Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11NİSAN1995SAU
HABERLER
Demirel'e
hakaret davası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı,
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'e K.öşk'ün önünde,
gıyabında hakaret ettiği
gerekçesiyle yakalanarak
tutuklanan ve bir süre önce
serbest bırakılan sanık
Hakan Şenyol hakkında 1
yıldan 3 yıla kadar hapis
cezasi istemiyle dava açtı.
Ankara Cumhuriyet
savcılanndan Mehmet
Bozkurt tarafindan
hazırlanan dava
iddianamesinde. sanık
Hakan Şenyol'un 1 yıldan 3
yıla kadar hapis cezası ile
cezalandınlması talebinde
bulunuldu.
Eceyit hraire
gitti
• Ankara Cumhuriyet
Bürosu) - DSP Genel
Başkanı Büient Ecevit, Israil
Dışişleri Bakanlığı'nın
resmi davetlisi olarak eşi
Rahşan Ecevit ile birlikte bu
ülkeye gitti. Ecevit,
Esenboğa Havalimanı"nda
basın mensuplannın
sorulannı yanıtlarken,
Türkiye ile Israil arasında
gitgide yakınlaşan ilişkiler
olduğuna değindi. Ecevit.
lsrail'in teknoloji, ekonomi
ve tanm alanında büyük
atılımlar yaptığını
belirterek, bu konularda
Israil ile yapılacak
işbirliğinin olumlu sonuçlar
vereceğine inandığını
sözlerine ekledi. Ecevit, 14
nisanda Türkiye'ye
dönecek.
Ayaz, hastaneye
yattı
• ANKARA (AA)-Milli
Eğitim Bakanı Nevzat Ayaz,
sindinm sistemindeki bır
rahatsızlık dolayısıyla.
ameliyat olmak üzere dün
Gülhane Asken Tıp
Akademisi'ne (GATA) yattı.
Ayaz'ın. sindirim
sistemindeki bir
rahatsızlıktan dolayı
hastaneye başvurduğu ve
yapıian tetkikler sonucu,
kalınbağırsak ameliyatına
karar verildiği öğrenildi.
NATO ortak
tatbikaü başüyor
• ANKARA (ANKA) - Her
yıl düzenlı olarak
gerçekleştirilen NATO ortak
tatbikatlanndan Distant
Thunder 95 bugün başliyor.
Genelkurmay
Başkanlığı'ndan yapıian
açıklamada, tatbikatın Orta
ve Doğu Akdeniz'de
başlayacağı \ e Türk hava
sahası ile Ege'nin
uluslararası deniz ve hava
sahasında devam edeceği
bildirildi.
Tuzfa kadîamı
davası
• tSTANBUL (AA)- Tuzla
Tren Istasyonu'nda 5
yedeksubay öğrencinin
ölümü, 36sınında
yaralanması ile sonuçlanan
bombalama eyleminden
sorumlu tutulan 3'ü tutuklu
4 sanığın yargılanmasına,
Istanbul 4 No'lu Devlet
Güvenlik Mahkemesi'nde
dün yapıian duruşmayla
devam edildi. Duruşma,
diğer tanıklann dinlenmesi
için ileri bir tarihe ertelendi.
ICEF Konf eransı
• Istanbul Haber Senisi -
Uluslararası Kimya, Enerjı
ve Genel lşçi Sendikalan
Federasyonu'nun (ICEF)
Lastik lşkolu Dünya
Konferansı, dün Mövenpick
Otel'de başladı. ICEF Genel
Sekreteri Victor Thorpe,
lastik işkolunda yaşanan
yoğun globalleşmenın
çalışanlan olumsuz
etkilediğini, işten çıkarma.
işsizlik ve az işçi ile fazla
üretim yapma eğiliminin
tüm dünyada lastik
işçilerinin ortak sorunu
haline geldiğini söyledı.
Konferansın bugünkü
bölümünde lastik işkolunda
toplu pazarlık. işçi sağlığı ve
iş güvenliği konulan
tartışılacak.
Eyüp'te korsan
gösteri
• jstanbul Haber Servisi-
Eyüp Cengiz Topel Caddesi
çevresinde dün akşam saat
20.00 sıralannda toplanan
yaklaşık 50 lcişilik bir grup,
korsan gösteri düzenledi.
Cadde üzerinde ateş' ve
lastik yakan göstericiler,
olaysız bir şekilde
dağılırken, olay yerine gelen
emniyet yetkilileri,
_ çevredeki vatandaşlann
verdiği eşkaller
doğrultusunda arama
çalışmalannın sürdügünü
belirttiler.
Öğretmen şehit sayJmaclı
Emekli Sandığı, Silvan'da faili meçhul cinayete kurban giden Mehmet Durak'ın
yakınlanna maaş bağlamak için DGM'den "terör şehidi" belgesi istedi
EMLNE KAPLAN
ANKARA - Milli Eğitim Bakanhğı'nca
Diyarbakır Silvan'da kimliği belirsiz kişi-
lerce öldürülen Cumhuriyet tlkokulu Mü-
dürü Mehmet Ali Durak,"eğitim şehidi"
olarak ilan edilirken Emekli Sandığı, Du-
rak'ın şehitliğini "meçhul'* gördü. Emekli
Sandığı, Durak'ın yakınlanna emekli ma-
aşı bağlanabilmesi için Devlet Güvenlik
Mahkemesi'nin "devlet güçlerini sindirme
amacına yönelik terör eylemlerinden dola-
yı öldürüldüğünün" belgelendınlmesi ge-
rektiğini bildirdi. Durak'ın yakınları.
oğullarının öğrencileri cuma namazına
göndermediği için sürekli tehdit aldığını
belirterek cinayetin Hizbullah örgütü tara-
findan işlenmesinden kuşkulandıklannı
kaydettiler.
Kafası parçalandı
Diyarbakır Silvan'da Cumhuriyet llko-
kulu'nda müdürlük görevini yürütürken 7
Nisan 1994'te kimliği belirsiz kişilerin
saldınsı sonucu kafası parçalanarak öldü-
rülen Mehmet Ali Durak'ın şehitliği, Mil-
• EmekJi Sandığı, Diyarbakır Silvan'da, 7 Nisan 1994 tarihinde
kimliği belirsiz kişilerin saldınsı sonucu öldürülen Cumhuriyet
İlkokulu Müdürü Mehmet Ali Durak'ın "şehitliğinin meçhul"
olduğunu gerekçe göstererek yakınlanna emekli maaşı bağlanması
istemini reddetti.
li Eğitim Bakanlığı ve Emekli Sandığı
arasında görüş aynlığma yol açtı. Milli
Eğitim Bakanlığı, Durak'ı "eğitim şehidi"
ilan ederek ailesine yaklaşık 300 milyon
liralık nakdi tazminatını ödedi. Ayrıca,
250 milyon lira Milli Eğitim Vakfi ve 50
milyon lira da tLKSAN tarafindan para
yardımı yapıldı. 24 K.asım Öğretmenler
Günü'nde Milli Eğitim Bakanlığı üst dü-
zey bürokratlan, Durak'ın ailesini ziyaret
ederek oğullarının başanlanndan dolayı
plaket verdiler. Bakanlık, tazminat işlem-
lerinin sona erdirilmesinin ardından, 2330
sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlan-
ması Hakkındaki Yasa uyannca Durak'ın
ailesine aylık bağlanması için Emekli
Sandığı "na bir yazı gönderdi.
Emekli Sandığı, Milli Eğitim Bakanlı-
ğı'na gönderdiği yazıda, Diyarbakır Dev-
let Güvenlik Mahkamesi'nin belgelerin-
den Durak'ın ölümünün "kişisel bir çabş-
madan mı yoksa görevinin neden ve tesi-
rinden mi" kaynaklandığının belirlene-
mediğini belirtti. Emekli Sandığı, Milli
Eğitim Bakanlığı'ndan ölümünün nedeni
açıklanmayan bir kişiye aylık bağlanması
isteminin gerekçesini de açıklamasını is-
tedi. Yazıda şöyle denildi:
"Bakanbğınızın yansı ve ekinde gönde-
rilen belgelerin tetkikinde olay günü ilgili-
nin Sihan Uçe merkezinde saat 15.00 sıra-
lannda kimliği belirsiz kişilerin saldınsı
sonucu öldüğü, ölüm olayının ise görevinin
neden ve tesirinden nıu yoksa şahsi husu-
metten mi kay naklandığı hususunda her-
hangi bir açıklama olmadığı halde hangi
kaynağa dayanılarak aylık bağlanması ta-
lebinde bulunduğunuzun açıklanması ge-
rekmektedir."
Emekli Sandığı yazısmda, ailesine ay-
lık bağlanabilmesi için Durak'ın devlet
güçlerini sindirme amacına yönelik terör
eylemlerinden dolayı öldürüldüğüne iliş-
kin mahkeme karannm gönderilmesi ge-
rektiği belirtıldı. Aksi takdirde dosyanın
işlemden kaldınlacağı vurgulanan yazıda,
şöyle denildi:
"Adı geçenin şahsi bir husumetten öldü-
rülmeyip de devlet güçlerini sindirme
amacına yönelik erör eylemlerinden dolayı
öldürüldüğüne ilişkin iddianamesi, mah-
keme karan, adli ve idari makamlarca ha-
arlanan tahkikat evraklan ile diğer belge
ve bilgilerin gönderilmesi hususunda bilgi
edinümesini arz ederiz."
Tehdit edüiyordu
Mehmet Ali Durak'ın yakınları. oğulla-
nnın öğrencileri cuma namazına gönder-
mediği için sürekli tehdit edildiğini belir-
terek "Cinayetin Hizbullah tarafindan ya~
pıldığı söyleniyor. PKK tarafindan yapıldı-
ğını söyleyenler de var. Mehmet AITyi, öl-
dürülmeden iki gün önce de okulda İstik-
lal Marşı söylenmemesi ve Türk bayrağı
asılmaması için tehdit etmişler" diye
konuştula
CHP'de zor secim
Abdülkadir Ateş
grup başkanvekili
• Hikmet Çetin'in tüm uyanlanna rağmen
Abdülkadir Ateş, ancak 12. turda grup
başkanvekili seçildi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Genel Baş-
kanı ve Başbakan Yardım-
cısı Hikmet Çetin'in mil-
letvekillerıni uyarmasına
karşın, CHP'de 3 grup baş-
kanvekılliği için yapıian
seçimlerde, 16 turda bir
grup başkanvekili seçile-
bildi, turlara bugün devam
edilecek. CHP Genel Baş-
kanı ve Başbakan Yardım-
cısı Hikmet Çetin, dün
grup toplantısında yaptığı
konuşmada. "Özellikle
anayasa değişiklikleri için,
Anayasa Komisyonu'nun
CHP'li üyekrinin betirlen-
mesi gerekiyor. Bir an önce
grup yönetimini oluştur-
mak zonındayız. Bunu tek-
rar anımsatmak istedim"
dedi. Çetın, önceki gün ak-
şam yapıian MYK toplan-
tısında da grup başkanve-
killen seçımınin bir an ön-
ce yapılmasınt isteyerek
milletvekillerini "Gereldr-
se hükümeti de grubu da
dağrârun. Ben, partili mD-
letvekili istiyorum"diye
uyarmıştı.
Çetin'in konuşmasından
sonra, geçen hafta 7. turda
kalan seçımlere devam
edildi. Gaziantep Milletve-
kıli Abdülkadir Ateş, An-
kara Milletvekili Mehmet
Kerimoğlu, Amasya Mil-
letvekili Cemalettin Gür-
büz, Hatay Milletvekili
FuatÇay, Kars Milletveki-
li Zeki Naci Tarhan ile
Edirne Milletvekili Hasan
Basri Eler'in yanştığı se-
çimlerde ilk grup başkan-
vekili ancak 12. turda seçi-
lebildi. Ateş, seçilmek için
gerekli olan 33 oydan bir
oy fazla alarak 34 oyla
grup başkanvekili oldu.
12. turdan sonra adaylar-
dan Cemalettin Gürbüz çe-
kildi. Daha sonra yapıian
turlarda seçim yapılama-
yınca, 16. turdan sonra
grubun bugün yeniden
toplanması kararlaştınldı.
Avrupa parlamenterleri Haluk Gerger ile görüştü
6
Avrupa'dan önce
iıısaıı haklarr• Haymana Cezaevi'nde Haluk Gerger ile görüşen AP
milletvekili Blak, "Insan haklan ihlallerini durdurun.
Demokratik sistemi getirin, o zaman AP ve gümrük
birliğinden söz edebiliriz"dedi.
Düşünce suçlusu gazeteci
yazar Haluk Gerger.
ANKARA (ANKA) - Avrupa
Parlamentosu, Danimarkalı Milletvekili
Freedy Blak ve Danımarka Birleşmiş
Milletler Derneği Başkanı KieM Aakjaer,
Haymana Cezaevi'nde tutuklu gazeteci
ve yazar Haluk Gerger ile görüştü. Blak
ve Aakjaer, Türkiye'deki insan haklan
durumundan dolayı "şoke olduklannı"
belirterek "İnsan haklan ihlallerini
durdurun, demokratik bir sistem getirin,
o zaman gümrük birliğinden söz
edebüiriz" dedi.
Sözleşmelere saygı
Haluk Gerger ile yaptıklan görüşmenin
ardından sorulan yanıtlayan AP
Milletvekili Freedy Blak ve Danimarka
BM Derneği Başkanı Kield Aakjaer,
Türkiye'nin "Avrupa demokratik
kulübü"ne üye olmak istemesi halinde,
temel uluslararası sözleşmelerine saygı
göstermesinin gerektiğini savundular.
Kürtlerle dayanışmayı ifade ettikleri için
tutuklanan meslektaşlar konusunda Türk
hükümetine yönelik baskılann
arttınlacağını kaydeden Blak ve Aakjaer,
şöyle devam ettiler:
"Bizim mesajunız şudur: Gerger ve onun
gibilerini en kısa süre içinde serbest
bırakın. yasalannı/ı düzeltin ve Kuzey
Irak'taki askerierinizi geri çekin. Terörist
eylemler başka bir ülkeyi işgal etmek için
bir neden oluşturamaz. Terörist eylemlere
karşıyız, ancak Türk hükümetinin halen
yaptıklan, ne Danimarka, ne Avrupa, ne
de Avrupa Parlamentosu açısından kabul
edüebüir."
Bu arada, geçen mart ayında Avrupa
Parlamentosu'nun gümrük birliğine karşı
çıktığına dikkat çeken, AP üyesi Freedy
Blak, insan haklan durumunu
düzeltmeden AP'nin gümrük birliğini
onaylamasının mümkün olmadığını
sav unarak "İnsan haklan ihlallerini
durdurun, demokratik bir sistemi getirin,
o zaman gümrük birliğinden söz
edebiHriz" şeklinde konuştu.
GUNDUZ GOZUYLE
MELİH CEVDET ANDAY
"İsmet İnönü" *
"Ismet Inönü" ince, ama dopdolu bir kitap; Aziz
dostum Necdet Uğur'un biçemi, içerikle öylesine
bir uyum kuruyor ki, bir anılar toplamı olan yaprtı
bir solukta okuyup bitirdim.
Sayın Uğur Onsöz'ünde şöyle diyor:
"Yaşamımın son on yilında Ismet Inönü ile yakın
çakşma ayncalığım olmuştu. Ismet Inönü ile yakın
çalışmak bir mutluluktu. Bir yandan dost sıcaklığı,
arkadaş yakınlığı içinde olurdunuz, bir yandan da
ka.Ua bir büyük adamın yaptıklanna ve söyledikle-
rine tanık olmanın heyecan ve saygısını duyardı-
nız."
Bir solukta okudum ve bu büyük adama hayran-
lığım daha da arttı. ismet Inönü örnek alınacak ki-
şiliği ile inanıyorum ki, yalnızca bizim için değil,
tüm insanlık için bir övünç konusudur; çünkü onun
ulusal konulanmıza yaklaşımı, bir çağdaş dehanın
bütün özelliklerini ve niteliklerini taşır. Sağduyu ile
keskın bir istenç gücünün biraradalığı ve belli bir
topluma özgü olaylann evrensel değerler içinde
yorumlanması ve anlamlandırılması bu kişiliğin
başlıca yapısal özellikleridir.
Kitabın "Inönü ve Demokratik Yaşam" bölümün-
de yer alan, gençlerimizin bilmediği, kimi yaşlılann
ise unuttuğu şu bir dizi olaya gözatalım:
Inönü 1947 Temmuzu'nda bir bildiri yayımlıyor
(Cumhurbaşkanı ve C.H.P. Başkanıdır), diyor ki,
"Varmak istediğimiz netice, başlıca iki parti ara-
sındaki temel şartın yani emniyetin yerteşmesidir.
Bu emniyet, bir bakımdan memleketin emniyeti
manasını taşıdığı için gözümde çok ehemmiyetli-
dir. Muhalefet, teminat içinde yaşayacak ve iktida-
nn kendisini ezmek niyetinde olmadığından müs-
terih olacaktır; iktidar, muhalefetin kanuni haklann-
dan başka bir şey düşünmediğinden müsterih bu-
lunacaktır. Büyük vatandaş kitlesi ise iktidann şu
partinin veya öteki partinin elinde bulunması ihti-
malini vicdan rahatlığı ile düşünebilecektir."
Bugün insanımıza çok doğal görünen bu düşün-
cenin tek parti döneminde tasavvuru olanaksızdı,
ama söylenmesi gerekiyordu.
1946'da Istiklal Mahkemeleri Kanunu kaldınlıyor.
"Bu mahkemelerin kaldınlması demek, Türkiye'de
olağanüstü yargı yollanndan artık vazgeçilmesi
demektir. "(Necdet Uğur). Ders alınacak bir olay!
1949'da muhalefete, radyodan görüşlerini açık-
lama hakkı veriliyor.
1950'de, seçimlerde gizli oy, açık tasnif yöntemi
kabul ediliyor ve bılindiği gibi, 1950'de CHP, iktida-
n yitiriyor.
Işte muhalefete geçmiş olan Ismet Inönü, bu
kimliği ile ilk çıkışını yapıyor:
"Cumhuriyet'in ılanından beri yapılmış ne iş var-
sa, hatta karşımızdakilerin yaptıklannın bile hesa-
bını vermek istiyoruz. Zaman tanımaksızın kimin
ne isnadı ve iftirası varsa hemen tahkikat açılması-
nı umumi efkâr önünde talep ettik."
Geçtiğimiz yollara dönüp bakmakta yarar var.
Zaman zaman şunu düşünmekten kendimi ala-
mıyorum; "Yoksa işin çok başında mıyız?" diyo-
rum.
Çağdaş tarihsel gidişe zamanında ayak uydura-
mamış olmanın sıkıntılannı yaşıyoruz. Bugün hepi-
mizi üzen Batı karşısındaki boynu büküklüğümüz
bundan kaynaklanıyor. Demokratik bir toplum ya-
şamını bir türlü kuramıyoruz, yaptıklanmızı bir türlü
beğendiremiyoruz.
Şu sorunun yanıtını bulmalıyız:
"Biz demokratik düzeni gerçekten istiyor
muyuz?"
Prens Civan davasında krallar, kraliceler ve prensler- 2
• • . - '
Ahmet Ozal'ı kurtarma operasyonu• Dava dosyasında Asil Nadir,
Sakıp Sabancı gölgesi... Asil
Nadır'in bankası Ahmet Özal'm
imdadına koşru ama... Dava
dosyasında belgesi var: Bu telefon
konuşmalan sanki hiç yapılmadı...
Eğrisi doğrusu: Bir numarah tanık
yaşasaydı, Semra'nım mahkemeye
çıksaydı, yüzleştirme yapılsaydı...
Bu toplantılar hiç mi yapılmadı?..
HALtL NEBİLER
Tarzan çok zor durumda. Bütün bunlar,
Selim Edes'in tahliye edildiği, tetikçinin ve
Engin Civan'ın bir süre daha cezaevinde kal-
mak zorunda bırakıldığı mahkeme karannın
venldiği dava dosyasında yer alıyor. Kamu-
oyu, Engin Civan'ın not defterini satır satır
biliyor ama, dava dosyasında Ahmet, Semra-
ve Zeynep Özal'ın yerini bilmiyor. Oysa Ay-
han Şahenk'ten Asil Nadir'e. Sabancflann
Kıbns'taki adamından mafyozilere kadar bir
dolu insan, Ahmet Bey'in televizyonunun
kurtanlması için seferber. Bunun belgeleri
de mahkeme kayıtlannda... Ama yeri göğü
titreten mali polis ve Türkiye'nin Di Piet-
ro'su olmak için her gün kamera karşısına
çıkan savcılar, bir adım ötesinde de karar ve-
riciler, katilin uşak olduğunda ısrar ediyorlar.
Neyse. Erol User'le devam edelim:
"Amerika'daki firmanın ortak çalışmalar
yaptıklan ttaha'daki Markuchi şirketi ko-
nuyla ilgilendi, temsilcileri geldi, televizyon
yetkilileri ile görüşme yaptılar ve sonunda an-
İaşamadılar. Daha sonra ise Amerika'daki
firma bu satış konusuy la kendisi ilgilendi.
Kanal 6'nın teküfi, ban'ka ve piyasa borçlan
karşılığında yüzde 51 hissesini satacaktı. Bu
teklif firmaya cazip geklL 120 günlük bir süre
tamnarak bununla ilgili protokol yapıldı. Ya-
pıian bu protokolde yüzde 51 hisse yukanda
ismini söylediğim Amerikan şirketi nam-ı he-
sabına benim tarafımdan -temsilci olarak bu
Uişkide rol oy namam münasebetiy le- bu hisse
benim üzerimde gösterilecekti. Kesin satış ya-
pıldıktan sonra bu aracıhk hizmetlerine kar-
şılık yüzde 51 hisse içerisinden bana yüzde 5
hisse verilecekti. Bu konuyla ilgili ayrı bir
protokol yapılmamıştı. Bu protokol imzalan-
dıktan sonra benim iyiniyetime dayanarak,
dört adet çek, biri Chasse Manhattan Bank
Nev\ Vork'a ait 22.9.1994 tarihli 400 bin dolar
bedeUi, ildncisi yine aynı bankanın 30.9.1994
tarihli 437 bin dolar, ücüncüsü yine aynı ban-
kanm 30.9.1994 tarihli 287 bin dolar bedeUi
Tarzan zor dunımdayken süvariler imdadua yetişiyor. Ahmet Özal için Şabenk cfaşmda bir başka ışık görûnüyor: Amerikalılar...
ve sonuncusu yine aynı bankanın 19.10.1994
tarihli 241 bin dolar bedelli kendi çeklerimi
Artı Yayıncılık firmasına (Kanal 6"nın bağh
olduğu firma) tarafımdan verildi. Benim o
zaman bankada 3 milyon 200 bin dolar hesa-
bım vardı ve Amerikan firması bu paralan
tekrar hesabıma yaoracağını söy lemisti."
Tarzan zor durumdayken süvariler imdadı-
na yetişiyor. Ahmet Özal için Şahenk dışında
bir başka ışık görûnüyor: Amerikalılar...
Ama diğer taraftan süreç işliyor. Bank
Ekspres'in yeni yönetiminden eski şahipler
hesabına vekâleti alan Aviıkat Aykut Özoran,
ıcra takiplerini kaldığı yerden sürdürüyor ve
ilk aşamada Izmir, Tekirdağ, Kütahya, Anka-
ra vericilerini hacizle muhafaza ederek 5-6
saat yayınlannı kestiriyor.
Tam bu sırada, 26 Ağustos 1994 tarihinde
Ahmet Özal. Bank Ekspres'e bir ödeme pla-
nı öneriyor. Buna göre Özal, 12 Eylül 1994
tarihinde 400 bin dolar ödeyeceğini, kalan
miktan ise 18 ayda ve üçer aylık eşit taksitler
halinde vereceğini bankaya bildiriyor. Kalan
paraya karşılık teminatın ne olacağının ise 6-
7 Eylül 1994 tarihlerinde talep ettiği rande-
vuda bildireceğini anlatıyor. Sonra?... Sonra-
sını, Bank Ekspres'in eski sahipleri hesabına
çalışan avukat Aykut Özoran'dan öğrenelim:
"Bu arada Ahmet Özal'ın malvarlığını
araştınyorduk. Özellikle babasından kalan
mallan araştınrken reddi miras yaptığını ve
bu mallann annesine yani Semra Özal'a inti-
kalinin sağlandığmı öğrendik. Bunun üzerine
29 Ağustos 1994 tarihinde Semra Ö/al'a.
APS taahhütiü olarak banka adma bir ihtar-
name gönderdik. Bu mallarda tasarruf etme-
mesini, dörtte birini bankamız alacağı karşıb-
ğı olarak bloke etmesini ve üç gün içinde de
mallann listesini vermesini, aksi halde gerekli
yasal işlemlerin yapdacağını bildirdik."
"...Ihtamameyi müteakip iki gün sonra
Ahmet Özal adma randevu istendi. 2 Eylül
1994 tarihinde Artı Grubu başhukuk müşa-
viri Alp Menemencioğhj ile Ahmet Özal bü-
roma geldiler. Ahmet Ozai, bankaya verdiği
teklifı teyit etti. Teminat olarak da bizim şart
koşmamız üzerine teminat mektubu vereceği-
ni bildirdi. Biz de kabul edilebilir bir banka-
nın teminat mektubu olması halinde konu-
nun halledilmiş olabileceğini bildirdik. Bila-
hare, Kıbns Endüstriyel Bankası'nuı 3 mil-
yon 800 bin dolarhk teminat mektubu faks
geçildi. Bu bankanın teminat mektubunu,
bankanın genel müdürü Aclan Acar kabul
edilmez buldu. Bunun üzerine Türk tş Bank
Ltd. diye yine Kıbns kökenli banka ismi bü-
dirilerek onun teminat mektubu verildi. Bu
bankanın teminat mektubunun kabul edilebi-
leceği bildirildi. 12 Eylül 1994 tarihinde ilk
taksidin ödenmesi günü geldL O tarihte öde-
me yapılmadığı gibi teminat mektubu da ve-
rilmedi. Bunun üzerine. 12 eylül akşamı
Çamlıcadaki vericiler haciz edildi. Ancak bu
arada bankanın merkez şubesüıe 400 bin do-
laıiık, 22 eylül tarihli, keşidecisi yazıh ohna-
yan Chasse Manehattan Bank New York üze-
rine keşide edilmiş, arkasında Arn Yayıncdık
AŞ'nin cirosu olan ancak tek imza bulunan
bir çek getirildi. Çek, 12 eylüJ günü saat 18.00
sıralannda getiriİdi. O anda da Çamhca'dald
vericilere uygulama yapılmak üzere idi. Söz
konusu çekin arkasındaki ciro imzasuun ek-
sik olduğunu banka yetkililerinin bildirmcsi
üzerine bu çek de bankanın hukuk müşaviri
tarafindan iade edildi. Biz de vericilerde haczi
uyguladık ve Kanal 6'da yayın kesildi. Aynı
akşam saat 19J0 sıralannda beni büromdan
Ahmet Özal aradı, siternli konuştu, ben de
muhatabın ben olmadığımu banka yetkiliteri
ik konuşması gerektiğini söyledim."
Bu konuşmadan yaklaşık bir saat sonra,
Özoran bürosundan çıkıp evine gidiyor. O
çıktıktan hemen sonra büro aranıyor ve bir
erkek sesi, ertesi gün saat 16.00 için randevu
istiyor.
Netameli gece: 12 eylül
Ahmet Özal'ın tepesinde sallanan kılıç ar-
tık saçlannı kesip derisinde kendini hissettir-
meye başlıyor On dört yıl önce baba Özal'a
iktidar yolunu açan 12 eylül tarihi, oğul
Özal'ın kara günlerinin başlangıcı oluyor. Iş-
te o gece, Istanbul'un bir başka semtinde;
Tepecik yolu, Alkent, Fulya I. Daire 20, Eti-
ler adresindeki 257 19 11 numarah telefon
saat 22.00 sıralannda çalıyor. Telefonu açan
kişi, Uğur Çakıcı'dır. Arayan ise, yaklaşık
1.5 yıldır kaçak olduğu için yurtdışında ya-
şayan eşi Alaattin Çakıcı. Uğur Çakıcı, gö-
rüşmeyi şöyle anlatıyor:
"Bu telefon görüşmesinde eşim bana, Sem-
ra Özal'ın kendisini telefonla arayarak görüş-
tüklerini ve oğlu Ahmet Özal'm bazı prob-
lemlerinin olduğunu ve bunlann halledihnesi-
ni istediğini söyledi."(Uğur Çakıcı'nın
SÜRECEK