22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 AĞUSTOS 1995 PERŞEMBE 8 EKONOMI/PARA RAPORU Borsa durgun, portföyler zararda Yatının ortaklığına hisse senedi darbesi Ekonomi Ser\isi - Yatı- nmortaldıklan, haftayı za- raria kapattı. Borsa endek- sinın son haftalarda düşme- si üzerine. yatınm ortaklık- lan portfoylerinin toplam maliyet değeri, satış değe- rinın üzerine çıktı. Söz ko- nusu zararda. borsa endek- sinın düşmesınin yanında: portfoylerin ağırlıklı olarak risk orant daha yüksek his- se senetlerinden oluşması- nın da rolü oldugu belirti- liyor. Borsada işlem gören altı yatınm ortaklığının tümü- nün 25 ağustosta açıklanan portfoy değerlenne göre zararda olduğu ortaya çık- tı. Zarann miktan ise 1.6 milyar ile 24.4 milyar ara- sında değişiyor. Portfoyle- rinde ağırlıklı olarak kim- ya, petrol ve kauçuk ürün- leri ile gıda ve içki sektö- ründeki şirketlerin hisse se- netlenni bulunduran yatı- nm ortakJıklannın toplam porfoyünün yüzde 22.4'ünü kimya. petrol ve kauçuk ürûnleri sektörün- dekı şirketlerin hisseleri oluşturuyor. Gıda ve içki sektörü ise portfoylerin yüzde I9.2'lik kısmına u- laştı. Yatınm ortaklığı Küçük tasarruf sahiplerinin tasarruflannı bir araya getirerek bir anonim şirket aracihğryla tasarrufinı çeşitü yahnm araçlan ve hisse sentlerine aktanlması ve böylece bir portfoy oluşturulması uygulamasıdır. Bu yoila küçük tasarruflar sermaye piyasalan için önemli kaynaklara dönüşürken diğer yandan küçük tasarruflar büyük rislderle karşıiaşmadan değerlendirilmiş olur. Yatınm ortaklıklarının portfoy biiyüklüğü (Milyar TL) Adı Global Evren Atlas Bumerang Atlantis Mustafa Yılmaz Alış maliyeti 357,3 368,5 351,2 105,9 148,9 102,3 Piyasa değeri 346,6 344,1 331,0 104,3 133,3 91,4 Değerter, 25 Ağustos 1995 itibariple hesaplanmıştır. Hazîne'den veri bankası atağı Ekonomi Servisi- Hazıne Müsteşarlığı I992'de Dünya Bankası ile yaptığı kredı an- laşmasının bır parçası olan "Hazine Veri Sistemleri Pro- jesTnı uygulamaya koyuyor. Hazine'nın tahmin gücü- nü arttırmak ve kamuoyunun doğru ve tutarlı bir bıçimde bilgilendirilmesıni sağlama amacını taşıyan proje ıçin Hazine bünyesinde Ekono- mik Araştırmalar Müdürlü- ğü birimi oluşturuldu. Yetki- lilerden alınan bilgiye göre projenin önemli bir bölümü- nü oluşturan "veri tabanlan yaratılması" tamamlanmak üzere. Bu doğrultuda dış ve iç borç, K.İT Fınansmanı. ban- kacılık ve mali kurumlar, pa- rasal göstergeler. reel ekono- mi ve ödemeler dengesi ko- nulannda Hazıne dışından da bilgilerderlenijor. Belirtilen veri tabanlannda üretilecek bilgiler telefon, modem bağ- lantılı bilgisayar yoluyla ka- muya duyurulacak. Kredi kardarında lıızJı yükseliş Ekonomi Servisi - Türki- ye'deki VISA kartı pazan- nın gösterdiği hızlı yükse- liş, Uluslararası VISA Hiz- metleri Birliği'nin hazırla- dığı aylık rapora konu oldu. ilk ola- rak 1988'deAnado- lu Bankasfnın (Daha sonra Emlak Bankasfna dahil edildi) üye olduğu VISA'nın şimdi Türkıye'de29 üyesi bulunu- yor. Birlığin, temmuzda ya- yımlanan raporunda. Türkı- ye'dekı VISA pazannın hız- la büyüdûğün belirtilerek. "1990"da satış hacmi ancak 400 bin dolarken, 1994 vüı sonunda harcamalar >üzdc 166'lık bir artış göstererek, 1 milyar 400 milyon dolan aştTdenıldı. Rapo- ra göre. VISA kar- tı sahiplennin sayı- sında da dikkate değer bir artış göz- lendi. 1988de, kart sahiple- rinin sayısı 39 binken. 1994 v ılı sonu itibany la kart sayı- sı üç milyonu aştı, 1995 yi- lı sonunda bu sayının beş mılyona ulaşması bekleni- vor. Japonya'da îkînci bankapaniği OSAKA(AA)- Japon- ya'nın en büyük kredi ku- rutnu konumundaki Kizu Shinyo Kumiai'nin faalı- yetlerinin kısmen askıya alındığının açıklanmasıyla paniğe kapılan mudiler, pa- ralannı çekmek için banka- ya hücum ettiler. Mevduat cüzdanlannı kapıp koştu- ran, çoğunluğu yaşlı ve ya da orta yaş gmbundakı yüzlerce mudi, Osaka'daki Kizu kredi kurumunun 27 şubesini hıncahınç doldur- du. Kizu kredi kurumunda mevduatı bulunan bazı mu- diler 10 biner yenlık bank- notlardan oluşan para des- telerinı alabildiler, diğerle- rine ise mevduatlannın perşembe günü ödeneceği- ne dair belge verildi. Stand-by'ın eylül dilimi ödemesinden önce Washington'a heyet gidiyor Piyasalarda IMF düzenlemesi ESRA YENER ANKARA - Merkez Ban- kası, Uluslarası Para Fo- nu'nun (IMF) haziran ayı döviz kurlarındaki artışın enflasyonun altında kaldığı ve sıcak para akışının hız- landığı yönündeki uyansı- nın ardından kurlarda dü- zenlemeye gitti. Stand-by kredi anlaşmasının eylül ayı dilimi için gelecek ay IMF tarafından yapılacak incele- meler öncesinde kurlarda yaklaşık yüzde 6 oranında bir artış sağlandı. Stand-by kredisınin eylül ayı dilimi öncesinde yapılacak incele- meler için bu kez Türk yet- kililer, Washington'a gide- cekler. IMF'nin haziran ayında, kurlardaki artışlann sınırlı tutulmasının. sıcak para akışını hızlandırdığı ve dış ticareti olumsuz etkilediği yönündeki eleştirileri ile ödemeler dengesinde hazi- ran ayında oluşan 20 milyon dolarlık açık, hükümetı ön- lem almaya ittı. Hazine yetkililen. yazay- lannda enflasyonun düşük oranlarda gerçekleştiğini. "IMF'nin karşısında. öde- meler dengesindeki açıkla ÇH kılacak. Önlemin alındığının da gösterilmesi gerekiyor. Kurlara düzen verildi, ön- lem ahndı imajı yaratılacak" dediler Dış ticarette alınan olum- temmuz ayı başına göre iki aylık dönemde yaklaşık y üzde 9 değer kazandı. Yetkıliler, yılın ilk 3 aylık döneminde dış borç stokun- dakısa vadeli borçlarda olu- şan 2 milyar dolarlık artişa da dikkat çekerek, şu değer- •Hazine yetkilileri, yaz aylannda enflasyonun düşük oranlarda gerçekleştiğini, para piyasalannın da sakin bir döneme girdiğini vurgulayarak "Eylülde yapılacak incelemeler öncesinde, kurlara çeki-düzen verildi" değerlendirmesini yaptılar. lendırmeyi yaptılar: "Ö/ellikle kısa vadeli borçlarda oluşan artışlar sı- cak para dolanımının gös- tergesi olarak kabul ediliyor. IMF de özellikJe, dış piyasa- lardan döviz getirilerek, Türk Lirası'na çevrilip yük- sek fai/c yatınlması anlamı- na gelen sıcakpara konusun- da endişe ediyor. Ekonomi en son 1993 vılında bu kıska- para piyasalannın da sakin bir döneme girdiğini vurgu- layarak, '"Eylül deyapılacak incelemeler öncesinde, kur- lara çeki-düzen verildi" de- ğerlendirmesini yaptılar. Döviz kurundaki artışla- nn, ay sonu itibanyla IMF'ye verilen vaatler