarafından yaraiı olarak yakalanarak gözaltına alındı. Gazi Mahallesi 1353. Sokak9 numaralı evde dün saat 14.30'da yapılan arama sırasında polisten kaçmaya çalıştığı öne sürülen Karabulut. açılan ateş sonucu ayağından vurularak yakalandı. Olaya tepki gösteren mahalle sakinleri bir süre olayın meydana geldiği evin önünde toplanarak yaralamayı protesto ettiler. 24 Aralık seçim sonuçlannm sayısal ve sosyopolitik değerlendirmesi-2 Seçmen sağduyu göstermedi ERHAN KARAESMEN Siyasal davranışlar arasında anlamlı de- gişiklıklerin. ürpertici taban kaymalannın gözlenmediğı 24 Aralık 1995 genel ?eçi- . minde. partilerin zayıflama \e güçlenme coğrafyalanna bakmakta yarar görülmüş- tür. tl il incelenip toplamlan alınmak kay- dıyla çeşitli bölgeler üzerinde bazı kuşba- kışı düşüncelere vanlmıştır. Bölgelerin be- lirlenmesi kısmen fiziksel coğrafya bölge- lemesi mantığını andınyorda olsa, sosyo- kültürel ve politik öğelerbakımından fark- lılık ve özgürlük göstermektedir. 1. bölge. Ege ve Iç Ege'yi kapsamakta- dır. Kuzeyde Çanakkale'den güneyde Muğ- la'ya kadar sahil şeridi illeri ile içteki Ma- nisa. Denizli, Afyon, Uşak. Kütahya bu gruba dahildir. Buralarda olay DYP ile DSP arasında geçmektedir. Ege'ye ve hele ço- cukluk ile ilk gençliğimin kenti güzel İz- mir'e atfedilegelnıiş "uyanıklık'" ününün ir- delenmesi gerekecektir. Ülkenin yaşam ka- litesi çok yükseklerde dolaşan bu yörele- nnde. geleneksel 1940-1950'ler uyanıklı- ğı toprak agalannı ve Men- deres'igetirnıişti. 1980'ler uyanıklıgı Özal'a hizmet etti. 1990"lardakideBayan Çiller'e. "Mahsul alındı, paketlendi, ihraç edildi. pa- racıklar geldi. Bol içkili zi- yafetlerdeyendi" döngüsü benim çocukluğumdan bu yana pek kınlmadan de- vam ediyor. Şeriatçılığa ka- palılığıyla alkış tutulacak gibi duran Ege. diğer sağ oluşumlann. başındaki ha- tunuyla birlikte en geri ve ilkel olanı DYP'ye yüzde 90'ı aşan gözüdönmüş bir katılım oranıyla tam destek verişiyle (Çanakkale. De- nizli. Balıkesir başta) bir diiş kmklığı kaynagıdır. Refah ileriedi • Seçmenin piknikle seçimi karıştırdığı ve hiç de sağduyu göstermediği seçimler dönemine girmiş bulunuyoruz. • Bırakın bu RP'yi, bu toplumun asıl derdinin, bu ANAP'lar, bu DYP'ler; onların hırs ve kapris dolu yöneticilerinin olması gerekir. Gümüşhane'yi kapsamaktadır. Bu şeridin Sinop'tan doguya giden bölümü ANAP kontrollü bir yöredir. RP'nın yer yer kuv- vetli ve DY'P'nin orta güçte mevcut oldu- ğu yörelerin bulunuşu dolay ısıyla DSP ve CHP ikilisine pek bir şey kalmamıştır. DSP~CHPtoplamıSamsun'dakienyüksek yüzde 24 ıle îrabzon'dakı en düşük yüzde 17 arasında değişmektedır. Buna karşılık Kastamonu'dan batıya doğru bu oran DSP'nin gücü dolayısıyla yüzde 25, 39 ve 46'dır. Sagın üç partisi de bölge toplamın- da ortanın altındadır. 4. bölge Kocaeli. Bur- sa. Bilecik. Eskişehir. Sakarya ve Bolu'yu kapsamaktadır. Eskişehir ve Bilecik hafif- Güneydoğu bölgesini aynca kendi içinde alt bölümlere ayırma gereği görülmemiştir. Bu genişçe coğrafya parçasına son 10 yıl bo- yunca bölgesel ve bölücü milliyetçilik ile insan haklan aray ışçılığı. birlikte devinegel- miştir. Bunlann geçici son ürünü olarak HADEP. seçimlere damgasını basmıştır. Eğerülke barajı kısıtı olmasa HADEP böl- geden 12-15 milletvekiliçıkarabiürdi. HA- DEP'ın varlığı ashnda kuzeydoğu Anado- lu'daki Agrı, Iğdır. Ardahan kesimınde de kendisini göstermiştir. Feodal gelenek ka- lıntılan ve "ağalık" sistemınin kendini gös- terdıği biriki ilde klasık (Şımak'ta DYP. Bin- göl de RP) sag güç gösterisi yapmıştır. Onun Trakya da tanmsal ürün v e kırsallık çemberinin tam ortasında Ege'ninkineben- zer bir dav ranış göstermiş- tir. Her iki bölgede de RP. eskiye oranla yüzde 1 -3 "lük ilerlemeler göstermiştir. Ancak kendi ülke ortala- masının çok altındadır. CHP'nin kaybı ülkeortala- ması dolaylannda gözükür- ken DSP"nin ilerlemesi ise kendi ilerlemeortalaması- nın üzerindedir. Bu açıklamalan sayısal olarak doğrulayan bir di- ğer çizelge ilişikte veril- mektedir. Bu çizelgede her partinin ülke toplam orta- İamasında ulaştığı oy top- lamı oranına göre illerde- ki varlığı gösterilmektedir. Birparti bazı yörelerdedi- ğerbölgelerdekinden daha kuvvetli yadazayıfolabil- mektedir. O partinin kendi ülke toplamı ortaiamasına göre (-) veya (*) olarak yüzde 3 puanlık farkla performans gösterdıği iller bir küme oluşrurmaktadır. Eğer bir ilde ülke ortalamasının. yitzde 3 puanınııı ötesinde. iistüne çıkıldıysa o par- ti. o ilde kuvvetli demektir. Yüzde 8 puan farkının üstündeki illere ise "çokkuvvetli" gözüyle bakılmaktadır. Buna karşılık yüz- de 3 farkının altına inildiyse, o parti o ilde zayıf ve yüzde 8 farkın altında ise "çokza- yıf" demektir. Ülkenin kuşkulu konusu "tu- ruculuk"tur Dolayısıyla bu çizelgenin şim- dilik sadece sağ partileri ilgilendiren bölü- mü verilmektedir. Bu açıklamayla birlikte. bölgelerdeki du- rumlara dönülürse, haritada 10. bölge ola- rak görterilen Batı Akdeniz'in (Antalya, Burdur. Isparta'nın) durumunun da DYP üs- tünlüğü açısından Ege ve Trakya'ya ben- zediği söylenebilir. (Deniz Baykal'la CHP Antalya "da 145 bin oy ve yüzde 23 ortala- mayla ülkedeki çok üst düzeyindeyken bi- le. yüzde 32"lik DY'P'nin hâlâepey gerisin- dedir. Buna karşılık lsparta'da DYP yüzde 40'lık "ülke maksünunıu"ııa ulaşmıştır.) 3 no'lu siyasal davranış bölgesi. Zongul- dak'tan Artvin'e Karadeniz kıvı illerini ve Ulke ortaiamasına gore ıllerdekı oy oranlarının gruplandırılması DYP bakış açısından Çok zayıf Diyarbakır Erzincan Muğla-Muş Malatya Ordu-Rize Siirt-Sivas Istanbull Yozgat Kınkkale Trabzon Van Yozgat Zayıf Ağrı-Ankara1 Ankara2-Bingöl Bingöl-Erzurum Gaziantep Giresun Gümüşhane Kayseri-Kırşehir Kocaeli-Konya Nevşetiir Kahramanmaraş Tokat-Tunceli Orta Tüm diğer iller (Istanbul3 dahil) Kütahya-Manisa Ardahan Kınkkale Kuvvetl Afyon-Burdur Bursa-Denizli Edirne-Elazığ izmir1-2 Kastamonu Kırklarelı Tekirdağ Karabük Zonguldak Çok kuvvetli Antalya-Aydın Balıkesır-Bilecik Çanakkale-lsparta Şırnak-Kilis Trabzon-van Bayburt-Karaman ANAP bakış açısından Çok zayıf Hakkâri-Kars Tunceli Karaman Ardahan - Çok zayıf Ege ve Trakya illeri (Kırklareli%4.8) Bartın, Hakkâri Kastamonu Tunceli-Şirnak jlğdır Zayıf Adıyaman-Antalya Bingöl-Çorum Diyarbakır Edirne-Elazığ Erzincan-Erzurum Isparta-izmir2 Konya-Muş-Niğde Van-Zonguldak Karabük Zayıf Adana Antalya Artvın içel, Balıkesir Bilecik Burdur Eskişehir Manisa-Uşak Zonguldak Ardahan Orta Tüm diğer iller (Ankara. istanbul dahil) Iğdır-Kilis Kuvvetl Artvin-Bıtlis Bolu-Gümüşhane Sakarya Bayburt-Yalova Eskışehır-Hatay Kayseri-Kocaeli Siirt-Tokat-Uşak Batman-Şırnak RP bakış açısından Orta Tüm diğer iller İstanbul) (İstanbul, ife Ankara dahil) •*> -S.-4 ---- Kuvvetl Ağrı-Bitlis Bolu-Çankırı İstanbul2 Kütahya-Muş Sakarya Trabzon Şanlıurfa Aksaray Batman-Kilis Çok kuvvetli Ordu-Rize Trabzon, Giresun Çok kuvvetli Adryaman Bingöl(%51.63) Çorum-Elazığ Erzincan-Erzurum Gümüşhane-Kayseri Kocaeli Konya(%41.8) Malatya Kahramanmaraş Sivas (39.2) Tokat-Yozgat Bayburt-Karaman Kınkkale Çukurova'nın kuzeyindeki Nev şehir, Ak- saray. Kayseri. Kınkkale'ye doğru İç Ana- doluluk. kırsallık. ticaret erbaplıgı ağır bas- makta, RP+DYP oylan yükselmektedir. Bu vörelerden söz etmişken Konya ve Ankara ayn iki olgu olarak göz önünde tu- tulmalıdır. Konya, dinsel sistemözleminin bir kalesi olarak kendini göstermiştir. RP. 1994'teki 260 binlik oyunu ve yüzde 32'lik oranını 330 bine ve yüzde 41 'e çıkarmış- tır. Bu partinin Ankara'da gelişmesine en- gel olabilecek çok tartışmalı bir belediye- cilik faalivetine karşın. RP Ankara'da bile oylarını 15 bin arttırmıştır. İç Anadolu'da kırsal (ev oyundan kasabasal) yerleşmesi- ni tamamlamış gibidir. Apayrı bir durum gösteren lstanbul'da ise RP 1994'teki bir milyon 83 binlik oyun- dan bir milyon 12 bine. oy oranı da yüzde 25.3"ten yüzde 23.8'e düşmüştür. tstan- bul'u ANAP daha iyi kontrol etmiştir. Ama d'Hondt sisteminin büyük illerde sapı sa- manı birbirine karıştıran yapısıyla sonun- da. bu dev kentin üç çevresinin toplamın- daRP 16. ANAP ise 15 milletvekili çıkar- mıştır. Sonucunsonucu çe dışında kalmak kaydıyla bu bölge, mil- li mücadele'den bu yana sergilenegelnıiş geleneksel tutuculuğuna de\am etmekte- dir. Burada dinsel gericilik ileekonomikmu- hafazakârlığın kol kolalığı yine izlenmek- tedir. lznıit. Bursa. Adapazarı gibi sanayi merkezlerindebeklenebilecekuyanmışlığın da uzağında kalınmaktadır. RP-DYP top- lamı Türkiye ortalamasında yüzde 40 iken bu bölgede yüzde 43-48 arasında değiş- mektedir. DSP'nin kendi Türkiye toplamı ortalamasını yeryeraşabildigi. ama CHP'nin hiç varlık gösteremediği birbölgedir. Tutuculuk ve mezhep \mas> a. Çorum. \bzgat. Tokat. Sı\ as, Er- zincan ve daha güneydeki Kahramanma- • raş'ta gözlenen tutuculuk biçimi ise mez- hep farkhlığı ve uyunısuzlugunun damga- sını taşıyor. Uyanık ve sola dönük politik tercihli birkesimin karşısında hoşgöriisüz- lüğün ve bazen yobazlığın beslediği bir tep- ki ortamı oluşagelmiştir. CHP hâlâ biraz- cık bu yörelerde destek görmektedir. DSP >oktur. buna karşılık. RP ise silip süpürmek- tedir. Gaziantep'ten Van "a uyanan geniş bir dışında. bölgede yerleşik sosyo-politik sis- teminpartilerinin tiimü güçsüzdür. 1994'te mahalli seçimlerın galibi RP. HADEP'in hamlesiyle erimiştir. Sol ise iyice güçsüz- diir. DSP+CHP toplamı yüzde 10 dolayla- rındadır. Bölgenin özlemlerindeki ve gele- cege dönük programlamasındaki belirsiz- lik. bugün HADEP'in yarın benzeri başka oluşumların ilgi odağı oluşturmasını zo- runlu kılacağa benzemektedir. Doğu'nun kuze>indeki Erzurum'da RP ve MHP'deodaklaşnıış dinsel vehamasi tu- tuculuk. komşu il Erzincan'da başanlı se- çim çıkarmış CHP'nin yüzde 27 ile Türki- ye'nin en yiiksek oranına ulaşması ile den- gelenmiştir. Çukurova-HataybölgesinegelincelNiğ- de'yi de kuzeye doğru bir uzantı sayarsak) DSP-CHP toplamrnın üç il (İçel. Adana, Hata> I ortalamasında yiizde 28'e ulaşıl- mıştır. (Hatay'da CHP yüzde 21. Adana"da vüzde I9iledikkatçekmiştir. )RP kendi ül- ke ortalamasının yiizde 6.5 puan altındadır. ANAPveDYP'ninikisidevardırvebaşba- şadırlar. Tanmda ve sanayide gelişmiş böl- ge olarak rasyonel ve kısmen umut verici bir dağılım söz konusudur. Haritalar ve çizelgelerin gösterdiği gibi RP. Ege ve Trakya dışında her yerde ve gücünüarttırarak vardır. DYP sadece Ege ve Akdeniz (kı- yılar ve biraz ilçeleri) olayı- dır. ANAP üç büyük kent ile Doğu Karadeniz dışında ar- tıkgüçsüzleryolundadır. Ba- tıda v e İstanbul "da biraz mev - cut olan DSP, Doğuda hiç yoktur. CHP ise bir iki nok- ta varlığı dışında (Erzincan. Hatay, Ankara'nın Çankaya- sı) çok önemli kan kaybı için- dedir. ANA-SOL-YOL-SOS'un tümü bir araya gelse. cogra- fi dağılım olarak ülkenin ya- nsından az fazlasını ancak temsil edebilmektedir. Oysa RP'nin de kervana katılma- sıyla Güneydoğu'nun on ili hariç yetmişe yakın ilin sesi- nin hükümete yansıma şansı doğacaktır. Aynca RP'nin ko- alisyon ortaklığına "öcü" ve "umacı" gözüyle bakıp orta- lığı birbirine katanlann içten yurtseverliginden, uygarlık ve laiklik bekçiliginden, in- san haklan savunuculuğundan pek emin değiliz. Aynca, bu öcü bir günde gelmedi. Bu panikçilerin hükümetlerinin elinde büyüdü. Imam-hatip olayı, tesettür olayı. daha az bilinen YÖK bursları olayı (bilim dünyamızın geleceği- ni kontrol amaçlı olarak Türk- Islamcı pırıl pınl (!) gençle- re akıl dışı lüks birprogram- la yurtdışında doktora yap- tırtma soytarılığı). dinıbütün kaymakamlar olayı, bu bağı- rıp çagrışanların elinde ge- lişti. RP'ye göre ANAP ın ileriliğı sadece içki masası ve "ha-ha-hi-hr keyfini sürdür- nıede değil nıidir? Hele DYP'ni'n RP'den da- ha ileri olduğu hususu ciddi biçimde kanıt- lanmak zorundadır. Ağlaşanlar içerde. Refah dışarda bir hii- kümet modelinin zevk-ü sefaya ve izzet-i ikbali azıcık daha sürdürüp dışardaki RP'yi de yoğun biçimde güçlendireceğini göre- bilmek gerekir. Ama, peşin uyarmak sere- kir. Bu orta sağ (aslında yüzsüz-madrabaz sağ) hokkabazlığı içinde ve solu sadeceor- taya yaklaşmak gibi gören fevkalade bece- riksiz "orta solun~ağına düşmüş bu talih- siz toplum uç sağla hükümet modeline dört- nala koşuyor. Öte yandan seçmenin pik- nikle seçimi karıştırdığı ve hiç de sağduyu göstermediği seçimler dönemine girmiş bulunuyoruz. Bırakın bu RP'yi. bu toplumun asıl der- dinin. bu ANAP'lar, bu DYP'ler: onlann yöneticisi hırs ve kapris tavrının çocuklan. dayak delisi bu bay ve bayanlann olması gerekir. BİTTI Düşünceyi cezalandıran 160'a yakın yasadaki 800'e yakın maddeye ilişkin çalışma yapılmadı ^Düşünce suçlusu' yeni yıla cezaevinde girdi İstanbul Haber Senisi - Av rupa Parlamen- tosu'nun. Türkiye'nin gümrük birliğine alın- masına ilişkin oylaması öncesinde Terörle Mücadele \asası'nın 8. ınaddesinde yapılan değişikliğin.'düşiince suçu'nu ortadan kaldır- madığı. cezaev lenndekı •düşünccsuçlulan'mn sayısının 136'ya yükselmesiyle ortaya çıktı. Genel seçimde parlamentonun cogunluğunu sağ partilerin oluşrurması nedeniyle yakın za- manda 'düşünce suçu'nun yasalardan temiz- lenmesine ilişkin herhangi bir çalışma beklen- mezken. yeni yıla cezaev lerinde giren ve yar- gılaması süren 'düşünce suçu'sanıklarının umudu bir kez daha ertelendi. Yıllardır gümdemde olmasma karşın. TMY'nin 8. maddesinde yapılan değişiklik- le geçiştirıldi. 8. maddeyle düzenlenen suçun tanımmda yapılan küçük değişiklikle yakla- şık 70 kişinin tahliye edılmesi sağlanırken 160'a yakın yasada yer alan 800'e yakın mad- deye ilişkin herhangi bir çalışma yapılmadı. Aralannda sendikacı, bilim adamı. gazeteci. yazar ve eski'milletvekillerinin de bulundu- ğu 136 kişi. bu nedenlerle yeni yıla cezaevle- rinde girdiler. Beşikçi iflah oimaz Ankara 1 No'lu Devlet Güvenlık Mahke- mesi (DGM) Kürt sorunuyla ilgili araştırma ve kitaplan nedeniyle hapıshaneden kurtula- mavan Dr. tsmail Beşikçi'nın "iflah olmaja- cağma" karar verdı. ANKA'nın haberıne gö- re mahkeme, son olarak geçen hafta kitapla- n nedeniyle iki ayn da\ada toplam 5 yıl 4 av hapis ve 533 milyon liraağırparacezasına mah- kûm ettiği Beşikçi'nin cezasının neden para- ya çev rilıp ertelenmediğini açıklarken "sanı- İsmail Beşikçi Hatip Dicle ğuı bu tür suçlan işleme konusundaki ısrariı tutunı ve da\ ranışı". "ileride bir daha suç iş- lemcyeceği yolunda hiçbir kanaat hasıl olma- dığı". "sanığın düşüncelerinin. ülkenin bölün- mez bürünlüğü aley hindeki vehameti" gerek- çelerini sıraladı. Cezaevi listesi Para cezalannın da küçük yayın organlan tarafından karşılanamayacak rakamlara enş- tıği 'düşüncesuçu'davalan nedeniyle yılbaşı- nı cezaevlerinde geçirenlerm adları şunlar: (31 Aralık 1995 tarihi itibarıyla İHD İstan- bul Şubesi'nın 'Cezae\lerindeki Düşünce Suç- lulan" listesinegöredir.) 1. tsmail Beşikçi. 2. Numan Bektaş. 3. Ha- mit Baldemır. 4. Erdal Dogan. 5. Melek Tu- kur. 6. Selma Bükükdağ. 7. Neslıhan Gökte- pe. 8. Metin Göktepe. 9. Ali Kemal Yıldız. 10. Işık Yurtçu Hasan Abalı. 1.1. BülentÖner. 12.Cemal Dağ. 13. Fatma Harman. 14. Mesut Bozkurt. 15. Bay- ram Namaz. 16. Salih Özçelik. 17. Songül Yüksel. 18. AliYeğm. 19. Gülnur Aslan. 20. Hatip Dicle. 21. Le>la Zana, 22. Orhan Do- gan. 23. Selim Sadak. 24. Kemal Okutan. 25. Rıza Demırci. 26. Ibrahim Özen. 27. Kemal Topalak. 28. Bektaş Canseven, 29. Feth.ye Pekşen. 30. Sedat Ha>ta. 31. KadirÖnder. 3'2. Yılmaz Ekşı. 33 Ha\\a Suıçmez. 34. Naile Tuncer. 35. Yıldız Özdenıir. 36. Kezban Ma- vi. 37. Hakan Bahçıvan. 38. Gülseren Du- man. 39. Erdal Şahın. 40. Tuncay Atmaca. 41. Mustafa Çubuk. 42. Ali Avcı.'43. Ömer Genç. 44. Şahabertin Yılmaz. 45. Mine Sağ- nıç. 46. Şahabertin Özaslaner. 47. Hıkmet Fı- dan. 48. Ferhan Türk. 49. A. KadirCağer. 50. Tevfik Kaya. 51. Nevzat Sağnıç. 52. Metin Ba- kıcı. 53. ibralıım Polat. 54. Sınan Yavuz. 55. Zülküf Karakoç. 56. Mehmet Akdemır. 57. Ke- nan Karakaş. 58. Yeter Yalçıntaş. 59. Ahmet Subaşı. 60. Kadır Satık. 61. Necla Can. 62. Me- tin Alkaş. 63. Burhan Gardaş. 64. A. Muhar- rem Gündüz. 65. Gülcan Sanoğlu. 66. N. Ay- dan Ceylan, 67. Kamber Inan. 68. L'fuk Do- ğubay. 69. Mehmet Mamaç. 70. Mehmet Gö- ceklı. 71. Bülent Sönmez. 7 2. Ferhat Karadu- man. 73. A. Kerim Mecefoğlu. 74. Salih Dün- dar, 75. Hamdullah Akyol. 76. Murat Yeşilır- mak, 77. Vedat Aydın. 78. Salih Bal. 79. II- yas Burak, 80. Sakine Fidan. 81. Av sel Bölü- cek, 82. Serdar Gelir. 83. Ozgür Gündenoğ- lu, 84. Hanım Harman, 85. Hüsev in Soiak. 86. Ali Sinan Cağ'ar. 87. Özlem Türk. 88. Metin Ahlas. 89. Teoman Gül, 90. Hasan Gül. 91. Süleyman Yaman. 92. Mustafa Kılıç. 93. Ah- met Önal. 94. Ocak Işık Yurtçu. 95. Murat Sa- raç, 96. Nafiz Karakaş, 97. Menşure Yüksel. 98. Özden Özbey, 99. Yusuf Şit. 100. Musta- fa Aladag, 101. Veysi Harman. 102. Ismail Gü- neş. 103. Sabri Bölek, 104. Faruk Denız, 105. Nevzat Bulut. 106. Halit Yalçın. 10"7. Sevda Öztekin. 108. Medeni Ayhan. 109. Mustafa Çıftçı. 110. Nebahat Polat. 111. llhan Özde- mir. 112. EmineBuvrukçu. 113. Yahit Demir. 114. Necmıye Arslanoğlu. 115. Hüseyin Ak- bulut. 116. Hatıın Yıldınm. 1 P . Kemal Kü- lahçı. 118. Bülent Abbasoölu. 119. M. Sefe Fersal. 120. Gürcan Yıldız. 121. Ayşe Idil. 122. Süleyman Bakırman, 123. Aylın Crk- mez. 124. Recep Ozmez. 125. Fevzi Gerçek. 126. Mustafa Kaplan. 127. Mehmet Gemsız. 128. Suat Kılıç. 129. MevlütDaşlık. BO.Emı- ne Arslanoğlu. 131.ÖzgülTaşcı, 132,Özkan Kılıç. 133. Nyray Gezicı. 134. Leyla Taştan. 135. Haydar Özdemır. 136. Mirali Demır. G L O B A L POLtTİKÜLTÜR ERGİJN YILDIZOĞLU 1996'yaGirerken 1996'nın yeni bir dönemın başlangıcı olabileceğine dair güçlü bir duygu var içimde. Bu duyguya, aslında bana bir dönemin bittiğini söyleyen bir başka duygu- dan hareketle ulaştım: 1980'li yıllar. galiba. 1989'da de- ğil 1995'te bitti! 1980'lerin en önemli iki özelliğinden biri, piyasa eko- nomisinin toplumun tüm sorunlarını çözebileceğine olan inancın giderek yaygınlaşması idiyse, diğeri de Do- ğu Avrupa ve SSCB'nin piyasa ekonomisine açılma- sıydı. Böylece birtaraftan. dünyada gittikçe artan sa- yıda hükümet, ekonomik liberalizmi benimsiyor, diğer taraftan da Batı dünyasının liderleri "Demir Perde"r\\n açılmaya başlaması ve soğuk savaşın bitmesi ile bir- likte yeni bir dünya düzenine geçmeye hazırlanıyorlar- dı. 1987'de büyük borsa çöküşü yaşandığında, piyasa ekonomisine güven sarsılmaya başlamadıysa, bunun en önemli nedenlerinden biri, sermayenin globalleşme- sinin yarattığı olanaklar sayesinde çöken piyasalardan hızla çıkmanın mümkün olmasıydı: diğer neden de 1989'da Doğu Bloku'nun çökmesiyle ekonomik libe- ralizm yanlılarında oluşan zafer havasıydı. 1980'lerin sonunda Avrupa birleşik pazarına ve sonra da ortak bir Avrupa para birliğine geçme sürecinin hızlanması da piyasa ekonomisine olan inancı güçlendiren bir başka etken oldu. 1990'ların başından itibaren yaşanan gelişmeler, 1980'lerde oluşan havayı dağıtmaya başladı. 1990"da dünya ekonomisi çok yaygın ve şiddetli bir ekonomik durgunluğa girdi. sonra durgunluk resesyona dönüş- tü. Bu resesyon sırasında hızla artan işsizlik, bütçe açıkları ve kamu borçları, uluslararası döviz ve serma- ye piyasalarının giderek istikrarsızlaşması, piyasa eko- nomisinin tüm zaaflarını tekrar gözler önüne sermeye başladı. Avrupa Para Birliği süreci bu sarsıntılar için- de hızla rayından çıkmaya başladı. Bu sırada Doğu Av- rupa'da piyasa ekonomisine geçiş sürecinin beklenen başarısı bir türfü gelmiyor. "şok tedbirlerı"r\ir\ yarattığı ekonomik tahribat giderek toplumsal bir tahribata dö- nüşüyor, işler hiç de beklendiği gibi gelişmıyordu. 1989'da başlayan ve bir geçiş süreci olduğu varsa- ytmı ile normal karşılanan belirsizlik giderek kronikleştik, 1995'te bılinçlere çıktı. Kısa süren ekonomik toparlan- ma, Avrupa'da ne işsızliğı ne de devletlerin mali krizi- ni hafifletmeden 1995'te tekrar bir ekonomik yavaşla- maya dönüşmeye başladı. Globalleşmenin demokra- tik olarak seçılmiş hükümetlerin ekonomik politika se- çeneklerini daralttığı, buna karşılık istikrar değil, Mek- sika krizi, dolar krızi. Barings'ın çöküşü gibi sarsınttlar yaratarak adeta bir canavara dönüştüğü görüldü. 1980'ler boyunca tüm paralarmı serbest piyasa eko- nomisine yatırmaya ahşan hükümetler, 1995'te kendi- lerini bir çıkmaz sokakta buldular. Global sermayenin isteğine uydukları ve malı istikrar politikalarını uygula- maya koydukları takdirde işsizlik ve yoksulluk artıyor, toplumsal barış bozuluyor, böylece de bir daha seçil- meleri imkânsız hale geliyordu; uymadıklan takdirde ise uluslararası sermaye hızla ülkelennı terk ediyor ve bu da yine işsizliğe ve yoksulluğa yol açıyordu... 1995 yılı biterken yaşanan iki gelişme, Fransa "olay- ları" ve Rusya seçimleri. hem hükümetlerin bu çıkma- zını sergiledi hem de başta işçiler olmak üzere geniş kitlelerin, hızla "serbest piyasa edebiyatı"nm etkisin- den kurtulmaya başladıgını gösterdi. Bir üçüncü ge- lişme, Rusya'nın NATO'nun genişlemesine şiddetle karşı çıkması. Çin ile Batı'ya karşı, bir yaklaşım arama- ya başlaması ve kaybettiği nüfuz alanlarını tekrar ele geçirmeyegirişmesiydi. Budai 980'lerin bir diğer özel- liği olan SSCB'nin Batı için bir tehlike olmaktan çıkma sürecinin 1995'te yön değiştirmeye başladıgını göster- di. 1995'te Batı'yı tedirgin eden. daha çok sembolik biröneme sahip bir gelişme daha yaşandı. NATO üye- si bir ülke olan Türkiye'nin, Avrupa ile yaptığı gümrük birliği anlaşmasının onaylandığı ay, cumhuriyet tari- hinde ilk defa, Islami bir düzen kurmayı amaçlayan Refah Partisi. seçimlerde en fazla oyu alarak hükümet kurmanın eşiğine geldi. Evet, sanınm, yeni bir dönemin eşiğindeyiz. Bu ye- ni dönemin getırebileceklerine ilişkin ilk işaretleri bu se- ne yapılacak olan ABD ve Rusya başkanlık seçimle- rinde goreceğimizı düşünüyorum. Yeni yılda siyasi trafik hızlandıANKARA (Cumhumet Bürosu)-MHPGenel Başka- nı Alpaslan Türkeş. olası bir erken seçım ıçin DYP ıleheı- hanaı bir ittifak görüşnıesıııin yapılmadıâını bildirmesine karşın Başbakan Tansu Çil- ler" in, dün telefonla aradığı MHP lıderiyle bugün bir ara- ya geleceğı ögrenildı. ANAP Genel Başkanı Mesut Yıl- maz'ın bugün C'Her'e "Sizin dışınızda DYP'den bir başka isnıin başbakanlığını kabul edebiliriz" önerisinde bulu- nacağı. kulislerde dile getı- rildı. RP'nm koalısyon öne- rilerine olumsuz yanıt veren ANAP liderinin. bu çıkışıy- la Tansu Çiller'ı köşeye sı- kıştırmav ı hedeflediği bıldi- rildi. Başbakan Çiller. RP'nın Yüce Div an tehdidine karşın RP lıden Necmettin Erba- kan'la da görüştü. Yılbaşı tatıliyledurulan sı- yaset. dün lıderlerin görüş- me trafiğiyle yeniden hız ka- zandı. Cüler. parlamento dı- şında kalan MHP'nın Genel Başkanı Alparslan Türkeş ile DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit. CHP Genel Başkanı Deniz Bavkai'ı da telefonla aradı. C'ller-Türke^ görüş- mesının içenğı konusunda bılgi alınamazken. ıkı lıderın bugün bir arava geleceklen öğrenildi. Çıller'ın. olası bir erken seçimde ittifak yapnıa- yı tasarladığı MHP ile ilişki- leri yeniden güçlendirmeye çalıştığı ifade edılirken, ANAPİiden Mesut Yılmaz'ın da Türkeş'ı ziyaret etmesı dıkkat çektı. Cil'er'ın bugün Mesut Yılmaz'ı da arayaca- ğı bildırıldi. Cıller'mliderlere yeni hü- kümet oluşumu sürecinin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in yetki vermesiyle başlayacağını belirterek li- derlere. "Herşeydenöncebu dönemde öncelikle uzlaşma \e demokratik sabır büvük önem taşımaktadır"mesaıı- m ılettigi bıldirildi. ANAYÖL hükümetı ıçin başbakanlıkta ısrariı olan Çiller'e yeni öne- rı götürmeye hazırlanan Yıl- maz'ın. "Çiller'in dışında DYP'den başka bir ismin baş- bakan olmasınarazıoidukla- n" mesajını ileteceği kulisler- de konuşuluyor. Mesut 'S'ılmaz'ın. geçen dönemdeki icraatlan nede- nıyleANAP'hlann. Çiller'in başbakan olmasını kabul et- mevecegi görüşünü taşıdığı, ancak Çiller dışındakı her- hangi bir DYP'linin hükümet kunnasına sıcak baktığı öğ- renildı Yılmaz'ın. Italyadö- nüşü partılılerle yaptığı de- ğerlendirmede. tüm partiler- le geniş tabanlı hükümet ku- rulması seçeneğine de soğuk bakmayacaklarını açıkladığı öğrenildi. Yılmaz'ın. RP'lile- rin. bu aşamada gündeme ge- tirdiklerı. Çıllerin mal varlı- ğı konusundaki sav lan Yüce Divan'a götürme planını da "çiğ bir öneri"olarak değer- lendirdiği belirtildi. \'ılmaz"ın. koalisyon kur- nıak için ısrar eden RP'ye olumsuz yanıt verirken. bu çıkışıyla Çiller'i kamuoyu önünde köşeye sıkıştırmayı hedeflediği ifade edildi. ANAP kunnaylanndan Eyüp Aşık, -RP çok askıntı oldu bize. Ama biz yüz vermiyo- ruz"dedi. Bu arada DYP Genel Sek- reten TevfikDiker. Refah Par- tısı'nın hükümetı kurabilmek içm yaptığı şantajın kendisi- ne Ankara Büy ükşehır Bele- dıye Başkanı Melih Gökçek aracılığıyla iletildiğıni açık- ladı. Dıker. şunlan söyledi: "MelihGökçek. DYP ıle RP mutlaka hükümet kurmalıdır. Aksi halde RP ile ANAP hü- kümet kuracak. Böyle bir hü- kümet kurulduktan sonra da Sayın Çıller'ı Yüce Divan'a gönderecekler" dedi."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle