Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 MAY1S 1995 CUMARTESİ
10 DİZtYAZI
i yönetim biçimi arayışı• Necdet Uğur: Bence
önemli olan
gecekondunun
kentleşmesi değil,
gecekonduluların
kentleşmesi. Soruna
sadece mesken, kaçak
yapı olarak bakmak
yanlış. Bu insanları
kentlileştirmek, en azından çocuklarının
kazanılmasına çalışmak gerekir.
•Recep Tayyip Erdoğan:
Kent yönetimi her şeyden
önce ikibaşlılıktan
kurtulmalıdır. Seçilmiş bir
yönetjcj, atanmış bir
yöneticinin emrinde
olmamalıdır. Bunun yanı
sıra çok daha fonksiyonel
bir şehir meclisi ve çok
güçlü, yerinden yönetime dayalı model
oluşturulmalıdır.
•Hayri Kozakçıoglu:
Istanbul Valiliğı'nde bir
planlama teşkilatı
Kuracaksınız. Bu teşkilat,
Istanbul için plan
üretecek. Vali, merkez
yönetimle birlikte
planlamayı yapacak,
Koordinasyonla uğraşacak
ve merkezi yönetim ile kent yönetimi
arasında işbirliği sağlanacak.
Necdet Uğur, 27 Mayıs
1960'dan sonra Istanbul Be-
lediye Başkanlığı yapan,
CHP'nin eski ağır toplann-
dan bin... Yerel yönetimler
konusunda bir uzman.
Uğur, kendı dönemine iliş-
kin göç konusunda, "Önlem
almaya çalıştık, ama yeterli
kamuoyu oluşturamadıkr
'di-
yor.
Taşlıtarla ve Zeytinbur-
nu'nda ilk yapılaşmanın hız-
landığı dönemde. Istanbul
Üniversitesi Antropoloji
Kürsüsü'nün öğretim üyele-
riyle çalışmalar yaptıklannı.
hatta bu kürsüde görevli bir
yabancı uzmanın da çalışma-
lara katıldığını söyleyen
Uğur. açıkça itiraf ediyor:
"Günün koşullan içindc
yaşanan olanaksızlıklar nede-
niyle baa araştınnalar bitiri-
lemedi."
Necdet Uğur, o günleri
şöyle anlatıyor:
"Bizim konumuz, göç de-
ğil. insandı. Göçlegelen insan-
lar nasıl kısa zamanda kent-
le bütünleşebilirlerdi? Biz el
koyduğumuz zaman başlan-
gıç halindeydi. Gelecekte \a-
racağı boyutlar o anda belli
olmuyordu. ama gidiş o yol-
daydı. Bu konuda bir kamu-
oyu oluşturmaya çauşük. An-
cak yeterli duyarhhk ohnadı.
Ankara konuya yeterince ilgi
göstermedL Daha sonra za-
ten biz aynkLk. Maalesef bu-
gün de o duyarlılık gösteril-
miyor. Bence önemli olan ge-
cekondunun kentleşmesi de-
ğiL gecekonduluların kentleş-
mesi. Soruna sadece mesken,
kaçak yapı olarak bakmak
yanlış. Bu insanları kentlileş-
tirmek, en azından çocukları-
nın kazanılmasına çalışmak
gerekir."
Vize tartışması
Osmanlılardönemınde de-
nenen. jstanbul'a girişte vize
uygulaması son yıllarda ye-
niden gündeme geldi. Bele-
diye Başkanı Recep Tayyip
Erdoğan'ın önerisi ortalığı
bir anda kanştırdı. Erdoğan
ise dile getirdiği vize uygula-
masının bazı çevrelerce çar-
pıtıldığını ve yanlış anlaşıl-
malara neden olduğunu söy-
ledi.
u
Bizûn vizeyle kastımız, kentin giriş-
ierine kolluk ku\\etlerini dikerek tıpkı
uluslararası sınırlardan geçer gibi bir \i-
ze uv gulaması değil tabii ki" diyen Erdo-
ğan, görüşlerinı şöyle açıkladı:
"Temel düşüncemiz. Istanbul'da yaşı-
yor olmanın bir cazibesi ve ayncalığı var-
sa -ki bu kadar göç aldığuıa göre bu tar-
üşılmaz- bu ayncaüğın getirdiği bir bedel
olmalı. fnsanîar, bu bedelleri ödeyerek ve
bu kurallara uyarak İstanbul'da yaşama-
udır. Bu görüş, ileriye döniik bir proje
önerisidir ve yabancı iilkeye uygulanan
anlamdaki vize kavramından ziyade,
kentin yerleşim ve çaüşma alanlannın
konrroliü olması anlamında kullanılnuş-
tır. Zaten biz. bir tartışma başlasın diye
böyle bir ifade kullandık.
Kent göçü kaldıramıyor
Kente girişte vize birçok Avrupa ülke-
sinde uygulanmaktadır. İstanbul'da da
ancak merkezi hükümetin gerekli önlenv
leri almasından sonra uygulanması düşü-
nülebilir. Aynı anlayişla Osmanlı İmpara-
torluğu'nda da bir dönem bu yöntem uy-
gulanmışör ve kent nüfusu kontrol alün-
Işte dünün ve bugünün Istanbul'u. Kent bugün yaklaşık 12 milyona ulaşan nüfusu, çarpık
yapılaşması, elektriği, suyu ve ulaşımıyla tam bir sorunlar yumağı durumunda. Şimdi bu yumağı
çözebilecek, kentin hizmetlerini yürütebilecek yeni bir yönetim modelinin arayışı var.
Istanbul'da yaşayanların
doğum yerlerine göre dağılımının
gelişimi
Kaynak: DİE Rakamlar: bin
Doğum
tstanbul
Yüzde
Karadeniz
Yüzde
Marmara
Yüzde
Ege-Akdeniz
Yüzde
Iç Anadolu
Yüzde
Doğu veG.D.
Anadolu
Yüzde
Balkan
Yüzde
Diğer
Ülkeler
Yüzde
Toplam
Yüzde
1950
617
53
145
12
92
8
*
46
4
69
6
60
5
117
10
21
2
1.167
100
1980
1.896
40
917
19
376
8
188
4
524
11
579
12
-
262
6
4.742
100
1965
2.304
38
1535
21
412
7
216
4
647
11
748
13
-
281
5
5.843
100
1990
2.724
37
1.639
22
439
6
269
4
813
11
1.096
15
238
3
91
1
7.309
100
da tutulmuştur. Konumuz. bazı siyasiler
tarafından siyasi polemik konusu yapüdı-
ğışekliyle "Osmanlı modelf yada'Avru-
pa modelı" olması tarbşması değildir. İs-
tanbul, artık göçü kaldıramayacak nok-
tadadır."
Tek yönetici savı
Göçün yarattığı sorunlarla birlikte yö-
netim modelinde de tartışmalar meyda-
na gelmeye başladı. Belediye Başkanı
Erdoğan. yerel yönetimlerin güçlenme-
si hatta yerinden yönetime geçilmesini
savunuyor.
"Bunun için de şehirde bir tane -ister
vali olsun ister beledive başkanı olsun- se-
çimle geüniş yönetici olmaudır*' dıyen Er-
doğan, o yöneticinin şehrin tamamına,
rüm kurum ve kuruluşlanyla yöneticilik
yapması gerektiğmi belırtiyor. Erdoğan.
şöyle devam ediyor:
"Kent yönetimi her şeyden önce ikibaş-
lılıktan kûrtulmabdır. Yani bir vali, bir se-
çilmiş belediye başkanı ayrunından kûr-
tulmabdır. Şimdiki vesayetçi yönetündir.
Bunun ortadan kalkması lazım. Seçilmiş
bir yönetici, atanmış bir yöneticinin em-
rinde olmamalıdır. Bunun adı ister vali is-
ter beledive başkanı olsun. Bunun yanı sı-
ra çok daha fonksiyonel bir şehir meclisi
oluşturulmalıdır. Bu şehir meclisinin o
şehre ait her konuda yasa çıkarma, karar
verme hakkı olmalıdır. Yani imanndan,
vergi alma, vergileri toplama ve bunlann
nasıl kullanılacağuu göstermeye kadar o
meclis karar verebilmelidir. Ve çok daha
güçlü, yerinden yönetime dayalı bir yerel
yönetim modeli oluşturulmalıdır. Böyle
bir yapı içerisinde sağlık, eğitim. kolluk
güçİeri gibi birimler de bu yerel yönetim-
lere baglanmalıdır. l lasımdaki karmaşa
da çözükrek bu işlertek elden yürütülme-
Yeni yönettm modeli
Istanbul Valisi Hayri Kozakçıoglu da
yeni bir yönetim modelinden yana. Is-
tanbul'un diğer küçük illerle aynı yasa-
lara göre yönetildiğini vurgulayan Ko-
zakçıoglu, "OysafstanbuL, devlet büyük-
lüğünü aşmış dunımda"dedi. Kozakçı-
oğlu'nun önerisi ise şöyle:
"tstanbul'un şu anda 33 ilçesi var. Ben
tabii genel idaresini söylüyorum, mahal-
li idaresini söylemiyorum. 33 ilçe sayısı. ih-
tiyaca göre belki biraz daha büyütüiüp
40'lara. 45'lere çekilebilir. Ve her ilçe bir
hizmet ünitesi olarak düzenlenmelidir.
Zaten ilçeler kaymakambğı, beledhesi.
diğer daireleriyle esas de\ let yapısının hiz-
met iireten yerleridir. Yani biz karar alır.
onlara göndeririz. Onlar uygulayacak-
lardır. Yoksa ben kendün finn kapatacak
değilim. O halde bir ilçe hudutlan içeri-
sinde başlayan ve biten bütün sorunlann,
bütün görevlerin hepsinin birden yetkisi
ilçelere verihnelidir. Kaymakamhğı, bele-
diyesi dahil. Okul mu \apacak. sağhk
merkezi mi yapacak... Para oraya gidecek,
ödenek oraya gidecek, onlar onu yapa-
caklar. O zaman düşünün. İstanbul'da 45
tane ilçe var. Her ilçe, vilayetgibi kendi ya-
tırımlannı yapıyor."
Kozakçıoglu, ilçe sınırlanna bağlı ol-
mayan hava kirliliğı. toplu taşımacıhk gi-
bi sorunlar için de ayrı ayn otoriteler ku-
rulması gerektiğini belirtiyor. "tştebun-
lann hepsi büieştiği zaman tstanbul yö-
netimi ortaya çıkacak" diyen Kozakçı-
oglu. Istanbu! Valıliği'nin o zaman 'biı-
günkü gibi bnzayla, kray la uğraşmayaca-
ğmı' belirtiyor
Kozakçıoglu, önensini şöyle sürdürü-
yor:
"Istanbul \aliligi'nde bir planlama teş-
kilatı kuracaksınız. Bu teşkilat, tstanbul
için plan üretecek. İstanbul Valisi'nin va-
nına uzmanlardan oluşan bir araştırma
ve inceleme kurulu kuracaksınız. Bu da
her gün gidip hizmet nasıl daha iyi gider
diye inceleyecek. Onun \-aninda bir denet-
leme kurulu oluşturacaksınız. Vali o za-
man, merkez yönetimle birlikte bu plan-
lama hizmetlerini yapacak, koordinas-
yonla uğraşacak ve merkezi yönetimle ts-
tanbul yönetimi arasında işbirliği sağlan-
mışolacak.
Böyle bir şev kurarsak il genel meclisi
ve belediye meclislerinin de tstanbul'u
temsil eder tarzda yeniden düzenlenme-
si lazım. tstanbul tl Genel Meclisi'ne mes-
lek odalannın temsikileri, üniversiteterin
temsilcileri de seçimle girmeuler. İl genel
meclisu tstanbul'da bütün kesimleri tem-
sil eden, bütün bu yatmmlan planlayan-
programlayan kuruluş olacak. Böyle bir
organizasyon hem daha demokratik hem
daha katıümcı olacakür."
ÜTTİ
Çiller, Refah Partisi'ni nasıl iktidara getirecek?
ATİLLAÖZTÜRK
Uluslararası tlişkiler ve Kamu Yönetim Lzmanı
-2-
Başbakan Çiller, bu reformlan gerçeldeştireme-
dıği takdirde gümrük birliğine giremeyeceğini biz-
den daha iyi bilmektedir. Bu durum gümrük birli-
ğine ve AB'ye girmeye karşı olan dinci kesım ve
RP'nin ekmeğine yağ sürecek ve RP'yi haklı çıka-
racaktır.
Türkiye"nin merkez ve il yönetim teşkilatı,
1920'lerin şartlanna göre oluşturulmuştur. Türki-
ye'nin o zamankı nüfusu 14 milyon ıken, şimdi 65
milyona çıkmış; ekonomik, sosyal. siyasal ve kül-
türel yapısı degişmış ve bu yapı vatandaşın istem-
lerini yanıtlayamaz hale gelmiştır. Bu durum vatan-
daşın devlet dairelerinde işinı görmesı için rüşvet
vermek veya aracı kullanmayı zorunlu hale getir-
miştir. Bu da bürokrasinin kirlenmesine ve toplu-
mun nezdınde itibar kaybına neden olmaktadır. Kı-
sacası şartlar ve çevre kirlenmiş bir toplum yarat-
mış, bu kirlenme, parlamento ve hükümetlere ka-
dar uzanmıştır.
Toplumun ekonomik ve sosyal yapısı bozulmuş,
şehir varoşlan, köyden kente göç etmiş, sorunlan
çözümlenmemiş gariban insanlarla dolup taşmak-
tadır. Yönetime gelen merkez sağ ve sol hükümet-
ler bu sorunlan çözememektedırler. RP'nin "adil
düzeni" bu insanlar için umut olmaktadır.
Türkiye komşulan ile olan sorunlannı çözeme-
miş, komşulan Türkiye'yi bölmek için bölücü PKK
örgütüne ekonomik. siyasi ve askeri her çeşit des-
teği vermeye de\am etmektedirler. Güneydoğu'da
sürdürülen asken harekâtla PKK'ye büyük darbe-
ler ındirilmiştir. Bu harekât paralelinde bölge hal-
kının kazanılması için ekonomik ve sosyal reformu
içeren bir programın uygulanması gerekirken, bu
konuda şu ana kadar bir başan sağlanamamıştır.
OHAL bölgesinde ıcra edilen askeri harekâtın yıl-
lık giderleri 1995 rakamlanna göre 400 trilyon, Çe-
Iık Harekâtı'nın bilançosu ise yaklaşık 3 tnlyon cı-
vanndadır. Kısacası devlet gelirlerinın yansı OHAL
bölgesi için harcanmakta, fakat buna rağmen kesin
sonuç alınamamaktadır. Bu durum enflasyonun ger-
çek ve gizli nedenıdir.
Sağ hüktimeflerin tavn
Bunlann hepsi çözüm bekleyen, Türkiye'nin sos-
yal ve ekonomik sorunlandır. Şimdiye kadar gelen
hükümetlerin. bu sorunlan çözeceği yerde. plansız
ve programsız iş yapmalan ve özellikle dinci-tari-
katçı ve aşın milliyetçi gruplann baskısı nedeniyle
sorunlan çözmekten kaçmmalan, gün geçtikçe so-
runlann ağırlaşmasına yol açmış ve merkez sağda-
ki partilere ve bunlann çıkardıklan hükümetlere
olan toplum güveninı sarsmıştır. Bu hükümetlerin
yanlış politikalan; kendılerini zayıflatırken, radikal
sağdaki RP ve MHP'nin güçlenmesine neden ol-
maktadır.
Özetlemek gerekirse. Kuran kurslan, camı,
imam- hatip okullan, ilahiyat fakülteleri ile üniver-
sitelerin çeşitli fakülte ve yüksek okullanndan me-
zun olup da dev letin yönetici kadrolannda görev ya-
pan dinci-tarikatçı ve ülkücügruplar, de\let ve va-
tandaş parası ile istihdam edilmelerine karşın, laik
devlet sisteminin yıkılması ve bunun yerine şenat
esaslanna dayanan teokratik bir devlet sisteminin
kurulması için çalışmaktadır. Kısacamevcut devlet
sistemı, hükümet ve parlamento dahil olmak üzere
devlet bürokrasisi, "adil düzen"in gerçekleşmesi
için RP'ye çalışmaktadır. Bu kadar büyük zorlama-
lara rağmen laik devlet sisteminin ayakta kalması
mucizedir. Bu da Atatürk'ün kurduğu laik devlet sis-
teminin ne kadar sağlam temellere dayandığını gös-
termektedir.
Merkez sağ partilerin. dinci ve tarikatçı grupla-
nn oylannı almak için laik devlet sisteminden ver-
dikleri tavizler değişmeden devam ederse, gelecek
seçimde kendileri gittikçe küçülecekler, RP ise on-
lann sağladığı destekle iktidar olacaktır. Iktidar ol-
duktan sonra da tran Humeyni rejiminde görüldü-
ğü üzere, sağlanan bu desteği az bularak ANAP ve
DYP'yı şeriat düzenine ihanet etmek ve Batı taklit-
çisı olmakla suçlayarak yok edecektir.
RP'nin yönetime geldıği bir ortamda Silahlı Kuv-
vetler ihtilal yapamayacağı gibi ABD de Sayın Çil-
ler'e gereken desteği veremeyecektir. Hatta Iran Şa-
hı'nda olduğu gibi Çiller'i ülkesine dahi kabul et-
meyecektir. RP'nin yükseldiğini gören ABD, Erba-
kan'ı ülkesine davet ederek asgari müştereklerde
anlaşma zemini aramaktadır.
Çiller'in ild seçeneği
Başbakan Çiller'in önünde iki seçenek bulun-
maktadır. Birincisi, DP'den itibaren gelen dınci-ta-
rikatçı gruplara oy karşılığı laik devlet sisteminden
verilen tavizkârpolitikayı devam ettirmek ve RP'nin
iktidara gelmesine olanak sağlamak.
tkinci seçenek ise; laik, demokratik ve hukukun
üstünlüğüne dayanan ve toplumun gereksinimleri-
ne cevap veren çağdaş bir devlet sisteminin kurul-
masını içeren reformlar yapmak suretiyle, gümrük
birliği ve AB'ye girmek ve radikal sağın yükselişi-
ni durdurmak ve merkez sağın lideri olmaktır.
Çiller'in tercihi, kendisinin ve ülkedeki rejimin
kaderini değiştirecektir. Bekleyip görelim diyece-
ğim, ama gelişen olaylar ve gidişat birinci seçenek
yönünde kayma göstermektedir.
POLtTtKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
Beşiktaş Gene Şampiyon...
Yıllar önce:
Üstü açık arabalar moda...
Bu arabalardan ancak birkaç kişide var. Fatma Ta-
tari, Baba Hakkı'yı koydu mu arabanın arkasına,
Beşıktaş'tan Taksim'e fırdolayı tur... Karakartallar'ın
her yengisinde bu böyle! Baba Hakkı ne poz verirdi
hani!..
Baba Hakkı takımın sembolüydü. Nitekim zaman
içinde takım kaptanlığından, kulüp başkanlığına ka-
dar çıktı. Kulüp bir dönemde sıkıntıya düşünce, evi
sattı, sıkıntıyı giderdi.
Baba Hakkı, Beşiktaş çarşısından geçmeye gör-
sün, bütün bakışlar o yana çevrilir. Bir simge Beşik-
taş için.
Motor iskelesi yanında bir meyhane var; bizim ta-
kım buraya "Taşköprü" diyor, oysa asıl adı "Park"\
Yavaş yavaş burası tanınmaya, bilinmeye başladı.
Meğer herkes ucuz bir yer ararmış. Ressamlar, şa-
irler, yazarlar, daha çok öğretmenler doldurmaya
başiamış. Rahmetli Cemal Süreya, yanında bir ha-
nımla bir köşede görünürdü.
Sorarlardı:
"Nereye çıkıyorsunuz?"
"Belli bir yer yok ama, motor iskelesi yanındaki
'Taşköprü'ye çıktığımız oluyor."
Cihangir'den Beşiktaş'a taşındıktan sonra içkilı
yerimiz de bu "Taşköprü" oldu. Eh, belediyemiz bur-
da, kaymakamhğımız burda, meyhanemiz de burda
olacaktır, biz de Beşiktaşlıyız.
Bizim takım dağıldıktan, her birimiz bir yere göç-
tükten sonra "Taşköprü" de kalmadı. llhami Cura
Yıldız'dan çarşıya indi. Hadi Laslo Altınova'ya gitti,
Erdal görünmez oldu, Toygun kalabalığa kanştı. Ba-
ba Hakkı öldü. Motor iskelesi bitişiğindeki ''Taşköp-
rü "ye artık kimse uğramıyor. Geçende önünden geç-
tim, saz maz koymuşlar, uğraşı degiştirmişler. ,
Çarşıya indim.
Beşiktaş çarşı demektir.
Beşiktaş şampiyon olduğu halde bu durgunluk, bu
suskunluk nedir? Tur hakkı olduğu halde neden tur
atmıyor? Beşiktaşlılar buna ısyan ediyorlar. Tur ata-
caklar ama Seba'dan çekınıyorlar. Seba kuşkulu,
"atılsın mı, atılmasın mı?" Tur bugün değil de, baş-
ka bahara mı kalsın? Sorular birbirini kovalıyor.
Takım tur atmıyor.
Seba görünüyor, Seba da tur atmıyor, kalabalığın
arasına karışıyor. Beşiktaşlılara gelince, kendileri tur
atıyorlar.
"Beraber yürüdük biz bu yollarda" :
Ama tur nerede?
"Söyle senden başka kimim var benim?"
Kimi var Beşiktaş'ın
Şampiyon, şampiyon oldu ama birtürlü içine sin-
diremedi.
Baba Hakkı'nın üstü açık arabalarla, birzamanlar
dünya güzeli sayılan Fatma Tatari'nin sürücülüğün-
de gösterişli Taksim-Beşiktaş turlan atanlar, şimdi şu
turlarını doğru dürüst atamıyoriar. Yahut turu krtabı-
na uyduramıyorlar.
Kimine şampiyonluk yarar, kimine de bela olur. Be-
şiktaş şimdi tur belasından kurtulmanın çaresıni an-
yor. Turlar yüzünden bir savaş sürüyor Beşiktaş pa-
zannda... Sakın ha.. bu içerde bir savaşa dönüşme-
sin!..
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA:
1/ Güney Amen-
ka'da yaşayan kü-
çük yapılı bir
maymun. 2/ Üs-
tün bir yetkinın
gücünü simgele-
yendeğnek... Do-
kunca. 3/ Çoban
köpeğinin boynu-
na takılan halkalı
demir... Nikelın
simgesi. 4/Bırtür
hamur tatlısı. 5/
Gelecek... Sürya-
nı takvımınde se-
kizınci ay. 6/ Eylemlen
olumsuz yapmakta kullanı-
lan ek... Suç ve hatasını açık-
lama. II Akarsu yatağı...
Halk dilinde "çayır, çimen"
anlamında kullanılan söz-
cük. $/ Yatak doldurmaya ya-
rayan yün, pamuk, kıtık gıbı
şeyler. 9/ Engebe... Bir işi
yaptırabilme gücü.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Kımı bölgelerde kadınla-
nn sokağa çıkarken manto üstüne örtündükleri ışlemelı ge-
niş örtü. 2/ Fayda, kâr... Barbunyaya benzer bir balık. 3/ Bir
tür otomobil yanşı... Zaviye. 4/ Uzaklık anlatmakta kulla-
nılan söz... Aynı doğumda dünyaya gelen iki kardeş. 5/ Öz-
gün çizim, hanta, plan gibi şeylenn fotoğraf teknığiyle ço-
ğaltılması... Radyumun simgesi. 6/Geleneksel Kırkpınar
güreşlerinin düzenlendiği yöre. II Rütbesız asker... Kara-
göz oyununda kullanılan kamış düdük. 8/ Yedı karton par-
çasından oluşan ve bunlarla çeşitli şekıller elde etmeye ya-
rayan eskı bir Çm oyunu. 9/ Deniz tarafından örtülen, de-
rin ve parçalanmış koylar meydana getıren gömülmüş va-
di... llkel bır silah.
GENEL KURUL İLANI
S.S. Gazetecıler Konut Yapı Kooperatifi'nın 1994 yılı
çalışma dönemı ile ılgili Olağan Genel Kurulu 24 Haziran
1995 günü saat 14.00'te Istanbul, Cağaloâlu, Türkocağı
Caddesi Nq: 1 Basın Sarayı Kat: 2'dekı Turkıye Gazetecı-
ler Cemıyeti Burhan Felek Konferans Salonu'nda aşağıda-
ki gunderni görüşmek üzere toplanacaktır.
Gerekli yasal çoğunluk sa^lanamadığı takdirde ıkincı
toplantı 1 Temmuz 1995 gunü aynı yer ve saatte yapıla-
caktır.
S.S. GAZETECILER
KONUJ YAPI KOOPERATİFİ
YÖNETİM KURULU
GUNDEM:
1 - Yoklama ve açılış,
2- Başkanlık Dıvanı seçımı,
3- Genel Kurul Toplantı Tutanağını imzalamak ıçın Ge-
nel Kurul Başkanlık Divanına yetki verilmesi,
4- Yönetim Kurulu çalışma raporu ve bılançonun okun-
ması,
5- Denetçiler Raporunun okunması,
6- Raporlar ve Bılançonun görüşülmesi,
7- Yönetim Kurulu ve Denetçilerin ayn ayrı aklanması
(ibra),
8- 1995 yılı çalışma programı ve bütçesinin okunması,
görüşülmesi, karara baölanması,
9- Ortaklardan topianacak taksit miktar ve ödeme
esaslannın belırlenmesi,
1f> 1163 sayılı Kooperatifler Yasası ve 634 sayılı Kat
Mülkiyeti Yasası doğruftusunda ferdileşme ışlemlerinın ya-
pılması, Yapı Kullanma izin belgesinin alınması, cıns de-
gişikhğı yaptırılması, Kat Irtıfakı ye Kat Mülkiyetinin Kurul-
ması, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Türkiye Gazeteci-
ler Cemiyeti'ne verilen btrer adet ışyen dahil ortakların ta-
pularının alınması konularında Yönetim Kurulu'na yetki ve-
rilmesi,
11- Yönetim Kurulu Üyeleri ve Denetçilerin seçimi,
12- Dilekler ve kapanış.