29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30MAYIS1995SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ayasofya'da uygarlık ve ilkelük OKTAY EKİNCİ •*Günümüzün uygar top- lumlannda çağdaş sanat et- kiulikleri için tarihsel me- kânlann yeğlenmesı, sadece özgün dekoratıf özellikleri yüzünden değil. Hangi dalda olursa olsun. sanat, "varoluş nedeni" ola- rak insanhğın geçmtş kültür birikiminin duyumsanma- sıyla ve yine insanoğlunun tarihsel yaratıcılıgının bir "esin 7pnginHgi" olarak ku- caklanmasıyla gelişebilır: "uygariığın sürekliliğini" sağlayabilir. Nitekim bu nedenle sade- ce tarihsel olaylann canlan- dınldığı gösterilenn değil, "geleceğe yönetik mesajlar" içeren etkinliklerin de yine geçmişe ait degerlerle oluşan ortamlarda gerçekleşmesi çok daha coşkulu ve etkili oluyor. Tıpkı, Mimar Sinan Cni- versitesi Tiyatro Gnıbu'nun. Fatih Sultan Mehmet döne- mindeki "hoşgörü" zenginli- ğıni de bugünlere ve yannla- ra taşımak üzere programla- nna aldıklan "Baglannlar ve Dengeler" adlı oyunlanna sahne olarak. ArkeoJoji Mü- zesi ve Ayasofya'nın açık me- kânlannı seçmeleri gibı... Hoşgörü kültüründen yoksunluk Ne var ki MSÜ öğrencile- rinin, yine günümüzün tüm uygar ülkelerinde artık kent kültüriinün yüksek bir ifade- si olarak kabul edilen bu çağ- daş tercihleri. "Fatih'in to- runlan" olmayı siyası söy- lemlennin başköşesine otur- tan kimi yobaz çevreler tara- findan hoşgörüyle karşılan- • îstanbul'un dört bir çevresini kaçak ve yakışıksız camilerle donatan ve buna "siyaseten" göz yuman anlayışın, Ayasofya için tarihe saygılı bir çağdaş kullanım tartışmasına katkıda bulunabilecek kadar duyarlı ve birikimli olabilmesi elbette ki beklenemez. Aslında bu tartışma, toplum olarak çağdaş kent kültürümüzün hâlâ ne düzeyde olduğunun da bir kez daha açığa çıkması bakımından önem taşıyor. madı. Gerçı, tiyatro sanatçı- sı gençlerin çabalan ve istek- len öyle hoşgörü gerektıre- cek bir yanlışı ya da "kaba- hati" elbette ki hiç içermı- yordu. Ama. orta yerde bu tür uygarlık gösterilenne karşı olanlar bulunduğuna göre onlann varlığı ve tutum- lan, hoşgörü kavramını da is- ter ıstemez çağdaş "demok- rasi kültürünün" gündemı- ne getinyordu. Yine tıpkı Kültur Bakanlı- ğı Müsteşan Prof.Dr. Emre Kongar'ın son tartışmalar üzerine yaptığı açıklamada özellikle vurgulama ıhtiya- cını duyduğu gibi: "Farklı ve hatta çatışan fikir. inanç ve görüşlerin varüğına, bu var- bgın dinamizm kaynağı oldu- ğuna ve biriikte banş kurai- Lanna uygun biçimde yaşa- yabüeceğine. > aşanıas gerek- tigine inanıyorum." (25.5.1995, Cumhufiyet) lşte, zaten Mımar Sinan Üniversitesi'nden tiyatrocu gençlerin de gerek oyunla- nnda ışledıklen tema ve ge- rekse bu temayı güçlendir- mek üzere seçtikleri tarihsel mekânlann "kültürelzengin- BğT. Emre Kongar'ın özetle- diği bu demokratik düşünce ve inançlara dayanıyordu. Bizans ve OsmanilTnın ta- nh ıçensindekı uygarlık bu- luşmasının. özellikle Fatih dönemınde sergilenen yük- sek kültür düzeyını.Mimar Sinan'ın eşsiz katkılanyla da ayakta duran "1500 yühk" bir Bizans şahesennın etkıleyıci ortamı içensınde, günümü- zün "tarihsel kimliğinden kopartılan" toplumuna bir sanat gösterisiyle anımsat- maktan ve düşündürmekten daha güzel. daha anlamlı ne olabılırdig .. Tarihin yorgun taruğı Aslında bu tartışma, sade- ce A\ asofya gibi tarih içinde "farklı kültürlerin himaye- siyle" yüzlerce yıllık geçmi- şe tanıklık edebilmış bir ev- rensel kültür mirasının bu- gün nasıl kullanılması gerek- tiğinden çok. toplum olarak çağdaş kent kültürümüzün hâlâ ne düzeyde olduğunun da bir kez daha açığa çıkma- sı bakımından önem taşıyor. Bınncısı, yani kullanımla ilgılı kaygılar. Kültür Baka- nı Ercan Karakaş'ın sözle- riyle zaten açıkhğa kavuş- muş durumda. Dünyadaki ayakta duran en eski ve en büyük anıtsal binalardan olan Ayasof- Liselerin etkinligi Fetih şehiüeri için mevlit • tstanbul'un fethinin 542. yıldönümü nedeniyle Mehmet Niyazi Altuğ Lisesi Müdürlüğü'nce 'Fatih ve fetih şehitleri için' bugün camide mevlit okutulacak, düğün salonunda anma programı düzenlenecek. Istanbul Haber Servisi - Îstanbul'un fethinin 542. yıldönümünde, Mehmet Ni- yazi Altuğ Lisesi Müdürlü- ğü'nce "Fatih ve fetih şehit- leri için" bugün mevlit oku- tulacak, düğün salonunda anma programı düzenlene- cek. Okul Müdürü Adnan Kırtepe, okul müdürlerine gönderdiği davetiyede, dü- zenledıkleri anma progra- mına "öğretmenleri nezare- tinde 50 öğrenci gnıbunun kadlmasını ve gereğini arz ve rica etti". Bağcılar Mehmet Niyazi Altuğ Lisesi, Îstanbul'un fethinin 542. yıldönümü ne- deniyle bir anma programı düzenledi. Yılmazlar Dü- ğün Salonu'nda bugün ya- pılacak programda, Îstan- bul'un fethı ile ılgili konuş- malar yapılacak. Arif Nihat Asya'dan "Fetih MarşT ve "Na't" adh şiırler okuna- cak, Mehter Marşı çalına- cak. Akşam ile yatsı nama- zı arasında da Bağcılar Mer- kez Camii'nde mevlit oku- tulacak. Okul Müdürü Adnan Kır- tepe, Bağcılar'daki okul müdürlerine. Fatih Sultan Mehmefın resmi ve Haz- reti Muhammedın sözle- rinin yer aldığı bir davetiye göndererek. öğrencıleri ve öğretmenlen anma progra- mına ve mevlide çağırdı. Davetiye gönderilen okul müdürlerinden bir bölümü çağnya tepki göstererek. "Bir okul müdürünün böy- le bir program düzenlemesi. mev lit okutması \e bö\ le bir davetive göndermesi yanlış- ör" dedi. Mehmet Niyazi Altuğ Li- sesi Müdürü Adnan Kırte- pe, bu tür programlann "kültürel etkinlikler" kap- samında olduğunu belirte- rek, ilçe kaymakamı ve mil- li eğitim müdürü ile il milli eğitim müdürlüğünden ge- rekli onayın alındığını söy- ledi. Son günlerde okullardaki şiddet olaylannın arttığına dikkat çeken Kırtepe. "Amacımız Bagcılar'da bu- lunan okullardaki çocukla- n kaynaştırmak. Zorlama söz konusu değil. Okullan davet ettik. Davete icabet ederlerse memnun oluruz. Bu anma programının ar- kasında hiçbirşey yok. Der- nekler, kummlar, geceler düzenliyor, yalan yanhş şev- ler söyleniyor. Biz öğrencik- ri bu tür tehlikelerden uzak tutmak ve işin doğrusunu uzmanlardan dinlesinler is- tedik." Fetih günü etkinlikleri tstanbul'un Türklertara- fından feth edilişinin 542. yıldönümü dün törenlerle kutlandı. llk tören dün Aksaray Or- duevi'nde yapıldı. Daha sonra Fatih Sultan Mehmet'in, Fatih Camı- si'nin bahçesınde bulunan türbesi ziyaret edildi. Türbe ziyaretinden sonra Fatih Parkı'ndaki heykele çelenk- ler konuldu, saygı duruşun- da bulunuldu ve Istiklal Marşı okunarak göndere bayrak çekıldi. Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel. fetih nedeniy- le yayınladığı mesajda. "Ec- dat emaneri Aziz İstanbul'u, büyüklüğüne yakışacak şe- kilde. koruyup geliştirerek gelecek nesillere bıraka- cağız*' dedi. S A L I T O P L A N T I L A R I B İ L İ M B İ R E Y V E ETİK İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE ETİK Orhan Bursalı Konusmacılar Mustafa Aslantunalı. Nuzhet Dalfes, Levent Karamustafaoğlu 30 Mayıs 199S Saat: 18.30 VAI'I KRtDI Kİ I.T l R \1 P. R K F. /. I Yapı Kndi Sermet Çlfter Kûtuphanesl Istlkil Cakfcı ?B5 BeycÇlu 80050 Istanbul Telefon 1212)252 47 00/441 -245 20 41 Sa 'oo'arvtan m ısteyen *erkes ûcretsız olarak ız'ereb''" YAPI KREDi Belediye, otoparkı kaldırmıyor MEHMET DEMİRKAYA Eminönü Belediyesi, bütün uyarı- lara karşın Ayasofya'nın önündeki otoparkı kaldırmıyor Kültür Bakan- lığı DönerSermaye tstanbul tşletme Müdürlüğü; Kültür ve Tabiat Varlık- lannı Koruma Kurulu'nun kaldınl- masına karar verdiği otoparkın çalış- maya devam ettiğini bil- dirdi. Valiliğe yaptığı baş- \-uruda. Sarayburnu'nda patlayan bomba yüklü nldı ve bugüne değın Kültür Bakan- lığı DönerSermaye tşletmelen Mer- kez Müdürlüğü halı satış ve teşhır mağazası olarak kullanıldı.. 20 Araiık I993'te valiliğe başvu- ran tstanbul tşletme Müdürlüğü, ha- mama ait bahçe v e yakıt tankının üs- tünün 'çevrede rüre>en ban kişiier' tarafından paralı otopark olarak kul- ültür Bakanlığı Döner Sermaye lşletmeleri îstanbul Işletme Müdürlüğü. den çekildiğine dikkat çe ken Döner Sermaye tşlet- me Müdürlüğü, turistlerin yoğun olarak bulundukla- n Ayasofya önündeki oto- k i l i i k l d aracın söz konusu bölge- den çekildiğine dikkat çe- Ayasofya nın karşısında bulunan tanhı hamamın önündeki açık otoparkın kaldınlması için iki yıldır mücadele ediyor. _ _ _ _ _ _ Eminönü Belediyesi ise müze önündeki parkçirkYnlığininkaİdıni- otoparkı kaldırmamakta direniyor. masını ıstiyor. lanıldığını, otoparkın kaldınlması için bu kışılere yapılan itırazlar kar- şısında da işletme elemanlannın teh- ditedildiğinibildirdi. DönerSerma- ye lşletmeleri Merkez Müdürü Sab- ri Ertürk. söz konusu kişilerin böl- geden uzaklaştınlabilmesi için ku- rul karan gerektiğinin bildirilmesi üzerine, Kültür ve Tabiat Varlıklan- Kültür Bakanlığı Döner Sermaye lşletmeleri Istanbul tşletme Müdür- lüğü. Ayasofya'nın karşısında bulu- nan tarihı hamamın önünde oluştu- rulan açık otoparkın kaldınlması içinikıyıldırmücadeleedıyor. 1556 yılında Haseki Hürrenı Sultan adına yaptınlan ve Mimar Sinan ın eseri olan tarihi hamam, 1988 yılında ona- nı Koruma Genel Müdürlüğü'ne başvurdu. tstanbul 1 Numaralı Kültür ve Ta- biat Varlıklannı Koruma Kurulu, 6 Temmuz 1994 tanhinde şu karan al- dı: "Eminönü, 59 ada. 1 parselde bu- lunan Türk hamam mimarisinin ön- de gelen ve Mimar Sinan'ın eseri Ha- seki (Ayasofya Hamamı) Hamamı'nın (Ayasofya Meydanı 'nda çirkin görü- nüm arz etmesi nedeni ile) cephesinin ve yanının oto- parktan arındınlmasına karar verildi.'* Eminönü Belediyesi. tstanbul Vali- liği tl Kültür Müdürlü- ğü'ne gönderdiği yazıda, tarihi hamama ait olan ya- kıt tankının üzeri ve yanı- nın boşaltılarak tehlikeli durumun ortadan kaldınldığını bildırdı. Eskıden 'kabadayılann' elınde ol- duğu iddia edilen. şımdi ise Eminö- nü Belediyesi'nin denetımınde bulu- nan otopark. çalışmaya devam edi- yor. Otoparkın neden olduğu tehlike ve çirkinlık ortadan kaldınlabilecek mi? ya'nın her şeyden önce şına ve yorgunluğuna^özen gösterilecek bir saygı ve dik- kat içensınde kullanılması gerektığıni, Ercan Karakaş şöyle özetliyor- "Daha önce burada Yunus Emre Orator- yosu'nun sahnelenmesini, AhmetÖzhan'ın bir konser vermiş olmasını da doğru bulmuvorum. Avasofya Müzesi koruma altindadır. Günde 6-7 bin kişi ziyaret ediyor. Bazı müzelerde sa- natsal etkinlikler \apılabi- lir. ancak A\asofya'nın \ıp- ratılmaması gerekir..." (23.5.1995. gazeteler) lkıncisi ise, yani bu tartış- manın genelde "kent kültü- riimüzu" açığa çıkanan yö- nü ise doğrusu kaygı verici bir durumda olduğumuzu gösteriyor. Başta Îstanbul olmak üze- re. dünya mimarlık tarihinin merkezi sayılabilecek bu ül- kenin hemen her yerine. üs- telık özellikle camı mimari- sinde yine tüm dünyanın ve tüm "Islam âleminin" en gü- zel ve en görkemlı örnekle- rinin yaratıldığı bu toprakla- ra, yeryüzünün belki de ta- nık olduğu en geri ve en ilkel görünümlü. yoz ve arabesk cami binalannı olur olmaz yerlere ve kaçak olarak ınşa edenler; dahası bu camılen sadece ıbadet evı olarak de- ğil, altını, üstünü. avlusunu ve çevresini yine kaçak ola- rak dükkânlarla doldurup, dinsel hizmet kılıfı altında yasadışı yoldan yüksek rant tesisleri elde edenler, elbette ki Ayasofya'nın kullanımı konusundakı tartışmalarda "kent ve uygaruk kûltürü'* bakımından yararlı katkılar- da bulunma yeteneğine ve birikimine de sahıp değiller. Öyle görünüyor ki Ayasof- ya. tarih boyunca uygarlığm simgesi olma misyonunda doruğa ulaştığı dönemlerinı işte şimdi yaşıyor... Ayasofya Müze önünde protesto tstanbul Haber Servisi - Ayasofya Müzesi 'run camiye dönüştürülmest amacıyla birkaç gündür çeşıtlı grupla- nn yaptığı çağn. fıyaskoyla sonuçlandı. Gösterının yo- ğun katılımh olması için ya- pılan çağnya Nızam-ı Alem Ocakları ve Mıllı Gençlık Vakfı üyelerinden oluşan 30 kışılıkbır grupkatıldı. Polisin çok sıkı güvenlik önlemlerine karşın saat 11.00'de Avasofya Müzesi önünde kalabalığın toplan- masından sonra müzede ya- pılması için ızın verilen kül- tür etkinliklerinın 'dinesaygı- sıziık' olarak nıtelendiği bil- dırı okundu. Ocağın Îstanbul Şube Başkanı Hasan Basri Ann tarafından okunan bıldi- nde halk. kültür etkinlikleri- ne ızin verenlerden hesap sormaya çağnlırken 20 kişi- lik grup slogan attı. Milli Gençlik Vakfı bayraklanyla Ayasofya önüne 10 kişılik ıkincı grubun gelmesinden sonra kalabalık dağıldı. RP bayrağı taşıyan çarşaf- lı bir grup kadının polislerce müze kapısından uzaklaş- tınldığı sırada direnen bir kışi gözaltına alındı. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Sorumluluk Duygusu... Siz değerli okurlarım bu satırları okurken bugün ben Izmir Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği "Gümrük Biıiıği ve Türkiye" konuiu bir panelde ko- nuşuyor olacaktım. "Hazır Izmir'e gelmişken..." di- yerek sabahleyin de Altay Kıtabevi'nde kitap imza- lamak için söz vermiştim. Ancak olmadı, olamadı. Şimdi size bunun neden "olamadığını" anlatmak istiyorum. Zira 22 nisanda Izmir'de Atatürkçü Laik- ler Derneği'nin düzenlemiş olduğu bir toplantıya da benzer nedenlerle katılamamıştım ve daha son- ra (katılmayacağımı üç gün önceden haber verme- me karşın) münasebetsiz bir yöneticinin beni so- rumsuzlukla suçladığını öğrenmiştim. (Aynı gün Ayrıntı Kıtabevi'nde de kitap imzalayacaktım. Ve imzaya gidemeyince beni bekleyenler duygulannı kaleme almışlar ve göndermişlerdi. En kısa za- manda telafi etmemi istiyorlardı. 20 mayısta Aynntı Kitabevi'nde imza günü yaparak bu dileklerini yeri- ne getirdim.) 30 mayısta katılmayı düşündüğüm paneli düzen- leyenler, benden "olur"u aldıktan sonra bir daha aramaz oldular. Ne "nasıl gideceğimi" sorartar, ne "nerede kalacağımı" söylerler... Onlann beni araması gerek, ben onlan anyorum, ben onlann peşine düşmüşüm... Neyse sonunda uygun otobüs bulup biletlerimi ayırttım. Gene ara- dım ve biletlerimi aldırmalannı rica ettim. "Olur al- dınnz" dediler. Aynı gün Izmir'de nerede yer ayırt- tıklarını sordum. "Daha toplanmadık biz size bildi- ririz" dediler. Artık kim toplanacaksa ve nasıl topla- nacaksa... Benım salı günü toplantıya katılabilmem için pa-. zartesi sabahı yola çıkmam gerek. Cuma öğle ol- du, ses-seda yok. Zaten cumartesi ve pazar gün- leri beni bulmaları mümkün değil. Gerçekten bir Iz- mir efendısi olduğunu duyduğum Altay Kitabe- vi'nin sahibı olmasa arada, çoktan "lanet olsun panellerine" diyeceğim, ama diyemiyorum. Gene çöktüm telefonun başına. Verdikleri numa- rada yanıt yok. "Hini hacette" diye bir başka nu- mara vermişlerdi. Orayı aradım. Bir sekreter açtı. Kendimi tanıttım ve Istanbul'dan aradığımı söyle- dım. "Bir dakika" dedi. Başladım beklemeye. Biri- leri birileriyle telsizle konuşuyor, ben de duyuyo- rum. Küçük hanım bir dakika dedi, ama ben her- halde beş altı dakika bekledim. Sonunda lütfettiler, gene telefona geldiler ve "buyrun" dediler. "ne istemiştiniz?" Gel de deli olma. "Evladım" dedim, "Size söyle- dim, Istanbul'dan anyorum. Telsiz muhabbetinizi sonra da yapabilirdiniz." "Başkanla görüşüyor- dum" dedi. "Peki" dedim. Ne yapalım, herhalde bu da bizim çilemiz... Durumu sekreter hanıma özetledim ve "öğleden sonraya kadar bıletim gelmez ve otelim bildiril- mezse Izmir'e gelmiyorum" dedim. "Telefon nu- maranızı alabilir miyim" diye sordular. Onlarda ol- duğunu söyleyerek telefonu kapadım. Birkaç saat daha bekledim. Baktım ki arayan so- ran yok. tzmir'e gitmemeye karar verdim. Nilgün llgaz a da telefon ederek Altay'dan özür dilemesi- nı rica ettim. Şimdi sizler karar verin. Sorumsuzluk bende mi, beni oraya çağıranlarda mı? Ben hem canım bur- numda, yorgun ve uykusuz her tarafa yetişmeye çalışacağım, hem bu sorumsuz insanların suçla- malarını dinleyeceğim. Hem de hiçbir maddi çıkar beklemeksizin ve tek bir delikli kuruş almaksızın ve beklemeksizin. Daha önceki Izmir fiyaskosunda da aynı şey ol- muştu. Değerli dostum Ergun Aybars'a söz konu- su toplantıya katılabileceğımi söylediğim zaman, Ayla Tamar adında avukat bir hanımın telefonunu vermiş ve ayrıntılan kendisiyle konuşabileceğimi söylemişti. Aynı tarihlerde Akşehir, Konya. Iskenderun, Ada- na ve Mersin'i kapsayan bir güney turundan sonra Ankara'ya TÜYAP Kitap Fuan'na gelecek ve Iz- mir'den Ankara'dan geçecektim. Sevgi Özel'e te- lefon ederek Ankara-lzmir yataklı treninin saatini öğrendim ve 21 nisan gecesi için biletleri TÜYAP'a aldırdım. Sonra Ayla Hanım'ı arayarak Izmir'de ne- rede yer ayırttıklannı sordum. "Daha toplanmadık" yanıtını verdiler. (Zaten bu Izmirliler çok toplanıyor!..) Durumumu anlatarak yeri gazeteye bildirmelerini rica ettim. Ve her gitti- ğim yerden gazeteyi arayarak bir haber olup olma- dığını sordum. Ses seda yok. Ve nihayet ayın 20'sinde Ankara'ya geldiğımde de bir haber olma- dığını öğrenince, "Telefon edin, gıtmiyorum" me- sajını bıraktım. Benim bildiğim Egeliler konuksever ve özenli olurlar. Ama gerek Tamar ve gerek Özfatura, bek- lediğim inceliği göstermediler. Hele Tamar'ın bir de beni "sorumsuzlukla" suçlamasını fevkalade ayıp- ladım. Bu yazım daha çok Egeli okurlanmı ilgilendiriyor. Ama tüm okurlarım okusunlar istedim. Okusunlar ve zaman zaman gittikleri toplantıların ardında ne sorunlar yaşandığını bilsinler... a -fian ba - na Pen-ce-re-den I k a r g e - l i - y o r , an -nem gur-bet zor g e - l i - y o r .
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle