Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHÜRİYET 22 MAYIS 1995 PAZARTESİ
12 DMYAZI
Çerkezinbüyük çilesi: GöçKuzey Kafkasya halklan,
yani Çerkezler 1720'lerden
1860'iara kadar sürekii sa-
vaşlan yaşadılar. Bu dönem
Rus Imparatorlugu'nun gü-
neye inme çabalannın, Os-
manJı Imparatorluğu'nun ise
batıda Rümeli'de ve doğuda
sınırlannı korumaya uğraştı-
ğı dönemdir. Ruslann amaç-
lanna ulaşmak ıçin önce Ku-
zey Kafkasya halklarının
topraklannı işgal etmesi. bu-
ralan boşaltması, yanı ken-
disi için güvenli bölge hali-
ne getirmesi gerekiyor. Os-
manlı yönetiminin ise Rus-
Çerkez savaşının olası mag-
lubu Çerkezlen, Rumeli'de
ve doğuda ıskân ederek sı-
nırlannı güvence altına al-
maya çalıştıği görülüyor. Os-
manlı yönetimi 1863'ten ıtı-
baren göçü özendirici politi-
kalannı uyguiuyor. Bu poli-
tika ilk meyvelerini vermek-
te gecikmiyor ve Aralık
1863'te ilk Çerkez göçmen-
leri Samsun ve Istanbul'a
gelmeye başlıyorlar. Şubat
1864'te Trabzon'a gelen
Çerkez göçmenlennin sayısi
10 bini buluyor Bunlann 3
bini açlık ve hastalıktan ölü-
yor Kafkasya'nın bazı böl-
gelerinde Rus-Çerkez savaşı
hâlâ sürerken Mart 1864'te
Tuapse'de 30 bin, Novoro-
sisk'te 50 bin Çerkez göç için
izinbekliyorlar. Martsonun-
da Ubıh, Şapsıg, Ciğit ve
Akhçipskouvlartemsilcileri-
ni Ruslaragöndererek teslım
olduklannı bildiriyorlar.
Cöç patlaması
Göç patlaması. 14 Nısan
1864'te Çann kardeşi büyük
prens Mikhail'ın emriyle
gerçekleşiyor. Abhazya'nın
Soçi kentine gelerek yenık
Adıge büyüklerini kabul
eden Mikhail. onlarla birant-
laşma yapıyor. Antlaşmadan
sonra Çerkezlerin bir ay için-
de dağlardan ınerek ovalara
yerleşmelerinı, bu emre uy-
mayanlann savaş esiri uygu-
laması görecegıni ya da Os-
manlı topraklanna göç ettiri-
leceklerini bildinyor. Aynı
gün, Ruslann Çerkezler kar-
şjtsında kesin zafer ilan ettik-
lleri, kiliselerinde zafer ve
şûkran ayinlen düzenledikle-
ri gûndür. Mayıs 1864'ten iti-
baren işler kanşıyor. Baştan
beri göçü özendiren polıtika-
lar güden Osmanlı yönetimi,
göçün boyutlannı görünce,
Çar hükümetinden göçün
durdurulmasını istiyor. Ama
artık iş işten geçmiştir. Sade-
ce mayıs ayı ıçinde Akçaabat
kalesi ve Sandere'ye 25 bin
Çerkez göçmenı geliyor.
Samsun'daki göçmen sayısı
40 bini buluyor. Çerkez kay-
naklan. buralardaki göçmen-
lenn durumunu şöyle anlatı-
yor:
"Hergün 120-150 göçmen
ölüyordu. Aç kalan Ubıhlar,
çocuklannı birkaç Piestar
karşılığında ekmek bulabü-
mek için saöyorlardı. Gecele-
ri mezartan açarak kefenteri
alıyorlar \e cesetleri tekrar
gömüyorlardı. Ölülerine ha-
yatlan pahasına da olsa savaş
alanında bırakmayacak ka-
dar değer \eren bir halk. ölü-
lerinin kefenlerine muhtaç bı-
rakılarak onlann kefenlerini
çalabilecek kadar alçaltılmış-
ü."
