04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2SNİSAN 1995 SAU CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Ivatlianula HollywoocPun da suçu var' CUMHUR CANBAZOĞLU ABD'yi derinden sarsan Oklahoma katliamıııın ardın- dan yakalananlar Amenkalı çıkınca. basın faturanın bir bölümünü Hollyvvood'a kesti. Amerikan yazılı basını Holly- wood fılmlerinin terönstlerin ufkunu genişlettiği, ülkenin huzurunu tehdit ettiği gerek- çesıyle, beyazperdedekı ve TV ekranındaki şiddetin en kısa sürede kontrol altına alın- masını istiyor. CNN de şiddet karşıtı gö- rüşkri ekrana getirerek kam- panyaya destek veriyor. Bu çabanın ne kadar ses getırece- ğinı şimdiden kestirmek güç, ama özellikJe Oflver Stone'un 'Katil Doğanlar' adlı filmin- den sonra başlayan tepkınin büyüyeceği kesin. Uzun süre Hollywood'un her yaptığına göz yuman; Rambolann, Rockylerin, Co- nanların şiddet gösterilerini küçümseyenler ilk kez 1994te 'Katil Doğanlar'la ayaga kalkmıştı. Sylvester Stallone'li, Bruce VVİIIİs'lı. Aroold Schwarzenegger'li filtnlerde iyileri koruma adına kan akıtılıyordu ve kötüler or- tadan kaldırılıyordu. Ancak 'Katil Doğanlar'da zevk için ınsan öldürüljnesı (52 ölü), yönetmenin 'Öklürün ve şöh- ret olun' gibi sloganlan kul- lanması en iyimserleri bile çi- leden çıkardı. Eleştiriler fil- mın yönetmeni kadar senaristi Quentin Tarantino'ya da yö- neldi. Aynı Tarantino, şu anda büyük şehirlerimizdeki sine- merikan yazılı basını, Hollyvvood fılmlerinin terönstlerin ufkunu genişlettiği, ülkenin huzurunu tehdit ettiği gerekçesiyle beyazperdedeki ve TV ekranındaki şiddetin kontrol altına alınmasını istiyor. malarda gösterilen 'Ucuz Ro- man'da da (Pulp Fiction) şıd- deti eğlence gibi veriyordu. Bir sahnede adam öldür- mek üzere hedeflenen eve gi- den iki gangster, saptanan sü- reyi beklerken kadınlann ayak masajı iizenne minı bir parodi sunuyordu. Seyirci o havayla bir sahne sonra iki kişınin öl- dürülmesini aynı mizahi ruhla izliyordu. Tarantino kendini savunurken Los Angeles'ta akşam 19.00'da dışanya çıkı- lamamasının filmlerinden kaynaklanamayacağını, sıne- manın yaşamı yansıttığını söylüyordu... Oklahoma ola- yından sonra şiddet sinemaM nı savunan diğer yönermenler de her dönemde her tıp fîlm- lenn çekildiğını, 9O'lı yıllar gençliğinın şiddete açık yaşa- masının nedenlenni başka ad- reslerde aramak gerektığini belirtıyörlardı... Avrupa şiddet konusunda daha duyarh davTanıyor. Kub- rick'in Full Metal Jacked'ı gibi filmler sansüre uğrama- dan TV'de gösterilemiyor. Bırçok kanlı fılm yalnız video kasetlerle tüketıciye ulasabili- yor. Hollyvvood ıse umarsızca yoluna devam ediyor. 'Katil Doğanlar'ı seyrettikten sonra sinema salonlanndan çıkan gençlerle yapılan söyleşilerin onda dokuzunun, "Şu anda elimde silah olsa dünyayı tc- mizlemek için etrafımdaki herkesi temizlerim" türünde yorumlar ıçermesi bıle onlan etkilemiyor. Oklahoma katliamının ardından vakalananlar Amerikah çıkınca, basın faturayı Hoflywood'a kesti. Ankara Kitap Fuan'nın ardından Yayıncılar ıımduğunu bulamadıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TÜ YAP 2. Anka- ra Kitap Fuan'nın 200 bin kişinin katılımıyla kültür şö- Ienine dönüşmesine karşın, ziyaretçi akınının satışlara aynı oranda yansımadığı bildirildi. Fuarda kitaplan en çok satan yazarlar, gaze- temız yazan llhan Selçuk ı- le Aziz Nesin oldu. Bazı ya- yıncılar, fuarda kurulan ka- feteryanın, kendılerinden daha fazla kazandığına dik- kat çektiler. Sahşlar düşüktü " Türkiye Yazarlar Sendı- kası standında sekiz gün bo- yunca ımza gününe katil an Aziz Nesin 2 bin 500 cıva- nnda kitap ımzaladı. Okur- lann oluşturduğu uzun kuy- ruklarönünde cumartesı gü- nü yapıtlannı ımzalayan tl- han Selçuk'un. fuarda binin üzerinde kitabı satıldı. Ümit Yaymcılık Yayın Sorumlusu Sevgi Özel, top- Iam satış miktannın geçen yıla oranla daha fazla oldu- ğunu belirterek. standlann- da sergilenen 40 bin kitabın yansının satıldığını söyledi. Yayınevlerinin büyüİc bir özveriyle sanatı kitap dost- lannın ayağına getirdiğini kaydeden Umit Yaymcılık yetkilılen, standlannda en çok satan yazarlann, sırasıy- la Erfıan Bener. yazanmız Toktamış Ateş, Sevgi Özel ve Atilla Şenkon olduğunu bildirdıler. Ya-ba Yayınevi Sahibi Ay- dın Doğan. fuarda 36 mil- yon lıralık satış yaptıklannı İcaydederek. "Umduğumu- zu bulamadık. Reklam mas- railan ve 26 milyon lira stand ücret satış rakamımı- n asfı. Buna karşın yeni okurlanmızla buluşma ve yayınlanmızı tanıtma firsa- tunız oldu" dedi. Doğan, kentlerde fuar tanıtımının yeterince yapılamamasının "TÜYAP'ın organizasyon eksikliğT olduğunu belirttı. Fuara katılan, Atatûrk Kültür Dil ve Tarih Yüksek K.urumu Genel Sekreteri Halil Selçuk, geçen yıla oranla yüzde 100'lükbırar- tışla 250 milyon liralık satış yaptıklannı söyledi. Toros Basın-Yayın Dağı- tım şirketi sorumlusu Samet Erdem. yetkilileri korsan ki- taplara karşı mücadeleye ça- ğırdı. Kitapta KDV'nin kal- dmlmasını ısteyen Erdem, 80-90 dolayında set sattıkla- nnı, ancak ızleyici sayısına göre satışlann düşük oldu- ğunu kaydetri. trnge Kitabevi sahibi Re- fikTabakçı, kitap satış mık- tannda geçen yıla oranla yüzde 60'lık bir artış oldu- ğunu, buna karşın stand üc- retlenne yüzde 100'iin üze- rinde zam yapıldığını belirt- tı. Yayınevlerinin tanıtımı açısından fuann işlevinı ye- rine getirdiğini kaydeden Tabakçı, "İstanbul'daki fiı- arlarda yazarkasalar para almaya firsat bulamıyorlar- dı. Ankara da ise memur ke- sinıi yaşadığı için safışlar az" dedı. Türkiye Yazarlar Sendı- kası (TYS) standında 50'ye yakın yazar ımza gününe katıldı. TYS'nin, kitap satı- şından 250 milyon lira elde edildiğı bildirildi. Basta Az- iz Nesin olmak üzere, Ata- ol Behramoğlu. Ahmct Td- li. Suna Tanaitay. Halit Çe- lenk. Vedat Türkali ve Erbfl Tusalp, standda kitaplan en çok satan yazarlar arasında yer aldılar. Geçen cumartesı günü 3 saat süreyle kitaplannı ım- zalayan gazetemız yazan ll- han Selçuk. okur akınına uğTadı. Selçuk"un. Anka- ra'dakı sevenlerine az vakit ayırmasmdan yakınan okur- lar, Cumhunyet Kitap Kulü- bü standının yetersiz kalma- sı nedeniyle hazırlanan özel bölümde yazanmızm kitap- lan için uzun kuyruklar oluşturdular. Cumhuriyet Kitap Kulübü Müdürü Ta- ner Varü, Selçuk'un binin üzerinde yapıtını okurlanna ulaştırdıklannı söyledi. 