Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
.18 NİSAN 1995 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Uyuşturucuda Tiirk damgası
Uluslararası uyuşturucu ticaretinin özellikle Avrupa bölümünde Türklerin etkisi artarak sürüyor. 1994
yılında Türkiye'de ele geçirilen uyuşturucu miktan dünyadaki toplam miktann yüzde 15.5'ini oluşturdu
KEMALYURTERİ
ANKARA - Uluslarası
uyuşturucu ticaretinde Türk-
lerin rolü artıyor. 1994 yılın-
da Türkiye'de ele geçirilen
uyuşturucu miktan; dünya-
daki toplam uyuşturucu
miktannın yüzde 15.5'ini,
Avrupa'dakinin yüzde
21.1 'ini, Balkan Rotası'nda-
kinin de yüzde 43.3'ünü
oluşturdu. Emniyet Genel
Müdürlüğü'nün yanısıra,
Alman Federal Polisi'nin ka-
yıtlan da Türk uyuşturucu
tacirlerinin bu ülkede olduk-
ça etkin olduklannj gözler
önüne serdi.
Tutuklananlar
Emniyet Genel Müdürlü-
ğü, aralannda bazı Balkan
ülkelerinin de bulunduğu 10
ülkede 863 Türk yurttaşının
uyuşturucu ticareti yaptıkla-
n gerekçesiyle tutuklandık-
lannı saptarken, Alman Fe-
deral Polisi kayıtlannda, 2
bin 713 Türk vatandaşının
eroin. 753 Türk vatandaşı-
nın da kokain kaçakçılığı ne-
deniyle rutuklandığını orta-
ya koydu.
Emniyet Genel Müdürlü-
ğü Kaçakçılık Istihbarat Ha-
rekat Daire Başkanlığı Nor-
kotik Şube Müdürlüğü tara-
findan hazırlanan 1995 yılı-
na ait "Uyuşturucu Olaylan
Genel Değerlendinnesi"
başlıkh çalışmada, Türki-
ye'deki uyuşturucu ticareti-
nin başlıca hedefinın Batı
Avrupa ve Kuzey Amerika
ülkeleri olduğuna değinile-
Istanbul ve Ankara'da uyuşturucu operasyonu
tstanbul Haber Servisi - Istanbul'da gerçek-
leştirilen bir operasyonda 93 küogram eroin
ete gecirüdi, olayla Ugili 8 kişi göztem albna
abndı. Istanbul Narkotik Şube Müdürlügü,
yapbgı araşürmalar sonucunda Ali Osman
Toy ve Recep Şahin isimli kişüerin Almanya
ve Hollanda'ya büyük miktarda uyuşturucu
madde gönderecekİerini befiıiedL Bunun üze-
rineoperasyona başlayan ekipler, Hasan Kör-
kePe ait ve depo olarak kuîlanılan Güngö-
ren'deki bir evi iziemeye başladılar. Daha son-
ra bu evden aluıan uyuşturucu maddeler. bir
otomobilin bagajına yerleştirildi. Bahçelievter
Ya>la semtinde güvenlikgüçlerinin aracı dur-
durarak yapnğı aramalar sonucunda, paket-
ler halinde 93 kilogram eroin bulundu. Ali
Osman Toy'ıuı evinde yapılan aramada ise 1
adet 7.65 mm. çapuida ruhsatsız tabanca ele
gecirildi. Olavla Ugili olarak resimde görülen
AH Osman foy. Orhan Paksoy, Adil Özdo-
ğan, Ali Belik, Sami Erdoğan, Hasan Kökref,
Hatice Kökref ve Recep Şahin yakalandı. An-
kara'da Esenboğa Havaalanı'nda ise Koruma
Şube Müdürlügü ekipleri, geçen hafta ger-
çekleştirdikleri operasyondan sonra, önceki
akşam da Avusturya'ya giden uçağa eroinle
binmeye teşebbüs eden Füipinli bir kadının
çantasının gizti böbnelerinde 2 kilo 700 gram
saf eroin ele geçirdiler. Sonışturma nedeniy-
le adı açıklanmayan Filipinli kadm gözalüna
ahmrken Ankara'da kimlerle bağtanü kur-
duğu ve uyuşturucuyu nereden aldığı araş-
tinlıyor.(Fotoğraf: KEREM ILGAZ)
rek, yurtiçindeki uyuşturucu
çetelerinin, çeşitli bölgeler-
den sağladıkJan uyuşturucu-
lan paketleyerek istenilen
ülkelere gönderdiklen, daha
sonra perakende satışlarda
rol oynadıklan anlatıldı.
1994 yılında yurtdışındaki
456 olaya 863 Türk yurttaşı-
nın kanştığınm belirlendiği-
ne değinilen raporda, Türk
uyuşturucu tacirlerinin Al-
manya'da etkin olduklanna
işaret edildi. Raporda, Türk
tacirlerin neden Almanya'yı
seçtikJerine ılişkin şu gereİc-
çeler sıralandı:
"Almanya, coğrafi olarak
Avrupa'nın merkezinde yer
ahnaktadır ve Doğu Avrupa
ile suıırdaştır. Gelişmiş bir
ulaşım sistemine salüptir ve
birçok ülkeden bu ülkeye ka-
ra, hava ve deniz yoluyla ula-
şüabilmektedir. Ğelir düzeyi
>üksek bir ülke olması nede-
niyle, uyuşturucu fîyatlan
caziptir. Bu ülkede önemli
madde bağunhsı \ardırve ta-
lep yüksektir. Almanya'ya
yasadışı yollardan giren çok
sayıda yabancı nedeniyle
uyuşturucu tacirleri rahat
hareket edebilmektedir. Ay-
nca, PKK, yasaklanana ka-
dar bu ülkede oldukça rahat
çahşnuştır ve yasaklanmast-
nın ardından PKK eleman-
lan hâlâ bu ülkede bulun-
maktadır."
Raporda, 1994 yılında
Türkiye'de ele geçirilen
uyuşturucu miktannın, dün-
yadaki toplam miktann yüz-
de 15.5'ini, Avrupa'dakinin
yüzde 21.1 'ini, Balkan Ro-
tası'ndakinin de yüzde
44.3'ünü oluşturduğu bilgi-
sine yer verildi. Bu oranlar,
1993'te dünya genelinde
yüzde 16, Avrupa'da yüzde
30, Balkan Rotasf nda yüz-
de 55 olarak belirlenmişri.
Almanya'nın raporu
Emniyet Genel Müdürlü-
ğü'nün yanısıra Alman Fe-
deral Polis kayıtlan da Türk
uyuşturucu tacirlerinin bu
ülkede etkin olduklannı göz-
ler önüne serdi.
Federal polise bağlı uyuş-
turucu bölümü tarafından
hazırlanan 1994 yılına iliş-
kin raporda, Türklerin ero-
in, kokain, esrar ve sentetik
uyuşturucu ticaretine kanş-
tıklanna ilişkin verilere yer
verildi. Raporun eroin tica-
retine ilişkin bölümünde,
1994 yılında 8 bin 446 Al-
man vatandaşının yanı sıra 2
bin 713 Türk vatandaşının
da eroin kaçakçılığından tu-
tuklandıği belirtildı. Rapo-
run koakin ticaretine ilişkin
bölümünde, 3 bin 84 Alman
vatandaşınının tutuklandığı
kokain operasyonlannda
753 Türk vatandaşının göz-
lem altına alındığı bilgisine
yer verildi.
• •
ANAP, Turgut Ozarın ipine sanldı
30 bin asker operasyonda
PKK'ye
Tunceli'de
kıskaç
MARDİN/TUNCELİ
(Cumhuriyet) - Tunceli,
Mardin ve Bingöl'de sürdü-
rülen operasyonlarda 46 P-
KK'li öldürüldü. Tunceli ve
çevresinde sürdürülen ve 30
bine yakın askenn katıldığı
operasyonda 300-400 kadar
PKK'linin çembere alındığı
bildirildi. Diyarbakır'ın Sil-
van ilçesinde gözaltına alı-
nan bazı köylülerin serbest
bırakılması için gösteri ya-
pan 11 Alman, sınırdışı edil-
mek üzere Istanbul'a gönde-
rildi.
Tunceli'nin Çemişgezek
ilçesi kuzeydoğusunda yer
alan, sarp ve kayalık arazi
yapısına sahip Aliboğa-
zı'nda başlatilan operasyon
çerçevesinde bir grup P-
KK'li ile çatışma çıktı. Çahş-
mada 25 PKK'li öldürülür-
ken, terör örgütü PKK'nin
çekirdek kad-
rosunda yer
alan, "Tabur
Komutanr ol-
duğu öne sürü-
len "San Se-
Hm" kod adh
bir PKK'li-
nin öldürüldü-
ğü bildınldi.
Bu arada P-
KK'nin "Der-
sim Eyalet Ko-
mutaıiı" "Par-
maksız Zeki"
kod adh Şem-
din Sakık'm
önceki geceki çatışma sıra-
sında terörist grubun başın-
da bulunduğu ve sıkışması
sonucu Aliboğazı'ndan baş-
ka bir bölgeye kaçtığı iddia
edildi. Aynca dinlenen P-
KK'nin telsiz konuşmalan
sırasında Sakık'ın, Abduflah
Öcalan ve diğer PKK'li ko-
mutanlann telsiz konuşma-
lanna cevap vermediği belir-
ildi
Askeri yetkililerin açıkla-
'. masına göre Aliboğazı böl-
• gesine ilk kez girildiği belir-
j tilerek bölgenin kara birlik-
• lerinin yanı sıra hava unsur-
îtarı tarafindan da sürekli
J bombardıman altında tutul-
• duğu ifade edildi. Askeri yet-
" kililer, bölgede 300-400 ka-
' dar PKK'linin çembere alın-
, dığını belirttiler.
; Bingöl'ün Yedisu bölge-
j sinde dün saat 17.00 sırala-
• nnda güvenlik kuvvetleri ile
} bir grup PKK'li terörist ara-
| sında çatışma çıktı. Çatışma-
• da 17 PKK'li öldürüldü. Gü-
venlik kuvvetleri ile giriştik-
leri çatışmada öldürülen te-
rönstler arasında. "Parmak-
sız Zeki" kod adh Şemdin
Sakık'ın sağ kolu olarak ta-
nınan ve bölgede çok sayıda
kanlı eyleme kanştığı öğre-
nilen "San Mazlum" kod
adh teröristin de bulunduğu
bildirildi.
Öte yandan Mardin'in
Dargeçit ilçesi kırsal alanın-
da güvenlik güçleriyle çatış-
maya giren 4 PKK'li öldürü-
lürken, biri yaralı 2 terörist
yakalandı. Dargeçit'in Gü-
neşli köyü yakınlannda ön-
ceki akşam 19.00 sıralannda
meydana gelen olayda ölen
terönstlerin arasında "Ho-
gir" kod adh Suriye uyruklu
bir kişinin de bulunduğu be-
lirtildi.
Kızıltepe'nin Yurteri kö-
yünden dün 10.00 sıralann-
da ilçeye gel-
mekte olan tr-
fanYamanyö-
netimindekı
traktör. yola
döşenen mayı-
na çarptı.
Mayının
patlaması so-
nucu SeJahat-
tinYümaz(17)
olay yerinde
yaşamını yiti-
rirken sol ba-
cağını kaybe-
den trfan Ya-
man, Mehmet
Yümaz ile ağır yaralı Mah-
mut Yıunaz Mardin Devlet
Hastanesi'nde tedavi altına
alındı.
11 Alman sınırdışı
Diyarbakır'ın Silvan ilçe-
sinde gözaltına alman bazı
köylülerin serbest bırakılma-
sı için gösteri yürüyüşü ya-
pan Alman uyruklu 11 kişi
gözaltına alındı. Diyarbaktr
Emniyet Müdürlüğü'nde
ifadeleri alındıktan sonra Di-
yarbakır DGM SavciliğVna
gönderilen gösterici Alman-
lar, savcıhk tarafindan bölge
smırlan dışına çıkanlmak
üzere serbest bırakıldılar. 11
Almanın dün akşam uçakla
Istanbul'a gönderildikleri
öğrenildi
Almanlann Silvan'da gös-
teri yaptıktan sonra gözaltı-
na ahnmalan üzerine Al-
manya'nın Ankara Büyükel-
çiliği'nin, Dışişleri Bakanlı-
ğı nezdınde girişimlerde bu-
lunduğu bildirildi.
• Ttmceli ve Mardin'in
Dargeçit ilçelerinde
sürdürülen
operasyonlarda 46
PKK'li öldürüldü.
PKK'nin "Dersim
Eyalet Komutanı"
•'Parmaksız Zeki" kod
adh Şemdin Sakık'ın,
önceki geceki çatışma
sırasında
Aliboğazı'ndan başka
bir bölgeye kaçtığı
iddia edildi
• ANAP lideri Mesut Yılmaz, Turgut Özal'ı
Edison'a benzetti. Yılmaz "Özal'ın ANAP'lı
kimliği bugün hâlâ yaşamaktadır. Bu, biraz
elektriği bulan Edison'un ölümsüzlüğüne
benzer" dedi.
Cumhurbaşkanı TurgutÖzal'ın öiümünün ikinci yıldönümünde, bazj vatandaşlar me-
zannıayaretederken,çoksa\ıdainsandaçiçekgönderdi.(Fotoğraf: KEREM ILGAZ)
ANKARA/İSTANBUL
(Cumhuriyet) - ANAP, öiü-
münün 2. yıldönümünde 8.
Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın ipine sanldı. ANAP
Genel Başkanı Mesut Yıl-
maz. Özal'ın yennin doldu-
rulamayacağını belirtirken
"Türldye, OzaJ'ı her zaman
şaşkın bir hayranuk ve hay-
ran bir şaşkuiiıkla hatuiava-
cakür" dedi. Özal, Istan-
bul'da mezan başında da tö-
renlerle anıldı. Törenlere oğ-
lu Ahmet Ozal ile Ameri:
ka'da bulunan eşi Semra
Ozal katılmadı.
ANAP, kurucu genel baş-
kanı, 8. Cumhurbaşkanı Tur-
gut Özal'ı törenlerle andı.
ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz, parti genel merke-
zinde düzenlenen törende
yaptığı konuşmada, Özal'ın
ölüm yıldönümünde Mevla-
na'nın, "Anlatngın, dinleye-
nin anladığı kadardır"yolun-
daki sözlerini bir kez daha
hatırlattığını belirtti. Yılmaz.
"Rahmetli Özal'ın anlatögu
onu dinleyenlerin anlayabil-
diği kadar. Anlatnklannı ni-
hayet anladıklannda da ya
çok gec ya da yetersiz oldu"
dedi. Özal öldüğünde gaze-
telerin devrimci kişiliğinden,
inancından, zekasından, ce-
saretinden bahsettiklerini
anımsatann Yılmaz. Özal'ın
en aymcı özelliklerinden bi-
rinin, onun eskilenn tabiny-
le "tevhid-i dünya görüşüne''
sahip olması olduğunu söy-
ledi. Yıhnaz, ANAP kimli-
ğini oluşturan dört eğilimin
tuzla biberin kanşması gibi
eninde sonuna birbirinden
aynşacaklan kanşım değil,
şekerin suya katılması gibi
bir kimyasal bileşün olduğu-
nu ve Özal'ın ANAP'lı kim-
liğinin hâlâ yaşadığını ifade
ederek konuşmasını şöyle
sürdürdü: "Bu birazda elekt-
riği bulan Edison'un ölüm-
süzlüğüne benzer. Edison, bir
faniydi ve öldü. Ama etekt-
rik, dünya>ı ayduılatmaya,
dünyanın itici gücü olmaya
hâlâ devam ediyor. Özal'ın
ANAP'h kimligi'de öyle ola-
cakbr. Türki\e"\i aydmlat-
maya, Türkiye'nin itici gücü
ounaya devam edecektir_"
ANAP Genel Merke-
zi'ndeki ve Istanbul'daki
Anıtmezar'daki törene Özal
ailesi çagnlmadı.
İstanbul'daki törenleF
Istanbul'da ise Özal için
ilk tören, Topkapı'daki Anıt-
mezar'da düzenlendi. Töre-
ne Cumhurbaşkanı Süley-
man DemireJ'i tcmsilcn ya-
veri Yarbay Abdülkadir
Göncüler, hükümet adına
Çevre Bakanı Rıza Akçah,
tstanbul Valisi Hayri Kozak-
çıoğlu, Istanbul Büyükşehir
Belediye Başkanvekili AK
tbiş ile Turgut Özal'ın ço-
cuklan Efe Ozal, Zeynep
Güngör, gelinleri EKan ve
Zeynep Özal, torunlan Mer-
ve,Turgut Yağız ve Uğur Ka-
an katıldı.
ABD'de tedavi için bulu-
nan Semra Özal ile iş nede-
niyle Almanya'ya giden Ah-
met Özal, törene katılmadı.
Semra Özal, üzerinde isim
bulunmayan kalp şeklinde
bir çelenk gönderdi.
Denizleri Çevre Bakanlığı koruyacak
• Çevre Bakanlığı, olası deniz kazalanna karşı yasa
taslağı hazırladı. Taslak, kazalar ya da petrol
taşımacılığında çevreye verilebilecek zararlan
önlemeye dönük hükümler içeriyor
IŞIKKANSU
ANKARA - Çevre Bakanlığı,
Marmara Denizi ve boğazlarda ola-
sı deniz kazalanna karşı "Acfl Mü-
dahale" adı altında bir yasa taslağı
hazırladı. Taslak, kazalar ya da pet-
rol taşımacılığı nedeniyle çevreye
verilebilecek zararlan önlemeye
dönük hükümler içeriyor.
Marmara'da meydana gelen ve
çevre kirlenmesiyle birlikte deniz
trafığinin de altüst olmasıyla so-
nuçlanan olaylar karşısında Çevre
Bakanlığı, birdizi önlem alıyor. Bu
amaçla hazırlanan yasa taslağı,
"ülusal Deniz Müdahale İcra Ku-
rulu" oluşturulmasını öngörüyor.
Taslağın amacı, şöyle özetlendi:
"Karasularımız, Marmara Deni-
zi ve boğazlar ile münhasır ekono-
mikböige içüıde veya yakuunda,de-
niz traflgi, limanlan kullanan veya
kıyı sulanndan transit geçen tan-
kerlerin çarpışmaları, yanaşmala-
n, petrol taşımacılığı, > ük transfer-
leriveya diğer deniz kazalan ile pet-
rol çıkarma ve üretim faaliyetleri
nedeniyle ekokıjik dengeveve çevTe-
ye olabilecek zararlan. orada yaşa-
yan ve kıyıya yakın insanlann eko-
nomik ve sosyal refahı üzerine etki-
lerini azaltmak amacıyla zamanın-
da ve gerekli tedbiıierin alınmasını,
yetld ve sorunıluluklann beürten-
mesinive deniz acil müdahale plan-
larının uygulamaya konulmasuu
sağlamak."
Ulusal Acil Müdahale tcra Kuru-
lu, kaza durumunda müdahale ye-
teneğini belirlemek ve ahnacak
karşı önlemlere karar vermek için
en yüksekrisktaşıyan alanlan sap-
tayacak. Denize dökülebilecek
maddelerin çeşitli çevresel koşul-
lardaki davranış özellikJerini ilgili
kunım ve kuruluşlardan elde ede-
cek. Denize dökülen maddelerin
olası hareketlerini saptamak ama-
cıyla denizlerdeki rüzgâr ve akıntı-
lara ilişkin bilgileri ilgili kurumlar-
dan alacak. Denize yayılan madde-
lerden etkilebilecek, risk altındaki
doğal ve maddi kaynaklan belirle-
yecek. Denize yayılan maddelerin
olumsuz etkilerinden korunacak
alanlann değişken faktörlere bağlı
olarak öncelik sıralamalannda
meydana gelecek değişmeleri gö-
zetecek. Temizleme işlerini sürdü-
recek personel gereksinimini, de-
nizden toplanacak petrol ve diğer
maddelerin geçici olarak depolana-
cağı alanlan seçerek, riskli alanla-
ra yakın geçici depolama alanlan-
nı belirleyecek.
Taslağın yasalaşması durumun-
da, gerçekleşecek hedefler de şöy-
le sıralandı:
"-Acfl müdahaleyi gerektiren du-
rumlarda, gerekli koordinasyonun
yapdmasL
- Çeşitli kuruluşlann ellerindeki
mevcut olanaklann olay yerine ula-
şımının zaman geçirmeden ulaştı-
nlması.
- Yasa çerçevesinde görev ve so-
rumluluklan beHıienen kurum ve
kuruluşlann müdahaleye katkıla-
nnın ivediükle saglanması.
- Acil müdahaleyi gerektiren du-
rumlarda gerekli mali kaynaklann
saglanması amacıyla bir fon oluş-
turulması ve bu fonun müdahale es-
nasında ve öncesinde kullanılması.
- Acil müdahale sırasında kulla-
nılacak ekipman ve araçlann önce-
den beliıienmiş olması dolayısıyla,
acil müdahalede idarenin kolayhk-
la gerçekleştirUmesi.''
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Rahmetli'nin Rahmeti
Dün 17 nisandı. Turgut Özal'ın ikinci ölüm yıldö-
nümü, onu sevenlerin düzenlediği törenlerle anıldı.
Daha önceleri birkaç kez vurgulamıştım. Ölen bir in-
sanın ardından yergi yazmak hiç hoşuma gitmez. A-
ma Özal'ın yağdanlıklan işi öylesine "şirazesinden çı-
kanyorlar" ki; insan "Yahu durun biraz, insaf..." de-
mek zorunda kalıyor.
özal'la ilgili yazılanlar arasında beni en çok şaşır-
tan husus, "özal'ın demokratlığı!" oluyor. Dünkü ga-
zetelere bir göz attım, "Allah Allah, sen neymişsin
be..."
Bir grup yazar sanki oybirliği etmişçesine "rahmet-
linin", "demokratlığını" anlatıyor. iki sene önce ben-
zer şeyleri yayaşınca çok şaşırmış ve "Ben Çin 'de ya-
şamışım" diye bir yazı yazmıştım. Toplumu böylesi-
ne budala yerine koymak ve yaşanan ve anımsanan
şeyleri böylesine saptırmak ya da saptırmaya çalış-
mak, herhalde "neo-liberalizmin " bir erdemi olsa ge-
rek...
"Rahmetli" çok demokratmış. Hem de öylesine
demokratmış ki; "özal'ın öncesi ve sonrası" diye bir
ayrım yapabilmek bile mümkünmüş. özal'ın ne bü-
yük bir insan ve demokrat olduğunu anlamayanlar
ise, "Kemalizmin beyin yıkamasından sıynlamamış
dinozoriar"m\ş. Yani bizler...
Düşündüm taşındım ve Özal'ın demokrat olan hiç-
bir yönünü bulamadım. Hani demokrat demeseler
de "sıcakkanlı", ya da "sevecen", ya da "sevimli"1a-
lan deseler; hiçbir itirazım olmayacak. (Aslında bazı
itirazlanm olabilir ama, doğrusu yazmaya gerek gör-
mem). Ama "demokrat" denildiği zaman, tüm "cin-
lerim tepeme üşüşüyor." Hele bunu "özgürtük" adı-
na kaleme aldıklan zaman, iyice "Celalleniyonjm."
Ne zaman demokrattı Sayın özal? MESS Başkanı
olarak işçi haklannı gaspetmek istediği zaman mı de-
mokrattı?
12 Eylül cuntasının karşısında önce "selam du-
rup", sonra da "el pençe divan" bir biçimde "emir-
leri yerine getirdiği" zaman mı demokrattı?
1983'te siyasal partiler kurulurken, kendisine rakip
olabilecek partilerin seçimlere girmesini engellemek
için "perendeleratarken" mi demokrattı?
1982 Anayasası'nın "siyasetyapmayasağı" getir-
diği kimisiyasetçilerin "yasaklannın kaldmlmasım"re-
ferandum konusu yaptığı zaman mı demokrattı, yok-
sa bu yasaklann "sürdürülmesi" konusunda, (hem de
devlet olanaklarıyla) propaganda yaparken mi de-
mokrattı?
Cumhuriyet tarihimizde hiçbir başbakan "rahmet-
li" kadar çok gazeteciyi mahkemeye vermemişti. Bir
yandan basın özgürlüğü konusunda nutuklar atarken;
bir yandan da, gazetecileri mahkemeye verirken mi
demokrattı?
Türk siyasal yaşamında hiçbir parti AMAP kadar "//-
der sultası", ya da "lider baskısı "altında çalışmamış-
tır. Turgut Özal hem partisinin içinde ve hem de hü-
kümet içinde tam bir "baskıcı lider" idi. ANAP grubu,
herhangi bir konuda karar verebilmek için gözlerinin
içinde bakardı. Çankaya'ya çıkarken yerine kimi bı-
rakacağı konusunda "tercih beliriemesi" yapmış ve
sonra da "dalga geçercesine" bir başka ismi, yerine
bırakmıştı. Bu tutumlanyla mı demokrattı?
Özal'ı demokrat olarak ilan eden ve "övgüler dü-
zen" kalem erbabının hiçbiri, zaten bu özellikJerini
anımsamıyor. Onlann anımsadıkları şeyler, benim
"ciddiyetsizlik örneği" olarak gördüğüm ve tüm var-
lığımla eleştirdiğim şeyler, Türkiye'yi zora sokan şey-
ler.
özal'dan önce, birdizi kavram "tartışılmıyormuş."
Birtakım "realiteler" ancak Özal zamanında ortaya
çıkmış. Devletin "asık suratı" özal zamanında güler
yüzlü olmuş.. vs. vs... Ipe sapa gelmez ve doğrulan-
ması mümkün olmayan bir dizi görüş...
"Sosyal devlet ölmüştür" dediği için mi, yoksa
"Devlet, baba değildir" dediği için mi "güleryüzlü ol-
du" Türk devleti? (Üstelik kimilerine ne babalıklar
yapmışken...)
Üzerinde şort ve hırkayla askeri birlik teftiş ettiği için
mi; yoksa "onlar küçük Turgut'la oynasınlar" gibisin-
den, "nasılkıçüstü oturttuk" g\b\s\nden "inciler"öök-
türdüğü için mi, demokratlığı tescil ediliyor?
Gazinolarda şarkıcılara eşlik etmek mi demokrat ol-
mak? Ya da "Bir kez ihlal edilmekle anayasaya bir-
şey olmaz" demek mi?
Bakıyorum da, basınımızın kimi köşe yazarian her-
şeyi tersyüz etmek çabasında. Ve birileri aksini yazıp
söylemese; başta kendileri, herkesi inandıracaklar. A-
ma birileri, yani biz "dinozor Kemalistler" vanz işte.
Ve isimleri önemli olmaksızın, aydınlığın meşalesini el-
den ele aktararak, her zaman var olacağız."
Cötürü vergi kaldırılmasın'
Bakkallardan
DYP'ye protesto
• Götürü verginin 1 Mayıs 1995'ten itibaren
kaldınlmasına tq?ki gösteren 600 kadar esnaf
Adana'da eylem yaptı. DYP binasına yürüyen
bakkallar, Genel Başkan Yardımcısı Halit
Dağh'dan uygulamanın durdurulmasını istediler.
ADANA (Cumhuriyet Gü
ney llleri Bürosu) - Götürü
verginin 1 Mayıs 1995'ten
itibaren kaldınlacak olması-
na tepki gösteren bakkallar,
DYP'ye yürüdüler.
Bakkallar ve Bayiler Oda-
sı'nda bir araya gelen yakla-
şık 600 kadar esnaf. dün sa-
bah 10.00'dayürüyüşegeçti.
Kadın bakkallann da katıldı-
ğı yürüyüş sırasında rrafıği
aksatmamaya özen gösteren
esnafa, eylem nedeniyle po-
lisçe herhangi bir müdahale-
de bulunulmadı. îzleyenlerin
şaşkın bakışlan altında DYP
Adana il binasına giden bak-
kallar. Genel Başkan Yar-
dımcısı Halit Dağh'yla gö-
rüşmek istediklerini söyledi-
ler.
DYP il binası önünde bek-
lerken Türk bayrağı açıp ls-
tiklal Marşı da söyleyen bak-
kallar, basın toplanüsı yap-
mak üzere gelen Halit Dağ-
lı'yı önce yuhaladılar, sonra
alkışladılar. Oda Başkanı
NevzatAlphan, gazetecilerin
de bulunduğu bir ortamda
DYPli Haht Dağh'ya Ba-
kanlar Kurulu tarafindan alı-
nan karardan söz etti ve şun-
lan söyledi:
"1 Mayş 1995'ten itibaren
büyükşehir belediyelerinin
sınuian içerisinde götürü
vergi muafiyeti kaldınlıyor.
Adana'da bu durumda 3100
bakkal var. Bakkallar son yü-
larda ekonomik sıkıntıyı en
fazla hisseden kesim. Bu ka-
raıia daha fazla mağdur ola-
caklar. Yüzde 90'ımız 15-20
mihonluk mala ancak sahip-
ken, bugünkü fıyatı 30 mil-
yon lira olan yazarkasayı ala-
mayız. Bizim gibilere fatura,
fiş, yazarkasa \e muhasebeci
zorunluluğu getirümesi doğ-
rudeğü."
DYP Genel Başkan Yar-
dımcısı Halit Dağlı, bakkal-
lar tarafindan gösterilen tep-
kiyi saygıylakarşıladığmı ve
sorunu Başbakan Çiller'e
ABD'den döndükten sonra
ileteceğini söyledi, "Elim-
den geleni yapanm"diye ko-
nuştu.
Bu konuşmalann ardından
DYP il binası önünde bekle-
yen esnaf sessizce dağıldı.