Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 MAYIS 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu, "Toplumumuzdan hükümet adına özür diliyorum" dedi
Ocakfldncikez toprağa verîldiYİNE FAİLİ MECHUL
Poüsten
geciken
soruşturmaİstanbul Hâber Servisi - Gözaltında
kaybedilmek ıstendiği savlanırken işken-
ceyle öldürüldüğü anlaşılan Hasan O-
cak'ın cinayet zanlılannı, Ocak'ı öldür-
mekJe suçlanan güvenlik güçleri araya-
cak. Kayıtlara önce "kayıp'" ardından da
"faili meçhul cinayet" olarak geçen Ha-
san Ocak"a işkence yapıldığının kesin-
leşmesinden sonra kıtle örgütleri hareke-
te geçtı. TBMM'de bağımsız bir araştır-
ma komisyonu kunılmasını isteyen çok
sayıda kitle örgütü, 1980 yılından bu ya-
na yapılan tüm sahipsiz ceset definleriyle
ilgili savcılık ve Adli Tıp Kurumu'ndakı
dosyalann açıklanması çağnsı yaptı.
Ailesi, polisi suçluyor
12 Mart 1995 tanhinde Gaziosmanpa-
şa Gazı Mahallesi'nde meydana gelen
olaylardan sonra 21 Mart 1995 tanhinde
kaybolan Hasan Ocak'la ilgili soruştur-
mada çok sayıda karanlık nokta bulunu-
yor. Ocak'ın polis tarafından gözaltına
alındığını sa\ layan ailesi, oğullannın ce-
set fotoğraflanyla karşılaştıklan 16mayıs
tarihine kadar tüm makamlarabaşvurdu-
lar. Güvenlik güçlerinin Ocak'ın gözal-
tında kaybedilmek istendıği savlan üze-
rine önce. "tki gün tuttuk bırakük" açık-
lamasını yapması. ardından da "KesinJik-
te bizde değiL Hiç gözaltına almadık" de-
mesi bu karanlık noktalann başlangıç
noktasını oluşturuyor. Içışlen Bakanı Na-
hit Menteşe'nın de Ocak'ı soran yabancı
heyete gözaltında olduğunu söylemesi,
ardından ise "Ocak gözatüna ahnmadı"
açıklamasını yapması Ocak'ın yakınlan-
nın şüphe içine düşmesine neden oluyor.
Üzerinden kimlik çıkmadıgı için kimliği
saptanamayıp Adli Tıp Kurumu Mor-
gu'na göndenlen cesetten alınan parmak
izlennden Hasan Ocak oldugu anlaşıldı.
Ocak'ın yakınlan ve avukatlan. polisin
neden parmak ızlen bellı olan ceset üze-
rinde inceleme yapmadığını, yaptıysa ne-
den açıklamada bulunmadığını soruyor-
lar.
Savcılık yetkilileri, kendilerinin ceset
bulunduğu haberi üzerine bölgeye gittik-
lenni. gereklı çalışmalan yapıp, parmak
izlerini alıp. fotograflan çektırip Adli Tıp
Kurumu'na gönderdiklerini söylüyorlar.
Yetkililere göre konunun bundan sonra-
ki kısmı İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne
kalıyor. Yetkililer. "Poİis suçlulan yaka-
layacak ve adalete teslim edecek. Biz de
vargdama sürecini başlatacağtz" diyor-
lar. Bu durumda Ocak'ı gözaltında İcay-
betmekle suçlanan güvenlik güçleri O-
cak'ın katillenni arayacak.
fstanbnl Haber Servisi - Gözaltına
alındıktan sonra kaybedıldiğı savlanır-
ken 26 mart günü ışkenceyle öldürüldü-
ğü ve gömüldüğü anlaşılan Hasan Ocak,
dün ailesi tarafından tekrar toprağa ve-
nldi. Küçükçekmece'dekı Kimsesizler
Mezarlığı'ndan alınarak Gazı Mahalle-
si'nde ıkinci kez defhedılen Ocak'ın öl-
dürülmesinın "demokrasi ayıbı" olduğu-
nu belirten ınsan haklarından sorumlu
Devlet Bakanı Xlgan Hacaloğlu, -Toplu-
mumuzdan hükümet adına özür diliyo-
rum*' dedı. Hacaloğlu, Ocak'ın polıs ta-
rafından öldürüldüğü savlarıyla ilgili
olarak da "Susma hakkımı kullanaca-
ğun" şeklinde konuştu. Içışlen Bakanı
Nahit Menteşe. "Olay kapanmıştır" de-
di.
21 Mart 1995'te Aksaray'da gü\enlik
güçlennce gözaltına alındığı savlanan,
ancak 16 Mayıs 1995 günü Adli Tıp Ku-
rumu'ndakı kimsesizler kataloğundan
ailesince teşhıs edılen Hasan Ocak'ın 60
günlük kayıp \e öldürülme öyküsü. dün
ikıncı kez toprağa verilmesiyle son bul-
du. 26 martta öldürüldüğü anlaşılan
Ocak, Beykoz Cumhuriyet Savcılıgı'nın
incelemesının ardından Adli Tıp Kuru-
mu Morgu'na gönderilmtş, burada 28
• 21 martta Aksaray'da güvenlik güçlennce gözaltına alındığı
savlanan. ancak 16 mayısta Adli Tıp Kurumu'ndaki kimsesizler
kataloğundan ailesince teşhis edilen Hasan Ocak, dün yaklaşık 5 bin
kişinin katıldığı törenle ikinci kez toprağa verildi.
gün bekletildikten sonra sahibı çıkmadı-
ğı gerekçesiyle Küçükçekmece Altınşe-
hir Kimsesizler Mezarlığf na defhedil-
mişti. Ocak ailesi, önce cesedin kendi
çocuklarına aıt olduğunu kanıtlamak
için uğraştı. Parmak izi tespıtinden ve
cesetfotoğraflanndan.kımsesiz denılen
cesedin 60 gündür yurtiçi ve yurtdışın-
daki tüm makanı ve yetkililerce arandığı
söylenen Hasan Ocak'a ait olduğu ke-
sınleşince, bu kez cenazenin bulunması
uğraşılan başlamıştı. Ocak ailesi, 2 gün
boyunca çocuklarının mezarını aradı.
Mezar gömüt numarası bulunmadığı için
sürdürülen arama çalışmalannda. savcı-
hklar ve polis yetkili olmadıklannı açık-
larken Ocak ailesinin imdadına Mezar-
lıklar Müdürlüğü yetişti. Buradan alınan
defın nakli ızniyle mezarlar açıldı ve
Ocak'ın mezan bulunup dün sabah saat-
lennde ceset çıkanldı.
Sabah saat 09.00'da Ocak'ın ağabeyı
Hüseyin Ocak. avukatlan Metin Kozan.
babası Baba Ocak, annesi Emine Ocak
ve kız kardeşleri, Küçükçekmece Me-
zarlıklar Müdürlüğü'ne gittiler. Ocak'ın
daha önceden belirtildıği gibı 560 değil
574 numaralı mezara defnediidiği anla-
şıldı. 574 numaralı mezar açtınlırken an-
ne Ocak fenalık geçirdi.
Ocak'ın cenazesi Gazıosmanpaşa Ga-
zı Mahallesi'ndeki cemevi önünde bir
süre bekletildi. Cenaze. yaklaşık 5 bin
kişinin katıldığı törenle Gazı Mahallesi
Mezarlığı'nda tekrar toprağa verildi. Ce-
naze töreni sırasında Ocak'ın ölümün-
den devleti sorumlu tutan sloganlar atıl-
dı. Çok sayıda örgütün pankartlarıyla
katıldığı görülen cenaze töreninden son-
ra törene katılanlar, "Ocak'ın hesabı so-
rulacak", "Faşjzme karşı omuz omuza",
"Ocak'ın katÛi kontrgerüla" sloganlan
atarak Gazi Mahallesi Meydanı'nda top-
landılar.
Algan Hacaloğlu, gazetecilerin Ocak
olayıyla ilgili sorulannı yanıtladı. Aile-
Hasan Ocak, gömüldüğü Küçükçekmece'deki Kimsesizler Mezarhğı'ndan dün ailesi tarafindan alınarak Gazi Ma-
hallesi'nde ikinci kez toprağa verildi. Ailesi, Ocak'ın tabuhı başında fenalık geçirdi. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
sinin acısını paylaştığını belirten Haca-
loğlu, şu açıklamayı yaptı:
"Ancak işimiz burada bitmemiştir. Sa-
dece yakınmakJa. sadece üzülmekle bu
sonınlan aşabilmemiz mümkün degildir.
Türkiye'de faili meçhul cina\etlerin sonu
gelmeİidir. Türkive'ye iç banş. gelmelidir.
Hükümet olarak, insan haklarından so-
rumlu bakan olarak ve özeilikle CHP'li
bakanlar olarak da bu konulann peşini
bırakmayacağımızı belirtivorum."
Hacaloğlu, "Bu işte polisin sorumlulu-
ğu var mı" sorusunu "Polise yönelik suç-
lamalan Içişleri Bakanı cevaplar" şek-
linde yanıtlarken İstanbul Emniyet Mü-
dürü Necdet Menzir'ın "Polisin, Hasan
Ocak'ı gözaltına alarak öldürmesi için
enayi olması lazun" şeklındekı açıklama-
sına ılışkin ise şunları söyledi: "İstanbul
Emniyet Müdüriimüzfin kendi bilgi ve
bulgulan çerçevesinde yaptıgı bu açıkla-
maya saygı duvannı. Söyteyeceğim başka
bir şey yok."
Hacaloğlu, 22 mayıs pazartesi günü
konuya ilışkin Adli Tıp Kurumu Başka-
nı ile görüşeceğinı de belirtti. Hacaloğlu.
Ocak ailesinin acılannı paylaştığını be-
lirterek "Ben bakan olarak böyle bir du-
rum yaşandıgı için toplumdan özür dili-
yorum" dedi Bir gazetecının "Ocak'ın
polis tarafından öldürüldüğii iddia edili-
>or*" demesı üzerine Hacaloğlu, susma
hakkını kullanacağını bıldirdı.
Hacaloğlu dün saat 19.00 sıralannda
Hasan Ocak'ın ailesini evinde ziyaret
ederek başsağlığı diledi. Hacaloğlu,
"Sadece özür dilemek yeterli mi?" şek-
lındekı bir soruyu ise yanıtsız bıraktı. tn-
san Haklanndan Sorumlu Devlet Bakanı
Algan Hacaloğlu'nun Ocak ailesi ıle
yaptığı görüşmede bulunanlann yaptığı
açıklamaya göre, görüşme oldukça tar-
tışmalı geçti. Ocak ailesi görüşme sıra-
sında Bakan'dan sorumlulann en kısa
zamanda bulunmasını istedi.
Kültür Bakanı Ercan Karakaş da gö-
zaltına alınarak kaybedildığı öne sürülen
Hasan Ocak'ın öldürülmesınde güvenlik
güçleri ile tçişlen Bakanlığf nın büyük
bir sorumluluğunun olduğunu söyledi.
CHP Merkez Yürütme Kurulu'(MYK)
toplantısında Genel Sekreter Yardımcısı
Kenan Coşar'ın. Hasan Ocak olayı
üzennde cıddıyetle dunılmasını ıstedığı.
CHP lıderi ve Başbakan Yardımcısı Hik-
met Çetinın de "Ne \azık ki faili mechul
cinayetler var" dediğı bıldınldı. Çağdaş
Hukukçular Derneğı (ÇHD) Genel Baş-
kanı Avukat Şanal Saruhan ise Hasan
Ocak cınayetının faılı mechul ol-
madığını öne sürdü.
Içışlen Bakanı Nahit Menteşe, gözal-
tında kayboldugu savlanan ve daha son-
ra işkenceyle öldürüldüğü ortaya çıkan
Hasan Ocak ıçin "Olav kapanmıştır"
dedı. Menteşe, şunlan söyledi: "Hasan
Ocak'ın emniyet müdürlüğfince gözal-
tına ahnıp ka>bedildiği yolunda iddialar
üzerine iki müfettiş göre\lendirdim.
Müfettişler hazuiadıkları raporu bakan-
lığımıza sundular. Hasan Ocak gözaltına
ahnmanuşnr. Emniyete, Hasan Ocak'la
ilgili izafe edilecek herhangi bir durum
yoktur. Bu ola> kapanmıştır.''
Cemalettin Kaplan gömüldü
KEN.4N BtLtZ
ERZURL'M - Dış basmda 'Türk
Hume\nisi olarak nıtelendırılen
'Kara Ses" Cemalettin Kaplan'ın ce-
naze töreni, beklendıği gibi 'gövde
gösterisi'ne dönüştürülemedı. Kap-
lan'ın cenazesi. Erzurum'un Altınte-
pe Köyü'nde yaklaşık 300 yandaşı-
nın katıldığı bir törenle cuma nama-
zı sonrasında toprağa \
r
enldi.
Öncekı gün Almanya'nın Köln
şehnnde "Türkiye ve Atatürk" aley-
hine gösterılerle cenaze namazı kılı-
nan Kaplan'ın cenazesi. 20 yandaşı
ile birlikte önceki gece saat 01.30'da
THY'ye ait bir uçakla lstanbul'a ge-
tinldi. Cenaze ıle birlikte gelen 'Ka-
ra Ses' yandaşlan. basın mensuplan
ile konuşmaktan kaçınarak "Ara-
mızda konuşma>a yetkili künse yok"
dedıler. Atatürk Havalımam'nın kar-
• Kaplan'ın cenaze töreni, beklendiği gibi 'gövde
gösterisi'ne dönüştürülemedi. Içişleri Bakanı Menteşe, Kaplan
ile ilgili soru yönelten gazetecilere, "Neden bu kadar çok
ilgileniyorsunuz bu adamla? Bu adam, vatan haini" dedi.
go bölümündekı soğuk hava depo-
sunda gece boyunca bekletilen cena-
ze Erzurum'a nakledıldı. Cemalettin
Kaplan'ın cenazesinı getıren
THY'ye ait uçak. saat 10.40'ta Er-
zurum Havaalanı'na vardı. Kap-
lan'ın cenazesıni, ağabeyi Ziyaettin
Kaplan ıle yakınları karşıladı. An-
kara'dan katılımlarla sayılan 50'yı
bulan Kaplan taraftarları da aynı
uçakla Erzurum'a geldi. Kaplan'ın
cenazesi. Erzurum Beledıyesi'ne aıt
cenaze arabası ile kent merkezıne
sokulmadan defnedilmek üzere Er-
zurum'un merkeze bağlı Altıntepe
Köyü'ne gönderildı. Bu sırada Erzu-
rum ve Altıntepe Köyü civarında
geniş güvenlik önlemlerinın alındığı
dıkkatı çektı. Mülk Köyü girişınde
durdurulan Cemalettin Kaplan'ın
cenazesinın, yeşıl cüppeli ve sanklı
200 dolayında kişi tarafından teslim
alınmak istenmesi, polisin müdaha-
lesi sonucu engellendi.
Özel araçları ve otobüslerle bir
gün önce Erzurum'a gelen sanklı ve
cüppeli Kaplan taraftarlan, güvenlik
kuvvetlerince. Altıntepe Köyü'ne,
normal kıyafet gıymediklen gerek-
çesiyle sokulmadılar. Bunun üzen-
ne, bu kışiler ıle polis arasında tar-
tışma çıktı. Polis, daha sonra, 'Kara
Ses'in defnedileceği köye girişe, an-
cak normal kıyafetle ızin verilebıle-
ceğini bıldırdi. Cenaze, daha sonra
köy mezarlığında toprağa verildi.
Törene, Refah Partisi Erzurum ll
Başkanı Aslan Pbbt Yakutıye Bele-
diye Başkanı RP'lı Muhittin Aksak.
RP Merkez tlçe Başkanı Muham-
met Emek ve yandaşlan katıldı.
Menteşe: Cemalettin
Kaplan vatan hainidir
Içişleri Bakanı Nahit Menteşe,
kendisıne Cemalettin Kaplan ile il-
gili soru yönelten gazetecilere.
"Neden bu kadar çok ilgileniyor-
sunuz bu adamla? Bu adam, vatan
haini bir adam. Her nasılsa Türk
vatandaşı hâlâ. Gömüldü işte. Sık sık
bu konuyu gündeme getirmeyin"
diye çıkıştı.
Bu tatilde tatil yapın«
CLUB TEOS VILLAGE, antik Teos kentine birkaç kilometre
uzaklıkta, 600 m2'lik havuzu, çocuk havuzu, özel plaj ve
koyu, iki katlı Türk evleri, anfitiyatrosu, diskosu, çarşısı,
rüzgâr sörfünden dalgıçlığa, atçılıktan okçuluğa,
basketboldan bisiklete olağanüstü spor olanaklarıyla, tatil
yapmak isteyenlere özel bir köy.
Bu tatilde mutlaka CLUB TEOS VILLAGE'a gelin, farklı bir
tatil geçireceksiniz.
• Rüzgâr sörfü • Kano • Deniz bisikleH
m Mini gslf» Masa tenisi • 7ien/s
• Voleybol • Basketbol
B E D A V A
Sabah ve akşam açık büfe
1 TEMMUZ 1995 TARİHİNE KADAR
7 G E C E 8 G Ü N
YARIM PANSİYON
5 . 0 0 0 . 0 0 0 TL
CLUB TEOS VILLAGE
Rezervasyon Tel: (232) 745 74 67 Faks: (232) 745 74 75
CLUB TEOS VU1AGE, İmir'eSOkm,
MUSTAFA EKMEKÇİ
ANKARA NOTLARI/1
Tilldyle
TİLKİYLE
KUYRUĞU
Çoğu gazetecinin
önemsemediği
olaylarla, insanların
ve tilki
kurnazlığındakilerle
kuyruklannın
öyküsü...
K İ T A P Ç I N I Z A U Ğ R A Y I N !
Konur Sokak 27/1 Kızılay-Ankara
T«l: 419 38 28-27
KUŞADASI
Suyolcu cinayeti
yörede mafya
korloısunu arttırdı
IZMtR/ANKARA
(Cumhuriyet Büroları) -
Mafya cinayetine kurban
giden eski Kuşadası Bele-
diye Başkanı Lütfı Sıryol-
cu'nun öldürüldüğü yerin
hemen yakınında silah
bulundu. Görevden alınan
Kuşadası Kaymakamı Ek-
rem Özsoy, Suyolcu'nun
tuttuğu günlüğün incelen-
diğini, bu notlann cinaye-
te ışık tutabileceğini söy-
ledi. Özsoy, Özer ÇUler'in
yakın arkadaşları Zeki
Küçükberber ile Orhan
Özbaş'ın baskılanyla gö-
revden alınmasının dü-
şündürücü olduğunu be-
lirtti. Içişleri Bakanı Na-
hit Menteşe ise başkanın
öldürülmesinin ardından
görevlerinden alınan em-
niyet müdürü ve kayma-
kam hakkında çelişkılı
açıklamalarda bulundu.
Suyolcu'nun öldürüldü-
ğü \erin yaklaşık 100
metre ilerisinde dün bir
silah bulundu. Yanhşlıkla
tetiğe dokunulunca bir
kez patlayan silah, olay
yerine gelen polislerce in-
celemeye alındı. Güvenlik
güçleri bu silahın cinayet-
te kullanılıp kullanılmadı-
BODRUM
Alabanda Otel
Gölköy / Bodrum
Mayıs-Haziran 650.000 TL
Temmuz-Ağustos 1.150.000 TL
(Yarım pansiyon günlük)
Rezervasyon ve bilgi için:
İstanbul Kültür Turizm (212) 234 34 20 / 4 hat
Kosmos Turizm (216) 356 68 84
Bodrum Fora Yatçılık (252) 316 46 64
Mavi Yolculuk
Bodrum / Bodrum
Marmaris / Marmaris
Mayıs-Haziran-Temmuz
Her Cumartesi hareket
Haftalık tam pansiyon
15.000.000 TL.
ğını araştırıyorlar. Öte
yandan Suyolcu'nun dü-
zenli olarak tuttuğu gün-
lüğü incelemeye alan po-
lisler, defterdeki isimleri
ve telefon numaralarını
araştınyorlar.
KayTnakamın
göriişü
Içişleri Bakanlığı tara-
fından görevden alınan ve
geçici olarak Orhanga-
zi'ye atanan Kaymakam
Ekrem Özsoy, önceki gün
yaptığı basın toplantısın-
daki görüşlerini yeniden
dile getirerek şunlan söy-
ledi:
"Kuşadası'nda silahlar
atılı\T)r dhorlar. Pcki kim
atıyor, söyleyen yok. İn-
sanlarımı/ sahip çıkmaz-
larsa zabıta ne yapsın. Ge-
çenlerde iki el silah sesi
du\dum. Emir verdim.
hemen yakalandılar. Bana
gelin söylevin. kimse kork-
masın, kapım açık, tele-
fonlara çıkıyorum diyo-
rum, ama kimse başvur-
muyor. Şu anda görevli ol-
madığımdan ayrıntılı bir
şey söyleyemiyorum."
Içişleri Bakanı Nahit
Menteşe. başkanın öldü-
rülmesinin hemen ardın-
dan görevinden alınan İl-
çe Emniyet Müdürü Salah
Çoral \e Orhangazi'ye
atanan kaymakam Ekrem
Özsoy'la ilgili çelişkili
açıklamalarda bulundu.
Önce, "Hizmet süreleri
dolduğu için tayin ettik"
diyen Menteşe, daha son-
ra görevden alma ve ata-
malann, "Suyofcu cina>r
e-
tinin. Kuşadası halkı tara-
fından bu kişilere izafe
edilmesinden dolayj" ya-
pıldığını öne sürdü.
Menteşe. atamalarla il-
gili olarak Başbakan'ın
eşi Özer Uçuran Çil-
ler'den herhangi bir telkin
veya öneri gelmediğinı,
bu konuda gazetelerde çı-
kan haberlerin "uydur-
ma" olduğunu öne sürdü.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Referandum Üzerine...
Bugünlerde, önce devletin üst düzeylerinde
başlayan ve sonra kademe kademe sokağa kadar
inen bir referandum tartışması sürüyor. Bir demok-
raside aslolan, sorunların halka inmesi, yani soka-
ğa gelmesidir. Ama bir sorun sokağa geldiği za-
man; hem içeriğinden önemli ölçüde bir şeyler yiti-
riyor ve hem de bambaşka yerlere çekiliyor. Refe-
randum denildiği zaman, yanıtlanması gereken bir
dizi şorun vardır.
- Öncelikle referandumun demokratik bir kurum
olup-olmadığının tartışılması gerekir.
- ikinci olarak özgürlüklerle ilgili bir konunun re-
ferandum konusu yapılıp yapılamayacağının ele
alınması gerekir.
- Üçüncü olarak böyle bir teklifin Sayın Demi-
rel'den gelmesinin 'insafia bağdaşır' olup olmadı-
ğının düşünülmesi gerekir.
- Ve nihayet, yasal yapının böyle bir şeye uygun
olup-olmadığının incelenmesi gerekir.
Şimdi bu soruları sırayla ele alıp, yanıtlamaya
çalışalım.
öncelikle şunu vurgulamak isterim ki; bence re-
ferandum demokratik bir kurumdur. Zira bir de-
mokraside egemenlik halkta olduğuVıa göre temel
bazı konularda halkın eğiliminin; görüş ve düşün-
celerinin belirlenmesinde, demokrasi adına zarar
değil, yarar vardır. Referandum 'temsili demokrasi'
konusunda getirilen kimi eleştirileri de zayıflatabi-
lecek bir kurumdur. İnsanların 'temsil yetkisini' bi-
rilerine vermeleri esası üzerine kurulu olan temsili
demokraside, insanların egemenlik hakkı, seçimle-
rin bittiği andan itibaren bir ölçüde ortadan kalkar.
Bir adaya ya da bir partıye oy veren vatandaşlar;
seçimlerden bir süre sonra o aday ya da partinin,
bekledikleri gibi çıkmaması durumunda bile, ver-
dikleri temsil yetkisini geri alamazlar. Seçim döne-
minin sonuna kadar ya da bir sonraki seçımlere
kadar 'temsil yetkisi' gaspedilmiş durumdadır.
İşte temel bazı konularda referanduma gidilme-
si, temsil yetkisini devretmiş olan vatandaşlann
egilimlerini belirlemek açısından yararhdır. Hatta
bir noktada 'temsilcilerin' temsil yetkisini aşma-
malannı sağlamanın da bir yoludur.
Gelelim ikinci noktaya. Acaba özgürlükler bir
demokraside 'referandum konusu' yapılabilir mi?
Hayır, asla yapılamaz. Zaten özgürlüklerin kısıtla-
namaması ve çoğunluk karşısındaki azınlığın da
varlığını sürdürebilmesi ve devletin koruyucu ka-
natları arasına alınması, demokrasiyi diğer rejim-
lerden ayıran temel özelliktir. Sayın Demirel'ın bir
zamanlar sık sık yinelediği gibi, Iktidar ve çoğun-
luk her yerde vardır. Ftejimın niteliğini anlamak için
çoğunluğa değil, çoğunluk karşısındaki azınlığa
bakmak gerekir, yani muhalefetin ne derecede öz-
gür olduğuna bakmak gerekir."
Demokrasi sadece 'çoğunluk rejimi' demek de-
ğildir. Demokraside çoğunluk canının istediği her
şeyi yapamaz. Eğer yaparsa bunun adına demok-
rasi değil, çoğunluk baskısı ya da çoğunluk tahak-
kümü denir. Ve çoğunluğun baskısı, baskılann en
korkuncudur. Hiçbir yere kaçamazsınız.
Nasıl bireysel özgüriüğün sının, başkalannın öz-
gürlükleri ise; bir demokraside siyasal özgürlükle-
rin sının da başkalannın özgürlükleridir. 'Çoğunluk
böyle istiyor' diye eğer bu özgüriükleri kısıtlarsa-
nız, ne özgürlükçü rejim kalır ortada, ne de de-
mokrasi.
Şimdi üçüncü soruya geçelim. Acaba böyle bir
teklifin Sayın Demirel'den gelmesinin insafia bağ-
daşır bir yani olabilir mi? Asla olamaz. Zira
1987'de siyasal haklarından yoksun bulunan De-
mirel, bu konuda yapılan bir referandumu (çok
haklı olarak) bir 'demokrasi ayıbı' olarak nitelemiş-
ti.
O referandum sırasında ağustos sıcağında Mer-
sin'de, Adana'da, Gaziantep'te, Edirne'de Türk-
Iş'in düzenlediği kapalı salon toplantılannda dök-
tüğüm teri anımsıyorum da doğrusu bu teri bugün
helal edemiyorum.
O zamanlar Demirel'in, yaşadığı bunca acı ve sı-
kıntıdan sonra artık 'demokratlaştığını' düşünüyor-
dum. Bir hekim arkadaşım, bir insanın ellisinden
sonra değişmesinin tıbben mümkün olmadığını
söylediği zaman, fena halde tartışmıştım. Ama
korkanm o haklı çıktı. Ve ben de 'bilime inanma-
manın' dersini aldım.
O referandumda yasaklara 'hayır' demek için ar-
kadaşlarımı nasıl etkilediğimi anımsadığım zaman,
doğrusu hiç de mutlu olamıyorum. Bu konuda Sa-
yın Demirel'in çok daha özenli ve tutarlı olmasını
beklerdim.
Ve nihayet son soru: Yasalanmız böyle bir refe-
randuma uygun mu?
Bu sorunun da kısa bir yanıtı vardır: Hayır.
Eğer bir anayasa değişikliği söz konusu olsaydı,
mesele daha kolay çözümlenebilirdi. Ama bir yasa
maddesi için referanduma yasal olanak bulunma-
maktadır.
Peki o halde yapılmak istenen ne? Bir bardak
suda, neden böyle bir fırtına kopartılıyor?
Doğrusu bu soruyu yanıtlamak için yerim kalma-
dı. Belki ilerde bu davranışlann ardındakı psikolojik
nedenleri konu alan bir başka yazı yazarım. Ama
bunun nedenlerini okuriarımın çoğu zaten biliyor...
ÜADT bildirisi
Atatürk'ün temel
devrimleri yok edîldi
İstanbul Haber Servi-
si - Üniversitelerarası
Atatürkçü Düşünce Top-
luluğu (ÜADT). temel
devrimler yok edilerek
Kemalizmden sapıldığını
ve parlamentonun son
uygulamalanyla Türk-ls-
lam sentezinin sözcüsü
durumuna düştüğünü id-
dia etti. Devleti temsil
eden hükümetin dini si-
yasete alet ettiği belirtilen
ÜADT bildirisınde. "Ke-
malizm, dini siyasete alet
etmenin vatana ihanet
olacağını benimsemiştir"
denildı.
Marmara, Koç, Yıldız,
Ankara, Hacettepe, Bil-
kent, Boğaziçi, Gazi ünı-
versiteleri ve ODTÜ'nün
Atatürkçü düşünce kujüp-
lerinin oluşturduğu "Üni-
versitelerarası Atatürkçü
Düşünce Topluluğu" dün
Boğaziçi Üniversıtesı Bü-
yük Salon'da bir konfe-
rans düzenledi. OD-
TÜ'den Sarper Kocabı-
yık, konferans bıldinsı-
nde Kemalıst gençliğin,
kendisıne dayatılan tepki-
sizliH, örgütsüzlük. birey-
cilık ve bilinçsizlik zinci-
rini kırarak sonınlara kar-
şı tepkisel, karşı devrimci
hareVetlere karşı örgütlü
ve bilinçli mücadelesini
ÜADT ile ileri bir aşama-
ya getirdiğini savoındu.
Gazetemiz yazarların-
danAhmet Taner Kışlalı,
bıldirinin okunmasından
sonra Kemalizm konu-
sunda bir konferans ver-
di. Türkiye'nin bugünkü
sorunlannın sorumlusu-
nun. "Atatürk'e ve Kema-
lizme hayır" diyenlerin
değil, "Atatürk'e evet,
Kemalizme hayır" diyen-
lerin olduğunu belirten
Kışlalı. "21. yüzyıla girer-
ken Kemalizmi yeniden
değerlendirmeliyiz" dedi.