28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyeC tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç # Genel Yayın Koordınatörü Hikmet Çetinkaya • Yaznşlerı Müdürlerı Ibrahim Vıldız (Sorumlu), Dinç Tayanç 9 Haber Merkczı Mudünı Hakan Kara # Gorsel Yönetmen Fikret Eser Dış Haberler Ergun Balcı • Istıhbarat Yalçın Çıkır • Ekonomı Bülenl Kızanlık • Radyo-TV' U\garEranektar • Kiıllür Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücdnun • Yurt Haberlerr Mehmet Saraç • Makaleler Sami Karaören • Çevın Seyfettin Turhan • Dûzeltme Abdullah Yızıcı • Fotogrâf Erdoğan Köscoğlu Yayın Kurulu llhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, OkUy Kurtböke Özgen Acar, Hikmet Çetinkaya, Şökran Soner, Ergun Balcı, Dinç Ta> anç. tbrahim Vıldız, Orhan BursaU. MusUfa Balbay. Ankara Temsılcısı: Mustafa Balbay 0 Haber Müdürû: Doğan Akın Atatürk Bulvan No.! 25, Kat.4. Bakanlıklar-AnkaraTel- 4195020 (7 hal), Faks 4i9502^«lzmırTemsılcısı Serdar KızıfcH ZıyaBN 1352 S 2/3 Tel: 4411220, Faks-4419117 • Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğiu, lnönüCd 119 S. No: 1 Katl, Tel: 3522550, Faks. 3522570 Mûessese Mûdûrü ErolErknt* MEDYA C: • Yoneum Kuralu Koofdınatör Ahmet Korukan • Başkanı-Genel Mudür Gilbin Muhasebe:BûlentYener»ldarc Erduran • Koorduıatör Rehı Hûseyin Görer • tşletme' Önder Işıtman • Genel Mudür Yardım- Çcfik • Bügı-tşlem. Nail tnai • cısı. Mine Akdağ • Halkla Dış- Bılgısayar Sıstem. Mürüvet ÇDer kıler Müdiırii N»rte» Berksoy Yayımlayan ve Basan: Yeiı Gün Haber Ajansı, Basm \e Yayıncılık A Ş TOrkocafccaa 39 41 Cağaloglu 34334 !st PK 246 lstanbui Tcl 10-2121 512 05 05 (20 hat) Faks, (0 212)513 85 95 25NİSAN1995 İmsak: 4.28 Güneş: 6.04 Öğle: 13.09 Ikindi: 16.55 Akşam 20.00 Yatsı: 21.30 MEDYACTCI 5i40753-5i39580-5i38460-6i,Faks 5118466 23 Nîsan'a Sımsıkı' kutlama • lstanbui Haber Servtsi - Çoğunluğunu çocuklann oluşturduğu iki bine yakın coşkulu kalabalık, Oİtaköy Meydanı'nda 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'ru Kenan Doğulu'nun şarkılanyla kutlarken Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün emanetine 'sımsıkı' sanldı. Kenan Doğulu, otuz altı konserlik Türkiye turnesi kapsamında, önceki akşam Ortaköy Meydanı'nda halka acık ücretsiz konser verdi. Coca-Cola'nın düzenlediği ve Beşiktaş Beledıyesi'nin katkılanyla gerçekleşen konseri izleyenlerin çoğunluğunu çocuklar ile gençler oluşturdu. (Fotoğraf: AYKUT KÜÇÜKKAYA) VVella Koleston yenilendi • Haber Merkezi - Saç bakımı konusunda kadın tüketicinin kozmetik ürünlerinden olan VVella Colar Koleston yenilendi. Yeni Koleston'un. beyaz kapama özelliğine sahip olduğu ve saçlara uzun ömürlü doğal bir renk ve parlaklık verdiği belirtiliyor. Kolestonda firça ve boya kabı kullanılmasına gerek kalmıyor ve çalkalanabılır oksidasyon kremi ile hazırlanması daha pratik ve kolay oluyor. Çağdaş Bale Topluluğu gösterisi • Kültür Servisi-tlk olarak 1985'te kutlanmaya başlanan "Dünya Dans Günü" nedeniyle, Çağdaş Bale Topluluğu bugün saat 19.00'daKadıköyHalk Eğitim Merkezı'nde özel bir gösten sunacak. Türk bale yaşamına yenı bir soluk getırmeyi amaçlayan Çağdaş Bale Topluluğu, her yıl Dans Günü kutlamalannı aralıksız bir biçimde sürdürüyor. Akasya Partu • Haber Merkezi - Bahçelıevler Belediye Başkanı SafFet Bulut'un katıldığı törenle Akasya Parkı hızmete açıldı. 4 bin metrekareden oluşan ve 2 bin 5 yüz metresi yeşil alan olarak aynlan Akasya Parkı'nın açıhş töreninde konuşan Başkan Bulut "Hizmet kervanımız sürüyor. Her hafta bir park açıyoruz, önümüzdekı günlerde de 5-6 parkı hizmete acacağız" dedi. Kadınların eğitimi konferansı • Haber Merkezi - lstanbui Oniversitesi Kadın Sorunlan Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin konferanslar dizisınde, yann AÜ öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mine Tan "Türkiye'de kadınlann eğitimi" konusunda bir konuşma yapacak. Mimar Sinan Oniversıtesi öğretim üyelerinden Doc. Dr. Ayşe Durakbaşa'nm tartışmacı olarak katılacağı konferans, Beyazıt Devlet Kütüphanesi Konferans Salonu'nda saat 14.00'te başlayacak. Aşı için asılsız savlar • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sağlık Bakanı Doğan Baran. çocuk felci aşısının kısırlık yaptığı yönündeki söylentilerin çirkin olduğunu belirterek, "Aşılamayı istememek, Türkiye'de çocuklann sakat, ülkenin geleceğinin karanlık olmasını istemektır" dedi. Baran, 23 nisanda başlatılan Ulusal Aşı Günleri kapsamında Karum Çarşısı'ndakı standı denetledi. Ankara'daki koruma sempozyumunda, 'ya ğm a kültürü' ile hazırlanan planların sonuçlan tartışıldı Boğaziçi yeni plaınnı beküyor• Boğaziçi'nde milyonlarca metrekare yeşil alanı imara açan planlar hakkında idari yargının ocak ayında verdiği iptal kararını ilçe belediyelerine 3 aydır göndermeyen İstanbul Büyükşehir Belediyesi, aynı anda kararı da temyiz ederek hukuka aykın yağma yapılaşmasma destek oluyor... • Prof. Dr. Emre Kongar: Yağmacılar, korumacılan, bireysel çıkara bağlı gelişme anlayışlannın en büyük engeli görüyorlar. Hızla güçlenen bu 'yağmacı consensüs' demokrasiyi de evrensel içeriğinden uzaklaştınyor. • Prof Dr. îlhan Tekeli: Türkiye'de korumacılığın en önemli sorunu 'çifte ahlak'. Söylemde herkes çevreci ve korumacı olduğunu söylüyor, ancak uygulamaya gelince iş değişiyor. Herkes, kendi parseli dışında . çevreci... OKTAY EKİNCİ tstanbul'daki kaçak yapılaşma ve kent yağmasının son yıllarda en 'çekici' bölgesi haline gelen Boğaziçi, onca özel yasalara ve aynı anda bir 'SİT alanı' olmasına karşın acaba neden korunamıyor? Ön görünüm bölgesi lstanbui Büyükşehir Belediyesı'ne bağlı Boğaziçi İmar Müdürlü- ğü'nün; geri görünüm ve etkilenme bölgele- ri ıse Beşiktaş, Sanyer. Beykoz ve Üsküdar ilçe belediyelerinin 'denetim sorumluluğu' altında bulunan, Türkıye'nın bu e\Tensel de- ğerdeki kültür ve doğa zenginliğıne karşı 'yetkili kurumlar' acaba neden görevlerini yapmıyorlar? Trilyonlarca liralık yasadışı rantın yarattı- ğı, beslediği acımasız bir 'yağma kültü- rû'nün giderek egemen olduğu merkezi ve yerel ımar politikalan. hemen tüm yönetim kademelerinde etkinlığini pekiştirirken 'ye- ralü ekonomisi'nin yatınm ve kazanç alanı- na dönüşen, aynı ekonominin kara parasıyla zengınleşen kesimlerin 'prestijli yaşam" öz- lemlerine hizmet eden Boğaziçi, sadece ko- ruma lcurulunun artık 'direnişe' dönüşen ka- rarlanyla ve neredeyse 'bir avuç' kalan du- yarlı kişiler ve yıne "tek başlaruıa" kalan mimartar odaa gibi sivil kunımlann giderek 'dinozorluğa' benzetilen çabalanyla bu 'ör- gütlü talan kuşatmasuu' yanp esenliğe çıka- bilirmi?.. Bu ve benzeri sorular, 20-22 Nisan 1995 günlerinde Ankara'daki Milli Kütüphane'de yapılan 'KüKûr ve Tabiat Varhklaruu Koru- ma Uygulamalan ve Sorunlan Sempozyu- mu'nun en hararetli tartışma konularını oluşturdu. Kültür Bakanhğı'nın Tarih Vakfı'yla bir- likte düzenlediği üç günlük sempozyumun birinci günündeki ilk oturumda ele alınan Boğaziçi, bir 'kültür ve tabiat varbğT olma- smın ötesinde, aynı anda milyonlarca kişinin yaşadığı bir 'metropolitan SİT alanı' olma özelliğiyle de Türkiye'deki koruma ve uygu- lama sorunlanna yönelik en genış değerlen- dirmelenn yapılabilmesine olanak sağladı. Bu nedenle ülke ölçeğinde dokuz değişik koruma konusunun tartışma gündemine alındığı sempozyumun Boğaziçi ile başla- mış olması da aslında korumacılığın 'genel sorunlan' üzerinde yoğunlaşılarak özeldekı konulann daha bir 'gerçekçi' çizgıde irdelen- mesine önemli katkılar yapmış oldu. Yağmacılıkta 'consensüs' Aslında bu gerçekçi çizgıyi sempozyuma daha baştan kazandıran sadece Boğaziçi'ne yönelik gözlemler değil, ondan da önce Kül- tür Bakanlığı Müsteşan Prof Dr. Emre Kon- gar ile Tarih Vakfı Başkanı Prof Dr. İlhan Tekeli'nin açılış konuşmalanndakı vurgula- malanydı. Her zamanki açık sözlülüğünü bu kez "açık bir aycün sorgulamasıyla" da güçlendi- ren Prof. Dr. Kongar, ülkeye yön veren he- men tüm siyasetlerin ve ekonomik politika- ların 'korumacılan gelişme önünde engel saydıklannT anlattı. Kültür. doğa değerlen- nin korunması yönündeki tüm çabalara ve bu çabalan yürüten özvenli kadrolara karşı giderek güçlenen bir muhalefetin siyasal partiler, devlet bürokrasisi, yerel yönetimler ve 'bireysel kurtuluş kültürüyle donatılan' diğer toplum kesımlenyle birlikte son za- manlarda kimi 'aydın çevrelerde' de gözlen- meye başlandığına dikkat çeken Emre Kon- gar, yağmacılıktaki bu yaygın 'consensüs'ün demokrasiyi de evrensel içeriğinden uzak- laştırdığını şöyle özetledr "Demokrasi, hiç- bir zaman ülkenin tarihi ve doğal değerleri- nin bire> sel çıkarlar adına \-agmalanmasina, çoğunluğun beklenrileri için bile olsa ortam hazniamak demek değildir. Bu nedenle Tür- kiye gibi bir kültür ve uvgarhk zengini olan ülkenin, sadece demokrasiye değil, çok üst düzeyde, gelişmiş bir demokrasi kültürüne ve ortamına gereksinimi \'ar._" Prof. Kongar'ın 'gelişmiş bir demokrasi kültürü' sözünden neyi kastettığine ıse yıne Yaklaşık 10 yüdır imar planlan) la taiırip cd sempozyumun açılış konuşmalannda kürsü- ye gelen Prof. Dr. llhan Tekeli açıklık ka- zandırdı. Türkiye'de sadece 'söylem' de hefkesın çevreci ve korumacı olduğunu, buna karşın uygulamada ise yine hemen herkesin bu söyleme uymadığını anımsatan Prof. Teke- li. en önemli sorunun bu 'çifte ahlak' orta- mından kaynaklandığını belirttı ve aynı çif- te ahlakın nedenini ise şöyle dile getirdi: "Çünkü, herkes kendi parseii dışındaki alanlann korunmasını istiyor. Sadece başka- sının mülkivetinde çevrenin korunmasını sa- vunmak yaygınlaşınca da çifte ahlak hemen tüm davraıuşlara yön vermeye başhyon-7 ' 'Ruhsatlı yağma' Kongar'ın ve Tekeli'nin bu konuşmalan- nın ardından sempozyumun ilk tartışma ko- nusu olan Boğaziçi'ni sunmak ve koruma sorunlannı aktarmak üzere söz alan Prof. ık^,ızıci'ni korumak için arOk yeni bir imar ve (kimiüt ou/cüi gerekiyor. Dr. Nuran Zeren ile Prof. Dr. Nur Akın, son 20 yıl içındekı ve özellikle 1980'lerden bu yana süregelen gelişmelen hemen tüm yön- leriyle sergilediler. 1970'lerdeki ilk koruma kararlanndan, 1988 ve sonrasındaki imar planlan hakkında yüksek yargının verdiği ıptal karan gerekçe- lerine kadar geçen hukuksal süreci yine tüm aynntılanyla belgeleyen Prof. Dr. Nuran Ze- ren, Boğaziçi'nin sadece yasadışı yollarla değil, 1980'lerdeki yasa değişıklıİderi ve plan revızyonlanyla 'ruhsatb olarak' da yağ- malandığını bir kez daha kanıtlamış oldu. Prof. Dr. Nur Akın'ın ise yine ruhsatlı olarak ınşa edilen kimi yapılardan verdiği örnekler, Boğaziçi'nin kaçak ınşaat ve gece- kondular dışında, nüfuzlu çevTelerin 'aynca- lıkiı imar hakkı' almalanyla da tanhsel ve dogal zengınliğini yıtirdiğini belgelıyordu. O kadar ki bu 'çok özel' imar izınleriyle hiç- bir tarihsel kültürü yansıtmayan, 'arabesk' ve salt gösterişe önem veren bir mimarhk yozlaşması da Boğaziçi'nde 'uygulama öz- gürlüğü'ne kavuşmuştu. Talana dönük planlar Ankara'daki sempozyumun Boğaziçi ko- nusuna verdiği bu öncelik, son günlerin tar- tışma konusu olan Boğaziçi geri görünüm ve etkilenme bölgelerine ait 1988 onaylı planla- nn yargı karanyla iptali sonrasında ortaya çıkan durumun değerlendirilmesi açısından da önem kazandı. Bedrettin Daian'ın 1988'de STFA adlı ın- şaat şırketine yaptırarak onayladığı ve bilir- kişı raporlanna göre Boğaziçi'nde 'milyon- larca m2 yeşil alanı imara açan' bu planlara mimarlar odasının açtığı dava, ancak bu yı- lın başında sonuçlanabılmiş; idare mahke- mesi 12.01.1995 gün ve 552 no'lu karanyla yine Boğaziçi SlT alanında milyonlarca m2 ilave ınşaata neden olan planlan iptal etmiş- ti. Bu önemli davanın en ilginç yönlerinden birisi ise sadece onay sahibi olan Dalan dö- neminde değil, 5 yıllık Sözen döneminde ve ardmdan 1 yıllık R. Tayyip Erdoğan döne- minde de lstanbui Büyükşehir Belediye- si'nin bu planlan hep savunmuş olması, böylece Boğaziçi'ni yağmaya açtığı bilim ve hukuk yoluyla kanıtlanan planlar üzerinde •liberai sosyal demokrat ve köktendinci' si- yasi yönetımlenn 'tam bir mutabakat' içeri- sinde davranmalanydı. TebBğ edflmeyen karar Prof. Dr. Kongar'ın 'yağmacılıkta consen- süs' gözlemini de doğrulayan bu sürecın so- nunda ise şimdi de büyükşehir belediyesi yargı karannı ilçe belediyelerine 'üç aydır' tebliğ etmeyerek dahası temyiz yoluna gidi- lerek iptal edilmış planlara göre imar yağ- macılığmın sürmesine açık desteğini veri- yordu. Böylesi bir 'yüksek diizeydeki aymazlık' ortamı içerisinde, sadece koruma kurulunun yargı karanna uyarak Boğaziçi alanındaki 'yeni imar uygulamalan'nı, yeni ve yasal bir plan ortamtna dek ertelemesi tavn da yargı karannı dinlemeyen belediyeler üzennde et- kili olamıyordu. Bütün bu gelişmeler içerisinde, Boğazi- çi'yle ilgili güncel tartışmalardan biri de İ988 ve sonrasında onaylanan planlann ip- tali sonucunda, daha önceki 1983 onayiı planlann devreye girmesi gerektiği yönün- deki savlar oldu. Kültür Bakanlığı Hukuk Müşaviri Av. Re- fık AK Uçara, sempozyumda yaptığı konuş- mada, Danıştay 6. Daıresi'nin 1991'de aldığı bir içtihat karanna dayanarak, 'yargı kara- nyla iptal edilen bir plan değisildiğinden ön- ceki imar planuun kendiüğinden yürüıiüğe giremeyeceğini' belirtti. Av. Uçarcı'ya göre eğer 1983 planlannın uygulanması isteni- yorsa buna dair 'yeni bir belediye mecüs ka- ran ve kurul onavının' olması gerekiyordu. 1983 planı ne getirdi? Ne var ki özellikle Prof. Dr. Nuran Ze- ren'in sempozyumda sergilediğı ve ağırlıklı olarak 1983 pianlanndaki 'sözde geri görü- nüm' karanyla inşa edilerek Boğaziçi'ne ba- kan yeşil yamaçlan da betonlaştıran uygula- malar, aslında korumacılık açısından 1983 planlannın da bugün savunulamayacağını gösteriyordu. Nitekim, son iptal karanndan sonra "Hiç değilse 1983 planlanna göre imar izni verfl- sin" şeklinde çıkışlar yapan ve bu konuda da haklı kaygılan olan koruma kurulunu eleş- tirmeyi 'Boğaziçi'ni kurtarma'(!) söylemin- de en önemli yöntem olarak benımseyen ki- mi tartışmalann, 1983 planlannın aynı anda bir '12 Eytül ürönü olduğunu' ve bırkaç ay içerisinde hazırlanarak daha sonra, 1988 planlannda da sürdürülen yağmaya 'yanlış bölgeleme kararianyla' ortam hazırladığını unutmuş görünmeleri ise sempozyum süre- cinin 'çifte ahlak' değerlendırmelenne örnek oluşturan gelişmelen arasında yer aldı... Yeni plan gerekiyor Ankara Mıllı Kütüphane'de Kültür Bakan- lığı'nça düzenlenen Kültür ve Tabiat Varlık- lannı Koruma Uygulamalan ve Sorunlan Sempozyumu'nun ilk günü ve ilk oturumun- daki Boğaziçı'yle ılgilı bu tartışma ve de- ğerlendirmelerin sonucunda denılebilir ki Is- tanbul'un ve ülkenin en değerli SlT'leri ara- sında yer alan bu bölgenin, kaçak veya ruh- satlı, her türlü yağma yapılaşmasma karşı korunabilmesi için sempozyumda belirtilen esaslan temel alacak bir 'yeni pbn'ın ve yi- ne yenı bir 'bilimsei, demokratik imar yöne- timi ve denetimi" kurumunun oluşturulması gerekiyor. Bu görev geciktirildikçe ve 'bekleyen imar projeleri' için sadece 1983 planlanna umutlar bağlandıkça, Boğaziçi'nde kalan değerleri bile 2000 yılına dek yitirmiş olacağız... Fransızlar yapacak Boğaza tüp geçitte anlaşma İSTANBUL (UBA) - lstanbui Boğazı'ndaki tüp geçit, Manş Tüneli müteahhidi tarafından gerçekleştırilecek. İstan- bul Belediyesi, Fransız Bouygues firmasıyla prensip anlaşmasına var- dı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekre- teri Kahraman Emmioğ- lu, tüp geçıt projesı için belediyeye gelen üç tekli- fı değerlendirdiklennı ve Manş Tüneli'ni yapan firmalardan Fransız Bo- uygues'in teklifinın en iyi teklif olduğunu söyle- di. Emmioğlu projenin gerçekleştirılmesi için anlaşmaya vanldığını be- lirtti. Kahraman Emmioğlu, "Firma, 1 miryar dolarhk teklif getirdi. İngiliz Par- sons tek tünelli tüp geçit için \2 milyar dolar öne- rirken, Fransız şirket üç tünelli tüp geçit için 1 mil- yar dolar diyor. Bu çok ohımlu bir maüyet" dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekre- teri Emmioğlu bu konuda görüşlerini açıklarken şunlan söyledi: "Arük son söz merkezi hükümette. Fırma hükü- metten bazı garantiler is- tiyor. Bunlar içinde proje- nin yap-işlet-devTet mode- line göre yapılması da var." Emmioğlu, hükümetin üçüncü köprü projesin- den vazgeçip, tüp geçit projesine yönelmesinın daha iyi olacağını da öne sürdü. Beraat eden sanıklar birbirlerinin boynuna sanldılar Çevreyi savunanlar aklandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Akkuyu'da yapımı planlanan nükleer santralı protesto ıçın uluslararası çevre örgütü Greenpeace (Yeşil Banş) adına, 11 Kasım 1994 günü Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) Genel Müdürlüğü binası önünde eylem yaptıklan için haklannda dava açılan 9'u yabancı 35 sanık, beraat etti. Yargılandıklan Ankara 6. Asliye Ceza Mahkemesı'nce suçsuz bulunarak aklanan sanıklar. son sözlerinde banş ve çevrenin konınması için eylemlerini sürdüreceklerini açıkladılar. Dünkü duruşmada bir kısım sanıklar ile avukatlan hazır bulundu. Söz alan sanık avukatlan, düşüncenin ifade edılmesi ile toplantı ve gösteri yürüyüşünün anayasada vatandaşlara verilen ıki önemli hak olduğunu anımsatarak, "Müvekkillerimiz sadece düşüncelerini dile getirmişlerdir. Eylemleri. toplanD ve gösteri yürü)üşleri kanununa muhalefet niteliğinde değikiir. yp planlanan nükleer santralı protesto etmek için 11 Kasım 1994 günü TEK binası önünde gösteri yapan 9'u yabancı 35 sanık, yargılandıklan Ankara 6. Asliye Ceza Mahkemesi'nde beraat ^ etti. Müvekkillerimizin beraatterini istiyoruz'" dediler. Mahkeme başkanı Düaver Ağaoğlu. daha sonra dosya ile ilgili tüm delillenn toplandığını ve tanıklann dinlendiğinı belirterek, duruşmaya son venleceğini açıkladı. Son sözlerini söylemek üzere sırayla ayağa kalkan sanıklar, eylemlerinin banşı ve çevreyi korumaya yönelik olduğunu, suç nıteliği taşımadığını öne sürerek, bu tür eylemleri bundan sonra da sürdüreceklerini belirtriler. Mahkemeden beraat isteminde de bulunan sanıklar, nükleer santrallara ve yanlış nükleer enerji politikalanna karşı olduklannı ve dava konusu eyleme anayasada tanınan hakkı kullanarak katıldıklannı anımsatarak, "Banşı ve çevreyi korumaya yönelik eytemlerimize devam edeceğiz'' dıye konuştular. Mahkeme başkanı Ağaoğlu, iddianamede sanıklara yöneltilen suçun yasal unsurlanrun oluşmadığını belirterek, tüm sanıklann beraatlerine karar verildiğıni açıkladı.Beraat karanna çok sevınen sanıklar, daha sonra mahkeme koridorunda birbirlerinin boynuna sanldılar.Ankara Cumhunyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, sanıklann 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Yasası'na muhalefet ettikleri gerekçesiyle haklannda 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ısteniyordu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle