14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 HAZİRAN 1995 SAU OLAYLAR VE GORUŞLER Kursu da bizimdir . JVECİP BÎLGE B asın haberlerine göre, Ankara'nın RP'li Ana- kent Belediye Başkanı, Sıhhıye Meydanı'ndaki Hitit Güneş Kursu nu kaldırmayı planlıyormuş; onun yerine Islam düşüncesinin ağır ba- sacağı ve böylece Ankara'yı daha iyı simgeleyeceği varsayılan bir yeni anıt yaptrracakmış. Bu konuda basında türlü yorumlar yapılıyor. Şimdiki anıtın ora- ya konulması da vaktiyle belli çevrele- rin eleştinsme yol açmıştı; ama, halkımı- zın çoğunluğundan bir tepki gördüğünü sanmıyoruz. Söz konusu anıt, Anado- lu'da t.Ö. 2500-2000 yıllan arasında, lç Anadolu'da yaşamış olan Hatti krallan- nın egemenlik 'atem'lerinden birinin bü- yütülmüş bir örneğidir ve 1978'lerde, zamanın belediye başkanı tarafından yaptınlnuştır. Anıta örneklik yapan yapıtlar, Ata- tûrk'ün 1932'lerde kurduğu Türk Tarih Kurumu'nun 1935'lerde Alacahöyük'te yaptırdığı kazılarda bulunmuştur. Geyik ve boğalarla Güneş Kursu'ndan oluşan bu yapıtlar, büyük bir üne ve öneme sa- hiptirler. Zira bunlar Anadolu'nun sim- gesini oluşturmaktadırlar. Bugünkü Anadolu'ya bir zamanlar "Güneşin doğ- duğu ülke" anlamında eski Yunanca "Anatofia" deniyordu. Sonradan Türkler zamanında, başka sözcüklerde de oldu- gu gibi, 'T* harfı yurnuşatılarak "Anado- lu" biçimi venldiği söylenir. Öyleyse, Ankara Şehirlerarası Otobüs Terminalı kasaltması olan AŞOT'u, Ermeniceyı andınyor diye AŞTl'ye çeviren zihni- yet, acaba "Ash Grekçeden getiyor" di- yerek Anadolu sözcüğünü de mi değiş- tirecek? Hatti ve Hitit Güneşi denen yapıttaki hayvanlann, tann ya da tannçayı simge- lediğini ileri sürerek bunun Anadolu hal- kının bugün hemen hemen türünün inan- dığı 'tek Tannlı lslam'a aykın düştûğü görüsünü ileri sürenler bulunabilir. An- cak, bunlann Anadolu halkının ve bu arada Türklenn de kültür zenginliğini gösteren yapıtlar olduğu da tartışılamaz. O halde ıslam dininin engin hoşgörüsü altında, bunlann da korunmalan gerek- tiğini düşünüyoruz. Nitekim, atalanmız bu hoşgörüyü daha öncede göstermek- ten geri kalrnamışlardır. Örneğın Kars'm Ani harabelerinde camı ve kilise, mina- re ve çan kulesi hâlâ bir arada bulundu- ğu gibi Ankaramızda da Hacı Bayram Veli Camisi ile Roma Tapınağı yüzyıl- lardan beri yan yana durmaktadır ve ak- lı başmda hiçbir kimse bunu yadırgama- maktadır. Aynca, Anadolu'da özellikle Selçuklular döneminde yapılan cami, medrese. kışla ve kervansaray gibi bina- larda aslan, kartal, balık gibi hayvan re- sim veya kabartmalan bulunmaktadır ki bunlar lslamın resim ve heykelleri ya- sakladığı savının dogru olmadığını gös- teren kanıtlardır. Anadolu'nun çeşitli yerlerinde yapı- lan kazılarda buhınan eserler, uygarlığın Anadolu'ya başka taraflardan gelmemiş; tersine dünyaya buradan yayılmış oldu- ğunu göstermektedir. Gerçekten başka ülkelerdeki kavimler daha geri bir du- rumdayken Anadolu kavimlerinin cilalı taş devrine geçmiş olduklan, buralarda bulunan yapıtlardan anlaşılmaktadır. Başkenti Hatuşa olan Hatti Kralhğı'nın halkı, Orta Asyalı veya Hint-Avrupa kö- kenli olmayıp yerli bir halktı ve yerli bir uygarlığa sahiptı. Anadolu'nun bilinen en eski halkı olan Hattiler, Kızılırmak'm büyük halkası içinde yaşıyorlardı. Bu ül- ke, sonradan Asya'dan geldıği kabul edi- len Hitıtler tarafından işgal edildi. An- cak işgalciler, hemen hemen her zaman olduğu gibi büyük ölçüde yerli kültürün etkisi altında kaldılar. O derecede ki ege- menlikleri altına aldıklan Anadolu'dan söz ederken "Hatti ülkesT deyimini kul- landıklan gibi yerli dilden de pek çok sözcüğü ya aynen veya biraz değiştire- rek almışlardır. Hatti ve Hitit uygarlığı birbirine o kadar kanşmış ki Hattilere bazen Onhitit adı verilmiştir. Hititlilerle birlikte, Mısırlılar ve Asur- lular belli birçağın dünyasına düzen ver- dikleri gibi daha sonra da Türkler çeşit- li zamanlarda yapılan göç ve akınlarla buralara gelip yerleştiler ve yerli halkla kaynaştılar. Araştmcılar, Hititlerle Türk- ler arasında karakter ve davranış açısın- dan hayli benzerlikler bulunduğunu be- lirtirler. Bugün bile tç Anadolu'da kırsal ke- simde yaşayan halkın özellikle yaz ay- lannda başlanna taktıklan tertik' denen başlıklarla, Hitit figürlerlerindekı baş- lıklar birbirine çok benzemektedir. Hatti ülkesi halkı, Batı ile Doğu'nun tarihsel karşılaşmasını sağlamıştır. Bu halk, Mezopotamya uygarlığıyla Batı Ege uygarlığı arasında aracı olarak bü- yük rol oynamıştır. Böylece Anadolu, Doğu'dan Baü'ya ve Batı'dan Doğu'ya doğru gerçekleşen göç ve akınlann kav- şak noktası, çeşitli uygarlıklann çekim merkezi haline gelmiştir. Ancak orayı fethedenler, aynı zamanda kendileri de fethedilenler durumuna girmişlerdir; böylece hepsi birbirlenyle kaynaşmış- lardır. S. Eyuboğlu'nun dediği gibi fetheden de biz olmuşuz, fethedilen de biz. Şu halde bugünkü Türk ulusu, eskiden be- ri Anadolu'da yaşayan kavimlerle sonra- dan oraya gelenlerin ve bu arada Türk- lerin kaynaşmasından oluşmuştur. Öy- leyse, Anadolu'nun eski kavimlennin her türlü kalıntısı, bizim kültür mirası- mızdır. Yeni yapıtlar bizim olduğu gibi eskiden kalmış olanlar da bizimdir. Ara- lannda hiçbir aynm yapmadan, onlann hepsini koruyup gözetmek bizim için ulusal bir ödevdir. Cumhuriyet savcılan neredesiniz?!. B aşhğı yanhş yazdım sanınm. 'Bu ülkenin savcılan nerede' değil de, 'cumhuriyet savcılan nerede' diye sormam gerekir. Na acıdır ki. cumhuriyet döneminde, cumhuriyet savcılannın görev yaptığı bir zamanda şeriat gruplan şu ya da bu adla ortaya çıkarak hem cumhuriyete hem laik düzene kafa tutabiliyorlar. Kafa tutmak da ne ki adamlar açıkça: - Laik cumhuriyet düzenini yıkıp şeriatı getireceğiz diye haykınyorlar. öyle, köyde, kentte değil, başkentte! O da yetmiyor, ülkenin en büyük kenti Istanbul'da, Beyazıt Meydanf nda kara sakal, kara cüppe, ellennde odunlarla gösteri yapıyorlar. Ankara polisinın izin vermediği gösteriye tstanbul polisi ses çıkarmıyor. TV'lerden izledik görüntüleri... Ne ürkütücü kıyafetler... Ne geri, ilkel görünümler! Sahi, hâlâ yürürlükte bulunan bir Kılık Kıyafet Yasası var. Neden uygulamıyor savcılanmız? Basın yazıyor, tv'ler gösteriyor. Bunlar ihbar kabul edilmez mı? "Kunuı'ın tstediği şeriat devletini kurjnak için çahşıyoruz. Önümüzde engel olanlan ortadan kakbnnz!" Kime diyorlar? Sıradan bir yurttaşa değil, Istanbul Emniyet Müdürü Yardımcısı bir görevliye. Kim bunlar? Aczmendi tarikatı üyeleri. Ne istiyorlar? Açık seçik söylüyorlar -Laik dOzeni yıkıp jeriaa getireceğiz''. Peki, bu görevli ne yapıyor? Bir şey yapmaya kalkışabiliyor mu? Ne gezer! "Müdürüme bir daıuşayım" demekle yetiniyor. Mazallah!... (Allah göstermesin!) bir sol grup çıkıp da, "Bu düzeni yıkacağtz" deseydi neler olurdu Beyazıt Meydanı'nda? Ey, gerçek cumhuriyet savcılan, neredesiniz? Saadettin Malkoç TELECARD TlCARt TELECARD UNtVERSmr TELECARD GENÇ TELECARD FCflDl KREDİ OTOMOBlL KRE0İSİ KONUT KflEDlSl \ TELE24 BORDRO KASA24 t REPO HAZtNE BONOSU HİSSE SENEDİ I \ HİSSE SEHEDt KREDtSl YATIBIM FONLARI PORTFÖy VÖBETİMİ VARLIÛA DAYALI MENKUL KIYMET SİGORTA WORLOCARD UNlVERStTY W0RUXARD BUSINESS CARO KREDİLİ MEVDUAT HESAB1 KREDİLİ TtCARlHESAP SERBE5T VAÛEÜ MEVDUAT NESABI SÜPERVADEU MEVDUAT HESABI SUPERCARD SÜPERCEK SÛPERHESAP Bugün, milyonlarca Telecard sahibi, Yapı Kredi tarafından sigorta güvencesi altına alınmış olmanın güvenini ve rahatlığını yaşıyor. Telecard sahibi olanlar, kaza sonucu hastanede yatarak tedavi ve her türlü vefat teminattnı içeren sigorta guvencesmden yararlanma ımkânına kavuşuyor. Evde. işte. yolda, akla gelebilecek her yerde karşılaşılabilecek kazalar sonucunda hastanede yatarak tedavi, sigorta kapsamına giriyor. Hastane masraflarını Yapı Kredi ödüyor. Kaza sonucunda. Telecard sahibi sigortalının hastanede yattıgı süre içinde yaptığı tüm doktor, ameliyat, yatak. ılaç. teşhis ve tedavi masrafları, Yapı Kredı tarafından, teminat limitleri dahilinde karşılanıyor. Sigortalı aynca, 24 saat Acil Ambulans Hizmeti'nden ücretsiz yararlanma imkânına sahip oluyor. Telecard sahibi olanlar, otomatikman sigortalı oluyor. Telecard sahibi olanlar, Yapı Kredi'nin Halk Yaşam Sigorta A.Ş. ile işbirliği içinde sunduğu bu olağanüstü sigorta guvencesinden yararlanmak için, tek kuruş prim ödemiyor. Sigorta primlerini Telecard sahıplerının yerine Yapı Kredi ödüyor. Teminat limitlerini Telecard sahibinin hesap durumu belirliyor. Telecard sahibi sigortalının. Yapı Kredi'deki vadesiz hesabının ortalaması, kaza sonucu yatarak tedavi ve vefat teminatını belirliyor. Hesap ortalamasının yukselmesi. teminat limitlerini ve dolayısıyla ödenecek tazmınatı da yükseltiyor. Örneğin, yıllık vadesiz hesap ortalaması 5 milyon lira olan bir Telecard sahibi, bu ortalamanın 10 katı, yani 50 milyon liraya kadar sigorta guvencesinden yararlanabiliyor. Ortalama arttıgında, teminat limiti de otomatikman artıyor. Teminat limiti 1 milyar lirayla sınırlı. Dünyanın her yerinde geçerli bu olaganustü güvenceden. yıllık vadesiz hesap ortalaması 1 milyon liranın üzerinde olan bütün Telecard, UniversHy Telecard, Genç Telecard ve Supercard sahipleri yararlanabiliyor. Siz de Telecard sahibi olun, siz de otomatikman sigortalı olun. Siz henüz Telecard sahibi degilseniz hemen bir Yapı Kredı Şubesi'ne gelin, Süper Hizmet Yetkilısıyle görüşün, Telecard sahibi olun. Telecard'la. Yapı Kredi'nin sunduğu tüm imkânlardan yararlanabilir, üstelik tek kuruş ödemeden sigorta güvencesine kavuşabilirsiniz. Siz de gelin Yapı Kredi'ye, Yapı Kredi farkını yaşamaya başlayın. Burası Yapı Kredi. Fark burada. YAPI^CKREDi "hizmette smır yoktur" A IC * PENCERE Mandayla Dinozorun Savaşımı... Dinozor deyince aklınıza ne geliyor?.. Eski çağlarda yaşamış, soyu tükenmiş bir yaratık; ama, ne yaratık?.. Çoğu iki ayak üstünde yürüyen, kimi piliç boyunda, kimi dev gibi, kimi otobur, kimi korkutucu, kimi filmlere konu olacak kadar ilgi çe- kici, yabanıl bir hayvan... Yamanda?.. , ^ Mandayı kim bilmez ki!.. EvciL Gevişgetiren.. Hantal.. DinozcHun soyu eski çağlarda tükendiğinden, bu yaratığa ilişkin deyişlerimiz yok; ama, mandaya dö- nük olanlar pek çok; birisi çok yiyip tıkınıp da şiş- manladı mı lâf gediğine konur: - Manda gibi şişmanladı!.. Bir başkası gereksiz yere olduğu yere yayilıp öte- kini berıkini tedırgin etti mi: - Manda gibi yayıldı.. Hantallaşan kişi uyarılır: - Mandalaşma!.. • 2000'e 5 kala, bizim medyada her iki hayvanı da değişik amaçlarla dile getirenler var. Kuvayı Milliye ruhuna sahip, bağımsızlığı ve özgürlüğü savunan, sosyal adaleti benimseyen, sosyalist görüşlü, yurt- sever ve namuslu kişiye yakıştınlan ad nedir - Dinozor!.. Niçin dinozor?.. Çünkü dinozorun soyu kurudu, Kuvayı Milliye ru- hu öldü, sosyal adaleti savunmanm modası geçti, sosyalizm sizlere ömür, bağımsızlık artık bir anlam taşımıyor; yurtseverlik nedir ki!.. Çekıver kuyruğu- nu... Peki, manda sözcüğü kime yakışıyor?.. Sözlüğe başvuralım: "Uluslararası hukukta manda, kendini yönetebi- lecek düzeyde olmayan ya da örgütlenme yetene- ğinden yoksun toplumlara uygulanan rejim..." Tarihimizde örneği var: 1919'da Türkiye'de çoğu kişi manda istiyordu. Hem Amehkan mandası!.. Aradan üç çeyrek yüzyıl geçti; bugün mandayı bi- ze 'ilericilik' diye yutturmaya çalışıyorlar. Öyle görülüyor ki Türkiye'deki siyasal yaşam di- nozorlarla mandalar arasında sürecek... Hangisı kazanacak?.. • Denebilir ki: - Dinozorun soyu tükendi, eğeryaşamasını bilsey- di, değişen koşullara ayak uydursaydı, kökü kuru- mazdı... - lyi ama, artk yaşamayan bir yaratığa bunca sal- dınnın anlamı ne?.. Herkes işini gücünü bırakmış, di- nozoriarla uğraşıyor. Eğer dinozorun soyu tüken- mişse, yaşamda işlevi de bitmiş demektir. Neden gündemin bırinci maddesinde hep dinozoriar var?.. Ybksa yeniden mi canlanıyorlar?.. - Gelecek mandanındır... - Valla mı?.. - Kuşkun mu var?.. - Mandanın eti yenir, arabaya koşulur. Kurtuluş Sa- vaşı'nda Kuvayı Milliye'ye manda arabalanyla silah taşınmıştı; ama, Kuvayı Inzibatiye de mandalan kul- lanmıştı. Hem manda boynuzludur, dört ayaklıdır; kim dürterse ya da kulianırsa ona uyar; manda bu savaşımı kazanamaz... - Ya dinozor?.. - Eğer canlanırsa, ortalığı toz duman eder, herkes kaçacak yer, girecek delik arar... • Ne dersiniz? Türkiye'de kim kazanacak savaşımı? Dinozor mu?.. Manda mı?. MUMUR HBt İDE YAIİYOR! Gözartında kayıplann ve katledilenlerin hesabını sormaya devam ediyoruz. Haklı ve soylu çalışmamıza diğer illerden de yaygın destekler yükseliyor. Kayıplann akıbetini sorma mücadelemiz yaygınlaşıyor. Bizler, gözaltında kayıp aileleri ve DMP olarak gelen çağrılar üzerine, çeşitli kitle örgütlerinden temsilcilerin de katılımıyla oluşturduğumuz heyetle diğer illerle kucak- laşıyoruz. Oluşturduğumuz heyet, 21 Haziran Çarşamba günü, saat 18'de Kadıköy Altıyol'daki mum yakma eylemimizden sonra yola çıkacaktır. Sizleri, tüm duyarlı kurum ve kişileri heyetimizi uğurlamaya davet ediyoruz Demokrat* Mücadefc PtatJonm mürekkepT ÜÇ «tll< OIICI 125.000.. Tl • - •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle