29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 MAYIS 1995 SALI OLAYLAR VE GORUŞLER Hukuka karşı hileVıcdan özgürlüğünü ve ınanç açıklamalannı suç sayan 163 maddeyı bır daha gen gelmemek üzere çıkarmışlardır yasadan. Gerçek amaçlan da budur; düşünceyı yasaklamak, dınsel örgütlenmeyı serbest bırakmaktır. Inançla birhkte düşünceyı de özgürleştırecek bır düzenleme getıreceklenne düşünceyı tutsaklaştırmışlar, vıcdanı olabıldığınce ozgürleştırmışlerdır. M. ÎSKENDER ÖZTURANLIHukukçu Eskıler "Şeriaün kestiğj parmak ao- maz" derlerdı Şımdı "Adaletin kestiği parmak acımaz" dıyoruz Laık cumhu- nyet yasalanna saygılı olduğumuz ıçın böyle konuşuyoruz Eskıden "hile-i şer'r>e" deyırru kulla- nılırdı Bugunse "hukuka karşı hile" dı- yoruz Atatûrk devnmcısı olduğumuz ıçın yeğlıyoruz bu deytmı Çunkü Ata- tûrk, şeriat hukukunu kakürmış, verine laik bir hukuk getirmiştL Tanzımat'tan sonra Turk yonetıcılen Batı 'ya çev ırmışlerdı yuzlennı Teokra- tık hukuk sıstemmın toplum sorunlannı çozmeye elvermedığmı gorünce başka kaynaklararamışlardı Ne var kı, çağdaş yasalar yapıhrken "şeriata uygunluk" koşulu aranıyordu Dmkurallannaaykı- n yasa çıkarmak olanaksızdı Hem yenı düzenlemelere gıdecekler hem de dmsel kurallara bağlı kalacaklardı Bunu başar- mak çok gûç olduğundan "hile-işer'rye" yoluna başvurmak zorunda kalmışlardı Bu çelışkıye Ataturk devnmı son ver- mış, çağdaş ve uygar bır uygulama getır- mıştır Artık yasalardmkurallannagöre değıl, ınsan-toplum ılışkılen doğrulru- sunda çıkanlacaktır Ulke çıkarlan, top- lum yararlan on planda tutulacaktır Dev- let çağdaşlaşacak, hukuk çağdaşlaşacak, yaşam çağdaşlaşacaktır Bu çağdaşlaşma surecınde Turkıye Cumhunyeti kısa zamanda tûm dünyanın hayranlık duyduğu saygm bır devlet ha- lıne gelmıştır Borçluluğun tam bagım- sızlığa engel olduğunu çok ıv ı bılen Turk devnmcılen, Osmanîı fmparatorlu- ğu nun tüm borçlannı son kuruşuna ka- dar ödedıkJen gıbı, bır daha da hıç bır devlete borçlanmamışlardır Bunun so- nucunda Ataturk Turkıyesı, "MiUetler Cemiyed"ne davet edılen ulkelenn ba- şındayeralmıştır Bugunku gıbı dışlanan değıl, ıstenen ve ozlenen bır konumdadır Şımdılerde Türkıye'nın Müsluman bır ulke olduğu ıçın dışlandığı yolundakı •varsayımlar, bu nedenle doğru değıldır Bunun ıçın çağdaş olmak. savgın olmak yeterlıdır 1950'lerden sonra Atatûrk ılkelenn- den ödunler venldığı ıçın, devletm en ust katma çıkan bazı yönetıcıler "Şeriatm kestiği parmak acımaz" gıbı deyımlen kullanmakla yetınmemışler "hile-i şer'iye" sozcügıinü de getirmişlerdir gun- deme. "Üs yok, tesis var" dıyerek ulke- mızde konuşlanan yabancı guçlenn var- lığını yadsımanın yanında, yabancılara ne kadar borçlandıklannı da gızleme yo- luna sapmışlardır Ulke çıkarlanndan çok, kışısel ve partısel > ararlannı duşun- duJden ıçın başvurmuşlardır bu yollara Bılındığı gıbı "Terorle Mucadele Ya- sas"nın 8 maddesı düşünceyı suçlamak- ta, duşünen ınsanı cezalandırmaktadır "Hangi yöntem, amaç ve duşunceyieohır- sa olsun.TurkheCumhurivetı de>letinln iilkesi ve milletiyie bolunmez burunluğü- nu bozmayı hedef alan yazıian ve sozleri propaganda" sayan bu madde, duşunce- yı çok ağır cezalara çarptıımaktadır Te- rorun başka, duşûncenın başka şey oldu- ğu anlaşılamamıştır Ulkerruzın sıyasal ıktıdarlan düşünceyı suç saymaktan bır turlu kurtulamamışlardır Sıyasal partıle- nn çoğu duşunceden korkmakta, düşu- nen msandan ürkmektedırler Ne var kı, bır yandan da Avrupa Top- luluğu'na ve gumruk bırlığıne katılmayı buyuk bır manfet saymaktadırlar Bu ku- ruluşlara dılekçe üstüne dılekçe \ ermek- tedırler Bunun ıçın demokratıkleşmenın ılk koşul olduğunun bıhncındedırler Ama ote yandan da duşunceden ve öz- gurlukten korkmamayı oğrenememışler- dır Hazırladıklan yasa taslaklan ve tasa- nlannda bu korkunun ızlen vardır De- vekuşu orneğı başlannı kuma sokmakta, gerçek amaçlannı hıç kımsenın anlaya- mayacağını düşlemektedırler Tûrk ınsa- nını yıllar yılı atlattıklan yetmıyormuş gıbı, şımdı de yabancılan kandırmaya ça- hşmaktadırlar Ustelık "herkesi kor, âJemi sersem" sanmanın aymazlığı ıçındedırler Akılla- n sıra 8 maddeyı TCY'nın 311 madde- sıne aktarmak suretıyle bazı hukumlüle- n salıverecekler, fum dunyayı aldatacak- lar, sonra da dûşunen ınsanı 311 'e göre yenıden cezaev ıne gondereceklerdır Yıl- lar yılı uyguladıkları yontem budur Adam oldürenlen. hırsızlan, uğursuzla- n bağışlamışlardır da, duşünen ınsanı af kapsamı dışında tutmuşlardır bu yüzden Hırsızdan, soysuzdan korkmamışlardır da, düşunen ınsandan korkmuşlardır 1991 yılında büvuk bır çalımla "dü- cunceyi suç olmaktan çıkanyonız" dıye TCY'nın 141 ve 142 maddelennı yurur- lukten kaldırmışlardır Bunu ceza yasa- sında yapılacak bır değışıkJıkle gerçek- leştıreceklenne, Terorle Mucadele Yasa- sı'nda yapmışlar, yasanın 8 maddesı ıle de düşünceyı yenıden suç halıne getır- mışlerdır Aynca TMY ıle "Hıyaneti Va- taniye Yasag"nı yururlükten kaldırmala- n başka tur bır hıleyı oluşturmuştur Bu arada vıcdan ozgurluğunu ve ınanç açıklamalannı suç sayan 163 maddeyı bır daha gen gelmemek uzere çıkarmış- lardır yasadan Gerçek amaçlan da budur. düşünceyı yasaklamak, dınsel orgutlenmeyı serbest bırakmaktır Inaçla bırlıkte düşünceyı de ozgürleştırecek bır düzenleme getırecek- lenne düşünceyı tutsaklaştırmışlar, vıc- danı olabıldığınce ozgürleştırmışlerdır Bu suretle "katii vadptir" çıglıklannı da- ha da guçlendırecek bır ortam yaratmış- lardır Çağdaş hukuka göre bır yasa değışık- lığı ancak o yasa ıçmde ele alınır Ceza yasasında yapılmak ıstenen bır değışık- lık,tıcaretyasasıylayapılamaz Nevarkı, son yıilarda bu kural uygulama alanından kaldınlmıştır Ogrencı affı yasası çıkan- lırken, kadın statusu hakkında bır yasa yapıhrken turban serbest bırakılmış, em- nıyet gorevlılenne ek maaş venlmesmı düzenleyen yasada "kıyak emeklilik" gundeme getınlerek mıllervekıh maaş- lan arttınlmıştır Anayasa bıle bu yontemle değıştınl- mıştır Hep bılıyoruz kı "Öğretim Birtt- ği Yasası" bır devnm yasasıdır Değıştı- nlmesı olanaksızdır Anayasanın koru- ması altındadır Bu yasa, tum okullarda "çağdaş, ulusal ve bilimsel bir eğhimn ı gereklı kılmaktadır Yasanın 3 madde- sınde "yüksek din uzmanı yetiştirmek için ilahhat fakültesi, imam-hatip gerek- seınesi için de imam-hatip okullan açıla- cagT yargısı vardır Bu okullar meslek okullandır Ne kadar ımam-hatıbe gerek- sınım varsa, o kadar okul açılacaktır Ne var kı. bu konuda bılımsel gerçekler ye- nne sıyasal hesaplar egemen olmuş ve gereğınden çok ımam-hatıp okulu açıl- mıştır Bu suretle de anayasa çığnenmış- tır Aynca 1973 yılında çıkanlan bır yasa ıle ımam-hatıp okullan once "Kse"duze- yıne getınlmış, sonra da 1983 yılında bu lıselerden çıkanlara unı\ersıtelenn tüm fakultelenne gırme olanağı tanınmıştır Bu değışıkJık anayasa ya da Oğretım Bır- lığı Yasasf yla değıl, Mıllı Eğıtım Temel Yasası'yla gerçekleştınlmıştır Bır yasa ıle anayasa delınmış, anayasa yargısı or- tadan kaldınlmıştır Bu arada unutulan gerçeklerden bın "anayasa"nın ve "Miffi Eğftim Temel \a- sasTnın öngorduğu "çağdaş, ulusal ve bi- limsel eğitim"den ımam-hatıp okullan- nın >oksun olduğudur Ne yazık kı, bu okullarda bır "iman ordusu" yetıştınl- mektedır Butun bunlar hile ıle yapılmıştır Hu- kuka karşı hile, yasaya karşı hile, anaya- saya karşı hile yontemı uygulanmıştır Değışmez nıtelıkte olan devnm yasalan değıştınlmış, Ataturk devnmının karak- ten yozlaştınlmak ıstenmıştır Hıç kuşkusuz bu yol çağdaşhğın ve uygarlığın yolu değıl, bağnazlığın ve ay- mazlığın yoludur Bu yoldan vakıt geçınlmeden dönul- mez ve Atatürk'un çızgısıne gınlmezse, geleceğımızın aydınlık degıl, karanlık olacağı gun gıbı ortadadır Turk ulusu ıse karanhkta değıl, aydınlıkta yaşamak ıs- temektedır ARADA BİR Prof.Dr. BEDÎ N. FEYZtOĞLU Devlet Yönetiminde Yetfci ve Görev Bır sureden ben, devletm ust kademesınde bulu- nanlar arasında yetkı ve gorev bakımından haylı de- ğışık goruşler ve ıddıalar ortaya atılmaya ve kıtle ıle- tışım araçlarında (medyada) tartışılmaya başlanmış- tır Aslında devletm ana ışlevlerının neler olduğu, bun- ların hangı organlarca nasıl kullanılacağı uzerıne esaslar anayasada belırlenmıştır Buna karşın dev- letm Cumhurbaşkanı, anayasalardakı kımı hukum- len, kendı demokrası anlayışı açısından yetersız bul- maktadır Örneğın, eğer Yasama Organı (B M Mec- lısi) uyelennın artık mılletın genel eğılımlennı tam an- lamıyla temsıl etmedıklen kanısına vanrsa, Meclıs'ı feshederek seçımlenn yenılenmesfne karar verme yetkısını ıstemektedır Epeyce bır sure bu konu tar- tışıldıktan sonra anayasanın bu doğrultuda değıştı- nlmesının kolay olmayacağı anlaşılınca Cumhurbaş- kanı bu defa demokratıkleşme yolunda atılmak ıs- tenen onemlı bır adım olarak "Terorle Mucadele Ya- sası'nın"8 maddesının değıştınlmesı ve Türkıye'nın Avrupa'yla gumruk bırlığıne gırmesı konulannın B M Meclısı'nde kabulu ıle yetınılmeyerek, halk oylama- sına (referanduma) sunulması onensınde bulunma- y^ başlamıştır Meclıs'ın feshı yetkısınde başkanlık ya da yan baş- kanlık sıstemıne yonelme anlamına geldığı ıçın faz- la ısrarlı olmazken, Cumhurbaşkanı, obur ıkı konu ıçın referanduma gıdılmesı ozelınde (hususunda) "halkın devlet yonetımınde soz sahıbı olmasını ıste- mekten daha demokratık bır anlayış olabılır mı" so- rusunu ılen surerek haylı ısrarlı olmaktadır Bu noktada ıkı ozel noktayı bırbınne kanştınmadan konuyu ırdelemekte yarar vardır Bır devlet başkanı ıçın, halkın eğılımlennı dıkkate almak ne kadar ge- reklıyse, ulkenın gelışmesı ve refahı yolunda oncu- luk etmek de o kadar gereklıdır Turk/ye'nın demokrası yolunda ılerlemesınde on- ce şu unlu 8 maddenın kaldınlmasının gereklı oldu- ğu açıktır Hazır bu konuda koalısyon partılen ara- sında bır uzlaşma sağlanmışken, konuyu yenı bır formalıteye suruklemek ve referanduma goturmek ıstemenın pek anlamı yoktur Kaldı kı, anayasanın bu- gunku şeklı ıle aslında bu referanduma gıtmek de olanaksızdır Gumruk bırlığınde, nıhaî anlaşma henuz sona er- meden, Avrupa'ya yaklaşma yolundakı bu olanağı ulkedekı gencı akımlann etkısıne kapılarak geçersız kılmaya çalışmak, ulkesını "muasır medenıyetın us- tune çıkarmakla gorevlı" bır Cumhurbaşkanı ıçın tak- dır getırecek bır tutum olabılır mı? Konulara sırf sıyasal yonden bakarak, Cumhur- başkanı'nın, Başbakan'la anlaşamamasından onu Arkası 17. sayfada Dilek Yanmadası - B. Menderes Deltası çevresinde... ZtYA GLREL B ıluıdıgı gıbı 31 Mart 1994 tanhlı Ba- kanlar Kurulu karan ıle Dilek Yan- madası Milli Parkı'Din sınırlan, del- tav ı da ıçensıne alacak bıçımde ge- nışletılmıştır Bundan sonra park ya- sakları, kullanma haklannın tanm- ması, >apılaşma ızınlen 2873 sayılı Mıllı ParkJar Yasası uyannca duzenlenecektır Bo> le bır duzen- lemeye esas olacak bır master planın yapılması ıçın çalışmalann başlatıldığı bugünlerde çevrede bazı yanlış anlamalara yol açan kasıtlı soylentılenn do- laştığını duymak kaygı uyandınyor Çunku bu alan- da da rant ıştahını kışkırtan bır halk dalkavukluğu ıle restorasvon >a da tunstık tesıs adı altında plan dışı gınşımlenn yolu sıyaseten açılmak ıstenmek- tedır Kanna dalyanı kı> ılannda. büyük ış makıne- len ıle balık çıftlığı oluşturmak ıçm acılan kanal, kıyı çızgısını, balık üreme alanı olan deltarun bır bölumundekı ekolojık yapıyı yok etmeye yonel- mıştı Ege Çıftçıler Derneğı'run, B Menderes Havza- sı Çevre Gönuliulen Demeğı'nın uyanlanyla bu gı- nşımler durdurulduğu ıçın yoksul ınsanlanmızın ekmeğının elınden alındığını dıle getırmek, eskı Doğanbey Koyu'nun Kultür \e Tabıat Varlıklannı Koruma Kurulu'nun denetımınde bır SİT alan ol- duğunu gozardı edıp "VarsıUann burada diledikle- ri gibi \ apıiaşmaya gidebildiklerinL ov sa kov lunun yasaklar nedenn k bir çrvı bıle çakamadığuiL.." ıle- n surmek gerçeklerle bağdaşmadığı gıbı SİT alan ıçensınde yasayan belde ve koy ınsanını Ulusal Park Karamamesrnın uygulanmasma karşı kışkırt- mada kulanılmaya başlanılan bır söylemdır SlT alanın gerektığı gıbı korunmadığı ya da yapılann eskı gonınum ve konumlanna yabancılaştınldığı savlan, elbette one surülebılır Karşımızda yenıden ayağa kaldınlan, terk edılmışlık yazgısından kur- tarılan bır eskı Doğanbey Koyü var Ama burada- kı restoras>on çalışmalarının asla sadık kalınmadan sürdurulduğu konusunda somut \enler varsa bun- lar da gundeme getınlmelıdır Gerek doğal koru- ma alanlannda, gerekse tanh ve kultur değerlennı kapsayan SÎT alanlarda yıkıcı saldınlar boylelıkle durdurulabılır Yoksa yerel yonetıcılenn devletı ve yasavı vok sayan keyfi tavırlan ve goz yummalan ıle değıl' Oysa Mıllı Parklar Yasası nın, Ankara'da kapı- lan aşındıran bazı kaynlanlarca çığnenebıleceğı ız- lenımı yaratan olgular gun geçtıkçe artıyor Do- ğanbey Koyu'nun yamaçlannda başlatılan kaçak yapılaşma, Atburgazı'nınCHP'lı Beledıye Başka- nı, \ alılık ve kaymakamlıkça uyanldığı halde bu ın- şaatı durdurmuyor Ikı ay kadar önce engellenen ba- lık çıftlığı yapımının surdürulmesı ıznını yasaya karşın çıkarabılmek ıçın Söke'den başkente partı- zanca bır ıstekçı-destekçı zıncın uzamakta Boyle- lıkle, delta da arsa spekulatorlennın, rantçı çıkar çevTelerının oyunlanna teslım edılmekte Yerleşmış ınsanlann malvarlıklan da ucuza kapatılarak, hak- sız kazanç sağlamaya yönelık bır orgutlenme ve güç bırlığı gerçekleşmek uzere Uşak'tan, Denızlı'den başlayan kent ve sanayı atıkiannın alt havzaya akıp gehnceye dek bırcehen- nem yarattığı, B Menderes'ı nasıl bır olüm nehn- ne donuşturduğu anlatılıp, çozumler uretılmelıdır Arıtma tesislerinin yapımının hızlandınlması isteği, Soke'de Iller Bankası'nca, teknolojık se- çim yanlışlığı ve uretım hatalan yuzunden bir umutsuzluk anıtı gibı dıkılen arıtma tesısinden kımin sorumlu olduğu. deltada beş yıldır arta- rak suren toplu balık \e kuş olumlerıne nasıl iz- leyici kalabıldiğimiz; balık çıftliklerıne aktanl- mak ıçın surdurülen yavru balık avının, sulama suyu yuzunden azalan bitki çeşitlilığinin bir soy- kınma donuşmesı gıbı can alıcı konular elbette bır ımdat seslenışı olarak gundemde tutulmalıdır \ma böyle yapılacağına, denızle aynı duzeydekı alanla- rın tanma açılması ıçın tuzdan antma çalışmalan- nın hızlandınlması ıstenıyor B Menderes, uç bın yılı aşkın bır sureden bu yana Ege'nın ıçlennden taşıdığı bereketlı toprağı denıze taşıyor Bır yandan Anadolu'nun çolleşmesı sürerken dığer yandan alt katmanlan tuzlu tabaka ıle ortülu bırova buyumek- te Sulama yöntemlen akılcı bır uygulamaya dönuş- tünılmezse, bu ovanın tumünde topraktan urun ala- bılmek duş olacak Atıklarla ölum taşıyan bu akar- su>a bır de toprak yıkama (dranaj) suyunun yoğun boşaltılımını eklemek, tul ığnplarla surup gıden yavru balık a\ ına engel olmamak, kıyılardan ve de- ruzdenbaşlayarakcanlılığıyokedıyor Durumboy- leyken tum olanaksızhklara dırenerek, ulkemızde sayılan artan (kı, 1993'ten bu yana koruma alanla- n 380 000 hektardan, ıkıye katlanarak 700 000 hek- tara ulaşmış, mıllı park sayısı 27'ye, tabıat parkı sa- yısı 10'a, tabıat koruma alanı sayısı 23 'e çıkanlmış- tır) koruma alanlannda doğal canlılığın surdurül- mesıne yonelık çok değerlı çalışmalarla ıyı omek olan Mıllı Parklar Genel Mudurü Sayın NevzatCey- lan. deltada donen çıkar oyunlan ıle koalısyonun DYP kanadının baskılanyla görevden alınmıştır Bölgemızde kaynatılmaya çalışılan cadı kazanı- nın, düzmece bır ınsanlıktan yana görunme tavn ta- kınıp, doğanın ve tanhın bıze bağışladıgı kaynak- ları en kısa yoldan gündelık çıkarlara donuştur- mekten başka bır amacı olmadığı açıktır Aynca koy yerleşım alanlannda tüm onanm ve yapılaşma çalışmalannm yasaklandığı savlannın asılsız olduğunu da Orman Bakanlığı Mıllı Park- lar ve Av-Yaban Hayatı Genel Mudurluğu Mıllı Parklar Daıresı Başkanlığı'nın 14 4 1995 gunü, bel- de yonetımlenne, çevrecı sıvıl toplum orgutlenne gonderdığı vazısında şovle belırtılıyor "Bahse konu milli park alanında gereklı planlar hazırlandıktan sonra. yukandakı prosedur içinde gerekli ızınler verilecektır. Ancak bugun için koy yerieşik alanları ıçensinde berhangi bir y apı yasagı me\cut degildır. Her turiu uışaat ve onanm ışkri mer'i mevzuata gore surdurulmektedir. Koy yerie- şik alanlan dışında kalan alanlarda ise yapılacak master plan hukumlerine gore hazuianacak uygu- lama imar planlannın onanıp uy gulamay a konma- sını muteakip ınşaat faalıyetlen için ızin verikbıle- cektir" dıye bu konuda gosterılen ornek duyarlılı- ğın, tüm kamu. ozel kurum ve kuruluşlannca be- nımsenmesı, Ulusal Park Kararnamesı'nm, yasalann uygulanabılmesı ıçm önce doğaya, ın- sana, hukuka saygı duygusunun yenıden yaygınlaş- tınlması gerekıyor PENCERE Takvim? T BMM Başkanı Husamettin Cindonık, 4-5 hafta once ülkemızm, gumruk bırlığıne gınşı konusunda Avrupa Bırhğfyie(AB)vardıgi anlaşmayı değerlendınrken, demokrasıdekı durumumuzu kastederek (uluslararası hukuk olçütlennın altında kaldığunızı belırterek), "Turkhe bu koşullarda 2001 yılına kadar \B'ye gıremez" dıyor, "AB'nin takvimı belli. AB takvimınde Kıbns ve Malta, Türkiye'den öncefikB."(Cumhunyetl2 Mart 1995) (Takvim.» Atatürk'un gercekleştirdiği devrimlerden biri de takvimdeydL 1926'da uluslararası takvime geçmiştik.) 200 l e kadar AB'ye gıremeyeceğımızı Yuce Meclıs'ın başkanı soyledığıne gore, -kı bu kışı zengın demokrası deneyımlenne sahıptır- bunda gerçeklık payı yuksek olmalı 2001 deyıncene anlıyoruz 9 Dünyanm tsa'mn doğumundan başlayarak Güneş'ın çevresınde 2001 kez dönmuş olmasını değıl mı9 Demek, koca dunya bu volculuğu daha altı kez yıneleyecek Pek,bır şey kalmadı Soruyubıraz değıştınp. '2001 deyince ne anlamamız gerekir?" dersenız ışler oldukça kanşıyor Örice, orneğın "matbaa ne zaman ıcat edildi"yle başla> ıp "biz mi ıcat ettik", "peki bıze ne zaman geldi" dıye bır ıkı kez soru sormak gerekıyor Bunlara yanıt aldıktan sonra da bır de bakıyorsunuz kı şu hesabı yapıvermışsınız 1720-1440 = 280 Yuvarlak hesap 280 yıl Daha sonra da bunu 200 l'den çıkanyorsunuz 2001-280= İ 721 Yanı, daha Fransız Devnmı'ne 68 var Öyle, "2000'e 5 kala", "2001, dunya bizimledir'" falan laftan öte bır anlam taşımıyor Yanı, 2001 deyince "2001x365 gün"den başka şeyler anlamalıyız Şımdı, ıçten ıçe, dıştan dışa, belkı bu hesaba kızanlar çıkmıştır Eh, olabılır, bır şey dıyemem Ama, gumnık bırlığı heyecanlanndan demokratıkleşme söylemlenne, Gazı Mahallesı olaylanna, şu son gunlerde olan bıtene bakınca kımse benı "2001'ler" masalıyla uyutamaz Buyuk kurtancının açtığı yoldan sapmasaydık aydınlanma surecını çoktan > asamış olacak, "el kapıiannda" dönenıp durmayacaktık Çunkü, zaten "Avrupalı" olacaktık AB'nin takvimı belh Yabızımkı 9 İnal Karagözoğlu Fetiiı Kafası 29 Mayıs Istanbul'un fetıh bayramı, bu nedenle gosterıler yapıldı, palabıyıklı Osmanlılar, Fatih Sul- tan Mehmet'ın Konstantınopolıs'e nasıl gırdığını ve kuffan nasıl dıze getırdığını "ortaokul musameres/" duzeyınde "temsıl" ederek eskı günlen andılar... ,\ Refahçılar bu gostende başı çektıler Ne anlamı var bu olayın? Dunya âleme şu "mesaj"\ venyoruz Ey ınsanlık, Istanbul bızım değıldı, zoria aldık, fe~ tıh yoluyla ele geçırdık 1995'ın "fetıh bayrarnrnda bu "mesaj"a ekleme- ler de yapmışız" "Fetıh bekleyen yenı Bızanslar" varmış Fetıh, dınsel bır kavramdır, her mezhepte ayn an- lam ıçerır, Sunnı ınanışta bır ulke veya kent "cıhat" sonucunda ele geçınlırse, hukuksal sonuçları vardır; devlet reısı fethedılmış toprağı ıster eskı sahıbının elınde bırakıp haraç alır, ıster boluşturebılır, ıster el koyar Fatıh uçuncusunu yapmış, Istanbul bızım olmuş.. Ne zamana değın surdu bu? 16 Mart 1920'ye kadar 1920'nın 16 Mart gunu başta Ingılızler olmak uze- re Itılaf Devletlen" Istanbul'u ışgal ettıler Hınstıyanlar, Bızans'ın çokuşunden bu yana Mus- lumanlann elınde bulunan Istanbul'a yenıden gın- yorlardı, ama koprulenn altından çok su akmış, rol- ler değışmıştı Batı Haçlı Seferlen'nden sonra ger- çekleşen tanhsel donuşumlerde, once somurgecı, ardından emperyalıst bır kımlığe burunmuştu, Os- manlı Imparatorluğu'nu ve Anadolu'yu paylaşmak uzere gelıyor, 20'ncı yuzyılın nıce utancından bınnı oluşturuyordu Karşılanna bır Mustafa Kemal çıktı, Turklen Av- rupa'dan kovmak uzere bırleşenler, yenılgıye uğra- dılar, 6 Ekım 1923'te Turk ordusu yenıdenTstanbul'a gırdı 6 Ekım, Istanbul'un Kurtuluş Bayramı'd\r • Yukanda kısaca anlatılan oykude ıkı sozcuk Turk- lenn tarıhındekı donuşumu vurguluyor Sozcuklerden bırmcısı "fetıh" Ikıncısı "kurtuluş" Kımısı coşkuya gelıp "Ataturk Istanbul'u 6 Ekım 1923'te ıkıncı kez fethettı"d\ye yazar, ama bu doğ- ru değıldır, kavramları bırbınne kanştırmaktır Ger- çek şu kı Mustafa Kemal olmasa, Istanbul elımızden gıtmıştı, SevrAntlaşması'nın koşullannda Hınstr/an- lık dunyasının Avrupası, Yunanıstan'ın onculuğunde Dersaadet'ı Konstantınopolıs'e donuşturmuştu Istanbul'u kurtardık Yasananların anlamını fetıh mantığından da kurtar- mak gerektığıne ınanıyoruz 1453 yılının dunyasında zor yoluyla toprak ele ge- çırmek doğal sayılıyordu Aradan geçen uzun sure- de uygarlığın hukuk kurallan oluştu Çağımızda ulu- sal sınırlar çızılmıştır, ışgal (ya da fetıh) yontemıyle kımse bır başkasının toprağına el koyamaz Istanbul bızım yurdumuzun en guzel parçalanndan bındır, çağdaş ınsan, yasadığı toprağı fethettı dıye bayram yapamaz, ama Istanbul'un duşman ışgalın- den kurtulması adına bayrama kımse bır şey dıye- mez Kavram kargaşası surup gıdıyor, şeriat mantığı bastırdıkça pusulayı şaşıracağız Istanbul'un fetıh gununde bıyık burarak başka ul- kelenn topraklanna goz dıken kafa, once "Guneydo- ğu'da Olağanustu Hal"\ kaldırmalıdır Osmanlı kafa- sıyla Balkanlar'a, Turkçu kafasıyla Orta Asya'ya yo- nelık duşler kuranların, once Anadolu'yu uygarlaş- tırmak ıçın seferberlık bayrağını açmaları gerekmez mı 1 Kemalızm'ın dunya goruşu, bu konuda çağdaş uygarlığın temellerı uzerıne yukselır, yurtseverlık fe- tıhçılık değıldır Fıkırlerımız saydamlaştıkça, yuruyeceğımız yol, onumuzdekı gunlerde daha çok ışıyacak 25 Olum Yıldonumunde ORHAN KEMAL'E SAYGI Konuşmacılar Necatı Cumalı Konur Ertop Şukran Kurdakul, Nunve Ogütçu, Adnan Özyalçıner Oner Yağcı, Tahsın Yucel Odul torenı Orhan Kemal Roman Ödulu PEN Yazarlar Demegı öyku Odulu Sunan Aydın Hatıpoğlu Tıyatro göstenmı Istanbul Oyunculan Topluluğu Dıa göstenmı lsa Çelık 30 Mayıs 1995 saat 19 30 Beyoğlu Istıklal Cad Küçuk Sahne de Gınş serbesttır PEN YAZARLAR DERNEĞİ Vatanseverier, insanlar, doğaseverler, toprak erozyonu size sevebileceğiniz hiçbirşey bırakmıyor. T.E.MA. Türkıye Erozyonla Mucadele, Ağaçlandırma ve Doğal VarhkJan Koruma Vakfi Tel.: (0212) 281 10 27 / 268 09 85 Si zın ıçın en ıyısı Eskisini verip yerine yepyeni bir AEG almak mı? Eskı çamaşır makınenızı ya da bulaşık makınenızı 5.000.000 eskı buzdolabınızı 3.000.000 eskı fırınınızı 1.750.000 TL peşınata sayıyoruz Ön ödemeli seçenekle Ağustos ya da Eylül'de almak mı? Uç seçeneğın satın alma koşullarını ıncelemek ıçın, hemen bır AEG Yetkili Satıcısına gıdın sızın ıçın en lyısını seçın. Ustun teknolojı urunu AEG lere kolayca sahıp olun Pazar son gün! Ekonomik taksitlerle hemen bir AEG ya da Telefunken almak mı? ü t ü n A E G Y e t k i l i S a t ı c ı l a r H a z i r a n P a z a g ü n ü a ç ı k t ı r .
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle