Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 AĞUSTOS 1995 PERSEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, promosyonun, uyuşturucu gibi bağımlılık yarattığını bildirdi
'Promosyon kaybedecek'ZAFER AKN'AR
AYŞE YILDIRIM
• Okuyucuyu
"uyuşturucuya" alıştınr gibi
' yapılan promosyon
kampanyalarının topluma ve
basın dünyasına ciddi zararlar
vereceğini belirten basın
kuruluşlan yetkilileri, bu
savaşa "bir an önce son
verilerek insana yatınm
yapılmasını ve gazetelerin
gerçek işlevlerini yerine
, getirmesini" istediler.
. • Ekşi. promosyonu bir çeşit
uyuşturucu olarak nitelerken
"Belirli bir dozdan sonra artık
bünye onunla yetinmemeye
başlar, daha fazlasını ister.
Bunun sonu yok. Okuyucu
artık daha pahahyı, daha
lüksünü veren yayın organını
alacak ve bir süre önceki
gazetesini bırakacak
demektir" dedi.
Basın kuruluşlan. dozu her geçen gün
artan promosyonun temel nedenlerinden
binsinın büyük sermayelenn basın dün-
yasına gırmesi \e tekelleşme olduğu ko-
nusunda bırleşıyorlar. Okuyucuyu "uyuş-
turucuya" alıştınrgıbı yapılan promos-
yon kampanyalarının topluma ve basın
dünyasına cıddı zararlar vereceğini belir-
ten basın kuruluşlan yetkılilen. bu sava-
şa "bir an önce son verilerek insana ya-
tırım yapılmasını \e gazetelerin gerçek
işlevlerini yerine getirmesini" istediler.
Daha önce •'promosyon sa\aşları"nı
durdurabilmek ıçin üç kez gınşımde bu-
lunan Basın Konseyi Başkanı Oktay Ek-
şi, "Niye promosyon" sorusuna şu yanı-
tı verıyor:
"Bunu. akılla izah etmek mümkün
değildir. Bu ancak çılgınca bir varışın
Mali Müsavir Yucer Seckin, gazeteleri haksız kazanc sağlamakla suçladı
Gazetelere suç duyurusu
YAHYA KOÇOĞLU
Gazete tırajlannt patlatan son 'promosyon yarışının* ga-
zetelere 'haksız kazanç' sağladığı ılen sürülerek Cumhurı-
yet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunuidu. Muhasebeci-
malı müşa\ ir Yficer Seçkin, Bakırköy Cumhurıyet Başsavcı-
lığı"na yaptığı başvuruda. gazetelerin kupon vererek eşya da-
ğıtmasımn "haksız kazanç'oluşturduğunu ileri sûrerek 'ge-
rekli kovuşturmanın vapılmasım" istedi.
Eşya dağıtan gazetelerîe ilgıli başvurusunun nedenlerını
Cumhurivet'e anlatan Yücer Seçkin, gazetelenn eşya dağıt-
masında 'gizli bir hile' bulunduğunu savundu. Bir vatanda-
şın gazete alarak gereksınım duyduğu eşyaya sahıp olmaya ça-
baladığını. ancak bir süre sonra bir başka gazetenjn aynı eş-
yanın daha iyısıni verdığıni \e vatandaşı 'Bu gazeteyi de al-
malıyım' ıkılemıne soktuğunu dıle getıren Seçkin, "Burada
bana göre gizli bir hile var. Gazeteler, vatandaşın biraz da
cahilliğini kullanıyor ve satışını arttınyor" görüşünü savun-
du. Başvurusunueşyadagıtmakampanyalarınm 'hukuki ola-
rak incelenmesi' amacıyla yaptığını kaydeden Seçkin şöyle
dedı:
"Yetkili makamlar bunu incelesinler. Bir suç bulabile-
ceklerini düşünihorum. Bunda vatandaşı kandırma ama-
cı var. Ben bir vatandaş olarak başvurumu vaptim. Hiç-
bir hukuki araştırma yapmadım. Bir a\ukata. hukukçu-
ya sormadım. Burada bir suç olduğuna inandığım için di-
lekçemi yazdım ve savcılığa gönderdim. Bu olay. hukuki
bir araştırmadan geçirilsin. Adli makamlar incelesin bu-
rada gerçekten suç var mı yok mu ona göre karar versin."
Promosyonla ılgilı olarak 'bir şeyler* yapılması gerektığını
dıle getıren Yücer Seçkin, kıtap verilerek yapılan promos-
yonu 'kültür hizmeti' olarak değerlendırdığinı ve karşı ol-
madığmı belirtirken kıtapla başlayan promosyonun bu aşa-
maya getınlmesmın yanlışhgına dıkkat çektı.
durdurulamamış olması ile açıklana-
bilir. Bence bu olayın kısa vadede alda-
tıcı kazanımları söz konusu olsa bile
uzun \adede buna bu şekilde girenle-
rin,yani promosyonu önplana ahpasıl
ürünü ikinci dereceye düşüren anlayı-
şın çok büy ük bir zararla bu defteri ka-
patacağına inanıyorum. Tarafı kim
olursa olsun. benim temel inancım bu-
dur. Çiinkü iki kere ikinin dört ettigi-
ni öğrenmek için >eya 120 km süratle
viraja girilmeyeceğini, girilirse eger.
kazaya sebebiyet \erileceğini bir kere
görebiimek için o akıi almaz şey leri tek-
rarlamaya bence gerek yoktur."
Promosyonla basının temel ışle\lerıne
tahsis edebıleceklerı kaynakları onun dı-
şında bir kaynağa tahsis ederek çok büy ük
bir yanlış \ apıldığını vurgulayan Ekşi. bu
savaşın sonunun ne olabıleceği konusun-
da ıse şunlan söylüyor:
"Bazı anlayışa göre bir gazete efer
bundan zarar ediyorsa veya bir yayın
organı diyelim bundan zarar ediyorsa
onu bir başka el de\ ralır. o gazete veya
o yayın organı yaşamını sürdürür. Böy-
le bir bakış açısı anlam ifade edebilir.
ama- bir gazetenin el değiştirmesi, bir
yayın organının sırf finansman kay-
naklarının tükenmesi nedeniyle aslın-
da basının meslek ilkeleriyle ilgisiz.
kendi çıkarlarını her şeyin önünde tu-
tan ellere geçmesi gibi bir tehlike top-
lumun tamamına \e basın dünyasına
ciddi şekilde zarar verir. O nedenle bir
gazetenin \eya yayın organının pro-
mosyon kavgaları arasında kapanma-
dan el degiştirmesini hiçbir şey olma-
yan, hiçbir zarar getirmeyen bir du-
rummuş gibi değerlendirmek doğru
değildir. Başka bir anlay ış var: Promos-
yon, suni tiraj artışına yol açtığı için
reklam gelirlerini. en azından o dönem-
de tirajını arttırmış yayın yönünden
arttırır diye düşünülür. Mümkündür.
doğrudur. ama promosyon aslında
uyuşturucu bağımlılığı gibi bir olay dır.
Bu nedenle belirli bir dozdan sonra ar-
tık bünye onunla yetinmemeye başlar.
daha fazlasını ister. Nitekim Türki-
ye'deki promosyon kavgası giderek
promosyona dahil edilen ürünlerin da-
ha yüksek fiyatlı olmasını zorunlu bir
hale getirdi. O kadar ki ürünün kendi
bedelinden birkaç misli fazla bedetle
alınabilecek mallar. gazetenin \eya der-
ginin belirli sayıdaki kuponlanyİaoku-
yucuya \eriliyor. Bu. okuyucunun tat-
minsizliğinin tırmanmakta olduğunu
gösteren çok açık bir örnektir. Bunun
sonu yok. Bu, okuyucu artık daha pa-
halıyı veren yayın organını alacak ve
bir öncekini bırakacak demektir. O da
sadece zararla kapanacak bir macera-
ya girmiş olmak anlamına gelir."
Promosyonla tekelleşme arasında cıd-
dı bir bağ olduğunu y ıneleyen Ekşi, bu ko-
nudaki düşüncelenni ıse şöyle anlatıyor.
"Promosyon nedeniyle kullanılan
kay naklar, yayın organlarının el değiş-
tirmesi gibi bir tehlikeyi de beraberin-
de getirir. Bu sonuç olarak çok büyük
bir sermayenin devreye girmesini ve bir
kuruluşu devralmasını gerektirebilir.
Bu, dünyada da çok görülmüş bir hu-
sus. bizde de görülebilecek bir husus. O
nedenle büyük sermaye elbette kendi
çıkarını ön plana alan bir anlayışın
ürünü olduğu için tekelleşmeyi hızlan-
dıracak bir politika izler. Bu da onun
tabiatının gereğidir. O nedenle promos-
yonla tekelleşme arasında ilk bakışta
görünmeyen, ama aslında çok ciddi bir
şekilde, çok sıkı bir şekilde var olan bir
bağ vardır. Bağ söz konusudur."
Basın Konseyi olarak bu savaşı durdur-
mak ıçın daha önce üç defa teşebbüste
bulunduklarını. ancak olumlu bir sonuç
alamadıklannı anımsatan Ekşi. "Daha
doğrusu olumlu bir sonuç alamayaca-
ğımızı görünce teşebbüsümüzü belirli
bir noktada dondurmak zorunda kal-
dık" dedı. Konsey olarak. promosyonla-
nn mümkıinse tamamen durdurulması ge-
rektığını savunduklarını anlatan Ekşi. bu
konudakı düşüncelenni ıse şöyle açıklı-
yor:
"Ay rıca değeri açısından da sınırlan-
dırıimalı. Buyasaylayapılabilirdüşün-
cesindeyiz biz. Yasayla yapılabilecek
düzenleme sırasında da bizim bakış
açımıza göre tarafiara. daha doğrusu
medya dünyasına belirli bir tarih veri-
lir. Şu tarihe kadar promosyon, kim ne
yapacaksa yapsın, ama bu tarihten iti-
baren yeni kurallar de\reye girecektir
denebilir. Ve o tarihten itibaren de ar-
tık yeni kurallara göre uygulama baş-
layabilir. İleriye yönelik bir tarih koy-
manın şöyle bir yararı \ar: Taraflar
kendi pazar payları açısından kırası-
ya, kıy asıya bir ka\ gaya girecekierse bu
onlara becerileri neyse onu gösterme-
leri için bir şans sağlamış olur. Denir ki,
tamam pazar bu. okuyucu da bu, siz de
madem bu şekilde bir şeyi, yaklaşımı
kendi çıkarlarınız açısından gerekli gö-
rüyorsunuz ve bunu bırakmak istemi-
yorsunuz. size son bir fırsat veriliyor
denir. ama ondan sonra yeni kurallar-
la artık mesele gazetecilik yaparak. ga-
zeteciliğin \erebileceği hizmeti ön pla-
na alarak pazarı bölüşmeye gelir. Bizim
anlayışımız bu olduğu için bu önerile-
ri, ilgili saydığımız taraflara götürdük.
ama maalesef bu dakikaya kadar, bu
saniyeye kadar olumlu bir sonuç ala-
madık.
YARIN: TCC ve TCS'nİn
görüşleri
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Türkiye t>u yıl
Edetoiyat^ Sanat^
Toplum ve
Insan Bilimleri
alanında
üç değerli eser
EDEBİYAT
ÇAÖDAŞ TtTRK EDEBİYATI
İNCELEMELERİ
SHÇ/Cİ KURUL
Pruf. Dr. Zeyncp KORKMAZ
(Bajkan)
Ttirk H>il Kurumu Bılim vc
YUrütme Kurulu Üyesı
Prof. Dr. Bilge ERCİLASUN
Haccttepe Üniversitesi
Edebiyat Fakultesi XUıic Oıli vc
Edebiyatl BOlUmU Yeni TUrk
Hdebiyau ögretim Üyesı
I»ror. Dr. Oaman ERSOY
Ankara Oniversıtesı
Dil ve Tarih Cografya Faktlltesı
Ögretim Üyesı
SANAT
UYOULAMALl GELENEKSEL TÜRK
EL SANATLARI •MtNYATUR"
SEÇICİ KURUL
Prof. Kerim SİLİVRİLİ
(Bafkan)
Mimar Sinan Üniversitesı
Geleneksel TUrk Sanalları
BölümU Eski Başkanı
Ömer Faruk ATABEK
TUrk Sanatlan Uzmanı-
Minyatlir Sanatçısı
Atanur MFRIÇ
Doku2 Eylül tjnıversitesı
Güzel Sanatlar Faktlltesi Tezhip
Ajıa Sanat Oalı Ögretim Üyesı
GülbUn MESARA
(Raportör)
Tezhıp-Minyatlir Sanatçısı
Doç. GUIsttn PARLAR
Gazi Ünîversitesi Nleslekî
Yaygın Eğitım FakUltesı
Resim BölUmU Başkanı
Teoman SAYIIS
TUrkiye tş Bankası A..Ş.
Yönetim Kurulu Uyesi
Prof. Dr. Zeren TATSİINDI
TJludağ Ünîversitesi
Fen-Edebıyat Fakultesi
Arkeolojî ve Sanat Tarihi
Bölüm Başkanı
İş Bankası, Türkiye'nin edebiyat, sanat ve bilim alanında değerli eserler
kazanması için yıllar önce bir gelenek başlattı. Bu gelenek,
edebiyatçılanmızın, sanatçılarımızın ve bilim adamlarımızın özgün
yapıtlarının değerlendirilmesi, ödüllendirilmesi ve desteklenmesini
amaçlıyor. Türkiye İş Bankası'nın desteği bu yıl da devam ediyor...
ödUller Her dal için;
2SO milyon lira, İş Bankası BUyUk &dillU Simgesi
v« Onur Belgesi'nden oluşuyor.
JVAS/JL KATILACAKSIN1Z?
• Büyük Ödill için önerilecek eserler en geç 17 Kasım 1995 Cuma, saat 17:OO'ye kadar
Türkiye tş Bankası. Genel Müdürlük. Halkla llişkiler Müdürlüğü. Atatürk Bulvarı
191. O6684 Kavaktıdere. Ankara adresine ıtlaşmış olmalıdır.
• Kisisel basvuruların yanı sıra. ödül konusu olan dallarla ilgili
kurum, kurulus, yaytnevleri ile uzmantar ve eleştirmenler de eser önerehilirler.
• Büyük ödül Yönetmeliği'ni ve her dal için katılım kosullarını
içeren broşürümüzü aynı adresten edinebilirsiniz.
TÜRKİYE İŞ BANKASI
<">ı>rı;95
TOPLUM VE
tNSAN
BİLİrVILERİ
ARKEOLOJİ İNCELEMELERİ
SEÇİCİ KURUL.
Pı-or. Dr. Nlmıl 6ZGÜÇ
fBafkan)
TUrk Tarih Kurumu Üye»i
Altan AKAT
T.C. KUltUr Bakanlıgı MU»aviri
Ord. Prof. Dr. Ekrem AKURGAL
Arkeolog-Yazar-öûretim Üycnl
Ord. Prof. Dr. Sedat ALP
Pı-of. Dr. Oktay A8LANAPA
Prof. Dr. Cofkun ÖZGÜNF.L
(Raportür)
Arkeolog-Ankara Ünivernitesl
Dil ve Tarih Coftrafya Fakulteai
Klaaik Arkeolojî Oftrcıim Üyc.i
Prof. Dr. Oktay YENAL
TUrkiye tf Banknmı A.Ş.
YOnetlm Kurulu Üye»l
Siyaset Yasağı ve
Prof. Bozer
18 temmuzda yayımlanan bir yazıma, Hacette-
pe Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Yüksel Bo-
zer'den beklemediğim kadar sert bir tepki geldi.
Verdıği yanıt, yaptığı eleştirılere (eğer yanıt ve eleş-
tiri denilebilirse) benim de verecek bazı yanıtlarım
vardı elbette.
Yazıişlerindeki arkadaşlar, saçlarını başlannı yo-
lacaklar, ama hem aldığım mektubu ve hem de
gönderdiğim mektubu, sız okurlanmla paylaşmak
istiyorum.
Sayın
Toktamış Ateş,
Cumhuriyet Gazetesi'nin 18.7.1995 günlü nüs-
hasındaki köşenizde "Siyaset Yasağı..." başlıklı ya-
zınızı ibret ve üzüntü ile okudum. Size o Üniversi-
tenin Rektörü ve sorumlusu olarak cevap verip ver-
memekte, buna deyıp Öeymeyeceği hususunda
bir süre kararsız kaldım. Bu yazının adı geçen ga-
zetede yayınlanmasını ve okuyucuların takdirını
beklemek güzel bir davranış olurdu. Ancak, bunu
özellikle istemedim; o nedenle doğrudan size ya-
zıyorum. Çünkü önceki deneyimlerimden Cumhu-
riyet Gazetesi'nin tarafsızlık ilkesıne ve cevap hak-
kına saygılı davranmadığını biliyorum.
Bazı konulardataraflı olduğunuzu iyı bildiğimden
konunun özünde bir tartışmaya gırmeden (çünkü
tartışılacak o kadar çok ıfadelennız var kı sahıfeler
doldurur) bazı noktalara dokunup konuyu kapata-
cağım:
1- Daha yazınızın başında "Hacettepe Üniversı-
tesi'nden bir grup öğretım üyesı," dıye söze baş-
lamakla hem Senatomuza karşı saygısızlığınızı be-
lirtmişsinız, hem de bir yazara ve hele bir profesö-
reyakışmayan ifade oyunları ile üniversitemdeki bu
düşüncelerın çok küçük bir gruba aıt olduğu zeha-
bını kamuoyunda uyandırmak istemişsınız. Bizim
basına verdiğımiz bu metın bir "Senato Bildirisi"d\r.
2- Aydın bir kimse olduğunuz halde araştırma-
ya, yani Senato Bıldirisıni dikkatle okumaya ya
önem vermemişsıniz veya okuduğunuz metnin in-
celiğine dikkat etmemişsınız. Nıtekım yazınızın so-
nunda bunu: "Herhalde bir bildikleri vardır. Ama
benim aklım ermiyor" diye ıtiraf etmişsıniz.
3- Siyasi, ekonomik, ıdari vb. konularda açık otu-
ruma katılmak, makale veya kitap yazmak, fıkir be-
yan etmek, konferans vermek yolu ile özgürce gö-
rüş bildirmek ve siyaset yapmak ayrı bir olaydır, bir
siyasal partinin üyesı olarak veya ıdari kademele-
rinde görev alarak o partinin görüş vefelsefesı içın-
de faaliyet göstermek ay-
rı bıroiaydır. Sizden bunu
ayırmanızı beklerdım. Bu-
günkü yasalar çerçevesi
içinde öğretım üyelerınin
bahsettığım hususlar
üzerındeki özgürlüğünu
engelleyicı herhangı bir
madde yoktur. Nitekim
bunun en güzel örneğı sız
kendinızsiniz. Hatta o ka-
dar ki, üniversiteden çok
televızyonlarda ve gaze-
telerde yer alıyorsunuz.
Size müdahale eden mi
oldu? Yoksa siz yasaları
mı çiğniyorsunuz?
4- "Kaldı ki herhangi bir
partiye üye olmak (bilim-
sel anlamda) tarafsızlığı
ortadan kaldırmadığı gi-
bi" ifadeniz doğrusu çok
dikkat çekicı. O halde si-
yasal partılerin tüzükleri-
nin, kuruluş amaçlarının.
disiplınlerinin ne demek
olduğunu değerlendir-
mekten kaçınıyorsunuz.
"Partı üyesi bir öğretim
görevlisi tarafsız olabilir
mi? Elbette olabilir." der-
ken de yine partilenn var-
lık nedenlerinı, fonksıyon-
larını ya iyı bilemediğiniz
veya gözden uzaklaştır-
mak ıstediğiniz anlaşılı-
yor. "Eğerparti içinde ta-
rafsız kalacaksanız NE-
DEN partiye üye oluyor-
sunuz?"un cevabını da
herhalde bilıyorsunuz.
5- Bir devlet memuru
olarak sırtını ünıversıteye
dolayısı ile devlete daya-
yıp sıyası partilerde üye
olmak ve ünıversıtedeki
ımkanlan bazı yükselme-
lerde avantaj olarak kul-
lanmak bildığım kadarı ile
sadece doğu bloku dün-
yasında oluyordu. halen
de örnekleri var. Türki-
ye'de ise bugün revaçta
görünen düşüncelere sa-
hip bazı üniversite men-
suplarının, daha partiye
kayıt yaptırmadan bile bu
avantajı çok iyi kullandık-
lannı sık duyar olduk.
Bunların da ciddi bir teh-
like olduğunu nasıl ihmal
ediyorsunuz?
6- Hacettepe Ünıversı-
tesi'nın sayıları kırkı aşan
Senatosu "akla hızmet"
için bir duyuruda bulu-
nurken bir kışinin konuyu
anlamaması çok şaşırtıcı
olmaz. Sadece çok dilıni-
ze doladığınız Sayın Ih-
san Doğramacı adını
kullanırken yine bir yan-
lışlık yaptığınızı hatırlat-
mak istiyorum. Hacette-
pe Üniversitesi Ihsan
Doğramacı'yı Türk yük-
seköğretimine armağan
etmemiş, Ihsan Doğra-
macı Türk yükseköğreti-
mine Hacettepe ve Bil-
kent Üniversitelerini ar-
mağan etmıştir. Eğrisi ile,
doğrusu ile bunun takdi-
n şartlanmış kişilerden
çok, yuce Türk Ulusuna
malolmuştur.
En iyi dileklerimle,
Prof. Dr. Tuncer GÜLENSOY
(Raportör)
Ercıyes Üniversitesi
Fen-Edebiyat Fakultesi TUrk Dilı ve
Edebıyatl BÖIUm Başkanı
Dotan H1ZLAN
Hümyet Cazetesi Yazan-Eleştirmen
Prof. Dr. Erdogan MOROfiLU
TUrkiye tş Bankası A.Ş.
Yönetim lCurulu Üyesı
Pror. Dr. Saim SAKAOfiLU
Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat
Fakultesi TUrk Dili ve Edebiyatı
BÖIUm Başkanı
Prof. Dr. A. Yüksel Bozer
Rektör.
UArkası h . Sayfuda