Katalog

19 NlSAN 1995 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ankara Kızılay'da bildiri dağıtmak isteyen Ener-Sen ve Sosyal-Sen üyesi 6 kişi gözaltına alındı Katnu çahşanları yarın eylemde• Yaklaşık 480 bin kamu çalışanının eylemi nedeniyle trenler duracak, haberleşme, belediye, sağlık hizmetleri aksayacak. TEK çahşanlan, bakım onanm hizmeti sunmayacak. Eyleme Eğitim-Sen'in katılmayacağı belirtildi. Haber Merkezi- Kamu çalışanlan, kamu işverenlerini grevli toplu sözleşmelı sendika hakkı elde etmek, ınsan haklan ihlallerine, göstermelik ücret artışlan aldatmacasına, baskı, sürgün ve ışten çıkarmalara "dur demek" ıçin yann yurt çapında "iş bırakma" eylemi gerçekleşrirecekler. Eyleme, Kamu Çalışanlan Sendikalan Konfederasyonlaşma Kurulu'nda (KÇSKK) yer alan toplam 27 sendikada örgütlü yaklaşık 480 bin kişi katılacak. Eylem nedeniyle trenler duracak, haberleşme, belediye. sağlık hizmetleri aksayacak. TEK çalışanlan bakım onanm hizmeti sunmayacak. Eyleme, Eğitim-Sen'in katılmayacağı belirtildi. Kamu Çalışanlan Sendikalan Ankara Şubeler Platformu Sözcüsü Bahattin Demir, Ankara'daki memurlann 20 nisanda saat !2.00'de Kızılay'da toplanacağını bildirerek, eyleme demokrasi ve emekten yana herkesin destek vermesini istedi. Eylem öncesi hazırlanan bildiriyi Kızılay'da dağıtmak isteyen Ener-Sen ve Tüm Sosyal-Sen üyesi 6 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. Ankara Büromuzun haberine göre Kamu Çalışanlan Sendikalan Ankara Şubeler Platformu adına bir açıklama yapan Yapı Yol-Sen Sözcüsü Bahattin Demir, demokrasi ve sendika] hak, vergi adaleti ve toplusözleşmeli grev hakkı isteyen memurlann, coplanarak sürgün edildiğine dikkat çekerek "Ülkemizin zenginlikleri, kamu kaynaklan, soyguncuya, taiancıya peşkeş çekiliyor. Toplusözteşme ve grev hakkına karşdık onlar > üzdeler aJdatmaca zamlaria karşımıza çıkıyorlar''dedi. Hükümetin Aralık 1994 tarihinde açıkladığı yüzde 75-82 oranlanndaki artışın memurlarda yüzde 68, mühendislerde yüzde 58 ve ALIM GUCL DUŞTU Enflasyon maaş zaııılanm solladı • Hükümetin, 5 Nisan kararlan çerçevesinde, kamu harcamalannı kısmak için, maaş artışlannı kısma politikası, memurun yaşam standardının her geçen gün biraz daha düşmesine neden oldu. ANKARA (Cumhuriyet Biirosu)- Hükümetin, Ulus- larası Para Fonu'na (FMF) sunduğu program doğrultu- sunda. maaslara, "geçmişde- ğü\ gelecek enflasyon" hede- fi doğrultusunda yaptığı yüzde 54 oranındaki zam, memurun alım gücünün, ge- çen yıl reel olarak yüzde 71 oranında düşmesine neden oldu. Bütçe Yasası çerçeve- sinde, ocak ayında maaşlara yapılan yüzde 15 oranında- ki artış da, tükerici fiyatla- nnda yılın ılk 3 ayındakj yüzde 17 oranındaki enflas- yonla birlikte eksiye düştü. 5 Nisan kararlan çerçeve- sinde, kamu harcamalannı kısmak için, maaş artışlannı kısma politikası. memurun yaşam standardının her ge- çen gün biraz daha düşmesi- ne neden oldu. IMF'nin öne- rileri doğrultusunda 1994 yı- lından bu yana kamu çalı- şanlannın ücret kayıplan, fi- yat artışlan karşısında gide- rilmezken, hükümetin, enf- lasyon hedefmi gerçek para- metrelere dayanmadan "lyimser" tahminlerle belir- lemesi, maaş artışlannın da reel olarak düşmesine yol açtı. Hükümet, 5 Nisan karar- lan çerçevesinde, maaşlara, 1994 sonu için hedeflediği enflasyona koşut olarak yüz- de 54 oranında artış yaptı. 1994 yılında tüketici fiyatla- n yüzde 125.5 oranında ar- tınca, memurun alım gücü yüzde 71 düzeyinde düştü. 1995 için belirlenen eko- nomik hedeflerde bu yıl yüz- de 22.5 oranında enflasyon tahmini yapan hükümet, Bütçe Yasası çerçevesinde memur maaşlanna Ocak'ta yüzde 15, 1 nisan itibanyla da yüzde 7.5 maaş artışı ver- di. Ocak ayında yapılan yüz- de 15 oranındaki zam da, yı- lın ilk 3 ayında tüketici fi- yatlanndaki yüzde 17.5 ora- nıdaki artışla birlikte eksiye düştü. Yüzde 70 oranındaki enflasyon hedefinin tutmast durumunda bile, memur ma- aşlannda geçen yıl oiuşan yüzde 71 oranındaki reel kayıp giderilemeyecek. Taksim'de 1 Mayıs bildirisi İstanbul Haber Servisi- Demokrasi Platformu tarafından başlatılan 1 Mayıs'ı kutlama kampanyası etkinlikleri, dün Taksim Meydanı'nda DİSK Genel Başkanı Rjdvan Budakve Türk-Iş 1. Bölge Başkanı Faruk Büyükkucak'ın katıldığı bildiri dağıtımıyla sürdü. Taksim'de 1 Mayıs bildirisi dağıtan Demokrasi Platformu üyeleri 'Gönlü toplumsal banştan, ülkenin bağımsızlığından ve demokrasiden yana olan herkesT 1 Mayıs'a çağırdılar. Saat 11.00'de Taksim'deki eski Sularldaresi binası önünde 1977 1 Mayısı'nda üzerlerine ateş açılarak öldürülenler, olay yeri Kazancı Yokuşu girişınde önce bir dakikalık saygı duruşuyla anıldı. DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak burada yaptığı konuşmada "1 Mayıs dünyanm her yerinde işçilerin, emekçilerin, bağunsızhk, banş, demokrasi, eşitlik. özgürlük ve kardeşlik özlemlerinin dile geldiği bir gündür" dedı. Budak, yüzyılı aşkın bir süredir dünyanm her yerinde 1 Mayıs'lann, işçi sınıfının zulme ve yoksulluğa karşı çıktığı bir gün olduğunu belirterek 1 Mayıs 1995'inbugeleneğinbır devamı olacağını söyledi. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) teknisyenlerde de yüzde 46 olarak gerçekleştiğini kaydeden Demir, şunlan söyledi: " Vaatfcrini rurmadılar, 295 bin sözleşmeliye. emekliye hâlâ bir şey yok. Birkaç kişinin rant geliri için Kıyı Yasası'nı değişrirdüer ve kıyak emeklilik yasasını bir gecede MecKs'ten geçirdiler. Şimdi de mezarda emeklilik yasası hazırlanryor. Ancak 5 yıldır kamu çalışanlanna söz verdikleri grevli toplusözleşmeli sendika \asasını bir rürlü çıkaramadılar." Demir, "20 nisanda emeklileri. işcileri, ev kadınlannu esnafu şoforleri. işsizleri, aydınlan. demokrasi ve emekten yana tüm güçleri kamu çahşanlarının yanında olmaya davet ediyoruz" dedi. Acil servisler aksatılmayacak Genel Sağlık-lş Merkez Yönetim Kurulu'ndan yapılan yazılı açıklamada. eylem nedeniyle acil servislerde hizmetin aksatılmayacağı belirtildi. İstanbul Haber Servisi'nin haberine göre, merkezi Istanbul'da bulanan Birleşik Taşımacılık Sendikası(BTS) Genel Başkanı Orhan AJtuğ, sendikalannda örgütlü demiryolu çalışanlan ve bağlı limanlardaki çalışanlann 20 nisanda iş bırakma eylemine katılacağını açıkladı. Altuğ, işkollanndaki iş bırakma eyleminin 20 Nisan'da günün ilk saatlerinde başlayacağını ve 24.00'e kadar süreceğini belirtti. Altuğ, trenlerle yolculuk yapacak vatandaşlardan, mağdur olmamalan için iş bırakma eyleminin yapılacaği saatlerde başka ulaşım araçlannı tercih etmelerini istedi. Adana Büromuzun haberine göre Adana Kamu Çalışanlan Sendikalan Dönem Sözcüsü Mehmet Akdemir, Gar önünde yaptığı basın açıklamasında, grevli toplusözleşmeli sendikal hak mücadelesi verdiklerini belirtti ve "Özelleştirme sonucu 1 milyon işçi ve emekçiyi açlığa mahkûm edenlere, vatan ve millet için fedakârlık deyip sermayeye peşkeş çekenlere, miilervekillerine kıyak emeklilik, çahşanlara mezarda emekliliği layık görenlere dur diyebilmek için mücadele etmek gerekir" dedi. Akdemir, 20 nisan günü iş bırakan kamu çalışanlanmn saat 11 .OO'de bir araya geleceklerini, eyleme burada devam edeceklerini söyledi. Hava-Iş'ten yeni patrona tensikat şartı: Grev kırıcılar işten çıkanlsm • Ücret artışı konusunda esnek davranabileceğini ilan eden Hava-Iş, iş güvencesi isterken bu koşula grev kıncılığı yapan işcileri dahil etmek istemiyor. HACERGEVÜCİ Havaş'ın yeni patronu ile toplusözleşme masasına otu- ran işçi sendikası, satıştan önce grev kıncılığı yapan iş- çilerin cezalandınlmasını pa- zarlık konusu yapıyor. Ücret artışı konusunda esnek dav- ranabileceğini ilan eden Ha- va-Iş, iş güvencesi isterken bu koşula grev kıncılığı ya- pan işcileri dahil etmek iste- miyor. Havaş'ta örgütlü Hava-Iş Sendikası, özelleştirmenin ardından bir işçi çıkarma zo- runluğu ortaya çıkacaksa bu- nun grev kıncısı işçiler ara- sında yapılmasını önerirken toplu iş sözleşmesinden grev kmcılann yararlanmaması için elinden geleni yapacağı- nı duyurdu. Hava-tş Genel Başkanı Atilay Ayçin "Ha- vaş'ın sahibi değişsede masa- dakjtavnmızde0şme>ecek" diyerek iş güvencesi konu- sunda sonuna kadar direne- Çeklerini ifade etti. Yazeks yetkililerinin sendikaya kar- şı tavır alıp bir tek kişıyi iş- ten çıkarması durumunda eylem ve grevin devam ede-- ceği uyansında bulunan Ay- çin, konuyla ilgili olarak şun- lan söyledi: "Havaş'uı eJ değiştirmesry- leişten çıkarmalar beklenebi- lir. Ama biz buna asla miisaa- de etmeyeceğiz. Toplu iş söz- ieşmesini bitirmeden Anka- ra'dan dönmemekte kararh- yız. Bu sırada sözleşme bağ- lansa da grev devam cttigi haJde çalışan 350 civannda Havaş işçisinin sözJeşmeden yararlandınlmaması için uğ- Sendikanın Genel Sekre- ter Yardımcısı Mustafa Koç da büyük bir handikap içın- de bulunduklannı ifade ede- rek üyelerden grev kıncılann toplusözleşme dışında bıra- kıünası için yoğun bir baskı geldiğini ifade etti. Koç. iş güvenliği maddesi gereği ye- rine getirilmezse yüzde yüz zam verseler de anlaşmaya yanaşmayacaklannı belirte- rek *Bilindigi gibi Turgay Ci- Havaş'ta grev kıncılık denetimi • Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Havaş işyerlerindeki 'grev kıncılık' iddialannı incelemeye aldı. ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Havaş'ı satın alan Yazeks. benüz grevdeki iş- verinde toplusözleşme ma- sasına oturmak için "toplu- sözJeşme yetkisi" almazken, Havaş işyerlerindeki "grev kıncüık'" iddialannı, Çalış- ma ve Sosyal Güvenlik Ba- kanlığı incelemeye aldı. Kamu işveren sendikası TÜHlS'in. işveren olarak Hava-lş Sendikası ile toplu pazarlık masasına ofurma yetkısi, satış sözleşmesinin dün imzalanmasıyla kalktı. Ancak Havaş"tan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan- lığı'na henüz "toplusözleş- me yetki başvurusu" ulaş- madığı öğrenildi. Öte yandan bakanlık iş müfettişlerinin, Hava-Iş Sendikasfnın, "Yazeks'in grev kıncılığı yapügT yolun- daki iddialannı incelemeve aldığı belirlendi. Savlar, is- tanbul, Dalaman ve Antal- ya'da müfettişler tarafından araştınlmaya başlandı. ner'in çok açık bir ifadesi vanh. Havaş'ı akuğımızda iş- çi tenkisatına gideriz diye. Bu net ta*ra karşı binm de tavrunız grevde omuz omu- za verdiğimiz işçilerden ya- na. Eğer birileri işten çıkân- lacaksa halen Havaş'ta gre- ve rağmen çalışanlardan p- kanhın. Kimsenin işten atit- masından yana değiliz, an- cak önce kendi üyelerimiz için mücadele veririz" dedi. Olağanüstü genel kurul toplandı Havaş, dün yeni sahibini ağırladı. Olağanüstü genel kurulla yönetim kurulu baş- kanlığına getirilen Turgay Ciner'in üst yönetim kadro- sunu değiştırmek istemedi- ğini belirten Yazeks Genel Müdürü NaciÖvünç. sorun- lan çözmekten yana olduk- lannı ifade etti. Yazeks. 28 mart tarihinde sendikaya gönderdiği bir yazı ile uz- laşma zemini arayışına çık- mıştı. Ancak Ciner tarafın- dan yapılan ve "Tüm çalı- şanlara 1 Ekün 1994tarihin- den başlamak üzere seyya- nen ilk 6 a\ için kıdenı ücre- ti 25 milyon lira ve tş tazmi- natı 2^ milyon lira olmak üzere toplam 5 mityan lira ve 2. altı a> için de seyyanen kı- dem ücreti 23 milyon lira ve iş tazminatı 2.5 milyon lira ohnak üzere toplam 5 mil- yon lira ücret zammı* şek- İinde özetlenen önerinin şu anda geçerlilıginin olup ol- madığ) bilinmiyor. Hava-Iş Sendikası Eğitim Genel Sekreteri aynı gün Ci- ner'in kimsenin işten çıka- nlmayacağına dair bir söz verdiğini de hatırlatarak sa- dece Havaş üst yönetiminin Ciner tarafından değiştiril- mesini beklediklerini de söyledi. Ateş. halen Ha- vaş'ın Genel Müdürlüğü gö- revini yürüten Ahmel Kut- lu'nun ikili oynadığına dik- kat çekerek grev sırasında yönetimin adamlanmn grev gözcülerini tehdit ettiğini ve bu nedenle bazı yerlerdeki gözcülenni geri çekmek zo- runda kaldıklannı ifade etti. Sayın Başbakan'a Kültür Bakanrna, Bakanlar Kurulu'na Milletvekillerine Btttiin Televizyon Kurumlarına Basına ve Kamuovuna A Ç I K M E K T U P Bu yıl bütiin dünyada Sinemanın 100. yılı kutlanıyor. Bütün ülkeler her yıl ulusal sinemalanna daha büyük fonlar ayınyorlar. Almanya'nın sinemayı destekleme bütçesi 115 milyon dolar, Fransa'nınki bunun üç katı. Avrupa'nın bütün Kültür Bakanları bir araya gelerek sinemaya yardım sandığtnın 480 milyon dolara çıkanlmasını kararlaştırıyorlar. Avrupa, kendi kültürünün, yaygın Amerikan kültürü karşısında var oluşunu sağlamak için yoğun bir çalışma içinde. Türkiye'de ise sinema sektörü, ulusal bir kültür politikasından ve böyle bir politikanın doğal gereği olan maddi ve manevi işbirliğinden yoksundur. Kasıtlı olduğunu düşünmek istemediğimiz bu tavrın en kısa zamanda değiştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Amerikan sinemasının politik, ekonomik gücü ve ürünlerini pazarlamak amacıyla yaptığı yoğun propaganda, bu değişimin nasıl zorunlu ve acil olduğunu bize daha da açık göstermektedir. Bu durumda başta devlet ve Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olmak üzere TRT Kurumunu. bütün özel Televizyonları ve Televizyon Üst Kurulunu uyanyoruz. Sinema endüstrisini canlandırabilecek önlemler bellidir. Bunların birkısmı, yasa tasarıları halinde TBMM gündemindedir: | Film yapımına sponsorluk desteği veren finans kuruluşlarının bu miktarı vergiden düşebilmeleri'ni mümkün kılacak olan yasanın en kısa zamanda çıkması zorunludur. ! Film üreten yapım şirketlerine belli vergi bağışıklıkları gelirilmesi gerekir. Hollyvvood bile bu tip önlemler sayesinde bugünkü durumuna gelebılmiştır. j Sinemamızı dünyada tanıtmak için güçlii bir kurum yaratmak ve bunu finanse etmek, devletin değişmez kültür politikası haline geîirilmelidir. ; Sinemamıza destek olan fonların en kısa zamanda kullanıma açılması ve bu fonların, sinemanın önemiyle bağdaşır bir düzeye getirilmesi şarttır. j Bütün sanatlar için olduğu gibi, sinema için de varolmanın vazgeçilmez koşulu olan özgürlük ortamını güvence altına alacak yasalar bir an önce çıkartılmalıdır. Yalnızca yasalarla veya ekonomik önlemlerle istenen hedefe ulaşılamayacağının bilincindeyiz. Demokratik Kültür ortamının oluşturulması ve bu ortamda nitelikli ve etkili bir sinema sanatının boy vermesi, yasama ve yürütme organlarının çabalarını çok aşan bir hedeftir. Bütün dünya Televizyonlarının yaptığı gibi, bizde de başta TRT kurumu olmak üzere, bütün televizyon kuruluşlarının sinemamızla yakın bir işbirliğine girme zamanının geldiğini, halkımızın genel talebinin de bu doğrultuda olduğunu düşünüyoruz. Sinema Vakfı'm kurmayı, bu gereksinimlere karşılık vermek için üstümüze düşen bir görev kabui ettik. Kamuoyu önünde, ilgili bütün kuruluş ve kişileri de kendi paylarına düşeni yapmaya çağırıyoruz. Saygılarımızla Sinema Vakfı Kuruculan: Ali Özgentürk, Atıf Yılmaz, Banş Pirhasan Erden Kral, irfan Tözüm, Memduh Ün, Orhan Oğuz Ömer Kavur, Yusuf Kurçenli, Zeki Ökten SİNEMAVAKFI HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Önce İğneyi Kendimize... Genç bir konuğum vardı geçenlerde. Almanya'da büyümüş, öğrenimini orada tamam- lamış bir Türk genci. Iki dili de kusursuz konuşması- nın yanı sıra yaşının çok üstünde bir birikime ve bi- lince sahipti. Alman parlamentosunda görevliydi. Türkiye ile en yakından ilgili milletvekillerine yardımcı oluyordu. Tür- kiye'de olup bitenlere yanlış tanı koymalannın neden- lerini sordum. Canan Atılgan, üzgün bir biçimde gü- lümsedi: - PKK'den sürekli olarak tekyanlı bilgi akışı var. On- lan dengeleyebilecek bilgiler ise binm taraftan gel- miyor. Büyükelçı OnurÖymen çokbaşarılı, ama tek kişinin çabalan yeterii olamıyor. • • • Sami Kohen geçenlerde yazdı. New York Times gazetesinin ünlü yazarlanndan VVılliam Safire'in, Türkiye'nin Kuzey Irak'taki tırtu- munu sert biçimde kınayan bir yorumu çıkmıştı. Oy- sa Safıre, genellıkle Türkiye lehinde yorumlar yapan biryazardı. Sayın Kohen kendisiyle görüşünce anlaşılıyor ki hiçbır Türk yetkili yazdıklarına yanıt vermemiş. "Ge- lip sizinle görüşüp gerçekleh anlatmak isttyoruz'di- yen olrrjamış. Iki satırlık bir mektupla bazı bilgileri ak- tarmak zahmetine bile katlanan yok! Adam dünyanın en etkili gazetecilerinden birisi. Adam "Türk düşmanı" değil. Adam, Türkiye'nin parçalanmasına karşı. Ve bir Türk gazeteci gidip kendisiyle görüşmese, tek yanlı bilgilerle tozu dumana katmayı sürdürecek! Öysa "Türk düşmanı "bi\eo\sa, gidip konuşmanın, kendi gerçeklerimizi anlatmanın yaran açıktır. Düş- manlık, belirli koşullann birikmesiyle oluşur. O koşul- lara karşıt her yeni koşul da düşmanlığı zayıflatacak olan bir birikime katkıdır. Kendisine birazcık saygısı olan hiçbir insan, ken- disinesunulan somut gerçekleri "tamamen"göz ar- dı edemez! • • • Geçenlerde CNN ekibi ile bir saatlik bir görüşme- miz oldu. Asıl konu, Türkiye'de bir "şeriatçi tehlike"r\\r\ bu- lunup bulunmadığrydı. Ama "son" bir soru sorma- dan da edemediler: - Türkiye insan haklan ve demokratikJeşme konu- sunda gereken adımlan atabilecek mi? Batılı birçok gazeteci ve siyaset adamı sanıyor ki Türkiye'de Kürt kökenlilerin yaşam hakkı bile yok. Dil- lerini bile konuşamıyorlar. Tüm kültürel ve "dinsel" haklardan yoksunlar. Batılı, TBMM'deki milletvekillerinin üçte birinin Kürt kökenli otduğunu bilmiyor. Ama seçilmiş birkaç Kürt kökenlinin -kendi işlemedikleri bir suçtan dolayı- Meclis'ten atıldığını biliyor. Düşüncelerinden dolayı hapiste bulunan bilim adamlannı, yazarlan, milletve- killerini biliyor. Doğrularla yanlışlar öylesine iç içe ki doğrulan an- latmanız zorlaşıyor! En büyük erdemi, en zor anlarda bile gülümseye- bilmekolan birbaşbakanımız var. "PKK'yiMeclis'ten kovacağız!" dediğinde alkış tutulmuştu. Ama bugün, o kovulanlardan bazılarının hapiste bazılarının ise "Sürgündeki Kürt Parlamentosu"nda oluşunun Tür- kiye'ye ne yarar sağladığı ortadadır. • • • Eğer Türkiye Batı kamuoyunda zor durumda ise bunun iki nedeni olduğunu kabullenmeliyiz: Demok- ratikleşememe ve tanıtamama! 163. maddeyi kaldırmada, "şeriatçı düşünce'nn ve "eylemln önünü açmada birleşen bir Meclis ço- ğunluğu var. Ama "düşünce"nin "suç" olmaktan çı- kanlmasına karşı! "Yanlış " ve "kötü " tanınan bir Türkiye'yi doğru ta- nıtmak için aynlmış önemli kaynaklar var. Ama -Tür- kiye için en yaşamsal konularda bile- dünyayı doğ- ru bilgilendirecek, "hızlı" çahşan "yeterii" bir tanıtım örgütü yok! Avrupa Konseyi ve benzeri uluslararası kuruluşlar- da Türkiye'yi temsil edecek olan milletvekillerinin, hiç değilse "yeterii" yabancı dil bilmesi gerektiğinin bilincinde bir Meclis çoğunluğu yok! Kendine saygısı olmayana başkalan saygı duyar mı? Halk Bankası'nı dolandırmak isteyen şebeke yakalandı 17 trilyon lirakk yolsuzliik önlendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Halk Ban- kası 'nı 416 milyon dolar do- landırmak isteyen bir şebeke mali polis tarafından yaka- landı. Polis, 2'si Ingiliz olan 4 kişiyi gözaltına alırken Ni- jerya ve îngiltere'ye kadar uzanan olayın uluslararası boyutu, Interpol ile işbirliği- ne gidilerek araştınlmaya başlandı.Edinilen bilgiye gö- re bir istihbaratı değerlendi- ren polis, aralannda yabancı uyruklu kişilerin de bulundu- ğ^ı bir şebekenin, Türkiye Halk Bankası Genel Müdür- lüğü'nü 400 milyon dolar (16 triryon 800 milyar lira) do- landırmak istediğini belirle- di. istanbul'da bir paravan şirket kurarak lüks bir büro tutan şebekeye hafta sonu operasyon düzenlendi. Ope- rasyon sonucu Ingiliz uy- ruklu Robert Kevin Forster, Peter Honard ile ortaklan Mehmet Yavuz Bayramoğlu ve Muammer Türanyaka- landılar. Şebekenin lideri ol- duğu belirtilen Ingiliz uy- ruklu Ernes Clia ile Türk yurttaşhğından çıkanlan Hüseyin Çoban ise kaçmayı başardı. Yakalanan kişilerin alınan ifadeleri ve büroda ele geçirilen belgelere göre Forster'ın, Halk Bankası'nı dolandırmak için Nijerya Merkez Bankası Başkanı ile görüştüğü belirlendi. Fors- ter'ın, Bia Konsorsiyum ara- cılığiyla 400 milyon dolarlık ABD menşeli kıymetli kâ- ğıtlan Halk Bankası "a temi- nat göstererek. bankadan 400 milyon dolar kredi al- mak istediği kaydedildi. Robert Kevin Forster ile vatansız olan Hüseyin Ço- ban'ın daha önceden de do- landıncılık suçundan sabı- kalannın bulunduğu belir- lendi. Ikinci vurgun da önlendi Şebekenin lideri Clia'nuı aynca, Halk Bankası Polatlı Şubesi'nde 100 dolarlık he- sap açtırdıktan sonra, banka görevlilerinin imzalannı taklit ederek İngiliz Barclay Bank'a hazırladığı 16 mil- yon dolarlık (672 milyar li- ra) 16 sahte poliçeyi faksla- dığı bildirildi. Ancak, Barc- lay Bank'ın isteği üzerine imza sirkülerinın karşılaştı- nlması üzerine polıçelerin sahte olduğu ortaya çıktı. Bankadan 16 milyon dolan alamayan Clia, olaydan son- ra kaçtı. Emniyet yetkilileri, olay- da kullanılan bilgisayar, faks, teleks ve diğer haber- leşme aletlerine el konuldu- ğunu belirterek şebekenin Nijerva Merkez Bankası ve Barclay Bank'la yaptığı ya- zışmanın detaylanmn alın- ması için Interpol 'e bilgi ve- rildiğini kaydettiler. Clia ve Çoban'ın yakalanması için [nterpol'den bülten çıkanl- dı.