25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
'5 HAZİRAN 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Petrol Ofisi'nden 1994 yılı sonunda 500 adet faturadan oluşan 79 takım formun çalındığı ortaya çıktı Kaçak akaryakıta çabnü fatura• Cumhuriyet, milyarlarca liralık yolsuzluk ve yasadışı işlemleri içeren Petrol Ofisi dosyasında "çalıntı faturayla kaçak yakıt satışı""nı ortaya çıkardı. Petrol Ofisi Iskenderun Bölge Müdürlüğii tarafindan ocak ayında Emniyet Müdürlüğü'ne yapılan başvuruda, "Petrol Ofisi amblemli çalınan faturalar icaçak akaryakıtın resmileştirilmesi ve vergi kaçakçılığı için kullanılabilir" uyansında bulunuldu. ESRAYENER ANKARA - Petrol Ofisi'nde akarya- -kıta kaçak madde katıldığı ve standart- 1 lann bozulduğu yönündeki dosyalar için • AnkaraDevletGüvenlikMahkemesı'ne suç duyurusu yapılmasının ardından, Is- - kenderun Bölge Müdürlüğü'nden, "ka- çak yakıtiann saülabilmesi'" için 39 bin 500 adet amblemli faturanın çalındığı ortaya çıktı. Iskenderun Bölge Müdûrlü- ğû, "çahnan faturalann kaçak akaryakı- tm resmfleştirilmesi için kullanılabUece- ği" uyansını yazılı olarak emniyet birim- lerine iletti. Cumhuriyet, milyarlarca liralık yol- suzluk ve yasadışı işlemleri içeren Pet- rol Ofisi dosyasında "çahnü faturayla kaçakyakıt saüşrnı ortaya çıkardı. Petrol Ofisi Iskenderun Bölge Müdür- lüğû'ndeki askeri birliklere de dağıtım yapılan, jet yakıtlannın da stoklandığı 3 depodaki akaryakıtın standartlara uyma- dığı ve taşıma sırasında ûrünlere kaçak madde katıldığı yönündeki dosyalann yargıya ulaştınlmasından sonra, ofis müfettişleri tarafindan hazırlanan rapor- larda, kaçak akaryakıtın resmi faturalar- la pazarlanmış olabileceğı kaydedıldi. Ofis müfettişi Ahmet Akdemir tara- fından, şubat ayında, 1994 yılı sonunda çalınan faturalara ilişkin hazırlanan ra- porda, "numaralan betirtenemeyen" 79 adet faturanın çalınması olayındâ faille- rin tespit edilemedıği, konunun Emni- yet Müdürlüğü'ne bildirildiği kaydedil- di. Raporda, kayıt işlemleri ve mevcut evrak üzerinde yapılan çalışmalarda 500 adet faturadan oluşan formlann "getişi- güzd"kaydedildiğı vurgulanarak "Ayn- ca, form paketlerinin bazılannın üzerin- de yazılı sırt numaralan ik içindeki form numaralarının farklı olduğu tespit edB- miştir" denildı. Raporda faturalann kaydedilmesinde- ki düzensizlikle ilgili olarak şu noktala- radikkatçekildi: "Görüleceğj ûzere, bB- gj işlem normlarnun basım vedağramın- dan kullanıcıya teslimine kadar geçen aşamalarda, güvenü bir izleme ve kont- rol sisteminin bulunmadıgu bunu diizen- ieyici bir taJimatuı da mevcut olmadığı, kaybotma oiayı, her ne kadar İskenderun Bölge MüdürlüğiTnde ortaya çıkmış ise de yukanda açıklanan düzensiz uygiıla- ma nedenivlc aynı olayın diğer ünheleri- mizde de meydana gelmesinin kuvvrtü olduğu görülmektedir." Kaçak yakrtaresmifatura Petrol Ofisi Iskenderun Bölge Müdür- lüğü tarafından ocak ayında Emniyet Müdürlüğü'ne yapılan başvuruda, nu- maralan belirlenmiş 56 adet 500 fatura- hk formun (koçan) 5 Aralık 1994, 23 adet 500 faturalık formun da 8 Aralık 1994 tarihinde çalındığı bildırildi. Başvuruda, "Petrol Ofisi ambtemli ça- hnan faturalar kaçak akaryakıtm resmi- ieştirümesi ve vergi kaçakçılığı için kuJ- lanılabilir" uyansında bulunuldu. Iskenderun Emniyet Müdürlüğü'ne iletilen başvuru yazısında, numaralan belirlenen 500 adet faturadan oluşan 79 formun çalındığı bildırilırken müfettiş raporunda numaralan belirlenemeyen yalnızca "79 adet" faturanın kayboldu- ğu savlandı. Iskenderun Emniyet Mü- dürlüğü'ne ocak ayında yapılan başvu- runun aksine, şubat ayında hazırlanan müfettiş raporunda, çalınan fatura form- lannın, "adet" olarak ifade edilmesi ve numaralannın belirlenemediğinin savu- nulması dikkat çekti. AZLZ Nesin: Türkler dedikoducu . • Yazar Aziz Nesin, bütün ülkelerde dedikodu yapıldığını; ancak Türk insanının daha çok dedikodu yaptığmı söyledi. Nesin, "însanlar kendilerini geliştirmek yerine başkalan hakkında yalan söyleyerek rahathyor" dedi. . İSTANBUL (ANKA) - Insanlann kendi- lerini daha iyi hissetmek için dedikodu yap- tıklan öne sürülüyor. Yazar Aziz Nesin, bütün ülkelerde dedi- kodu yapıldığını, ancak Türk insanının da- ha çok dedikodu yaptığını söyledi. Prof. Dr. 'özcan Köknel de insanlann sonınlardan uzaklaşmak için dedikodu yaptığım bildir- Yazar Aziz Nesin, insanlann boş zaman- lannda kendilerini geliştirmek yerine, baş- kalan hakkında yalan şeyler üreterek rahat- lama yolunu seçtiklerini ifade etri. Nesin, insanlann kendilerini çok iyi his- 'sedebilmeleri için rahatlamalan gerektiği- ni, bu yolu da dedikodu yapmakta bulduk- lannı bildirdi. Nesin, dedikodu yapanlann 'bazılan hakkında yanlış şeyler söyleyerek. "Biz iyi insanlanz" gibi kendilerini tatmin "edici bir yol seçtiklerini kaydetti. 'Erkekter tehlikeli dedikodu yaptyor' tstanbul Üniversitesı Çapa Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özcan Köknel de insanlann kendi kötü ta- raflannı örtbas etmek amacıyla dedikodu yoluna başvurduklanııı söyledi. Köknel, in- sanlann karşıhklı konuşma yolunu seçme- diklerini ve bu yüzden söylenmesı gereken- leri arkasından söyleyerek rahatlama yolu- na gittiklerini bildirdi. Herkesın dedikodu yaptığım vurgulayan Köknel, erkeklerin yaphklan dedıkodulann tehlikeli boyutlara varabildiğini söyledi. Er- keklerin yaptığı dedikodulann tehlikeli ol- masının nedeninı onlann çoğunlukla yöne- tici konumda olmalanna bağlayan Köknel, "lçki sofrasında, kahvehanelerde, pontika- da çok dedikodu yapdıyor" dedı. Köknel. dedıködunun iyi ve kötü yanla- nnm olduğunu dile getirerek dedikodu ya- pan kişinin başkalan hakkında söylenenle- rin kendisı için de söylenebileceğini hesap- layarakdahatutarlı davranabildiğini bildir- di. Köknel. ınsanlann kendi içinde yapama- dıklan şeyleri başkalannın yapmasının da dedikoduyu arttırdığını, bu durumun o ki- şiye karşı kin beslenmesine ve hakkında yanlış şeyler söylenmesine neden olabile- ceğini söyledi. Köknel, insanlann kendile- nni rahat hissedebilmeleri için birileriyle bir araya gelıp dedikodu yapmasının şart olduğunu kaydetti. Bu tatilde tatil yapın. CLUB TEOS VILLAGE, antik Teos kentine birkaç kilometre uzaklıkta, 600 m2'lik havuzu, çocuk havuzu, özel plaj ve koyu, iki katlı Türk evleri, anfitiyatrosu, diskosu, çarşısı, rüzgâr sörfünden dalgıçlığa, atçılıkfan okçuluğa, basketboldan bisiklete olağanüstü spor olanaklarıyla, tatil yapmak isfeyenlere özel bir köy. Bu tatilde mutlaka CLUB TEOS VILLAGE'a gelin, farklı bir tatil geçireceksiniz. • Rüzgâr sörfü • Kano • Deniz bisikhfi • Mini goK» Masa fenisi • Tenis • Voleybol» Baskelbol B E P A V A Sabah ve akşam açık büfe 1 TEMMUZ 1995 TARİHİNE KADAR 7 GECE 8 G Ü N YARIM PANSİYON 5 . 0 0 0 . 0 0 0 TL CIUB TEOS VHIAGE. hnur'eSOkm, Sebrihisor'a 8 km, Stğaak'a 2 km uzokhkPo CLUB TEOS VILLAGE Rezervasyon Tel: (232) 745 74 67 Faks: (232) 745 74 75 -Ayhan Isık ölmekistediSon günlerde Boğaziçi Köprüsü'nde meydana gelen intihar teşebbüslerine bir yenisi daha eklen- di. Dün sabah saat 07.00 sıralannda köpnlden aşağıya sarkan üniversite öğrencisi 25 yaşındaki Ayhan Işık polisler tarafından ikna edilerek kur- tanldı. Mikhail Cebil'in kullandığı 34 TBV 75 plakalı ticari araca binen Işık, köprü üzerinde aniden araç- tan inerek korkuluklardan sarktı. Samsun 19 Ma- yıs Üniversitesi öğrencisi olduğu öğrenilen Işık, In- gıltere'ye yapmış olduğu iltica isteğinın kabul edil- memesi yüzünden böyle bir eyleme kalkıştığını söylerken, "Üniversitede tarih, kültür ve milli- yetçilik ûzerine yaptığım bilimsel araştırmalar Türkiye'de yeterince değerlendirilemiyor" de- di. Polisler tarafından ifadesi alınan Işık, Türki- ye'de yaptığı çalışmalar nedeniyle birçok kez teh- ditler aldığmı da öne sürdü. Anne ve babasının Bursa'da yaşadığını belirten Işık, yaşadığı şokun etkisini uzun süre üzerinden atamadı. Ayhan Işık, tek isteginin bilimsel calışmalannı Ingiltere'de sür- dürmek olduğunu sözlerine ekledi. Pikııik yapan aileye sflahh saldın: 6 ölü • Cennetçeşme'de Tırazh Köyü yakınlannda piknik yapan Kaçırmaz ailesine dört kişilik bir grup otomatik pompalı tüfeklerle ateş açtı. Saldında altı kişi öldü, dört çocuk yaralandı. tZMlR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Izmir'in Cennetçeşme Tırazıl Köyü yakınlannda piknik yapan aileye yöne- lik silahlı saldında altı kişi öldü, dört çocuk yaralandı. Cennetçeşme'de dün piknik yapan bir aile kimliği belirlenemeyen iki ki- şinin silahlı saldınsına uğradı. Askeri radar tesislerine yakın bölgede piknik yapan Kaçırmaz ailesine otomatik pompalı tüfeklerle ateş açan iki saldır- gan, Beşir Kaçırmaz ve eşı Huriye Ka- çırmaz. Hüsniye Kaçırmaz, Dilek Ka- çmnaz, Ibrahim Kaçırmaz ve Zühre Kaçırmaz1 1 öldürdü. Saldında Kaçırmaz ailesinin çocuk- lan 11 yaşındaki Şükrü, 8 yaşındaki Muhammed. 4 yaşındaki Afpaslan ve 3 yaşındaki Veysi de ağır şekilde yara- landı. Edinilen bilgilere göre saat 15.00 sı- ralannda gerçekleşen saldın, Muham- med Kaçırmaz'ın Tırazıl Köyü'ne ge- lerek haber vermesiyle ortaya çıkt. O- lay yerine gelen jandarma ve köylüler yaralılan Yeşilyurt Devlet Hastane- si'ne kaldırdılar. Saldından yara almadan kurrulan Cemil Kaçırmaz, piknik amacıyla böl- geye geldıklerini söyledi. Saldırganla- nn elinden ölü numarası yaparak kur- tulduğunu belirten Cemil Kaçumaz, olayı şöyle anlattı: "Öğle yemeğimizi yedikten sonra, çay içiyorduk. Bu ara- ila, daha önce yanımEdan geçen sflab- h Ud kişi, üzerimizedoğnı getaneye baş- ladı. Vaklaşınca ateş ettiler. Ne oiduğu- nu şaşırdım. Bu arada babam arabaya koştu. Ancak çahşöramadı. Adamlar- dan birisi babama 'Ne oluyor' diyesor- du. Babam da 'önünüze baksanıza' dedi. Bunun üzerine adam babama aracm içindeyken ateş etti. Sonra da ber yere ateş etme>e basladılar. Dilek abia kaçmak isterken \ uruldu. Venem- le, dedem oturduklan v«rde vığıkiılar." Cemil Kaçırmaz, saİdırganlann "sa- nldı ve uzun sakalb" olduklannı da söyledi. Olayın ardından çevre güven- lik güçlerince tam bir ablukaya alındı. Tokatlı olduklan bıldirilen aileye, kimın ve neden saldınldığının henüz belırlenemediğini belirten emniyet yetkilıleri. konunun çok yönlü soruş- turulduğunu söylediler. Jandarma ve terörle mücadele ekiplerince ortaklaşa düzenlenen operasyon Cemil Kaçır- maz'ın ifadesi doğrultusunda sür- dürülüyor. CUMHURtYETTEN OKURLARA ORHAN ERİNÇ Basında Promosyon ve Saygınlık Biz bu filmi daha önce de görmüştük. Çok satışlı gazetelerimiz, hem kendi sayfalannda hem de tete- vizyonlarda "Benim ansiklopedim en iyisidir" gibtsin- den söze başlayıp rakiplerinin neredeyse "üçkâğıt- çılık" yaptıklannı kanıtlamak uğruna savaşım veriyor- lardı. O nedenle de bu süreç, basın tarihimizde "an- siklopedi savaşlan dönemi" olarak seçkin(.') yerini aldı. Hatırladığımız kadanyla karşıhklı suçlamalar, sa- dece o gazeteler için sınırlı kalmayıp Türk basınının tümünün saygınltğını törpüler duruma dönüşünce, Basın Konseyi ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti çağ- nlarda bulundular. Konseyin girişimiyle benzer uygu- lamalardan kaçınılması konusunda görüş birliğine vanldı. Patronlar da 'promosyon ve lotaryada ılımlı davranma konusunda" anlaşmaya vardılar. Şimdi ise çok satışlı gazeteler, okur sayılarının bü- yük ölçüde düşmesi sonucu, geleneksel bir yakla- şımla verdikleri sözlerı unutup yeni bir kavganın içi- ne giriverdiler. Bu kavga, basınımızdaki çarpık yapı- laşmayı ortaya koyuyor. Gazete-televizyon-banka- pazarlama şirketi biçimindeki yapılaşmanın sonuç- lannı televizyonlardan izliyoruz. Kavgaya tutuşan ga- zeteler, kendi yayınlannda birbirlerini ağır biçimde suçlarken, ya dogrudan ya da dolaylı olarak sahip olduklan televizyon kanallarında rakiplennın reklam- lannı yapıyorlar. Bir reklam kuşağında gına getirırce- sine art arda yayımlanan karşıhklı suçlamalar, yine basının saygınlığından bir şeyler götürüyor. Kimin kazançlı çıktığı henüz belli değil. Ama yasal açıdan bakılırsa bu kavgadan en kazançlı çıkanın Radyo ve Televizyon Üst Kurulu olacağı söylenebilir. Karşılıklı reklamlarda nakit para dönmese bile kâğıt üzerinde bir alacak-verecek doğuyor. Yasa da reklam gelirle- rinin yüzde 4'ünün RTUK'e aktanlmasını öngörüyor. Cumhuriyet olarak, bu taraklarda bezimiz yok. Ga- zetemizi, başkalannın üretimini eklemeden, salt Cumhuriyet çalışanlannın üretimleri ile okurlanmıza ulaştırmaya çalışıyoruz. 12 Eylül sonrasında başla- yıp Özal döneminde doruğa çıkmaya başlayan an- layış, bizi de etkiliyor. "Doğru" olanla "geçerli" olan arasındaki farkın mesleğimizde de her gün biraz da- haaçılmasından etkilenıyoruz. Ama doğru olanın ay- nı zamanda geçerli olmasını sağlamada ödün ver- memiz söz konusu değil... • Geçenhafta verdiğimiz önemli haberlerden biri Ahmet Özal'ın Almanya'daki bankası ile bazı işa- damlannın ılişkılenni yansıtıyordu. Metin Dalman'ın belgelere dayalı haberinde Emin Cankurtaran'ın da adı geçiyor, batık banka ile 3 milyon dolarlık bir kre- di anlaşması ımzalamış olduğu anlatıhyordu. Cankur- taran, arkadaşlarımızla yaptığı söyleşide Ahmet Özal'la hıçbır ılışkisinin olmadığını söyledi. Ancak el- deki belgeler kendisini doğrulamıyordu. Sonunda Ahmet Özal da düzenlediği basın toplantısında, ha- berimizin doğruluğunu vurguladı. • Zorunlu eğitimin 8 yıia çıkanfması konusundaki il- ke karannın 22 yıldır uygulanamamasının nedenleri- ni Emine Kaplan ve Ergün Aksoy araştırdılar. Ka- rarın yaşama geçirilmemesinin başlıca nedeni, i- mam-hatip okullan ile Kuran kurslannın kapanacağı endişesini taşıyan laikeğitim karşıtlannın baskıları ve hangi partiden olursa olsun politikacılann bu baskı- lara karşı çıkamamalarıydı. • Bilkent Üniversitesi öğretim üyeterinin Başbakan Tansu Çilter'in isteği üzerine hazırladıklan raporu Bülent Sanoğlu haberleştirdi. Geniş bir konular de- metini içeren rapordaki uyanlar da üzerinde önemle durulması ve dikkate alınması gereken nitelikteydi. • KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Rauf Denktaş'ın, Kıbns sorununun ulaştığı tehlikeli dönemeçle ilgili yorum ve önerilerini Lale Sanibrahimoğlu aktardı. Sayın Denktaş, Kıbnslı Rumlarla Yunanistan arasın- daki ilişkilerin ulaştığı düzeyi vurguluyor ve Türki- ye'nin ne yapacağına karar vermesini istiyordu. Sa- nibrahimoğlu, Türkiye'nin Kuzey Irak'ta Bağdat de- netiminin kurulmasının Saddam'ın egemenliği anla- mına gelmediğini ilk kez ABD'ye bildirdiğini de yan- sıttı. • Büyük şehirlerde tatil beldelerinin mafyanın dene- timine girdiğini, anlaşmazlıklann silahla çözümlen- meye başladığını, geçen hafla da Zafer Aknar ve Yahya Koçoğlu örnekleri ile sergilediler. • Gözaltında kayıplann gitgıde arttığına ilişkin yeni haberlerimiz de var olan çarpıklığı vurguladı. Yase- min Koyutürk, hem Rıdvan Karakoç'un ışkence sonucu öldürülüp gömülmüş olduğunu yazdı hem de 12 Eylül'den bu yana 396 kişinin kimsesizler mezar- lığına gömülmüş olduğunu, 412 kişinin de gözaltın- • Arkosı 19. Sayfada Haber alma ozgurluğünuzu elinizden alınmasına izin vermeyin. Hayatı yaratan çoğunluğun sesi EVRENSEL 7 Haziran'da cıkıyor. Ga^ffiÜEVRENSELIher gün alın, her soyfasında yalnızca gerçeği göreceksiniz. Cözünüzü gertekten ayırmayın! Hther evrenseldir, sınır tanımaz. Ahnw! imok, Ahmet Scy, Aloottin Korohon, Alp Tomef Ulukılıç, Atiloy Aydn, Atillo Özkınmlı, Asaf Güven AkseJ, Aydın üoukcu, Behzat Sahın, Bihin Toker, Burak Eldem, Bulent Karaköse, Con Yücel, Celol Başlangıç, Celal Üster, Oemir 1*, Doğan Yurdakul, Ercan Atmocn, Erton Aydın, ErtuğruJ Kürkçu, Faik Bulırt, Fatih Poiot, Fotih Özgüven, FotnM Iron, Fenni Ğzalp, Ferit Edgü, Fikret Boşkoya, fikret Oiyrnn, Füsun Özbiigen, Gürol Sözen, Güven Turtm, Hocerttd,Hatuk Gerger, Hıfn Topuz, Hlmi Yavuz, Hulki Aktunç, Hüseyin Bos. ihson Çarabn, Ismoil Gülgeç, Ismet Aktaş, kmal Kök, Kemd Özer, Korhotı Gümth, Köksol Çrftci, Lale Toyia, Metin Celal, Metin Ikjün, Metin Kurt, Metin Ûstündi MıgvdK Margosymı, Muhittin Köroğlu, Murat Beige, Murat Çefikkon, Murathan Mungan, Mustofn Sönmez, Münir ırkın, Noil Satlıgan, Nedim Köroglu, Orhan Alkayo, Orhon Kahyaağlu, Orhan Kotak, Orhan Pamuk, Onif Aruotc hien Öjrük, Rekin Teksoy, Saruhon Oluç, Ssçkin Yasar, Semro Somerson, Sema Uludağ, Sennur Sezer, Sevin(kwy, Şökrü Günsiti, Tevfik Toş, Toker Deret, Tülin Öngen, Ufuk Uros, Uckun Geray, YMırıtn TOrker, Yurdagül Yorunt evre/fse/dir, sM/rla/HUiMiz. Patronlar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle