Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURtYET 26OCAK1996CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Gelecek Merakı
MELİH CEVDET ANDAY
G
eleceğı kestırmek, ınsa-
noğlunun oldum olası en
buyuk tutkusudur, yaşa-
mın bılıncınde olmak de-
mektırbu Insandanbaş-
ka hiçbir canlı fal bak-
maz. geleceğını duşunmez, hele ona ege-
men olmayı aklının ucundan geçırmez
Insanoğlunun bu merakı, geleceğın bır
yerlerde >azıli olduğu ınancına dayanır
elbet Amanerdençıkmıştırbuınanç bı-
lemıvoruz Yaşam neden bırrastlantı ol-
masın1
Bır seruven, bır sersenlık, bır ta-
sanmsız gıdış neden olmasın' Boyle ıse
hay\anlan bızden daha anlayışh sayma-
mız gerekır Hıç ustunde durmadan ya-
şayıp grdıyorlar
tlkçağda ınsanlar. tannlara kurban et-
tıklen hayvanlann ıç organlanm bakarak
geleceğı anlamaya çalışıyorlardı Sonra
butun gızın yıldızlarda olduğu ınancı or-
taya çıktı, yaşamımızın bır benzen gök
yûzundesurupgıdıyordu Yıldızlarda ya-
zılı ıdı geleceğımız, yazgımızı onlann
gıdışını çozerek bulabılırdık
Ama bılım, bıze doğanın bır neden-
sonuç ılışkısı ıçınde bulunduğunu goste-
nnce, ınsan yazgısı ınancı gozden duşer
gıbı oldu Tam olarak düşmedı demek ıs-
tıyorum Bılıme ıstedığınızce ınanın, ge-
ne de falınıza baktırmaktan kendmızı
alamıyorsunuz, dua etmekten gen dur-
muyorsunuz Ilkel ınsana ne benzerlık'
Ilkçağlardan gunümuze, bılıcıler(kâhın-
ler), falcılar. kısacası. geleceğı bıldıkle-
nne ınananlar, yeryuzünden hıç eksık ol-
mamışlardır BunJann en unlulennden
bın, ortaçağ sonlannın hekım-bılıcısı
Nostradamus'tur Nostradamus keha-
netlennı dortluklerle yazmıştı Ama bun-
lan ve butun kıtaplannı yaktığı da bılı-
nıyor Elımıze kalanlar zor anlaşılır du-
rumdadır, başka bırdeyışle, bunlan çoz-
mek ıçın şıfrelennı bulmak gerekmekte-
dır
Mıllıyet Yayınlan arasında basılmış
olan "Nostradamus 1992'den 2001 'e Ke-
hanetler" adlı kıtap dorduncu baskısına
enştığıne gore demek ınsanlanmızın ke-
hanetlere ınancı surup gıdıyor
Geleceğımızı bılmek. ıyı mıdır, değıl
mıdır, bılemıyorum
Adını verdığım kıtabın üçüncü bolu-
munde şoyle denıvor
"Kehanetierle bırukte tanhJenn de on-
ceden verildiğııu bıldığımız ıçın tanhJeme
sistemını rahatça \ e genış olçude kullanı-
yoruz. Nereye doğru gittığıınızı bıldıgi-
miz surece bu sıstemın doğruluğunu ıspa-
ta devam edebıunz. Henuz vaşanmaruş
olaylar soz konusu olunca bu sıstem işle-
mez sanılabilir. Aslında Nostradamus ge-
leceği açıkça gorcbileceğımizı sağla>an
bır metoda da sahıpar, bunu yazdığı şiır-
lerde gorüp, sıstemin nasd çahştığını u>-
gulayarak gorecegiz."
Buradaokurlanmı uvarmak ıstıyorum
adı geçen kıtap, V. J. Hewitt v e Feter Lo-
rie'nın yorum-çozumlennden oluşmak-
tadır
Demek bız de Nostradamus'un dort-
luklennı çozmeğe gınşebılır \e ulkemı-
zın geleceğı ustune bılgıleredınebılmz
Oyle ya, Nostradamus~-*1991-2001 ara-
sında, betki de arasına eskı Sovvet cum-
huriyetierini alarak, kurulan büvuk Av-
rupa biriiğınde butun devledenn egemen-
liği, birliğe devredflerek adeta kayboia-
cak" dedığıne gore bızım Avrupa Bırlı-
ğı'ne ne zaman gıreceğımızı söylemış
olabılır
Meraka değmez mı9
Ama ben, geleceğımızı öğrenme ko-
nusunda gene de pek heveslı olmamamı-
zı oğutlenm Neden dersenızyenı bır şıf-
re ıle Nostradamus'un şıırlennı çozme-
ğe kalkıştığımızda ya şu sözle karşılaşır-
sak duş kınklığına uğramaz rruyız7
"1995 yılı sonunda Gümrük Birliği'ne
giren Türkiye Cumhuriyeti, Avrupa Bir-
iığTne kabuî edı'Jmek jçîn 22. yuzyıün so-
nuna dek umutla bekJeyecek ve bu süre-
cin sonunda başvurusu geri çevrilecek-
tir."
Elbet bu yuzden Nostradamus'un ne
gâvurluğu, ne satılmışlığı kalacaktır
Ya da bakarsınız şoyle bır kehanetle
karşı karşıya gelmışız
"AtatunVun gununde tumden bir ya-
na bırakılmış olan Turancıuk politikası,
21. yuzyüda kimi acemi ve dar gorüşlü
devlet adamlannca 'Adnyatık'ten Çın
Duvan'na Türk Imparatorluğu adı al-
ünda \eniden canlandınlacak ve bu yuz-
den Türkiye Cumhuriyeti bm pişman ola-
cakür."
tftır*acı, alçak Nostradamus1
Elbet bu arada dev letımızın ovgusuy-
le de karşılaşabıleceğız
"Türk emnjyeti 22. yüzyılda da Uğur
Mumcu' nun katilıni aramağa butün cid-
diyeti içinde devam edecek ve yeni cum-
hurbaşkanJan bu konuda umutsuzhığa
düşmenin yersiz olduğunu so\ leyecekler-
dir."
Başanlı falcılar ıyılığe yorulan sözler
söylemekte ustadırlar Bu açıdan bakıl-
dığında Nostradamus'un kehanetlen hıç
de ıçaçıcı sayılamaz Okumanızı öner-
mem Dünyanın başına gelecek doğal
afetler tüylennızı ürpertır
lyısı mı, kehanetlen bıryana bırakıpşu
fanı dunyada gunumüzu tatlı duşlerle ge-
çırmeğe bakalım
Bır zamanlar Beyoğlu meyhanelenn-
den eksık olmayan bır tansıyoncu vardı,
bılmem gene oralarda mıdır, rakıcılann
tansıyonlanna bakar \e hep "sekiz-on
iki"derdı Sevınen muştenlerden, "Gar-
son, bir şişe rala daha" seslen yukselır-
dı
ARADA BIR
Prof. Dr. MUSTAFA ALTIİVTAŞ
Iktidar Tutkunlarına
Çöpçatanlık...
24 Aralık seçımlennın yarattığı şaşkınlık ve belırsız-
lık surup gıdıyor Amaçladıklannın gensıne duşen sı-
yasal partı yonetımlen, seçım sonuçlarından "me-
saj" arayışına gınşırken, bu arada da hukumet kur-
ma, ıktıdarın kımle paylaşılacağı turları bırbınnı ızlıyor
Hukumet kurma konusunda en yakıcı tutku ve ıstek
gosteren partı, RP ve onun genel başkanı Sayın Er-
bakan'dır Sayın Erbakan hukumet kurma ve başba-
kan olabılme yolunda tum odunlerı vermeye, tum ıl-
kelennden vazgeçmeye, cumhunyetın temel ılkelen-
nı ve değerfennı sahıplenmeye kadar hemen her ka-
lıba gırmeye hazır bır yanay (profil) çızmektedır Bu
yondekı değışımın temel nedenı RP'nın ve onder ıle
kadrolarının amaca ulaşmak yolunda tum takıyyele-
re başvurma konusunda kendılennı sorumsuz ve sı-
nırsız derecede ozgur duyumsamalarıdır Ulusun
onunde ve tarıh kursusu olan TBMM kursusunde na-
mus ve onuıiarı uzerıne ıçtıklerı anda bıle bağlı kal-
mamanın, kendılenne gore nedenlennı ve gerekçe-
lennı yaratmakta usta olanların, hukumetın kurulma-
sından sonra, verırgorunduklerı odunlerden vazgeç-
me ve ımza altına aldıkları protokol ve programlara
uymazlıklarına fazla şaşırmamak gerekecektır Ken-
dı ınsanına, kendı dılı ıle tapınma ve tapınrnaya çağ-
rıya bıle hoşgoru gostermeyenlenn laıklığe, salt Turk-
çesozcuk olmadığı gerekçesı ıle karşı çıktıklan aldat-
macasına kanmak yonunde gosterılecek aymazlık,
sevgılı Azız Nesin'ı, bır kez daha haklı kılacaktır
Kendılennı merkez sağ olarak tanımlayan ve 24
Aralık seçımlennın yıtırenlerı yanında yer tutan partı
genel başkanlan ıse bırbırlerını başbakan kılmama
konusunda amansız bır savaşıma gırmış bulunmak-
talar Bır yandan yenısı kurulamadığından hukumet
başkanlığı gorevını halen surduren Sayın Çıller baş-
bakanhğın ve ıktidar gucunun ne denlı onemlı oldu-
ğuna ılışkın goruş ve duşuncelerı açıklarken ote yan-
dan da 1996 yılının başlangıcından bu yana kımı ce-
za ve tutukevlerınde ortaya çıkan ayaklanmalar ıle
bunlann kanlı ve acımasız bıçımde bastırılması, faılı
bellı olan-olmayan cınayetler ıle ferıbot teroru, on bır
yurttaşın yakılarak oldurulmesı benzerı toplumsal
olayların hız kazanması surmektedır Terorun resmı-
sı, ozeh, desteklenenı ıle hız kazanması toplumsal
kargaşanın karabasana donuşmesı, buna karşılık ık-
tidar kadrolan ıle ıktidar adaylarının buyuk bır vurdum-
duymazlık sergılemelerı olayların gerısınde ıktidar
tutkusunun gerçekleşmesı ıle başbakanlığı elden ka-
çırmama çabaları mı var kuşkusunu yaratmaktadır
Sayın Yılmaz ıse yıten başbakan olma umudunun
acısını, merkez sağdakı amansız rakıbıne başbakan
olma olanağını vermeyerek çıkarmaya çalışırken, ote
yandan da RP ıle gerçekleştırebıleceklen ıktidar or-
taklığının gerekçelerını yaratma çabası ıçınde bulun-
maktadır
Iktıdarı ele geçırme ve başbakan olma yolunda sı-
yasal yelpazenın sağında bu çekışme ve yarışma ya-
şanırken sıyasal yelpazenın solunda yer alan partıler
ıse kendılennı oyunun dışına atmış bır goruntu ver-
mektedırler Sosyal demokrat ya da demokratık sol-
cular, toplumu bıçımleme ıddıasını ve gucunu tumuy-
le yıtırmelerınden olacak, sağ sıyasal partıler arasın-
da çöpçatanlık yapmaya ya da olası bır nıkâhta ta-
nıklığı ya da sağdıçlığı yeğler bır tutum sergılemek-
tedırler Sıyasal alan dıncı kesımlerie yeriı ve yaban-
cı sermaye odaklannın temsılcılenne bırakılırken, top-
lumun genış kesımlerının temsılcısı olma savında bu-
lunması gereken sosyal demokrat ya da demokratık
solcular, oyunu trıbunden seyretmeyı seçer gorun-
mekteler Bu ıse sol sıyasal çızgıdekı partılenn ve
kadrolarının ıktıdardan korku ıçıne duştuklennın ve
kendılenne guvenlerını yıtırdıklennın kanıtıdır Toplam
oy ıçınde yuzde 19'luk, yuzde 21 'lık paya sahıp par-
tıler amansız bır ıktidar olma yarışı ve kapışması ıçı-
ne gırerken tum becenksızlık ve tutarsızlıklarına kar-
şın, toplam olarak yuzde 25'ı aşkın bır toplumsal des-
teğe sahıp sosyal demokrat partılenn ıktıdardan kor-
kar bır tutum sergılemelerını başka turlu yorumlama-
nın olanağı bulunmamaktadır Dunyada sosyalıst ve
sosyal demokratların, yenıden ıktidar olma yolunda
sağladıkları başarıdan ovunç duyulurken, Turkıye'de
ıktıdardan kaçınmanın nedenını "Bız nobetımızı tut-
tuk", "Muhalefette kalarak kendımıze çekıduzen ve-
receğız", "Toplum bıze muhalefet gorevı verdı" ben-
zen gerekçelerle açıklamanın olanağı yoktur Top-
lumsal projelerı olan ve bu projelen yaşama geçıre-
cek kadrolara sahıp olduğu ınancında ve savında bu-
lunan hıçbır sıyasal partı, daha başlangıçta kendısı-
nı muhalefete mahkûm kılıcı bır yonelme ıçıne gıre-
mez
BAŞBAKANLIK GLMRÜK MUSTEŞARLIĞI
GÜMRlfKLER GENEL MLDURLUĞU
İSTANBULGUıVIRUKLERİ BAŞMUDURU
Savı B 02 1 GUM 4 06 10 09 HtK.
Konu 092 10 6891(90)212
Uskudar Aslıye C eza Mahkemesı nın esas 1993 225 karar
1993 233 sayılı 4 5 1993 gunlu kararı uyarmca ıdaremıze
50 449 000 TL para cezası odemeve vukumlu Kenm Huse
yınoğlu kararda belırtılen adresınde bulunamadığından mezkûr
para cezası tahsıl edılememektedır Teblıgata esas olacak baş
kaca bır adresı bılınmedıgınden 7201 sa>ılı Teblıgat Kanu-
nu nun 28 ve 29 maddelerıne gore ılanen teblığme karar ve-
rıldı Teblıgat \enne kaım olmak uzere teblığolunur
tstanbul Gumrukleri Başmudünı \hmet Ihsan ERTAN
Cumrflk Müdürü
Basın 67391
DISK Oncü Olmalıdır
Sendıkalar, toplu ış sözleşmesı dıizenı dışında, kesınlıkle pohtıka ıle olan
ılışkılennı yenıden değerlendırmelıdırler Sendıka yonetıcılennm ncacı
olarak sıyasal partılenn kapılannda bekledıklen donem artık sona ermelıdır
Dr. ENGİN ÜNSAL
Y
aşadığı çağa tanıkJık ctmek ıste-
yen DlSK, olağanustü genel ku-
rul toplantısı yaparak dıbe vuran
Turk sendıkacılığının geleceğını
belırlemek ıstemektedır Bır do-
nem sendıkacılık yaşamımıza on-
cülük etmış, durağan sendıkacılık harcketımızı
ateşlemış ve sendıkalan toplumun etkılı kurum-
lan duzeyıne getırmış olan DlSK. değışen dunya
ve Turkıye koşullan karşısında, yenı bır sendıka-
cılık modelı oluşturmak ıstemektedır
Türk sendıkacılığı, gerçekten tanhının en dura-
ğan donemını yasamaktadır Çalışanlann sayısın-
dakı onemlı artışlara karşın sendıka uyelığınde
bır azalı^ın yaşandığı donemde ucret sendıkacı
lığının dar kalıplanna kendını hapsetmış sendıka
yonetıcılennm duzeysız genel kurullarda sahne-
ledıklen kısır çekışmeler hayatpahalılığı veetkı-
sız sendıkacılık kıskacındakj emekçıler uzennde
umutsuzluk ruzgârlan estırmıştır Böyle bır or-
tamda DlSK yonetıcılennm sendıkacılıkta venı
bır model arayışı ve çağdaşlaşma ozlemı ancak
sendıkacılıkta DlSK ayncalığı ıle açıklanabılır
DlSK, sendıkacılıkta yenı bır model arayışında
son derece hakJı ve tutarlıdır Avrupa'nın sol par-
tılen, ıdeolojık kurgulannın yenı bır tanımlama-
sını yapmaktadırlar Türkıye, gumruk bırlığıne
uye olmuştur Bunun Türk ekonomısı üzennde
bırçok olumsuz etkısı olacaktır ve emekçıler bu
gelışmelerden en olumsuz bıçımde etkılenecek
kesım olarak ortaya çıkacaktır Avrupa sermaye-
sı, gıderek artan bır bıçımde ulkemıze gınş yapa-
caktır Avrupa Bırlığı ıçınde senrıaye-emek ılışkı-
lennde yasanan olumsuzluklar bu yoldan Turkı-
ye'ye de taşınmış olacaktır Tum bu gelışmeler,
Türk sendıkacılığında yenı arayışlan kaçınılmaz
olarak gündeme getırecektır
Turk sendıkacılığı, temel ılkesı olan sınıf ve
kıtle sendıkacılığı ılkesını, çerçevesını değıştır-
meden ama keskın uçlannı torpüleyerek yenıden
tanımlamak zorundadır Sendıkalanmız, bazı te-
mel sorunlarda uzlaşmanın gereğını kabullenmek
durumundadır Demokrası ve temel ınsan haklan
gıbı yaşamsal sorunlarda sendıkalanmız, örneğın
TUSİAD gıbı kuruluşlarla, ortak tavır sergileye-
bılmeyı ıçıne sındırmelıdır Sendıkalar, ıçınde ya-
sayacaklan yenı donemde, sendıkacılık ılkelenn-
den odun vermeden, toplumla savaşmayı değıl,
toplumla uzlaşmayı bır temel ılke olarak kabul et-
melıdır
DlSK yönetıcılen, çatısını çatmaya hazırlan-
dıklan yenı sendıkacılık anlayışında sendıkacılı-
ğı salt toplusozleşme duzenı ıle ozdeşleştıren kı-
sırdongunun zıncırlennı kırmalıdır 1963 yılından
ben yaşanan uygulama gostermıştır kj toplusöz-
leşme düzenı, çalışanlann dız boyu sorunlanna
ancak yapay çozumler uretebılmektedır Toplu-
sozleşme düzenı dışında aranacak çozumler ıkı
ana başlık altında toplanabılır Bunlardan bınncı-
sı sendıka uyelennın sorunlanna, kuracaklan va-
kıflararacılığı ıle çozum aramaktır Vakıflann Fı-
nansmanı, toplusozleşme düzenı ıçınde ve bu kay-
naktan sendıka üyesıne hıçbır yük getırmeden sağ-
lanabılır Bu vakıflar aracılığı ıle sendıka üyelen-
nın saglık, eğıtım, meslekı eğıtım ve kreş, el sa-
natlan kurslan gıbı aıleye yonelık çalışmalar ra-
hatlıkla sağlanabılır Çok büyük parasal kaynak-
lar yaratabılecek bu vakıflar aracılığı ıle sendıka-
lar, endustnyel yatınmlara yonelerek yeru ış sa-
halan açabılırler Bu yoldan mevcut tesıslere or-
tak olarak endustnyel demokrasının gerçekleşme-
sıne katkıda bulunabılırler
Sendıkalar, toplu ış sözleşmesı düzenı dışında,
kesınlıkle polıtıka ıle olan ılışkılennı yenıden de-
ğerlendırmelıdırler Sendıka yonetıcılennm nca-
cı olarak sıyasal partılenn kapılannda bekledık
len dönem artık sona ermelıdır Sendıkalar, ortak
bır tutumla polıtıka ortamına ağırlıklannı kovma-
lıduiar Yenı bır partı kurmak, geçmışte denenmış-
tır ve gerçekleştınlememıştır Bugun ıçın de ger-
çekleştınlmesı son derece zordur Yapılacak şey,
uzennde anlaşmaya varacakJan bır partıyı, kendı
üyelen ıle etkıleme surecını başlatmalandır Sen-
dıka-part' ılışkısı, partı yönetıcılen ıle baslatıla-
bılecek bır süreç değıldır Sendıkalar, üyelennı
bellı bır partıde üye olmaya ve partı yonetımınde
görev almaya ozendırmek yolu ıle o partıyı çok
kısa bır zamanda kendı etkı alanian ıçıne çekme-
yı başarabılırler Sendıkalı ışçılenn ve sendıkala-
nn desteğındekı bır partının sayısal çoğunluğu ya-
kalaması hıç zor değıldır Bu yollann denenmesı
ve başanlı olması, çok kısa yoldan sendıka üyelı-
ğıne yansıyacak ve sendıka uyelennın sayısı ına-
nılmaz boyutlara ulasabılecektır
Dunya, sermayenın evrenselleşmesı surecını
hızlı bır bıçımde yaşamaktadır Gümrük bırlığıne
uyelık, berabennde kaçınılmaz olarak Avnıpa ser-
mayesmı de getırecektır Turk sendıkalan, Turkı-
ye'yı, evrenselleşen sermaye ıçın ucuz emek cen-
netı yapmak ıstemıyorlarsa Avrupalı kardeş sen-
dıkalarla bırlıkte ortak tavır sergılernek zorunda-
dırlar Bunun ıçın de sendıkalanmızın dış ılışkı-
lenne çok yenı bır boyut kazandırmalan ve ortak
çalışma gruplan oluşturma konusunda çalışmalar
yapmalan gerekmektedır Çokuluslu şırketlerger-
çeğı, yakın bır gelecekte Türk sendıkalannın kor-
kuîu düşu olacaktır Avrupa sendıkalan bu gerçe-
ğın zorlukJannı uzun bır suredır yaşamakta ve ço-
kuluslu şırketlerle baş edebılmek ıçın uluslarara-
sı emek dayanışmasını sureklı gundemde tutmak-
tadır Türk sendıkalan bu ve benzen konularda Av-
rupalı meslektaşlanndan çok şeyı kısa zamanda
oğrenmek zorundadır
1996 yılının başlannda Türk sendıkacılığı, dı-
be vurmuş sendıkacılık gorüntusunü büyuk boyut-
lan ıle sergılemektedır Bu o kadar korkulacak ve
umutsuzluk yaratacak bır sonuç değıldır Sendıka
yonetıcılennm ayağa kalkmak, dık durabılmck
zorunda oldukJannın bılıncıne varmalan da onem-
hdır
DlSK'ın yapacağı önculuğun, Turk sendıkacı-
lığında yenı bır donemı muştuladığına yurekten
ınanıyoruz Türk emekçılennın, haklan olan ın-
sanca ve onurlu bır yaşamın eşığınden bu yolla
adım atacaklanndan kımsenın kuşkusu olmasın
Turk sendıkalan ve emekçılen, zonı bır gun mut-
laka başaracaklardır
TARHŞMA
Milli Eğitim Bakanlığı'na...
Ç
ocuğa venlen
bılgılenn
çoğunluğu,
müzık ve şarkı
yoluyla
gerçekleştınlır
Evrensel ıçenklı şarkılann
vermek ıstedığı duygulann
bazılan şunlardır Sayılar,
vücudumuz, alfabe, anneye
sevgî, sıra olalım, temızlık,
doğayı koruma, orman
sevgısı, mutluluk, banş,
dostluk. Atatürk'ü sevme,
oyuncaklar, vb gıbılen
Mıllı Eğıtım Bakanlığı bazı
usuller ılen surerek eğıtım
ve oğretımdekı bılgı ve
bınkımlen sureklı
ka>bedıyor Öğretmen
alımlanyla ılgılı
duşunulmesı gereken
onemlı noktalardan
bazılan şunlar
Turkıye'de ve özellıkle
lstanbul'dakı okullanmızda
büyuk bır öğretmen açığı
var Hele muzık ve resım
gıbı güzel sanatlarla ılgılı
branşlarda bu açık daha da
göze çarpıyor Ama ıkıncı
kez öğretmen alımlannda
muzık branşı açılmadı
Hem öğretmen gereksınımı
var hem de neden kadro
açılmıyor9
Obur resmı kurumlarda yaş
sının uygulanmadığı halde
bu kadar öğretmen açığına
karşın, Mıllı Eğıtım
Bakanlığı 'nda neden yaş
sınırlaması uygulanmaya
çalışılıyor9
Geçenlerde ıkıncı
öğretmen alınmasının
başvoıru formunda 1960
doğumlular ve daha
kuçükler form
doldurabılıyor denılıyor,
aynı zamanda otuz beş
yaşından gun almamış
olma koşulu getınlıyordu
1960 doğumlu olup da otuz
beş yaşından bır gün btle
alanlar bu hakkını
kaybedıyor Acaba
öğretmen açığının oldukça
yuksek olduğu bır kurumda
Mıllı Eğıtım Bakanlığı bır
şeyler kaybedıyor olmasın
Bu bır eksıkhk ve
çelışkı değıl mı9
Oğretmenlığe ılk
başvuracaklar ıçın yaş
sınırlaması gundeme
getınlıyor Yıllardırözel
öğretım kurumlannda
çalışmış o kadar çok
öğretmen var kı devlete
geçemeyen Pekı o
kurumlarda geçen zaman
ıçensındekı bınkım ve
deneyım hangı ulkenın
çocukJanna sarf edılıyor
acaba9
Ozel oğretım
kurumlanndakı çaltşan
oğretmenlenn eğıtım ve
oğretıme katkılannı,
performanslannı ve
rekabetten dolayı tutunmak
ıçın ne kadar standartlan
zorladığmı Mıllı Eğıtım
Bakanlığı çok ıyı bılıyor
Özel oğretım kurumlannın
sadece muhasebesı
devletten ayndır Başka
butun yapılan uygulamalar,
programlar, Mıllı Eğıtım
Bakanlığı'na bağlıdır
Hatta atamanızı bıle Mıllı
Eğıtım Bakanlığı yapar
Yapılan bunca torenler
onemlı gun ve haftalar,
toplantılar, kurullar, not
verme sıstemlen, aklınıza
ne gelıyorsa hıçbır
uygulama ayncalığı
yoktur Dahası bır gunlük
ızın bıle yonetmelıkler
gereğı kaymakamlığa
bağlıdır
Eğıtımde geçen bunca
yıllann deneyımının yaş
sınırlaması uygulanarak
heder edılmesme ne gerek
var
9
Mıllı Eğıtım Bakanlığı
ozel öğretım
kurumlanndakı nıtelıklı
oğretmenlerden neden
yararlanmıyor acaba
9
Eğıtımde nıtelık mı duşer,
yoksa ıyı bır atılım mı
yapılır
9
Yme ıkıncı başvuru
formunda, fazlalık olan
branşlarda fazla branşlann
sınıf öğretmenlığıne
aynlabıleceğı yazılıyordu
Çok güzel ve de olumlu bır
duşünce
Yalnız fazlalık olduğu
takdırde sınıf
öğretmenlığıne başvuracak
branşlara baktığımızda
güzel sanatlar derslen
yoktu Muzık oğretmenı
sınıf öğretmenlığıne
muracaat edemıyordu
Bunun nedenı kuramsal
olarak belkı oyle uygun
gorulmuştur
Ama pratıkte ve eğıtımde
hıç oyle değıl
Bınsı çıksın eğıtım ve
oğretımde guzel sanatlann
(müzığın) yenmn
olmadığı bır alan
soylesın Hele hele ılkokul
çağındakı bır oğrencının
(çocuğun) oğretme ve
öğrenme sıstemlennde
muzık
yoktur ya da uygun
değıldır desın
Bır bakanhk yetkılısı,
müzık öğretmenı ılkokul
eğıtımı yaptıramaz desın
Sonra da bır muzık
oğretmenını çağırsın, bır
yıl sonra da o çocukJann
dunyasında ne gıbı bır
değışıkJık olduğunu muzık
oğretmenı onlara
ıspat etsın
Hıçbır kurum ve
kuruluşla, özellıkle
bakanlığımızla savaşıp
ıddıalaşmıyoruz Fakat
Mıllı Eğıtım Bakanlığı'nın
bu yapılan yanlışlık ve
eksıklıklennden bır an
once kurtulması
gerekmıyor mu
9
Çunku butun çocuklar,
butun okullar ve Mıllı
Eğıtım Bakanlığı bızım
İbrahim Çankaya
Müzik Öğretmeni
PENCERE
"KÜTU Postunda
Kurflara Karşt Uyarı...
Son uç-dort yılda Babıâlı 'nın Ikıtellı 'ye, basının te-
kelcı medyaya, koşe yazarlığının da "koşe muhabır-
lığı"ne donuştuğune tanık olduk
Haberleşmemış kulıs dedıkodulannı yorumlayan
bır tur koşe yazarlığının anlamını kendı çerçevesın-
de tartıya vurmakta yarar var Kım bılır, belkı bu de-
ğışım bır gelışmenın habercısıdır, ıletışım devnmıyle
her şey hızlandı, kâğıt uzenne basılı gazetenın pıya-
sadan sılınmesı bekJenıyor, koşe yazariığı ortadan
kalkabılır; ustelık kendısıne bır koşe venlen her ga-
zetecının yazar olması gerekmez
Gerçekte koşe yazarlığının kapsamlı bır ınceleme-
sı deyapılmış değıl1
Eskılerın "kalem sahıbı"dedık-
lerı nıtelıkte koşe yazannın az olduğu da bır gerçek
Hikmet Çetankaya, gazetecılığe muhabırlıkle baş-
ladı, roportaj yazariığıyla kımlığını ve değennı buldu,
rahat ve akıcı Turkçesı, Anadolu toprağına ayakları-
nı dayayan bılıncı ve gerçekçı gozlemcılığıyle yazar-
iığı pekıştı Koşe yazarlığına geçtığı zaman "kalem
sahıbı" olmuştu
Çetınkaya'nın yazısına başlayan okur, ılk tumce-
den son tumceye surçmeden ulaşır, dılımızın doğal-
lığını Hıkmet'ın yazılannda duyumsayabılırsınız
"Kuzu Postunda Kurt", Hikmet Çetınkaya'nın son
kıtabının (Çağdaş Yayınlan) adı Kıtabın ıkıncı başlı-
ğı, ıçenğını devurguluyor "Turkıye'de Tankatlann ve
Cemaatlann örgutlu Sıyası Gücu, Fethullah Ho-
ca'nın önlenemeyen Yukselışı"
Kıtap, butunluğu ıçınde ulkemızın ağır sorunların-
dan bınne ışık tutacak koşe yazılannın eklemlennden
oluşan omurga, Hıkmet'ın yazarlığındakı belkemığı-
nı de belıriıyor
•
18'ıncı yuzyıldan bu yana Avrupa'da başlayıp za-
man ve mekân ıçınde yeryuzune yayılan "Aydınlan-
ma Devrımı"nın, demokrasının temellerını oluştur-
ması, en buyuk guçlukler ve dırenışlerie Islam dun-
yasında karşılaşıyor
21'ıncı yüzyılda "Aydınlanma Devnmı"yle şenat-
çılar arasındakı çelışkılenn dennleşmesı ve çatışma-
nın buyumesı beklenebılır Afganıstan'dan Pakıs-
tan'a, Mısır'dan Cezayır'e kadar yayılan coğrafyada
bır deprem gıbı yaşanan "Aydınlanma", bır mılyan
aşkın Muslumanı ılgılendırıyor Ancak olay, yalnız Is-
lamı ılgılendırmekle kalmıyor, Hınstıyanlık dunyası
da sorunun kapsamındadır
"Yenı Dunya Duzenı" karşısında islam kokten-
dıncılığının başkaldınsını buluyor, dunyayı "tek pa-
zar"a çevırmek ısteyen YDD, yoksul Musluman top-
lumlarda kuşkuyla karşılanıyor Turkıye, butun dun-
yayı saran tartışmanın Anadolu'dakı hesaplaşması-
na suruklenıyor
•
Hikmet Çetınkaya'nın koşe yazariığı, bu evrensel
kapsamda anlamını kazanmaktadır
Yazı, yaşamın ta kendısıdır, hayatın kaynağından
uretılır Insana ılışkın sorunların kâğıda dokulup ser-
gılenmesı, yazıdan tureyen devıngenlığın, kışıden kı-
şıye yansryan etkısıyle savaşım olanaklarını zengın-
leştınr "Kuzu Postunda Kurt" adlı kıtabın belgesel-
lığı, arşıvden değıl, yaşamdan kaynaklanıyor "Insa-
nı kullaştırmak", daha doğru deyışle "koleleştırmek"
ısteyer; guçlere karşı savaşımın gun gun atılan adım-
lanndan oluşan kıtabın guncellığınde sureklılık du-
yumsanıyor
Kımı yazı, yaşamı değıştınr, durağanlığı eyleme
donuşturur
21'ıncı yuzyıhn eşığındekı Turkıye'de, şenatçılığa
karşı Aydınlanmacılık, koşe yazariığının vazgeçılmez
bır koşuludur
DEMOKRATÎK CUMHURİYET
PROGRAMI
Türkiye'ji tam demokratık ve üretken kılmak
üzere geliştirilen onenlerini tartışmaja açı>or.
YENI SıYASAL STRATEJı
TARTIŞMALARI
Ekim 1995 / Mayıs 1996
-VII-
Yargının Yeniden
Yapılandınlması
Mehmet ALTAN, Haluk BURCUOĞLU,
Başar YALTI, Erdener YURTCAN
27 Ocak 1996, Cumartesi, Saat: 14.00
İTÜ Vakfı Maçka Sosyal Tesisleri
Aynntılı bilgi için:
Tel: 0212. 27510 00///Fax: 0212. 272 66 23
UGUR MUMCU - MUAMMER AKSOY
ANMA TOPLANTISI
27-1 -1996 Cumartesi
Atatürk Kültür Merkezi • Saat: 15.00
-Açılış Konuşması ve Saygı Duruşu
Ihsan Gursoy (ADD Ist Mrkz Şb 2 Başkanı)
-Sınevızyon Gosterısı
Uğur Mumcu ve Demokrası (Bır Pulsuz Dılekçe)
-Panel: "Bu günler Içın mı Oidüler?"
Panel Yönetıcisi
Bılge Bılgıç (ADD Istanbul Merkez Şb Bşk)
Konuşmacılar
Ceyhan Mumcu (Hukukçu)
Doğu Perınçek (IP Genel Başkanı)
Bulent Tanla (DSP Ist Mılekvekılı)
Ahmet Guryuz Ketencı (CHP Ist Mılletvekılı)
-Piyano Resıtalı
(Pıyanıst Osman Bayman)
-Düzenleyen
Ataturkçu Duşunce Dernegı Istanbul Merkez Şubesı
Tel&Faks (0212)272 62 18
ADD Kadıköy Şubesı (0216)418 36 46
ADD Bakırkoy Şubesı (0212) 570 29 22