Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 OCAK1996PA2AR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Yeni kurulan Ozgürlük ve Dayanışma Partisi Genel Başkanlığı'na oybirliğiyle seçilen Ufuk Uras
'Kolektif liderlikten yanayım'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Ozgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP),
yann Içişlen Bakanlığı'na yapılacak
başvuruyla resmen kurulacak. Jstanbul
Üniversitesi Iktisat Fakültesi öğretim
üvelerinden Doç. Dr. Ufuk Uras,
ÖDP'nin Kurucu Genel Başkanlığı'na
ojbirliğıyleseçildi.
ÖDP'nin kiraladığı "ozgürlük
vagonlarT ve otobüslerle Ankara'ya
gelen kurucu üyeler, diin İncı Düğün
Salonu'nda, kurucu başkan vc parti
meclisi üyelennın seçımini
tamamladılar. Doç.Dr. Ufuk Uras
oybirliğıyle kurucu başkan seçilırken,
parti meclisinin 100 üyeden oluşması
benımsendi.
Geleccği Bırlıkte Kuralım Parti
Gınşımı. Bırleşik Sosyalist Parti, kitle
örgütleri termilcıleri \e aydınlar
öncülüğünde kuruluş çalışmalanna
başjanan ÖDP, diin Ankara "dakı ılk
toplantısını yaklaşık bın kişinın
• Geleceği Birlikte Kuralım Parti Girişimi, BSP ve kitle örgütleri temsilcileri ile aydınlann
öncülüğünde kurulan Ozgürlük ve Dayanışma Partisi'nin genel başkanlığına Istanbul Üniversitesi
Iktisat Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Ufuk Uras oybirliğiyle seçildi. Ozgürlük ve
Dayanışma Partisi, Ankara'da bugün gerçekleştirilecek şölenden sonra yann Içişleri Bakanlığı'na
yapılacak başvuru ile resmen kurulacak. Şölen için çok sayıda kentten Ankara'ya giden
otobüslerin yanı sıra îstanbul ve İzmir'den "ozgürlük vagonlan" kaldınldı.
katılımıyla yaptı. Kuruculann oybırlıği
ile genel başkanlrğa seçilen Doç. Dr.
Uras, yaptığı konuşmada. "kotektif
mücadeieden" yana olduğunu
vurgularken. u
Ben, başkan olmavan bir
başkan olacağun. KoJekrif lideHikten
yanayım'"dedi.
Gencay Gürsoy'un dıvan başkanhğı
yaptığı toplantıda. parti meclisine aday
gösterilenler arasında Insan Haklan
Demeği Genel BaşkanıAkın BirdaL
Aslan Başer Kafaoğiu, Mctin
Çulhaoğlu. Birleşık Sosyalist Parti
Genel Başkanı Prof. Dr. Sadun Aren,
Atilla Aytemur, yazar Sungur Savran.
gazetemiz yazan Aydın Engin, BSP
eski yönetıcilerinden Sıtkı Coşkun. •
eskı Yeşiller Partisi Genel Başkanı
Bilge Contepe. yazar Ertuğnıl Kürkçü
ve Ankara Üniversitesi Sıyasal Bilgiler
Fakültesi öğrefım üyelennden Prof.Dr.
Taner Timur da yer aldı.
Ozgürlük ve Dayanışma Partisi'nin
kurucular toplannsına, düşünce
suçlusu olarak yargılanması
kamuoyunun gündemine yansıyan
Eşber Yağmurdereli, 1980 öncesi
devrimci hareketin liderlerinden
Bülent Uluer ve eskı Türkiye İşçi
Partisi Millelvekılı Fatma Hikmet
İsıtıen de katıldı.
"•Biraravageüyoruz". "Heryerdeo
geUyonız". u
Pârtimizi birlikte
kuruyoruz" sloganlannın sık sık dile
getirildiği toplantıda İstanbul'dan
feministgruplarda bulundu. Feminist
gruplardan birinin, parti yönetitninin
yüzde 30'unun kadmlardan oluşması
gerektiği önerisi, toplantıda tartışılan
konular arasında yer aldı.
Yurtdışındaki komünist ve sosyalist
partiler; örgüt ve gruplardan gelen
iletilerin okunduğu toplantıda,
"aşagıdan yukanva doğru örgütienme"
modelı üzerinde uzlaşmaya vanldı.
ÖDP, yann gerçekleştirilecek resmi
kuruluş işlemlerinden önce, bugün,
Türkiye'nin heryerinden
katılımın beklendiği bir kuruluş
şöleni düzenleyecek.
Saat 11.00'de Ankara Yükseliş
Spor Salonu'nda
gerçekleştirilecek olan şölene,
Bulutsuziuk Özlemi, Banu, Tolga
Çandar ve Azmi Toğuzata da
şarkılanyla katılacaklar
Temel sloganını *Yeter,söz
emekçinin!" olarak belirleyen
Ozgürlük ve Dayanışma Partisi,
Türkiye'de bölünmüş olan bütün sol
eğilimleri bünyesinde banndırmayı
hedefliyor. Kurucular, partinin temel
amaçlannı, "Emperyalizm, sömürii,
ırkçılık, dincilik, cinsiyet aynmcıhğı ve
şiddet düzeninc karşı sınıfstz bir toplum
özlenmle, eşitlik tetnelinde, özgiir bir
hayat için bir araya geliyonız"
sözleriyle dile getiriyorlar.
ÖDP secimlerinden notlar
4
Büyük, açık, ama
yine de devrunci'
ECE TEMELKLRAN
ANKARA - "Marjinal-
Jeşmiş" sosyalısletler ve sa-
ga kaymış sosval demok-
ratlar "rayına'" oturtulacak.
Sosyalıstler bırleşecek.
Çok renkli. çokscslı bir ça-
tı altında sosyalistler
"halkla btıluşacak." Iste-
nen: "biiyük, açık, ama yi-
ne de devrimci'*bır parti.
Bu yüzden kararlar kavga-
sız ve hızla alınıyor. Parti-
nin genel başkanlığına oy-
birliğiyle getirilen Doç. Dr.
Ufuk Uras'ı tanımayanlar
bile var, ama asıl sorun, bu
kez, her şeye rağmen bir-
leşme.
"kurucu üyclerin organ
bağışı yapacaklannın tüzü-
ğe bir madde olarak eklen-
mesL."
Ozgürlük \e Dayanışma
Partisi'nin, Ankara'da. In-
ci Düğün Salonu'nda ya-
pılan kurucu üyeler toplan-
tısında. divana ulaşan çok
sayıda önerinin arasında,
orğân""£>a'ğışı önerisi bile
var.
Çok renkli. çoksesli bir
parti kurmak kolay değil.
1980 öncesi de\ nmci hare-
ketin liderlennden ve yeni
partinin parti meclisi ada-
yı Bülent lluer'e göre ise
birlik "mecburi" değil:
parti ıçın. "ideolojik bir
birlik değiL program uzlaş-
ması" diyor ve eklıvor:
•*Marjinalleri de içeren,
ama marjinal olmayan bir
parti"
Uluer'in yanıtını, birses
duyulmaz kılıyor. Deniz-
li'den bir çiftçı. düğün sa-
lonunun sahnesinde çıkan
bazı tartışmalara kızmış,
bağınvor.
"Boşverin bunları; bir-
leştikya!"
İstanbul'dan Halil Öz-
men de bırleşmenın en
önemlı nedenlerinden bıri-
nı söylüyor:
"Bak, burda hapse gir-
memiş, işkence görmemiş
adam yoktur."
Ciddi bir kurucular top-
lantısı olmasına rağmen,
yine de "cocuklargibişen"
sosyalistler, salonu sigara
yasagı nedeniylebirdoldu-
rup bir boşaltıyor. Sigara
içmeye çıkan Metin Çiftçi,
gülerek anlatıyor:
"Türkiye sosyalizmi.
uzun sürmüş mektep tatili-
ni birirdi. Yeniden emekçi-
nin okuluna döndük. Tür-
kiye, sola bakmak zorun-
da. Ama şaşı olmamak için
cephesini de sola dönmek
zorunda. Bu parti bunun
için gereklL"
Partıyi "optimum" ola-
rak tanımlayan Ertuğnıl
Kürkçü de çoğunlukla ay-
nı görüşte:
-Parti, kiınsenin değil,
herkesin partisi olacak. Bu
yüzden eskilerden bazılan
kendilerini bilinçli olarak
geri çektiler zaten."
Kürkçü, kuruculann ço-
ğunluğunun uzlaştığı "ilk
hedefi" dile getıriyor:
"Banş kampanyası!"
Toplantıya, görev ı nede-
nıvle tarafsızlığını .koru-
mak istediğı için
u
,wrtjuı-
daş" olarak katılan TM-
MOB ve Insan Haklan
Vakfı Başkanı Yavuz Ö-
nen'e göre ise ilk hedef,
yaşamla buluşmak. Önen.
sağa kaymış sosyal de-
mokratlan ve marjinal ko-
numa düşmüş sosyalistleri,
boyle birgirişimin, "rayı-
na oturtacağını" düşünü-
yor.
Kadrolan "çıkariBşkile-
ri içinde yıpranmamış"
olan böyle bir girişimin
herkes tarafından destek-
lenmesi gerektiğini söylü-
yor Önen.
Kurucular toplantısında
konuşulanlardan, alınan
yanıtlardan çıkan ortak bir
nokta var:
Sosyalistler bu kez bü-
yük, açık ama hep devrim-
ci bir parti istiyor. Kalaba-
lıktaki hâkim renk yine
kahverengi ve siyah olsa
da sosyalistler, çok renkli
ve çoksesii bir birleşmenin
olurunu anyor. Ellerözen-
le tutuyor birbirini. Bu son
çare sanki, yoksa ülke el-
den gidiyor.
Eriş l'lger'in (solda altta) 1970yıbndan DU > aııa büyük bir
özveriyle topladığı on bine yakın belgenin iki bin tanesini
Ataturk'e ait resimJer oluşturuyor. (ERZADE ERTEM)
Atatürk arşivi alıcı bulamıyor
SERPİLGÜNDÜZ
Siyah giyinmiş. Konuşmalannda.
tavirlannda titiz ve aynntıya
düşkün biryan gözleniyor. Erzade
Ertem'le Moda'da birçatı katında
Eriş Ülger'i dinliyoruz. Yurt
dışında diplomatik bir görev
sahibi olduğunu düşünüyoruz.
Ancak o mimar olduğunu
söylüyor. 1970'li yıllardaeşıyle
birlikte Almanya'ya gitmış. Halen
orada yaşıyor. Geçen yıl kısa süren
bir bürokratik görev için
Türkiye'ye gelmış, şimdi tekrar
dönüyor. Bürokratik görevinin ne
olduğunu söylemiyor.
"Atatürk ile ilgili en zengin arşive
sahip olan insan dive
tanımlanabilir misiniz?" diye
sorunca "Evet" diyor. 1953'ten
ben arşıv yaptığtnı anlatıyor.
Yayımlanmamış 100 küsur belge
var efinde.
Kurtuluş Savaşı'na ait 10 bine
yakın belgenin 2 bın tanesinin
Atatürk ile ilgili fotoğraflardan
oluştuğunu belirtiyor Ülger. Bu
belgelerin çoğunu satın almış,
bazılannı Salih Bozok'un oğlu
Cemil Salih Bozok, kımilerini de
Sabiha Gökçen armağan etmış.
Devlet arşivlerinde olmayan
fotoğraflann negatiflerinin de
elınde olduğunu söylüyor.
Üniversıteyı Istanbul'da okuyan
Ülger 1970'lerdegıtmiş
Almanya'ya. "Atatürk Avrupa'da
nasıl tanmıyor" diye merak edince
çıkan yayınlan toparlamış. Arşiv
konusunda Avrupalının nasıl titiz
davrandığını anlatıyor.
Bir keresinde araştırma için gittiği
bir yerde dişlerini fırçalayıp
fırçalamadığını sormuşlar.
"FuTçaJadını'' yanıtını vennış. O
zaman belgeleri
gösteremeyeceklerini söylemişler.
Çünkü diş macunundaki bir
madde fotoğraflan yıpratıyormuş.
Atatürk ile ilgili hazırladığı kitap 4
dilde basılmış.
"Atatürk 'ün çekilen her
fotoğrannın tarihini saptadun"
diyor. Kitaplanndan ikisi Almanca
Türkçe olarak TBMM tarafından
geçen yıl basılmış. Şimdı de
sadece Atatürk belgelennden
oluşan bir araştırma kitabının
hazirlıği içinde.
"Albümdeki resimlerden çok güzel
bir sergi hanrladım. O scrginin
Türkiye'de benzeri yok" diyor.
Fotoğraflar Cumhurbaşkaniığı
tarafından geçen yıl sergilenmiş.
Elindeki beigelerden Anıtkabir,
Kültür Bakanlığı ve Milli Eğitim
Bakanlığı'nda bile olmadıgını öne
sürüyor. Ülger şimdi de belgelerini
kendısine malolan fiyatla
devretmeyi istiyor. Galiba alıcı
bulamıyor.
Vatandaş, 'ahırsız' evlere ilgi göstermedi
Toplu konudar elde kaldı
NİZAMETTtN KAPLAN
DİYARBAKIR - Başba-
kanlık Toplu Konut Idaresi ta-
rafından Diyarbakır. Hakkâri
ve Şırnak'ta yaptınlan konut-
lara halk ilgi göstermedi.
Ekonomık durgunluk, sosyal
yapiya uygunsuzluk, yer seçi-
mindeki yanlışlıklar yüzûn-
den elde kalan konutlar için
bu yıl içinde yeniden ihale
açılacak. Daha çok 'içinde
alur yok' gerekçesıyle ilgi
göstenimeyen konutlar, alıcı
bulamazsade\ let lojmanı ola-
rak kullanılacak.
Dönemın Başbakan Yar-
dımcısı Murat Karayalçın'ın
direktiflen doğrultusunda
Güneydoğu'da Toplu Konut
Idaresı (TKİ) tarafından
yaptınlan ve 14 Ağustos-6
Eylül I995"te satışa sunulan
konutlann büyük bölümü el-
de kaldı 2 tipte inşa edilen ve
905 milyon lira ile 1 milyar
138 milyon arası fiyatlarla,
"M utlu çoğunluk için" sloga-
nı kullanılarak satışa çıkan-
lan Diyarbakır'daki 2050 ko-
nuttan 700'ü, Şırnak'taki 390
konuttan 20'sı, Haldfân'dekı
460 konuttan yalnızca dördü
mûşteri bulabildi.
Kötü konutlarda yaşamın
sürdüğü bu bölgelerde yeni
birkentyapısı örneği sunabil-
mck, ışsizlığe bir nebze olsun
İki bin beş yüz konuttan sadece 700'ü satdabildi.
çözüm getirebilmek ve bölge-
de yapılacak yatınmlara öna-
yak olabilmek için büyük
umutlarla inşa edilen konutla-
nn elde kalması. Toplu Konut
Idaresı Başkanlığı'nı (TKİ)
endişelendiriyor. TKl'nin bu
yıl yeniden satışa sunacağı
konutlann, satılamadığı tak-
dirde kamu lojmanına dönüş-
türülmeleri gündeme gelecek.
Diyarbakır'da Büyükşehir
Belediyesi'nin gecekondu
önleme bölgesindeki arsalar
üzerinde "jethızı"yla yapımı-
na başladığı ve yüzde 70'lik
bölümü tamamlanan 2 bin
500 konuttan ancak 700'ü sa-
tılabıldi. İçinde eğlence, alış-
venş merkezi, okul ve spor te-
sisleri bulunan konutlara olan
ilgisızliğin neden kaynaklan-
dığı konusunda değişik yo-
rumlar yapılıyor. Diyarbakır
Büyükşehır Belediye Başka-
nı Ahmet Bilfpn. iklim koşul-
lanna göre yapılan konutlann
geniş araziye karşın sosyal
yaşama aykın olarak birbin-
ne yakın inşa edilmesinden
yakınıyor.
Güneydoğu Sanayıcı ve
(şadamlan Derneği (GÜNSİ-
AD) Başkanı Mustafa Nesim
Sevinç, konutlann halkm ılgı
duyacağı bir bölgede yapıl-
madığından yakmarak "Fi-
yatlar da çok pahafa. Eğer bu
iş bölge müteahhitlerüte verU-
seydi, hem istihdam alanı _va-
rablmışolacak hem de sanşlar
artacakn. Vatandaşa para ka-
zanma ortamı sağlanmadı ki
konutsatın alabilsin" diye ko-
nuştu. Diyarbakır Tıcaret ve
Sanayı Odası Yönetım Kuru-
lu üyesi ŞeyhmusDikenıse sa-
tıştakı durgunluğu ''ekono-
mik bunalıma" bağlarken.
"Yoksa kalite standardı ve
yer konusunda bir probtem oi-
duguna inanmıvorum. Ko-
nutlar, Dick' Vadisi vcrinc,
Elazığ va da Şanlıurfa yolu
üzerinde, ana caddeye bakan
arsalarda yapılabilirdi. Toplu
Konut İdaresi her şe\den ön-
ce 'yap-sat'çı müteahhit de-
ğil" dedi.
Dıyarbakır'da durum böy-
leyken, TKl'nin "ihtiyaçtara
uygun"diyetanımladığı Hak-
kâri ve Şımak'ta da konutla-
nn büyük bölümü ise 'evter-
de ahır olmaması' yüzünden
elde kaldı.
Şımak Valısı Kâmil Acun.
peşın ödemede sıkıntı yaşan-
dığını belirttı.
KANLA YAZILAN
CEÇEN GERÇEĞİ
KIZIL ORDU'YA KÖK SÖKTÜREN
CECENLER NE İSTİYOR?
DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE ÇEÇENLER!
DEVLETİNİÖSYÂL
GÜVENLİK ŞEMSİYESİ ÇÖKÜYOR
MH^DEHIİZBE^ON
BBP'PE MECLİS SEFASI
REFAH, MESLEK ODALARINA
DA GÖZ DİKTİ
YENİ UĞUR MUMCULAR GELİYOR
AVRUPA BİRLİGİ'NİN AKORDU BOZULUYOR
• BAYBACl DKVRALAN BtR FMIAKBANK NEFERİ: VTYSİ ORAL
• ADII oı /ı\ ı^^>R\^r^^
• GUMRÜK BİHIIGÎ PAKT1SINİ ARIYOR
• MK ibiı ıı\ı >ı /ıiK :ı
• DORLfKTAKILFR <K S C R Ü Y O R
J
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
"Mahpushane, Güneş
Doğmuyop..."
Olay Yunanistan'da, "Albayfarcuntası" döneminde
geçer.
Askeri diktatör Papadopulos, ünıversiteyi zıyaret et-
mektedir. Öğrenciler dertlerini, sorunlarını anlatırlar.
Sadece dinler ve arada bir başını sallar.
Oradan da cezaevine gider. Tutuklu ve hükümlüleri
dinler.
Ve sık sık özel kalem müdününe dönüp buyurur:
- Bunu <ia not et!.. Aynntılı olarak not al!
O zıyaret de biter. Arabada özel kalem müdürü so-
rar:
- Bir noktayı çok merak ettim: Öğrencılerle konu-
şurken benim not tutmamı ıstemediniz. Cezaevinde
ise tersine, yakınmalardaki bazı aynntılara bile önem
verdiniz. Iznınizle, nedenıni sorabilir miyim?
Diktatör güler:
- Bu yaştan sonra öğrencı olacağımı sanmıyorum...
Ama ikincısi hiç bellı olmaz!
Nitekim belli olmadı da...
* • •
27 Mayıs öncesi günlenndeydi.
Baskı yönetimine karşı gençiik sesini yükseltıyordu.
Arkasında geniş bir kitlenin bulundüğunun bilınci ve
heyecanı ile...
Demokrat Parti'nin iktidan kazandığı 14 Mayıs'ın yıl-
dönümüydü. Kızılay'da bir karşı-gösten düzenlene-
ceği söylentisi kulaktan kulağa yayılıyordu. Öyleyse
"meydanı boş bırakmamak" gerekirdi.
Hıncal Uluç ve Güneş Tecelli ile birlikte -bınlerce
genç gıbi- biz de o gün Atatürk Bulvarı'ndaydık... Ben
polislerce gözaltına alındım... 56 kişıyle birlikte...
Suçumuz "ozgürlük" ve "demokrası" ıstemektı.
Gözaltının "po//s"te geçen bölümü çoktatsızdı. Biz-
lere "düşman" gözüyle bakılıyordu... Polislerin hepsi
için herhalde öyle degildi, ama çogunluğu için "vatan
haınleri" olmalıydık.
Selda'nın buğulu sesındeki gibi... "Mahpushane'de
güneş doğmuyordu...
Daracık bir yerde, aç, susuz ve uyku'suz geçen 24
saatten sonra, bizi "asker" devraldı... Sıcacık, seve-
cen... Doyuaılduk, gereksınmelenmız karşılandı, in-
sanca bir ilgi gördük... Ve birkaç gün sonra da salıve-
rildik.
Şhndi düşünüyorum da... Ilk günkü davranış sürsey-
di. Dayak yeseydik. İşkence görseydik. Düzenli bir bi-
çimde aşağılansaydık. Yıllarca dört duvar arasında
kalsaydık...
Yürekleri "yurt ve insan sevgisi" dolu gençler; aca-
ba cezaevinden nasıl insanlar olarak çıkardık?
Sevgi alan sevgi verir.
Düşmanca tutum da düşmanlık getirir.
***
Gözaltında iken öldürülen gencecik bir gazeteci...
Ömürterini dort duvar arasında geçirmek zorunda bı-
rakılan, Ismail Beşikçi ve benzen duşün adamlan...
Ayaklanan tutuklu ve hükümlüler...
Gazeteci kımlığı altında "a/an" olabilir.
Yazar, tarihsel gerçeklen tepetaklak edebilir "yur-
du ve toplumu parçalayacak" duşünceler üretebilir.
Cezaevlen, "militan" yetiştıren okullara dönuşebilır.
Ama gazetecıyi öldürmek, yazan zindanlarda çü-
njtmek, cezaevlerini cehenneme çevırmek çozüm ge-
tirmez... Çözümsüzlük getinr.
Demokrasi, suçun cezasız kaldığı bir yönetim biçi-
mi değildir. Ama cezanın "ınsaflı" olduğu, şuçlunun bi-
le "insan" olduğunun unutulmadığı bir yönetım bıçi-
midir.
Yoksa o insan, giderek ınsan olmaktan çıkar.
Toplum düşmanı bir "canavar"a dönüşür!
Bundan da öncelikle o korunmak istenen "fop-
/um"zarargörür.
Unutmamalı!.. "Keskinsırke"\er lağımaakıtılmadan
küpler kurtulamaz...
İHD üyesi Av. Meryem Erdal:
Tolis, muhbirlik
tekliflerini arttırdı'
ANKARA (Cumhuriyct
Biirosu)- İnsan Haklan Der-
neği (IHD) Yönetım Kurulu
üyesi avukat Meryem Krdal,
son 4 ay ıçerisinde polıs ta-
rafından muhbirlik önerildı-
ği gerekçesıyle kendilennc
yapılan başvurularda anış
olduğunu bıldirdi. Erdal. dün
düzenlediği basın toplantı-
sında, muhbirlık önerilennm
devletin benimsedığı sıste-
matık bir sindirme ve yıldır-
ma politikasının uzantısı ol-
duğunu, bu teklifierin işken-
ce olgusuyla birlikte giderek
yaygınlaştığını savundu.
Toplantıya katılan Anka-
ra Üniversitesi Fen Fakülte-
si öğrencisı Eylem Nalban-
toğlu, okullanndaki Özgür
Gençlık dergisı okuyucula-
nnm açlık grevı yaptıkian-
nı, okul çıkışında kendileri-
nın polıs olduğunu söyleyen
kışıler tarafından başlanna
sılah dayanarak gözaltına
atındıklannı ve Terörle Mü-
cadele Şubesi'ne götürül-
düklerını iöyledi. Nalban-
toğlu, gözaltında bulunduğu
15 gün boyunca kendısine
süreklı muhbirlik önenldığı-
nı. kabul etmesı ıçın işkence
tehdıdınde bulunulduğunu
anlattı. Serdar l'şüdürde E-
mek Partisi Gınşımi'nın se-
çım bürosuna pankan astığı
gerekçesıyle gözaltına alın-
dığını ve Terörle Mücadele
Şubesi'ne götürüldüğünü,
daha önce hıçgözaltına alın-
mamasına karşın polıslenn,
kendisını "Dosyan kabank.
tIk operas\ondaseııide götü-
receğiz" dıyerek tehdıt ettık-
lennı ve muhbirlik yapması-
nı önerdıklennı savundu.
ANMA
Muammer AKSOY - Uğur MUMCU
Birlikte Anma Haftası
Anadolu Aydtnlanmasının Kalpaksız
Kuvayi Milliyecilerini Kutsama Etkinlikleri
24-25-26-27-28-29-30-31 Ocak 1996
ATATÜRKÇÜ
DÜŞÜNCE DERNEĞİ
Eskişehir - Denizli - Aydın - Balıkesir - Muğla
- Kuşadası - Nazilli şubelerinde anma
Konuşmacılar: Ceyhan MUfylCU, Mustafa
BALBAY, Suphi KARAMAN, Ünsal YAVUZ,
Bedri BAYKAM, llhan ÖNER, Juncer
YILMAZ, Ergül AYKOL, Ünal TÜRKEŞ,
Ömer YETKİNER, Mucize ÖZÜDAL,
Ayyuk ERENBERK
Şubelerin
Gösterileri
BİRLİKTE
ANALIM