28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İiutivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç 9 Genel Yayın Koordınatörü: Hikmet Çetinkaya O Yazıişleri Müdürlerı: tbrahim Vıldız. Dinç Tayanç (Sorumlu) # Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara • Görsel Yönetmen: Fikret Eser D\ş Haberler Ergırn Balcı • tsahbarat YaJfin Çakır • Ekonomı: Büknt Kızanbk 9 Kultür: Handan Şenk5ken 0 Spor AbdüıkadirYöcelman • Makaleler Sauni Karaören • Çevin. Seyfettin lurhan • Duzeltme Abdullah Yazıcı» Bılgı-Belge. EdibeBugra • Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu Yayın Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Oktay Kurtböke, Özgen Acar, Hikmet Çetinkaya, Şoknn Soner, Ergun Bakı, Dinç Tayanç, fbrahim YıHız, Orhan Bursalı. Musufa Balbay. Ankaıa Temsılcısı: Mııstafa Baibav # HaberMüdürü: Doğ*a Akın Atatürk Bulvan No: 125, Kat:4, Bakanhklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 • lzmır Temsılcisı Serdar Kızık, H. ZıyaBlv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220. Faks: 4419117 • AdanaTemsılcısı:ÇetiııYigenoğhı,lnönüCd. 119S.No:l Kat 1, Tel: 3522550, Faks: 3522570 Müessese Müdürü. Erol Erkut • Koordinatör Ahmet KoruJsan • Muhasebe: Büknt Yener • Idare: HüseyinGürer^lşletmc Önder Çelik#Bılgı-lşlem Nafllnal» Bılgısayar Sıstem. Mürirvet Çiler MEDYA C: • Yönetim Kunılu Başkanı-Genel Müciur Gülbin Er- dııran • Koordınator Reha Ifit- man 9 Genel MOdür Yanfamcısı: Mine AluUğ • Halkla ÜLşkıler Müdürü Nnrten Berluoy Yavıınla>an ve Basan: Yenı Gun Haber J\ıansı. Basın \e Yayıncılık A Ş. Türtocağıcad 39 it CagaJoğlu 34334 Ist PK 246 lstanbul Tel: tOail) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212) 513 15 "5 22TEMMUZ1995 Imsak: 3.53 Güneş: 5.43 Öğle: 13.18 lkindi: 17.13 Akşam20.38 Yatsı: 22.20 MEDYACTei:5i407 53-5i39580-5i38460-6i,Faks:5ii8466 Otyam'ın durumu düzeldi • ANTALYA (AA) - Mide kanaması geçirerek Gazipaşa Devlet Hastanesi'neyatan gazeteci-ressam Fikret Ot>am'ın sağlık durumunun iyi oldugu bildirildi. Doktorlar, Otyam'ın 2 gûn daha hastanede kalacağını, sonra da taburcu edileceğini bildirdiler. Fikret Otyam'ın eşi Fıliz Otyam. eşinin Aziz Nesin ve Mehmet Ali Aybar'ın vefatlanna çok üzüldüğünü ve bu nedenle var olan ülserinin ortaya çıktığını söyledi. Yarışma sonuçlandı • Haber Merkezi - Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıklan Koruma Vakfı (TEMA) tarafindan düzenlenen 'Erozyon' konulu slogan yanşması sonuçlandı. Yapılan açıklamaya göre ilköğretim kategorisinde, '" Sahip olmaz baltasına, çıkar yağmur duasına" sloganıyla Caner Baykuş, lise kategorisinde 'Yeşil yapraklar, gûlen topraklar" sloganıyla Elanur Berber ve yetişkınler kategorisinde "Bugün bir fidan dik, yann dikecek toprak bulamayabilirsin" sloganıyla Turgut Tarhan birinci oldular. Asaf Koçak Karikatur Yarışması • İSTANBUL (UBA)- Sıvas'ta yakılarak öldürûlen Asaf Koçak anısına düzenlenen karikatur yanşmasında birinciliği Hakan Demirci elde etti. Karikatur dergısi tarafindan organize edilen "Asaf Koçak Karikatur Yarışması"nda Kadir Doğruer, Alper Susuzlu, Aşkın Ayrancıoğlu ve Murat Sayın"ın yapıtlan başan ödülü kazanırken, Özcan Çahşkan'ın çalışması jüri özel ödülüne layık görüldü. En iyi kargo havayolu • Haber Merkezi - Emirates Havayollan, Air Cargo News okurlan tarafindan 'yılın en iyi kargo havayolu' seçildi. Bu ödülle Emirates'in uluslararası ödüllerinin toplamı 77 oldu. Ödül törenı Londra'da düzenlendi. Uçak başına 2.4 yıllık ortalama ıle genç fıloya sahip Emirates Havayollan, 8 yıl önce başlattığı lstanbul seferlerini halen, A310 Airbus tipi uçaklarla haftada üç gün sürdürüyor. Açrichavada yaz müzayedesi' • Haber Merkezi - Resim sergilerinin sona erdiği yaz aylannda, Artium Sungur Sanatevi'nin gerçekJeştireceği "yaz müzayedesi" sanat ortamına yeni bir canlıhk kazandıracak. 25 temmuz salı saat21.00'de başlayacak resim müzayedesinde, 100 dolayinda tablo açık havada, Ortaköy Esma Sultan Yalısı'nda satışa sunulacak. Artium Sungur Sanatevi'nin yöneticisi Rüştü Sungur, "Müzayede resimlerini oluştururken, önemli sanatçılann fazla bilinmeyen resimlerini ve esprili çalışmalan seçtik" dedi. Piyanonun en büyük yorumculanndan, bir dev sanatçı: İdil Biret Güzellikleri yakalamal• Akıl almaz yoğunlukta bir çalışma, korkunç disiplinli bir yaşam, onu dünyanın en büyüklerinden biri yapan duyarhlık ve sanat yeteneği ile bir yanı hep çocuk kalmış; neşeli, iyimser, mutlu, sakin, aynı zamanda deli dolu, bugünü yaşamanın keyfini çıkaran bir insan... ŞÜKRAN SONER 23. lstanbul Müzik Festi- vali kapsamında AKM Bü- yük Salon'da venlecek kon- serin birkaç saat öncesi ya- pılan provayı izliyoruz... İdil Biret ile Avusturya-Maca- ristan Haydn Orkestrası da- ha önce bırlikte çalmamış- lar. Beethoven'ın 4 numara- lı piyano konçertosunun ça- lındığı konsenn solıstı İdil Biret, orkestra şefi yine ün- lü bir piyanist olan Adam Fischer. Son derece rahat spor giy- sıleri içındeki İdil Biret'in, uzaktan bile keyifli gülüm- semesi, müziğe tempo tut- ması dikkat çekiyor. llk pro- va sonunda çok yumuşak bir sesle. kimi vurgulamalar üzerine orkestra şefine bir şeyler anlatıyor. Piyano ile ses venyor. Uyanlan doğ- rultusunda provalar birkaç kez yineleniyor. Istenen nbktaya ulaşıldığında. mü- ziğin bitımi ıle birlikte, or- kestra elemanlan keyifle. saygıyla. İdil Biret'i alkışlı- yorlar. Neler olup bittiğini öğ- renmek istiyorum. O kadar mütevazı bir insan kı. "Pro- valardaki olağan bir iş" de- mekle yetiniyor. Konser ön- cesi gerilim, konsantrasyon, dinlenme ve hazırlık gerek- sinimine rağmen kapıda yo- lumuzu keserek bizimle bir- likte içeri girmeyi başaran, festival görevlisi bir liseli hayranı genç kızm arzusunu kırmayıp ona özel bir parça çalıyor. Bize fotoğraf için pozîar veriyor. 3 yaşında müziğe başla- yan, 7 yaşında Meclis'in çı- kardığı özel bir yasa ile yurtdışında eğitime gönde- rilen, bir zamanlann harika çocuğu, o günden bu yana hep uluslararası övünç kay- nağımiz, ödülleri, başarıla- n sayılamayacak kadar çok olan dev sanatçı, bugün yıl- lara meydan okuyan, yaş- lanmamaya niyetli bir ka- dın. Minyon yapısı, hep çocuk kalmış, neşeli yanı bir tara- fa spor yapmanın, beslen- meye, sağlıklı kalmaya özen göstermenin, düzenli yaşa-. mm sonuçlan; hareketleri- ne, oturuşuna, piyanoyu kullanışına yansıyor. O da uzun uzun anlatıyor İyi pi- yano çalabilmek için yete- nek, müzik bilgisi, özel tek- nik, yoğun ve disiplinli ça- lışma da yetmiyor. Beden olarak çok sağlıklı olmak gerekiyor. İdil Bıret'i. 11 yaşından bu yana dünyanın en ünlü ustalan, orkestralan ile bir- likte, bir konserden daha önemli bir dığerine taşıyan, yine dünyanın en değerli CD'lerimn sahibi kılan, ba- sandan başanya uçuran ye- tenek; yoğun hazırlık süreç- lerinde, aylarca günde 3-4 saatlik uykuyla piyano ba- 3 yaşında müziğe başlavan İdil Biret, ödülleri, başanlan sayümayacak kadar çokoian dev bir sanatçı. (Fotoğraf: KAAN SAĞANAK) Başanlması olanaksız performans Dünyanın en ünlü eleştirmenleri tarafindan yapılmış ve en önemli sanat yayınlannda yer almış, İdil Biret'in her konseri, her CD'sinin ardından yayımlanmış, yüzlerle benzeri olan. sanatçının başanlannı, büyüklüğünü yansıtan yazılardan birkaç alıntı: - Bugüne dek işıtilen en derin senfonik ses. - Biret'in beğenilerine, tekniğine ve müzikal kararlanna büyük hayranlık duyuyorum. - Bütün üzerinde üstünlük kurarak gönülleri fethediyor. - Ruh. büyük teknik rahatlık, nefes kesen virtüozite, sınır tanımayan bir enerji. - İdil Biret, başanlması imkânsız bir performans sergiliyor. - Idil'in parmaklanndan Chopin'in tüm parlaklığı ve değişik yönleri dökülüyor. Bu sonuca ulaşmak için Chopin'in tüm eserlerini icra etmek gerekiyordu. Bu yapıtta Idil'in yeteneğini, cesaretini sonuna kadar aynı düzeyde tutmayı başardığını görüyoruz. İdil Biret, yıllar önce Belçika'da verdiği bir konserde- şından aynlmadan geçmiş, akıl almaz yoğun, disiplinli bir çalışma ile hep beslen- miş. O da yetmemiş. piyano başında saatlerce sağlıklı kalabilmeyi sağlayacak, sağlıklı bir beden için her gün hiç aksatılmadan spor yapılmış. İdil Biret özellik- İe de yüzmeyi ve çok uzun yürüyüşleri seviyor. Yaşa- mının müzik ve piyano ka- dar önemli bir parçası ola- rak görüyor. Böylesine müzikle, çalış- mayla dolu dolu yaşayan bir insanın yaşamında artık başka hiçbir şeye yer kalma- dığını düşünüyor ve de çok yanılıyoruz. Yaşamadairne varsa İdil Biret'i çok fazla ilgilendiriyor. İdil Biret için bugünü yaşamak, doya do- ya yaşamak, yaşama sevin- ci çok çok önemli. Müzik ve duyarlılığın, insanı kolayca melankoliye sürükleyebile- ceğinin bilincinde. hep ya- şama sev incini yüksek tuta- cak çabalar içinde olmuş. "tç çekmek benim stilim değH" diyor ve kendine ya- şamın her alanında çeşitli il- gi alanlan bulduğunu, sev- diği şeyleri yaptığını anlatı- yor. İstendiğinde, insanlann kendi kendilerine Polyanna- cılık oynayabileceklerini ve her olayda, iyi bir yan bula- bileceklerini vurguluyor. Özellikle de her şeyi keyif alarak yapmanın çok önem- li olduğunu düşünüyor. Bahçe sulamak, çıçek bak- maktan yemek yapmaya ka- dar her işten keyif aldığmı söylüyor. Sinema tutkunu Müzikten sonra yaşamın- da çok önemli yer tutan spordan başka. örneğin bir sinema tutkunu olduğunu anlatıyor. Bu tutku onu önemli bir sinema video ar- şivi yapmaya sürüklemiş. Oldukça ciddi boyutlarda antıka koleksiyonu da var. Uluslararası bankacılıkta kredi kartlan uzmanı, fark- lı bır meslekten ve karakter- den gibi görülen kocası Şe- fik'le aslında^ok özel bağ- Iılıklan var. Oncelikle Şe- fik'in zamanı olmadığı için piyano çalmaktan vazgeç- miş iyi bir piyanist, ondan çok daha önemlisi tutkun bir piyano, klasik müzik dinle- yicisi olduğunu anlatıyor. Şefik'in dünyanın bütün bıtpazarlanndan topladığı plaklarla çok büyük bir ko- leksiyonun sahibi olmuşlar. Evliliğinin yıllar sonra, hâlâ çok sıcak, iyi gidiyor olmasının keyfini yaşıyor. "Belki de iş geregi sık sık ay- n kalmamız, duygulann canlı kalmasında olumlu et- ki yapıyordur. Ama benceen önemli nokta iletişim. l zak kaidığunız zamanlarda gün- de birkaç kez telefonla Şe- fık'le konuşunız. Güne, ya- şadığımız şeylere dair her şe- yi birbirimize anlatınz. Ya- şam, se\gi dediğiniz de za- ten bir paylaşun_ n diyor. Klasik müzikte, piyano- nun yeri olan bütün beste ve bestecileri, dünyadaen zen- gin repertuvan olan ustalar- dan bıri olarak yorumlamış bir sanatçı olarak, müzikte- ki gelişmeleri değerlendir- mesini istiyoruz. Çok şeyin, çok fazla de- ğiştığini düşünüyor. Med- yanın çok önemli bir güç ha- line geldiğini ve bunun mü- ziğe. sanata fazlası ile yan- sıdığını söylüyor. Kimi iyi gelişmeler yanında, kimi olumsuz gelişmelerin de ol- duğunun altını çizıyor. Özetle şunlan anlatıyor: "Değişen yaşam koşullan insanlann müzik dinlenıesi- ne, müzik sevgisine yansıdL Müzik artık çok değişik aJ- güamyor, değişik dinleniyor. Omeğin çok yüksek sesle dinleme alişkanlığı var. Deh- şetli kuv\etli, yüksek sesin, kulak hassasiyetini azaltuğı- nı düşünüyorum. Gelişen teknoioji, özeDik- leCü'terdekusursuz müzik vapılması olanağını sağlıyor. Ama aynı zamanda kusuriu da olsa farklı yorumlar, farklı renklerin yok olmasn nı getiriyor. Eskiden her orkestranın ayn bir tekniği, ayn ayn renkleri vardı. Şimdi daha etkili, daha parlak. ama tek tip yorum var. ,\rnk Phiia- delphia. Chkago, Boston or- kestralannı dinlerken birbi- rinden ayıramnorsunuz. Birtakım süperstarlar yara- ülnor. Bunlann bazılannın yapbğuıa müzik demek bile kolay degil. Kısacası küçük salonlar- da, bilcn. anlavan. az kişinin yararlanabildiği, rengi. kaU- tesi, lezzeti olan müzik var- dı. Gelişen teknoioji, mfizi- ğin kalabalıklara ulaşması, büyük salonlarda dinlcnme- si, CD'lerle, televizyonlarla evlere ulaşması sonuçlannı getirdi. Ama müngin lezze- ti de gifti. Sanat artık bugün başan ve para ile ökrülüvor. Sanat asla bunlarla ölçüiemez. Sa- natı tkaret haline getirdiği- niz anda kendinden bir şey- ler gider. İnandığınız bir şe- yi yapmak yerine, parlak bir şey ler yapmaya kalkıştığınız an, kendinize ait sanata ait, bazı değerteri yitinniş olur- sunuz." Türk kökenli dünya sanatçısı olmak İdil Biret, Türkiye aleyhi- ne gelişen havadan, sorun- lardan uzun uzun söz edi- yor. Kimi konser, CD tanı- tımlannda kendisi için sa- dece "dünya sanatçısı" sıfa- tının kullanılmasımn, önce kimliğinin vurgulanması ol- duğunu sandığını. çok son- ra Türk imajinın kullanıl- mak istenmediğini fark etti- ğini belirtiyor. Dünyanın pek çok az ge- lişmiş ülke kökenli dünya sanatçısında, ülkesi de vur- gulanırken kendisinde Türk imajından kaçınılmasının nedenlerini sorguladığında. sadece geleneksel Türk düş- manlığınm değil; Türkle ni- teliklı sanat ve sanatçı ara- sında bağ kurulamamasının da yattığını öğrendiğini açıklıyor. İdil Biret'e göre bu olumsuz tablonun en bü- yük sorumlusu ve suçlusu elbette ki biziz. En büyük suçumuz da dünyaya açılmanın, dünya- ya kendimizi tanıtmanın en etkili aracının sanat ve bil- im olduğunu unutmamız. Bu yoldaki çabalanmızı en aza indirip ülkemizi gazete ilanlan, turizm afişleri ile tanıtabileceğimizi sanmak gibi bir yanılgı içine düş- memiz. KONYA'YA ORMAN KAVGASI Ağaçlandırma fonu dalgmlıkla kabul edilince Meclis kanştı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TB- MM 'de "milli ağaçlandırma seferberiik ya- sa tasansı" görüşülürken, DYP Konya Mil- letvekıli Ali Günaydın'ın "Ağaçlandırma fonu, oncelikle Konya, Ankara ve Orta Ana- dolu için kullanıur"önergesi "dalgınhkla" kabul edilince tartışmalarçıktı. DYP mıllet- vekilleri birbırine girerken, oturuma verilen ara sirasında ikna edilen Günaydın. önerge- sini geri çekti. TBMM'nin önceki geceki oturumunda. erozyona karşı ağaçlandırma seferberliği başlatılması, özel ve tüzelkişilerle kurum ve kuruluşlara özel orman kurma olanağı ve- ren yasa tasansı elealındı. Ağaçlandîrma fo- nunun kullanımı ile ilgıli 10. madde görü- şülürken. DYP Konya Milletvekili Günay- dın, ağaçlandırma fonu için toplanan gelir- lerin kendi seçim bölgesi Konya ile Anka- ra ve Orta Anadolu gibi erozyonun çok ol- duğu bölgelerde oncelikle kullamlmasına ilişkin bir önerge verdi. Önergeye muhale- fetle birlikte bazı DYP milletvekılleri de ka- bul oyu verdiler. Oylama için kulisten salo- na giren bazı DYP milletvekilleri de dalgın- hkla ellerini kaldırarak kabul oyu verirken, Orman Bakanı Hasan EkincL oturduğu yer- den "Desteklemiyoruz'' diye bağırarak, mil- let\'ekillerini uyardı. Ancak bu arada, mu- halefetin de desteğiyle değişiklik önergesi kabul edildi. Bunun üzerine DYP milletve- killeri arasında sert tartışmalar başladı. lti- razlar üzerine oylamayı yineleyeceğini bil- diren TBMM Başkanvekili VefaTann-, mu- halefet milletvekillerinin "önerge kabul edfl- di" itirazıyla karşılaştı. DYP'liler Ali Gü- naydm'ı iknaetmeyeçalışırken, tartışmalar uzayınca oturuma on dakika ara verildi. Birleşimi yöneten V'efa Tanır, kendisi de Konya milletvekili olduğundan, seçmenle- ri karşısmda zor duruma düşmemek için çö- züm bulmaya çalıştı ve oturumu açmadan "Bakan bir açıklama yapsın, zaten erozyo- nu çok olan yerierden başlanacağını, Kon- ya'dan başlanacağını, önergeye gerek olma- dığmısövlesin'" dedi. Busözler üzerineCHP Kırşehir Milletvekili Sabri Yavuz, "Kırşehir ne olacak" diye bağırdi. Tanır da "Tabii Kır- şehir de olacak. Orada da erozyon var" di- yerek Yavuz'u yatıştırdı. Oturum açıldiğında Orman Bakanı Ekın- ci söz alarak, "Çahşmalann. İç Anadolu gi- bi erozyonu şiddetti yerierden başlaması çok doğaldır. Önergeye gerek yok"dedi. DYP Konya Milletvekili Günaydın da bu geliş- melerin ardından önergesinı geri çekti. as!amonjC/~\X ^ ^ ^ Vf ^~\ Samsa^ > — / E': r :ar ^ Sağhk projesi illeri Proje | | 2. Pro)e Planlanan hedeflere ulaşılamadı Sağlıkta proje var, hizmet yok• 1996 yılında tamamlanması gereken projelerin şimdiye kadar yüzde 24'ünün gerçekleştirilebildiği ortaya çıktı. Birincisi bitmeden fkinci Sağhk Projesi devreye sokuldu. ZAFERAK.NAR Sağhk Bakanlığı'nın kalkınmada önce- likli bölgeler için hazırladığı sağhk proje- leri yaz boz tahtasına döndü. 1987 yılında hazırlıklanna başlanan Birinci Sağhk Pro- jesi ancak 1992 yılında yaşama geçirildi. Sekiz ili kapsayan birinci projede. sağhk hizmetlerinin. özelikle de temel sağhk hiz- metlerinin yeniden yapılanması ve güç- lendirilmesi hedefahndı. 1996 yılında ta- mamlanması gereken projelerin şimdiye kadar yüzde 24'ünün gerçekleştirilebildi- ği ortaya çıktı. Ikincı Sağhk Projesi ise bi- rincısı bitmeden devreye sokuldu. Planla- nan hedeflerin hiç birine ulaşılamadı. Sağhk projelerinin yaşama geçirileme- mesinin önemli nedenlerinden birisi. ikti- dar ve bakan değiştikçe, projelerin de de- ğişmesi. Bakana ve hükümete göre proje- lerde planlanan hedefler öyle farkJılıklar gösteriyor ki, biri "ücretsiz sağhk hızme- ti" derken, diğeri '"yurtdışı eğitim" diyor. Birhükümet kalkınmada öncelikli illeri oy durumuna göre değiştiriyor. diğeri altyapı yerine, tıbbi cihazlara yöneliyor. Toplam bütçesi 146.6 milyondolar olan Birinci Sağhk Projesi bütçesinin yüzde 51'ini Dünya Bankası, yüzde 49'unu ise Türk hükümeti üstlenmiştı. 1994 Tem- muzu'unda yapılan ara değerlendirme top- lantısında projede yapılan değişiklik ise sağhk sorunlannın nasıl yaz-boz tahtası- na dönüştürüldüğünün en iyi göstergesiy- di. Sağhk Bakanlığı kaynaklanna göre, bütçedeki teknik danışmanlık payı (gerek- siz bir biçimde) yüzde 5.3'ten, yüzde 10.14'e yükseltildi. bunun yanında fiziki yatınmlar, yüzde 89'dan, yüzde 83'e indi- rildi. Birinci ve ikinci projeler Teorik çalışmalanna 1987 yılında baş- lanan, uygulamaya ise 1992 yılında geçi- rilen Birinci Sağhk Projesi'nin, şimdiye kadar yüzde 24'lük bölümü tamamlandı. Proje. Diyarbakır, Mardin, Muğla, Sıvas, Tokat, Yozgat, Ankara, lstanbul (Pendik, Ümraniye, E>üp, Bakırköy) illerini kapsı- yordu. Bu projede illerdeki temel sağhk hizmetlerinin yeniden yapılanması hedef- lendi. Proje kapsamına giren illerde sağhk ocaklannı geliştirmek ve temel teçhizat gereksinimini karşılamak öncelikli olarak ele alındı. 1996 yılında tamamlanması planlanan birinci proje, yapılan değişik- lıkler nedeniyle kjsmen tamamlanabildi. Sağhk Bakanlığı verilerine göre, hedefle- rin yüzde 24'ü gerçekleştirildi. Sağhk Ba- kanlığı yetkilileri, 3 yılda yüzde 24'ü ta- mamlanan Birinci Sağhk Projesi'nin, 1996 yılı sonuna kadar yüzde 75 'lik bölümünün tamamlanmasının olanaksız olduğunu vurguladı. Adıyaman. Ağn, Ardahan, Artvin, Bat- man, Bayburt, Bingöl, Bitlis, Elazığ, Er- zincan, Erzurum, Gümüşhane, Hakkân, Iğdır, K.Maraş, Kars, Malatya. Muş, Siirt^ S.Urfâ, Şımak, Tunceli ve Van illerini kap- sayan İkinci Sağhk Projesi ise 1995 yılı içinde başladı ve 2001 yılında biririlmesi hedeflendi. Kapsama giren illerde yeni in- şaatlar. onanm ve yenilemeler, makine, teçhizat. donanım alımlan. taşıt alımlan ve egitim öncelikli konular arasında yer aldı." tkinci Sağhk Projesi kapsamına giren illere yapılacak( 1995-2001 yıllan arasın- da) toplam yatınm rutarlan şöyle: Adıya- man; 9.936 milyon dolar. Ağn; 4.57 mil- yon dolar. Ardahan; 4.514 milyon dolar. Artvin; 4.359 milyon dolar. Batman; 3.24 milyon dolar. Bayburt; 2.799 milyon do- lar. Bingöl; 3.219 milyon dolar. Bitlis; 4.135 milyon dolar. Elazığ; 9.122 milyon dolar. Erzincan; 4.429 milyon dolar. Erzu- rum; 8.432 milyon dolar. Gümüşhane; 3.173 milyon dolar. Hakkâri; 2.603 milyon dolar. Iğdır; 3.399 milyon dolar. K. Maraş; 8.136 milyon dolar. Kars: 7.298 milyon dolar. Malatya; 6.308 milyon dolar. Muş;3.6O milyon dolar. Siirt; 3.045 miryon dolar. Ş.Urfa; 6.628 milyon dolar. Şırnak; 4.301 milyondolar. Tunceli; 3.403 milyon dolar. Van; 9.929 milyon dolar. Haluk Çağlayaner aile hekimliğini anlattı: Ailenin sağhk avukatı İstanbul Haber Servtsi- Koruyucu hekim hizmetle- rine gereken önemin veril- mesi halınde hastane kapı- larında oluşan uzun kuy- ruklar ile çekilen sıkıntıla- nn sona ereceği belirtildi. Sağlıktaki ana kuralın '•hasta olmamak" oldu- ğunu vurgulayan uzmanlar, bunun için de en başta kişi- lerin kendi sağlıklanna dik- kat etmelerini, sonra da ko- ruyucu hekim hizmetlerine gereken önemin verilmesı- ni istediler. Sağhk hizmetlerinde bi- rinci basamakta yer alan ai- le hekimliğinin, koruyucu ve tedavi edici sağhk hiz- metlerinin verilmesi açısın- dan önemine dikkat çeken uzmanlar "Aile hekimliği- nin uygulandığı ülkeler- de sağhk sorunlannın yüzde 9O'ı birinci basa- makta çözülebilmekte- dir" dediler. Lokman Hekim Sağhk Vakfı Aile Hekimi Haluk Çağlayaner, konuya ilişkin sorulanmızı yanıtladı. Aile hekimliği ıle birinci basa- mak sağhk hizmetlerinin yeni bir yaklaşım kazana- cağını belirten Çağlayaner, Türkiye'de de aile hekimli- ğinin asistan ahnmaya baş- lanmasından sonra iyice ilerlediğini söyledi. 1995 yılı verilerine göre Türki- ye'de 204 aile hekimliği asistanı, 183 uzman ve 7 araştırma görevlisinin bu- lunduğunu ifade eden Çağ- layaner. "Aile hekimi, kendisine bağb belirli bir popülasyona yaş, cinsiyet ve hastalık ayrımı yap- maksızın birinci basa- mak sağhk hizmeti veren, temel tıp eğitiminden son- ra konusunda en az 2 yıl eğitim görmüş tıp dokto- rudur" dedi. Aile hekimliğinin uygu- landığı ülkelerde, bir aile hekiminin hastasını izlemo süresinin ortalama 8-13 yıl olduğuna dikkat çeken Çağlayaner, aile hekiminin, bireyin her türlü sağhk so- rununda başvurduğu ilk ki- şi olduğunu söyledi. Aile hekiminin, bir an- lamda bireyin ve ailenin 'sağhk avukatı' olduğunu dile getiren Çağlayaner, "Kişinin, hangi uzman hekime gideceğini, aile hekimi söy ler. Ve hasta ai- le hekiminin tavsiyesi üzerine bir diş doktoruna ya da psikoloğa gidebilir. Yani aile hekimi, bireye sağhk konusunda yol gös- terecek insan olmak du- rumundadır. Ayrıca, aile hekimi, hastası hastaneye yattığında kendisinden alınabilecek bilgi varsa, orada da aynı şekilde da- nışmanlık hizmetini vere- bilmelidir" diye konuştu. Avukat Cengiz Hortoğlu: Bilirkişi uygulaması yanlış İstanbul Haber Servisi-Türkiye'de me- murlar ve sağhk görevlilerinin de arala- nnda olduğu kamu çalışanlannın yargı- lanma yollannı belirleyen "Memurin Muhakematı Kanunu" ile çağdaş hukuk uygulamalannın aksine hakimin her konu- da başvurduğu "Bilirkişi uygulaması- nın" kaldınlması önerildi. Avukat Cengiz Hortoğlu, tüm memur- lar gibi sağhk görevlilerinin de görev su- çu niteliğinde olan suçlannın yargılanma yollannı belirieyen Memurin Muhakema- tı Kanunu'nun kaldınlmasını önerdi. Hor- toğlu, dünyanın hiçbir yerinde olmayan bu kanunun, 1913'te kabul edildiğini söyle- di. Memurin Muhakematı Kanunu'nun nasıl uygulandığını da anlatan Hortoğlu, "Memur bir görev suçu işlerse, bazı is- tisnalar dışında, önce bir ön soruşturma yapılmaktadır. Bu soruşturma amir ya da onun atayacağı bir soruşturmacı ta- rafindan yapılır. Soruşturma sonunda bir fezdeke hazırlanır, memurun statü- süne göre ilçe yönetim kurulu, il yöne- tim kurulu veya Danıştay'ın ikinci da- iresine gönderilir. Bunun üzerine kurul dava açılmasına karar verebileceği gibi men'i muhakeme veya durma ve dûşme kararları alabilir" Bu yasanın tıp hatala nnda da ortaya çıktığına değinen Hortoğ- lu, "Bu yasa, hatayı yapan kişiierin yar- gılanmasını önlemektedir. Bu da sağhk sistemimizin önemli bir sorunudur. Çağdaş olmaktan uzak ve demokrasiye aykırı olan yargılama yetkisinin sadece bağunsız mahkemelerde olduğu da dü- şünülürse bir an önce kaldınlması gere- kir" dedi. Cengiz Hortoğlu, bilirkişi uygulaması- nın da yanlış uygulandığına değinerek; "Çağdaş hukuk uygulamalannın aksi- ne aşırı iş yükü nedeniyle hemen hemen her konuda mahkemelerce bilirkişiye başvurulmakta, çoğu kez de yanlış ola- bilecek bilirkişi değerlendirmeleri hük- me olduğu gibi yansımaktadır" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle