Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 HAZİRAN 1995 PERŞEMBE
12 DIZIYAZI
Schengen: Birlik içinde birlikIlk beş ülkede 'yürürlüğe
gniş' işlemlennin bitişinden
sonra, Schengen Sözleşme-
si'ne uygun olarak "yüriitme
komitesi' oluşturulmuştur.
Yürûtme komitesi. 7 ayn
üye ülkenin temsilcisinden
oluşmaktadır, kararlann oy-
birliği ile alınması gerek-
mektedir. Alınan ortak ka-
rarlann, Schengen'i onayla-
miş olup henûz gerekli ön-
lemleri tamamlayamadıklan
için komiteye giremeyen ül-
keler tarafından da onaylan-
ması gerekiyor.
Oybirliği ile alınmış olan
kararlar, taraflardan binnin
başvurusuyla iki ay ertele-
nebilir.
Schengen'e altı ayhk dö-
nemlerle her üye ülkeden bi-
risi başkanlık etmektedir.
AB Konseyi Başkanlığı'na
benzeyen bu sistemde, fark-
lı olarak başkanJık süresinin
altı aylık dönemleri uzatıla-
bilmektedir. 1995'in birinci
dönemi için başkanlık göre-
vini Belçika sürdürmektedir.
•
İkili iiişkiler
Avusturya, Schengen'in
gözlemci üyesidir ve (1)
Schengen'e katılımı gün
meselesi olarak görülmekte-
dir.
Danimarka, gözlemci üye
olmak için başvurmuştur.
Ancak daha önce de işaret
ettiğimiz Iskandinav Kuzey
Alanı Antlaşması nedeniy le
görüşmeler sonuca ulaşma-
mıştır. (2)
lsviçre ile görüşmeler de-
vam etmektedir.
Schengen ülkelerinin. AB
üyesi olmayan ülkelerle iliş-
kileri özel bir yapı taşımak-
tadır 'Karşılıklı Yeniden Kabul Antlaş-
ması' denilen ilişki, pratikte üçüncü ül-
keden gelen sığınmacılann geldikleri ül-
keye geri gönderilmesi sonucunu getir-
mektedir. Bu anlaşmaya dahil olan Po-
lonya, kendi toprakianndan geçerek ge-
len sığınmacılan geri almayı kabul et-
miş, karşılığmda kendi vatandaşlan için
vize zorunluluğunu kaldırtmıştır.
Bulgaristan da aynı şekilde bir anlaş-
ma yaparak kendi vatandaşlanna vizeyi
kaldırtmak için 1 Eylül 1994 tarihinde
Schengen Başkanlığı'na başvurmuştur.
Schengen'de son durum
1994'ün son yansında Alman başkan-
lığının diplomarik ve mali (özellikle SIS
konusunda) çabalan sonucu. Fransız
tçişleri Bakanı Charies Pasqua'nın da
direnişine son vermesiyle Schengen Yü-
rütme Komitesi, 22 Aralık 1994 tarihin-
de aldığı bir kararla 26 Mart 1995'tenitı-
baren 'geri dönülmez' şekilde Schengen
Sözleşmesi'ni yürürlüğe sokmuştur. Or-
taya çıkan aksamalan düzeltmek için de
üç aylık bir ara süresi konulmuştur.
Yürürlüğe giriş karan, ortak dış sınır-
lan güçlendirmek ve iç sınırlann kont-
rollerini kaldırmak şeklinde özetlenecek
AVRUPA'DA
SERBEST
DOLAŞIM
SORUNU
I)r. M. Atanıan Aksövek Kavhan l'vgur
• Schengen Yürütme Komitesi, 22 Aralık 1994
tarihinde aldığı bir kararla 26 Mart 1995'ten itibaren
'geri dönülmez' şekilde Schengen Sözleşmesi'ni
yürürlüğe sokmuştur. Ortaya çıkan aksamalan
düzeltmek için de üç aylık bir ara süre konulmuştur.
• Schengen Sözleşmesi, Avrupa Birliği dışında, üye
ülkeler arasında bir işbirliği sözleşmesidir. Bu
sözleşmenin topluluk hukuku ve kararları karşısındaki
yeri ne olacaktır? Sanırız bu konulara kesin cevabı,
AB Adalet Divanı önümüzdeki yıllarda verecektir.
Topluluk hukukuna göre göçmen ve yerleşik yabancılarla ilgıli sorunlar, "4 Kasım 1950 Avrupa Insan Haklannı ve Temel
Özgürlükleri Koruma Sözleşmesi'ne ve 28 Temmuz 1951 tarihli mültecilerle ilgili sözleşmeye saygı gösterilerek ele alınır."
Bu durumda özel bir anlaşma olan Schengen'in bazı sorunlar yaratacağı ortadadır.
olan bir politik nıyetbıldinmi. bir uzlaş-
ma sonucudur. Fransa Cumhurbaşkanlı-
ğı seçimleri nedeniyle bu kaydı. Fransa
koydurmuştur. Bu üç aylık deneme dö-
nemi içinde üst düzeyde güvenl ik görev -
lilerinden oluşan 'takip komitesi' ortak
birraporhazırlayacaktır. Hukuksal plan-
da Schengen'den geri dönüş mümkün ol-
mamakla birlikte, Fransız Cumhurbaş-
kanı adayı Jacques Chirac, 'dış sınır
kontrollerinin veterli olmaması halinde
Schengen'den vazgeçebileceğini' ifade et-
mektedir.
Pek muhtemel olmamakla birlikte,
Fransa veya bir başka AB ülkesi, yuka-
nda işaret edilmiş olan olanağı kullana-
rak sürekJi iki ay erteleme isteyerek iş-
lemeyi durdurabilir.
Göriildüğü gibi topluluk dışı, devlet-
lerarası birmukaveleyle karşı karşıyayız.
AB'nin göç, göçmenler ve göçmenlik
konulannda ortak bir politikası yoktur ve
ulusal yetkılerin birliğe devri uzun bir
süreden bu yana tartışma konusudur. Ül-
keler, bu konulan kendi içişleri olarak
görmektedirler.
Avrupa Komisyonu, 8 Temmuz 1985
tarihli kararla topluluk üyesi devletlere.
bu konularda bilgi iletimi ve ön müza-
kere zorunluluğunu getirmek istemışse
de komisyonun bu karanna karşı 5 A\ -
rupa Topluluğu ülkesi. Adalet Divanı
önünde itıraz etmişler ve Avrupa Toplu-
luğu'nun tcmel anlaşması olan Roma
Antlaşması'nın 118. maddesinde öngö-
rülen, topluluğun sosyal yetkilerinin
göçmenlik konusundaki ulusal egemen-
liği sınırlamayacağı görüşünü öne sür-
müşlerdir.
Schengen ve Maastricht
Adalet Dıvanı'nın 9 Temmuz 1987 ta-
rihli karan; topluluğun, göçmenlikle il-
gili olarak toplu iş pazan ve çalışma şart-
lanna ilişkin konularda yetkili olduğunu
kaydetmiştir. Kamu düzeni, kamu gü-
venliği ve kamu sağlığı konulannda ise
her devlet kendi yasal düzenlemelerini
yapacaktır. (3)
Diğer taraftan, Schengen Sözleşme-
si'nde ele alınan konulara Maastricht
Antlaşması'nın beşinci bölümünde ve
özellikJe 100,100C ve lOODsayılımad-
delerinde, altıncı bölümün K ile K9 sa-
yılı maddelerinde de yer verilmiştir. Be-
şinci bölümde AT Konseyi'ne sadece vi-
ze konusunda yetkı verilmektedir. Bu
konularda oybirliği gerekmekte, sadece
yoğun yabancı akını halinde altı ayı aş-
mayacak bir dönem için oybirliği koşu-
lu geçıci olarak kaldınlmaktadır.
1996'dan itibaren (4) oybirliği aran-
maksızın tck tip vize uygulamasına ge-
çılmesi söz konusudur. Ote vandan ka-
mu düzeni ve kamu güvenliğiyle ilgili
konularda, Maastricht Antlaşması 'nda
da üye ülkeler, ulusal egemenlik yetki-
lerini muhafaza etmektedirler. Aynca,
söz konusu anlaşmada Schengen ve (sı-
ğınmacılar konusunda) Dublin Sözleş-
mesi gibi devletlerarası yapılmış bağlan-
tılar, AT Konseyi 'nin Maastricht çerçe-
vesinde alacağı kararlar veya önlemler
yürürlüğe girene kadar geçerli kalacak-
tır.
işbirlifli konuları
Maastricht Antlaşması'nın (daha ev-
vel degindiğimiz gibi) K ve K 1 'den K9'a
kadar olan maddeleri ise aşağıdaki ko-
nularda işbirliği öngörmektedir.
- Sığınmacılar,
- Dış sınırlann aşılması ve kontrolü,
- Göçmenlik, üçüncü ülke vatandaşla-
nnın girişi ve yerleşik yabancılara iliş-
kin olan, aile birleşimi ve iş konulan da-
hil olmak üzere politikalar ve kaçak iş-
çilerle mücadele,
- Uyuşturucu alışkanlı-
ğıyla mücadele,
- Uluslararası sahtekârlık-
la mücadele,
- Medeni hukuk alanı nda
adli işbirliği,
- Ceza hukuku alanında
adli işbirliği,
- Gümrük alanında işbir-
liği,
- Terorizm, uyuşturucu
madde kaçakçılığı ve ulus-
lararası cürümle mücadele
(Avrupa polisi).
Bu bölümde söz konusu
olan üye ülkelerin kendi ulu-
sal yetkilerini koruyarak iş-
birliği yapmalandır.
İhsan haklarına saygı
K2 maddesinde şöyle de-
nilmektedir:
"Kl maddesinde yer alan
sorunlar, 4 Kasım 1950 Av-
rupa jnsan Haklannı ve Te-
mcl ÖzgüriiikJeri Koruma
Sözleşmesi'ne ve 28 Temmuz
1951 tarihli mülteciletie ilgi-
li sözleşmeye, politik neden-
lerie baskı gören kişilere üye
devletlerin tanıdığı himaye
çerçevesinde saygı gösterile-
rek ele alınır.'*
Topluluk hukuku içinde
bu sözleşmenin ilk kez blok
halinde ve açıklıkla ıfade
edilmesi, ileride yabancılar
ve özellikle yerleşik yaban-
cılar konusunda, ınsan hak-
lan çiğnenerek alınan bazı
önlemlerin, Insan Haklan
Sözleşmesi çerçevesi içinde
hukuk yollan aranmasına
imkân hazırladığı açıktır.
Maastricht Antlaşması'nı
onaylayan devletlerin yük-
sek düzeydeki sorumlulan-
nın, bu maddenin asıl öne-
mıni yeterince düşünüp dü-
şünmedıklenni bilemiyoruz, yalnız ge-
rek vize eerekse aile birleşimi gibi ko-
nularda Insan Haklan Sözleşmesi'nin
özel aile hayatına saygı göstermeyle il-
gılı 8. maddesinın ve her türlü aynmcı-
lığı yasaklayan 14. maddesinın, Maast-
richt çerçevesinde gündeme getirilebi-
leceği ortadadır. Bu çerçevede üye ülke-
ler arasında topluluk dışı bir işbirliği bi-
çimi olan Schengen Sözleşmesi'nin ye-
ri ne olacaktır? Sanınz bu konulara ke-
sin cevabı, AB Adalet Divanı önümüz-
deki yıllarda verecektir.
(1) Bu çalışmanın hazıriandığı nisan
ayı sonunda.
(2) Çalışmanın bitirildiği günlerde.
(3) Adalet Divanı'nin 'kamu düze-
ni'ne yükledıği anlam oldukça sınırlı
olup özünde, üye devletlerin göç ve göç-
menlik konulannda almış olduklan kısıt-
layıcı öniemlerle çelişmektedir.
(4) Maastricht Antlaşması'nın karşı-
laştığı zorluklar ve gecikmeler dikkate
alınırsa bu tarihin daha da ileri atılması-
nın söz konusu olduğu söylenebilir.
Yarın: Schengen'e elestiriler
CALISANLARIN SORULARI/SORUIVLARIYILMAZ ŞÎPAL
Açıga ahndım
SORU: Devlet memuru olarak çalışmakta iken 1993 vılında açığa
alındun. Uzun uğraşlardan sonra açığa alınma karannı kakiırttım
ve yeniden görev* başladım. Ancak elimde olmayan nedenlerle açık-
ta geçirdiğim süre için bana gerive dönük hiçbir ödeme > apılmadL
Bunun yanı sıra açıkta geçirdiğim süreler kıdeminıe sayümadı. Bu
yüzden derece yükseünesi de alamadım. Bu konuda bir yargı ka-
ranndan da söz ediklL Fakat karann ne zaman ve hangi yargı ye-
rine verildiği konusuna bir açıklık gctirilmedi. Sorulanm: A) Böy-
le bir yargı karan var mıdır? \arsa ne zaman ve hangi yargrya ait-
tir? B) Açıkta geçirdiğim süreter için ayhk ve diğer özlük haklanm
askıya ahnıp yok mu sayılacak? (A.Ş.)
YANIT : A) Size sözü edilen ve açıkta geçen süreler için özlük
haklannın verilemeyeceğine ilişkin benzer bir karar bundan 36 yıl
önce, 1959 yılında geçen bir olay nedeniyle 1970 yılında alınmıştır.
(a) Açıkta kahnan 11 aylık sürenin kıdeme eklenmesi ile bu süre-
ye ait aylıklannın istemiyle açılan davanın aylığa hak kazanma gö-
rev yapılması ile mümkün olup 6435 sayılı yasa hükümleri uyann-
ca bakanlık emrine alınarak 3.7.1959 gününde görevine son verilen
ilgiliye görev yapmadığı günlerde ait aylıklannın ödenmesine mev-
zuat hükümleri karşısında olanak bulunmadığı, diğer taraftan 3656
sayılı yasanın 4598 sayılı yasayla değışik 7. maddesi uyannca açık-
ta geçen sürenin memuriyet kıdemine sayılmayacağı gerekçesiyle
reddıne karar verilmiştir.
(Danıştay 5. Daire 12.1.1967 gün. 1967/2339 Esas ve 1970/43
Karar)
Ancak bu karara neden olan olayın geçtiği 1959 yılında size uy-
gulanması gereken 657 sayılı Devlet Memurlan Yasası yürürlüğe
girmemişti.
B) Açığa alınanlann yeniden görevlerine döndüklerinde, açıkta
geçen süreleri için aylık ve diğer özlük haklannı almalan gerektiği-
ne ilişkin Danıştay kararlan
(2) (...) haklanndaki işlemler Danıştay tarafından iptal edilip eski
görevlerine döndürülen memurlara veya işlemden sonra istekleriyle
emekliye aynlan veya başka göreve nakledilen memurlara işlem ta-
rihi ile göreve dönme. istekleriyle emekliye aynlma veya nakil tari-
hine kadar geçen süre için maaş, ek gösteTge farkı, iş güçlüğü ve
teminindeki güçlük zamlan. ikramiye gibi her türlü yan ödeme
farklannm ödenmesi gerektiği görüşüne oybirliği ile vanlarak dos-
yanın birinci başkanlığa sunulmasına 12/3/1980 gününde karar ve-
rildi.
(Danıştay 3. Daire 12.3. 1980 Tarih, 1980/32 Esas ve 1980/39
Karar)_
(3) Özet: Haklannda tesis edilen göreve son verme. görevden çe-
kilmiş sayılma ya da benzeri işlemlerin yürütmenın durdurulması
karanyla durdurulması üzerine. görevine döndürülen memurlara fi-
ilen görev yapmadıklan döneme ait özlük hakJanmn ödenmesi ge-
rektiği.
Danıştay'ın günümüzdeki kararlan açığa alınıp sonra yeniden
göreve döndürülen memurlara, görevden uzak kaldıklan süreler
için aylık kıdem ve diğer her türlü haklannın verilmesi gerektiği
yönündedir.
Kaynak (I) Danıştay Beşinci Daire Kararlan Birinci Kitap. sayfa
152/321
(2) Ibrahim Pınar, Devlet Memurlan Kanunu 1987 sayfa 456
(3) Danıştay Dergisi, sayı 52-53, sayfa 41.
İLAN ANTALYA BİRİNCİ SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
Esas: 1992998 > Karar: 1995,561
Davacı Hüseyin Karacan vs. tarafından davalılar Ayşe Muti, Münev>er Barçın. Meh-
met Sapmaz. Safiye Moralı, Mustafa Avanos, Hahl Zeybek. Ayşe Arapoğlu. Selahattin
Kapanoğlu, MuzafFer Kapanoglu, Seher Kapanoğlu, Dünye Kapanoğlu, Yaşar Can, Ha-
san Çelik, Mehmet Aii Çetin, Arif Çelik, Abdurrahman Aya, Mustafa Şevket Çolakoğ-
lu. Şerife Çolakoğlu, Ismet Konu. Suna Demirtaş, Yılmaz Çelik. Sebahat Bakan, Eme-
tullah Taşkıran'ın izalei şüyu davası ile ilgili olarak bu davalılara adresleri bellı olmadı-
ğından ve C. Savcılığı kanalı ile de adreslen bulunamadığından karar teblıgatlannın ila-
nen tebliğine karar verilmiştir.
Buna göre Antalya Merkez Ahatlı Mahallesi 1464 ada, 7 parselde kayıtlı gayrimenku-
lün hisedarlan arasında taksimı mümkün olmadığından satış suretiyle şüyunun gideril-
mesıne; satış bedelı üzennden yüzde 05 harcın hıssedarlardan hısselen mspetinde tah-
siline: taraf vekilleri için 300.000.- TL vekalet ücretinin takdıri ile hıssedarlardan hisse-
leri nispetinde alınarak adı geçen taraflara venlmesine: artan satış bedelinın hıssedarla-
ra hisseleri nispetinde tevziıne; davacı tarafından mahkeme masrafı olarak sarf edilen
1.510.000.- TL'nın hıssedarlara hisselen nispetinde tevzi edıldıkten sonra davalılara isa-
bet eden oranda kendilerinden alınarak davacıya verilmesıne. karar verilmiştir.
Karar özetinin yukanda adlan yazılı davalılara karar teblıği yenne geçmek üzere ila-
nen tebliğ olunur. 1.6.1995 Basın: 25643
İLAN UŞAK İZALE-İ ŞÜYU SATIŞ MEMURLUĞU'NDAN
Mirasçılar arasuıda taksımi kabil olmadığından kesinleşen Uşak Sulh Hukuk Mahke-
mesi'nin 01.12.1994 tarih 1994/497-2655 esas karar sayılı ılamı ile satılarak ortaklığın
giderilmesine karar verilen Uşak Merkez Hacıkadem Köyü. Ellekçi mevkıinde kaın ta-
punun 218 parsel sayısında kayıtlı 13.340 m2 miktannda tarla vasfında ve toplam
800.400.000.- TL değenndekı taşınmaz 17.07.1995 günü saat 17.00 ile 17.10 arasında
Uşak Sulh Hukuk Mahkemesi kalemınde açıkantırma suretiyle satılacak olup bu arttır-
mada tahmın olunan değerin yüzde 75'ıne alıcı çıkmadığı takdirde, ikıncı arttırması ay-
nı yerde ve aynı saatler arasında olmak üzere 27.07.1995 günü tahmin olunan değerin
yüzde 40'ını gecmesi şartı ile satışı yapılacaktır. Satışa ıştirak edeceklerin tahmin olu-
nan değenn yüzde 20 sı tutannda nakdi temınat veya bir banka mektubu ibraz etmeleri
gerekir. Satış peşin para ile yapılacak olup ısteyen alıcıya 20 günlük süre tanınacaktır.
verilen süre içensinde satış bedeli yatırılmadığı takdirde ItK'nin 133. ve takıp eden mad-
deleri uygulanacaktır. Ihale pullan, tellaliye, tapu harç ve teslim masraflan ile satış be-
deli üzennden alınması gereken yüzde 15 KDV alıcıya ait olup binkmış vergiler, satış
bedelinden ödenecektır. Tüm aramalara rağmen teblığe sarih adresleri tespit edilemeyen
mirasçılar Dudu Selvi ve Kazım Yığit'e ilanen teblıgat icrasına karar venldığinden gay-
rimenkul satış ilanı tebliğine esas olmak üzere Dudu Selvı ve Kazım Yiğıt'e ilanen teb-
liğ olmıur. Basın: 25680
İLAN
DEVREK ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1992/739
Es. 1995'10 Karar
Davacı Kadır Karan tarafından davalılar Abdullah Sa-
ndilek, Halil Sandılek ve Emine Maloğlu aleyhine açı-
lan ferağa ıcbar davasının yapılan açtk yargılaması so-
nunda, davanın kabulüne daır venlen karar. davahlardan
Halil Sandılek'ın tüm aramalara rağmen adresı temin
edilemediğinden basm ilan yoluyla mahkeme karannın
tebliğine karar verilmiş olmakla;
Mahkememizce verilen 7.2.1995 tarih ve 1992/739
esas. 1995/10 karar sayılı ılamının davalı Halil Sandi-
lek'ın ilan tanhinden itibaren 15 gün içensınde tem>iz
yolunabaşvurmadığı takdirde kesinleşmiş sayılacağınm
İcarar verileceği karar tebliği yerine kaim olmak üzere ilan
olunur.
Basın: 16262
İLAN
T.C.
DENİZLİ ASLİYE 3. HUKUK
MAHKEMESİ
1994/1063
Davacı AliTecim vekilı Av. Ali Şahin'ın davalı Gülay
Tecim aleyhine mahkememıze açtığı boşanma davasın-
da: Denizli Güney ilçesi Ertuğrul Köyü cilt 014/01, say-
fa 34, kütük 30'da nüfiısa kayıtlı Mehmet Ali kızı Dön-
dü'den olma, 1974 doğumlu Gülay Tecim'in adresi tüm
aramalara rağmen bulunamadığından dava dılekçesı ve
duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmekle.
15.9.1995 duruşma günü saat 9'da kendisı veya temsıl
ettıreceği vekille davasını takıp ettırmesi, aksı halde yar-
gılamaya yokluğunda devam edileceği ve bu şekilde ka-
rar verileceği bu nedenle dava dilekcesı ve meşruatı ila-
nen tebliğ olunur. 14.3.1995
Basın: 19036
İZMİR 4. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN İLAN
1990'802 Esas /1995/382 Karar
Hâkım: Osman Güngör Durusoy 14746 Kâtip: Sibel
Ayan 2008 Davacr VakıflarGenel Müdürlüğü'ne izafeten
îzmır Vakıflar Bölge Müdürlüğü Vekilı: Av. Sema Cstün-
dağ Davalı: Tapu iptali-tescil Davacı VakıflarGenel Mü-
dürlüğü'ne izafeten İzmir Bölge Vakıflar Müdürlüğü tara-
fından açılan tapu ıptalı-tescil davasında verilen karar ge-
reğınce; Tapu malikı Dervış oğlu Vehbi'nin mırasçılannı
tanıyan ve mirascısı olduğunu iddıa edenlerin ilam tanhin-
den itibaren 1 yıl içinde mahkememize başvurmalan için
3.5.1994 tarihli gazetede ilan yaptırmış olmasına rağmen
mahkememize hiçbir mirasçmm müracaat etmediği anla-
şılmıştır.
HÜKUM: 1- İzmir, Merkez, 3. Sultaniye Mahallesi 68
ada, 2 parselde kayıtlı 14/88 hisse sahibı Derviş oğlu Veh-
bi'nin gaipliğine. Bu yerde kayıtlı Derviş oğlu Vehbi'nin
14/88 hissesinın tapu kaydının iptali ile mukataalı taşm-
mazın Yusuf Vakfı adına kayıt ve tesciline. 2- Davacının
yaptığı masraflann davacı üzerinde bırakılmasma dair ver-
ilen karar davacı vekilinın yüzüne karşı Yargıtay yolu açık
olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 4.5 1995 Basın: 26752
SEYDİŞEHİR ASLİYE HUKUK (İŞ)
MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo: 1994İ40
Davacı SSK Gen. Müdürlüğü vekili Av. E. Suat Aytar
tarafından Doruk tnşaat Ticaret Limited Şirketi, Ömer
Ortataş ve Eyüp İleri aleyhine açılan rücuan tazminat da-
vasının mahkememızde yapılan yargılaması sırasında,
davalı Doruk Inşaat Tic. Ltd. şirketinin adresi tüm ara-
malara rağmen tespit edılememiş olup gazete yolu ile teb-
liğine karar venlmiş olup:
Adı geçen davalı şırketın, mahkememizde duruşma
günü olan 26.7.1995 günü saat 9.00'da hazır bulunması
veya kendısıni bir vekille temsıl ettirmesi, aksı halde du-
ruşmanın yokluğunda görülüp karar verileceği dava di-
lekçesi yenne kaım olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
Basın: 25648
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Dil Bilinci (7) :
14 Mayıs Karşıdevrimdi!.
14 Mayıs 1950'de iktıdara gelen "Demokratlar"'ın ilk
çıkardıkları yasa, Arapça ezan yasağının kaldınlmasıydı.
Atatürk'ün en büyük devrımi, dil devrimi, böylece yıkıl-
mış oluyordu. Çok kimse, 1950'nin 14 Mayısı'nı, bir
"devnm" olarak niteler. Bu, ülkede demokrasiyi yerlt-ş-
tirmek ısteyenler ıçın doğrudur. Adı "demo/craf'olanlar
açısından değil. Artık, ondan sonra din sömürüsünün
önü alınamayacaktır.
Bugün, başta Söleyman Bey olmak üzere, "Demokrat
Parti'nın devamı" olduğunu söyleyenler vardır. AP'nin
196O'lı yıllarda benımsedığı "Kırat"\ alan, Süleyman
Bey'ın genel başkanı olduğu AP idi. Amaç, tarihe karışan
"Demokrat Part/"nın oylarına konmaktı. Konmuşlardır
da.
Gericılığin büyüğü dilde başladı. SBF profesörü Cem
Eroğul, "Anayasa ve Tüze Dilinın Türkçeleştirilmesi"
başlıklı çalışmasında, "Karşıdevnm" bölümünde, şöyle
diyor:
"Demokrat Parti'nın dil devrimi duşmanlığı, bu partinin
yalnızca göriınuşte halkçı olduğunun en büyük kanıtıdır.
Çünkü halkı gerçekten seven ve sayan hiçbir siyasal
akım, halka uygariık yolunu açacak bu türden bir yeniliğe
karşı çıkmayı usunun köşesınden bıle geçirmez. Oysa
DP, siyasal erke tırmanır tırmanmaz Türkçe düşmanlığınt
sergilemeye başlamıştır.
Bu Türkçe duşmanlığının en büyük eylemı, anayasanın
1945'te Tün\çeleştmlen metnınden vazgeçilıp 1924 met-
nınin yeniden yürühüğe konmasıdır. Bu yönde ılk adımı,
DP'nin dört kunıcusundan biri olan Fuad Köprûlü atmış-
tır. Istanbül Milletvekili Köprülü'nün 203 arkadaşıyla bir-
likte verdiğı anayasa değişikliği önergesinin gerekçesi,
1945 yılında yapay bir dil yaratıldığı, anayasada 'yaşayan
dil'e dönülmesi gerektiğidir. Bu ilgınçtır. Çünkü Köprûlü,
olduğu gibi eski metne dönülmesinı değil, bu arada tut-
muş olan kimi sözcüklenn konınmasını ıstemektedir. Kal-
masını istedıği sözcüklere ilişkin olarak şu ömekler venle-
bilir: Bilakaydüşart yerine kayıtsız şartsız, ıskat yenne dü-
şünne, intihap yenne seçım, münjruzaman yerine zama-
naşımı, reis yerine başkan, muvafık bulma yenne uygun
bulmak, müddeıumumilık yenne savcılık, mümanaat yen-
ne engel olmak, teşkilatı esasıye kanunu yenne anayasa
(ancak, yine kendi önerisinin 102. maddesinde, bu kez
anakanun diyor!) Bu ve bunun gibi ömeklerin açıkça ka-
nıtladığı bir gerçek vardır. Yasa yoluyla yapılan değişiklik-
lerin hiç değilse bir bölümü 'yaşayan dil'e girmektedir.
Dolayısıyla, henüz yetennce yaygınlık kazanmamış söz-
cüklerin kaldınlıp bunlann yerine eskiye dönülmesinı ıste-
mek, tutunabılecek birtakım sözcüklerin yaşama olasılığı-
nı daha başından ortadan kaldırmak demektir. Öyleyse,
bu tür tutarsızlıklann sonucu, ister ıstemez karşıdevrime
hizmet etmektir.
Nitekim bu örnekte de böyle olmuştur. Fuad Köprûlü,
Halide Edip Adıvar gibi, dil konusunda çelışkılerden kur-
tulamamış aydınlann açtıklan kapıdan hemen karşıdev-
rimciler gırmişlerdir. Köpnjlü'nün önerisı genel kurulda
görûşüluriıen, bu sefer İzmir Milletvekili Zühtü Hilmi Ve-
libeşe ile 185 arkadaşının önerisı gelmiştir. Bu yeni öne-
riye göre, 'uydurma' dilden kurtulmak için bulunabilecek
en iyı çözüm, 1945 metnini bütünüyte yünıriükten kaldınp
1924 metnıne geri dönmektir. Anayasa Komisyonu da,
önce KöpriJlü ve arkadaşlannın önerisini benimseyip ken-
disı de bunun üzennde birtakım değışıklıkler yapmışken,
düşünce değiştırmış, bu kez de toptan gen dönüş önen-
sini benimsemiştır." •
Prof. Cem Eroğul'a göre, Türkiye'de, 1952 yılının Ara-
lık ayında 1945 Anayasası'nın diline ilişkin olarak Mec-
lis'te yapılan görüşmeler, Turk aydınının özyapısını anla-
mak bakımından eşı az bulunur bir kaynak nitelığindedır.
Şöyle diyor Eroğul:
"Örneğin 1945'te an dil davasının bayraktariığını ya-
pan, Dahili Nızamname'nın Içtüzük'e dönûştûrülmesini
önerer) Feridun Fikri Düşünsel, eski dile dönüş önerisini
candan benimseyerek Meclis kürsüsünde şu sözleri söy-
leyebiliyor:
- Arkadaşlar, böyle bir hakikat gününün bu millet tara-
fından bu salona getirilmiş olmasını candan temenni et-
mekte idim. Işte o gün geldi. Bu hakikat, bu güneş günü
geldi.
Ağn Milletvekili Kasım Küfrevi, her ne pahasına olursa
olsun Türk Dil Kurumu'nu küçük düşürebılmek için 'in-
san' sözcüğü Türkçe olmadığından kurumun buna 'dik-
sürüngen' diyecek bir kafa yapısında olduğunu ileri süre-
biliyor. Bir tür aydınımızı tanımak bakımından, Seyhan
Milletvekili Sinan Tekelioğlu nun şu sözleri özellikle il-
ginç:
- ... Memleketimizde tek parti ye diktatörlük idaresinin
hâkim olduğu sıralarda milletin dilini dinini ortadan kaldı-
rarak bambaşka bir şekle sokmak istediler... Netice iti-
bariyle. Büyük Ata Güneş-Dıl Teorisi'ni kabul etmekle
eski ve güzel lisanımızın devamına karar verdi. Fakat
O'nun olümünden sonra nedense bu Dil Kurumu yıne
eski yola gitti. Bulgarıstan'dan getirılen bir mütehassıs
Ermeni delaletiyle kimsenin anlayamadığı Türk lisanına
yeni yeni kelimeler soktular. Mesela arkadaşlar 'oturum'
yahut şuna buna benzer kelimeler eskilerın manasını
karşılayabilir mi acaba!.. Bundan maksat eski tarıhleri
unutturmak, eski tarihi yok etmektir."
(Zavallı Tekelioğlu, bugun herkes "oturum" söz-
cüğünü kullanıyor. Arapça "ce/se"yi kim anımsar, kim
bilir?)
1950'de, dilde karşıdevrim, ilkin ezanın Arapçaya çev-
rilmesiyle başladı. Köy Enstitüleri'nin, halkevlerinin
kapatılışı sökün etti ardından. DP'nin ilk Milli Eğıtim
Bakanı Avni Başman, Köy Enstitüleri'nin kapatılmasına*
karşı çıktı, bakanlıktan ayrıldı. Köprûlü filan da, neden
sonra, DP'den ayrılacaklardı.
Atatürk, 1932'de başlattığı dil devrimine, ölümüne dek
bağlı kaldı. Prof. Cem Eroğul, "Atatürk'ün Güneş-Dit,
kuramıyla biriikte yeni sözcüklerden vazgeçtiğı, dahası, •
bu kurama, vazgeçişini örtmek için sanldığı savı, çirkin'
olmak bir yana, düpedüz yalandır. Yalan olduğunun
kanıtı, doğrudan doğruya Atatürk'ün söz ve eylemleridir"
diyor. Örnekler veriyor. Olümünden iki ay önce, 5 Eylül
1938'de yazdırdığı bırakıt belgesinde (vasiyetnamesinde)
Dil ve Tarih kurumlanna çalışmalannı etkin bir biçimde
sürdürmelerine yetecek süreklı bir gelir bırakmış olması,
bunun en önemli ömeği değil midır?
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAGA:
1/ Yanıltacak bı-
çimde söz söyle-
me. 2/ Bir mey-
ve... Mısra. 3/Av-
rupa'nin en büyük
gölü...Birrenk. 4/
Franz Kalka'nın
tanmmış bir ro-
manı. 5/ Ceviz...
Dudak boyası. 67
Şarkı, türkü... Es-
kıden polis ve ın-
zibat görevlileri-
nin boyunlanna
taktıklan ayça bi-
çiminde üstü yazılı metal ar-
ma. 7/Kasıkuru... Birgöster-
me sıfatı. 8/Eski dilde kapı...
At üretilen çıftlik. 9/Özellik-
le mehter müzığinde kulla-
nılmış vurmah bir çalgı...
"Gûnbegün artmada dert ile
gamım / —- verdi yaralar sı-
ralandı gel" (Bayburtlu Zih-
ni).
YUKARTOAN AŞAĞIYA":
1/Osmanlı ordusunda takım
ya da eşıtı bırliklere komuta eden subay. 2/ Algılanan nes-
nelerin temel niteliği... tslam dınine göre haram sayılan fa-
iz. 3/Amaçlanan sonuç... Köpek ve ıneklere yedinlmek için
un ve kepekle hazırlanan yiyecek. 4/ Âşık olmaktan duyu-
lan korku. 5/Açıklanamayan ya da çözülemeyen şey. 6/Kut-
sal bir güce, bir dileği yerine getirmesi için yapılan vaat...
Asaf Halet Çelebi'nin bir şiir kitabı. 7/ Boru sesi... Tekerlek-
li kara taşıtı. 8/ Üye... Afrika'nın en yüksek dağı KiHman-
jaro'nun yerli dillerdeki adı. 9/Genellikle sevecen ve hüzün-
lü bir konu işleyen küçük lırik şiır... " — kaldım. susuz kal-
dım / Terk etmedi sevdan benı" (Ahmed Arif).
G
U
M
Ü
i
U
N
•
1
R
•N
IA
M
E
Y
L
E
K
IIM
E
C
E
G
|
L
IR
|
R
A
L
A
D
E
T
•K
A
1
E
M
U
|
A
S
A
•
TN
1
"R
A
|
E
R
K
IG
A
N
0
•G
U
R
E
•
1
N
D
1
R
A
ç