Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 TEMMUZ1995 PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAM 19
Pamukova'dan notlar:
Diitı can, bııgün
cam derdindeler
YAHY.V KOÇOGLU
16bin 500 nüfuslu Pamu-
kova ikesinde vatandaşlar.
asken bolgeden gelen patla-
malarlaöncekı gün 'cander-
dine'düşmüş ve ı^yerlenni,
ovlennı olduğu gibi bıraka-
rak ka;mışlardı Dün ise
patlamalann durması ve
yangının söndürülmesınin
ardından sağlam bıraktıkla-
n ev \e işyerlenne gelen il-
çe halkı. 'cam derdine' düş-
tü. llçedeki bmalann yüzde
seksenınin camlannın kınk
oldugu. birçogunun da çatı-
lannda hasar bulunduğu
dikkat çekerken ilçeyı ziya-
ret edeii bakanlann. uğranı-
lan zarann de\letçe karşıla-
nacagını bildirmelen. halkı
yatıştırmadı. Çünkü tanmla
geçinen ilçe halkı. ufukta bir
sççim olmaması nedeniyle
devletin borç vadesinin
uzun olacağından emin...
Askeri bölgeye en yakın
evde oturan Asım Yücel'in
evi, dü$en bomba parçalan
ve şarapnel ler nedeniy le de-
lik deşık. Evin tavanmda 4
kocaman delık bulunurken.
bahçesinde kılolarca ağırlık-
ta şarapneller var. Patlama-
larla birlikte canlannı kur-
taran Yücel ailesi. patlama
sırasında evde bulunan ve
önceki gün neşelice şakiyan
muhabbetkuşlan 'Sankız'ın
dün sessizliğinı fark etmış-
ler. Evde. "8311102, korku-
dan dilini yuttu" divorlar.
Belediye Başkanı Cevat
Keser ise ilçenin "yorgun
savaşçısr. 50 ton patlayıcı-
nın infilak ettiği anda bile
makamını terk etmeyen Ke-
ser, dün yıne ayaktaydı. Sü-
rekli oradan oraya koşturan.
çalışmalarla ilgili sürekli
bilgi alan ve onlara nezaret
eden Keser. ılçeye gelen ba-
kanlan da zararlanmn bir an
önce gidenlmesi ıçin iknaya
uğraşıyordu. Keser. patlama
gecesi. 15. Kolordu Komu-
tanı Tuggeneral NahitŞeno-
ğul ile lçışleri Bakanı Nahit
Menteşe'nın yanında ılçede-
ki zarann büyüklüğü konu-
sunda tartışmaktan çekin-
medi. Ancak iki yetkili ara-
sındaki buzlar dün çözül-
müştü kı Şenoğul, Keser'le
el ele gezıyordu
Pamukova'da yaşaın
Baştarafı 1. Sayfada
lann ımhası sırasında ted-
birsızlik nedeniyle çıkan
orman yangınıyla birlikte
Pamukova ilçesi büyük
bir faciadan kılpayı kur-
fuldu.
Saat 13.30dan itibaren
ilçedeki vatandaşlann teh-
lıke uyansiş la boşaltılma-
sı. 18.00de'ki büyük patla-
mada can kaybını önledi.
50 ton olarak tahmin edi-
len bu patlamayla ilçede-
ki binalannyüzde80"inin
cam ve çerçeveleri zarar
görûrken birçok eve de
düşen 2-3 kiloluk bomba
parçalan çatılarda delik-
lere ve hasara yol açtı.
Bazı havan topları ve
bombalar da patlamanın
etkisıyle çevreye savrulur-
ken can kaybına yol açma-
dı İlçenin askeri alana ya-
kın bölgelerinde oturan
halk tarafından bulunan
bomba parçalan ve patla-
mamış bombalar. asken
ekıplerce dün toplandı.
Vatandaşlar, gördükleri
yabancı cisimlere yaklaş-
mamalan konusunda uya-
n'.dı. L'ğranılan zararla il-
gih olarak dün ilçeve ge-
len Mıllı Savunma Baka-
nı MehmetGölhan. vatan-
daşlan ferahlatıcı bir açık-
lama yaptı.
Gölhan, askeri bölgede
ihmal sonucu meydana
gelen patlamanın yarattı-
ğı zarann mutlaka gideri-
leceğını belirtirken. so-
rutnlularla ilgili idari so-
ruşrurmanın başlatıldıgı-
nı söyledi.
Gölhan, askeri alanlann
vatandaşlarla ıç içe bulun-
masının yarattığı sakınca-
lan giderici önlem alınıp
alınmayacagı sorusuna.
bu tesislenn yıllardır aynı
yîrlerde bulunduğu ve
herhangı birtehlike yarat-
madıği yanıtını verdı.
Bu arada askeri savcı
tarafından başlatılan so-
ruştunnanın da sürdürül-
idüğü. olayla ilgili olarak 1-
JJci astsubay ve bir subayın
, ifadelerinın alındığı öğre-
nildi. Cam kınklannın te-
mizlik görevhleri ve yurt-
taşlarcatemizlendiği ılçe-
de hasar tespit komisyonu
oluşturuldu. Patlamadan
zarar gören bınalarda tes-
pit çalışmalannabaşlayan
komisyona yardımcı o-
lunması için belediye baş-
kanhğından sık sık anons
yapılırken vatandaşlar,
belediye bınası önündeki
çay bahçesinde gelişme-
leri ızledıler.
Genelkurmay Başkan-
lığı. Sakary'a'nın Pamu-
kova ılçesinde önceki gün
öğle saatlerinde meydana
gelen yangının, bir kısım
mühimmatın tahribi esna-
sında. beyaz fosforlu
madde içeren bir mermi-
den sıçrayan parçanın
fundalıklan tutuşturma-
sıyla çıktıgını. birlik per-
sonelınden ölen ya da ya-
ralanan olmadıSını bildir-
di.
Genelkurmay Başkan-
lıgı'nın konuyla ilgili a-
çıklaması şöyîe:
"Sakarya ili Pamukova
ilçesinde konuşlu bulunan
Kara Kuvvetleri Komu-
tarihğTna ait mühimmat
bölüğünde. tahribi gere-
ken bir kısım mühimma-
tın. birlik komutanı neza-
rerinde, uzmantahrip per-
soneli tarafından, özel tah-
rip \erinde tahribi esna-
sında, 28Temmuz 1995 sa-
at 1230 sıralarında, bt'\ az
fosforiu madde içeren bir
mermiden sıçrayan parça,
fundalıklann turuşmasına
yol açmıştır. Birliğin gö-
revleri meyanında bulu-
nan bu işlem derhal dur-
durularak yangın söndür-
me faaliyetine başlanmıs.
ancak alınan bütün ted-
birlere rağmen, rüzgârın
etkisiyle, yangının mü-
himmatın muhafaza edil-
diği tesislere sirayeti önle-
nememiştir. Bu tesislerden
bir kısmı >anmış \e içinde
bulunan mühimmat da in-
filak etmiştir. İnfilak ne-
denivle başlangıçta
kontrol güçlüğü doğu-
ran vangın, daha sonra
kontrol altına alınmış,
28 Temmuz 1995 günü
saat 19.00 sıralarında
söndürülerek meydana
gelen tehlikenin daha da
büvümesi önlenmiştir.
Hasar ve zayiata ilişkin
basında yer alan haber-
lerin bir kısmı gerçeği
\ ansıt mamaktadır.
Maddi hasar mevcuttur.
Ancak birlik personelin-
den ölen \a da yarala-
nan olmamıştır. Hasar
tespit çalışmalan ile ida-
ri ve adli soruşturma de-
vam etmektedir."
GiresıınMa gazete
sahibi öldürüldü
GtRESUN (Cumhuriyet)
-Giresundayayımlanan >e-
rel Son Haber gazetesinin
sahipliğıni de yapan işadamı
Nail Aydın. iş ortağı tarafın-
dan tabanca ile vıırularak öl-
dürüldü. Olay dün gece saat
01.00 sıralannda, işadamı-
nın sahibi olduğu Gedikali
Oteli'nde meydana geldi.
Henüz belirlenemeyen ne-
denle tartışan ortaklardan
Cemil Aydeniz (351. Nail
Aydın'a (45) tabancayla ateş
etti. Ağıryaralanan Nail Ay-
dın. hastaneye götürülürken
öldü.
Cinayeti işlediği tabanca-
yı olay yerinde bırakan Ce-
mil Aydeniz ise kaçtı. Nail
Aydın. aynı zamanda Gire-
sunspor'un mali işlerden so-
rumlu başkan yardımcılıgı
aörevini de sürdürüvordu.
6
Bosna îçin Girişim'
son aşamasında
Haber Merkezi - DSP'li
Ertuğrul Günay'ın öncülü-
ğünde başlatılan ve çok sa-
yıda aydının ve kuruluşun
destek verdıği "Bosna tçin
İnsanlık Girişimi"ne katı-
lımlau- sürüyor. Son olarak
eskı HEP Genel Başkanı Fe-
ridun Yazar, DYP Genel
Başltan Yardımcısı Mehmet
Dülger ve Alman Yeşiller
Partisi'nin Türk asıllı parla-
menteri Cem Özdemir de
girişime katılarak Bosna-
Hersek'e gitme karan aldı.
CHP tstanbul Milletvekili
Erean Karakaş da ginşıme
destek verdiğini açıkladı.
Güna) Ankarada yaptığı
açıklamada, girişimin tama-
men sivil nitelikli oiduğunu.
iç politikaya yönelik hıçbir
yanının bulunmadı|ını vur-
guladı.
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
parçasından fışkınp suya yönelmişler.
Tuna'nın Budapeşte kıyıları ile Se-
ul'ü ikiye bölen Han Nehri kıyısındada
aynı şeyleri hissettim. Nehrin topraktan
ayrılması, "annenin çocuğundan ko-
parılması" gibi geliyor bana.
Ankara'da ise işi daha "temiz" hal-
letmişler. Yıllar önce, kentin içinden ge-
çen dereleri kurutmuşlar.
Amerikalıların da Mississippi'ye na-
sıl baktıkları, nehrin kıyısında, yürüme
yolu üzerindekitanıtım panolarındaya-
zılı:
"Mississippi bizım en büyük bonı
hatlarımızdan bırısıdir."
Dogal kaynakların insan için kullanıl-
masına bir itirazım yok. Ancak tümüy-
le böyle bakılması ürpertici bir durum.
Vapur turundaki rehber, uzun uzun
nehri Ingilizlerden nasıl aldıklannı anlat-
tı. Sonuna doğru da. kent merkezinde-
ki dev binalan tek tek sayıp, katlannı ve
ne kadara mal oldukları söyledi.
Karaya ayak basarken, iskeleden
dört katlı, beyaz ve kırmızıya boyalı dev
bir gemı hareket etti. Tepesinde ve her
iki yanında "Casino" yazılı. Yüzer bir
kumarhane.
ABD'de kumar deyince akla ilk Las
Vegas gelir, ama New Orleans'ın da
altta kalır yanı yok. Kent girışinde ve
New Orleans'ı tanıtan kitapçılarda en
çok kumarhanelerin reklamı var. Türki-
ye'de, bilinen kumarhaneler, lüks otel-
lerin yanında ek bir "hızmet". Burada
tam tersi, otel, kumarhanenin küçük
bir aynntısı.
Her neyse. Yazının başlığına gelelım.
Caz...
Caz Orleans...
Öncelikle şunu söylemeliyim; müzik
konusundafazla bilgim yok. Güzel mü-
ziği dinlemeyi seviyorum. o kadar. Ne
tür olursa olsun. Cazda da, müzik alet-
lerinin birbiriyle yarışırcasına koşması,
birinin centilmence kenara çekilip di-
ğerineyol vermesi... Kısacası ses. söz,
çalgı ve melodi dayanışması çok ho-
şuma gidiyor.
Bir de bu müziğin kökeninde, Ame-
rika'ya zorla getirilmiş Afrikalı esirlerın
ülke özleminin yatması...
Bu yüzyılın başında, zengin kuzey-
deki plak şirketleri, işler kötü gitmeye
başlayınca yeni arayışlara yönelmişler.
Bunlar da sonuç vermeyınce, kırsal
alana araştırma gezileri düzenlemeye
girişmişler.
Ülkenin güneydoğusunda, yani Mis-
sissippi. New Orleans çevresinde fark-
lı bir tür yakalamışlar. 1920'lerin so-
nunda ilk plaklar doldurulmuş ve tut-
muş.
Amerikan country müziği de geçen
yüzyılda, kovboylann sığtrlan sakinleş-
tirmek için yarattığı bir tür. Plakçılar
keşfedince iş değışmiş. Bu müziği se-
venler yanlış anlamasın, ben sadece
durumu anlatıyorum.
Bugün, New Orleans deyince ilk ak-
la gelen şeylerin başında caz var. Kent-
te de aynı duyguyu hissediyorsunuz.
Alışveriş yerlerınden, nehir kıyısındaki
gezintı alanlarına kadar her yerde caz
çalıyor.
Ama bir yer var ki tümünden farklr.
Bourbon Caddesi...
Kent merkezınin, eski yapıların oldu-
ğu gibi korunduğu bölgesindeki cad-
de günün her saatinde canlı.
Caddenin 300 yılı aşan bir geçmişı
var. Caddeyi kesen sokakların çoğu-
nun adı değıştirilmiş ama hemen yanı-
na, "Bu sokağın 18. yüzyılda, ispanyol-
lar dönemindeki adı şuydu" biçiminde
levhalar konmuş.
Bourbon'u gündüz birkaç saat turla-
dım. iki katlı yapıların yüzde 80'i caz
kulübü, diğerleri de "caz ürünleri" sa-
tıyor. Üzeri "Bourbon Srreet", "Jazz-
New Orleans" yazılı tişörtler, caz sanat-
çılannın heykelcikleri...
Gündüz daha çok gençler sahnede.
Çekirdekten yetişiyor. Cadde ortasını
sahneye çevirenler de az değil. Eğlen-
meyi sevenler buraya gelmesini fırsat
bilip, başka sanat da icra ediyorlar.
Süslü giysiler içinde, Noel şapkalı
genç kız. Elieri yanda, ayakta. Sevgili-
sı diz çökmüş, ona aşkını ilan etmeye
hazırlanıyor. Hemen yanlannda karton
kutu, dakikalarca öyle durdular. Birkaç
kere resimlerını çektim, cebimdeki en
küçük bozuk parayı kutuya attım. Kız
birden bana döndü, "Mersi, mersi" di-
ye önümde oynamaya başladı. New
Orleans sokaklarında 25 cente Ameri-
kan kızı oynattım. (Hep onlar bizi oy-
natacak değil ya.)
Bourbon'a biraz ara verip, Barracks
Caddesi üzerındekı Caz ve Festıval
Müzesi'ne gittım. Kongo Alanı'ndakt
ilkfestivaller. yetişen sanatçıların öykü-
sü, onların yıllarca kullandığı çalgılar,
rengârenk giysiler, maskeler...
Müzenin hemen yanında bir müzi-
kevi ve hediyelik eşya satıcısı. Adı
Kruz. Içeri girdim. Dünyanın pek çok
yöresinden kasetlersatılıyor. Türkiye'yi
aradım. Buldum. Biri Nesrin Sipa-
hi'nin. Üzerinde "Istanbul Aşk Şarkıla-
n" yazılı. Diğeri Kenan Koçkaya'nın.
Saz eşliğinde halk müziği. Yanında Bo-
ra Öztürk var. İlk parça, teke zortlat-
ması. Son kasetin üzerinde de, "The
Bağlama" yazılı.
Kasetlerin verdiği ilhamla, halk mü-
ziğimizden parçalar mınldanarak, Lo-
uisArmstrongParkı'nınyolunututtum.
Ortasında heykeli, elinde trompet
gülümsüyor. Az ötede kölelerin ilk eğ-
lence yerlerinden Kongo Alanı var. Di-
le gelen asırlık ağaçların söyledıklerini
sonra anlatırım.
Ve yine Bourbon. Güneş, yerini ne-
onlara bırakmış. Tuvaletli genç kızlar
kaldırımda dans ederek, içeri müşteri
çağınyor.
Caz kulüplerinin hiçbiri diğerine ben-
zemıyor. Pek çoğu duvariarına bura-
dan yetişen ünlü sanatçıların resimle-
rini asmış.
Sanatçılar, yaptıkları müziğin güzel-
lığinden emin olmanın getirdiği özgü-
venle coştukça coşuyor. Müzik aletle-
ri vücutlarından bir parça.
Salonu dirı tutmak zorundalar. Tem-
po biraz düştüğünde karşı kaldınmda-
ki kulübün sesi bastırıyor. Başlar o yö-
ne çevriliyor. Aşk için bir deyim vardır:
"Yaşanır, anlatılmaz." Aynı şey Bour-
bon içtn de geçerli. Bu caddede dolaş-
manın "tadını" anlatmak için şu deyim
kullanılabihr:
"Yedikçe acıkmak... Içtikçe su-
samak..."
OLAYLARIN
ÂRDINDAKİ
GERÇEK
• Baştarafı 1. Sayfada
yaz Rusya ve ABD'den
katılmışlardı) Kiev'de orta-
lığı sarstılar. Tüm dünya
televizyonları onların ey-
lemlerini kamuoyuna yan-
sıttı.
Çevrecilenn biri Kiev'de-
ki Fransız Başkonsoloslu-
ğu'nun kapısına kendisini
zincirlerken, diğerleri yapı-
lartn çatılarına çıkıp bağır-
dılar:
"Nukleersiz birdünya is-
tiyoruz...''
Kirlilik sınır tanımıyor...
Insanoğlu tertemiz bir
evrende yaşamak istiyor,
başta belirttiğimiz gibi gi-
derek çevre bilincini sınır-
lan aşarak yaymaya çalışı-
yor...
Doğayı tükettiğimiz hal-
de, yenilemıyorsak yarın-
lara ne bırakacağız?
Çevrecilerin sloganı şu:
"Kuşların, bulutlann, fırtı-
nanm, güneşin, Ay'm,
yağmurunyurduyoktur..."
Çevre sorunları, yerel
değil, evrenseldir...
Çevreye verilen zararın
herkesi ilgilendirmesi ve
oturup düşündürmesi ge-
rekir. Çevre, çocuklarımıza
bırakacağımız en güzel bir
mirasolmalıdır...
Kiev'deki eylem, bu
nedenle çok önemlidır...
• • •
'Devlet,
EBK'nin
saüşından
zarar etti'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Öz Gıda-lş Genel
Sekreten Salim Uslu. hükü-
metin Et Balık Kurumu'nun
(EBK) satışı konusundaki
tavrını eleştirerek. "Hükü-
met. SEK konusunda oldu-
ğu gibi, EBK konusunda da
telafisi mümkün olmayan
bir yanhşı devam ettiriyor"
dedi.
Devletin EBK'nin satışın-
dan 26 mılyar lira zarar etti-
ğıni vurgulayan Uslu, kuru-
mun satılamayan kombina-
lannın bazılannın kendileri-
neönerildiğinı belirterek, bu
öneriyi sendika üyeleriyle
birlikte değerlendirecekJeri-
ni söyledi.
Uslu, et \e süt sektöründe
900 trilyonluk bir pazarın
olduğunu öne sürerek,
EBK'nin özelleştirilmesi-
nin ardında bazı güç odakla-
nnın olduğunu sa\-undu.
Salim Uslu, EBK'nin üre-
ticilerin. bilim çevrelerinin
\e çalıs^nlannın tepkilerine
rağmen özelleştinldiğini
vurgulayarak şunlan söyle-
di:
"Hükümetimiz, EBK'nin
ülke hayvancılığı açısından
önemini, besicilerin geliri \e
onlara sunulan hizmetler ba-
kımından \apılan tüm u\a-
nları dikkate almamıştır.
Adeta İcra-İflas Memurlu-
ğu'nun Bentderesi'nde bu-
lunan satış yerindeki anlayış-
la, kombinalara talip olanla-
nn inisİN'atifleri üe belirlenen
fıv atlarla sahlmıştır. Çalışan-
ların, üreticilerin \e bilim
çevrelerinin tepkileri dikka-
te alınmamıştır. Hükümetin,
SEK konusunda olduğu gibi
EBK konusunda da telafisi
mümkün olma> an bir yanu-
şı de\am ettirmeye çaüştığı-
nı görüyoruz."
EBK'nin satışının telafi-
sinın olmadığını savunan
Uslu, "METAŞ'ın satışın-
dan bir geri dönüş ihthacınız
varsa geri dönersiniz. PET-
LAS. MEYSL satışlarından
da geri dönebilirsiniz. Ancak
SEK ve EBK sanldığı zaman
geri dönülmesi mümkün de-
ğil. Çünkü SEK ve EBK ka-
dar hiçbir kurumun üretici
bov'utu yok" diye konuştu.
Devletin. EBK'nın satı-
şından zarar ettığini söyle-
yen Uslu. şöyle devam etti:
"Devlet EBK'ye ait borç-
lan ve işçilerin 299 milyar
800 mihon lira tutanndaki
ihbar ve kıdem tazminatlan-
nı da üstlenmiştir. Borçları
devlet üstlenhor. Borç yükü
devletin sırtında kalacak.
İhalesi yapılan toplam 11
EBK kombinasından devlet
363 nıiKar lira gelir elde
ederken. 11 kombinada çalı-
şan 983 işçinin tazminatı için
yüklendiği toplam miktar
389 mihar 100 mihon lira-
dır. 11 kombina satışından
elde edilen geliri ile devletin
üstlendiği tazminat karşılaş-
tırıldıgında dev letin bu satış-
tan zararı 26 nıilvar 100 nıil-
yon Uradır."
Uslu. Özelleştirme tdare-
si'nden yeni bir öneri aldık-
lannı açıkladı: buna göre sa-
tılamayan kombinaların
kendileri tarafından alınma-
sının istendiğini belirtti.
Tekel 133 Ya
Tütün, Tütün Mamül-
leri, Tuz ve Alkol İşletme-
leri Genel Müdürlügü (Te-
kel), Türkiye'nin en
önemli Kamu İktisadi Ku-
ruluşlarının başında gel-
mektedir.
Kuruluşunun 133. yılı-
nı kutlamakta olan Tekel
Genel Müdürlüğü'nün
Cumhuriyet sonrası yapı-
sının temeli, 1932 yılında
tütün, alkollü içkiler, tuz,
barut ve patlayıcı madde-
lerle ilgili "inhisar" hizmet-
lerini yürütmek görevi ile
kuaılan "İnhisarlar Umum
Müdürlüğü'nün teşkilı ile
atılmıştır.
Gelişen şartlara göre
bu yapı, 1946 ve 1983
yıllarında değişimlere uğ-
ramış;
Hûkmt
ile Kaı
şu hal
Gertel
11.03.'
yıniarti
ile bug
zanmış
Soı
düzen
Mamul
Sektör
çok
bancı
luşian
olan
1994y
trilyon
leşmiş
Kurum
Görevler ve FaaM
Kuruluşumuz başlıca
Tütün ve Tütün Mamut|-
ri, İçki, Maden / Tu-
Kimya sektöründ<"
Statüsünde belirf
ğıdaki sınai ve •
yetleri yerine
görevlendirilr
• 1177 Sa
Tütün Te'
4250 Sayı
ler İnhisar
Sayılı Tuz
rilen görev
gerektirdiğı
yaprnak,
• Bira, viskj,
rap ve diğer a>
kolsüz - içkiler ı,
kahve ve kahve hûu.
nın imal, ithal ve satışı
ilgili her türlü taaliyetierde
bulunmak,
• Faaliyet konularına gi-
ren ürünlerin kalite, verim
ve işletme tekniğinin ge-
liştirilmesi için araştırma,
yetiştirme, ıslah gibi her
türlü faaliyetlerde bulun-
mak, bunun için gerekli
laboratuarlar kurmak ve
işletmek,
• Ürünlerini ambalajla-
mak, bunun için ambalaj
endüstrisi kurmak,
• Üreticinin desteklen-
mesi, ürün kalitesinin ve
veriminin yükseltilmesi
için gerektiğinde avans
vermek,
• Faaliyet konuları ile il-
gili olmak üzere, yurt için-
de ve yurt dışında şirket
Kültür ve Spor E
Tekel, ekonomiye
sağladığı katkıların ya-
nısıra Türk kültür ve
sanatı ile Türk sporuna
hizmet etmek amacıy-
la çalışmalarını sürdür-
mektedir.
Birincisi 1987 yıtın-
da 'Türk Tütünü" ikin-
cisi 1988 yılında Türk
Bağcılığı ve İçki Sana-
yi'nin Türkiye Yaşa-
mındaki Yeri ve Öne-
mi" üçüncüsü 1989 yı-
lında yapılan "Türki-
ye'den Peyzajlar" 1990
yılında "Serbesf konu-
lu resim yarışmasın-
rütme,
• TütC
tinin d(
roesi v
• Şan
mesi,
şarapl;
catta a
por dü
• Uğn
birçok
madde
hal etn
ta düz
maddt
kaçakı
takibi,
miş
rap
anize
daha
en bu
yılın-
nitelik
amacıyla
Sanat Galeri-
miz, yartşrmya katılan
i ulus-
,'lk veyanşma c
gilerini, her yıl yur
çeşitli illerinde se
meyi ilke haline getir-J
miştir. Eserler şimdiy
kadar İstanbul, Anka-
ra, İzmir, Trabzon,
Adana, Antalya, Bur-
sa, Balıkesir, Eskişehir
konuda bütOfi imkanfâ-
rını seferber etmiştir.
Bu amaçla, İstanbul
raveMifir*
rımıza da hizn
mektedir.
1941 yılır
çok sayıda
rcu yetiştirer
rı Türk
Ütlli Ta
Jıran
^Kulübü'nün i
gayf
j>!mak üzere •
41^şubesi I
dır. 1956 lisanstı
cu ile federe kulüpieri-
miz, Atletizm, Basket-
liğini ver^mt^
öretimini teşvik
SAĞLIĞA ZARARLIDIR (86/10911 SAYILI BKK)