Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23NİSAN1995PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Bakanhkça ödüllendirilen personelin yansınm, okul yöneticilerinden oluştuğu belirlendi
Eğithıifle ödiü kavgası• ABECE Dergisi Yazı
Kunılu üyesi ve Ankara
Afşinbey Ilköğretim Okulu
Ingilizce öğretmeni Mutahhar
Aksan, aylıkla
ödüllendırmenin, 'ernir-
komuta zinciri' içerisinde,
yöneticinin önünü açmak ve
yükselmesine zemin
nazırlamak için güven
tazeleme biçimine ye 'Körlerle
sağırlar, birbirlerini ağırlar'
anfayışına dönüştüğünü
savundu.
EMİNEKAPLAN
ANKARA - Milli Eğitim Bakanlı-
ğı'nca ortaöğretim kurumlannda 1994
yılında aylıkla ödüllendirilen 1214 eği-
tim personelinin yüzde 49.6'sının okul
yöneticilerinden oluştuğu belirlendi.
ABECE Dergisi Yazı Kurulu üyesi ve
Ankara Afşinbey İlköğretım Okulu Ingi-
lizce öğretmeni Mutahhar Aksan, aylık-
la ödüllendirmenın, "emir-komuta zin-
ciri" içerisinde, yöneticinin yükselmesi-
ne zemın hazırlamak içın güven tazele-
me biçimine ve "Körterie sağırlar. birbir-
lerini ağıriar" anlayışına dönüştüğünü
savundu.
Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim
Genel Müdürlüğü'nce 1994 yılında ay-
lıkla ödüllendirilen 1214 eğitim persone-
linin adlan ile çaiıştıklan kunımlar, Teb-
liğler Dergisi'nde yayımlandı. ABECE
Dergisi Yazı Kurulu üyesi ve Ankara Af-
şinbey Îlköğretim Okulu Ingilizce öğret-
meni Mutahhar Aksan tarafından yapı-
lan araştırmada, 1214 eğitimciden
612'sinin öğretmenlerden, 602'sinin de
okul yöneticilerinden oluştuğu belirtil-
dı. Ardahan ve Kütahya'da ödüllendir-
menın tümü öğretmenlere yapılırken,
Aksaray'da yalnızca yöneticiler ödüllen-
dirildi. Araştırmada Erzincan, Erzurum,
Gıresun, Hakkâri, Niğde, Sinop,Zongul-
dak, Bayburt ve Iğdır'da yönetici ve öğ-
retmenlerin ödülleri paylaştığına. 36 il-
de ağırlıklı olarak yöneticilere ödül ve-
nldiğine dikkat çekıldi.
Iç Anadolu, Marmara ve Ege bölgele-
ri. ödül sıralamasında ilk üçe girerken,
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri
sonuncu sırada yer aldı. Güneydoğu
Anadolu Bölgesi'nde 39 yönetici ve 68
öğretmen olmak üzere toplam 107 eği-
timciye ödül verildi. Branşlara göre ödül
sıralamasında da matematik, fen bilgisi,
tarih ve fngilizce ilk sıralarda yer alır-
ken, rehberlik, ev ekonomisi, sanat tari-
hi, ticaret ve psıkoloji alanlannda birer
eğitimci ödüllendirildi.
Mutahhar Aksan, araştırmasında, 612
öğretmene karşılık 602 yöneticinin aylık-
la ödüllendirilmesınin. ödül dağıtımının
yöneticiler arasında "ulufe"dağıtıhrgibi
gerçekleştirildiğinin göstergesi olduğunu
vurguladı. Aksan, bu yolla yöneticilerin
daha üst mercilere yükselmesinin yolla-
nnm kolaylaştınldığını kaydederek şu
görüşleri dile getirdi:
"Bu yoüa, statükocu anlayiş hiç değiş-
memektedir. Oğretmenler de ödüllerin
hep yöneticiler arasında dağıtıldığını gö-
rerek eğitim ve öğretimden ister istemez
soğumakta, moral değerlerinin çöküntü-
sü ile baş başa kalmaktadır. Yöneticisine
bakış açısı hiç değişmeden sürmektedir."
Pazarlann dayanılmaz çekiciliği• Ekonomik krizlerin, kemer
sıkmalann, iç göçün sonu
gelmedikçe, semt pazarlannın
tezgâh sayısı ve sokaklarla
büyümesınin, yeni pazarlann
doğmasınm önü alınamıyor.
Marketlerde şık ambalajla,
pahalı etiketle satılan mallar,
pazarlarda tezgâhlara yığılmış
olarak, belirsiz, çok değışken,
alanlann yerleşik inancına göre
kelepir fiyatlarla müşterisini
buluyor.
ŞÜKRANSONER
Beş binin üzerinde pazar ruhsatı almış
işletmecinin 25 binin üzerinde tahta tez-
gâh ile günübirlik kurduğu dev bir pazar
yeri. Sokaklannı sadece şöyle bir göz ata-
rak dolaşmak saatler alır. Onbinlerin iş
kapısı. Yüzbinlerin haftalık alışvenşini
yaptıklan Çarşambapazan.
Sabah erken saatlerde kamyonlann ge-
tirdiği kasalan. çuvallan tezgâhlanna
yerleştirmış satıcılar, son vitnn süsleme-
lerini yaparken, aralannda neşeli şakala-
şıyorlar. Güneşli bir bahar sabahı, iyi bir
alışveriş umudu, neşe kaynağı oluveri-
yor. Kışın soğuğu, yazın sıcağındaki ça-
lışma koşullan ile kıyaslandığında ba-
harda pazarcılık çok büyük bir keyif.
Tezgâhını süslemeyi bitirmiş bir pa-
zarcı, eline aynayı almış yüzünü, dişleri-
ni denetliyor, Biraz ilersinde arkadaşla-
n, daha sonra müşterilere parayla yaptı-
nlacak, hedefe atış oyunu oynuyorlar.
K.ürt olduğu anlaşılan 'Hacı' diye seslen-
dikleri yaşlı bir pazarcıya, yan Kürtçe,
yan Türkçe, Hollanda'da kurulan Kürt
pariamentosunun kutlaması yapılıyor.
Biraz kızgın, biraz da gülerek, şaka ol-
sun diye elini öpüp kutlayanlara kibirli te-
şekkür yanıtı veriyor. Daha ilerde elleri
hiç olmayan bır pazarcırun, geliştirdiği
kollan ile ustaca kutulan yerleştirmesi-
ni izliyoruz.
Bir başka köşede toplanmış pazar es-
nafi, aralanna aldıklan bır arkadaşlanna
taklit yaptınyorlar. Yetenekli taklitçi pa-
zarcı sırası ile Kürt. Laz, Arap kökenli ar-
kadaşlannın dili ile konuşuyor. Şarkılar
söylüyor. Hepsi birden keyifli kahkaha-
lar arasında, pazar yerinin Türkiye'nin
bir mozaiği olduğunu anlatıyorlar. Ara-
lannda sadece doktor gibı bazı özel mes-
leklerden insan yokmuş. Üniversite dip-
lomalısından her meslek kökenlisıne.
ikinci iş olarak pazarcılığı yapanlara ve
okur yazar olmayanlara kadar her türden,
her kültürden insan var.
Daldığımız bır başka sokakta, tezgâh-
lara şöyle bir göz atmak, ister sebze ve
meyva, isterse peynir ve diğer ürün tür-
lerine bakmak. Karadenizliler arasına
düştüğümüzü anlamamıza yetiyor. Dük-
kânlardan aldığmız mısır unu ile ekmek
yapmaya kalksanız. mısır ununun kolay-
ca bayatlaması nedeni ile koktuğunu gö-
20 bin liradan kumaş parçalan, tanesi 200 bin liraya Muz ve pantolonlar, sabahın erken saatterinde bile kalabalık topluyor. Kumaş parçalan seçitip çocuklara bay-
ramlık olacak. 3 genç Siirt'ten gelmiş. Birer saıuhk limon abp her gün bir başka pazara gidiyoriar. Gelecekle ilgüi hiçbir umutian yok. (UGUR GÜNYUZ)
receksıniz. Burada çok taze öğütülmüş
mısır unu, gerçek minci (yörenin özel ta-
dı olan çökeleği), tereyağ, özel peynir
türleri ve elbette bol karalahana, kazaya-
ğı, ısırganotu, harvan.. var.
30 yıldır aynı yerde üç tezgâhın sahip-
liğini yapan ve haftada bir sadece Çar-
şambapazan'na gelip çalıştığını söyle-
yen tezgâh sahibi, lETT'de şoför. Yar-
dımcısı. yakm arkadaşı yine ÎETT me-
muru. Pazarcılık. geçinmek ıçin ek işle-
ri. Satılan ürünlerin hepsi tezgâhlann sa-
hibınin kalabalık ailesi tarafından Bey-
koz'da üretiliyor. Hayvanlannın sütü ile
kendi yaptıklan tereyağ, peynir ve diğer
ürünleri, sabahlan özel müşterilere taze
sütü de dahil, bahçelerinin ürünlerini sa-
tıyorlar. Mısır unu da kendilerinin ekinin-
den ve ailenin değirmeninden gelıyor.
Aile mevsimine göre ne üretebilmişse,
burada satılıyor. Böyle olunca da taze ve
kaliteli Karadenız ürünlerine müptela
olanlar, birinci elden mal almak için Is-
tanbul'un heryennden buraya gelıyorlar.
Gazeteye gideceğimizi bile bile Uğur
Günyüz de ben de dayanamayıp bir şey-
ler alıyoruz..
Ellerimizdeki torbalan gören değişik
yaşlardan limon satan delikanhlar peşi-
mizden koşturuyorlar. Üçünün akraba ve
Siirt'ten son göçte gelen ailelerden ol-
duklannı öğreniyoruz. Her sabah üçüay-
n ayn halden birer sandık limon alıp, her
gün bir başka pazarda akşama kadar sa-
tış yaparak, çok kalabalık ailelerinde,
bütçeye katkıda bulunmaya çalışıyorlar.
Üçünün de öğrenımleri yanda kalmış.
Gelecek için şimdilik bir başka düşleri
yok. Pazann giyime aynlmış sokaklan
genellikle dükkân havası verilerek dü-
zenlenmeye çalışılmış. Örgü takımlar,
pardesüler. kotlar askılarda sergileniyor.
Ganimet mallann ıse daha ıyi satılması
içın, tezgâh üzenne yığın halınde atılmış
olması gerekiyor. Tanesi 200 bine triko
ve kazaklar da itiş kakış alınıyor. tnsana
öylesine ucuz geliyor ki, altı ve üstü
200'er bin liradan bir bayramlık triko
pantolon-bluzu da ben kendime alıveri-
yonım. Sonra Hakkâri'den 2 yıl önce ai-
lesinın göç ettiğini açıklayan. geçim ne-
deni ile üniversite öğrenimini yanda bı-
dükkânlardakinden çok daha pahahya
getebilir" divor Tabii bu iş her gün bir
başka semt pazanna gıdilerek, hafta bo-
yu sürdürülüyor.
Tezgâhlannı Mahmutpaşa'nm bır dük-
kân önüne benzetmış. pardesüden çok
şık takım elbiselere kadar her tür hazır gi-
yim satan bir tezgâh sahibi ile konuşuyo-
ruz. Adana'da müezzinlik yaparken 20
yıl önce Istanbul'a gelmiş. O günden bu
yana pazarcılık yapıyor.
Ekonomik krizle birlikte pazarcılığın
bir yandan kaçınılmaz büyüdüğünü. di-
ğer yandan da geriye gittiğini söylüyor.
-—- lus'ta, Yeşilköy'de Amerikan pazarlan havasıru
W T veren ithal ürünler, kristal ve ıpek dahil her tür
m J lüks eşya öne çıkarken, varoşlarda naylon
m I kurnaşlar, plastik kaplar ağırlık kazanıyor. Aynı
B / şekilde ithal, adı, tadı keşredilmemiş sebze,
^i__-* ^ y y
6
' peynir türleri, kırlardan toplanabilecek
ucuz otlarla, çürüklü meyvelerla, yağı alınmış sütten yapılan
peynir, çökeleklerle yer değiştiriyor.
rakmak zorunda kaldığinı anlatan satıcı
ile konuşuyoruz. Günlük 400 bin lira
yövmıye ile bu işı yapıyormuş. Tezgâhın
sahibi gününü fabrika fabrika dolaşıp,
seri dışı, hafif ya da çok defolu mal top-
lamakla geçirirmiş. Genellikle mallar ki-
lo hesabı alınıyormuş. Satış fıyatı mı?
Tutturulabildiği kadar.
"İyibirmalst^ebiBrseniz-dükkânlara
göreakılalmazucuzlukta alabüir, çok ka-
zançlı çıkabflirsiniz. Bazan da aldığuuz,
"Ekonomik krizle halkın satın alma gü-
cü tükcndL Gecen yıl aynı tezgâh 15-20
mihon ciro yapardı. Bu yıl ortalama 1-5
milyona düştü. Sermaye girdisi, giderier
arttı. Çok zor durumdavız. Ama bir yan-
dan da bakıvorsun, dükkân sahiplerinin
hali bizden kötü. Gürün Han'ın üst kat-
lanndaki toptancı dükkânlannın hepsi
kapandt Üstten 4 katm tamanu nerede ise
boş. Dükkâncılarmasrafi küçültmek için
işi pazarcıkğa çeviriyorlar" diyor.
Sonra da pazarcılığın dışardan görün-
meyen zorluklannı anlatıyor. Fabrika
fabrika. toptancılardan bazan birinci el.
en ucuzdan mal toplamak, aralıksız. or-
dan oraya dolaşmayı gerektiriyor Bin
onu yaparken, bırkaçı pazarlarda satış
yapacak.
Parayla tutruğunuz tezgâhtar dürüst
değilse soyulursunuz. Kiloyla alınan ma-
lın sayısı, fiyatı belli değil. Satıcının in-
safına, dürüstlüğüne kalmış. Birde kala-
balıkta tezgâhlardan çok fazla hırsızlık
oluyor. lşler kötüye gittikçe, hırsızlığın
payı da büyüyor.
Pazarcılar sattıldan ürünlere göre pa-
zar sokaklannı paylaştıklan gibi, semt
pazarlannı da paylaşmışlar. Yabancı eti-
ketlı ürünler, kristal. ıpek eşyalar, Ame-
rikan pazarlanna benzetilmiş Ulus, Yeşil-
köy gibı lüks pazarlara gidiyor. Naylon
kumaşlar, plastik kaplar gecekondu ma-
hallelerinin pazarlanna kalıyor. Kalıte-
siz, ucuz-sebze ve meyva da öyle. Bir de
her çeşidin, her gelir grubunun toplandı-
ğı geleneksel dev pazarlar, Kadıköy'de
Salıpazan, Fatih'te Çarşambapazan gibi-
ler var. Krizler birbirini kovaladıkça, ye-
ni yeni semt pazarlan, var olan pazarla-
nn sokak ve tezgâh sayılan önlenemez
bir biçimde artıyor. Alışveriş bır yandan
dev marketlere, diğer yandan semt pazar-
lanna kayıyor. Geleneksel dükkânJar, es-
naf arada yok oluyor.
Kayıt dışı ekonominin gücünün, dev-
leşmesinin simgesi semt pazarlan, yeni
yeni ekonomik krizler, yoksullaşma ile
alışveriş çok düşse bile dayanılmaz çe-
kiciliğini koruyor...
Işsizlik e\Qortae\,
iş güvencesinin
ve
ö\meder\ emekli
olabilmek için
RA'YA
UYORUZ
DİSK BAŞKANLAR KURULU
24 Nlsan 1995, Pazartesl Saat 10.30
Kadıköy Beledlye Başkanlığı önü
Bosna yardımlannın seçim çalışmalannda kullanımı soruşturuluyordu
Mercümek yargılanacak
ZAFERAKNAR
Bosna yardımlannın Refah
Partisi'nin seçim çalışmalannda
kullanıldığına ilişkin soruşturma
tamamlandı. Fatih Cumhuriyet
Savcılığı'nın, hazırladığı
iddianamede. Refah Partisi'nin
mutemedi olarak bilinen Süleyman
Mercûmek'e, Yardım Toplama
Kanunu'na muhalefet ve hizmet
sebebiyle emniyeti suiistimal
suçlamalannı yönelttiği öğrenildi.
Önümüzdeki hafta içinde
mahkemeye çıkması beklenen
Süleyman Mercümek'e daha önce de
yurtdışına çıkış yasağı konmuştu.
Geçen yıl Bosna
yardımlannın Refah Partisi'nin
seçim çalışmalannda
kullaruldığına ilişkin iddialar
gazetemızin yayınlan üzerine
gündeme gelmışti.
Başta Milli Gazete olmak üzere
Refah Partisı"ne yakınlığı bilinen
birçok şirkete ortak olan
Süleyman Mercümek,
soruşturmanın kilit ısmi olarak
nitelendirilmişti.
Yardımlann Almanya üzerinden
Türkiye'ye aktanldığı iddialan
üzerine Mali Şube Müdürü Salih
Güngör ye Fatih Cumhuriyet Savcısı
Çayhan Ülgen, Almanya'da bir dizi
araştırma yapmış ve dört klasör
dolusu belgeyle Türkiye'ye
• Yurtdışına çıkışı
yasaklanan Süleyman
Mercümek için İstanbul
Mali Şube Müdürü ve Fatih
Cumhuriyet Savcısı
Almanya'da incelemeler
yaparak gerekli belgeleri
topladılar. Soruşturmayı son
aşamasına getiren Fatih
Cumhuriyet Savcılığı,
hazırladığı iddianamede,
Süleyman Mercümek'e,
Yardım Kanunu'na muhalefet
ve hizmet sebebiyle
Emniyet'i suiistimal
suçlamalannı yöneltti.
dönmüşlerdi. Almanya ve
Türkiye'den elde edilen belgeleri
değerlendiren savcılık, ilk tedbir
olarak Süleyman Mercümek'in
yurtdışına çıkışını yasaklamıştı.
Bu önemlı gelışmenin ardından
soruşturmayı son aşamasına getiren
Fatih Cumhuriyet
Savcılığı, hazırladığı iddianamede
Süleyman Mercümek'e,
Yardım Kanunu'na muhalefet
ve hizmet sebebiyle Emniyet'i
suiistimal suçlamalannı yöneltti.
Önümüzdeki hafta mahkemeye
çıkması beklenen Süleyman
Mercümek. TCK'nin 508 ve
2860 sayılı kanunun 29. maddesine
göre yargılanacak.
Kanunlar neleri içeriyor?
TCK'nin 508. maddesınde şunlar yer
alıyor:
"Her kim başkasuıa ait olup da iade
veya muayyen bir suretle istimal
etmek üzere kendisine
tevdi ve>a her ne namla olursa olsun
teslim olunan bir şe\i kendisinin veya
başkasının menfaatine olarak satar
veya rehneder veya sarf ve istihlak
eder, yahut ketim ve inkar eyler
veyahut tahvil ve tağyir ederse
mutazamr olan künsenin şikâyeti
üzerine iki aydan iki seneye kadar
hapis ve dokuz bin (yirmi bin)
liradan aşağı obnamak üzere ağır
para cezası ile cezalandınlır."
(Para cezası yapılan değışiklikle 180
kat arttınlmıştır.) İkinci suçlama
Yardım Toplama Kanunu'na
muhalefet ise (2860/madde 29) şu
cezalan içenyor: "Bu kanunun
hükümlerine aykın olarak izinsiz
yardım toplayanlar, üç aydan altı aya
kadar hafif hapis ve iki bin beş yüz
liradan on bin liraya kadar hafif para
cezasına mahkûm edUirler. İ/in
verikn yer dışında yardım
toplayanlar ise iki aydan dört aya
kadar hafif hapis cezası, iki bin
liradan yedi bin liraya kadar kadar
hafif para cezasına mahkûm edilirier.
Aynca her iki halde de izinsiz
toplanan mal ve paranın
müsaderesine hükmolunur."
HAFTAYA BAK1Ş
AHMET TANER KIŞLALI
Bugiin 23 Nisan'
Daha dün gibi kulaklarımda:
"Bugün 23 Nisan,
Neşe doluyor insan..."
Ciğerlerimizin tüm gücüyle haykınrdık. Çocuklar,
kuşaklar boyu haykırdılar.
Bugün yine 23 Nisan. Ama neşe dolamıyor insan!
Neşe dolmasına dolamıyoruz da... Tarih sayfala-
rında dolaştığımızda, karamsar olma hakkımızın ol-
madığını da görüyoruz. Ve bugün, tarihin bazı say-
falarını anımsamanın tam zamanı.
• • •
10Ağustos1919.
Halide Edip Adrvar, Mustafa Kemal Paşa'ya
şunlan yazıyor:
"Türkiye'yibütün olarak Ingiltere alabilse, kafası-
nı kolunu kopanr, birkaç yılda kendine gönülden
bağlı bir sömürge dunımuna getirir. Buna en baş-
ta, özellikle yurdumuzdaki din adamlan çoktan is-
teklidir (...) Biz İstanbul'da kendimiz için bütün es-
ki ve yeni Türkiye sınıhannı kapsamak üzere geçici
bir Amerikan güdümünü, katlanabilir kötü durum
olarak görüyonjz."
Eylül 1919.
Refet Paşa, Sıvas Kongresi'nde şu düşünceyi
savunuyor:
"Herhalde bir Amerikan garantisini kabul etmek
zorundayız. Yırminci yüzyılda beş yüz milyon lira
borcu, yıkık biryurdu, pek verimli olmayan bir top-
rağı ve ancak on, on beş milyon lira geliri olan bir
ulus, bir dış yardım olmaksızın yaşayamaz. Eğer
bundan sonra da bu durumumuzla kalır ve bir dış
yardımla kalkınamayacak olursak, belki ilerde Yuna-
nistan'ın bile saldınlanna karşı kendimizi savuna-
mayız.
Tann korusun, eğer Izmir Yunanlılar'da kalsa ve
aramızda bir savaş açılsa, düşmanımız Yunanis-
tan'dan vapuria askergetirecekdurumda iken, aca-
ba biz Erzurum'dan hangi trenlehe ulaştırmamızı
yapabileceğiz? Bundan dolayı, Amerikan mandası
her şeyden önce birgüvence ve destekbulmakiçin
gereklidir."
Eylül 1919.
Kara Vasıf Bey, Sıvas Kongresi'nde şöyle diyor
"Bütün devletler bizı tam bağımsız bırakacaklan-
nı söyleseler bile, yine de desteksizyapamayız (Va-
srf Bey, sözlerinin başında mandaya destek adını
vermeyi önermişti). Bizim gelihmiz, borcumuzun fa-
izini bile ödeyemez. Bağımsız yaşamaya parasal
durumumuz elvehşli değildir. Parasız, ordusuz ne
yapabiliriz? Onlar uçakla havada uçuyohar, biz da-
ha kağnı arabasından kurtulamıyoruz. Bugün ba-
ğımsızlığımızı kurtarsak bile, yine günün birinde bi-
zi paylaşıhar."
Ve Tefc/4ctem"çıkıyor, "Hayır" diyor, "tam bağım-
sız olacağız!"
Halkına, insanına, ulusuna güveniyor çünkü.
•••
Bugün "Ulusal Egemenlik" Bayramı.
75 yıl öncesinin "eski mandacılan tarih sayfala-
nnda küflenmişler. Şimdi ise, çözümü okyanus öte-
sinin formüllerinde arayan "yeni mandacr\ar var.
Eski mandacılar yok, ama Atatürk dımdik ayakta!
Yeni mandacılar da yok olacaklar, ama Atatürk'ün
yapıtı -tüm ihanetlere karşın- yine de ayakta kala-
cak!
Çünkü, yitirme tehlikesi arttıkça, o yapıtın kendi-
leri için ne ölçüde "yaşamsal" olduğunu anlayan in-
sanlann sayısı çığ gibi artıyor... Ve çünkü, aydınhk ka-
ranlıktan her zaman daha güçlüdür.
Işığın olduğu yere karanlıklar giremez!
Ama karanlığın olduğu yere ışık girer... Ve ışık iler-
ledikçe, karanlıklar geriler!
7 U L ü S L « K A » A S I İ S T A N B U L
İZGİ FiLN
FESTiVALi
21-30 Nisan I995
30 Ûlkeden 0011)1 Föüvalleri ile lynı anda
Yetişkinlere yoneUk 200 fdm.
Hcr gün 10.30 • 1430 aatleri arasında
4 seans çocuklar için ücreBiz özel
~ ~ gosttrimkr...
\KM.
FranMZ kullur Mntıin,
BKkS\\ |\llı\ol-k;i(lıl»\)
Stnnmı Salııolannıkı
tmpm, »ikt vc IUıfthrifr AKH
•EKSAV Cişcknmln ılmabıhr
PHILIPS
23 NİSAN'DA EL ELE
Dünyada çocuklarına bayram
armağan eden tek ülke
TÜRKİYE
BU BAYRAMI DÜNYA ÇOCUKLARI
İLE PAYLAŞIYOR
Hayat Çocuklarla
Mekânlarınız VVOLLMARK halılarla
daha güzel
TİCARET VE SANAYİ A.Ş.
CARPET CENTER
ULUS KAVŞAĞI MERMERLER SİTESİ D BLOK,
80620 LEVENT-İSTANBUL
Tel: 278 71 11 - 282 64 50 - Faks: 279 47 00
Ankara Şube: 0312 - 441 48 02 - 03