Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 TEMMUZ 1995 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
îlaç-reklam-patent...
tlacın üretımı, yazılması, hastaya venlmesı, hasta tarafından
kullanılması sorumluluk ıster Para kazanmak uğruna ılaç
üzenndekı sorumsuz davranışlar affedılemez tnsan hayatı
böylesı ucuzlaştınlmamahdır
Ecz. MEHMET DOMAÇ îst. Eczacı Odası Başkanı
Sorunlan akılcı, etkın çabalarla çoz-
mek yenne ozelleştırerek gıdermeye ça-
lışmak öncehklı pohtıkalar halıne getınl-
dı Ozelleştınnce sorun çozüluyor mu?
Yaşayarak göreceğız Özelleştırmenın
çare olmadığını soylemek, orneklen ol-
sa da bazı kesımlen ıkna etmek ıçın > e-
tejlı değıl, onlar bır kez takılrruşlar ozel-
le^tırmeye Sağbk kurumlannın ozelleş-
tirilmesi çabalan sureklı yınelenıyor. Ma-
demkı sağlığa bütçeden yetennce pav
ayıramıyoruz, özelleştırelım, sorun ol-
maktan çıksın ulkemızde Anne bebek
olumlen çok sayıda ulkeden fazla, orta-
lama yaşam süres>ı kısa, sağlıklı beslen-
me olanağı vok ne gam''
Bizde işler tersınedir, insanlann hasta-
lanmasını onlemek yerine hastalandık-
tan sonra tedaviye yöneliriz. Doğaldır ki
o zaman hizmet çok pahalı olur. Tedavı
buyuk olçude ılaca yaslanır Sağlık har-
camasının %32-34'luk bolumu ılaca gı-
der Soz konusu payla dünya ülkelen ara-
sında ön sıralarda gelınz
1980'de 350 rrulyon dolarolan ılaç har-
camamız, 1989'da 850 mılyon dolara,
1994'te 1 mılyar 700 mılyon dolara yük-
seldı Uretıcıozelolunca5yıldadolarba-
zında ılaç fiyatlan ıkı katına çıkıyor Ül-
kemız ılaç sanavune çokuluslu ılaç te-
kellen egemendır Büyûk olçüde pazan
onlar belırler
Son beş yıla kadar 12 olan yabancı ser-
mayeh şırkettenn sayısı 27'>e çıko. Çoğu-
nun uretım yeri yok. birkaç ilacı fason
üretim > aptınp geneide hhalata yonelmiş
bulunuyoriar.
tlaç sanayıının her turlü ılacı uretme-
sı, ılaç üretımını arttınp dış tıcarete yö-
nelıp katma değer yaratılması gereİcır-
ken ülkemiz ithal cenneti durumuna gel-
di. Pıyasada bulunan 3 bın 500 adet ıla-
cın 2 bın900'u ulkemızdeuretılıyor Her
bınnden 1 adet alınırsa 700 rrulyon tutu-
yor, gen kalan ıthal olan 600'unden her
bınnden bırer adet alınırsa 1 mılyar 800
mılyon TL tutuyor Neden yatınm yap-
sın yabancı sermayelı şırketler9
Bır bu-
ro kurarlar, ılaç ıthal ederler, satarlar, pa-
ra kazanırlar Yabancı sermaye, kara go-
zumüz, kaşımız ıçın gelmez, yatırdığın-
dan çok kazanırsa gelır, hatta yatırmadan
kazanırsa daha hızlı gelır
Ülkemizde ılaç fhatlarının her turiü
verinin uzerinde anormal arttınlması,
nüfusun yüda %2.5 çoğalması, tedavinin
ilaca yaslanması, tüm yurda yayılmış 15
bin SÖO eczane \e 300 civannda ecza de-
posu ile oldukça buyuktur pazar. Bu pa-
zar tum yabancı şirketferin iştahını ka-
barnyor.
Aynca parlamento, pazann daha da ge-
nışlemesı ıçın ılaç şırketlennın ıstemlen
doğrultusunda yasalar çıkarmaya dev am
edıyor llaçla ılgısı olmayan Radyo Tele-
vızyon Yasası'na 'reçetesizilaçlann rek-
Lamının yapdacağı' maddesını yerleştın-
yor Yasa çıkanlırken sağlık otontesının
göruşünun alınıp alınmadığını bılemıyo-
ruz Bıldığımız, eczacı örgütlennın goru-
şüne başvurulmadığı Eczacı orgutlen,
Istanbul Eczacı Odası 1986 yılından be-
n ılaca reklam yapılmasınm doğru olma-
yacağını söyluyor, karşı çıkıyor
Reklam yoluyla yararlı yararsız çok
daha fazla ılaç tuketıleceğı, halkın ılaç
hastası yapılacağı, ılaca reklamın ınsan
sağlığı ekonomısı ıçm gereklı olmadığı-
nı belırtıyor
Ilaç yasasında rekJamın tüketıcıye ya-
pılamayacağı yazılı, dınleyen kım Rad-
yo Televızyon Yasası'na tamtersınemad-
de konulabılıyor Amaç, ılaç satışını art-
tırmak, pazan çok daha genışlehnek Ço-
ğu zaman bılınen gerçekJer unutuluyor
Fazla ılaç tûketmek sağlık gostergesının
tersme bırdurumdur Ilaçreklamınınva-
tandaşa yapılması. hekım ve eczacının
ılaç ûzenndekı uzman denetımmı kaldı-
nr, ılaç firmalannın çok daha kâr etme-
sını, medya sahıplennın de bu reklamdan
pay almasını sağlar Birkaç hafta önceilaç
firmasınjn biri uzun zamandır ülkemiz-
de uretilen. oldukça da yan etkisi bulunan
ılacı dıl attı tablctı halıne getirip piyasaya
verdi. Firma, bazı TV şirketlerine ilaçla
ilgili haber yapürarak on yıllık ilacın mu-
cize ilaç gjbi takdim ediûnesini sağiadL
Ağnlanndan şıkâyetçı olan vatandaşlar
yenı ılaçmışçasına doktorlara ve eczacı-
lara başvurarak ılacı talepettıler Soz ko-
nusu ilacın kana geçış hızının dışında,
etkısınde ve yan etkısınde bır değışıklık
olmamıştı Amavatandaştatalepyaratıl-
rruştt, daha önce pıyasada varmış yok-
muş fark ettnez Yan etkısı fazlaymış, re-
çete ıle satılması gerekıyormuş, boşuna,
firma sıpanşlen aldı, satışı yaptı
Sağlık Bakanlığı fırmaya dava açtı Ne
zaman sonuçlanırbılınmez, umanz daha
öncekılerebenzemez İlacın uretımı, ya-
zılması. hastaya venlmesı, hasta tarafin-
dan kullanılması sorumluluk ıster Para
kazanmak uğruna ılaç üzenndekı sorum-
suz davranışlar affedılemez Insan haya-
tı boylesı ucuzlaştınlmamalıdır
Ilaç pazannda ozellıkle çokuluslu fir-
malann iştahını kabartan bırbaşka olgu,
ilacın patent kapsamına alınmasıdır
49 TCHukümetı, 1992 yılında patent
yasa tasansını TBMM'ye sevk ettı Yasa
tasansı, ilacın beş yıllık sûreden sonra
patent kapsamına alınmasını ongörüyor-
du Yasa tasansı, Meclıs'teAdalet, Sana-
yı ve Teknolojı, Sağlık ve Butçe Plan Ko-
mısyonlan'nda tartışılarak 'on yılhk ge-
çiş sûresi' tanınması koşuluyla TBMM
Genel Kurulu'na ındı 6 Mart 1995 gü-
nü Gümruk Bırlığı'ne geçış ıçın Başba-
kan tarafından ımzalanan metınde ilacın
patent kapsamına alınması amacıyla uç
yıl ıçınde yasalann tamamlanması gere-
kıyor Acelesı olanlar, anlaşmayı geçış
suresının uç yıl olması şeklınde yorum-
luyorlar Ulkemızın AR-GE altyapısına
bakıldığında kendımız 'buluş' yapama-
yacağımıza göre ılaçta patent, tamamen
yabancı buluşlan odüllendırmek anlamı-
nı taşıyor
Patent, tekelcı yaklaşımlan güçlendı-
rerek ulkemız ılaç pıyasasmın tamamen
çokuluslu ılaç şırketlennce belırlenmesı-
nı getırecektır Ilaç fiyatlan, olçusuz bı-
çımde artacak, yerlı üretıcı pazannın da-
ralmasıyla ılaç üretememekle karşı kar-
şıya kalacaktır Her yıl anormal artan ılaç
fiyatlan, patent, ılaca reklam gıbı olgu-
larla daha da hızlı yukselerek vatandaşı
ılaç alamamakla karşı karşıya getırecek-
tır Eczanelerden aldıklan ilaçlann para-
lannı odemekte ağır davranan kamu ku-
rumlan daha da geç sürelerde ödeme
yapmaya yöneleceklerdır
Eczacılar, faızsız, hatta ıskonto yapa-
rak kamu kurumlannın ılaç paralannı fı-
nanse eder, ıflas eder duruma gelecekler-
dır Söz konusu durumun sorumlusu ec-
zacılar değıl, aldığı yanlış ve ulke çıkar-
lanna aykın kararlarla vatandaşı, eczacı-
lan ve sosyal devlet olgusunu sıkıntıya
sokan sıyasal ıktıdarlardır
Kararlan venrken genelın gorulmesı,
sağlık hızmetlennden para ılışkısının
kaldınlması gerekır
Sayısı artınca niteliği düşer
RAHMİ KUMAŞ Eski Parlamenter
Y
asama ıle yurutme üyelenmızın nı-
telıklennden yakınmayan yok gı-
bıdır Toplumumuzun 12 Eylul kor-
kunçluğuna yakalanmasını da par-
lamenterlenmızın nıtelıklennın az-
lığına bağlavanlar oldukça çoktu
Ama bugun 12 Eylul oncesı yasama kurumlannm
nıtelıklen aranmaktadır 12 Eylul karanlığının tek
konuşanı Kenan E\ ren." Yep\ eni partiler gelsin. Es-
ki dönemin sorumlularının Bızans o\ unlan bozula-
cak. Kukla adaylara o\ venrseniz, 12 Eyhıl'e inan-
madığınızvekabulettiğinizanayasayi reddettiğiniz
ortaya çıkar" dıyordu 10 Nısan 1983 gûnu Daha
da ılen gıderek "Yenibir politikacı tipi yaratmaça-
basındaMz. Seçimde 12 E\lulfelsefesinetersduşme-
yen bır partının ıkftdara geleceğıne ınanıyorum
r
dı-
yecek olçüde şaşınyordu Çunku seçıme soktuğu üç
partı de kendınden ızınlıydı Gerçekte 12 Eylul,
1961 Anayasası 'nın yenne koyduğu 'kışla yöoerge^
si' konumundakı çarpık anayasa ıle polıhka ortamı-
nı kurutuyordu Bugunlerde mılletvekılı sayısını
arttırarak nıtelık yukselmesı gozleneceğını sanan-
l^pebaşında yerj4an TBM M Başkarn Cındonjk,o
gunlerde
u
Tura^ Ozal ile prtıgramda hfçjîir anlaş-
lannıbdirterckflerekirsc gö^fişebileceğini" soylü-
yordu Ama Ozal, 'ayrı bır partı kuracağını soyle-
yerek'' yuz vermıyordu Cındoruk'a
Devletı yonetmek ıçın politikacı kavramı Fransız
Devnmı'nden sonra ortaya çıkmıştır Eskıden sıya-
setı krallar, ımparatorlar ve adamlanndan oluşan
soylular yaparlardı Oşmanlı lmparatorluğu'nda
devlet adamlan 'Bab-ı Âlı Kalemı'nden, 'Enderun
Mekteplen'nden yetışırlerdı Bugunse, demokrası
gereğı polıtıkacılar arasından çıkmak zonındadır
devlet adamlan Ama sıyaset tarlası böyle kötu olur-
sa ıyı sıyasetçı de çıkmaz
Devlet adamı özellığının her polıtıkacıda bulun-
ması gerekmez Ama kışılığını korumaözellığı yal-
nız devlet adamında değıl, polıtıkacıda da olmalı-
dır
3 Osman'ın tahttan ölumle aynlışından yuz dört
yıl sonra tahta çıkan Abdulaziz. sadrazamı FuatPa-
şa'ya "Eski bakanlaria şimdikiler arasında ne ayn-
lık var?" dıye sorduğunda, "Eski bakanlar, kapı ar-
kasında cellat beklediği haMe, doğru sandıklan şe-
yi soylemekten çekıamezlerdi. Şundıkilerse devlet-
ten bol bol aylık alırlar, hiç ceza gormezJer, oy le iken
yine daikavukluktan, padişahın hoşuna gitmek için,
ûlke işlerinde gerçek bUdikleri şey leri padişaha giz-
lemekten çekinmezler" yanıtını almıştı Bu soru-
yanıt gunumuz sıyasetçılen ûzennde de dûşunme-
max gerektınyor
(junumuroe yalnız sıyasetçılenn değıl, genel baş-
kanlann konuşmalanna da buyûk oranda ınanılma-
maktadır Bu durumdan korkmamak olanaksız
Çunku yalnız ıktıdar partılen mandıncılıklannı yı-
tınruyor, muhalefet partılen de ınandıncı olamıyor
Bu tur eleştınlere yanıt vermek ıçın mılletvekılı sa-
yısını 600'e çıkarmada anlaşan partiler, bu kez bun-
da da anlaşmazlığa düşerek ınandıncı olmama yo-
lunda hızla ılerlıyorlar
Mılletvekılı sayımız Anayasa Yarkurulu'nun
onerdığı gıbı 550 olsa ne olacak
9
O zaman Meclıs'te
çığköfte yoğrulamayacak mı
1
Arkadaşının çekme-
cesınden oyunu çalıp cuma natnazı yasa önensıne
çıkacak oylan arttınnak ısteyenlen gormeyecek mı-
yız
9
Tûrk dılı ve edebıyatı oğrenımı yaptığı halde
yabancı kadın sıyasetçılere 'fahişe' dıyen çıkmaya-
cak mı
9
Sıyaset yapanlann luks, zengınlık ve panl-
tı ıçınde yasamalan azalacak mı
9
Demokratık dü-
zenm temel ılkesı erdem one mı geçecek, yoksa
despotluğun ılkesı korku, mılletvekılı olmak ıste-
yenlen daha mı saracak
9
Kımılen çıkarlan gereğı
uzlaşmaya gıdecekler, kımılen aidatılacak, kımıle-
n de yoldan çıkanlarak sıyasette onur bırakmaya-
caklar Mılletvekılı sayısını arttırarak nıtelıklı mıl-
letvekılı elde edılemeyeceğını köydekı çoban bıle
bılır Çunkü çokluğun olduğu yerde kalabalık go-
rûntûsü ağır basar Bugûn eleştınlmesı moda olan
Atatürkdönemınde mılletvekılı sayısı 400dolayın-
daıdı Osıralar Ataturk'unıstemedığıde mılletve-
kılı olamazken, mılletvekılının değen vardı Bunu,
o donemın şu anlayışında aramak gerek tsmet tnö-
nû, 1930'luyıllannbaşındaTuıkHavaK.urumuGe-
nel^önetım Kurulu'nda 'bir kuruş'un sorgulama-
smı yapıyordu Devletın parası nasıl da gözetılıyor-
du Bugünse 'devlet malı deniz, yemeyen domuz'
anlayışı devletı sardı Yıyıp ıçmekten hoşlanan, zev-
kme dûşkûn, göstenşlı soz söyleyen politikacı ye-
nne ılkelenne bağlı, uçkunına vanncaya dek er-
demlı polıtıkacıya gereksınım duymaktadır toplum
Ama ne yazık kı parlamentonun soytansı olan, mıl-
letvekılı arkadaşını yumruklayan, bakan olacak ol-
çude değer goruyor Böylece olumsuzluk kolayca
yayılıyor
Sonuç: Gerçekte yasamayı da yurutmeyı de nıte-
lıklı uyelerle donanmış görmek ıstıyorsak Başta
genel başkanlar olmak ûzere tum sıyasetçıler Mûs-
lümanlığı seçım alanlannda somurmeyecekler, K.u-
ran'ı opup başlanna koyma olumsuzluğundan ka-
çmacaklardır Sıffin Savaşı'ndan bu yanadının so-
münılmesı çok ağır yıtıklere yol açmıştır Ne zaman
sıyasetçının seçım duzlemınde dmı somurusune
halk pnm vermez, sıyaset adamlanmız daha çok
Mûslüman görunme ıkıyuzluluğunden sıynlıp da-
ha çok demokrat olma, daha çok çağdaş olma yan-
şına gırerler, o zaman sıyasete nıtelık gelecektır O
durumda mılletvekılı sayısı 300 olsa bıle Ne zaman
ABD'de olduğu gıbı mılletvekılının, oraeğın trafik
suçlannda bıle dokunulmazlığı olmaz, vergı kaçı-
ran bağışlanmaz ve cezayı yer, o zaman sıyasetçıye
saygı artacaktır Nasıl bır nota uzennde yapılan bır
yanlış, bazen butûn bırkonsen olumsuzlarsa, değış-
mış dıye toplumu ınandmp ıktıdara gelen ve sonra
nrsatını bularak Çankaya'ya çıkan kışının 'askere
soracağun' demesı de nıtelıklı politikacı kavrammı
yok eder Gerçı mılletvekılı sayısıiH-aıttırmayı çö-
zûm sananlar var O zaman daEcevit'ın dedığı gî-
bı senato kursunlar Çunkü sıyaset yenı bır kuruma
kavuşur Nasıl bır taş yığmı ev ohnaz, bır olaylar yı-
ğını bılım olmazsa kalabalık Meclıs de nıtelıklı ol-
maz Ortama göre dûşûnce değıştırmeyen, ınsanı,
toplumu, dünyayı tanıyanlan seçersek soruna
çözum buluruz
ARADABIR
KEMAL KARHANEmeklıPmfesör
Açıkta Kalacak Öğrenciler
Otuz yıl once Cumhunyet'e yazdığım bır yazıya
"Açıkta kalan öğrenciler" başhğını koymuştum O za-
man oğretım etemanlannın Batı'dakılere k/yasla az olan
yuklennın normal duzeye çıkanlması ıle sorunun onem-
lı olçude çozulebıleceğı kanısındaydım Geçen yıllar-
da çeşrtlı çozum ortamlan sağlanmaya çalışılmasına
karşın sorun gıderek daha da buyuk boyutlarla karşı-
mızda durmaktadır ve kısa surelerde bır urrıut ışığı da
gozlenmemektedır
Anımsadığım kadar butun Mıllı Eğıtım bakanlan yuk-
sek oğretım kontenjanlarının arttınlması yolunda çaba
harcamışlardır Bunlardan ıkısı dışında kalanlar gayret-
lennı daha çok, kurumlan, fazla oğrencı almak ıçın ıkna
etmeye harcamışlardır Tabıı olumlu sonuç elde edeme-
mışterdır Unıversıteler kontenjan arttırmaya normal şart-
lar altında yanaşmamışlardır Mıllı Eğıtım bakanlarına
dırenen unıversrte yonetıcılen, butçe sorunlannı Malı-
ye'nın alt kademe burokratlan ıle çozebılmektedırter
Mıllı Eğıtım bakanlanndan ıkısı açıkta kalan öğrenci-
ler sorununu unıversrte dışında çozmeye teşebbus et-
mıştır Bunlardan bınncısı rahmetlı Mustafa Üstün-
dağ'dır Bugun yuksek oğretım yukunun onemlı bır pa-
yını sırtlanan "Açık Öğretım"\ "Mektupla oğretım" adı
aftında o başlatmıştı Her yenı hareket gıbı bu da bu-
yuk eleştın toplamıştı Bunun dışında "ara ınsan gûcu"
yetıştırmenın ılk tohumlan da Ustundağ'ın bakanhğı sı-
rasında atılmıştır Ege Unıversrtesı'ne bağlı 3, Boğazı-
çı Unıversrtesı'ne bağlı 2 "Önlısans Yuksekokulu"nun
kuruluşunu Ustundağ onaylamıştır
Açıkta kalan öğrenciler ıçın çaba harcayan ıkıncı ba-
kan Ali Nailı Erdem'dır Erdem, bu maksatla "Yay-
Kur"u kunmuştur Yay-Kur, ara ınsan gucü yetıştırme-
yı amaçlamıştı Bunun ıçın ulkenın her yanında "mes-
lek yuksekokullan" açılmıştı Sayılan 50'ye ulaşan bu
okullar ılçe merkezlenne ulaşmıştı Ote yandan mes-
lek yuksekokullannın ılk sınıflan ıçın "Açık Oğretım"
başlatılmıştı Yuksekoğretımde radyo ve televızyon-
dan yararlanma ılk kez Erdem'ın donemınde kabıl ola-
bılmıştır Aynca Erdem, ara ınsan gucu oğretımınde
uygulama olanağı olan kamu kuruluşlanndan yarar-
lanmak uzere bır Bakanlar Kurulu karan çıkartmış ıse
de o donemdekı eşgudum eksıklığı bunun başansını
engellemıştır
Bızım yuksekoğretım sıstemımızde gelıştınlmesı ge-
reken kesım meslek yuksekokullarıdır Esasen ulkenın
ıvedı gereksınımı de o kademeyedır Bunun ıçın yenı
bır ortam yaratılmalıdır Yapılacak ış şudur Anadolu
Unıversıtesı Açıkoğretım Fakultesı meslek yukseko-
kullan, bınncı sınıf ıçın kendı yontemlenyle oğrencı ala-
caktır BunlaraTeknıkBılımler Sosyal Bılımler ve Sağ-
lık Bılımlerı dallannda temel oğretım venlecektır Sınav-
da başanlı olanlar ıkıncı sınıfa devama hak kazanacak-
lardır Ikıncı sınrflar çeşrtlı kamu kuruluşlannda oluştu-
rulacaktır Yetışecek elemanlar, bu kuruluşlann kullan-
dıklan elemanlardır Bu bakımdan bunlara nelenn oğ-
retılmesı gerektığı bu kuruluşlarca bılınmektedır Bu
kuruluşlann onereceğı ders programlannı unıversrte ın-
celeyecek ve o programda ders verecek elemanlan sa-
at hesabı ıle "oğretım gorevlısı" atayacaktır Oğretım
sonunda başanlı oğrencıye dıploma verecektır
Yukanda belırlenen yontem 'ara ınsan gucu öğreb-
m/'nde hem fızıksel altyapı hem de oğretıcı kadro ba-
kımından, yenı bır olanak ve yenı bır ortam sağlayacak-
tır Bu arada YOK'un de ozel meslek yuksekokullannı
teşvık edıcı bır anlayışa yonelmesı yararlı olacaktır
SALT
EKONOMİ DEĞİL
YAŞAM TADI
Bu sayıda:
• Saracoğlu olayından sansasyonel haber merakına,
araştırma sonuçlannın saptırılmasından akademık çalıntılara,
ekonomıde ve polıtıkada etık sorunu
ü 100 mılyonluk yatırım ıle bır mılyar lıralık araştırma nasıl
yapılır? Teknolojı gelıştırmek ıçın hangı fonlardan nasıl yarar-
lanabılırsınız?
ü Avrupa Bırlığı'nın "Hedef 2000" programı eğıtım,
demokrası ve ınsan hakları konusunda hangı adımlann
atılmasını ongoruyor^
• "Reklam etudu yapmaya başlamışız Bır bankaya gıttık
Banka muduru bın kışılık araştırmayı azımsadı Neye yarar,
100 bın kışı ıle konuşmalısınız kı bır ışe yarasın dedı "
Araştırma sektorunun duayenı Nezıh Neyzı'nın meslek
yaşamı
• Iş dunyası mılyonlarca dolarlık ış hacmı yaratan Atlanta da
buyuk buluşmaya hazırlanıyor Toplam 11 mılyon bıletın
4 mılyonu ışınsanları ıçın ayrıldı Okuyun ve rezervasyonunuzu
yapın
ü Bır tuşa dokunun, Avrupalı eş bulun' Busıness Cooperatıon
Netvvork sıstemı kuçuk ve orta olçeklı sanayı kuruluşlarına
Avrupa'dakı bır fırmayla ortaklık kurmaktan şırket satın alma
ya da satmaya kadar pekçok alanda ışbırlığı olanağı sunuyor
• Kuçuk ışletmelerın buyuk dınamızmı ITU-KOSGEB
Teknolojı Gelıştırme Merkezı nın teşvıkıyle Korona Tedavı
Cıhazı'nı gelıştıren Erturk Tanrısever, Rus ve Amerıkan
teknolojılerını gerıde bıraktı
O Elveda proleterya hoşgeldın kognıterya' Unlu "Futurolog"
Alvın Toffler'e gore gelecekte uretım araçlarının hakımı pro-
leterya değıl, kognıterya yanı bılgı ışçılen olacak Toffler'ın
gelecek uzerıne ongorulerı SPOT'ta
Tabloid, dolu dolu 44 sayfa. Bugün bayinizde
tLAN
T.C
ŞtLE SULH
HUKUK
HÂKİMLİĞt'\DEN
DosyaNo 1994 431
Davacı vekılı Av Atı-
ye Llku tarafından da-
valılar Zadık Aydm ve
dığerlen aleyhıne mah-
kememızde açmış oldu-
ğu ortakhğın gıdenlme-
sı davasının yapılan yar-
gılamasında venlen ara
karan gereğınce,
Şıle ılçesı tmrenlı
Köyû 203 parsel sayılı
taşınmaz malıklennden
davalılar Zadık Aydm,
Turan Çelık, Müyesser
Erdem, Abdullah Koş-
gen. Emıne Sevım,
Mıksut Özdemır ve Ra-
sım Keşan'ın adresının
bılınmedığınden duruş-
ma gunü kendılenne
teblıg edılememıştır
Yapılan zabıta araştır-
masma rağmen adresle-
nnm bılınmedığınden
kendılenne ılanen teblı-
gat yapılmasına karar
venlmış olup,
Şıle ılçesı tmrenlı
Köyü 203 parsel sayılı
taşınmaz malıklen da-
valılar Zadık Aydm, Tu-
ran Çelık, Muyesser Er-
dem, Abdullah Koşgen,
Emıne Sevım. Mıksut
Özdemır ve Rasım Ke-
şan'ın bu kerredurusma
gûnu olan 20 7 1995
gûnü saat 9 30'da hâ-
kımlığımızde hazır bu-
lunmalan veya kendıle-
nnı bır vekılle temsıl et-
tırmelen, aksı halde
yargılamanın yoklukla-
nnda yûrütülüp ve karar
venlebıleceğı teblıgat
yenne kaım olmak üze-
re ılanen teblığ olunur
Basm 30062
Neredeyse her yıl bir
ülke oluşturacak
kadar toprağın
kaybolup gümesini
seyredemeyiz. Bu
sebeple erozyonla
mücadele edelim.
T.EJVLA.
Turkıye Erozyonla
Mücadele,
Ağaçlandırma ve Doğal
Varlıklan Koruma Vakfı
Tel.: (0212)281 10 27
268 09 85
PENCERE
Hoca?..
Eskıden Babıâlı'de herkes bırbırıne "üstad" dıye
seslenırdı Kımı zaman bu sozcuğun ıçıne hafif bır
alay kokusu sınerdı Yaşlı başlı yazarlann kendılenn-
den kuçuklen, hatta yenı yetmelen "üstad" dıye ça-
ğırdıklan olurdu Gençler de bırbırlennı ışletırlerdı
- Ustad ne dersın bu /şe?
- Hangı ışe'
- Şu duvann dıbındekı şışe1
Babıâlı sızlere omur1
Yenne nurtopu gıbı bır vetet
doğdu. Adı Medya1
Eskı çamlar bardak, ustadlar
da 'hoca' oldular Şımdı herkes hoca1
Hocam aşağı
Hocam yukan
Kımı zaman bana da 'hocam' dıye seslenenler çı-
kıyor, yadırgıyorum, ben hıç hoca olamadım, hep
oğrencı saydım kendımı.
Oğrencı geldım
oğrencı gıdeceğım
•
Ancak bır de medyanın ya da unıversrte çevrelen-
nın dışında hocalar turedıler; dın dunyasında say-
makla bıtmez hoca var sakal bırakıp, elıne 33'luktes-
pıhı aldın mı oluyorsun bır hoca
Neredeyse uç kışıden bırı hacı
On kışıden bırı hoca
Neden bu gelışme9
Çok açık Artık hacılıkta hocalıkta para var, tezgâh
var, çıkar var, koşeyı donme felsefesını benımseyen
yenı Turkıye'dekı pazarlama zanaatında hocalığın
pıyasası bıre on venyor, borsa ındeksı o bıçım yuk-
sek
Ya polıtıkada''
Erbakan Hoca!..
Fethullah Hoca!..
Aczmendı şeyhının ne yaman hoca olduğu renklı
televızyon pazarlamasında anlaşıldı Yansı tanm ke-
sımınde, uçte bın kondularda yaşayan ganp nufusu-
muzun dın dıyanet ışınde cemaatleşıp tankatlaşma-
sına şaşılır mı1
Hızla cemaatleşıp tankatlaşan bır
toplumda, hocaya gereksınme, ekonomıdekı 'arz-
talep' yasasına gore hızla artar' Hem hocanın res-
mısı var, ozelı var, camı yaptırma seferberfığı kârlı tı-
carete donuştuğunden ben devlet memunyetıyle oz-
deşleşen hocalık resmı, sıyaset, tankat, cemaat uze-
nne hocalık da ozeldır
•
Pazarlaması yayıldıkça hocalık borsasında sahte-
kâriık da arttı Hoca dıye geçınen ya da bılınen çoğu
henf-ı naşenf, tek ayak ustunde kırk yalan kıvıran
maıyetlı madrabazdır
Muslumanlıkta papazlık geçerlı mı? Neden fakır
fukara ummet-ı Muhammet'ın tepesınde hoca adıy-
la bır suru papaz ruhlu adam tepınıyor^ Aklı başın-
da Muslumanın dın dıyanet konusunda kımsenın
profesorluğune gereksınmesı yok
1
Islam "gınft" bır
dın değıl kıi Torene, protokole, bakaloryaya, yerleş-
tırme sınavına, burokrasıye de gereksınmesı yok
1
..
Yurekten kelıme-ı şahadet getırdın mı olursun Mus-
luman
Ama Muslumanlığı satmaya gelınce ış değışır .
Çoğu "hoca" dıye anılan kışıye bakıyorsun, zana-
atı sıyaset, uğraşı polıtıka, amacı kottuk, mesleğı
çevresıne topladığı saf kalabalığın tepesıne bagdaş
kurup şu korolası dunyada yolunu bulmak
Islamda, bılgıç hocanın sıyaset namazı, Allah'ın ın-
dınde geçerlı sayılmaz, koltuk hırsıyla yureğı çatal-
laşıp beynı kurtlanmış hocanın, polıtıkasını satmak
ıçın duzenledığı ıftar sofrası naramdır.
•
21 'ıncı yuzyıla 5 kala, bır ulusun cemaatleşıp tari-
katlaşması ve adının başına "hoca" etıketını ılıştıımtş
bırtakım adamların peşınde boluk porçukleşmesı,
hayra alâmet değıl
1
Kentlerın her bır sokağının ba-
şına bır duyuru levhası asmalı, yurttaşı uyarmalı Po-
lıtıka pazannda dın satıcılarından kendınızı ko-
ruyunuz
1
YENİ ÇIKTI
Cemil Yener
Fıyatı 180 000TL
Cumhuriyet Kitap Kulübü Çağ Pazarlama A.Ş.
Türkocagı Cad. 39/41 (34334) Cağaloglu-lstanbul Tel:512 05 05
DÖRTYOL AS.LtYE HUKUK
HÂKtMLİĞl'NDEN
1993 531
Davacı OzduyLtd Ştı vekılı tarafından davalılar Cen-
gız Çırçır - Huseyın Arapoğlu aleyhıne ıkame olan taz-
mınat davasının mahkememızde yapılan duruşmasında
venlen ara karan gereğınce. aşağıda kımlığı yazılı dava-
lıya duruşma gûnunûn ve dava dılekçesının ılanen teblı-
ğıne karar venlmış bulunmaktadır
Davalılar Cengız ve Huseyın'ın mahkememızdekı du-
ruşması 12/7/ İ995 günü saat 09 00'a ertelenmıştır Du-
ruşma gunü ve dava dılekçesı teblığ yenne geçerlı olmak
üzere ılanen teblığ olunur
Davalılar 1 CengızÇırçır-Mıktatoğ 1965dl Ismet-
paşa Mah Sultan Sok Sultan Apt Daıre 15 Kahraman-
maraş
2 Hüseyın Arapoğlu aynj adres
Basın 29545