08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 HAZİRAN 1995 ÇARŞAMBA HABERLER Bomba patlamadı • tSTANBUL(AA)- DYP, CHPveMHP Samandıra belde teşkilatlannın bulunduğu binaya konulan 3 adet el yapımı bomba, patlamadan ele geçinldı. Bombaların, fitilleri ateşlemesi için bırakılan sigaralann zemine değerek sönmesi nedeniyle patlamadığı anlaşıldı. Olay yerinde inceiemelerde buiunan jandarma ve Istanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne bağlı bomba uzmanlan, büyük bir facıanın ucuz atlatıldığını söylediler. Olayla ilgili soruşturma geniş kapsamlı olarak sürdürülüyor. FMV'de diploma töreni • İstanbul Haber Servisi - Feyziye Mekteplen Vakfı (FMV)Özel Ayazağa Lisesi dördüncü dönem mezunlanna diplomalannı dün Ayazağa'da düzenlenen bir törenle verdi. Multivizyon gösterisiyle başlayan törende konuşan okui müdürû Binnaz Melin. öğrencilere erdemlı, çalışkan ve hoşgörülü olmalannı önerdi. DSP'nm Tolkmma' ppojesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit. demokratik sol iktidann kalkınmayı köyden başlatacağını belirterek "Demokratik sol iktidar. üç ayaklı bir kooperatifçilik hareketiyle hem üretıcıyi hem tüketıciyı hem de esnafı koruyup güçlendirecektir" dedi. DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit. dün düzenlediği basın toplantısında üreticilerin sorunlanna değındi. Fatsa Dev-Yol davası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay. 392 sanıklı Fatsa De\-Yol davasımn temyiz incelemesıni tamamladı. Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nde dün yapılan duruşmada sanık avukatlan, bu davada yargıçlann muhbir ifadelerine dayanarak mahkûmiyet verdiğini. bunun dışında hiçbır kanıt elde edilemediğinı öne sürcrek sanıkların mutlaka beraat ettirilmesi gerektiğini sa\ undular. 11. Ceza Dairesı Başkanı Sabih Kadanoglu, temyiz incelemesinin tamamlandığını. ancak karann 4 temmuzda açıklanacağını bildirdi. ses bombası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkıye'nin Nahcıvan Başkonsolosluğu'na geçen pazar akşamı ses bombası ile gerçekleştirilen saldınnın ardında siyasi bir neden ya da adi bir kaçakçılık olayının olabileceği belirtiliyor. Yetkililer. saldınyı gerçekleştıren Azerbaycan'a bağlı Nahcıvan Özerk Cumhunyeti'ndekı Türkiye ve lran konsolosluklannı korumakla görevli birimin sorumlusu olan IlgarGuliyev'in, Nahcıvan Başbakanı'nın kültür işlerinden sorumlu yardımcısı Sevil Zeynelova'nın kardeşi olduğu belirtildi. OHAL için referandum • ANKARA (ANKA)- Şımak Bağımsız Milletvekilı Mahmut Alınak, olağanüstü hal uygulamasının devam edip etmemesi konusunda uygulama kapsamına giren illerde referandum yapılması önerisini yineledi. Alınak, olağanüstü hal uygulamasını halkın onaylamadığını. onun için de meşru olmadığını savundu ve "Meclis bugüne kadar halkın değil Milli Güvenlik Kurulu'nun isteğinı yerine getirmiştir" dedi. Sanatçı, 'halkı askerlikten soğuttuğu' gerekçesiyle askeri mahkemece cezalandınldı Bîlgesu Erenııs'a 2 ay hapis Biigesu Erenus, Liileburgaz'da verdiği bir konserde, "Anneler çocuklannızı savaşa göndermeyin'* demişti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sanatçı Biigesu Erenus. 'halkı askerlik- ten soğuttuğu' gerekçesiyle Genelkur- may Askeri Mahkemesi'nce 2 ay ha- pıs cezasına çarptırıldı. Erenus. "Ka- rara şaşırmadım, beklediğimiz karar- dı. Bir ölçüde bu karara sevindim diye- bilirim" dedi. Erenus. 1993yılındaLüleburgaz'da verdiği bir konserde "Anneler çocuk- lannızı savaşa göndermeyin" yönün- deki sözleri üzerıne İstanbul 3 No'lu DGM'de açılan davada, 2 ay hapis ce- zasına mahkûm edilmişti. Yargıtay, gö- revsizlik gerekçesiyle hükmü bozmuş. bunun üzerine dava dosyası Genelkur- may Askeri Mahkemesi'ne göndenl- mışti. Askeri mahkemede dün yapılan du- ruşmada. Erenus avukatı Dursun Er- mişile birlıktc hazırbulundu. Mahke- me başkanının. davanın seyri hakkın- da bilgi vermesinden sonra söz alan av ukat Dursun Ermiş, bu davada aske- n mahkemenin görevsiz olduğunu sa- vundu. Esas hakkındaki mütalaasını veren asken savcı ise Erenus'un Lüle- burgaz'da verdiği konser sırasında yap- tığı konuşma ile halkı askerlikten so- ğutma yönünde propaganda yaptığı- nın sabit olduğunu belirtti ve sanığın mahkûmiyetıni istedi. Erenus ne dedi? Duruşmada son sözü sorulan Ere- nus ıse davaya konu olan "Annelerço- cuklannızı askere göndermeyin'" söz- lennı analık duygulannın etkisiyle söylediğini belirtti. Erenus, halkı as- kerlikten soğutma gibi bir düşüncesi- nın olmadığını anlattı Erenus. "Ben, savaş suçuna ortak ol- mak istemiyorum. Savaş bir virüs gibi ülkeyi sanmış. Yaşayan cesetJenedöndü- riildük" dedi Erenus. davada polislerin tanıklığı- nın kabul edildiğini. konsere katılan işçilerin ise tanıklığının reddedildiği- ni anımsattı Avukat Ermiş de suçun maddi ve manev i unsurlarının oluşma- dığını. müvekkilının suç işlemek kas- tının bulunmadığını savunarak beraat isteminde bulundu. Erenus'a mahkûmiyet Mahkeme başkanı, duruşmaya kısa birara verdikten sonra karannı açıklar- ken Erenus'un suçunun sabit olduğu- nu ve Askeri Ceza Yasasf nın 58. mad- desine delaleten, Türk Ceza Yasası"nın 155. maddesıne göre. 2 ay hapis. 100 bin lira da para cezasına çarptınldığı- nı belirtti Başkan. karann temyizinin Askeri Yargıtay'cayapılabileceğini de ifade etti. Duruşmadan sonra açıklama yapan Biigesu Erenus, "Benim için gözlem olur. Bir kitap daha yazanm. Pışman değilim. Aynca karara şaşırmadım, beklediğimiz bir karardı zaten. Bir öl- çüde bu karara sevindim diyebilirim" dedi. Aynı mahkemede yargılanan Bursa İHD'nin başkan ve eski yöneticilen beraat ettiler. MUMCU SITÎKASTI SORLŞTURMASI MSB de Coşkun'a soruşturma agyor • Milli Savunma Bakanı Mehmet Gölhan, Adalet Bakanlığrnın eski DGM Savcısı Ülkü Coşkun hakkında soruşturma açılması istemine uyulacağını bildirdi. GUNEŞ GÜRSON ANKARA-Milli Savun- ma Bakanı Mehmet Göl- han. Adalet Bakanlığf nın, gazetemiz yazarı Uğur Viumcu nun uğradığı bombalı suikastı araştıran eski Ankara Devlet Güv en- hk Mahkemesi (DGM) Savcısı Hâkim Binbaşı Ül- kü Coşkun'a yönelık so- ruşturma açılması istemi- ne uyulacağını bildirdi. Gölhan. Coşkun "un göre- v ini savsakladığı saptama- sına dayanan soruşturma istemi konusunda. "Cezası neyse gereği yapıür'"dedi. Gölhan. Adalet Bakanlı- ğı müfettişleri tarafından. Mumcu suikastı soruştur- masını yürütürken görevi- nin gereklerinı tam olarak yerine getirmediği sapta- nan Ankara 2 No'lu DGM yedek üyesi Hâkim Binba- şı Ülkü Coşkun hakkında soruşturma açılması iste- miyle ilgili olarak Cumhu- riyet'e şu açıklamayı yap- tı: "Adalet Bakanlığı, yeni bulgular tenıin ettiy se \e bir kanaat sahibi oldııv sa aske- ri kanatta da gerekli işlem- ler yapılır. Gelen vazıda eğer bir soruşturma yapıl- ması kanaatine \ anlmış ise gerekii soruşturma yapılır. Milli Savunma Bakanlığı, yasalan, mev/uatı sonuna kadar uygulayan, her olayı yerinde araştıran bir ba- kanlıktır. O itibaria, işin ge- reği neyse o yapılacaktır; suç işlediği duruma göre. Gelen vazının mahivetini bilemiyorum. Gayet tabii ki bizim teftiş heyetimiz, mü- fettişlerimiz var. Onlann da inceleme yapması gerekir. Cezası neyse gereği yapılır." Milli Savunma Bakanı Mehmet Gölhan. Ülkü Coşkun"un Mumcu soruş- turması dışında görevıni ihmal ettiğine ilişkin bir iş- lem yapılıp yapılmadığı sorusu üzerıne de, "Peşin hükümlü olmayalım. Neyse ihmali, kusuru o kusura gö- re düzenlenir" dedi. Suç duyurusu Uğur Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'nun şikâ- yet dilekçesı ile başlayan soruşturma sürecinde, Adalet Bakanlığı müfettiş- leri tarafından yapılan in- celemede, "Soruşturmayı yürütmekJe görevlendiri- İen Ülkü Coşkun'un, top- lumda derin tepki uyandt- ran ve kamuoy ununçokya- kından ilgilendiği anılan olayda. doğrudan kra et- mesi gereken kimi işlemi yerine getirmemek suretiy- le, arzulanan ö/veri ve du- yaruuğı göstermediği izte- nimi uyandıracak tutum iz- lediği*'gorüşüne vanldı. Adalet Bakanı Mehmet Moğultay, bakanlığına bağlı müfettışlerin incele- me raporuna dayanarak as- ken savcı olduğu dönemde DGM'deki görevınden do- layı, Coşkun için 357 sayı- lı Askeri HâkimlerKanunu uyarınca "soruşturma izni verHmesini" Milli Savun- ma Bakanlığı ndan ıs- temişti. Sıvas kıyımına anma mitingi Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, 2 Temmuz 1993'te Sıvas'ta 37 kişinin ölümüyie sonuçlanan olaylan anmak için 2 temmuzda Kadıköy Meydanı'nda bir miting düzenleneceğini açıkladı. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği temsilcileri tarafından İstanbul Valiliği önünde yapıian basın açıklamasında demokrasi ve laiklikten yana olan güçler görev başına çağnldı. Sıvas olaylarının yıldönümü nedeniyle 2 temmuz pazar günü saat 13.(M)'te Kadıkm Belediyesi önünde toplanacaklannı ve Kadıköy Meydam'na kadar yürüyeceklerini bildiren dernek temsilcileri, burada miting yapacaklannı söylediler. Mitingden sonra saat 16.00'da Karacaahmet Mezariığı'nda Nesimi Çimenia, saat 17.00'de de Zincirlikuyu'da Asım Bezirci'nin mezan başında saygı duruşu ve anma töreni yapılacağını belirten dernek yönetkileri, "Tüm demokrasi güçlerini Sıvas'taki yangına bir bardak su atmava davet edivoruz" dediler. Zorunlu dîn dersi, temel hak ilılali • Ilk ve orta dereceli okullarda din dersinin zorunlu olarak okutulması ile devletin insan hakkı ihlalinde bulunduğu, bunda da önceliğin ders müfredatını hazırlayan Milli Eğitim Bakanlığf na ait olduğu bildirildi ANKARA (ANKA) - Ilk ve orta dereceli okullarda din dersinin zorun- lu olarak okutulması ile devletin temel ınsan hakkı ihlalinde bulunduğu. bun- da da önceliğin ders müfredatını hazır- layan Milli Eğitim Bakanlığı'na aıt olduğu bildirildi. Ankara Üniversıtesi Siyasal Bılgiler Fakültesı Kamu Yönetimi Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Yavuz Sabuncu. anayasanın din kültürü dersi- nin zorunlu olarak okutulmasını ön- gördüğüne, ancak müfredatı Milli Eği- tim Bakanlığfnınhazırladığınadikkat çekti Sabuncu "Zorunlu din dersinin uygulaması, zorunlu Sünni İslam öğre- tisi biçiminde oluyor. Müfredatı da Mil- li Eğitim Bakanlığı saptryor. Laikliğin önünde Milli Eğitim Bakanlığı duru- yor" dedi. Bilkent Lnıversitesı Kamu Yönetimi ve Bilimi öğretim üyelerin- den Prof. Dr. Ergun Ozbudun da din dersinin zorunlu olarak okutulmasının ınsan hakları ile bağdaşmadığını söyledı. Prof. Dr. Yavuz Sabuncu zorunlu din dersinin temel ınsan haklanna aykın olduğuna dıkkat çekerek "Ailenin, çocuğuna kendi istediği dini inancı Öğ- retme hakkı vardır. Türkiye'de devle- rin öğrettiği din, insan hakkı ihlalidir. Buna laiklik karşıtlan da itiraz erme- li" diye konuştu. Türkiye'de laikliğin önünde öncelikle Milli Eğitim Bakan- lığı'nın durduğunu ıfade eden Sabun- cu. "Müfredatı Milli Eğitim Bakanlığı saphyor. Din dersinin seçimli olması ge- rekir. Ama bundan da önce müfredat düzenlenebilir" dedi. Din dersinin zo- runlu olarak okutulması ile din dersi hocalannın okullarda bir güç odağına dönüştüğünü belirten Sabunu. bu du- ruma laiklik karşıtlannın dahi itiraz et- meleri gerektiğini söyledı. Sabuncu, eğitimin tek yönlü olması ile baştan ınsan hakkı ihlalinde bulunulduğunu da sözienne ekledi. Bilkent Ünıversitesı Kamu Yöneti- mi ve Siyaset Bilimi Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ergun Özbudun da "Din dersinin zorunlu olması, insan haklan ile bağdaşmaz. Laik devlette bu hiç olmaz'dedı. Cezayir'deki gelişmelerin yakın tanıklanndan, Fransız 68'inin liderlerinden Alain Krivine Türkiye'de: Cezayir'de gerçek kahraman kadınlar OR4LÇALIŞLAR Fransız 68 min ünlü gençlik li- derlerinden Alain Krivine geçen günlerde Türkive ve geldi. Alain KrMne. 1968 Mavısı 'nda Paris kaldırımlarmı söküp polisle çatı- şaıı Fransız gençlerinin Daniel Cohn Bendi?\en sonra en lanınan lideriydi. Şimdisaçlan agarrmş, or- tayaşlı birdevrimci olarakyine ha- reketli)ine mücadeleci. Türkiye ye BirleşikSosy alist Parti kongresinin konuğu olarak geldi. Krıvine, 1954'lerde başlayan Cezayir bagımsızlık savaşımn da vakın tanıklanndan. O yıllarda Fransız Komiinıst Partısi 'nin(FKP) gençlik örgütünün önderi FKP içinde Cezayir in bağımsızhğını destekleyengnıptan olduğu vepar- tinin Stalinci yönetimini eleştirdigi için partiden çtkanlır. Bu arada gösteriler nedeniyle tutuklanır. Krivine nin Cezayir le olan ba- ğı hiç kesılmez. Daha sonraki vıl- larda da Cezayir'e gider. orada dostlan vardır Ceza}ir'dekiIslam- cı FlStfslami Selamet Cephesi/ partisinin iktidam yaklasması üze- rine gerçekleştirilen askeri darbe sonrası Ceza} ir 'e birçok kez gider. Oradayiikselen radikal tslamcı te- röre vakından tanık olur. İktidar- daki FLN (Cezayir Milli Kuıtuluş Cephesi) grubunu da eleştiren Kri- vine 'vle Cezayirdekigelişmeleri ve son dıırumu konuştuk. Türkiye vi çok vakından etkileyen ve ilgilendi- ren Cezayir konusumı Krivine yo- nımlay arak anlattı. Cezayir gerçe- ğine ışık tutucak ö'nemli bilgiler wıxli. En çok kadmları hedefalan ıvdikal Islamcı teröre karsı halkın eğilimini ve tutumunıı da aktaran Krivine 'nın anlattıklarının sızin de ilginizı çekeceğini umuyontm. • Kadınlar, akşam 6'dan sonra kesinlikle sokağa çıkamıyor. Çıkanlar öldürülüyor. Islamcı gruplar yalnızca FlS'le (İslami Selamet Cephesi) sınırlı değil. GEA (Islamcı Ordu Grubu) FlS'ten daha çok şiddeti savunuyor. Son dönemde kendi aralannda da çatışmalar başladı. Krivine, Cezayir'de en çok kadınlan hedefalan radikal Islamcı terore karşı halkın eğilimini anlatıyor - Türkiye'yi çok vakından ilgi- lendiren önemli konulardan biri- si de bildiğiniz gibi Cezayir'deki gelişmeler. Radikal tslamcı terör ve askeri darbeciler arasına sıkı- şan Cezayir halkının kaderini me- rak edivoruz? Sizin ilginiz daha eskilere dayanıyor. 1950'li yıllaru, o zaman neler olmuştu ve bugün- lere nasıl gelindi? A.KrKine-Cezayirlilerin Fran- sızlara karşı 1954'İerdebaşlattığı kurtuluş savaşı sırasında Fransız solu ikiye bölünmüştü. Resmi so- lun büyük birçoğunluğu -kı bun- ların önemli bir kesiminı Fransız Komünist Partisi oluşturuyordu- Cezayir'de barışı savunuyordu. Bu banş için görüşmelerin yapıl- masından yanaydı. Ancak bagım- sızlık talebıni destekleme konu- sunda ciddi birtereddüt vardı. lkı temel nedenden ötürü: Bırincisi Cezayir Ulusal Kurtuluş Cephe- si "nin mıllıyetçilik karakterine tepki. ikincisı ise Fransız Komü- nist Partisi'nin içinde güçlü bir şe- kilde varlığını sürdüren Fransız millıyetçiliği. 1954yılında Ceza- yirbağımsızlık savaşı başladığın- da Fransız halkı tümüyle şaşkına dönmüştü. Ne olduğunu anlaya- mamışlardı. Olaylar ilk önce po- lis otobüslerıne gerillaların saldı- nsıyla başlamıştı. Bunlar Fransız halkınca lanetlenmişti. Terörıst provokatörler denen genllalann ne istediği üzerinde düşünülme- mişti bıle. Bu eylemler Fransız solunu da bölmüştü. Halkın çok küçük bir azınlığı kurtuluş savaşı ile daya- nışma içindeydi. Özellikle solcu HıristiyanlarCezayirlileri destek- liyordu. Aydınlar destekliyordu. - Fransız Komünist Partisi'nin tııtumu neydi? A.Krivine - Fransız Komünist Partisi'nin önemli bir çoğunluğu. Fransız hükümetinın yürüttüğü savaşa karşıydı. Fakat. Cezayirli- lenn bağım^ızlık talebınin redde- dilmesınden yanaydı. Daha sonra değıştiler. Ikincı Dünya Sava- şı'ndan önce Cezayir komünisf- leri de Fransız Komünist Partisi üyesi idiler. O zaman bağımsız bir Cezayır komünist partisi yok- tu. Cezayirli komünistlerin sayısı da Ikinci Dünya Savaşı' ndan ön- ce parmakla gösterilecek kadar azdı. O dönemde yani Ikinci Dün- ya Savaşı sırasında FKP. Ceza- yir'in Fransız birliği içinde yeral- masından yanaydı. Bu birlik için- de Cezayirlilerin de Fransızlarla eşit haklara sahip olmasını isti- yorlardı. Ama, Cezayir'in kesin- kes Fransa'nın parçası olmasını savunuyorlardı. Ikinci Dünya Savaşı'ndan son- ra komünistler hükümette yer al- dılar. 1954'te Cezayir deki ayak- lanma başladığında bu konularla ilgli bakanlığın başında komü- nistler bulunuyordu. Ayaklanma ordu tarafından sert bir şekilde bastınldı ve büyük bir katlıam ya- şandı. FKP yönetimi baskılann kendi bilgisi dışında gerçekleştiğini ve yapılanlan onaylamadtğını söyle- diyse de Komünist Partisi içinde bu ayaklanmaya karşı üç tutum ortaya çıkmıştı. tkinci eğılim ki. bu partinin merkezi eğilimi ıdı. "Yapılan baskılara karşıyız, a- ma ayaklanmaya da karşıyız" deniyordu. Üçüncü eğilim ise. Cezayir'in sömürge olmaktan çıkarılması ve kendi kaderini tayin etmesi ve bu amaçla bir an önce müzakerelere başlanması. Fakat savaşın biti- minden ve bağımsızlığın gerçek- leşmesinden hemen önce kendi kaderlerinı tayin etme talebini ka- bul etme eğilimi hâkim oldu. A- ma neden sonra. SİRECEK GLOBAL POLITIKULTUR ERGİN YILDIZOĞLU BiPleşememiş (ve İflasın Eşiğinde) Milletler 26 haziranda 50. doğum yıldönümünü kutlayan Birleşmiş Milletler'in amaç belgesi "gelecek kuşak- ları savaşın kötülüklerınden korumak", "ortak so- runları çözmek için savaşa gerek bırakmayacakyön- tem, kurum ve prensipleri kabul ederek uluslarara- sı banş ve güvenliği koruma gücümüzü birieştir- mek".. vb. ifadelerle dolu. Kuruluşun 50 yıllık tarihi ve bugün içinde bulunduğu durum ise bir başka hi- kâye. "Soğuk savaş" sonrası, çok kutuplu (ya da tek kutuplu; bakış açınıza bağlı) dünya hertaraftan manT tar gibi biten savaşlaria cayır cayır yanarken, Bos* na'dan Haiti'ye ve Somali'ye kadar 20 ülkede barr- şı korumaya çabalayan Birleşmiş Milletler örgütünün portföyünde başansızlık, belirsizlik ve yönelimsizlik var. Bunlara ek olarak, iflas etmek üzere; BM'nin ha- len 1.5 milyar dolar borcu var. Ancak üye ükeler bu kuruluşa güvenıni yitirmiş olacak kı Butros Gali'ye göre 183 üye ülkeden sadece 48 tanesi aidatlannı ödüyor. BM fonlannın yüzde 25'ini sağlamakla yü- kümlü ABD'nin birikmiş, ödenmemiş aidatları 1.5 milyar dolar. Rusya'nın 600 milyon dolar, Fransa'nın ise 85 milyon dolar ödemesi gerekiyor. Ekonomik so- runlar bastırdıkça ve BM her eyleminden başarısız- lıkla çıktıkça üye ülkelerin elleri de zaman içinde ceplerinden uzaklaştı. Halbuki "soğuksavaş" sonrası dönemde, ABD'nin gerileyen politık ve ekonomik gücünden boşalmak- ta olan lıderiiğin yerine. yeni ve "daha demokratik" bir uluslararası yönetim kurumu olarak BM'nin geçj mesi hayalleri havalarda uçuşuyordu. Hem de dev- letler arası ilişkiler ve demokratik olmak, tümü ile bir- birini dışlayan iki kavram olmasına rağmen... * O zamanlar, hatırlarsınız. "tarihin sonu" geldiğl için bin yıllık banş ve hukuka dayalı bir dünya bizi bekliyordu. Bu dünyada tabii ki herkes hemen bu nurlu ufuklara gidemeyecekti. Bazı ikıncı sınıf bölge ve ülkeler vardı. Işte bunları da "Yeni Dünya Düze- ni"ne dahil etmek gerekıyordu. Wall Street Jour- nal'da ve Foreign Affaıres, hatta The Economist gi- bi "gerçekçılığı" ile bılinen yayın organlannda üstü kapalı bir şekilde (zaman zaman da açık olarak) "ye- ni emperyalızm", "kolektif sömürgecilik" konulan konuşuluyor, bu ikınci sınıf ülkelerin ortak bir şekil- de "inşa edilmesınden", "kurtanlmasından " bahse- diliyordu. Bu hayaller. özellikle Körfez Savaşı'ndan sonra daha da güçlendı. Körfez Savaşı ABD açısın- dan hem mali yükü dığer merkez ülkeleri arasında dağıtma hem de askeri müdahale anında dünya ka- muoyundan kabul görme açısından BM örgütünün bir işlevi olabileceğinı de göstermişti. Işte bu "kolek* tif sömürgecilik" veya "yeni emperyalizm" politika- larını hayata geçirmek BM'in yeni misyonu olacak- tı. O sıralarda bir kışilık krızine girmiş olan r>IATO da BM'yi destekleyebilirdi. Global medya kuruluşlannın ve liberal akademis- yen/yazar çevrelerinin de tam desteğiyle bu planı Somali'de uygulamaya koydular. "Niye önce Yu- goslavya değil?" dendiğinde ise, "Yugoslavya çok karmaşık vezor. Somaliisekolayveyapılabilir... ön- 1 ce burada deneyelim" şeklinde cevap veriliyordu. Bu cevap, daha o zaman BM'nin aslında merkez ül- keleri arasında bir uyumsuzluk söz konusu oldu- ğunda tümü ile iktidarsız kaldığını da göstenyordu. BM'nin ıktidarsızlığının kanıtlanması için önce Soma- li'nin yüzüne gözüne bulaşması, sonra da banş gü- cünün Yugoslavya'da taraflar arasında piyona dön- mesi gerekecekti. Uluslararası çelişkiler ve global liderlik mücadele- si önceden görülenden çok daha güçlüydü ve "Yfe- ni Dünya Düzeni" beklenenin aksine son derecede istikrarsız ve yeni savaşlann çıkmasına uygun bir or- tam yaratmıştı. Bu koşullarda uluslararası eşgüdüm ve işbirliğine dayalı kurumlann geleceği gittikçe ka- rarıyordu. BM de bu eğilimin etkilerinden kendini kurtaramadı. Geleceği belirsiz, mali olarak çöküntü içinde, uluslararası düzlemde alay konusu oimuş bir şekilde ve bir gün ölürse, arkasından pek bir ağla- yan olmayacağının da bilincinde olarak 50. doğum yılını kutluyor BM. Bu, gururlu ve umut dolu bir yıl- dönümü değil... Demiral ve Ağar, Ay han'ın tabutunu taşıdı. (AA) - DGM savcısı \ Avhan icin törenA]^KARA (Cumhuriyet Doğan Bürosu) - Kalp yetmezliğı ve şeker hastalığı sonucu önceki gün evinde ölü bu- lunan Ankara DGM savcı- lanndan Kemal Ayhan'ın cenaze töreni dün yapıldı. DGM önünde yapılan törende konuşan Başsavcı Nusret Demiral. Ayhan'ın çok iyi bir terör uzmanı ol- duğunu ve özellikle PKK konusunda gerek yurtiçi gerekse yurtdışında derin araştırmalar yaptığını anımsatarak, onun yerinin asla doldurulamayacağını belirtti. Demiral. "Mümtaz in- san, kıymetli hukukçu ve meslektaşımız Kemal Ay- han'ın ölümü. bizleri bü- yük bir acı içine soktu" de- di. Kemal Ayhan'ın özgeç- mışi hakkında bilgı veren Törene, Adalet Bakanlığı Müsteşan Yusuf Kenan ve musteşar yar- dımcılan, Emnıyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, Ankara Valisi Erdoğan Şa- hinoğlu. Ankara Cumhuri- yet Başsavcısı Nazmi Şar- \an, Ankara 1 No'lu DGM Başkanı Muammer Ün- soy. 2 No'lu DGM Başka- nı M. Turgut Okyay. An- kara Emniyet Müdürü Or- han Taşanlar, Ankara Ba- rosu Başkanı Tuncay Alemdaroğlu ile çok sayı- da yargıç, savcı, emniyet mensubu ve adli personel katıldı. Törene katılanlar, daha sonra Kemal Ayhan'ın eşı Süheyla Ayhan'a başsağlı- ğı dileğinde bulundular. Kemal Ayhan'ın cena- zesı. Maltepe Camii'nde kılınan öğlen namazından sonra defnedilmek üzere memleketi Balıkesir'e gö- türüldü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle