05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 MAY1S 1995 CUMARTESİ 10 DİZtYAZI i yönetim biçimi arayışı• Necdet Uğur: Bence önemli olan gecekondunun kentleşmesi değil, gecekonduluların kentleşmesi. Soruna sadece mesken, kaçak yapı olarak bakmak yanlış. Bu insanları kentlileştirmek, en azından çocuklarının kazanılmasına çalışmak gerekir. •Recep Tayyip Erdoğan: Kent yönetimi her şeyden önce ikibaşlılıktan kurtulmalıdır. Seçilmiş bir yönetjcj, atanmış bir yöneticinin emrinde olmamalıdır. Bunun yanı sıra çok daha fonksiyonel bir şehir meclisi ve çok güçlü, yerinden yönetime dayalı model oluşturulmalıdır. •Hayri Kozakçıoglu: Istanbul Valiliğı'nde bir planlama teşkilatı Kuracaksınız. Bu teşkilat, Istanbul için plan üretecek. Vali, merkez yönetimle birlikte planlamayı yapacak, Koordinasyonla uğraşacak ve merkezi yönetim ile kent yönetimi arasında işbirliği sağlanacak. Necdet Uğur, 27 Mayıs 1960'dan sonra Istanbul Be- lediye Başkanlığı yapan, CHP'nin eski ağır toplann- dan bin... Yerel yönetimler konusunda bir uzman. Uğur, kendı dönemine iliş- kin göç konusunda, "Önlem almaya çalıştık, ama yeterli kamuoyu oluşturamadıkr 'di- yor. Taşlıtarla ve Zeytinbur- nu'nda ilk yapılaşmanın hız- landığı dönemde. Istanbul Üniversitesi Antropoloji Kürsüsü'nün öğretim üyele- riyle çalışmalar yaptıklannı. hatta bu kürsüde görevli bir yabancı uzmanın da çalışma- lara katıldığını söyleyen Uğur. açıkça itiraf ediyor: "Günün koşullan içindc yaşanan olanaksızlıklar nede- niyle baa araştınnalar bitiri- lemedi." Necdet Uğur, o günleri şöyle anlatıyor: "Bizim konumuz, göç de- ğil. insandı. Göçlegelen insan- lar nasıl kısa zamanda kent- le bütünleşebilirlerdi? Biz el koyduğumuz zaman başlan- gıç halindeydi. Gelecekte \a- racağı boyutlar o anda belli olmuyordu. ama gidiş o yol- daydı. Bu konuda bir kamu- oyu oluşturmaya çauşük. An- cak yeterli duyarhhk ohnadı. Ankara konuya yeterince ilgi göstermedL Daha sonra za- ten biz aynkLk. Maalesef bu- gün de o duyarlılık gösteril- miyor. Bence önemli olan ge- cekondunun kentleşmesi de- ğiL gecekonduluların kentleş- mesi. Soruna sadece mesken, kaçak yapı olarak bakmak yanlış. Bu insanları kentlileş- tirmek, en azından çocukları- nın kazanılmasına çalışmak gerekir." Vize tartışması Osmanlılardönemınde de- nenen. jstanbul'a girişte vize uygulaması son yıllarda ye- niden gündeme geldi. Bele- diye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önerisi ortalığı bir anda kanştırdı. Erdoğan ise dile getirdiği vize uygula- masının bazı çevrelerce çar- pıtıldığını ve yanlış anlaşıl- malara neden olduğunu söy- ledi. u Bizûn vizeyle kastımız, kentin giriş- ierine kolluk ku\\etlerini dikerek tıpkı uluslararası sınırlardan geçer gibi bir \i- ze uv gulaması değil tabii ki" diyen Erdo- ğan, görüşlerinı şöyle açıkladı: "Temel düşüncemiz. Istanbul'da yaşı- yor olmanın bir cazibesi ve ayncalığı var- sa -ki bu kadar göç aldığuıa göre bu tar- üşılmaz- bu ayncaüğın getirdiği bir bedel olmalı. fnsanîar, bu bedelleri ödeyerek ve bu kurallara uyarak İstanbul'da yaşama- udır. Bu görüş, ileriye döniik bir proje önerisidir ve yabancı iilkeye uygulanan anlamdaki vize kavramından ziyade, kentin yerleşim ve çaüşma alanlannın konrroliü olması anlamında kullanılnuş- tır. Zaten biz. bir tartışma başlasın diye böyle bir ifade kullandık. Kent göçü kaldıramıyor Kente girişte vize birçok Avrupa ülke- sinde uygulanmaktadır. İstanbul'da da ancak merkezi hükümetin gerekli önlenv leri almasından sonra uygulanması düşü- nülebilir. Aynı anlayişla Osmanlı İmpara- torluğu'nda da bir dönem bu yöntem uy- gulanmışör ve kent nüfusu kontrol alün- Işte dünün ve bugünün Istanbul'u. Kent bugün yaklaşık 12 milyona ulaşan nüfusu, çarpık yapılaşması, elektriği, suyu ve ulaşımıyla tam bir sorunlar yumağı durumunda. Şimdi bu yumağı çözebilecek, kentin hizmetlerini yürütebilecek yeni bir yönetim modelinin arayışı var. Istanbul'da yaşayanların doğum yerlerine göre dağılımının gelişimi Kaynak: DİE Rakamlar: bin Doğum tstanbul Yüzde Karadeniz Yüzde Marmara Yüzde Ege-Akdeniz Yüzde Iç Anadolu Yüzde Doğu veG.D. Anadolu Yüzde Balkan Yüzde Diğer Ülkeler Yüzde Toplam Yüzde 1950 617 53 145 12 92 8 * 46 4 69 6 60 5 117 10 21 2 1.167 100 1980 1.896 40 917 19 376 8 188 4 524 11 579 12 - 262 6 4.742 100 1965 2.304 38 1535 21 412 7 216 4 647 11 748 13 - 281 5 5.843 100 1990 2.724 37 1.639 22 439 6 269 4 813 11 1.096 15 238 3 91 1 7.309 100 da tutulmuştur. Konumuz. bazı siyasiler tarafından siyasi polemik konusu yapüdı- ğışekliyle "Osmanlı modelf yada'Avru- pa modelı" olması tarbşması değildir. İs- tanbul, artık göçü kaldıramayacak nok- tadadır." Tek yönetici savı Göçün yarattığı sorunlarla birlikte yö- netim modelinde de tartışmalar meyda- na gelmeye başladı. Belediye Başkanı Erdoğan. yerel yönetimlerin güçlenme- si hatta yerinden yönetime geçilmesini savunuyor. "Bunun için de şehirde bir tane -ister vali olsun ister beledive başkanı olsun- se- çimle geüniş yönetici olmaudır*' dıyen Er- doğan, o yöneticinin şehrin tamamına, rüm kurum ve kuruluşlanyla yöneticilik yapması gerektiğmi belırtiyor. Erdoğan. şöyle devam ediyor: "Kent yönetimi her şeyden önce ikibaş- lılıktan kûrtulmabdır. Yani bir vali, bir se- çilmiş belediye başkanı ayrunından kûr- tulmabdır. Şimdiki vesayetçi yönetündir. Bunun ortadan kalkması lazım. Seçilmiş bir yönetici, atanmış bir yöneticinin em- rinde olmamalıdır. Bunun adı ister vali is- ter beledive başkanı olsun. Bunun yanı sı- ra çok daha fonksiyonel bir şehir meclisi oluşturulmalıdır. Bu şehir meclisinin o şehre ait her konuda yasa çıkarma, karar verme hakkı olmalıdır. Yani imanndan, vergi alma, vergileri toplama ve bunlann nasıl kullanılacağuu göstermeye kadar o meclis karar verebilmelidir. Ve çok daha güçlü, yerinden yönetime dayalı bir yerel yönetim modeli oluşturulmalıdır. Böyle bir yapı içerisinde sağlık, eğitim. kolluk güçİeri gibi birimler de bu yerel yönetim- lere baglanmalıdır. l lasımdaki karmaşa da çözükrek bu işlertek elden yürütülme- Yeni yönettm modeli Istanbul Valisi Hayri Kozakçıoglu da yeni bir yönetim modelinden yana. Is- tanbul'un diğer küçük illerle aynı yasa- lara göre yönetildiğini vurgulayan Ko- zakçıoglu, "OysafstanbuL, devlet büyük- lüğünü aşmış dunımda"dedi. Kozakçı- oğlu'nun önerisi ise şöyle: "tstanbul'un şu anda 33 ilçesi var. Ben tabii genel idaresini söylüyorum, mahal- li idaresini söylemiyorum. 33 ilçe sayısı. ih- tiyaca göre belki biraz daha büyütüiüp 40'lara. 45'lere çekilebilir. Ve her ilçe bir hizmet ünitesi olarak düzenlenmelidir. Zaten ilçeler kaymakambğı, beledhesi. diğer daireleriyle esas de\ let yapısının hiz- met iireten yerleridir. Yani biz karar alır. onlara göndeririz. Onlar uygulayacak- lardır. Yoksa ben kendün finn kapatacak değilim. O halde bir ilçe hudutlan içeri- sinde başlayan ve biten bütün sorunlann, bütün görevlerin hepsinin birden yetkisi ilçelere verihnelidir. Kaymakamhğı, bele- diyesi dahil. Okul mu \apacak. sağhk merkezi mi yapacak... Para oraya gidecek, ödenek oraya gidecek, onlar onu yapa- caklar. O zaman düşünün. İstanbul'da 45 tane ilçe var. Her ilçe, vilayetgibi kendi ya- tırımlannı yapıyor." Kozakçıoglu, ilçe sınırlanna bağlı ol- mayan hava kirliliğı. toplu taşımacıhk gi- bi sorunlar için de ayrı ayn otoriteler ku- rulması gerektiğini belirtiyor. "tştebun- lann hepsi büieştiği zaman tstanbul yö- netimi ortaya çıkacak" diyen Kozakçı- oglu. Istanbu! Valıliği'nin o zaman 'biı- günkü gibi bnzayla, kray la uğraşmayaca- ğmı' belirtiyor Kozakçıoglu, önensini şöyle sürdürü- yor: "Istanbul \aliligi'nde bir planlama teş- kilatı kuracaksınız. Bu teşkilat, tstanbul için plan üretecek. İstanbul Valisi'nin va- nına uzmanlardan oluşan bir araştırma ve inceleme kurulu kuracaksınız. Bu da her gün gidip hizmet nasıl daha iyi gider diye inceleyecek. Onun \-aninda bir denet- leme kurulu oluşturacaksınız. Vali o za- man, merkez yönetimle birlikte bu plan- lama hizmetlerini yapacak, koordinas- yonla uğraşacak ve merkezi yönetimle ts- tanbul yönetimi arasında işbirliği sağlan- mışolacak. Böyle bir şev kurarsak il genel meclisi ve belediye meclislerinin de tstanbul'u temsil eder tarzda yeniden düzenlenme- si lazım. tstanbul tl Genel Meclisi'ne mes- lek odalannın temsikileri, üniversiteterin temsilcileri de seçimle girmeuler. İl genel meclisu tstanbul'da bütün kesimleri tem- sil eden, bütün bu yatmmlan planlayan- programlayan kuruluş olacak. Böyle bir organizasyon hem daha demokratik hem daha katıümcı olacakür." ÜTTİ Çiller, Refah Partisi'ni nasıl iktidara getirecek? ATİLLAÖZTÜRK Uluslararası tlişkiler ve Kamu Yönetim Lzmanı -2- Başbakan Çiller, bu reformlan gerçeldeştireme- dıği takdirde gümrük birliğine giremeyeceğini biz- den daha iyi bilmektedir. Bu durum gümrük birli- ğine ve AB'ye girmeye karşı olan dinci kesım ve RP'nin ekmeğine yağ sürecek ve RP'yi haklı çıka- racaktır. Türkiye"nin merkez ve il yönetim teşkilatı, 1920'lerin şartlanna göre oluşturulmuştur. Türki- ye'nin o zamankı nüfusu 14 milyon ıken, şimdi 65 milyona çıkmış; ekonomik, sosyal. siyasal ve kül- türel yapısı degişmış ve bu yapı vatandaşın istem- lerini yanıtlayamaz hale gelmiştır. Bu durum vatan- daşın devlet dairelerinde işinı görmesı için rüşvet vermek veya aracı kullanmayı zorunlu hale getir- miştir. Bu da bürokrasinin kirlenmesine ve toplu- mun nezdınde itibar kaybına neden olmaktadır. Kı- sacası şartlar ve çevre kirlenmiş bir toplum yarat- mış, bu kirlenme, parlamento ve hükümetlere ka- dar uzanmıştır. Toplumun ekonomik ve sosyal yapısı bozulmuş, şehir varoşlan, köyden kente göç etmiş, sorunlan çözümlenmemiş gariban insanlarla dolup taşmak- tadır. Yönetime gelen merkez sağ ve sol hükümet- ler bu sorunlan çözememektedırler. RP'nin "adil düzeni" bu insanlar için umut olmaktadır. Türkiye komşulan ile olan sorunlannı çözeme- miş, komşulan Türkiye'yi bölmek için bölücü PKK örgütüne ekonomik. siyasi ve askeri her çeşit des- teği vermeye de\am etmektedirler. Güneydoğu'da sürdürülen asken harekâtla PKK'ye büyük darbe- ler ındirilmiştir. Bu harekât paralelinde bölge hal- kının kazanılması için ekonomik ve sosyal reformu içeren bir programın uygulanması gerekirken, bu konuda şu ana kadar bir başan sağlanamamıştır. OHAL bölgesinde ıcra edilen askeri harekâtın yıl- lık giderleri 1995 rakamlanna göre 400 trilyon, Çe- Iık Harekâtı'nın bilançosu ise yaklaşık 3 tnlyon cı- vanndadır. Kısacası devlet gelirlerinın yansı OHAL bölgesi için harcanmakta, fakat buna rağmen kesin sonuç alınamamaktadır. Bu durum enflasyonun ger- çek ve gizli nedenıdir. Sağ hüktimeflerin tavn Bunlann hepsi çözüm bekleyen, Türkiye'nin sos- yal ve ekonomik sorunlandır. Şimdiye kadar gelen hükümetlerin. bu sorunlan çözeceği yerde. plansız ve programsız iş yapmalan ve özellikle dinci-tari- katçı ve aşın milliyetçi gruplann baskısı nedeniyle sorunlan çözmekten kaçmmalan, gün geçtikçe so- runlann ağırlaşmasına yol açmış ve merkez sağda- ki partilere ve bunlann çıkardıklan hükümetlere olan toplum güveninı sarsmıştır. Bu hükümetlerin yanlış politikalan; kendılerini zayıflatırken, radikal sağdaki RP ve MHP'nin güçlenmesine neden ol- maktadır. Özetlemek gerekirse. Kuran kurslan, camı, imam- hatip okullan, ilahiyat fakülteleri ile üniver- sitelerin çeşitli fakülte ve yüksek okullanndan me- zun olup da dev letin yönetici kadrolannda görev ya- pan dinci-tarikatçı ve ülkücügruplar, de\let ve va- tandaş parası ile istihdam edilmelerine karşın, laik devlet sisteminin yıkılması ve bunun yerine şenat esaslanna dayanan teokratik bir devlet sisteminin kurulması için çalışmaktadır. Kısacamevcut devlet sistemı, hükümet ve parlamento dahil olmak üzere devlet bürokrasisi, "adil düzen"in gerçekleşmesi için RP'ye çalışmaktadır. Bu kadar büyük zorlama- lara rağmen laik devlet sisteminin ayakta kalması mucizedir. Bu da Atatürk'ün kurduğu laik devlet sis- teminin ne kadar sağlam temellere dayandığını gös- termektedir. Merkez sağ partilerin. dinci ve tarikatçı grupla- nn oylannı almak için laik devlet sisteminden ver- dikleri tavizler değişmeden devam ederse, gelecek seçimde kendileri gittikçe küçülecekler, RP ise on- lann sağladığı destekle iktidar olacaktır. Iktidar ol- duktan sonra da tran Humeyni rejiminde görüldü- ğü üzere, sağlanan bu desteği az bularak ANAP ve DYP'yı şeriat düzenine ihanet etmek ve Batı taklit- çisı olmakla suçlayarak yok edecektir. RP'nin yönetime geldıği bir ortamda Silahlı Kuv- vetler ihtilal yapamayacağı gibi ABD de Sayın Çil- ler'e gereken desteği veremeyecektir. Hatta Iran Şa- hı'nda olduğu gibi Çiller'i ülkesine dahi kabul et- meyecektir. RP'nin yükseldiğini gören ABD, Erba- kan'ı ülkesine davet ederek asgari müştereklerde anlaşma zemini aramaktadır. Çiller'in ild seçeneği Başbakan Çiller'in önünde iki seçenek bulun- maktadır. Birincisi, DP'den itibaren gelen dınci-ta- rikatçı gruplara oy karşılığı laik devlet sisteminden verilen tavizkârpolitikayı devam ettirmek ve RP'nin iktidara gelmesine olanak sağlamak. tkinci seçenek ise; laik, demokratik ve hukukun üstünlüğüne dayanan ve toplumun gereksinimleri- ne cevap veren çağdaş bir devlet sisteminin kurul- masını içeren reformlar yapmak suretiyle, gümrük birliği ve AB'ye girmek ve radikal sağın yükselişi- ni durdurmak ve merkez sağın lideri olmaktır. Çiller'in tercihi, kendisinin ve ülkedeki rejimin kaderini değiştirecektir. Bekleyip görelim diyece- ğim, ama gelişen olaylar ve gidişat birinci seçenek yönünde kayma göstermektedir. POLtTtKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL Beşiktaş Gene Şampiyon... Yıllar önce: Üstü açık arabalar moda... Bu arabalardan ancak birkaç kişide var. Fatma Ta- tari, Baba Hakkı'yı koydu mu arabanın arkasına, Beşıktaş'tan Taksim'e fırdolayı tur... Karakartallar'ın her yengisinde bu böyle! Baba Hakkı ne poz verirdi hani!.. Baba Hakkı takımın sembolüydü. Nitekim zaman içinde takım kaptanlığından, kulüp başkanlığına ka- dar çıktı. Kulüp bir dönemde sıkıntıya düşünce, evi sattı, sıkıntıyı giderdi. Baba Hakkı, Beşiktaş çarşısından geçmeye gör- sün, bütün bakışlar o yana çevrilir. Bir simge Beşik- taş için. Motor iskelesi yanında bir meyhane var; bizim ta- kım buraya "Taşköprü" diyor, oysa asıl adı "Park"\ Yavaş yavaş burası tanınmaya, bilinmeye başladı. Meğer herkes ucuz bir yer ararmış. Ressamlar, şa- irler, yazarlar, daha çok öğretmenler doldurmaya başiamış. Rahmetli Cemal Süreya, yanında bir ha- nımla bir köşede görünürdü. Sorarlardı: "Nereye çıkıyorsunuz?" "Belli bir yer yok ama, motor iskelesi yanındaki 'Taşköprü'ye çıktığımız oluyor." Cihangir'den Beşiktaş'a taşındıktan sonra içkilı yerimiz de bu "Taşköprü" oldu. Eh, belediyemiz bur- da, kaymakamhğımız burda, meyhanemiz de burda olacaktır, biz de Beşiktaşlıyız. Bizim takım dağıldıktan, her birimiz bir yere göç- tükten sonra "Taşköprü" de kalmadı. llhami Cura Yıldız'dan çarşıya indi. Hadi Laslo Altınova'ya gitti, Erdal görünmez oldu, Toygun kalabalığa kanştı. Ba- ba Hakkı öldü. Motor iskelesi bitişiğindeki ''Taşköp- rü "ye artık kimse uğramıyor. Geçende önünden geç- tim, saz maz koymuşlar, uğraşı degiştirmişler. , Çarşıya indim. Beşiktaş çarşı demektir. Beşiktaş şampiyon olduğu halde bu durgunluk, bu suskunluk nedir? Tur hakkı olduğu halde neden tur atmıyor? Beşiktaşlılar buna ısyan ediyorlar. Tur ata- caklar ama Seba'dan çekınıyorlar. Seba kuşkulu, "atılsın mı, atılmasın mı?" Tur bugün değil de, baş- ka bahara mı kalsın? Sorular birbirini kovalıyor. Takım tur atmıyor. Seba görünüyor, Seba da tur atmıyor, kalabalığın arasına karışıyor. Beşiktaşlılara gelince, kendileri tur atıyorlar. "Beraber yürüdük biz bu yollarda" : Ama tur nerede? "Söyle senden başka kimim var benim?" Kimi var Beşiktaş'ın Şampiyon, şampiyon oldu ama birtürlü içine sin- diremedi. Baba Hakkı'nın üstü açık arabalarla, birzamanlar dünya güzeli sayılan Fatma Tatari'nin sürücülüğün- de gösterişli Taksim-Beşiktaş turlan atanlar, şimdi şu turlarını doğru dürüst atamıyoriar. Yahut turu krtabı- na uyduramıyorlar. Kimine şampiyonluk yarar, kimine de bela olur. Be- şiktaş şimdi tur belasından kurtulmanın çaresıni an- yor. Turlar yüzünden bir savaş sürüyor Beşiktaş pa- zannda... Sakın ha.. bu içerde bir savaşa dönüşme- sin!.. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA: 1/ Güney Amen- ka'da yaşayan kü- çük yapılı bir maymun. 2/ Üs- tün bir yetkinın gücünü simgele- yendeğnek... Do- kunca. 3/ Çoban köpeğinin boynu- na takılan halkalı demir... Nikelın simgesi. 4/Bırtür hamur tatlısı. 5/ Gelecek... Sürya- nı takvımınde se- kizınci ay. 6/ Eylemlen olumsuz yapmakta kullanı- lan ek... Suç ve hatasını açık- lama. II Akarsu yatağı... Halk dilinde "çayır, çimen" anlamında kullanılan söz- cük. $/ Yatak doldurmaya ya- rayan yün, pamuk, kıtık gıbı şeyler. 9/ Engebe... Bir işi yaptırabilme gücü. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kımı bölgelerde kadınla- nn sokağa çıkarken manto üstüne örtündükleri ışlemelı ge- niş örtü. 2/ Fayda, kâr... Barbunyaya benzer bir balık. 3/ Bir tür otomobil yanşı... Zaviye. 4/ Uzaklık anlatmakta kulla- nılan söz... Aynı doğumda dünyaya gelen iki kardeş. 5/ Öz- gün çizim, hanta, plan gibi şeylenn fotoğraf teknığiyle ço- ğaltılması... Radyumun simgesi. 6/Geleneksel Kırkpınar güreşlerinin düzenlendiği yöre. II Rütbesız asker... Kara- göz oyununda kullanılan kamış düdük. 8/ Yedı karton par- çasından oluşan ve bunlarla çeşitli şekıller elde etmeye ya- rayan eskı bir Çm oyunu. 9/ Deniz tarafından örtülen, de- rin ve parçalanmış koylar meydana getıren gömülmüş va- di... llkel bır silah. GENEL KURUL İLANI S.S. Gazetecıler Konut Yapı Kooperatifi'nın 1994 yılı çalışma dönemı ile ılgili Olağan Genel Kurulu 24 Haziran 1995 günü saat 14.00'te Istanbul, Cağaloâlu, Türkocağı Caddesi Nq: 1 Basın Sarayı Kat: 2'dekı Turkıye Gazetecı- ler Cemıyeti Burhan Felek Konferans Salonu'nda aşağıda- ki gunderni görüşmek üzere toplanacaktır. Gerekli yasal çoğunluk sa^lanamadığı takdirde ıkincı toplantı 1 Temmuz 1995 gunü aynı yer ve saatte yapıla- caktır. S.S. GAZETECILER KONUJ YAPI KOOPERATİFİ YÖNETİM KURULU GUNDEM: 1 - Yoklama ve açılış, 2- Başkanlık Dıvanı seçımı, 3- Genel Kurul Toplantı Tutanağını imzalamak ıçın Ge- nel Kurul Başkanlık Divanına yetki verilmesi, 4- Yönetim Kurulu çalışma raporu ve bılançonun okun- ması, 5- Denetçiler Raporunun okunması, 6- Raporlar ve Bılançonun görüşülmesi, 7- Yönetim Kurulu ve Denetçilerin ayn ayrı aklanması (ibra), 8- 1995 yılı çalışma programı ve bütçesinin okunması, görüşülmesi, karara baölanması, 9- Ortaklardan topianacak taksit miktar ve ödeme esaslannın belırlenmesi, 1f> 1163 sayılı Kooperatifler Yasası ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası doğruftusunda ferdileşme ışlemlerinın ya- pılması, Yapı Kullanma izin belgesinin alınması, cıns de- gişikhğı yaptırılması, Kat Irtıfakı ye Kat Mülkiyetinin Kurul- ması, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Türkiye Gazeteci- ler Cemiyeti'ne verilen btrer adet ışyen dahil ortakların ta- pularının alınması konularında Yönetim Kurulu'na yetki ve- rilmesi, 11- Yönetim Kurulu Üyeleri ve Denetçilerin seçimi, 12- Dilekler ve kapanış.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle