Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 MAYIS 1995 PAZARTESİ
4 HABERLER
Anayasa
Mahkemesi
Başkanı seçimi
• ANKARA (AA) - Yekta
Güngör Özden'in 4 yıllık
görev süresinin dolmastyla
boşalan Anayasa
Mahkemesi Başkanlığı için
seçim gününün bugün belli
olması bekleniyor.
Anayasa Mahkemesi
Başkanvekili Güven
Dinçer, seçim gününü
bugün belirleyecek. Bu
hafta içinde seçimlerin
yapılması bekleniyor
Anayasanın, Anayasa
Mahkemesi'nin
kuruluşunu düzenJeyen
146. maddesine göre
Anayasa Mahkemesi
Başkanhgı seçimi 4 yılda
bir yapılıyor. Başkan
adaylığı için resmi bir
başvuru gerekmedığinden
tüm asıl üyeler aday
olabiliyorlar. 11 asil üyenin
katıhrruyla yapılacak olan
seçimde, saît çoğunluk
olan 6 oyu alan aday
başkan seçilecek.
13 PKKIİ
öMürüldü
• Haber Merkezi -
Güneydoğu'da sürdürülen
operasyonlarda güvenlik
kuvvetleriyle çatışmaya
giren 13PKK'literörist
öldürüldü. Muş"ta 25
Hizbullah örgütü üyesi
tutuklandı. Bırgrup
PKK'li, Muş'un Malazgirt
ilçesi Kanncalı köyünde,
Köy Hizmetleri'ne aıt üç
aracı yaktı. Olağanüstü Hal
Bölge Valiliği'nden
yapılan açıklamaya göre,
bölücü terör örgûtûne karşı
bölgede sürdürûlen
operasyonlar sırasında
çıkan çatışmalarda, Şırnak
yakınlanndaki Cudi ve
Küpeli dağlannda bin
kadın 10, Bitlis'in Merkez
Kavakdibi köyü ile
Mardin'in Nusaybin ilçesi
Harapşemdin mezrasında
ve Siirt'in Baykan ilçesi
kırsalında da bir olmak
üzere toplam 13 terörist
öldürüldü.
Demirel
Uzakdoğu'ya
gidiyor
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, Çin Halk
Cumhuriyeti. Hong Kong
ve Endonezya'ya yapacağı
ve 10 gün sürecek resmi
ziyaret için bugün
Ankara'dan aynlacak.
Cumhurbaşkanı Demirel,
Bangkok üzerinden
gezisinin ilk duraği Pekin'e
gidecek. Burada çeşitli
temaslarda bulunacak olan
Demirel. iki ülke
arasındaki ilişkilerin
boyutlannı derinleştirmeyi
amaçlayan birçok
anlaşmaya ımza koyacak.
Pekin'deki temaslan
sırasında Çin Seddi ve
Xian kentinde "Imparator
Qin ile Gömülmüş
Savaşçılar ve Atalan
Müzesi"ni" ziyaret edecek
olan Demirel. 29 mayıs
pazartesi günü
Endonezya'ya geçecek 31
mayısta Ankara'ya
dönecek.
Otomobil Zap
suyuna uçtu: 7
kişi kayıp
• HAKKÂRİ
(Cumhuriyet) -Hakkâri'de
özel bir otomobilin Zap
suyuna uçması sonucu 7
kişi kayboldu. Başkale'den
Yüksekova'ya gitmekte
olan ve plakası
belirlenemeyen bir
otomobil dün saat 11.00
sıralannda Yeniköprü
yakınlannda Zap suyuna
uçtu. Hakkâri Valisi
Lütfullah Bilgil, TEK'e ait
bir vincin olay bölgesine
gönderildiğini söyledi.
Bilgin, aracın içinde 7
kişınin bulunduğunu,
ancak yapılan çalışmalarda
izlerine rastlanamadığını
belirtti. Yurdun diğer
yerlerinde meydana gelen
trafık kazalannda da 6 kişi
yaşamını yitirdi.
Batman'daki
ölüm orucu bitti
• BATMAN
(Cumhuriyet) - Batman E
Tipı Cezaevi'nde 45
gündür sürdürülen açlık
grevi ve "ölüm orucu,"
Batman Barosu ve
İHD'nin girişimlerinin
ardından 28 maddelik
isteğin kabul edilmesiyle
son buldu. Kabul edılen
istekler arasında "Sürgüne
gönderilenlerin getirilmesi
için girişimde bulunulması,
görüş yerinın düzeltilmesi,
temizlik malzemelerinin
cezaevı idaresince
verilmesi" yer alıyor.
Yazarımız Mumcunun, Kaplan'la 8 yıl önceki görüşmesi
CemalettinKaplan'ın özd sarfüğii
Amel - Tebliğci 'nin tebliğ komtsunu önce
kendi kişiliği veyaşamında ıtygulaması.
Amtkabir - Kemalistlerin tapınağı.
BeVam - Fıravun 'la Karun 'u din
kisvesiyle destekleyen işbirlikçi. Yani
devletten yana olan din adamlan.
Cahüiyet - Isîamdan önceki karanlık
devir
Firavun - Siyasal iktidannı putlaştının
yönetici.
Hakk- Tebliğ konusu... varolan,
kamtlanmış, gerçeğe uygun olan.
Hubel - Kureyş 'teki en büyûkput.
Hüküm - Allah ın emir, yasak ve
tavsiyeleri
Hürmet - Haram, adam öldürmek.
htrsızlık, yalan
tbahat - Yasak ve sevap konusu olmayan
davranışlar. Av hayvanlannın avlanması
hlas - Tebliğ görevini Allah rızası için
yapanlardaİa nitelik ve özveri.
trtica - tslamın devlet olmasına karşı
çıkanlann kullandığı sözcük
Kanun koymak - Allah 'a karşı savaş
açmak
Karun - Fıravunla işbirliğiyapıp,
zenginliğine zenginlik katan ve bu
zenginliğiputlaştımnlar.
Kerahet - Yapılması hoş olmayan
davranış. Namazda esnemek ve
Cemalettin Hoca konıısurken uyumak
gibi.
MustahfazJar - Kuran 'ın muhafizlan
olan din adamlan, tebliğci hocalar.
Mürted- tslam dininden dönen...
Müşrik - Allah 'ın yetkilerine es yetküer
olduğunu ileri süren.
Sedib - Müslüman için yapılması yarurlı
olan, yapılması halinde sevap ve ödü'l
getiren davranışlar.
Rabb - Allah 'ın hak veyetkilerini
bütünüyle kabul etmek.
Sehavet - Tebliğcide bulunması gereken
hayırseverlik Tebliğyolunda gereken
maddiyardımdan kaçınmayacak olan
Müslüman.
Şirk - Allah 'a özgü hak ve yetkilerin.
Allah 'tan başka birinde olduğunu ileri
sürmek Allah 'ın yetkilerine başkalannı
ortak etmek.
Tağut - Allah vepeygamberlerin
emirlerinden başkalanna uyup, hükalalık
yapan.
Tevhid - Haz. Muhammed'in
peygamberiîk görevine başlaması...
Allah 'ın birliğine inanmak. Muhammed
tevhide nasıl tebliğyoluyla başlamışsa,
hoca da laik devletiyıkrnak için tebliğ
yolunu seçiyor.
Ulema - Tebliğci din adamlan, imamlar,
müfiüler, hocalar.
Uluhiyyet - Tannlık savında bulunmak
Vucub - lslama göre da\raruş biçimleri.
Kaplan, "Şeriatın dışındaki bütün sistemlere batıl ve put" diyor ve ilericilere saldınyor:
Kemafizm put rejiıııiİnkâr Cemalettin Hoca: Müslüman bir savcıya ve
Müslüman bir hâkime düşen, batıla, tağuta karşı çıkmak ve haktan
yana olmaktır. Put ve put rejiminden ibaret olan Kemalizmi inkâr
etmektir. tslam devleti kurulmasını isteyenleri cezalandırmayın.
3) Şeriatın hükümleri geçici değildir.
Tersine kalıodır. Bu iddialan ileri süren-
ler, Islam hukukunu incelemeyenlerdir.
4) Bu iddia da geçersizdir. Sistemlerin
cemiyetlere uygunluğu o sistemlerin da-
yandığı pnensiplerin sıhhatli olup olma-
masına bağbdır. "Zamanın değişmesi ile
ahkâmın değişmesi inkâr edilmez" deni-
yorsa da bu doğnı değildir. İslarn hukuku
kryamete kadar geçerlidir.
5) İslam hukukunun müçtehitierin eseri
oJduğu iddiasına gelince:
Evet, İslam müçtehitleri ve hukukçulan
birer dahidir. Ama bunlar kendilerindeo
bir şey söylememişlerdir. Kuran ve siinne-
te dayanmışlardır. İslam hukuku Barıcı ve
batıl kafalı >anm aydınlann zannetikleri
gibi ulema \e fukahanın fikir ve görüşleri
değil, doğrudan doğruya Allah'ın ketanu-
na ve peygamberin beyanına dayanan
nev-i şahsuıa münhasır bir hukuk nizarru-
dır.
- tslam dininin devleti de vardır, siyaseti
de vardır. Ona rte zaman tesir eder, ne de
mekân.
Eskimez ve pörsümez. İnsanhğın haya-
tına tıpa tıp uvgundur. Eksiği ve gediği
yoktur, tastamamdır. Şeriatın dışındaki
bütün sistem ve nizamlar birer baöL tağut
ve puttur. Müslüman bir savcrya ve Müs-
lüman bir hâkime düşen, batıla, tağuta
karşı çıkmak \e haktan yana olmaktır.
Put ve put rejiminden ibaret olan Kema-
lizmi inkâr etmektir..
resi gibi konular Avrupa Milli Görüş Teş-
kilatlan'nın görüşlerini yansıtan 'Hicret'
adlı dergide yayımlanmış...
Bochum'da Eyüp Sultan Camii'nde
Kaplan'a 'İslam anayasası'nın kimler ta-
rafından hazırlandığını sormuştum:
"35 tane kitap okudum, sonra-." diye
yanıtlamıştı Kaplan.
35 kitap okumuş; sonra anayasanın na-
sıl yazılacağını kendi sözcükleriyle akta-
rayım:
'BeHemiş'.
Belleyince, İslam anayasasını hazırla-
mış.. Ancak hemen yayımlamamış..
Beklemiş..
Önce. 'Hkret' adlı dergide anayasa ya-
yımlanmış ve tartışmaya açılmış..
Ama hiçbir yanıt gelmemiş..
Gelmeyince anayasa bastınup yayım-
lanmış..
Şimdi, 'İslam anayasasT elden ele do-
laşıyor. 3. baskısı bile yapılmış.. Hemen
hemen her dilde bastınlıp yayımlanıyor.
Ispirli Cemalettin Hoca, tebliğlerinde
"Anayasa Kuran olacak" diyor ve kullar
tarafından yapılan anayasa ve yasalann
Allah'ın anayasası karşısında hiç hükmü
olmayacağını ilen sürüyor.
Ancak kendisi İslam anayasası hazırla-
yabıliyor.
35 kitap okuduktan sonra!..
Şımdi gclclim şu ünlü 'İslam anayasa-
s'na...
Madde 1:
Madde41.
- Aslolan kadıniann erkeklerden ayrtf-
masıdır; anşveriş gibi şeriatın cevap verdi-
ği ihriyaçlar ve hac gibi kendisi için müsa-
ade edilmiş bulunan toplanhlar haricinde
kadınlar erkekletie toptanamazlar.
Madde 42:
- Erkeklere verflen haklar kadınlara da
verilir. Ancak şeriatın kadına ve erkeğe
şer'i deliDer ile tahsis ettiği haklar müstes-
nadır.
Kadın da ticaret, ziraau sanat işlerine
kanşmak, muamelat ve akitlerde bulun-
mak hakkına sahiptir. Kendi başına veya
başkasıyla müştereken neslini çoğaltabi-
lir-
Hoca Efendi'nin kadınlar ile ilgili bu
iki maddesi birbirini hiç tutmamaktadır.
41'inci maddede, kadıniann, ahşveriş ve
hac dışındaki toplantılara katılmayacakla-
n bildirilirken 42'nci maddede kadıniann
ticaret, ziraat ve sanata kanşma haklann-
dan söz ediliyor.
Nasıl olacak bunlar? Bir kadın sanatı,
erkek aracılığı ile mi yapacak? Ne ola-
cak°
Belli değildir.
Para birimi: Başka bir şey
Para birimi ne olacak?
Madde 79:
- Devlet hususi para çıkanr ve bu para-
yı hiçbir yabancı paraya bağlamaz.
Ve arkasından madde 80:
- Devletin parası sikkeli \e sikkesiz altuı
ve gümüştür. Bunlardan başka nakh ola-
maz._
'Olamaz', ama bunun da bir 'aması'
vzx, paranın 'aması'da şu:
-... Hazine'de altm ve gümüşten karşıh-
Irtica diye diye bir gün gelir, bu millet,
bizim irtica, gericilik dediğimiz şeyin, şe-
riat kanunlan olduğunu anlar ve bizim
ağzımıza ot tıkar, dişlerimizi söker, ifla-
hımızı keser. Sonra ne Atamız kalır ne de
putumuz. Hepsi yıkılır gider. Öyleyse su-
salım, gericiler ne söylerlerse söylesinler,
ne yazarlarsa yazsınlar, ses çıkaımaya-
lım.
"Put sistemi mudaka yıkdacaktur."
lspirli Cemalettin Hoca'nın Allah adı-
na gönderdiği "iadeli taatahütlü tebliğler''
bunlarla da bitmiyor. Biter mi hiç? Daha
büyükelçilere. gençliğe ve bütün Müslü-
man halka tebliğleri de var.
Bochum'daki Eyüp Sultan Camii'nde
cemaat önünde kendisıne soruyorum:
- Hoca, hukuksal durumunuz nedir?
Almanlardan Murat Bayrak aracılıgıyla
sıgınma hakkı istemiş %e almışsınız. Şimdi
ha>matk)s musunuz?
Yanıtı şöyle:
- Bana Almanlar burada teolog diyor-
lar!
"Havmatlos", Türkçede vatansız anla-
mına gelir, teolog da din adamı demektir.
Daha bunlann ne anlama bile geldigini
bilmeyen Hoca Efendi, elçilere ve konso-
loslara dersler veriyor.
Konsoloslann nifak hastalığı
"Ey sefir ve konsoloslar'' diyor:
"Bir kere sizler tslam olmayan, dinle ve
imanla ilgisi bulunmayan. üstelik dini,
iman yıkma ve yok etme hedcfıni bilen
'tagutı' bir sistemin, put kanunlarının
bekçiligini yapıyorsunuz. O zamanlar, siz-
ler dinden ve imandan mahrum, millete
yabancı, ne oiduğu belir-
siz hübele kul olmuş,
onun bekçiligini üzerine
almış duruma düşmüş
oluyorsunuz ki, o takdir-
de Müslüman bir milleti
temsil etme vasfina sahip
değilsiniz veya bu vasfı
kaybetmiş olursunıız."
Eski Adana Müftüsü
Ispirli Cemalettin Hoca.
"hâkim ve savcüara" da
Allah ve peygamber adı-
na tebliğler gönderiyor.
Tebellüğ edip de bu tebli-
ğin gerekJerini yenne ge-
tirmeyenlerin vay haline!
Cemalettin Kaplan
yargıç ve savcılardan
"sadece Kuran kanunla-
nna ve Kuran'ın getirdiği
şeriat kanunlarına"uy-
malarını, davalarını bu
kurallara göre çözüme
bağlamalannı istiyor. ts-
tedikten sonra Allah ve
peygamber adına yargıç
ve savcılara bir de gü-
vence veriyor
- Böyle yaparsanız
dünyada da rahat edersi-
niz, ahirette de.
Cemalettin Kaplan
kendıne göre bir düşünce
yöntemi izliyor ve tebliğ-
leri ulaşacak kişiler adına
düşünüyor, soru soruyor
ve bu sorulara yine ken-
disi yanıt veriyor.
Yargıç ve savcılarla şu
hayali konuşmayı yapı-
yor:
1) tslam dininin deviet-
le alâkası yoktur. o • «_^ ı •• ••! ı ç. 1
2) İslani dininin devlet- 5©l*lfltUl RllÇUK I l l l l t i a n Z l a r i Yurtdışındaki vaygın Kuran kurslannda dinci eğitinı gören bir grup Türk çocuğu Cemafcttin
le alâkalı olarak getirdiği Kaplan'a göre tslam muhafızlandır. Hocamn deyişivlf. taviz vermeyen, uzlaşma yoluna girnıeyen ve aceleci olmavan bu çocuklar, sabuia bek-
hükümler asra uymaz. leyecekler ve zamanı gelince şeriat düzeninin savaşçıİan olacaklardır.
3) Şeriatın bazı hü-
BÎZBİZE
kümleri vakkattır.
4) Zamanın değişmesi Oe hükümler de
değişir.
5) Islam hukuku, İslam müçtehitlerinin
görüşlerinden ibarettin-
Bu savlan ileri süren Kaplan, bu soru-
lara yine kendisi yanıt vererek diyor ki:
1) lslamın devlette ilgisi vardır. Din ve
siyaset iç içedir. Kuran'ın birçok avetle-
rinden açıkça anlaşılmaktadır ki,' ıslam
dini birtakım fıil ve hareketleri yasakla-
mış ve birtakım suçlar için cezalar kov-
muş ve bu cezalann yerine getiribnelerini
de emretmiştir, farz kıhnıştır. Yasak koy-
mak, emir vermek, ceza koymak, tatbika-
rını yapmak ancak devletin yapabDeceği
işlerdendir.
Fert bunlan yapabüir mi, bunlan yeri-
ne getirmeye gücü yeter mi? Ve bunlar da
bir vkdan işi midir?
O halde bunlan ancak devlet yapacak-
ür. Öylesi tslam'da devlet vardır ve İslam
dininde dev letin olması zaruridir.
2) Batı kültürü ile yetişenler "tslam dini
ile de\ let idare edılmez"' diye düşünürler.
İslam dini hürriyet, adalet ve eşitiik üzeri-
ne kurulmuştur. Bugünkü Batı sistemleri
deböyledir.
Türkiye Cumhuriyeti'nde Diyanet Işle-
ri Başkan Yardımcılığı ve Adana Müftü-
lüğü yaprruş olan lspirli Cemalettin Kap-
lan. yargıç ve savcılardan "Devlet İslam
olsun" diyenleri cezalandırmamalannı is-
tiyor.
Ve onlardan kendisine yanıt vermesini
de istiyor.
- Diyanefin tepesindeki zihniyeti de
V'ardıma çağınn. Onlar da size vardımcı
olsunlar. Sazın ve neşredin. Bunu yapma-
ya hakkınız vardır. Fakat tehdit etmeye,
ceza vermeye hakkınız yoktur.
1981 yıhnda müftülükten 're'sen emek-
liye' aynlan Cemalettin Kaplan, kendi de-
yişine göre. 12 Eylül yöneticilerince ka-
patılan MSP'nin Genel Başkanı Prof
Necmettin Erbakan tarafından Federal
Almanya'ya gönderiliyor.
Ne gibi bir görev le mi?
Orası ilginç... Cemalettin Kaplan'ın
kimlik kartı şöyle:
"AvTupa Milli Görüş Teşldlatlan trşad
ve Fetva Başkam."
Kaplan, bu kimlıkle 'Milli Görüşçü'
olarak adlandınlan lslamcı akımın yayın
organlannda yazılar yayımlamış...
Tslam anayasası ile İslam'da devlet ida-
- Devletin ismi, 'İslam devleti'dir.
Madde 2:
- Devletin idare şekü tslam'dır.
Madde 3:
- Devletin siyasi, içtimai, harsi, hukuki,
iktisadi ve saire gibi temel yapılannda ve
bütün müesseselerinde İslam dinini esas
ahr.
Madde 4:
- Hâkimhet kayıtsız şartsız Allah'ındır.
Devlet reisi bu hâküniyeti İslam kanunla-
nna göre ve Allah adına icra ve murakabe
eder.
Anayasanın ikinci bölümü, temel hak
ve hürriyetler ile ilgili hükümJeri kapsı-
yor. Hoca, bu bölümdeki maddeleri, açık-
ça Batılı anayasalardan kopya çekmiş.
Bir tek koşulla:
Örneğin 'herkes' yerine 'her Müslü-
man' sözcükleri yerleştirilerek!
Gelıyoruz 'aile nizamı' ile ilgili dör-
düncü bölüme..
Madde 40:
- Kaduıda aslolan, anne ve evin terbiye-
cisi olmaktır: kadın, korunması gereken
bir emanet ve namustur.
Bu, genel nitelıkte bir hüküm. Geliyo-
ruz işin özelliğine..
ğı olmak şartıyla bunlara bedel olarak
devletin baska bir şey çıkarması caizdin.
'Başka bir şey' ne demektir?
Nakit para çıkarmak yasak... Anladık.
Nakit para yerine 'başka bir şey' de ne
oluyor?
Yanıt yine maddede:
-... Devlet, bakır, bronz, kâğıt ve bun-
lardan başka para çıkarabilir; bunlann
arasında altın ve gümüşe eşit değerde
olanlar varsa, bu maddeleri nakit olarak
dabasabUir.
Görüldüğü gibi lspirli Hoca, bu işleri
iyice birbirine kanştırmış..
'Devlet organlan ve devlet başkanhgı'
ile ilgili bölüm. Tabii, en ilginç olanı...
Madde 110:
- Devletin başında devlet reisi bulunur.
Devlet reisine 'imam, halife ve emir-ul
numunın' gibi unvanlar da verilebilir»
Devlet reisi, işlerini yürütürken 'şûra
usulüne' başvurur.
Şûra usulü için bir de 'şûra'nın oluş-
ması gerekmez mi?
Gerekir..
SÜRECEK
ERDAL ATABEK
Temiz Bir Soluk...
Değirmendere'de cumartesi sab^iı. Çağdaş Ya-
şamı Destekleme Derneği'nin 'gıda kermesi' var.
Derneğin şubesi bir ay önce açtlmış. Dernek üyesi
bayanlann kendi ürünleri olan yiyecekler, dernek
yaranna ucuz bedellerie satılryor. Deniz kr/ısındaki
kahvenin köşesindeki masalann üzeri bu güzel yi-
yeceklerin geçici sergisi olmuş. Dernek şubesinin
açılışında Başkan Prof. Dr. Türkân Saylan gelmiş.
Çok içten, çok anlamlı konuşması bugün bite söz
konusu oluyor. 19 Mayıs, belde halkının içten katı-
lımıyla şenliklerle kutlanmış. Gençler, her yaştan
insanlar, aydınlık yüzleriyle büyük çınariarın gör-
kemle yükseldiği alanın çevresinde gezinryoriar. 20
mayıs cumartesi sabahı da optimist gençlerin kör-
fezde düzenlenen yanşlan var. Her yaştan gençler,
renkli deniz yelekleriyle küçük teknelerini kıyıya çe-
kiyorlar. Rüzgârın çıkmasını bekleyecekler. Kıyı
kahveleri, bu güzel sabah saatlerinde temiz hava
almak isteyen insanlarta dolmuş. "Işte çağdaş ya-
şam bu" diye düşünüyorsunuz. Atatürk'ün gör-
mek istediği Türkiye bûydu. O da burada, bir ma-
sanın başında, dalgın ve gülümseyen bakışlanyla
uzaklara bakardı. Nelerin yapılması gerektiğini dü-
şünürdü. Kahvesini içerdi. Çocuklann başır» ok-
şardı.
(Dün Cemalettin Kapian'ın cenazesi gelecekti.
Atatürk karşıtı, şeriat yandaşı sözleri ve tutumlany-
la 'Islam Federasyonu'nu Almanya'da kurmuştu.
Gazap dolu bakışlaria, şiddet yüklü bir sesle in-
sanlan korkuya ve itaate çağınyordu. Mavi gökyü-
zünün kara bulutlaria doluşmasına benzer bir duy-
gu içinize doluyor.)
Belediye Başkanı arkadaşımız Ertuğrul Aka-
lın'la koruma altına alınmış eski evler bölgesini ge-
ziyoruz. Geziye açılmış kıyı yollan, dün akşam mü-
zik gösterisi yapılan amfıteatr, karayoluna yapılan
sinyalizasyon sistemi bir ekip çalışmasıyla olan iş-
lerden. Öğretmen arkadaşlar, sendika bilinci almış
öncü insanlar, dükkânlannın önüne çıkmış esnaf,
gençler, kadınlar, çocuklar. Sessiz ve sağlıklı bir
banşın tertemiz havasını duyuyorsunuz. "Işte banş
budur" diye düşünüyorsunuz. Bu sakin, sevgi do-
lu, saygı ileten hayat. Işte banş budur. Insanlann
birbirine selam vermesidir. Bir çocuğun süt içmesi-
dir. Bir genç kızın bisiklete binmesidir. Bir kadının
yeni demlenmiş bir çayı getirmesidir. Birinin gelip
size bir şey söylemesidir. Sizin ona bir yanıt ver-
menizdir. O büyük çınariann, orada, öyte durması-
dır. Insanlann kahvelere gidip oturmasıdır. Kadınlı
erkekli, çocuklu gençli belde halkının huzur içinde
yaşamasıdır. Genç bir betediye başkanının, genç
belediye meclis üyelerinin halkın içinde sevgiyle
dolaşmasıdır.
Ortada ne nutuk atan kişiler vardı, ne de topla-
ma kalabalıklar. Ortada insanlan birbirinden ayıran
nefret yoktu, çatılmış kaşlar yoktu, korku yoktu,
baskı yoktu. Insanlara zoria dayatılan hiçbir şey
yoktu. Fısıltılar, göz kaçımnalar, suskunluklar yoktu.
Hiçbir yer güllük gülistanlık değildir. Elbette bu-
rada da sorunlar vardır. Çıkar çatışmalan vardır.
Ayn politik görüşler vardır. Ama sorunlann üstünü
örrmeye çalışmazsanız, çözümü kolaylaşır. Doğru
prensipler koyup uygularsanız çıkar çatrşmaları
biriikte yaşama kolaylığına dönüşör. Ayn politik gö-
rüşlere özgür bir ortam sağlarsanız çatışma yerine
görüş zenginliğini kazanırsınız. lyi niyet, kararlı tu-
tum, eşitlikçi yönetim sanıldıgından daha çok şey
verir.
Elbette hayatımızın içinde değişmesi gereken
pek çok konu var. Akşam yemeğinde Mahmut'la
teknolojik yeniliklerin etkilerini konuşurken bunlar-
dan söz ediyoruz. Her şeyin insan için olmasının
önemini yineliyoruz. Belki de en güç şey bunu an-
layabilmek. Her şey insan için, insanlar için. Ama
en başta onlann bunu anlaması, bunu bilmesi ge-
rekiyor. Bilinçlenme dediğimiz de bu. Paytaştığımız
hayatın güzelliği belki de bu gerçeği en iyi antatan
bir yol. ilgi göstermek, ilişki kumıak, iletişim kur-
mak, paylaşmak. Hayat, en iyi öğretmendir.
O sabah, orada, o deniz kıyısında hepimizin Ata-
türk'ün oğullan ve kızlan olduğumuzu düşündüm.
19 Mayıs işte buydu.
ADALET BAKANI tSTANBUL^DA
Moğultay: 8. madde
Türkiye'nin sorunu
• Adalet Bakam Mehmet Moğultay, CHP
Kartal ilçe örgütünün düzenlediği toplantıda
yaptığı konuşmada, "8. madde partilerin değil
Türkiye'nin sorunudur" dedi.
İSTANBUL (AA) -
Adalet Bakanı Mehmet
Moğultay, Terörie Müca-
dele Yasası'nın 8. Madde-
si'nin partilerin değil,
Türkiye'nin sorunu oldu-
ğunu söyledL
Moğultay, ve Kültür
Bakanı Ercan Karakaş,
CHP Kartal ilçe örgütü-
nün düzenlediği ve Kartal
Akvaryum Tesisleri'nde
yapılan toplantıya katıldı-
lar. Bakan Moğultay. yap-
tığı konuşmada, demokra-
tikleşmenin, 8. maddenin
'kendisi' olmadığını ifade
ederek, (8. madde kalkar-
sa Türkiye demokratikle-
şir) demenin, son derece
yanlış bir tanımlama ol-
duğunu belirtti. Demokra-
tik işleyişteki sorunlar,
hukukun üstünlüğünün
sağlanması. laiklik, insan
hakları ve sosyal devlet
ile ilgili sorunlann tümü-
nün birlikte aşılmasıyla
demokratikleşmenin sağ-
lanacağını kaydeden Mo-
ğultay, 8. maddenin parti-
lerin değil, Türkiye'nin
sorunu olduğunu ifade et-
ti. Moğultay, "Bu, Tûrki-
ye'yi bir ayıptan kurtar-
ma operasyonudur. Bu ko-
nuyu bu kadar siyasaDas-
tınp arkasına sıgınmay a
gerek ywktur" dedi.
Bakan Mehmet Moğul-
tay, bir soru üzerine, Ha-
san Ocak konusunda Ada-
let Bakanlığı'na haksız
suçlamalar yapıldığını
bildirdi ve bakanlık ola-
rak konunun yakın takip-
çisi olduklannı belirtti.
Moğultay, 4 haziran se-
çimleri konusuna da deği-
nerek, son günlerde, parti
içinde lider arayışında
gruplaşmalara gidildiğini,
bunun partiye herhangi
bir yarar sağlamayacağını
ve teksesliliğe her zaman-
kinden daha fazla ihtiyaç
duyulduğunu söyledi.
Kültür Bakanı Ercan
Karakaş ise CHP'nin,
sosyal demokrat görüşle-
rini halka anlatmak zo-
runda olduğunu ifade
ederek, basına smırlama-
lar getirilmesinin yanlış
olduğunu belirtti.
Ercan Karakaş, örgüt
toplantısında, sorunlann
değil, nelerin yapılması
gerektiğinin tartışılmasını
istedi.
Ercan Karakaş, demok-
ratikleşme konusunda
fazla bir şey yapılamadı-
ğını da belirterek, şunlan
söyledi:
"Demokrasj gerçekteşe-
mediği için ekonomik ve
sosyal sorunlar çözülemi-
yor. Halkın dayanışması
bozuluyor. Kürt sorunu
çözülemiyor, iç banş sağ-
lanamıyor. Bütün bunlar
olamadığı için Türkiye,
dünyada askeri darbeden
sonraki dönemin içine
düştüğü yanlızlığa döşü-
yor. Bütün bunlann konn-
şulması gerekryor."