08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 HAZİRAN 1995 ÇARŞAMBA 14 KULTUR Iki yılda bir sanat çevrelerini bir araya getiren Venedik Bienali'nin 100. yılı kutlanıyor Büyülder içîn yapdmış EMsneylandKültür Servisi - Her ıki yılda bir bin- den fazla sanatçı. müze direktörü, gale- ri sahibi. basın mensubu, siyasal eylem- ci. milyoner. alkolik, sanat eleştirmeni, lcısacası "uluslararası sanat toplumu' de- nen o ne olduğu bilinmeyen grup. dün- yanın en eskı çağdaş sanat festivalı ıçin dünyanın en tutucu kenti olarak nitele- nen Venedik'e gidıyor. Bu yıl Venedik Bienali'nın 100. yılı kutlanıyor. Fıkır. ılk olarak, 30 Nisan 1895 de Kral Umberto I'den çıkmıştı. Bu nedenle de 15 ekime kadar sürecek olan bu yılki etkınlik. daha büyük bir önem taşıyor. Ingiliz Independentgazetesinın ekın- de yer alan. Andrevv Graham-Di\on'un imzasını taşıyan yazıda "Bazı kişiler Ve- nedik Bienali'ni fazlasıyla ciddiye alır- ken. bazılan da Eurmision Şarki Vanş- nıası göziiyle bakıyor" deniyor. The Eu- ropeangazeresinin ekinde yer alan bir başka yazıda ıse bıenal. 'büyükler için yapılmış bir Disneyland'a benzetiliyor. Bienalın Venedık'te ve temmuz ayında gerçekleştirildığı. herkesin ıvı vakıt ge- çirdığı göz önünde bulundurulursa. bu kendine özgü kültürel tanh hatasının bu- gün hâlâ sürmesinin nedeni anlaşılabilir Sanatseverler. ellerınde. broşür dolu çantalan, bir pavyondan diğenne dola- şıp duruyorlar. Amerikan pavyonu. en çok ilgi çeken bölüm. Kimlik ve ötekilik • Fransız küratör Jean Clair'in düzenlediği 'Identity and Otherness- Kimlik ve Ötekilik" başlıklı sergi. bienalin en büyük sergisi. Bu yüzyılda yaşanan zulmü gözler önüne seren Clair'in bu sergisinde, pek çok sanatçmm Birinci ve Ikinci Dünya Savaşı'na verdiği yanıtları aktaran yapıtlar var. • Clair, sergiyi düzenlerken kendisine iki hedef seçmiş: Bienalin dünya sanatında olup bitenleri yakından izlemesini sağlamak ve yüzyılhk birikimi gözler önüne sermek. Pek çok farklı ülkeden, pek çok fark- lı sanatçımn yapıtını biraraya getıren bir bienal içın herhangi bir genelleme yap- mak zor. Ama bu yıl sergilenen yapıtla- nn çoğunda marazi konular v e melanko- li göze çarpıyor Bienalde. yirmı dolaylarında ulusal pavyonun yanı Mra bienalin bu yılki yö- neticısı Jean Clair'ın düzenlediği 'Iden- tit> and Otherness-Kimlik ve Ötekilik' ve Venedik'le bienalin tarihını gösteren 'The JourneysofTaste' adlı iki sergi de bulunuyor. Enerjısı ve hırsıyla tanınan Fransız kürator Jean Clair'ın düzenledi- ği sergi. bienalin en büyük sergisi. Bienal broşüründe. bu sergının konusu 'insan kimliğini bulma olanaği \e onu ulaşüabi- lir kılan koşullar' olarak belırtilmiş Claır"in sergisi geniş bir alanı kapsı- yor. 19. yüzyıl sonundan günümüze re- sım ve heykellerden oluşuvor. Birbiriy- lehiçbağdaşmayanobjeleri bir araya ge- tiren sergıde son derece nıteliklı yapıtlar da bulunuyor. Bu yüzyılda yaşanan zul- Bienal direktoru Jean Clair (üstu Mark di Suvero'nun heykeli (vandaı mü gözler önüne seren Clair'in bu ser- msinde pek çok sanatçının Birinci ve Ikinci Dünya Savaşı'na verdiği yanıtla- rı aktaran yapıtlar var. Bunlann arasın- da Jacob Epstein'ın ünlü robot askerı. Otto Dix'ın ölülenn ve yaralıların kafa- larını resmettıği yapıtı ve Sır Henrv Tonks'un piyadelerın şeklı bozulmuş yüzlerini son derece canlı bir biçimde yansıttığı resmı *.L ru ııı ı.,oi ı Lın M. 1 '- gıye Giorgo de Chirico. Mav Beckman. Pierre Bonard'ın kendı portrclcrıni de dahıl etmış. Sergi. 'Figures of the Body 1895 to 1995'altbaşlığını taşıyor ve son 100 yıl- da. düşüncelerın bedensel kimlığımızı nasıl değıştırdığını ele alıyor. Böyle bir tema seçilmesı. buyük ustalarla çok ta- nınmayjn viiutv ıljnn yan yana getıril- mesı açısmdan da büyük önem taşıyor: Picasso ve Fınli sanjtçı Helene Schjerf- beck, Gauguin \ e Schönberg. Sergi, 1895'de gerçekleşen bazı bu- luşlardan yola çıkıyor. !lkbienalin açılı- şından biray once. Paris'tebirgösteridü- zenleyen LouisLumiere'ın sınemayı bu- luşu ilk sırada yer alıyor. Clair, bu konu- da. "O zamana kadar hep hareketsiz gö- züken beden, bir anda. perdede kıpırda- nırken görülünce. imgenin sessizliği son- suza kadar bozuldu" dıyor. Clair. sergiyi düzenlerken kendisine ıki hedef seçmiş. Bienalin dünya sana- tında olup bıtenlen yakından izlemesini sağlamak ve yüz yıllık birikimi gözler önüne sermek. Bununla birlikte. Clair'in en çok tartışma yaratan kararı. 1980"den beri bienalde yer alan Aperto adlı resmi bölümü kaldıımak olmuş. Gayet düzen- siz ve karmaşık bir bölüm olmasına kar- şın. Aperto genç sanatçılara. yapıtlannı sergileyecekleri bir alan sunması açısın- dan önem taşıyordu. Bienal yaşhhğmı kufluyor Bu yıl. Venedik Bienali'nde yeni ya- pıtlar yenne, eskidenkalmaçalışmalann sergi lenmesı. ınsanın aklına "Sanatınso- nu mu gddi?" sorusunu getınyor Clair. bunun yalnızca. bir zaman, mekân ve pa- ra sorunu olduğunu belirtıyor: "Bu bi- enali vönetmeteklifi bana birvılönceya- pıldı. Bir v ıl. bu kadar önemli bir sergiyi düzenlemek için çok kısa bir süre." Bienalde, ^perto'un yer almaması. çağdaş yapıtlan sergileyen 28 müzenın Avrupa çapında Aperto 95 adıy la bir ça- lışmabaşlatmasına neden oldu. Bir yan- dan da. Hollanda, Fransa ve lngıltere gi- bi ülkeler, genç sanatçılann. Venedik do- laylarında degişik yerlerde, gösteri yap- malarını sağlıyor. Aslında Giardini di Costello'da bulu- nan ulusal pavyonlarda sergilenen yaşa- yan sanatçılann yapıtlan. bienalin varo- luş nedeni. Göreceh olarak deneyımsiz sanatçılann yapıtlannı sergileme firsatı bulabıldikleri bu bölümün kaldınlması ıse bu bienalin yaşlılığını hissettığı, hat- ta kutsadığı duygusunu veriyor. Bu yıl üç Rus sanatçı kendi uluslannı aşağılama konusunda ışbirlıği yapmışlar. Oluşturduklan sergi. Rus pornodergıle- rının sayfalanndan kopanlmış parçalar- dan vebirarşıv filmıninçıplakbirduvar üzerinde gösterilen melankolık parçala- nndan oluşuyor. Japon pavyonu ise bir kez daha Japon teknolojisinin görsel sanatlara uygula- nışını gösteriyor. Bu yılki bienalde tek- nolojidenyardımalınarak ortaya çıkanl- mış çok sayıda yapıt var. Örneğin. BUI Viola's. Amerikan pavyonunda yer alan yapıtlannda. lııçbır şey vaat etmeeyen teknolojiyı bir sanat aracı halıne getir- miş. Muhteşem restorasyon Kültür Servisi - Giorgio Vasari ve Federico Zuccari'nın 1572-1579 yılları arasında Floransa Katedralı'nde yaptıkları "TheLast Judgment" adlı dev fresk. yüzyıllardır mum verüt- sülerın oluşturduğu karbon tabakasının temizlenmesi sonucu. yeniden görülebiîir hale geldı Beş yıl süren temızleme ve restorasyon döneminden sonra. kırmızı çıni ışlemelı sekizgen kubbenın ıç cephesınde yer alan fresk. bütün göz kamaştırıcılığıyla ortaya çıktı. Vasan-Zuccan'nın "Last Judgmenfı. süreklı tartışmalara konu olan bir yapıt. Fresk. Vasarfnin 1574'tekı ölümünden sonra. yapıtın üçte ıkisinı tamamlayan Zuccari'nın Floransa- lıolmaması vediğerpolitıknedenleryüzünden, Floransalıla- rın beğenısını asla kazanamadı. Zuccari; Urbino'da doğdu. Roma'da yaşadı. Kardeşı Taddeo'yla birlikte. Romakökenlı. karşı-reformcu sanat hareketinin lıderlığını yaptı. Papalığın gırı^i- mıyle başlatılan hare- ket. duygusallığın ege- men olduğu. daha dı- daktık ve basit bir sanat anlayışını öngörüyordu. Tann'nın hükmünün tartışılmaz olduğu "Last Judgment" fres- kinın mesajı da çok açık: Göklenn hâkımı Tanrı; dünyanın hâkımı de papa ve Katolık dev- letlerdır. Bu mesaj. Flo- ransa'nın Rönesans ge- leneğıne ters düşen bir anlayışı gösteriyor \e Floransalıların, Zucca- ri "den nıçin hoşlanma- dıklarını da ortava ko- yuyor. Hatta. bu karşı- reformcu sanat yapıtı. çağdaş Avrupa ıdeolo- ]ik ve polıtık sanatının önemli bir örneğını oluşturuyor. ttalya'nın önde gelen sanat tarıhçılennden Federico Zeri.Zuccari'yı klasıklerarasına ko- vuyor. Gerçekten de Zuccari'nın yapıtlan. 19. yüzyıl Alman. ltaİyan ve Ingiliztablolanyla benzerlıklertaşıyorve sosyal ger- çekçılık anlayışıyla yapılmış Stalinist çalışmalarını ve Nazi propaganda resimlerını andınyor. Sanat tarıhçılen Zuccan'nın çalışmalarını yeniden değer- lendinrken "Last Judgment"ın restorasyonu. Bmnelleschi'nın imzasını taşıyan kubbenın 15 yıldır devam eden restorasyo- nuyla aynı zamana denk geldı. iJveda DoŞduŞum Toprak FarcmcJUTARİH VAKFI Anatoiia: A History of 1SO YMTS of Mkırat150 Yıllık Cöç Tarihiflarda Anado At*t«irk 4 10 jul* 5995 AUtûfk Cu'.?ı,!*< ' Anadolu'nun 150yıllıkgöç tarihi Kültür Senisi- "Elveda Doğduğum Toprak- Fo- toğraflarda Anadolu'nun 150 \ ıllık Göç Tarihi" adlı sergi. 4- 2ü temmuz tanhlen arasında -\tatürk Kültür Vlerkezı Büyük Sergi Salonu'nda izlenebı- lecek. İOO'ün üzennde fotoğraf \e belgeyle. açık- layıcı yazılardan olu^an sergi. Türkıye Ekonomik ve Toplumsal Tarıh Vakfı tarafından. Rockefeller Vakfı'nın maddı katkılany la gerçekleştınliyor. Ele aldığı zaman dilımınin başlangıcı. yakla^ık olarak fotografın keşfıyleaynı tarıhlere rastlamakta Kıt- lesel göçler de bu dönemde başlıyor. Osmanlı Devletı'nıneikı uyrukları bağımsızlık mücadelelerı sonucunda kendı ulus devletlerını kurup imparatorluktan ayrılır. Osmanlı bu sekılde parçalanıpküçüldükçe. otopraklar üzennde yaşa- yan Müslüman ahalı Anadolu'ya sığınmak zorun- da kalır. Bunu ızleyen dönemde ulus dev let kurına sırası Türkler'e gelmıştır. Türdeş bir ulus yaratma çabası içinde Anadolu'dakı Müslüman olmayan azınlıklar goçe zorlanır. Serginin senaryosu tenıatık olmakla birlikte kro- nolojık bir sıra ızliyor Anadolu'ya gelen başlıca göçler KatVasIar'dan. Balkanlar'dan. Bulgarıstan. eskı ve bugünkü Yugo^lavya ıle Yunanıstan'dan oluyor. Bir de Polonya (Polonezköy). Macanstan. Rus- ya. Almanya (S'ahudı bılımadamları) ve Afganıs- tan'dan gelen küçük göçler sayılabılir. Anado- lu'nun verdığı ana göçler ıse Ermeni. Rum, Yahu- dıveSüryanıgöçlendır. Göçler öncekağnılarlave yaya olarak yapılır. Sonra vapur ve özellıkle tren- ler bu ınsjnlık ayıbını taşırlar. üünümüze yaklaş- tıkça uçaklardevreye gırer \e bir dönem de Lada marka otomobıllergöçün bimgesı olurlar. Taşıt ne olursa olsun. taşınan deâışmez: sefalet. korku ve keder. Insanlarterkettiklerıgüne kadar anayurtları bıl- dıklen topraklardan ayrılmak zorunda bırakılmış- lardır. Bu göçler ekonomik gerekçelerle yapılan- lara hiç benzemez. Tümüyle sıyasıdır. zora daya- lıdır. Dolayısıy la sergıdekı fotoğrafların hıçbınn- de el sallayan. mendıl sallayan anneler, sevgililer. çocuklar y oktur. Oy sa her gıden topluluk fevkala- de yerleşik bir düzenı. yani e\ ıni. yardım cemiye- tini. camıînı, kilısesıni, okulunu. atalannı bıraka- rak gıtmektedır. Fotoğraf \e belgelerın çoğu doğ- rudan göçü resmederken. bir kısmı da vazgeçilmek zorunda kalan yerleşik yaşamdan kesıtlen gözler önüne serer. Gelen ve gıden göçlerle birlikte Anadolu'da kül- tür mozaiğının renklen ters etkılere maruz kalmış- tır. Gelen göçler renklen canlandırdıvsa, giden göçler nihai bir solgunlaşmaya yol açmıştır. Kül- türel bir arada y aşamanın dayandığı destekler müt- hış bir darbe yemıştır Ama her şeye rağmen yan- nı kurtarmak için bir şeyler yapılabilır mı? "Elve- da Doğduğum Toprak -Fotoğraflarda Anadolu'nun 150 Yıllık Göç Tarihi " sergisi bıraz da bu soruyu sormayı. bu y önde birbılinci krvılcımlamayı amaç- lıvor. Bir gecede yıldız olan soprano: Nuccia Focile Kültür Servisi- Her operaşarkıcısı. uzun süren çalışmalannınzaferedönüşeceğıanı bekler. Bu ay. Italy an soprano Nuccia Foci- le, bir gecede yıldız oldu. Eleştırmenler. Focıle'yı yeregöğe sığdı- ramıyorlan "Fevkalade!" ">Iuhteşemî" In- gilız The Times gazetesının eleştirmeni. "Fodle'yi izlevenler. kendilerini, tonınlan- na bile, onu anlatnıaya hazırlamalılar r dı- yor. Otuz üç yaşındakı sanatçı. son on yıl- dır. Avrupa ve Amerıka'nın önde gelen operalannda bırçok kez başrol oy nadı. Pa- %'arotti'nın koruyuculuğunu üstlendıği Fo- cıle. bırkaç konser ve operada. sahneyı onunla paylaşmış. ama yıne de kımsenın dikkatını çekememışti. Daha önce. Mılano'dakı La Scala'da ye- di kez başrol oynayan Focile: CardifF'te bu- lunanGaller Ulusal Operası'nın sahneledı- ği Verdi'nın "La Traviata"sındakı Violet- ta rolüyle bir anda şöhrete ulaştı. "La Travıata"da, başrolü Ingiliz bir te- norolan kocası PaulCharlesClarke'la pay- laşan Focile, Galler'de oturuyor. "Evlendi- ğim için değil, ikimiz de. Cardiff'i çok sev- diğimiz için. burada >aşamaya karar ver- dik"diyor ünlü soprano. "Buradaki insan- lan çok seviyoruz ve bizi bir araya getiren Galler l lusal Operası'na da duygusal da bağlanmış hissediyoruz kendinıizi." Iki y ıl önce. Galler L lusal Operası. Ver- dı'nın "Falstaff"ını Japonya'da sahneledı- ğınde. Focile v e Clarke, ıki genç aşığı. Fen- ton ve Nannetta'yı canlandınyorlardı Fo- cile. o günlerı anımsarken. "Provalar sıra- sında tanıştınldığımızda. gözlerimizi birbi- rimizden avıranıamıştık. Fenton'a gerçek- ten aşık olduğumu farkedene kadar neler olup hittiğini anlayamamıştım"diyor. Focıle'nın aılesı. o üç ya^ındayken. Sı- cilya'danTorino'yataşınmış. Focile. ılkpı- yano derslerını Tonno'da almış. 1985"de Lucıano Pa\arottı Uluslararası Ses Yanş- ması'nı kazanan sanatçı. ödül olarak, Pa- varottı'y le birlikte şarkı söylemeye hak ka- zanmış. Focıle'den çok etkılenen Pavarot- tı. bırkaç kez daha. onunla birlikte şarkı söylemış. Focile. Pavarorti'den söz ederken. onun genç sanatçılan desteklemek içın elınden gelenı yaptığını belirtıyor. Hıç kuşkusuz.aşk veevlılık. Focile'nın. "La Travıata"dakı performansını olumkı yönde etkıleyen en önemli unsur. Sanatçı. her gösteride. ızleyicılerı gözyaşlarına bo- ğuyor ve yoğun ılgıy le kar^ılaşiyor. "La Travıata"nın Galler ve Ingiltere'de- kı dört kentı kapsayan turnesınden sonra. Focile ve Clarke, meslek yaşamlarına ayrı ayrı devam edecekler. Focile ve Clarke. Galler Llusal OperaM'nın 1998"de sahne- leyeceğı Verdi'nın "Simon Boccanegra operasında yeniden bir araya gelecekler. Focile. Clarke'la birlikte. bir ıkılı. karı- koca ekıp olarak görühnekten hoşlanmadı- ğını vurguluyor "Biz, iki ayn sanatçıyız. Arada sırada birlikte çalışmak zevkli olsa da. ikimizin de, ay n meslek yaşamlan \ar." Nuccia Focıle. önümüzdekı sezon. \'er- dı'nın "Maskeli Balo". Floransa'da Mo- zart'ın "Idomeneo". Parıs'te Puccini'nm "La Boheme'" \e Münıh'te de Donızet- tı'nın "DonPasquale" operalannda sahne- ye çıkacak Focile. Vıoletta rolüyle kazan- dığı başannın. meslek yaşamını çok fazla etkılememesıne çalışıyor. Ama. yıne de, bu ba^arı sayesınde. en büyük düşü olan "Ma- dam Butterflv " ve "OteUo"dakı Desdemo- na rollerine kavuşabıleceğını düşünüyor. Nuccia Focile. gerçekten de. çok büyük bir başan kazandı. "Yürek parçalayıcı bir oyunculuk yetenegi'* dıyor bir eleştırmen, Focıle'yı överken. "İnsan,bes,yılsonra.ne- ier olaliileceğini hayal bile edemiyor." NEW YORK^TAN İLHAN MİMAROGLU Adın Ne Senin Bakayım? Keanu Reeves. Yok öyle şey! Oyuncusunun adı Keanu olan filme gitmem ben. Kevin'ler yetmiyormuş gibi bir de Ke- anu çıktı başıma. Dergilerden birinde bir yazı. Başlığı "Keanu". Ya- zarı da benim gibı Keanu adıyla bozmuş. Keanu aşağı, Keanu yukarı. Filmlerinden kaçıyorsam da biliyorum neye ben- zıyor Keanu. Son fılminde çekik gözlü birzıpçıktı ro- botu oynuyormuş, ama robot degilmış o robot. iş- te ona benzıyor. Brian Benben. Hollyvvood zıpçıktılarının hepsi "ben, ben" diyorlarsa da bu adını da öyle koymuş. VVhoopi Goldberg. Bir kadın kendine "işret âle- m/"anlamına VVhoopi dedirtirse o kadında bir ters- lik vardır. Küçük adı VVhoopi olan o kadının soyadı da Goldberg'se ve o kadın zenciyse terslik epeyce önemlidir. Küçük adı VVhoopi, soyadı da Goldberg olan hem zenci hem de Yahudiyse terslik iyice önemlidir. Küçük adı VVhoopi ve soyadı Goldberg olan, hem zenci hem de Yahudi olan o kadın oran- gutana benziyorsa ve sinema yıldızı olmuşsa, oran- gutana benzediği için King Kong'un nişanlısını oy- nayacağı yerde başka rollere çıkıyorsa, bununla da kalmayıp Oscar'lann sunuculuğunu da yapmışsa iş çığırından çıkmıştır. Doktora gittim. "Nen var?"dedi. "VVhoopi Gold- berg yüzünden heyheyler bastı"öeö\m. "Aman, iyi ki söyledin" dedi. "Ben de çekemiyorum o kadınt. Bızim hastabakıcı da pek sinirleniyor." Yalnız değil- mişım meğer. Demi Moore. "Yarım" demek olduğuna göre "Demi", neyin ya da kimin yansı acaba? Roger Mo- ore'un mu? Michael Moore'un mu? Douglas Mo- ore'un mu? Bildiğim, yanm yamalak olduğu. Müziktedeeksik değil kafamatakılan adlar. Uzak- doğulu genç bir kadın piyanist vardı. Adı afişlerde görülüyordu arada sırada. Silindi gıtti. Hiç olmazsa şimdilik. Adının yolunu tutmuş olsa gerek. Ne mi adı? Young Cook Soon! Gençler çok geçmeden yemek pişirirler. Adları uğraşlanyla çelişkıli olanlar da var. Paul Horn kornocu değil, flütçü. Thomas Oboe Lee obuacı değil, besteci. Joseph Celli tek bir viyolon- sel bile çalmıyor, obua çalıyor. Bill Vıola'ya gelince, o da viyolacı değil, video sanatçısı. Sinemaya dönelim. Meg Ryan'la kavgam adıyla değil, şirinliğiyle. Öyle şirin, öyle şirin ki karşıma çık- tığında bir kaşıntıdır tutuyor beni. Roman Polanski'nin balaylı, daha doğrusu saf- ra aylı filminı üç kez gördüm. Yakın yılların en iyi film- lerinden bıriydi bence. Ama neydı o çıçeği burnun- da pırasa suratlı şey? Adı Hugh Grant'mış. Sonra öğrendim kı Cary Grant'ın bir günler olduğunca ün- lüymüş. Tavşan dişıyle. boncuk gözleriyle neyürekr ler yakıyormuş meğer! Dişten söz açılmışken, Julia Roberts'in de adı- na diyeceğim yok. Ama o dişleri ne yapacağız? Gü- lümserken yanılıp da ağzını açtı mı tırpan gibi dişle- ri çıkıyor ortaya. Kadın! Nedir senin adın? ; Glenn Close. ; Erkek adı değil mi Glenn? Close da "yakın" de- mek olmuyor mu? Aman benden uzak dur. VVhoopi'yi unutursam, Glenn Close bildiğim en çirkin kadın. Bir de Margaret Hamilton vardı eski günlerde. Süpürge sopasına bınmış cadı rolüne çık- mıştı. Hep bekliyorum, Glenn Close da o tür bir ro- le çıksın diye. Çok iyi oyuncuymuş. O suratla iyi oyuncu olunur mu? Zurnayla keman konçertosu ça- lınır mı? Ramazan davuluyla da çalınmazsa da, adı Depar- dieu ise o davulun. demek ki Tanrı'nın tarafından olanınkıyse. çalmıyor gümbür gümbür. Gerard De- pardieu de çok iyi oyuncuymuş. O gövdeyle, o su- ratla, o burunla mı? Eskiden Errol Flynn'in yerine VVilliam Bendix'i çıkarmayı hiç kimse aklının köşe- sinden geçirmiş miydi? Oysa Gerard Depardieu'nün çıkmadığı rol kalmayacak bu gidişle. Marin Marais oluyor, Kristof Kolomb oluyor, burnunun üstüne bir burun daha takıp Cyrano oluyor... Günün birinde Hamlet'e çıkıp hem Hamlet'i, hem anasını hem de Ophelia'yı oynar belki. Emir Kusturica. Bir iki fılmini görmüştüm o yö- netmenin. Kendimi sinemadan dışan atıp bir ağaç dibi aramam gerekmemiş idiyse de midem epeyce bulanmıştı. Kusturica'nın yeni filmi "Underground" Cannes Festivali'nde büyük ödülü kazandı, ayakta alkışlandı, yer yerinden oynadı. Le Monde'daki "Kusturica Dolandmcılığı" başlıklı yazısında birfilo- zof, Alain Finkelkraut (adına boş verin, sözüne bakın)şöylediyor: "Cannes'dakijüri, enyalancısın- dan, en ipsız sapsızından Sırp propagandasının rock müziği kılığına sokulmuşunu, postmodemini, Amerikanlaştınlmışını göklere çıkardı. Şeytan bile Bosna'ya böylesine zalimce bir saldınyı, hem de Batı 'nın uçarılığını ve beceriksızliğinı bu ölçüde soy- tancasına bir sonsöze bağlamayı düşünemezdi." Öyle anlaşılıyor ki Kusturica'nın yeni filmini günün birinde göreceksem, sinemaya yanımda bir kusmuk torbasıyla gitmem gerekecek. Monefnin tablosuna 11 milyon dolar • LONDRA(AA)Fransız ressam Claude Monet'nin 1892'de yaptığı bir tablo 11 milyn dolara alıcı buldu. Londra'daki Christıe's müzayede salonunda önceki gün yapılan açık arttırmada sanatçının "Rouen Katedrali" adlı talosunu satın alan müşterinin kimliğı açıklanmadı. tetanbul Müzik Festivali'nde değişiklik I Kültür Servisi-23.Uluslararası tstanbul Müzik Festivali programında bugün 19.00'da AKVl'de yer alan IÜ Dev let Konservatuvan Öğrenci Orkestrasf nın konseri, çalışmalannın festivalde önerilen programı gerçekleştirebilecek düzeye gelmediği gerekçesiyle IÜ Devlet Koservatuvan Müdürlüğü tarafından iptal edıldi. Bu konserin yerine IÜ Devlet Konservatuvan Oda Orkestrası konseri yer alacak. Konserde, Gabriel Pierne. Gilbert Viter. Pierre Gabay ve Louis Spohr'un yapıtlannı seslendirecek olan topluluk flütte Halit Tugay, obuada Levent Colak, klarnette Gürhan Eteke, fagotta Kerim Ünsal. kornoda Sadı Baruh, kemanda Bahar Bıricık. viyolada Evrim Başaran, viyolonselde Münif Akalın ve kontrabasta Mustafa Akın'dan oluşuyor. 1Ü Devlet Konservatuvan Öğrenci Orkesrrasf nın konserine bilet almış olan ızleyiciler, biletlerini AKM gişesine iade edebilecekleri gibi 5 temmuza kadar Genç Solistler Dizisi'den başka bir konserle de değiştirebilecekler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle