Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 EYLÜL 1995 PERŞEMBE
14 KULTUR
1742yüındaÇar
1. Petro'nun kızı
Kraliçe
Elizabeth
Petrovna
tarafindan
kurulan Sankt
Petersburg
Opera ve Bale
Topluluğu, daha
sonraki yıllarda
Lenin'in
devrimci
arkadaşı
Kirov'un ismini
aldı.
St Petersburg
Kiro\ Balesi
geleneklerle yeni
arayışlan bir
araya getirirken,
Bolşoy Balesi gibi
ünlü
topluluklara
dansçı ve
koreograf
yetiştiriyor.
Kirov Balesi, 4
Şmıarık Kız'la AKM'de
Kültiir Senısi - Esbank'ın davetlisi
olarak Istanbul'a gelen Kırov Balesi. ön-
ceki gün Çırağan Oteli'nde düzenlenen
birbasın tolantısıyla tanıtıldı. Kırov Ba-
lesi, 15-16 ve 17 eylül tarihlerinde Ata-
türk Kültiir Merkezi'nde izleyicilerlebu-
luşacak.
Esbank. geleneksel hale getirdıği yıl-
dönümü kutlamalan için. bu yıl St. Pe-
tersburg Academic Mariinsky Theatre
Kiro\ Balesi'ni davet etti. Topluluk.dün-
>a sahnelerinde 200 yıldır sahnelenen
"Şımarık Kız" balesini, koreograf Oleg
Yinogradov'un yorumuyla sahneleye-
cek.
AÇJIIŞ konuşmasını Esbank Genel
Müdür Yardımcısı Nadir Topçuoglu'nun
yaptığı toplantıya. koreograf Oleg Vi-
nogradov. başdansçılar Margarita Kul-
Hk, Madimir Kim, Irina Badaeva ve Fe-
ton Miotssi katıldı. Koreograf Vinogra-
dov. konuşmasında, bankaların paraları-
nı arttırmak gibi biramaçlan olduğunu,
oysa Türkiyede bu tür sanatsal etkinlik-
lenn bankalar tarafindan düzenlendiöi-
ne dikkat çekti. 2002 yılına kadar prog-
ramlannın dolu olduğunu. böyle bir or-
ganizasyonun gerçekleşmesinin Es-
bank'a büyük rakamlara mal olduğunu
da söyledi. Sanatçı. sözlerine şöyle de-
vam etti: "Biz,yeni yeni demokrasiyi ya-
şıyoruz. Eskiden bale, komünistlerin ve
çarlarınelindevdi. Buyenivapılanmavla
demokrasinin bale için ne kadar gerek-
siz olduğunu gördiik. Çünkü. biz artık
de\ letten destek alamıyoruz ve kendi ken-
dimize yetme> e çalışıvoruz. Anıa bundan
dolayı şikâvetçi değiliz. Son vıllarda top-
luluğun parasal konulanvla da ben ilgi-
leniyorum. Onlann daha iyi şartiar altın-
da çalışmalan için elimden geleni yapıyo-
rum." Topluluktaki sanatçıların aldığı
maaşla ilgili bir soruyu "Rusva'daki ay-
lık ücretlerden konuşmak beni rahatsız
ediyor. Bu rakamlan size açıklamaktan
utanç duyuvorum. Gördüğiiniiz gibi bu
sonı karşısında sanatçılanmız utanarak
gülüyor. Rusya'da sanatçılar, aylık 70 ile
irov Balesi,
15-16 ve 16 Eylül
tarihlerinde Atatürk
Kültür Merkezi'nde
'Şımank Kız"
balesini koreograt
Oleg Vinogradov'un
yorumuyla sunacak
Vinogradov, eskiden
balenien
komünistlerin ve
çarların elinde
olduğunu
anımsatarak. yeni
yapılanmayla
demokrasinin bale
için ne kadar
gereksiz olduğunu
gördüklerini,
dev letten destek
alamadıklannı ve
kendi kendilerine
yetmeye
çalıştıklannı
belirtiyor.
150 dolar arasında para alıv or. I u rneler-
dc ise, sanatçılar bir gün için en az 60 do-
lar alıyor. Ayrıca. sofcstlerin aldığı ö/el ik-
ramivelerdeoluvfflf bıçıminde vanıtla-
dı. Rusya'da dığer çalışanlann da düşük
rakamlar aldığını. bale izlemeye gelen-
lerinse elit bir topluluk olduğunu. herke-
sin bale izleyemedığini söyledi. Peters-
burgda bale biletlennin 20 ile 50 dolar
arasında değıştiğini belirtırken. Ameri-
kada aynı gösterinin biletlennin 70 ile
200 dolar arasında satıldtğına dikkat çek-
ti.
Türk balesini ve müziğini çok iyi ta-
nımadığını ancak, Türkiye'deki klasık
müzığın korunmasnla ılgilı sorunları
bıldiğıni sözlerine ekledı. 1997 vıltnda
Tokyo'da ılk devlet tı vatrosunun açılaca-
ğını ve kendısınden yardım istendiğini
söyleyen Oleg Vınogradov. "Beşvıl bo-
yunca baş danışmanhğını benim yapma-
mı istediler. Japonya'da klasik haienin te-
mellerinin oluşuması için, bunun çok fay-
dalı olacağını düşünmorum. Japonlar
teknoloji alanında çok başarılılar. Ama
aynı başarm klasik balede gösteremedi-
ler~diyerekverinden kalktı vebır Jâpon
kadınının vürüyüşü \e oturuşunu taklit
ederek: "Bunun da bir çok nedeni var. En
başta kimonolar. Öyle darlar ki yüriive-
miyorlar, oturamıyorlar" dedi. Sanatçı.
2002 yılına kadar her \ ıl ıki gösteri yap-
mak üzere Japonlarla anlaştıklannı bil-
dirdı
1742 yılmdaÇar 1.Petro'nun kızı Kra-
liçe Elizabeth Petrovna tarafından kuru-
lan Sankt Petersburg Opera \ e Bale Top-
luluğu, daha sonraki yıllarda Lenin'in
devrımci arkadaşı Kirov'un ismini aldı.
St. Petersburg Kirov Balesi gelenekler-
le yeni arayışlan bir araya getirirken.
Boişoy Balesi gibi ünlü topluluklara
dansçı ve koreograf yetiştiriyor.
St. Petersburg Academic Mariinsy
Theatre Kırov Balesfnin sanat vönet-
menliğini. 1977 yılından beri Oleg Vi-
nogradov üstleniyor. Vinogradov,
Adam'ın 'GiseUe' balesi. Marius Peti-
pa'nın 'Süvarilerin Konaklaması', 'Ar-
lekinada' ve Tişenko'nun bestelediği
•Yaroslavna' balesindeki başanlı yoru-
muyla dikkat çekti. 1985te*KaplanDe-
rili Pehlivan', 1986da 'PotemkinZırhh-
sı' ve önemli bir çağdaş yapıt olan 'Pet-
ruşka'yı sahneye koydu. St. Petersburg
Academic Mariinsky Theatre sahnesin-
de 1992 yılındaneoklasik bir yapıt olan
•Copellia", 1994 te 'Şımank Kız' ve
1995'te 'Cindereüa'temsillenni başany-
la yorumladı
Vinogradov'un 1990 yılında Washing-
ton'da kurduğu uluslararası bale akade-
misinde, St. Petersburgekolünden gelen
bale uzmanlan ders veriyor. Akademiye
her yıl dünyanın çeşitli yerlerinden yak-
laşık 800 kişi başvuruyor, ancak 15 aday
eğitime hak kazanıyor.
Olga Spesiftseva, George Balanchine,
Marina Semenova.Galina Ulanova. Nat-
lia Dudinskava. Konstantin Sergeev, tri-
na Kolpkov. Rudolf N ure>ev. Natalia Ma-
karova, Mihail Barışnikovgibi dünyaca
ünlü sanatçılar Kirov Balesi sahnesinde
dans ettiler. Kirov Balesi'nin sahneleye
ceği •Şımank Kız* balesine, Ankara
Devlet Opera ve Balesi Orkestrası eşlik
edecek. Orkestrayı Valery Ovsyannikov
yönetiyor.
Kapanış konuşmasını yapan Esbank
Reklam ve Halkla llişkiler Müdürü Ay-
şe Dağıstanlı, Sonja Aslan'a. Mimar Si-
nan Üniversitesi öğretim görevlisi Fah-
rettin Kerimov'a, Kültür Bakanlığı'na,
Atatürk Kültür Merkezi Müdürü Güber
Orhan'a ve Devlet Opera ve Balesi Mü-
dürü Yekta Kara'ya yardımlanndan do-
layı teşekkür etti.
Kirov Balesi. yarın Atatürk Kültür
Merkezi'nde gerçekleştirilecek gala gös-
terisinin ardından, biletleri satışa çıkan
16 ve 17 eylüldeki gösterileriyle izleyi-
cilerin karşısına çıkacak.
4.ULUSLARARASI
İSTANBLL
BİENALİ'NE
KATILAN
SANATÇILAR
Marina Abramovıc. Fatma Binnaz
Akman. Hakan Akçura. Hüseyin
B.Alptekin- Michael D.Morris. Ghada
Amer. Janine Antoni. Siah Armajani,
Gilles Barbier. Joze Barsi. Mohammed
El Baz. Balazs Beöthy. Joseph Beuys.
Selim Birsel. Barbara Bloom.
Montıen Boonma, LuchezarBoyadjiev.
Marcel Broodthaers. Jean-Baptiste
Bruant. Handan Börüteçene. Sophie
Calle, Cengiz Çekil. Duck-Hyun Cho.
Tom Claasen. Mart CollLsha», Mıkala
D\vyer. Maria Eichhorn.
Esra Ersen. Ayşe Erkmen. Euroartistı
Bucharest. Reza Farkhondeh. Ceal
Floyer. Zvi Goldstein. Fernanda
Gomes. Jo> Gregory. Zaha Hadid
Jusuf Hadzifejzovic. Fanba
Hajamadı. Mona Hatoum.
Kontoshı Hirakawa. Shirazeh
Houshiary. Murat Işık, .\Mredo Jaar.
Sanjin Jukic, Jinshi Zhu. 11ya Kabakov,
Anish Kapoor, Gülsün
Karamustafa. Mike Kelley,
Suchan Kinoshita. Per Kirkeby, Job
Koelevvijn. Komar& Melamid.
Igor Kopistiansky.
Svetlana Kopistiansky, Jarosla\v
Kozlo\\ ski, Jannis Kounellis.
Shıgeko Kubota, Abigail Lane.
Rosemary Laing. Henrietta Lethonen.
Maya Lin. El Loko. Mılovan De Stıl
Markov ic. Olaf Metzel. Tatsuo
Mivajıma. Snieguole Michelkeviciute.
Aydan Münezoğlu, Maurizio
Nannucci, Bruce Naumann. Shirin .
N'eshat. Björn Norgaard Carlos
Montes de Oca. Kemal Önsoy.
Füsun Onur, Kirsten Ortvved Osman.
Tony Oursler. Nam June Paik. Goran
Petercol, Finnbogi Petursson.
Hermann Pıtz, Sigmar Polke, Ivanov
Pravdolıub. Markus Raetz.
Ulf Rollof, Karin Sander. Sarkis. Jyrki
Siukonen. Nedko Solakov, Pierrick
Sorin. Serge Spitzer,
HaleTenger. Rosamarie Trockel.
Björn Sigurd Tufta, Micha
Lllman. Ken Unsvtorth, Zaneta
Vangeli. Ben Vautier, Archarya
Vyakul. Lawrence VV'einer,
Richard VVenthorth.
Rachel \\ hheread, Maaria Wirkkala,
İskender Yediler. Adem Yılmaz,
Qin Yufen, Arzu Çakır.
Bienale Türkiye'den 19 sanatçı
İstanbul Kültür ve Sanat Vakn tarafindan 10 ka-
sım-10 aralık tarihlen arasında ğerçekleştirlecek 4.
İstanbul Bienali'nin basın toplantısı dün The Mar-
marada yapıldı Bienale katılacak Türk sanatçıiarı
tanıtmak amacıyla düzenlenen toplantının açılış ko-
nuşmasını istanbul Kültür ve Sanat Başkanı Şakir
F.czacıbaşı yaptı. Eczacıbaşı, bienale 5 kıtadan 110
sanatçının katılacağını bildırerek, vakfın en önem-
li amacının da lstanbul'u bir dünya başkenti duru-
muna getırmek ve tariluel gelişimine uygun olarak
herkültürlerin kavnaştığı biratmosferyaratmakol-
duğuna dikkat çekti. Eczacıbaşı. bienale ilişkin, ya-
zılı basında ver alan tartışmalara da değindiğı ko-
nuşmasında. "Bienal bir vanşma >a da hangi sanat-
çılann daha üsriin olduğunu gösteren bir seçim de-
ğildir.Bienal. Orientatıon(\eniVöneiimler)tema-
sı çerçevesinde, ortak bir paydada buluşan sanatçı-
ların bir araya geldiği bir
ortamvaratrnayıamaçia- • 4.Uluslararası istanbul Bienali
maktadır- dedl. Sanat Yönetmeni Rene Block,
1 1 0 «anatrıHan1 İU SanatÇlüan
BAYBU1
-
SEYAHAT ğk
aıımsiRur^B
GÛRtML | H
ELBtSTAH S
î£R«IX •
SflMSUNİ
ÎUR •
fflFSfl •
ÎHPRES 1
AKSU MARASB
CtkıZU •
DADAŞ 1
W1»WH •
IÛKS I
RDflNR 1
1 LÜKS SVftS
• SEYAHAI
•KAYSER
• TUR
• AMASWtS
I SELÇUK
1 EXPRES
Sanatçıiarı ulusal kö- u j e n a P
kenlerine gore ayırmanın L
" c ı u u
anlamsızlığına dikkat çe-
ken Eczacıbaşı, bienalde
hiçbır ulusal yaklaşımın
söz konusu olmadığını
da sözlerine ekledi.
Bienalin bu yılki >ö-
neticisi Rene Block'un.
istanbul Bıenal'ine bü-
yük önem verdiğini söy-
leyen Eczacıbaşı.
"Block'a göre. Nenedik
gibi bienaller eskimiş. İs-
tanbul gibi daha farklı
gele kullanılan bir kavram olmadığını söyleyen
Block. bu kavramın kendi içinde dinamik bir anlam
banndırdiğını vurguladı "Bienalin konusu, bütiin
bienallerde olduğu gibi çağdaş sanattır" diyen
Block. katılan sanatçılar içerisinde kadın katılımcı
sayısının yüksek oluşuna dikkat çekti. Bienale Tür-
kiyeden 19 sanatçı davet eden Block, bu konuyla
ilgili basında çıkan tartışmalara da yanıtverdi. Türk
sanatçıların seçimınde büyük zorluklarla karşılaş-
tığını belirten Block. "Zamanımın büyük bir kısmı-
nı bienale Türkive'den katılacak sanatçıların seçimi-
ne harcadım. Bu seçimi en ivi şekilde yapabiimek ve
İstanbuPdaki sanat ortamını daha vakından incele-
mek için buraya geküm. İstanbul'da karşılastığım Id-
mi denevimli sanatçılar aracılığryla daha genç isim-
lere ulaşma şansım oldu" dedi. Kimi katılımcı ülke-
lerin ise Türkiyeden sonra belirlendiğini vurgula-
yan Block, mekân seçimi-
nin de karar veıme aşama-
sını uzatan bir faktör oldu-
ğuna dikkat çekti: "Örne-
ğin, eski Gümrük Binasını{
Antrepo) kullanma imkâ-39'unun kadın
olduğunu belirterek, nımız olduğunu ancak ma-
Tıirkive'den 19 yıs a>mda haber aklık. Bu
lyc . . . mekânda yapıtlannı sergi-
sanatçi davet ettlğim lejecek safıatçüann seçimiaçıkladı. Bunun
dördünün
yurtdışında
çalıştığını, üçünün
de İstanbul
dışındaki kentlerde
Aydın Mürtezaoğlu "Kvpıı-Ns fti
g
yakiaşımiar getiren bi- yaşadığını söyleyen Block, sergiye
enaiierönemkazanmıştır. s a n a
tçrdavet etmenin temayla ilişkili
Bızler de İstanbul Kultur . .: , , , J •*
ve Sanat Vakfi olarak is- olan oznel kararlann sonucu
tanbul Bienali'nin dünva olduğunu VUrgUİadl.
çapında vankılar uvandı-
racakbiretkinlikounasınıumutediyonız**dedi. Ec-
zacıbaşı'ndan sonra söz alan Rene Block. konuşma-
sına "bienal" kavramının tanhsel süreç içerisinde-
kı gelişimine değinerek başladı. Son yıllarda Latin
Amerika. Afrika. Asya. Avustralya'da düzenlenen
bienallerın uluslararası bir diyalog başlatma ve sür-
dürme konusunda önemli bir işlevi üstlendiklerine
dikkat çeken Block. tstanbul'undabudiyaloğage-
reksınimi olduğunu belirtti. "İstanbul,Türkiye'nin
sanat merkezidir. Çeşitli kültürlerin bir arada eriyip
bir mozaik oluşturduğu uzun bir geçmişe sahip bu
kentte önemli sa>ıda sanatçı yaşanıakta ve çalışmak-
tadır" diyen Block, bu sanatçıların toplumdan ya-
lıtılnıış olduklarını ve büyük bir yaratıcılık potan-
sıyelı taşıdıklarını belirtti.
Doğulu bir dünyanın sınırında gerçekleştirilecek
bu bienal için bulunan "Orientatkjn" temasının rast-
de doğal olarak gecikti."
Rene Block, önemli olanın
sanatçıların ismi değil, ya-
pıtlan olduğunu vurgula-
yarak, bienale Fransa'dan
katılacak sanatçılann adJa-
nnın belirli olmasına rağ-
men. yapıtlannın hâlâ ke-
sinlik kazanmadığinı söy-
ledi. Sergiye sanatçı davet
etmenin temayla ilişkili öz-
nel bir karann sonucu ol-
• . duğuna dikkat çeken Block
"Temasudiyelim ki. 'Sanat
ve Teknoloji' olan bir sergi için bambaşka sanatçı-
lar seçerdim. Diğer bütün sergiler gibi bienaller de
vanşma ya da kalitenin ölçülmesi değildir. Bu seçim-
ler, benim. bienal mekânlanndaki sergilcrin görünü-
müyle ilgili olarak hayalimde yaşattıklanmm, çeşit-
li ülkelerden sanatçılarla nasıl biıluştuğumun orta-
ya konulmasıdır" dedi. Block. ikj yıl sonra da bir
başka bienalde, bir başka küratör ve bir başka tema
ele alınacağını söyledi. Şu ana kadar her şeyin yo-
lunda gittiğini belirten Rene Block, yaptığı seçim-
den son derece hoşnut olduğunu da sözlerine ekle-
di.
Toplantıda bienale ilişkin sorulan da yanıtlayan
Eczacıbaşı ve Block, tarihi. coğrafyası ve kültürü ile
önemli bir geçmişe sahip olan Istanbul'un bienal-
de, farklı kültürleri yaşatan bir simge olarak ele
alınacağına dikkat çektıler.
IŞILDAK VE YELPAZE
ATİLLA BİRKİYE
Ceryantes'in Hor
Göpülen Mirası
Edebiyat bir gelenektir. Buradaki geleneği, "gele-
nekçi" ya da "gelenekçilik"o\arak almamak gerekir.
Bir sürekliliktir; bir iz sürmedir, buradaki gelenek.
Biraz biraz bayrak koşusuna benzer. Bir öncekin-
den bayrak sopasını alıp daha hızlı koşmaya çaba-
larsınız. Ancak sizden önce öyle koşucular vardır ki,
onlar kolay kolay geçilemezler.
Kimilerine göre de yalnızca tek bir metin vardır.
Tüm metinler ondan türemiştir; ana metin de ister is-
temez kutsal metin(ler) olur, böylece.
Her yazarın bağlandığı yazar ya da yazarlar vardır.
Ancak bu bağlanma, ister istemez estetik bir bağ-
lanmadır; estetik etkilenmedir. Sizi etkisi altına alan
metinler/yazarlar, sizin "beğen/"düzeyinizle çakış-
mış ya da estetik anlayışınıza denk düşmüştür. Da-
hası kimi yazartar, sizin estetik anlayışınızın çıkış nok-
tası olmuştur.
Geçmişi yadsımak edebiyatta olmaz. Tersine, geç-
mişin, yani sizden önceki metinlerin içinde boğulma-
nız, yitmemiz gerekir. Çünkü edebiyatta geçmiş, do-
layısıyla gelenek en büyük zenginliktir.
Şimdi Homeros'tan başlayarak günümüze kadar
gelen, şair ve yazarları saymaya kalksam, büyüklü-
ğü tartışma götürmeyen yani genel-geçer olarak bü-
yük yazar olarak kabul ettiklerimızi saysam, bu kö-
şe yetersiz kalır.
Çogunlukla, kendi edebiyatınızla gelenek köprü-
sünü kurmak, birincil yoldur. Çünkü dilin örgüsünü
ve dilin tadını "en çok" anadilinizdeki iz sünmeyle ya-
kalayabilirsıniz.
Gelenek de öylesine kendi kendine oluşmaz. Bir
iz sürmedir. Izi sürerken de "iz"in saptamasını yap-
maktır. Her saptayım ister istemez sizi yeni bir kay-
da yeni bir duruma götürecektir.
Nitekim T. S. Eliot, bu konuda "Denemeler" (Çev:
Akşit Göktürk, Afa Yay.) adlı kitabında şöyle yazı-
yor:
"Ama geleneğin, aktarmanın tekyolu, bizden he-
men önceki kuşağın başanlanna körü körüne ya da
ürkekçe bağlanarak onlann yollannı izlemekten baş-
ka bir şey değilse, 'gelenek'/n kesin dizginlenmesi
gerekir. Kumlara kanşıp yitiveren, nice sıradan akım-
largördük; yenilikse yinelemekten yeğdir. Daha ge-
niş çapta önemi vardır geleneğin. Mirasa konar gi-
bi elde edilmez; istiyorsanız, onu büyük bir çabayla
edinmeniz gerekir."
Modern Çağ'ın kurucuları arasında Descartes ile
biıiikte Cervantes'e de yer veren Milan Kundera ro-
mandaki bu iz sürmeyi şöyle vurguluyor:
"Romanın eğilimi sürekliliğin eğilimidir: Her yapıt
daha önceki yapıtlara biryanıttır, her yapıt romanın
önceki deneyımlerini içerir." (Roman Sanatı, Çev:
Ismail Yerguz, Afa Yay.)
Kendi edebiyatımıza dönüp ve romanda odakla-
nırsak; yine kimi eleştirmen ve yazarların bizde ro-
man geleneginin olmadığını vurguladıklarını görü-
rüz. Nitekim geçen ay Cumhuriyet'teki romanımızın
son yirmi beş yılını değerlendirme soruşturmasında
da benzer saptamalar vardı.
Dogrudur, roman bize Batı'dan gelmiştir. Batı'nın
dışında her yere Batı'dan "gelmiş"tir. Kundera'nın
zaten, "Romanınyolu Modern Çağ'ın tarihine koşut
gibidir", demesinde de ifadesini bulacağı gibi ro-
man demek, Batı demektir.
Roman, Tanzimat sonrası edebiyatımıza girmiş ve
yüzyılı aşkın bir sürekliliği olmuştur. Bu süreçte artık,
kendi gelenegini Türk romancılan "oluşturabilmiştir".
Birinin izini sürmek, bıröncekinin deneyimini içer-
mek yani "gelenek"e miras konmak değil de onu
oluştunmak hiç kuşkusuz ki estetik bir kategoridir. Es-
tetik bir düzey gerektirir. Özellikle de "önceki" için
geçeriidir bu. HaiitZiya Uşaklıgil'in roman çizgisin-
den söz etmek olanaklıdır da Cemil Süleyman'ın ro-
man çizgisinden söz etmek oldukça güçtür.
Edebiyatta iz sürmek -hele hele şimdilerde geç-
mişi olduğu gibi yok sayan yazarların türeyip durdu-
ğu günlerde- hiç de yanlış değildir. Ancak burada al-
tını bir kez daha çizmeliyim: Körü körüne bağlanmak,
taklit etmek eylemleri ile "gelenekçi", "gelenekçilik"
tanımlanndan uzak duruyorum.
Anlatmak istediğimi şu, bu bağlanma içinde "ye-
n/"yi, "özgün"u oluştuımaktır. Zaten edebiyat da bu-
dur. Nitekim Milan Kundera'nın şu sözleri bunun da-
yanağıdır:
"Ama geleceğin gözümde hiçbir değeri yoksa ki-
me bağlıyım ben ? Tann 'ya mı? Vatana mı? Halka mı?
Bireye mi?
Yanıtım gülünç ve içten: Cervantes'in hor görü-
len mirasından başka bir şeye bağlı değilim."
Altın Koza Festivali
evrenselleşecek
ADANA (AA)- Adana'da 6-14 ekim tarihleri arasında
9."ncusu gerçekleştirilecek Altın Koza Kültür ve Sanat
Festivali kapsamında ilk kez yer alacak "Dünya
Ögrenci Filmlerinden Örnekler*" kuşağınm gelecek
yıldan itibaren uluslararası bir yanşmaya
dönüştürülmesinin planlandığı bildirildi.
Bu yıl öğrenci filmlerinin yani sıra etkinlikler arasında
ilk kez yer verilecek "Dünya Sınemalanndan
Örnekler" kuşağıyla. 'evrensellik boyutunun
yakalanmasında ilk adımın atılacağına inanıldığı"
belirtildi. Bu arada 17 uzmandan oluşacak Festival
Seçici Kurulu, 21 eylülden itibaren Adana'da
toplanarak 'Uzun Metrajlı Ulusal Film Yanşması'na
katılacak 23 eserle ilgili çalışmalanna başlayacak.
Tüpkiye'yi tanrtım konserleri
ADANA (A.\)-Kültür Bakanlığı Çukurova Devlet
Senfoni Orkestrası (ÇDSO) şefi Emin Güven
Yaşlıçam. Seyhan Rotary Kulübü'nün katkılanyla 7
ülkede gerçekleştirilecek 'Türkiye'yi Tanıtım
Konserleri'nde festival orkestralannı yönetecek.
Konserler 1-8 ekimde İtalya-Cenova'da, 5-12 kasımda
KKTCde. 19-26 kasımda Rusya-Petersburg'da, 1-2
aralıkta Moldavya"da, gelecek yıl ise 7-14 ocakta
ABD-Lexington, 15-20 ocakta ABD-Peoria, 11-18
şubatta Ispanya-Sevilla. 12-19 martta Fransa-Nis ve 7-
14 nisanda Fransa-Perpianan'dadüzenlenecek. Ayrıca
NATO Genel Sekreten VVılly Claes'in de 22-23 aralık
tarihleri arasında Adana'ya gelerek bazı sanatsal
etkinliklere katılması beleniyor.
Kocaeli'ni tanıüm sengileri
Kültür Servisi- Kocaeli Devlet Güzel Sanatlar Galeri
Müdürlüğü, Kocaeli'ni ve Kocaeli'nde mevcut kültür
ve sanat potansiyehni tanıtmak amacıyla. 1995-1996
sezonunda çeşitli illerde sergiler açmayı planlıyor.
Anadolu'nun kültür varlıklannın yağmalanmasının
durdurulmasının, ancak koruma bilincinin
geliştirilmesi ile olanaklı olacağını savunan galeri
müdürlüğünün gerçekJeştirmeyi planladığı etkinlikler
kapsamında ilk olarak 29 eylül-15 ekim tarihleri
arasında Kültür Bakanlığı'na ait, "Yağmalanan
Anadolu Sergisi' açılacak. Sergi. yurtdışma kaçınlıp
geri alınan kültür varlıklanyla ilgili 75 adet fotoğraftan
oluşuyor.