Göç giderek büyüyor. Çer-
kez tarihçiler, büyük göçü Rus istatistik-
lerine göre anlatırken. 10 Temmuz 1864
r.inhine kadarOsman11 'ya göçen Çerkez-
lerin sayısını 258 bin olarak veriyorlar.
Bunlann 61 bin 395'i Rus yardımıyla.
diğerlen Osmanlf nın çabalarıyla göç
ediyorlar. Bu rakamlara, kontrolsüz li-
manlardan çıkarak göç edenlerdahi! edil-
miyor.
Yine Çerkez kaynaklan, Osmanlı ge-
micilenninkıyılaraküçükteknelerlegel-
diklerinı, "Gemiler açıkta bekliyor" di-
yerek yüksek ücretler karşılığında Çer-
kezleri teknelere doldurarak açıldıklan-
nı, açıkta yolculannı denize atıp geri dön-
HALIL \EBILER
• Çerkez tarihini yazmaya kalkışan tarihçilerin göç tarihini
yazmak zorunda kalacaklarını bilmeleri gerek. Çünkü
Çerkezlerin 1860'larda başlayan göçü bitmek bilmiyor.
Çerkezler önce anavatanlarında, köylerinden Ruslann
gösterdiği yerlere göçüyorlar. Sonra Osmanlı topraklanna.
• 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşından sonra imzalanan
Berlin Antlaşması'na, Bulgarlann ısrart ile konulan
'Balkanlar'da hiçbir Çerkezin kalmaması' maddesiyle,
Çerkezlerin üçüncü göç dalgası başlıyor. Büyük göçün
üstünden henüz 15 yıl bile geçmeden, göçmenler
yeniden yollara düşüyor.
Büyük göç günlerinde Os-
manlı yönetimi Anadolu'da
kapsamlı bir hareketi daha
yürürlüge koyuyor. Göçebe
Yöruk ve Türkmenlen yerle-
şik düzene geçirmeye başlı-
yor. Türkmenler ve Çerkezler
genellikle aynı bölgelerde,
aynı kuşaklara komşu hale
getirilıyor. Örneğin, Sam-
sun'dan başlayıp güneye, To-
kat, Sıvas, Uzunyayla. Gök-
sun-Maraş, Çukurova ve Ha-
tay'a uzanan kuşak oluşturu-
luyor. Genç Çerkezler arasın-
da "Koca Çerkez" dıye anı-
hr olan Çetin Öner, "Dağta-
ra Yazıltdır" romanında, di-
vane Bdız'ın ağzından şöyle
anlatır Çerkezlerin aramıza
katıldığf günü:
Atlannı eltetmedllef
"Bir gün... Belki yüz yıl,
beiki bin yıl önce bir gün çı-
kıp geJdiler Binbogalar'a.
Birden geldiler. Çevrelerine
toplaşıp bakıştık onlara. Ara-
balanna asıkdık. ellerine do-
kund uk. çizmelerini okşadık.
Atlarını elletmediler... Kır at-
lan. doru atlan, yagız adany-
lan geçip girtilerönümüzden.
Geçip gittiler egri kılıçlan,
kabzalan işlemeli tabancala-
ı%deri çizmeleri, gümüş kılıf-
lı kamalan, kara kalpakJany-
lan._ Öyiece bakakaldık ar-
kalanndan~
Ve onlar için, 'Saçlan san,
giydikleri deri, yedikleri da-
n'dedik.
Ogul vermiş an siirüsü gi-
bi daldılar eteklerine dagın.
Mısıra kesti tüm tarialan.
yemyeşil mısıra. Nohuta,
mercimeğe, arpaya kestiler...
Tüm ma mısır ekmegi koku-
suna durdu. Mızıka sesine
durdu tüm Binboga etekleri.
Dörtnala koşan atların to\-
nak seslerine durdu. Silah
seslerine, kurşun seslerine
durdu. Abazalar bu yana. si-
ankiler bu yana.Çeçenler öte
jana sürdüler arlannı..."
(Çetin Öner. Dağlara Yazı-
lıdır. Can Yayınevi. 1991. 2.
Basım. sf: 52)
Osmanlı Sultanı, 8 Mart 1879'da bütün valiliklere bir genelge gönderryor ve Çerkezlerin tekrar Avrupa'ya dönmelerini ya- D u r
saklıyor. Haziran 1879'da Rumeli'den 40 bin Çerkez ailesi Adapazarı ve izmit çevresine getirilerek yerleştiriliyor. Göç de-
diğin acı üstüne acı, zorluk üstüne zorluk yaratıyor.
yok
Atasözleri
Yurtseverlik üzerine-
- Ulusunu küçümseyen, kendini
küçültmüş sayılır.
- Senin vatanının bir avuç
toprağı, sana ait olmayan
iilkenin aJtın kemerinden
daha iyidir.
- Vatanın anne gibidir, senin
olmayan ülke üvey anne gibidir.
- Yabancı ülkede iyi
yaşamaktansa. kendi
anavatanında ölmek daha
iyidir.
- Vatanı olmayana her yer
soğuk gelir.
- Ülkemize düşmanlıkJa giren
sağ çıkmaz.
- Olkene kötü niyetle girenin
üstüne acımasızca git.
- Vatan terketmekle eşini
kaybetmek aynıdır.
- Herkes kendi vatanını sever.
- Ülken güçlü ise sen de güçlü
sayılırsın.
Çerkez köle sonınu
• Göçün getirdiği acılann yanısıra, Çerkezler
açısından önemli bir sorun da bu topluma özgü
tanmsal kölelik ve Muhacirin Komisyonu'nun
çabalanna karşın önlenemeyen köle ticaretiydi.
"Göç hareketinin yanı sıra var
oian sorunJar arasında Çerkez kö-
le ticareti \e Çerkez toplumuna
özel olan tannısal kuleliJt de bulu-
nuyordu. Osmanlı hükümeti.
1867'de Çerkez göçmenler arasın-
da 150 bin kişinin köle statüsünde
bulundugunu tahnıin etmekteydi.
(...)
Kölelerin ve ailelerinin büyük
çoğunlugu köylüydü ve bunlar
hem Osmanlı hem de Av rupa kay-
naklannca emir >eya be> olarak
adlandınlan sahiplerine bağlıydı-
lar. Köleler banş döneminde be>in
toprağını işliyor; savaşdöneminde
deonun kumandası allında döv ü-
şüyorlardı. Kölesahiplerinin köle-
leriyle biriikte engellenmeden im-
paratorluğa girmelerine iAn \eril-
nıişri. Bu bü\ ük köle nüfusu göçü-
nün yanı sıra, çoğunluğu kadın
olan ve İstanhul İJe diğer kentlerin
haremleri için gönderilen genç
Çerkezlerle ilgili ticaret de azal-
maksızın sürmekte> di.
Kitlesel Çerkez göçü, güçlü ve
ayncalıklı göçmenlerin, güçsüz ve
ayncaiıksız soydaşlarına karşı aşı-
nlık > apmalanııa \e kötü davran-
malanna neden olacak koşullar
yaratmıştı. („.) Bu kişiler, aslında
hür sınıfa mensup olan fakat ko-
şullardan dolayı kendilerine fazla
direnemeyen kişileri köle olarak
satmaktaydılar.
Durumdan yararlanan daha
başkaları da \ardı. Çerkezleri
nakleden gemilerin kaptanlannın,
daha sonra köle dive satacaklan
göçmen çocuklannı >ol ücreti ola-
rak (BirkayTiağa göre30}olcu için
bir çocuk) aldıklan söyleniyordu.
Bu uvgulamalann ne kadar yay-
gın oMuklannı tahmin etmek güç-
rür. ama dağınık olarak var olan
kanıtlar, Çerkez göçmenleri için-
de hem kişilerin hem de gnıplann
bu tür davranışlara maruz kaldı-
ğını gösteriyor.
Böyle olaylar hakkındaki şikâ-
vetler bunlann >inclenmesini ön-
İemeye çalışan Muhacirin Komis-
yonu'na havale edUmekteydL Ör-
neğin 1862'de, komisvon, bir kadı-
nın Amasya'dan İstanbul'a geti-
rip köle olarak sattıgı hür doğmuş
bir göçmenin azat edilmesini bu-
yurdu. Daha sonra bu tür durum-
İann yinelenmesini öniemek için
Amasya'ya emir gönderUdL"
(Osmanlı Köle Ticareti 1840-
1890. Ehud R. Toledano. Tarih
Vakfı Yurt Yayınları. Istanbul
1994 s: 128.129)
düklerini yazıyorlar. Savaş ve göç dö-
nemleri hertürlü vahşeti beraberinde ge-
tiriyor. Başka şeyler de yaşanıyor.
Ağır bir yenilgiden Osmanlı toprakla-
nna kaçmaya çalışan Hınstıyan Abhaz-
lann sayısı 1864 Ağustosu'nda 40 bini
buluyor. Bu göçmenleri taşıyan gemı
kaptanlan. "Siz sultanımız halifenin top-
raklanna gidiyorsunuz. Bö> le istav roz çı-
karHrsanız halife bizi topraklanna kabııJ
etmez"deyince, Abhazlar haçlannı bo-
yunlanndan çıkartıp Karadeniz'e atarak
şeklen Islam dınıne gınyorlar.
Aynı dönemde 150-200 bin Adıge Ru-
meli'ye yerleştiriliyor. Osmanlı'nın 1859
planı gerçekleşmış oluyor. Bu kıyamet
günlerinde Çerkezlen gemısı ıle Tuna
Nehn boyunca taşıyan Avusturyalı kap-
tanlar. yol boyunca her yenn Çerkez me-
zarlan ile dolu olmasına dayanarak. bu
yola "Çerkez Mezarian Yolu" adını ta-
kıyorlar.
52 günlük yolcululc
Ekim 1864'te, üçyelkenlıyle 2 bin 100
Çerkez 32 gün süren yolcuİuk sonunda
Larnaka'ya getınliyor. Yolculukta açlık.
susuzluk ve bulaşıcı hastalık nedenıyle
bazı kaynaklara göre göçmenlenn
1 300'ü. bazı kaynaklara göre ise bin
441 "ı ölüyor. Larnaka'daki Fransız Kon-
solosu ve halk önce gemidekilerin kara-
ya çıkmasına karşı geliyorlar. Daha son-
ra Çerkezier karaya çıkabiliyor.
AVTII günlerde, Çerkezlerle dolu birbu-
harlı gemi. Larnaka Limanf na yakJaş-
maya çalışıyor. Fransız Konsolosluğu ve
halk. gemiyi limana yanaştırmıyor Ge-
mi. yuzen bir tabut gibi Akdeniz'de do-
laşıyor. İçindeki Çerkezlerin akıbeti bu-
gün bile bılinemıyor.
Benzeri binlerce acılı olay arasında.
1855-1864 döneminde en az 900 bin göç-
men. Osmanlı topraklanna geliyor.
Çerkezler için göç bıtmi-
yor. Çerkez tarihini yazmaya
kalkışan tarihçilerin göç tari-
hini yazmak zorunda kala-
caklannı bilmeleri gerekiyor
Çerkezler önce anavatan-
lanndaki topraklannda. köy-
lerinden Ruslann gösterdiği
yerlere göçüyorlar.
Sonra Osmanlı topraklan-
na. 1877-1878 Osmanlı-Rus
savaşından sonra imzalanan
Berlin Antlaşması'na. Bul-
garlann ısrarı ile bir madde
konuyor ve bu kez Çerkezle-
rin üçüncü göç dalgası başlı-
yor. Maddeye göre. Balkan-
lar'da hiçbir Çerkezin bıra-
kılmaması gerekiyor.
Büyük göçün üstünden he-
nüz 15 yıl bile geçmeden,
göçmenler daha kendilerini
yeni yeni toparlamaya çalı-
şırken gemilerle diğer Os-
manlı topraklanna taşınıyor-
lar. Halep'e 10 bin hane,
Şam'a 5 bin hane. Adana'ya
5 bin hane, Konya'ya 2 bin
hane. Kastamonu'ya 2 bin
hane, Sıvas'a bin hane. Kıb-
ns'a 2 bin hane. Ankara'ya
bin hane. Diyarbakır'a 4 bin
hane. Amasya'ya bin hane,
Cezayir'e 100 hane olmak
üzere toplam 33 bin 100 ha-
ne. 1879yılındadağıtılıyor. Osmanlı Sul-
tanı, 8 Mart 1879'da bütün valiliklere bir
genelge gönderiyor ve Çerkezlerin tek-
rar Avrupa'ya dönmelerini yasaklıyor.
Haziran 1879'da Rumeli'den 40 bin Çer-
kez ailesi, Adapazan ve İzmit çevresine
getınlerek yerleştiriliyor.
BuaılelerBalkanlar'dangelirkenyan-
lannda hiçbir eşya getiremiyorlar. Oyle,
yalın, donanımsız, bırakılıyorlar. Göç de-
diğin acı üstüne acı. zorluk üstüne zor-
luk yaratıyor.
Yarın: Kurtuluş Sava$ı'nda
Kafkas kalpağı
VEFAT ve BAŞSAĞLIĞI
Degerli hocamız ve başkanımız
TURAN VELDET
VEÜDEDEOĞLU'nu
kaybettik.
Merhuma Tann'dan rahmet,
kederli ailesine ve
camiamıza başsağlığı dileriz.
Cenazesi 22 Mayıs 1995 Pazartesi günü
öğle namazından sonra
Ankara - Maltepe Camii'nden
kaldınlacaktır.
ES-AK
ESKİŞEHtR İ.T.t.A.
MEZUNLARI DERNEĞt
ANTALVA 1. İCRA
TETKİK MERCİİ HÂKİMLİĞİ
İLAN
Sayı. 1994-1016
Davacı Nihat Yıldırım vekilı Av. Arif Kara-
bağ tarafından da\alılar Mehmet Taşçı \e Ah-
met Sezgın ale>hıne açılan ıstihkak davasında
Davalı Ahmet Sezgin'e duruşma günü tebliğ
yapılamamış olup. zabıtaca yapılan tahkıkatta
tebligata yararaçık adresi tespit edılemedığin-
den da\a dilekçesinin ve duruşma gününün ila-
nen tebliğine karar venlmiştir.
Antalya 2. lcra Müdürlüğü'nün 1993/5577
sayılı taİcip dosyasında borçlu Ahmet Sezgin'in
borcundan dolayı, daha önce Ahmet Sezgın 'e ait
olup. muvazalı olarak Mehmet Taşçı'ya devre-
dılen işyennde da\acı tarafından hacız yapıl-
mış olduğundan icra memurunca davacıya
IlK'nın 99. mad. uyannca ıstihkak davası açma-
sı için mehıl verilmekle davacı tarafından mah-
kememize açılan istihkak davasının Antalva Ad'
liye Sarayı'nda 20.6.1995 tarihinde saatO9.O5'te
yapılacak olan duruşmada hazır bulunmanız ve-
ya kendinizi bir vekille temsıl ettırmeniz, aksi
takdirde davanın gıyabınızda devam olunacağı
ve karar verileceği hususu ılanen tebliğ olunur.
Basın: 21892
GALLUP
SAHA BÖLÜMÜNDE
Anket değerlendirme ve kontrollerini yapacak, tam gün çalışabilir,
en az lise mezunu,
BiLGi İŞLEM BÖLÜMÜNDE
Operatör olarak çalışacak en az lise mezunu,
Bay-Bayan elemanlar aranmaktadır.
tJgilenenlerin en geç 25.05.1995 tarihine kadar
(212) 212 29 44 (3 hat) Nurşen Bayraktar'dan randevu almaJan gerekmektedir.
POLİTİKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
••Aşklar Var Gibi.
\stanbul da ıçmeye bir bardak su bulamazken Har-
ran Ovası'nı (çöl) sulamaya kalkanz. Bu çelişki de bi-
zim. Harran Ovası'nda bu barajlan, bu gölleri, bu su-
lama kanallarını kimin için yaparız? Üstelik Güneydo-
ğu'da bir de kavga var.
Su içerken eşitiz
Ekmege gereksinınce de
Su ve ekmek
Insanın, yerıne başka bir şey koyamadığı...
Turgay Fişekçi'nin "Dip Sevgisi"ni okuyorum. Şi-
irlerdaha başta sarıyor beni, alıp götürüyor. İlk yaka-
layan: Asım.
Asım deyince her şeyden önce benim aklıma bir
çalışkan karınca (Asım Bezirct) gelir. Ne zaman Ba-
bıâli'den yukarı doğru tırmanacak olsam Asım'ı gö-
rürüm. Koltuğunun altında krtaplar, ardında bıraktığı
soluklar.
"Yorulmuşsun, biraz dinlen Asım."
"Ne yapayım ağabey, başka sermayem yok."
Gerçekten de başka sermayesi yok, yüze yakın ki-
tabı var. Her biri birkaç baskı yapmış, arandıkça bu-
lunmayan. Işte Asım:
Kim ağlar
Giden kııiangıcın ardından?
Bağbozumlannın şıra dumanlan.
Kim ağlar
Alanlardaki aydınltklara ?
Kara günlerin mavi alınlan
Kim ağlar
Işçi gazeîesine yazar mısın deyince
-Asım ağlar.
Asım, Sıvas'ta yanarak öldü. Şair Cahit Irgat'ın ve
Prof. Mina Urgan'ın oğlu Mustafa da ölmüş, çok
yandım. Şuraya not etmişim; Erdal Alova da bir şiir
yazmış.
Kimi insan
Bağbozumunda ölür hayatının
Kimi insan bozularak
Mustafa 'ysa bir bozunmaydı
Kendi hiçliğine çıkan
Şıinn yazılmamış merdıvenınden
öyküsünü dizginlemiş bir tay gibiydi şiir. Ne denli
bir öyküye yönelse de aslı şıirdi, "Ben şiırim, ye öe-
n//"diyordu.
Tuğrul Tanyol'un şıirlerini okuyorum, bir opera ar-
yası gibi uzayıp gidiyor adı: Ihanet Perisinin Soğuk
Sarayı...
Tuğrul Tanyol'un "Akşamcılan" balat söyler. Soru-
ları kendi düzenler, yanıtlarını kendi verir. ışte bun-
lardan bir tanesı:
"Bilır misınız en eski şarap bile tutmaz insanı de-
nizin tuttuğu kadar..."
Şaır bu, ister bir öyküsü olsun, ıster bir romanı, an-
latı da olabilır. bir Ömer Seyfettin, bir Sait Faik, bir
Sabahattin Ali.. Sabahattın'i bir sınır taşı dibinde öl-
dürdüler. Kıydılardenebilir mi? Kıydılar; ölüsü kaç ay
sonra ortaya çıktı. Srnır, duvar demektır; aldı bakalım
şair, duvarlar için ne dedi:
Ben duvarları hiç sevmem •• "-,;r?
isterse Çin Seddi, Yasak Şehir
yüksek şatolar, hisarlar, ya da müteahhit
ne çok duvar yapmış bizim evin içine
kâğıttan duvarlar ve ardında gölge
çıplak göğsünden Nr Japon kadınının
bir adam başını kaldınr bakar
ve örter ışığı
Aşklar yiter gibi oluyor, koşun aJın nasibinizi... Bit-
meden, tükenmeden!..
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4SOLDAN SAĞA:
1/Halkdılinde ka-
dın eşe\erilen ad.
II Avuç ıçi. Zor-
ba hükümdar. 3/
Ölünün arkasın-
dan yüksek sesle
aglama . Bırpey-
gamber. 4/ Bin
metrekarelik alan
ölçiisü. 5/ Istan-
bul'un bır ılçesı..
Bir nota. 6/Akira
Kurosava'nın ta-
nınmış bir filmi..
Genellikle gom-
lek yapmakta kullanılan. çiz-
gili ve ince bır pamuklu ku-
maş. 7/Boğanotundan çıkan-
larak hekimlikte kullanılan
zehırli bir madde. 8/Gözlen
görmeyen... Gosterme, ışaret
etme. 9/Mezopolamya'daku-
rulmuş en büyük sitelerden
bin... Bır kuvvetın, uygulan-
dığı kütleyi bır eksen etrafın-
da döndürme eğilimı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA.
1/ Taştan yapılmış, kemerlı
büyük köprû 2/Aza... Senegal'in başkenti M Içinde afyon
buîunan sulu bir ılaç. 4/ Yaşlık, nem.. Şöhret. 5/ Ölecegi
kesinlıkle bilinen bır hastanın, acısını dindirmek için dok-
tor tarafından öldürülmesı. 6/ Bır bağlaç.. Insanın var ola-
bılmesı ıçın doğayı degıştiımesı \e doğayı değiştırirken ken-
dını de değiştirmesi süreci. 7/ Menzil... Her tür tican malda
kuruma. dökülme, bozulma gibi nedenlerle eksilme. 8/ Ku-
ran'ın son suresı... Mızrak ya da süngünün sıvri ucu. 9/ Ya-
yımcı.. Bırgıda maddesı
A
R
1
7
P
A
R
nr
I
M
A
N
S
1
N
F
YEŞÎM OZBAKAR
TAMER ERTÖRER
evlendiler.
21 Mayıs 1995 Kadıköy
Bilimsel Bakım ve Eöitım vermek için yeliştirilBcek;
EV ÖĞRETMENLERİ ve COCUK BAKICILARI
ZJ Unrversıte. Ltse ve mesiek iısesı çocuk gelışımı mezunu
j 0-3 ya§ arası çocukta'a tamgun bakım JQ eSıtım verebılecek
«ı Istanbu! un tum semtiennöe yaşadığı vere yakrn çafışacak
Zi Tecrübeli tecrubesız güleryüztü ve sevecen
j Bebek ve çocuklan seven 18-55 yaş arasında
ZJ lyı ucret ve sıcak çaltşma ortamı arayan sıgara ıçmeyen bayanlar
tütfen bızı arayımz (216) 336 04 62. MATURE EffHlm & Danıyfnanlıfc
FATtH 1. SULH HUKUK
HÂKtVILtĞtNDEN
1995/230
Mahkememızın 1995-230-383 esas ve karar sayılı 4.5.1995
tanhlı karan ile Istanbul Fatih, Mollaşeref Mah. cilt: 053/02,
sayfa; 68. kütük: I55'te nüfusa kayıtlı bulunan Yahya ve Fat-
ma Şerıfe kızı 1331 doğumlu Sare Lom'un hasta olması nede-
niyle kısıtlanarak.
Istanbul. Fatih, Ördekkasap Mah. cilt. 059-07, sayfa: 65, kü-
tük: 548'de nüfusa kayıtlı bulunan Şahin ve Fiknye oğlu 1947
doğumlu Kasım Şelale vasi olarak tayın edilmiş olup, ilan olu-
nur. 1751995 Basın 22441