7 . U L U S L A R A R A S I I S T A N B U L iZGi FiLN FESTiVALi 21-30 Nisan 1995 30 îikeden Dünya Fetiraücri ik aynı anda Yetişkinlere vöiKİik 200 fdıo. Her gün 10.30 -14.30 saaderi arasındı 4 seuıs çocukiar için ucrtfsiz ozd gösterimkr... \MI Kr;ın»ı/ kullııı Mrıic/ı KKkSU (\llı\()l-k;i(lık( Sını-ınii 'vılonİ;ınn<U Progran. lılct >t Dnctıvcler AKM ve tlkSM Gı^dmmln ılınjMUr Ödüfler 'Döıt Nîkah Bir Cenaze'nin LONDRA(Reuter)-tngılizOscarı olarak nitelendınlen Ingiliz Film ve Televizyon Sanatlan Akademisı ödüllen sahiplerinı buldu. Başrol oyuncusu Hugh Grant'ı bir yıldıza dönüştüren "Dört Nikah Bir Cenaze", Ingiliz Film Akademisi BAFTA'nın verdiğı ödüllerden beşi- ni alarak Oscar ödüllü "Forrest Gump"ı geride bıraktı. BAFTA'nın ödül töreninde en ıyi film ve en popüler film özel ödülle- rini alan "Dört Nikah Bir Cenaze": yönetmeni Mike NeweD'a Davıd Le- an Başan Ödülü'nü kazandınrken; Hugh Grant, en iyi erkek oyuncu; Kristin Scott Thomas. en ıyı yardım- cı kadın oyuncu ödüllenne layık gö- riildü. En iyi film ve en ıyi özgün se- 'Dört Nikah Bir Cenaze'de Andie Mac DovveJl ve Hugh Grant naryo dallannda Oscar'a da aday gös- ril " h l güsubırmesajabağladığışınnbırromantıkgül- d u r ü E n V k a d ı n o v u n c u ^ u ' " d e - E n I v ı K a " d l n Oyuncu Oscar'ma aday gostenlen ancak müşterek bahısçılen yanıltarak heykekığe uza- namayan -Müşteri" fılmındekı rolüyle Amen- k a i l ° y u n c u S u s a n Sarandon a venldı. y y terilen "Dört Nikah Bir Cenaze", hem gülünç. hem de hüzünlü bir tempoyla özellikle Anelo- Amenkan ülkelerde yoğun ılgi gören ve başrol- deki Hugh Grant'. da dünya çapında üne kavuş- turan, yönetmen.n lafı döndürüp dolaştırarak sonuçtanikahtaki kerametegetirdiği,evliliköv- Bu yıl En Iyi Senaryo Oscar'ını alan Amerikan yapımı "Ucuz Roman" (Pulp Fiction) ise Quentin Tarantino ve Roger Avary'e yıne en iyi özgün senaryo ödü- lünü kazandırdı. Fılm. Samuel LJackson a da fılm- dekı rolüyle en ıyı yardımcı erkek oyun- cu ödülünü kazandırdı. En iyi yabancı film ödülünü de kısa süreönce 14.Uluslararası Istanbul Film Festivali'nde ızledığımiz, Çinli yönet- men Zhang Yimou'nun henüz ülkesin- de gösterime gınneyen filmı "Yaşa- mak" aldı. En iyi komedi oyuncusu ödülü, "Ab- soluteh Fabulous" fîlmindeki rolüyle tngilız Joanna Lumley'ın oldu. En iyi sanat programına venİen Huw VVeldon ödülünü, oyun yazan Dennis Potter'la yapılan bir röportaj kazandı. Görüşme sırasında bıle acısını dindırmek için morfın alan Potter, kanserle savaşını anlarmıştı.Ödül töreni- ne Tony Curtfc, Raquel VVeJch, Vlichael Caine, Greta Scacchi, Elle McPherson, Gina Lollobri- gkla, Joan Collins ve John Travoha gibi yıldız- lar da konuk olarak katıldı. Bn bı aKHnuyETfjjrıoiam itfat bdubni'fa Yi\mbnmçar KÜÇÜK İKİZLER Dünyanın en kuçük, kullammı en kolay cep telefonlan, GH 33" ve GF 337 kapaklı, özel pılleri sayesinde Mze bütün gun kullanım avantajı sağlıyor. 337'lerdeki metal çerçeve, telefonu darbelere karşı koruyor. CEP TELEFONUNDA E r i c s s o n ' l a r y ü k s e k seviyede sinyal alabilen küçük, sabit anteni, uzak mesafeden b i l e ınsan sesine d u y a r h mıkrofonu, saat gostergesı, ç a l a r s a a t i , yazılı/sesli mesajları alma gibi yaşamı kolaylaştıracak datıa birçok özellığe sahıp ERICSSON Eric5»on Yctkjli İthalatçıları: Tel: (0216) 410 85 00 (6 hat) a Genel Paurlama i S»nayireTıcare» A.Ş. Tel: ( 0 2 1 2 ) 287 1 7 17 ( 1 0 hat) ALINTILAR TAHSİN YÜCEL OkurDostoyevski'nin unutulmaz kahramanlanndan bı- ri, Hipolit Terantiyev, insanları karşısına alıp çeyrek saat konuşma olanağına kavuşması durumunda, onlara tüm gerçeğı anlatabıleceğini, onları ardından sürükleyerek dünyayı değıştirebıleceğinı umar. Hiç kuşkusuz, daha niceleri kapılmıştır bu umuda. Yazık ki, soylu olmasına soylu, arna zavallı bir umuttur bu: "Gerçe/c"dediğımiz şeyin kişiden kişiye, topluluktan topluluğa değişmesi bir yana, başkalanna iletilmesı de bırçok koşulun bir araya getırilmesini gerektirir. Bıraz da bu yiizden, her yazar kendince bir okur ya- ratır kafasında, her yazar belli bir okur türünü düşü- nerek yazar. Ne var ki, yaprtımızı yayımlamaya bo- yun eğdiğimiz andan sonra, okurumuzu seçme ola- nağını yrtiririz; okurumuzu seçme olanağını yitirdik- ten sonra da, ülküsel okurumuzu gönlümüzün bir ye- rinde hep saklasak bile, daha genel bir okur kavra- mı oluşturmamız gerekir. Ama nasıl? Andre Gide, Paludes'ün ikinci basımına yazdığı "Artsöz"de, "6u- gün ya sağıriara seslenir gibi haykırmak ya da anla- şılmama tehlikesıni göze almak gerekıyor, bu da tat- sızbirseçenek", derken, iki karşıt yolun varlığını vur- gular, her yazarın şu iki okur türünden birini benim- semek durumunda olduğunu sezdirir: 1) Kendimizden aşağı gördüğümüzden, "sağıria- ra seslenir gibi", yanı düzeyıne ınerek seslendiğimiz ve istediğimiz gibi yönlendireceğimıze inandığımız okur; 2) Dertleştiğimiz, tartıştığımız, atıştığımız, ama her zaman eşitimiz, dengımiz saydığımız okur. Hemen söyleyelım, okuru eşitimiz olarak düşün- mek de, kendimizden daha yukanda ya da daha aşağıda görmek de gerçekçı bir tutum sayılmaz, a- ma geçerii bir tutumdur. Doğru, her iki tanım da ger- çek okur kitlesini tanımlamaz bıze, ama, hiç degilse yazar açısından, birer temel tutumu içerir, böylece bizi yazann varoluşsal olduğu kadar da aktörel bağ- lanımına getinr. Özellikle ikıncısı, okuru yazann eşi- ti, yani "kendisi gibi" göreni, ona yukarıdan bakma- mayı, onun gözlerini kamaştırmaya, onu şu ya da bu yapmacıkla kendine bağlamaya çalışmamayı içerir; bu tanımı benimsemiş yazar ya da ozan her türlü gösterişten, her türlü susten, bezekten, oyundan uzaklaşmak; içten, dolaysız, yalın olmak zorundadır. Ama ıçtenliğin açılıp saçılma, yalınlığın bayağılık ol- madığını unutmadan, kışılık duygu ve düşünce ya- pısının elverdiğı ölçude, Roger Caillois, Art Poeti- que'nın başlannda, ülküsel ozanına "Dizelerimin ka- ranlıklığını iş olsun diye artırmadım. Karanlıkta ça- lıştığımdan, aydınlığı aradım. Boş yere şaşırtma- dım", dedirtirken, bu temel sınırı gösterir bıze. Ama bir şey daha gösterir: okuru "kendi gibi" bi- lip süsten, bezekten, oyundan uzak durmanın da ona ulaşmanın yeterlı koşulu olmadığını, ozanın ya da yazann tüm içtenliğine, tüm yalınlığına karşın, ka- ranlıklığını sürebileceğini. Sürer de gerçekten. Bu açıdan bakılınca, bilım adamının ozandan daha şanslı olduğu bile söylenebilir. Bilim adamı, bir kez işe giriştikten sonra, uslamlaşmasını esinin rastlan- tılanna bırakmadığı gibi, uslamlamanın aktanlması- nı da dilin rastlantılarına bırakmaz. Daha güvenli bir araç vardır elinin altında, bütün terimleri açıklıkla be- lirlenmiş, dolayısıyla yanlış anlama olanaklannı en aza indirmış bir ayncalıklı dilden, özel terimiyle, bir üstdil'den yararlanır, dolayısıyla bildinsını bu özel, bu ayncalıklı dille içli-dışlı olan herkese iletebilir. Ama bu "açıklık" kesinlemesi, aynı zamanda bir "kapalılık" kesinlemesidir de. Öyle ya, mantıkçının, dilbilimcınin ya da budunbilimcinin yazdığını ya da söylediğinı anlamak için. kullandığı üstdili bilmek, kullandığı ustdilı bilmek için de onun düşünsel serü- veniyle aynı düzlemde bir düşünsel serüven yaşa- mak, en azından böyle bir düşünsel serüven yaşa- maya hazır olmak, kısacası bir koşutluk, bir karşılık- lılık, daha da iyisi, bir özdeşleşim bağıntısı kurmak gerekir. Öyleyse, tanım gereğı "açık" olan üstdiller belirli koşullan yerine getirmemiş kişilere en karan- lık ozanın dilinden de karanlık görünebilir. Ama, dik- kat edilirse, "Okuru nasıl bilirsin?"sorusunu "Ken- dim gibi!"drye yanıtlayan yazar ya da ozan da ken- di açısından aynı karşılıklılık ya da özdeşleşim koşu- lunu yerine getinr bir bakıma. Bunu yaparken, okur- dan beklenen temel tutumu da belirlemış olur: 1 Ya- zan "kendisi grt)/"bilmek, yalnız okuma süresince bile olsa, onunla aynı düşünsel, aynı duygusal dal- ga üzerinde yer almak. Bu da, şöylemek bıle fazla, yalnızca istemekle olmaz, belli biryetışim, dılsel, dü- şünsel ve duygusal bir birikim ister. Bu birikim olmadı mı yalnızca Caillois'nın ozanın- kilerin türünden yapıtlar değıl,..en yalın, en sıradan yazılar bıle yanlış anlaşılabilir. Örnegın sız bir sanat- çının ülkenin temel bir sorunu uğrunda savaşıma gir- mekle sanatını düşünerek kendını bu savaştan uzak durmak arasında yaptığı seçimi tartışırsınız, kimileri sizin bu sanatçıyı yabancı bir ülkede oturuyor diye suçladığınızı sanır. Ne diyeceğinızı bilemezsiniz. Gene de, karşıt örnekler ne denlı şaşırtıcı, ne den- li çok oJursa olsun, okura ulaşmanın yolu onu "ken- dimiz gibi" bilmekten geçer. Turtıan Selçuk'un sergisi Ataıanya'da • FRANKFURT (AA) -Karikatür sanatçısı Turhan Selçuk'un "Insan Haklan" adlı sergisi, Almanya'nın Frankfurt kenti yakınlanndaki Dreıeich Halkevı'nde açıldı. Serginin açılış töreninde konuşan Selçuk, bütün basın mensubbu meslektaşlan gibi kendisınin de demokrasi ve insan haklan yolundaki mücadelesine devam edeceğinı belirterek insan haklannı ayaklar altına alanlann, kankatürlennde sergilediği ılımlı eleştirilerinden çok daha ağınnı hak ettiklennı kaydetti. Türkiye'yi her fırsatta eleştiren Batı'da insan haklannın yetennce korunamadığını söyleyen Selçuk. demokrasinin beşiği olarak bılinen Avrupa'nın günümüzde halen sömürgeleri bulunduğunu ve Batı'mn dünyaya hükmetme arzulan yok edilmedikçe insan haklanndan söz edilemeyeceğini ifade etti. GALERI • ATÖLYE ^ ^ H 293 8 9 78 (3HAT) AYŞE ERKMEN "Bu Galeri" 25 Nısan - 1 llj/ırJn I'W5 I f 11_—J r .Imljl .11 Ma^U WUUCI l*jnlul LEJMAÇKA SAMAT GALERISI MALTEPE SANAT GALERJSİ 'J\arma'J\tsımSenjısi MELEK DUMLU SÜKRAN KIRDOK BAHAR LEFLEF 19NİSAN-15MAYIS'95 ı ı jiI.lıCıJ W L U S 4 V -' .'• 7J f.'lo +•>! 1'40 44! ÛJ ı.s Galeri Atölye ılanlarınız ıçın 293 89 78 (3 hat) IMITYASAR SANAT (;\LERISII Kadıköy Şubesi GRUP PERA Resırr Sergısı 16 Nisan - 5 Mayıs 1995 «oğdotCod «1fo1leyS0l.N0 293/3 1 411 35 01
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle