02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 AĞUSTOS 1995 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 13 Tef. 0.212.512 05 05 Fdu: 0.212.513 90 98 KİM KİME DÜM DUMA BEHÎÇAK Elif Yalabık'ın biletindeki eksik(!) T ürk Hava Yolları ile Istan- bul'dan New York'a gidecek- ti Elif Yalabık.. Bir hafta ön- cesinden Türk Ekspres'ten bi- letini almış, parasını ödemişti... Uçağı 14 ağustos saat 10.45'teydi... O gün, saat 09.15 sulannda biniş kartını almak üzere havaalanındaki kuyruğagirdi. Kalabalığın arasından birhostes, ta- nıdığı biryolcuyu alıp öne götürdüyse de sesin çıkartmadan sıranın kendisi- ne gelmesini bekledi. Sıra kendisıne geldiğinde bankoda- ki görevıi yerinden kalkıp gitti. Saat 10.15 olmuştu. Bir süre sonra yeni bir görevli gekdi. Bagajını teslim ediyordu, görevli kilo fazlası olduğunu söyledi. Arkadaşının eksik kilolu bagajıyla denklemeye çalışıyordu ki görevli bak- layı ağzından çıkarttı: -Uçaktayeryok. Siz uçamayacaksı- nız! lyi de bileti okeyliydi... Hayır, THY'ye göre bilet geçerli değildi! Gerekçesi de bileti satan acenta bilet numarasını yazmamıştı. Sağa sola telefon, oraya buraya koşuşturma fayda etmedi... Arna THY, Elif Yalabık'a bir iyilik yapa- bilirdi: -Yedek yolcu olarak sıraya yazılın... Elif Yalabık 88. sıraya yazıldı ve yer olmadığı söylenen uçağa o kalabalık- tan bir kaç öğrenci daha bindirildi... Saat 12.00 sulannda da uçak, Elif Ya- labık'ın bavullarını alıp kendisini alan- da bırakarak uçtu gitti... Elif Yalabık'ı ertesi gün 10.45 sefe- riyle uçuracaklannı söyledi görevliler ve 15 ağustosta saat 12.00 sularında sözlerini tuttular! Üniversiteye master eğitimine giden Elif Yalabık'ın ailesi bileti satın aldıkla- n acentanın yetkilisi Birol Akıncılar'la görüştü konuyu: "Acentamızın bir eksiği söz konusu değil. Ben 13 yıldır kestiğim gibi bileti kestim. Maalesef THY zaman zaman SESSİZ SEDASIZ miRİKURTCEBE böyle yapıyor. Üst düzey birilerini ya da tanıdıklarını uçurmak için biletli yolcu- lardan bazılan kurban seçiliyor. Geçen Bayram, özellikle Antalya ve Dalaman hatlannda sıkça yaşandı bu tür olaylar." THY'nin Basın ve Halkla llişkiler Baş- kanı Faik Akın da olayla ilgilendi ve Vaziyet'e açıkladı: "Bileti satan acenta biletin numara- sını ve cinsini sisteme girmediği için bilet iptal edilmiş. Nisan ayından beri bu düzeni uyguluyoruz." Acentanın yetkilisi Akıncılar'ın bu açıklamaya yorumu ise şöyle oldu: "Onüç haneli herhangi bir rakam bil- dirseydim, THY bunun bilet numarası olduğunu anlayabilecek miydi? THY'nin kayıtlannda gerek yolcunun ev telefonu, gerekse acentamızın tele- fonu varken neden uyanlmadık? Kaldı ki THY, yeni düzenini iç hatlar için ge- çen bayram acentalara bildirmişti, dış hatlar için acaba ne zaman tebligat yaptı?" Ötekidünya tockholm'daki arkadaşımız Gürhan Uçkan'ın bildirdiğine göre: isveç'te sıkı içenlere A-Takımı denirmiş. Bu takımdan biri, gece geç vakit bir rahiple aynı taksiyi paylaşmak zorunda kalmış. Çakır keyif adam, rahibe sormuş: -Gerçekten Tanrı var mı? -Hiç olmaz olur mu! -Peki yukanda telefon var mı? -Var tabii, diye yanıtlamış rahip. Adamın bir sorusu daha varmış: -Hep merak ederim, öteki dünyada futbol var mı? Rahip izin istemiş, taksiyi bir telefon kulübesinin önünde durdurmuş. Bir süre sonra dönmüş: -Sana bir iyi, bir de kötü haberim var. -Aman iyisinden başla. -lyisi, öbür dünyada da futbol oynanıyor... -Ya kötüsü? -Cumartesi sahaya çıkıyorsun! s Mert Ali Başarır'dan SÖZDEYİŞLER Yatmadan önce düşlerinizi fırçalamayı unutmayın. Türk bayrağı lacivert üzerine sarı ayyıldc mı?vusturya'dan Serhan Akıncı, pasaportunuz varsa elinize alıp bakmanızı istiyor... Sıra- dan vatandaş pasaportunun lacivert kapağı olduğunu anımsatıp "Üzerinde altın sansı renginde ay-yıl- dız var. Birinci sayfada ise bej rengini andıran fon üzerinde kırmızı bir ay-yıl- dız göreceksiniz" diyor. Akıncı, ilginç bir noktaya dikkat çe- kiyor: "Türkiye, bayrağı için özel kanunu olan bir ülke. Yasayla düzenlenmiş Türk bayrağı, lacivert zemin üzerine san ay-yıldız mı yoksa bej zemin üze- rine konmuş kırmızı ay-yıldız mı?" Haydi bakalım yanıt verin bu soruya! Akıncı 'nın bir başka gözlemi daha var: "Benim özenle sakladığım ve ülke- me gelirken yılda bir kez kullandığım pasaportun üzerindeki ay-yıldız ile Tür- kiye Cumhuriyeti-Repuplic of Turkey yazılan silinmiş durumda. Sıradan bir muşambaya sıradan bir baskı yapılır- sa olacağı bu. Iki üç yıl içinde pasapor- tun kapağı silinip gidiyor. Benim usu- mun ermediği, Türkiye gibi pamuk ve tekstil ülkesinde neden pasaportlan- mızın kapağı nitelikli bir kumaştan ya- pılmaz? Kumaşın üzerine, çıkmayan bir boya ile nitelikli baskı yapılmaz? Hiç sanmam ki, vatanımızda üretilen ku- maşın ederi, hammaddesi döviz öde- yerek dışalımla sağlanan petrolden üretilmiş muşambadan daha pahalı ol- sun. Gerçi pahalı olsa ne olur? Sanki pasaportu bedelsiz veriyortar. Yap, al parasını..." Eyyy, vatan-millet-bayrak deyince mangalda kül bırakmayan yetkililer acaba bu konuda ne diyeceksiniz! Kapıdaki genel grevi hükümet peneeredem mi seyredecek? Arslan Doğaa Eroğlu, Ibkat 'Ümidiniz kadar genç, ümitsizliğiniz kadar ihtiyarsınız' A ntalya'dan Orman Yüksek Mühendisi Dr.Turan Özde- mir, kimilerinin bilemeyip de meçhul bir Ingiliz ozanına ma- lettiği "cepte, cüzdan içinde saklana- cak satırlar"ın aslını göndermiş Vazi- yet'e... Bütün Dünya Dergisi'nde 1948 yılın- da yayımlanmış "Aradığımız Gençlik" başlıklı yazı... Ve bu yazı, General Do- uglas Mac Arthur'un masasının üze- rinde dururmuş: "Gençlik bir ömürçağıdeğildir. Birzi- hin halidir. Kimse, sadece şu kadar yıl yaşamış olmakla, ihtiyarlamaz. Insan ancak gayelerinden dönmekle ihtiyar- lar. Yıllar cildi buruşturur, heyecandan vazgeçmek ruhu buruşturur. Kaygı, şüphe, kendine güvensizlik, korku, ümitsizlik, başı eğdirip büyümekte olan ruhu tekrartoprağa gönderen o uzun, upuzun yıllar işte bunlardır. Ister yetmişinde, ister onaltısında ol- sun, her insanın gönlünde hayranlık sevgisi, yıldızlara ve yıldız gibi şeylere yıldız gibi düşüncelere duyulan tatlı bir hayret vardır. Olup bitenlere hiç sarsıl- madan meydan okuyan, tıpkı çocuk- lar gibi doymaz bir merakla daha ne var diye bekleyen, hayatı zevk ve oyun bi- len bir hal vardır. Imanınız kadar genç, şüpheniz kadar ihtiyarsmız. Nefsinize güveniniz kadar genç, korkunuz kadar ihtiyarsmız. Ümi- diniz kadar genç, ümitsizliğiniz kadar ihtiyarsmız." Devlet liyatroları'nda memurlaştırma oyunıı sürerken B ir sanatçı dosttan mektup gel- di. Dertli mi dertli. Devlet Ti- yatroları'ndan yana dert kü- pü... Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Bozkurt Kuruç'a veryansın ediyor: "Devletin olanaklan, kayıtsız şartsız bir genel müdürün eline bırakılmış. Devlet, tiyatrolar kurmuş, başına da mahkeme karanyla bir genel müdür oturtmuş, sonra da bırakmış onu ken- di haline. Geçen aylarda 60 kişiye ceza verdi bu genel müdür. Mart ayında açıklanması programla- nan repertuarçalışmasını çocukça bul- du, yardımcısı Mutlu Türk'e emir ve- rerek, tahrirat kâtiplerinin açıklamala- nna benzer bir açıklama yapbrdı. Verilen cezalaria ilgi ve alakası olma- dığını kâtip diliyle açıklattı. En başta, böyle bir açıklama, bir sa- nat kurumu, bir tiyatro ile hiç bağdaş- mıyordu. Kurumun memurlaştırılması doğrultusunda somut bir belge niteli- ği taşıyordu. Daha sonra bu açıklamada 'genel müdürün cezalaria ilgisi yok' denerek bir de yalan söyleniyordu. Bir kere genel müdür, Disiplin Kuru- lu'nun başıdır. Bu kurulun özel bir yönetmeliği ol- madığı için Devlet Tiyatrosu mensup- lan, 657 sayılı Devlet Memurlan kanu- nunun disiplin hükümlerine göre ceza- landırılır. Bu cezalar, belirlenmiş olan suça gö- re kurulun vicdanına en uygunu han- gisi ise onu seçme imkânı verir... Yani aynı suçtan siz, bir şahsa kına- ma da verebilirsiniz, üç ay para kesme cezası da. Bu kararoluşurken, bütünjüri, genel müdürün işaretine bakar. Göz kırpma tiki, e-ö sesleri ya da hukuk müşaviri- nin sahibinin sesini çalması gibi. Bu kunjmu devlet, mahkeme karan ile genel müdürüne teslim etmiş, eder- ken de 'eti senin kemiği benim' demiş. Bu çok doğal. Çünkü devletin küttür politikasının, esnaf ve sanatkâriar bir- liğinin kültür politikasından farkı yok. Üstelik 2000'li yıllann Türkiyesi'n- den, 7. plandan sözeden Sayın Başba- kanımız, kültürün ve sanatın adını an- mıyor. Planlı kalkınmanın temeli kültü- re dayalı olmalı iken, biz daha bunun önemini tartışmaktayız. Çünkü hâlâ 'ciddi' işlerie uğraşanla- nn ilgilenmemesi gereken bir alan sa- yılıyor kültür ve sanat!" Fakat, Tansu Çiller'in kültür ve sa- nat konulanyladayakından ilgilendiği- ni düşünebiliyor musunuz: -Tiyatro sahnelerinin önündeki per- deleri ya kaldıracağız, ya kaldıracağız! KARS1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Davacı Adnan Kurt vek. Av. Cevdet Uçungan tarafından davalı Pakizer Kurt aleyhine mahkememize açılan boşanma davasında verilen ara karan uyannca; Yukanda açık kımlıği yazıh bulunan davalı Pakizer Kurt adına çıkanlan dava dilekçesinın tebliği için tüm araştırmalara rağmen adres tespıt edılemediğınden dava dilekçesınin davahya ilanen teblığine, karar verilmiştir. Adı geçenın. dava dilekçesınin ilan tarihınden itibaren duruşmanın atılı oldugu 23.8.1995 gûnü saat 10.00'a kadar mahkememızde hazır bulunması, cevaplannı duruşma gününe kadar bildırmesi, aksi takdırde yargılamaya yok- luğunda devam olunacağına karar verileceği hususu ilanen tebliğ olunur. Basın: 26267 EDtRNE 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ Esas No: 1995/32 Davacı Mehmet Demir Kut vekili Av. Mustafa Yüksel tarafından davalılar Mehmet Enver Kut, Naci Kut ve arkadaşlan aleyhine mahke- memize muris Mahmure Kut'un terekesine mümessil tayini atan- masına ilişkin açılan davanın yapılan açık duruşmasında verilen ara karan gereğince: Davalılardan Naci Kut'un bütün aramalara rağmen tebligata yarar açık adresi tespıt edilemedığinden kendisine dava dılekçesi tebliğ edilememiş olduğundan, davacı Mehmet Demir Kut'un annesi Mahmure Kut'un terekesine mümessil tayini davasının mahkememızde yapılacak olan 31.8.1995 günü saat 9.00"daki duruşmasına gelmcsi veya kendisini bir vekille temsil ettirerek belge ve delillerinı ibraz etmesi, duruşmaya gelmediği ve kendisini bir vekille de temsil ettirmediği takdirde davayı kabul etmiş sayılacağı ilanen tebliğ olunur. 31.7.1995 " Basın: 37253 ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACl H A R B İ SEMtH POROY .MMURI GADDAR DAVUT \UR1 KURTCEBE AfEC SoytfUZLAS. /.. TA&AF/ <2>O- LEJZ/M'DEArf TOSLAS/NUIR. /. AAC/LLAJZI AVRAC/N TA Ş ' AVGAT BULUT BEBEK MRAYÇtFTÇt . - - - ,( ne o / frenses sara u \ MIRMIRLAR UĞUR DURAK 15ORUNCA TAM TERSl OUJVDRMUŞ r TARIHTE BUGUN MÜMTAZARIKAN 20 Ağustos AVUSTRALYA 'DA KES/F.. İ86O 'TA BUGUfJ, BİK K£ŞiF G&UBU, AVUSTKALYA . NIN MElgOCf/SNe KEHTİUDEkJ YOLA ÇlKMtŞJf. 7-8YIL ÖMCE AnismALM'YA SÖÇUEN OtARAtL <SELU/f OLAN IRLANCA ASILLI ROBE&TO'HARA Bue^£(SâKK VE IN6İUZ AStLU MLU4M •JOHN WIUS (VILS'), BHi- KAÇ YARCKMClYLA BHtUtCTE., KITAYI GÜNEYDEN KU- ZEYE 6EÇM6K UZ£&£ UABGKErETMİŞT/. SÜHEYOE- Ki MEL8OUMA/e£Mei-8Ö#N) 'PEAl YOLA ÇtKAN AYINPA CARPEA/rAGtA KÖRFEZİ'NE ULAÇMIŞT1.AH- CAK, GERİ PÖVÜfTE, COOPB? C&EEK ADI VER'LEN YERDE AŞtRt SICAK VE /fÇUK7XtA/ ÖLPÜLER' 8UK- KE VE WIUS. AVUSTRALYA 'NIN K4HKAMANLARI Afnho'dan yük. (rayvtmt genksimim rted&iyJe jehnAmrffjr.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle