Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 OCAK 1996 CUMA
14 KULTUR
Duke Robillard ve John Hammond'm ortak tumesinde ilk durak bu akşam Ankara Saklıkent'te
Ild beyaz hhıes ııstası Türidye'de
EYÜPİBLAĞ
Son iki yıl içinde, ülkemizde iki beyaz
bluescuyu izlemiştik. 1994'te DukeRo-
billard'ı ve 95'te de John Hammond'ı.
Kendi adıma, Duke Robillard'ın
CRR'deki, John Hammond'm ise Açık-
hava Tiyatrosu'ndaki konserlerini hâlâ
unutamadım. Duke'ün birbirinden fark-
lı tarzlar üzerindeki olağanüstü gitar hâ-
kimiyetine ve tekniğine gözlerimle de
tanık olma fırsatını bulmuşrum.
John Hammond'ın Açıkhava Tiyatro-
su'ndaki konserinin, yerleştirme yanlış-
Iığı yüzünden yanlış idrak edildiğini dü-
şünüyorum. Buna rağmen, kulaklanma
bile inanamadığım bir konser perfor-
mansı göstermişti bu beyaz Delta blues-
cu. Tamamını iyi bildiğim orijinal Delta
blues parçalannı büyük birenerji ve yo-
ğunlukta çok iyi yorumlamıştı. John
Hammond.
lşte bu iki beyaz blues ustası bu kez or-
tak bir turneyle ülkemizde dört konser
verecekler. Benim için, insanın kafasını
allak bullak eden karmakanşık müzik
dünyasında bazı şeylerin hâlâ saf ve ka-
tıksız kalabildiklerini görmek çok sevin-
dirici.
En son albümü "Found Tnıe Love'"
henüz çıkmadı ve ülkemize de gelmedi,
ama bu çalışmada da sanatçının aynı ba-
şansını tekrarladığına eminim.
1942'de Nevv York City'de John Paul
Hammond adıyla doğan sanatçı Billie
Hoüday, Bob Dylan, Bruce Springsteen
ve pek çoklannın keşfedilmesinde ya da
gelişimlerinde büyük katkısı bulunan ba-
bası John Henry Hammond'la birlikte
müziğe yakın ilgi duymuş. Bu arada. bir-
likte geçirdikleri zamanlarda babasının
olağanüstü plak koleksıyonuna girmiş
ve babasıyla birlikte dev sanatçılann
stüdyo çalışmalanna tanık olmuş.
Daha çok öğrenmek isteyen
merakn
Hammond'ın blues'a olan ilgisi erken
yaşlarda başlamış. "12-13 yaşlanmday-
ken, Josh Whita, Sonny Terry ve Brow-
nie McGhee, John Lee Hooker ve Hovv-
lin VVblf gibi Muescuian diniemeye baş-
lanuşöm." Asıl ilgisi ise en saf haliyle
Delta blues'du. Hammond, solo akusrik
country blues sanatçılannın yoğunlu-
ğuyla sarhoş gibi olmuştu. En önemli an
ise John, 1958 yılında babasının kolek-
siyonundaki RobertJohnson'ın 78'likle-
rinden birkaçını dinleyince gerçekleşti.
"Aklımı başundan akh. 16 yaşındaydım
ve o zamanlar gitar bile çalamryordum."
John Lee Hooker'la birlikte sayısız
kez aynı sahneyi paylaşh. Bunun yanı sı-
ra, Hooker'ın "Mr Lucky" ve "Boom
Boom" albümlerinde yer aldı. Hooker
ise Hammond'ın "Got Love If You
VVânt" albümüne katıldı.
Y
aşayan en önemli blues ve ve blues/rock gitarcılanndan biri olarak kabul edilen
Duke Robillard ve beyaz blues'un önemli ismi John Hammond, ülkemizdeki
Ankara Saklıkent, Istanbul CRR Konser Salonu ve Bursa Tayyare Kültür
Merkezi'ndeki konserlerinin üçüncü bölümünde aynı sahneyi paylaşacaklar.
Onunla birlikte çalışan diğer sanatçı-
lar arasında Bfll>Vyman (başka bır sanat-
çının albümünde konuk olarak yer alan
ilk Rolling Stone elemanı) 1967 yılında,
aynı zamanda Rick Dankove Robbie Ro-
bertson gibi devlerin de yer aldığı "I Can
Tell in" kayıtlanna katıldı.
1969 yılında ise gitar efsanesi Duane
Allman. Hammond'ın Southern Fried
albümünün dört parçasına eşiik etmek
üzere yüzlerce millik yolu, ödünç aldığı
bir süt kamyonuyla katediyordu.
1973 yılında. bluesun iki büyük ismi
Michak Bloomfleld ve Dr. John ile bir-
likte "Tritımvirate"ı kaydetti. Onun çe-
şitli albümlerinde yer alan diğer devler
arasında Roosevelt Sykes, Levon Hebn,
Chartie Mussehvhite ve the Nighthawks
var. John Hammond'ın konser eşlikleri
blues'un "kim kimdir"i gibidir. Fakat Jî-
mi Hendrix ile ortakJığı, bir efsanenin
nasıl yaratıldığının açık kanıtlanndan bi-
ridir. Hammond'ın Delta blues'a olan
ömür boyu duyduğu bağlılık, Ingiliz ya-
pimı bir belgesel olan "The Search For
RobertJohnson"da rehberliği üstlenme-
sineyol açtı. Hammond'ın, RobertJohn-
son ve müziği hakkındaki geniş bilgisi,
bu parçalannj^ayitlannın yapıldığı oda-
da onun dev sanatçıya ait gitar teknikle-
rini gösterebilme yeteneği ile daha da
devleşmiştir. Hammond aynı zamanda,
1930'larda Robert Johnson'la aynı şeyi
yapan Johnny Shines ile birlikte aynı ün-
lü sokak köşe başındaki kayıtlannı da
yapmıştır.
John Hammond, Amerikan müziğıne
yaptığı katkılanna rağmen kendisini hâ-
lâ daha fazlasmı öğrenmek isteyen bir
meraklı olarak kabul ediyor.
Duke Robillard ise pek az sanatçının
cesaret edebileceği, birbirinden oldukça
farklı blues tarzlannı bir beyazdan bek-
lenmedik şekilde başanyla uyarlamasıy-
latanınıyor. Parçalannı dinlerken bunun
farkına varmak hiç zor değil.
ÇaJgıcdığa daha fazla eğildi
T-Bone VValker ya da Gatemouth
Brovvn tarzında gitar tekniğinin hâkim
olduğu bir parçayla başlayan herhangi
bir albümü, ardından AJbert ColHns'ın
"keskin" tonlanyla bezeli bir parçasıy-
la devam edip, "B.B. King'in "ağfaıyan
tonhT gitannın hakkının iyıce verildiği
bir parçayla sona erebilıyor. Bu arada
Stevie Ray Vaughan ya da Lonnie
Mack'te rastladığımız rock sertliğinde-
ki parçalannı da araya serpiştirip hem
bir bey^, hem bir siyah, herrrdober iki-
si gibi çalabileceğini kanıtlıyor.
Sanatçı nefeslileri de kullandıği toplu-
luğu ile yaptığı ilk iki albümünde pek
çok elektrikli blues tarzındaki etkileyici
hâkimiyetini kanıtlamış, T-Bone'a ait
"Stornry Monday"deki tatlı tonlu doku-
nuşu, "Texas Flood"daki şahane gitar
atağı, Gatemouth Brovvn'a ait "OkieDo-
kie Stomp"un rock uyarlaması ve "My
Tears"daki (Let's Have A Party, albü-
münden) slovv blues dinamiklerdekı us-
talıklan diniemeye gerçekten değer bu-
lunmuş.
Duke, "Blues yapmaya başladıktan
sonra, (ilk olarak Paul Butterfıeld ve
John Hammond'ın plaklannın etkisiyle)
arbk çalgıcılıgıma daha fazla eğüdiın"
diyor.
Sanatçının müzıkal zevklen kısa za-
manda Muddy VVaters, Hovvlin VVolf ve
B.B. King'c doğru eğılım göstermiş.
"B.B. 's Blues Is King bana derin ve duy-
gusal sinyaller veren, dinlediğim en
önemli blues konser albümüydü" diyor.
"Bundan sonra faep bu yoMa fleriedün.
Boston'a, New York Crty'e ve Newport
Folk FestivaTe idollerimi diniemeye gh-
tinı. Buddy Guy, Hubert Sumlin, Otis
Rush, B.B."ve Freddie King'L"
Duke Robillard, 1967 sonbahannda
•Roomftıl Of Blues'a fcundu. Dufce'ün
elektrik gitardaki tekniği o kadar karma-
şıktı ki 70'lerde çalışmalar yapan diğer
elektrikli blues gitarcılannın çoğundan,
çok önemli farklılıklar taşıyordu.
"Roomfiıl of Blues" albümü 1977'de
yayımlandı. Robillard'ın üzerindeki caz
etkileri "Duke's Blues", "Still In Love
VVith You" parçalannda ve "Stormy
Monday Blues*un ilk üç dizesinde ra-
hatlıkla hissedilebiliyor (T-Bone Wal-
ker'ın şarkılannda bu büyük ustanın to-
nal nüanslannı inanılmaz şekilde yaka-
layabilmişti.)
"Roomful of Blues" 1978 yılı sonun-
da tekrar stüdyo>a girdi ve "Let's Have
A Party"yı yaptı. Robillard bu albümde
T-Bone Walker ve caz aşamasını geçiyor
ve Johnny Guitar Watson, Gatemouth
Brovvn ve Albert Collins'in tarzlannın
etkisi altına giriyordu.
1980'den sonra gitanyla tek
başına
Duke'ün daha çağdaş bir sound arayı-
şı ise sonunda onun topluluktan kopma-
sına yol açıyordu. Bundan sonra Duke,
Muddy VVaters'a yaptıklan eşliklerle bi-
linen Legendary Blues Band'in kısa tur-
ne önerisıni kabul ediyordu. Duke, bu
topluluğun u
UfeOf Ease"ve u
Red,Hot
'IV Blue" albümierinde birlikte çaldı.
"Onlaria çalmak gerçekten çok keyrflry-
dL İlk albümlerinde pek rahat degüdim,
ama Red, Hot 'N Blue'da çalmak beni
çok mutlu etti."
Roomful of Blues "dan aynldıktan son-
ra, "Legendary Blues Band" ve şarkıcı
Robert Gordon ile olan ortak çalışmala-
nnı tamamladıktan sonra, Duke Robil-
lard 1980'ın sonunda gitanyla tek başı-
na ne kadar yol alabileceğini görmeye
karar veriyordu. "Gitanını ilk olarak"
diyor "bir üçlüniin ortasına koydum ve
etkisi altında kaldığım ustalar ü/erinde
odaklasmaya başladım, (klasik rock and
roll gitarcılan) ve ögrendiğnn her yeni şe-
yi bunun icin senteztemeye çauştun." Gi-
tann ağirlıkta olduğu, nefesli çalgılann
da yer aldığı Rhythm&Blues'dan filtre
edilen bu yeni sentez, ilk solo albümü
"Duke Robillard&The Pleasure Kings"
albümünde başanyla deneniyordu.
Yaşayan en önemli blues ve blues/rock
gitarcılanndan biri olarak kabul edilen
Duke Robillard ve beyaz blues'un önem-
li ismi John Hammond'ın ülkemizdeki
konser prograrrunda, 26 ocakta Ankara
Saklıkent, 27 ocakta Istanbul CRR Kon-
ser Salonu, 28 ocakta Bursa Tayyare
Kültür Merkezi ve 29 ocakta ise Istan-
bul Roxy var.
Konser programınm ilk 45 dakikasın-
da John Hammond'ı gitan ile izledikten
sonra, ikinci 45 dakıkada Duke Robillard
sahneye çıkacak ve üçüncü 45 dakikada
ise bu iki büyük ustanın aynı sahneyi
pa^laşmalarmatanık olacağız. Bunun ise"
ne kadar heyecan verici olacağını uzun
uzun anlatmaya gerek yok.
Uğur Mumcırnun aıııüaşaıı güzel insanbğı
Ayia Aksungur, gazetemize Uğur Mumcu'nun büstünü armağan
etti. (Fotoğraf: ERZADE ERTEM)
KültfirServisi- 'Sanatçının temel
ö/eüigi hem birey olmak hem de so-
rumluluk duymaktır" diyor Ayla
Aksungur Uğur Mumcu'nun ara-
mızdan aynlışmm üçüncü yılında,
gazetemize hediye ettiği Mum-
cu'nun yüksek kabartma rölyefbüs-
tüne bakarak duygulannı akünrken.
Takı ve heykel üzenne çalışan sanat-
•;ı. birey olmanın ve sorumluluk
juymanm bır sonucu olarak değer-
Jendınyor çalışmasmı. Aksungur.
Uğur Mumcu'nun büstünü yapar-
ken klasik anlamda bir büst yapmak
istemedığıni belırtıyor^Yaşayan ya
da ölmüs birtakım önemli insaniann
büstleriyle pek çok yerde karşılaşır-
sımz. Bir anlamda resmi otoritenin
birer simgesidir büsrJer. Ancak ben,
özellikle l'ğur Mumcu üzerine çalış-
tığun için insan öğesini daha çok önc
çıkarmaya çalışüm. Onun kişiliği,
güzd insanbğı beni çok etkilemtsti."
Büstü yaparken en çok, Mumcu'nun
gözlenyle ıletışım kurmuş Aksun-
gun "Kişilik. insanlık yönüyle güzel
biri okfuğu kadar estetik anlamda
da güzd bir insandı l ğur Mumcu.
Ben onu büyük bir sevecenlikle yap-
üm ama inanıyorum ki bir başka sa-
natçtyıda ay nı ölçiidcetkiterdi. L'ğur
Mumcu, düşünceleri ile var olabilen.
kafalardan silinmeyecek birinsandı.
Kendimi çok şanslı buluyorum, boy-
le bir iasanı yansıtabikiigim için."
Aksungur. çalışmasıyla ılgılı ola-
rak tek bir kaygı duyuyor. Mum-
cu'nun o güzel insanlıgını. onu ta-
bulaştınmadan anlatmak. Mumcu ile
daha önce hiç karşılaşıpkarşılaşma-
dığını sorduğumuzda 'Hayır' diyor.
"Sadece fotoğraflanndan yararian-
dım. Onu tanımamış olmam, büstü
üzerindeçalışırken bir bakımadaha
rahat, özgür olnıamı sağladı. Onu,
düşüncelerimdeki haliyle daha iyi
anlayabfldün."
tnsana ait değerlen önemsıyor
Ayla Aksungur. Heykel ya da büst
gibi konu olarak daha sınırlayıcı bir
daldaçalışmamn yaratıcılığını nasıl
etkjledığini. "lnsanlann bende ohı-
şan imgcsi üzerinde çahşıyorum. Yü-
züne vansıyan ruh halini ve bende
uyandırdığı duygulan öne çıkanyo-
rum" dıye anlatıyor.
1979'da tstanbul Devlet Güzel
Sanatlar Akademisi Heykel Bölü-
mü'nden mezun olan ve 1985 yılın-
da Mimar Sinan Üniversıtesi Güzel
Sanatlar Fakültesi Heykel Bölü-
mü'nde Takı atölyesi kuruculan ara-
sında yer alan sanatçı, eşi Rahmi
Aksungur ile birlikte pek çok anıt
proje yanşmasına da katılmış. Kıb-
ns Karaoğlanoglu Sehıtlıği, TBMM
Egemenlik Anıtı, Devlet Büyükleri
Mezarlığı gıbı projelerde ödülleral-
mış. "Anıttann süngesd bir anlamı
var w bir noktada sınırlaym. 10 yıl
öncesine kadar heykel dendiginde
akla ilk olarak Atatitirk büstleri gett-
yordu. Ama bugün disiplinlerarası
sanat hareketteri, bienaliergibisanat
olaylan ile önemli kıpırdanışlar ya-
şanıyor Türkiye'de.'' Sanatın da tıp-
kı bılım gibi çafının önünde olma-
sı gerektiğine inanan Aksungur'a
göre sanat; bir sorumluluk işi, sa-
natçı ise bu sorumluluğu duyarak
kendıni ıfade eden ancak bunu ya-
parken toplumdan uzaklaşmayan,
hatta topluma ışık tutan insan. "Ko-
tay, hafife ahnacak birişounamalısa-
nat, çünkü toplumlar kültürteri Qe
var oluyor. Dünya ülkeleriyle global
bağlannlar da kültür temeünde ^r-
çekJeşuriliywr. Biz burada istedigi-
miz kadar kendi kendimizi alkısla-
yahm. övelim_. V öreselliğin içinde
kaybolmadan nrensel olana ulaş-
mâk önemli olan."
Gazeteci Metin Göktepe amsına
fotoğraf sepgisi
Kültür Servisi- Gözaltına ahndıktan sonra öldürülen
Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe'yi
unutturmamak ve anısını yaşatmak için, Göktepe'nin
meslektaşlan tarafından 'Metin Göktepe'yi
Fotoğraflanmızda Yaşatalım' başlıklı bir fotoğraf
sergisi düzenleniyor. Sergi, 27 ocak cumarlesi günü saat
15.00 başlayarak bir ay süreyle Basın Müzesi'nde yer
alacak.
Hitmi Yavuz hkılap Krtabevi'nde
Kültür Servisi-1996'da yeni bir anlayışla yola çıkan, 69
yıllık geçmişe sahip lnkılap Kitapevi, editörlüğüne
Hilmi Yavuz'u getirdi. Bundan böyle Hilmi Yavuz'un
editörlüğünde yayın hayatına devam edecek olan
lnkılap Kitapevi: yerli yazar ve yerli yayınlara daha çok
yer verecek. Günümüz şair ve yazarlanndan olan Hilmi
Yavuz, îstanbul'da doğdu.
Kabataş Erkek Lisesi'ni bitirdikten sonra bir süre
gazetecilik yaptı. Ingiltere'de BBC Radyosu'nda
çalıştığı yıllarda Londra Oniversitesi Edebiyat Fakültesi
Felsefe Bölümü'nde yüksek öğrenimini tamamladı.
Dönüşünde Cumhuriyet, Milliyet ve Yeni Ortam ;
gazetelerinde eleştıriler, incelemeler yazan Hilmi
Yavuz'un şiir, inceleme ve deneme kitaplan bulunuyor. .
Yavuz, 1978 Yeditepe Şiir Armağanı'nı, 1987 Sedat
Simavi Edebiyat Ûdülü'nü kazandı.
Arnlca'da psikoloji sohbetleri ^
Kültür Servisi - Arnika'da cumartesi gününden
başlayarak 15 günde bir olmak üzere uzman psikolog n
Alanur Özalp'ın konuşmacı olarak katılacağı "Psikoloji'
Sohbetleri" gerçekleştirilecek. Cumartesi günleri saat
16.00'da baslayacak olan ilk söyleşinin konusu, "İnsan
psikolojisı konusunda bilinen doğnılar ve yanlışlar".
(Tel: 245 15 93).
Ulusal Sanat Kuruhı'nda görev
boluşumu
Kültür Servisi - Özerk sanat kurumunu oluşturmak
üzere her sanat alanından ilgili örgütlerin katılımı ile
seçilen Ulusal Sanat Kurulu üyeleri görev bölüşümü
yaptı. Yürütme kuruluna Şükran Kurdakul (başkan),
Hüsamettin Koçan (baskan yardımcısı), Tamer Levent
(başkan yardımcısı), Mahir Günşiray (genel sekreter) ve
Ekrem Kahraman (üye) seçildiler.
IVâzun Hikmenn Bir Ganip
Yolculuk'u Strasbourgta
Kültür Servisi- Fransa'nın Strasbourg kentinin
tanınmış tiyatrolanndan Le Maillon, 25-27 ocak
tarihleri arasında Nâzım Hikmet'in yapıtlanndan
derlenen biroyun sergiliyor. Şairin, 'Memleketimden
İnsan Manzaralan', "BirGarip Yolculuk', 'Hasret' gibi
yapıtlan üzerine kurulu şiir ve müziklı piyes, sevgi ve
hasret gibi konulan işliyor. Oyunu sahneleyen ekip
müzisyen ve sanatçılardan oluşuyor. Grubun içinde
barok müziğinden pop müziğine, klasik müzikten caz
müziğine kadar her türlü akımın temsilcileri yer alıyor.
K U L T U R t Ç I Z I K
K A M İ L M A S A R A C I
1
Cx*$
J. L
Çaglardan kopup gelen gelenekleri,
kendine özgü mimarisi, doğası ve insanıyla bir mozaik...
TürkiyemizTürkçe ve îngilizce olarak 4 ayda biryaytmlanan
Türkiyemiz'in 77. saytst, özgün araştırmalar, özgün yazılar,
özgünfotoğraflarla yine dopdolu, yinepırtlpırtl!..
• Dr. Şehrazat Karagöz "Karia bölgesinin en ilginç kettti Apbrodisias"
• Nazan Yavuzoğlu Atasoy "Soğanlt Vadisi"
• Seyfı Başkan "Orta Aşya incelemeleri, Karabanlt bafkenti
Balasagun daki mimari eserler ve Saymataş petrogli/leri"
. • "Kültür ve sanatt ilke edinen bir kurunv Akbank"
Siııeımılarda çocukfilııılerimevsimi
'Pocahontas', 'Özgür Willy 2', 'Tıpatıp', 'Budala Dedeküf Afrika'da'sinemalarda
Genel Dagıtım Özgür Yaym ''Dagıtım
Tel (0212)5262513-6191449
Tum yazılar Turkçe ve lngllızce
Fıvatı 100 000 TL ' YUllk abone- 250 000 TL AKBANK
Kültür Servisi - Yanyıl tatilıyle bir-
likîe, sinemalarda bır çocuk fılmleri
şenliği yaşanmaya başladı. "Şubatta-
tiü"nde çocuklar, çizgı filmden, ken-
dilenne yönelik konulu filmlere dek
pek çok film arasından seçım yapma
olanağı bulabilecek. "Aslan Kral"dan
sonra Walt Dısney'm yme "birçizgi ve
müzik harikası" iddiasıyla pıyasaya
çıkardığı "Pocahontas", bir balinanın
maceralannı konu alan "Ozgür VVIlly
2", afacan Mary-Kateve AshleyOben
ikizlerini biraraya getıren "Tıpanp",
Vietnam gazısi bir babayla çocuklan
arasındaki ilışkiyı konu alan "Savaş"
ve kimılerının "kahkaha makinesı"
olarak nitelendirdıği Jim Carrej'nin
başrol oynadığı "Budala Dedektif Af-
rika'da" filmleri, yanyılla bırlıktegös-
terime giren filmler arasında.
Son yıllarda Hollywood'un en po-
püler fılmlennden biri olarak nitelen-
direlen "Aslan Kral" ile karşılaşrınlan
"P9cahoDtas", tüm dünyada küçük iz-
leyicilenn yoğun Ugisinı çeken mü-
zikli bır çızgi film. Kızılderili güzel
Pocahontas'ın topraklannı ışgal eden
lngilızlerden bıriyle yaşadığı dostluğu
konu alan film, renkli bır dünya sunu-
yorçocukJara. Batı'nın Batılı olmaya-
na, yani "ötekj"ne baktığı yaratılardan
biri daha "Pocahontas". Yönetmenlı-
ğini MikeGabrieiile EricGoldberg'in
üstlendiğı filmın müziğinı, Oscar
ödüllü bestecı Alan Menken üstlen-
miş. Şarkı sözleri ise, Stephen
Schwartz'a ait. Müzikleriyle "Poca-
hontas"a geçen gûnlerde bir Altın Kü-
re kazandıran ıkılı, bu yıl içinde gos-
terime girecek "Notre Dame'ın Kam-
bunı" üzennde çalışıyorlar şu sıralar.
"Pocahontas", Istanbul, Izmır, Adana.
Antalya, lzmit, Eskışehir, Kayseri.
Mersin, Balıkesır, Bursa, Samsun,
Bodrum ve Silivri sınemalannda iz-
lenebılir. Kimı gösterimler, Türkçe
düblajlı olarak seslendiriliyor.
Küçük bir balınayla bir cocuğun
maceralanru konu alan "Özgür Wflh/"
fılminin devamı "Özgür VVuTy 2", ilki
gibi, çocuklarda çevre bilinci geliştir-
meyi amaçlıyor. Jaroes Rkhter, Mie-
hael Madsen ve Jayne Atkinson'ın
başrollenni paylaştıklan fılmin ya-
pımcılan Lauren Shuler-Donner ve
Jennie Lew Tugend, "İlk fBm, bepimiz
içineşsiz birdeneyimdi'' dıyorlar. "Yal-
nızca çocuklan egJendirmeyi değil, oo-
lan aynı zamandaeğitmeyi istiyorduk.
Birinci fılmin sonunda VVîHy özgürlû-
güne.Jesse ileailesinekavuşmuştu. Fil-
min dcvanıında VVllh i)e Jesse'nin ye-
niden karşüaşmalannın izkyenlere
inandıncı getaiesi gerekryordu"dıyor-
lar. "Özgür VVTBy 2"de, Vvılly ile Jes-
se yeniden karşı'laşıyorlar ve kıyılara
petrol boşaltan tehlikeli tankerlere sa-
vaş açıyorlar.
Filmın yönetmeni Dvvight LJttfe. iz-
leyicileri çevre konusunda duyarlı ol-
maya çağınyor: "Fihni yapma anıao-
nuz, eğtendirmek elbette. ızleyicilerin
ük fiunde buldukian tadı bulmalannı
istiyoruz.Onlan harekete geçirmek is-
tryoruz aynı zamanda, denizlere, bali-
nalara kârşı duyarlı olmalannı istiyo-
ruz. Dünyanın yüzde yetmişi su w bu-
nun yenileneceği bir kaynak yok. Eğer
anklar konusunda dikkatü ounaz ve
denizlere sanki sonsuza dek kirlenme-
yecek gözüyle bakarsak, gelecek nesil-
İere bırakacak hiçbir şey kalmaz bu
harika gezegende."
"Özgür Vmy 2". Istanbul, Ankara,"
Eskişehir Kılıçoğlu, lzmir lzmit, Bur-;
sa, Balıkesir', AntaJya, Trabzon ve'^
Adana sinemalannda izlenebilir. ,,
Bir başka çocuk filmi de "Bizim .
Ev" dizisinin sevimli ikizleri Mary- ]
Kate ile AshJey Olsen'ı yeniden bira-
raya getiren güldürü, "Tıpanp."Yönet-
menliğıni. televızyon için çektiği "The
Amy Rsher Story" ve "Desperate
Cboices'" gibi filmlerle tanınan Andy
Tennanfın üstlendiğı fılmde, "Pofls.
AkademisJ" fılmlerinin ünlü güldürü
oyuncusu Steve Guttenbergıle "Bak
Şu Konusana" fılmleriyle ünlenen'
Emmy ödüllü Kirstie Alley başrollen'
paylaşıyorlar. "Herkesin bir benzeri
olduğu söylenir ama bunlar gibisini
görmediniz...'' diyor filmin yapımcıla-
n. '•Birbirinden uzakta aynı anda do-
ğan tıpatıp benzer iki afacan kız... Ka-
der bir gün onlan bir araya getirirse ne
oJur?" "Tıpaöp", Türkçe düblajlı ola-
rak Îstanbul'da Şişli Kent. Beyoğlu Be-
yoğlu, Çemberlıtaş Şafak, Bakırköy
Avşar, Kadıköy Hakan, Kadıköy As,
Ankara'da Batı ve Derya, Izmir'de Çı-
nar ve Bursa'da Prestij sinemalannda
göstenliyor.
"Maske" ve "Salanak ik Avanak"
gibi filmlerle Hollyvvood'da kenduıe
özgü bir yer edinen Jim Carrey'nin fil-
mi "Budala Dedektif Afrikatta" ise,
yalnızca Carrey hayranlanna önerilir...
Bu film de Istanbul, Ankara, îzmir,
Bursa ve Adana sinemalannda izlene-
bilir.