çer- çevesinde, enflasyonun 2-3 puan altında gerçekleştiğini vurgulayan yetkıliler. suz sinyaller ve cari işlemler dengesinde gerçekleşen 20 milyon dolarlık açık üzerine hükümet. Merkez Banka- sı'nın açıkladığı döviz den- ge kuru aracılığıyla. kurlar- da düzenlı bir artış gerçek- leştirdi. Uluslarası piyasa- larda ABD Dolan'nın mark ve yen karşısında hızla de- ğer kazanmasıy la da yüksel- me eğilimine giren dolar. ca girmiş. ardından da bü- yük bir bunalım yaşanmıştı. Kıır arüşlannı sınıriı tutmak da sıcak paraya davetiye çı- kanyordu." Hazine yetkili- leri, stand-by kredinin eylül ayında verilecek yaklaşık 150 milyon dolarlık dilimi için bu kez dığer ınceleme- lerin aksine Washington"a bir Türk heyetinin gideceği- ni bildirdıler. Son verilerin toplandığını \e hazırlık ya- pıldığını anlatan üst düzey bir Hazine yetkilisi, şu de- ğerlendirmeyi yaptı: "Ancak en büyük korku. ağustos ayı enflasyonu. Tem- mu/da beklenenûı Uzerinde gerçekleşen enflasyon ağus- tosta da yüksek çıkarsa, olumsuz bir görünüm çizilir. Ancak, bu ay hükümet KÎT zamlannı erteledi. Sanıyo- rum. enflasyonda büyük bir sürprizie karşılaşmayaca- ği2''dedi. Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Abaç'a göre Mevduat Sigorta Kurulu zorunlu 'Amaç, mevduat sahibird korumak'ANKARA (Cumhuriyet bürosu) - Merkez Bankası Başkan Yardım- cısı Selçuk Abaç, geçen yıl 3 banka- nın batmasının ardından. bankacılık sistemınde daha hızlı ve etkin önlem alacak bir kurumun gerekliliğmin ortaya çıktığını vurgulayarak, oluş- turulması programlanan Mevduat Sigorta Kurumu ile sistemin daha aktif denetlenebileceğını bildırdı. Abaç. kurumun oluşturulmasma ilişkin taslağın, koalisyonun CHP kanadının ekonomiden sorumlu Dev let Bakanı Onur Kumbaracıba- şı'na. sunulduğunu belirterek. "3 bankanın batmasının ardından özel- liklo uiuslarara sı piyasalarda, Tür- kiye'de bankalann iyi denetlenmedi- ği kanısı oluştu. Bu kurulla tekrardış piyasalara güven verilecek" dedi. Dünyadaki sistem incelendi Abaç, dünyadaki tüm mevduat ta- sarruf sigorta sistemlerini inceleye- rek. Türkiye'de Mevduat Sigorta Kurumu oluşturulması yönünde bir çalışma yaptıklannı bildirdi. Oluşturulacak kurulda. Hazine. Merkez Bankası ve Bankalar Birli- ği temsılcilerirun bulunacağını anla- tan Abaç, amacın mevduat sahiple- rini korumaya yönelik bir bankacı- •Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Selçuk Abaç. "3 bankanın batmasının ardından özellikle uluslararası piyasalarda, Türkiye'de bankalann iyi denetlenmediği kanısı oluştu. Bu kurulla tekrar dış piyasalara güven verilecek" dedi. lık sısteminin oluşturulması oldu- ğunu söyledi. Oluşturulacak kurulun, zorduru- ma düşen bankalann incelenmesını öngören Bankalar Yasası'nın 64. madde.sini uygulamakla görevli ola- cağını anlatan Abaç. bu çerçevede kurulun 1 yıl boyunca bankanın re- habilite edilmesi için çalışacağını. 1 yıllık dönemin sonunda malı bün- yenin ıyıleştınlememesı durumun- da bankanın tasfiye sürecine alın- mayacağını söyledi. Bu çerçevede, daha önce Hazıne ve Merkez Bankası tarafından yürü- tülen ınceleme sürecinin 1 yıllık bir dönemle sınırlandınlarak daha et- kin halegetirileceğini anlatan Abaç. "Bankanın ıvileştirilememesi dunı- munda. bankaya kurul el koyacak. Ancak kurul bankayı yine en fazla 1 yıl bolyunca elinde tutabilecek mali bünye güçlcndirildiktcn sonra. ban- ka tekrar sisteme sokulacak" dedi. Kurula tüm bu yetkilerin verilme- siyle. bankacılık sisteminde oluşa- cak bır bunalımın mevduat sahibi açısından daha hızlı ve etkın bır bi- çimde atlatılabileceğini anlatan Abaç, "Geçen yü 3 bankanın bat- masıyla yaşanan krizde, böyle aktif çabşacak bir kunıluşun zorunlulu- ğu ortaya çıkü^dedı. Kurulun oluşturulması için Ban- kalar Yasası'nda değişiklik yapıl- ması gerektiğini anlatan Abaç, ilgi- lı taslağı. Devlet Bakanı Kumbara- cıbaşı'na sunduklannı anlattı. Kumbaracıbaşı'nın projeye en ba- şından beri destek verdiğini anlatan Abaç, "Burada destek çok önemli. Çünkü siyasilerdeki bazı yetkiler, bu kurula devTedilecek*1 diye konuştu. Bankalann kurtulması için yapı- lacak çalışmalann temelini, mevdu- at sahiplerinin güvence altına alın- masının oluşturduğunu anlatan Abaç, "Burada banka sahipleri de- ğiL. mevduat sahipleri güvence ara- na alınmaya, korunmaya çalışılıyor" dıye konuştu. Bakanlar Kurulu tarafından ge- çen yıl 3 bankanın tasfiye sürecine alınmasıyla. uluslarası piyasalarda Türk bankacılık sistemine karşı bü- yük bır güvensizliğin oluştuğunu anlatan Abaç, "Kurulla bu güven tekrar sağtanabilecek"diye konuş- tu. Abaç. halen bankalardaki tüm mevduatlann yüzde 100'üne uygu- lanan güvencenin ilk aşamada 5 milyar lirayla sınırlı tutulmasının, daha sonra da güvencenin aşamalı olarak düşürülmesinin programlan- dığını da sözlerine ekledi. Erdemir'de sahte hisse paniğiANKARA (A.\KA>- Erdemir'in tzmir Bölge Müdürlüğü'ne getirilen her bin 500 bin lira nominal değerli 164 adet hisse senedinin sahte olduğunun anlaşılması üzerine yapılan aramalarda aynı nominal değerde düzenlenmiş 1200 hisse senedi daha piyasaya sürülemeden ele geçirildi. Olayla ilgili iki kişi gözaltınaalındı. Erdemir'ın tzmir Bölge Müdürlüğü'ne 28 ağustos günü getirilen ve bir limitet şirket adına ibraz edilen 500 bin lira nominal değerli hisse senedinin sahte olduğu anlaşıldı. Bununla beraber 163 adet 500 bin lira nominal değerli hisse senedi daha bulundu. Erdemir tarafından İzmir Emniyet Müdürlüğü Mali Şubesi'ne yapılan başvuru sonucu, mali şube ekiplerince sahte hisse senetlerini limitet şirkete teminat olarak veren kişilerin bulunduğu büroya yapılan baskında, piyasaya sürülmek üzere 120 adet daha 500 bin lira nominal değerde hisse senedi ele geçirildi. Daha önce getirilen 164 adet 500 bin lira nominal değerli hisse senetleri de mali şube ekiplerine teslim edildi. Bu arada IMKB ve Takasbank müfettişlerince Takasbank kasalannda yapılan incelemelerde sahte hisse senedi bulunmadığı belirlendi. Sahte senetler nasıl belli oluyor? Hücımrüenyapılan açıklamada,sah- te hisse senetleri konusunda yatınmcıla- rı uyanldı. Açıklamada, sahte senetlerin Erdemir yazısı ve logosu bulunan filig- ranlı kâğıttan başka birkâğıda basıldığı, logo, ısmin matba baskısı ile taklıt edil- meye çalışıldığı, renk ve desen aynmı- nın düzgün olmadığı belirtildi. Şirket hisse senetlerinin arka y üzünde görünmez mürekkeple yeşil renkli logo- lar varken sahte senetlerde bunun san renkle basıldığı kaydedilen açıklamada. "İbraz edilen hisse senedi 3'üncü terrip, 500 bin lira nominal değerde ve 0249416 seri numarabdır v e bu seri numarası şir- ketimizin aynı 3'üncü tertip hisse senet- lerinde \ milyon lira nominal değerli his- se senetJerine attir. Seri numaralannm rakam karakterie- ri farklılık göstermektedir. Seri numara- sı içindeyer alan veyeni pay alma kupon numarasuu kodlayan say ı ile kuponJann sağ üst kösesinde yer alan numaralar uyuşnıanıaktadır. 5 numarah kopunda 105 olması gereken rakam 107olarak ba- sılmıştır. Benzer şekilde. kâr payi kupo- nundaki yıl gösteren sayı ile seri numara- sı içinde yılı kodlayan sayının da paralet olması gerekirken bu parakUik de yok- rur" denildi. KONUK YAZAR/Prof. Dr. .4Lİ SAİT \1JKSEL Devlet Sırtından Ozel Bankacılık / 2Bankalara çekici gelen riskler şöyle sıralanabilir: * Neredeyse hiçbır rezerv tutmama, * Öz sermayeyi işletmek- ten neredeyse tamamen vazgeçme ya da çok sınırlı bir öz sermaye donanımı ile yetinme, * Zarar edilse bile bu za- rann yükünü başkalan çe- keceği için, özellikle büyük kâr şansları vaat eden yük- sek risklı kredi açımlanna yönelme. Hünersiz ya da kasıtlı be- lirli banka yönetimlerinin devlet sırtından ödüllendı- rilmesi sonucunu doğuran böyle bir sistemin olası et- kilerıni kestirmek için keha- nete gerek yoktur. * ABD ve Avrupa'da ban- ka batışlannın temel nede- ni, kasıtlı ya da beceriksiz döviz oyunlan ve garantile- ridır. Bugünku sistem Türki- ye'de yalnız tüm TL mevdu- atı değil, döviz tevdiat he- saplarını da garanti kapsa- mına almaktadır. Son uç banka kapanışlan ertesınde bir gecede sayfalar dolusu mevduat sahibi aratan ma- nipulasyon ekıplerinden söz edilmiştir. Türkiye ortamın- da sistem kısa sürede akıl- lara durgunluk verecek 'ha- yali' mevduat hesaplarının da kapısını __ açabile- cektır. Ve 300'e yakın farklar gözlene- bılmektedır. Böylece özel- leştirmeyı kendilenne bay- rak edindıkleri savındaki fel- sefenın sahipleri, gün gelır mevduat sorunuyla karşıla- şabilecek bir dizi bankanın fiilen kamulaştınlması seçe- neğıni karşılannda buluve- Hünersiz ya da kasıtlı belirli banka yönetimlerinin devlet sırtından ödüllendirilmesi sonucunu doğuran bir sistemin olası etkilerini kestirmek için kehanete gerek yoktur. nın öden- — ~ — ^ — — mesı aşamasına ulaşırsa bu, Türkiye'nın şımdiye ka- darkı KlTzararlarını bıie kat- layabilecektir. ileride bır de batan banka mevduatı- öden- " Sisteme sırtını dayaya- rak yoğun bir döviz kredile- rine yönelme olgusunun ya- şanması ise şımdıden uç veren bır başka önemli ola- sılıktır Gazetelere bakınız, bankaların döviz tevdiat he- saplarına sundukları faiz oranları arasında yüzde rırler. Böyle bir ortamda, bankanın iflasından tam bir gün once akıl almaz bir oyunla batacak bankaya astronomık dövizler kaptı- ran büyük bir Isvıçre ban- kasıyla, paraları batan daha bır dızı başka Isvıçre ban- kası -hem de müsteşarlan aracılığıyla- Türk resmi ma- kamlarıyla ekonomik ilişki- lerınde bir türden baskı de- neyebılme fırsatı yakalaya- ödenmesıni sağlama uğru- na çalınmadık kapı bırak- mamaktadırlar. Böyle bir ıs- rann benzerınin isviçre hu- kuk ve uygulamasında ta- savvuru bile mümkün değıl- dir orada bır banka batar- sa açıkça partnenni iyi seç- meyen de zarardan payını alır, ama kimseye de bu tür paralan kurtar- ma uğruna sis- teme karşın, devlet kapılan- nı aşındırma hakkı tanın- maz. Avrupa Biriiği'nce ge- liştirilen ortak mevduat si- gorta sistemi de her mudi ıçin 15.000 ECUIuk birga- rantı sınırı öngörmektedır. Ekonominin geleceği açı- sından oluşturduğu tehdı- din büyüklüğu konusunda uyarıda bulunan Türkiye ile ilgili son IMF raporunda da varolan düzenlemeden ıve- di olarak dönülmesi uyansı yapılmıştır. Iktidar dönemı- nın başlangıcında ağır eleş- tirilere konu edilen dış kay- naklı sıcak para akışına kay- naklık eden yapay döviz ku- ru uygulaması, bugun de doludizgın egemenlığinı surdürmekte; bunun ihra- cata yarattığı olumsuz etki- ler, her gün daha yüksek sesle dıle getirilmektedir. Son 6 ayın verilerine göne, ithalatın artış oranı (yüzde 71), ihracat artış oranını (yüzde 29.5) katlamıştır. Hiçbir Batılı ülkede rastla- namayacak olan mevduatın tümüne devlet garantisi dü- zenlemesi. bu sakat meka- nizmanın önemli bir halkası- nı oluşturmaktadır. Bu çar- pık yapının düzeltileceği va- adı sürekli olarak tekrarlan- dığı haldeaylardır hiçbir so- mut adım atılmamıştır. Bu savsaklamanın hele son se- çim yılına girildiği bır dö- nemdeki ekonomiye fatura- sı, korkulur ki, ileride altın- dan kalkılamayacak boyut- lara erişebılir. • Marmara ve Konstanz üniversiteleri öŞretım üyesi BÎrrİ DUNYA BORSALARI Altınınonsu- 381.90$ Dolar-Mafk Paritesi: 1 4780 Dolar-Yen Paritesi: 98.60 Steriirı-Dolar Paritesi: 1.5440 Ham Petrol(vanl): 16.19 ABD$ MBttEMHKMI • Emısyon (29 Ağustos) 201.463 rmlyar TL • Interbank faızlen: %57,60 İşlem Hacmı:32.438,6 milyar Gunluk %69 12 Haftalıkrepo %60 00 Aylık repo%62.50 SERBEST DÖVİZ CİNSİ ALIŞ SATIŞ ABD Dolan 47850 Alman Markı 32350 İsviçre Frangı 39300 Fransız Frangı 9400 HollarvdaFlonnı 28900 Ingto Sterlinı 740O0 S.Arab.Bıyali 12685 Avusturya Şılını 4590 100 ital Lireti 2925 48000 32450 39500 9440 29050 74200 12730 4620 2945 ALTIN CİNSİ ALIŞ SATIŞ Cumhunyet 3950000 4000000 Reşat 4100000 4400000 24ayarartın 591500 592500 22 ayar bılezık 532500 580000 ÇAPRAZ KURLAR 1 1.4673 1.3326 10 3185 5 6950 4 3687 5.0574 1.6440 125.49 7 3120 1.2087 1634.60 97 37 1.3420 6 4230 3.7502 1 Slerlin: 1ECU: SDR: SDR: ABO Dolan Alman Markı Avusiralya Oolan Avusturya Şillni Oanimarka Kronu Fin Markkası Fransız Frangı Hollanda Florini Ispanyol Pezetası Isveç Kronu İsviçre Frangı Italyan Lireti Japon Yenı Kanada Dolan Norveç Kronu S.Arabistan Riyali 1.5502 ABO Dolan 1 2754 ABD Doları 1 4914 ABD Dolan 7- 568 TL. EKONOMtYE BAKIŞ TANER BERKSOY tthalat Artışının Anatomisi Yılın ıkinci çeyreğinde gözlenen ithalat artışlannı irdelemeyisürdünjyoaım. Bunun bir ölçüde beklen- mesı gereken gelişme olduğunu düşünüyoaım. A- ma, yapılan değeriendirmeleri, özellikle gelecek ay- lara dönük, kriz beklentisi taşıyan öngörülerin de ya- nılgılar taşıdığını sanryorum. Bizim gibi ithalat bağımlısı olan üklekerde iktisadi büyüme ile ithalat arasındaki bağlantı çok güçlü. Tek- nik olarak ithalatın üretim (gelir) esnekliği olarak ta- nımladığımz bağlantı katsayısı bu ülkelerde birin ya da onun uzerinde oluyor. Üretimi (ulusal geliri) belli bir yüzde oranında arttırmak için ithalatın aynı ya da daha yüksek yüzde oranında arttırılması gerektiğini ifade ediyor bu teknik ılişki. Böylesi bir güçlü bağlantının varlığı ithalatın irde- lenmesinde akla önce üretim artışlannın olası etkile- rini getiriyor. Doğal olarak, bizdeki ithalat tartışması- nın da bir boyutu bu. Düşünce bazında bu doğnj bir ilk yaklaşım. Zira ithalatın üretim esnekliği bizde gerçekten yüksek. De- ğişik araştırmalar mutlak olarak farklı sonuçlar ver- mekle birtikte, bu katsayının birin civannda, hatta bi- raz uzerinde olduğu anlaşılıyor. Buna göre, ulusal üre- timdeki oransal artış en azından kendisine eşit bir oransal artış uyarıyor ithalatta. Yani, bire bir ilişkide, ithalat patlama biçimınde arttıysa, öncelikle ulusal üretimin de bu dozda artmış olması gerekiyor. Mevcut koşullarda bizdeki gelişmenin böyle oldu- ğunu söyieme olanağımız yok. Abartının işin içine gir- diği nokta da bu zaten. Gelin bu düşünce doğrultusunda kaba bir hesap yapalım. 1995'in birinci üç ayında üretim durgun, hat- ta binde iki oranında azalmış. Mantıken ithalatın da bu dönem yavaş olması gerekiyor. Yılın ikinci üç ayında üretimde yavaştan başlayıp, sonradan hızlanan bir canlanma olduğuna ilişkin işa- retler var. Bunun tam boyutunu henüz bilmiyoruz. A- ma, ithalatın hızla arttığını biliyoruz. Bu tür bir ithalat patlamasına kaynaklık edebilmesi için üretimin de, oransal olarak, aynı boyutta artmış olması gerekiyor. Esneklik bağlantısı böyle olması gerektiğini söylüyor. Oysa, üretimde böylesi bir patlama olduğunu ima e- den bir işaret yok. Bu denli kısa sürede bunun olma- sı da olanaksız. O zaman telaşlanıp, vahim sonuçlar üretmek ye- rine, oturup düşünmek, ithalat artışlannı uyaran bü- yüme dışı etkenleri ve bu etkilerin kalıcılığını irdele- mek gerekiyor. Geçen yazımda bu tür etkenlere işaret ettim. Bi- risinin altını bir kez daha çızmek istiyorum. Geçen yıl durgunluk nedeniyle asgarı düzeye ve belki altına in- dirilmiş olan ithal malı stoklannın canlanma süreci- nin başlangıcında yenıden olağan düzeye getirilme- sinin ithalat artışında önemli bir rol oynadığını düşü- nüyorum. Durgunluktan çıkışın doğal bir sonucu bu. Geçici olarak ithalatın üretim esnekliği ilışkisini abar- tır. Ama çabuk tükenır. Yılın ötekı aylanna yayılmaz. ithalatın üretim esnekliği reel bir ilişkiyi yansıtır. Söz konusu olan üretim ve ithalat miktarian arasın- daki bağlantıdır. İthalat aynı zamanda fiyat değışme- lerine karşı da duyarlıdır. Burada iki farklı fiyat etkısini irdelemek gerekir. Bi- risi, ithal edilen ürünlerin fiyatlannın mutlak olarak art- masıdır. Bunun sonucunda ithal edilen ürün miktan artmasa da ithalat artmış gibi görünür. Dış ticaret had- lerine ilişkin son bulgular geçtiğimiz aylarda ithalatı- mızda bu tür bir mutlak fiyat etkisinin söz konusu ol- duğunu gösteriyor. Bu etkinin kalıcılığının dünya pa- zarlanndaki konjonktüre bağlı olduğu açık. ikinci tür fiyat etkisi göreli fiyatlann değişmesidir. Dış ticaret bağlamında yerli ve ithal ürünlerin göreli fiyatlannın değişmesi ülkelerarası enflasyon farklan- na ve döviz kurlarındaki değişmelere bağlıdır. Döviz kuru esnekse ve enflasyon farkını giderecek ölçüde değişiyorsa göreli fiyat etkısı görülmez. Aksi takdir- de, kuoın geride kalması oranında, ithal ürünlerin görece ucuz kalacağı ve bunun da ithalatı özendire- ceği düşünülür. Bizdeki ithalat tartışmasının bir boyutu da bu tür bir göreli fiyat etkisinin variığı üzerine oturtuluyor. Yıl başından bu yana döviz kuru artışlannın enflasyonun gerisinde kaldığı ve bunun da ithalatı patlattığı söyle- niyor. İlk adım olarak bu da doğru bir yaklaşım. Ama, abartılmasını engelleyen gelişmeler de var. Bu etki- nin ortaya çıktığını ama çok yavaş olduğunu söyle- mek daha doğru görünüyor. Öncelikle döviz kurundaki aşınmayı ölçmede bazı sorunlanmtz olduğu anlaşılıyor. Zira, kurda lirayı aşı- n değertendiren aşınma boyutu baz alınan döneme göre değişiyor. Örneğin, kur değişmelerinin bazını kriz öncesi 1993 aralık ayı olarak alırsak. lira hâlâ aşın de- ğil düşük değerli görünüyor. Buna karşılık, bu yılın ba- şı baz alınırsa lıranın dolara karşı daha fazla, marka karşı ise çok sınırlı olarak değer kazandığı gözleniyor. Kısacası, döviz kurunda ithalatı patlama düzeyin- de artmayı özendirecek ölçüde bir aşınma olduğu- nu söyleme olanağımız henüz yok. Bir etki varsa da- hi, bunun çok yavaş olduğunu kabullenmek duru- mundayız. Kaldı ki söz konusu etkinin henüz belirleyici olma- dığına işaret eden iki önemli bulgu da var. Birincisi, göreli fiyat (kur) etkisinden ilk etkileneceği düşünü- len tüketim malı ithalatının öteki mal gruplanna göre yavaş artıyor olması. Ikincisi ise, kur değişmelerin- den ters yönde etkileneceği düşünülen ihracatta bu etkinin henüz görülmemesi. Bu bulgular kur etkisi- nin yavaş olduğunu gösteriyor. Kur etkisini yavaşlatan iki de gelişme söz konusu. Yukanda işaret ettiöim ithal fiyatlannın artıyor olma- sı bunlardan birisi. Ikincisi iseson iki ayda kur artış- lannın hızlandınlmış olması. Bu iki gelişme de olası kur etkisini dengeliyor. Sonuç olarak ikinci çeyrekte gözlenen ithalat ar- tışının anatomik incelenmesi henüz gündemde vahim bir gelişme olmadığını gösteriyor. MERKEZ BANKASI KURLARI CİNSİ 1 ABD Dolan 1 Alman Markı 1 Avustralya Dolan 1 Avusturya Şilini 1 Belçika Frangı 1 Danimarka Kronu 1 Fin Markkası 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florini 1 Ispanyol Pezetası 1 Isveç Kronu 1 Isvıçre Frangı 100 Italyan üretı 1 Japon Yeni 1 Kanada Dolan 1 Kuveyt Dınan 1 Norveç Kronu 1 Sterlin 1 S. Arabistan Riyali DÖVİZ ALIŞ 47.747 32.540 35.829 4.628 1.582 8.384 10.929 9.441 29.043 376 6.530 39.502 2.921 488 35.579 157.842 7.434 74.017 12.732 SATIŞ 47.987 32.704 36.009 4.651 1.590 8.426 10.984 9.488 29.189 382 6.563 39.701 2.936 493 35 758 158.635 7.471 74 389 12.796 30 AĞUSTOS 1995 EFEKTİF AUŞ 47.604 32.442 35.292 4.605 1.574 8.342 10.820 9.413 28.753 367 6.497 39.383 2.892 477 35.223 154.685 7.397 73.795 12.541 SATIŞ 48.131 32.802 36.117 4.665 1.595 8.451 11.017 9.516 29.277 388 6.583 39.820 2.945 500 35.865 159.111 7.493 74.612 12.834
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle