01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11NİSAN1995SAU HABERLER Demirel'e hakaret davası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e K.öşk'ün önünde, gıyabında hakaret ettiği gerekçesiyle yakalanarak tutuklanan ve bir süre önce serbest bırakılan sanık Hakan Şenyol hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasi istemiyle dava açtı. Ankara Cumhuriyet savcılanndan Mehmet Bozkurt tarafindan hazırlanan dava iddianamesinde. sanık Hakan Şenyol'un 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandınlması talebinde bulunuldu. Eceyit hraire gitti • Ankara Cumhuriyet Bürosu) - DSP Genel Başkanı Büient Ecevit, Israil Dışişleri Bakanlığı'nın resmi davetlisi olarak eşi Rahşan Ecevit ile birlikte bu ülkeye gitti. Ecevit, Esenboğa Havalimanı"nda basın mensuplannın sorulannı yanıtlarken, Türkiye ile Israil arasında gitgide yakınlaşan ilişkiler olduğuna değindi. Ecevit. lsrail'in teknoloji, ekonomi ve tanm alanında büyük atılımlar yaptığını belirterek, bu konularda Israil ile yapılacak işbirliğinin olumlu sonuçlar vereceğine inandığını sözlerine ekledi. Ecevit, 14 nisanda Türkiye'ye dönecek. Ayaz, hastaneye yattı • ANKARA (AA)-Milli Eğitim Bakanı Nevzat Ayaz, sindinm sistemindeki bır rahatsızlık dolayısıyla. ameliyat olmak üzere dün Gülhane Asken Tıp Akademisi'ne (GATA) yattı. Ayaz'ın. sindirim sistemindeki bir rahatsızlıktan dolayı hastaneye başvurduğu ve yapıian tetkikler sonucu, kalınbağırsak ameliyatına karar verildiği öğrenildi. NATO ortak tatbikaü başüyor • ANKARA (ANKA) - Her yıl düzenlı olarak gerçekleştirilen NATO ortak tatbikatlanndan Distant Thunder 95 bugün başliyor. Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapıian açıklamada, tatbikatın Orta ve Doğu Akdeniz'de başlayacağı \ e Türk hava sahası ile Ege'nin uluslararası deniz ve hava sahasında devam edeceği bildirildi. Tuzfa kadîamı davası • tSTANBUL (AA)- Tuzla Tren Istasyonu'nda 5 yedeksubay öğrencinin ölümü, 36sınında yaralanması ile sonuçlanan bombalama eyleminden sorumlu tutulan 3'ü tutuklu 4 sanığın yargılanmasına, Istanbul 4 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde dün yapıian duruşmayla devam edildi. Duruşma, diğer tanıklann dinlenmesi için ileri bir tarihe ertelendi. ICEF Konf eransı • Istanbul Haber Senisi - Uluslararası Kimya, Enerjı ve Genel lşçi Sendikalan Federasyonu'nun (ICEF) Lastik lşkolu Dünya Konferansı, dün Mövenpick Otel'de başladı. ICEF Genel Sekreteri Victor Thorpe, lastik işkolunda yaşanan yoğun globalleşmenın çalışanlan olumsuz etkilediğini, işten çıkarma. işsizlik ve az işçi ile fazla üretim yapma eğiliminin tüm dünyada lastik işçilerinin ortak sorunu haline geldiğini söyledı. Konferansın bugünkü bölümünde lastik işkolunda toplu pazarlık. işçi sağlığı ve iş güvenliği konulan tartışılacak. Eyüp'te korsan gösteri • jstanbul Haber Servisi- Eyüp Cengiz Topel Caddesi çevresinde dün akşam saat 20.00 sıralannda toplanan yaklaşık 50 lcişilik bir grup, korsan gösteri düzenledi. Cadde üzerinde ateş' ve lastik yakan göstericiler, olaysız bir şekilde dağılırken, olay yerine gelen emniyet yetkilileri, _ çevredeki vatandaşlann verdiği eşkaller doğrultusunda arama çalışmalannın sürdügünü belirttiler. Öğretmen şehit sayJmaclı Emekli Sandığı, Silvan'da faili meçhul cinayete kurban giden Mehmet Durak'ın yakınlanna maaş bağlamak için DGM'den "terör şehidi" belgesi istedi EMLNE KAPLAN ANKARA - Milli Eğitim Bakanhğı'nca Diyarbakır Silvan'da kimliği belirsiz kişi- lerce öldürülen Cumhuriyet tlkokulu Mü- dürü Mehmet Ali Durak,"eğitim şehidi" olarak ilan edilirken Emekli Sandığı, Du- rak'ın şehitliğini "meçhul'* gördü. Emekli Sandığı, Durak'ın yakınlanna emekli ma- aşı bağlanabilmesi için Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin "devlet güçlerini sindirme amacına yönelik terör eylemlerinden dola- yı öldürüldüğünün" belgelendınlmesi ge- rektiğini bildirdi. Durak'ın yakınları. oğullarının öğrencileri cuma namazına göndermediği için sürekli tehdit aldığını belirterek cinayetin Hizbullah örgütü tara- findan işlenmesinden kuşkulandıklannı kaydettiler. Kafası parçalandı Diyarbakır Silvan'da Cumhuriyet llko- kulu'nda müdürlük görevini yürütürken 7 Nisan 1994'te kimliği belirsiz kişilerin saldınsı sonucu kafası parçalanarak öldü- rülen Mehmet Ali Durak'ın şehitliği, Mil- • EmekJi Sandığı, Diyarbakır Silvan'da, 7 Nisan 1994 tarihinde kimliği belirsiz kişilerin saldınsı sonucu öldürülen Cumhuriyet İlkokulu Müdürü Mehmet Ali Durak'ın "şehitliğinin meçhul" olduğunu gerekçe göstererek yakınlanna emekli maaşı bağlanması istemini reddetti. li Eğitim Bakanlığı ve Emekli Sandığı arasında görüş aynlığma yol açtı. Milli Eğitim Bakanlığı, Durak'ı "eğitim şehidi" ilan ederek ailesine yaklaşık 300 milyon liralık nakdi tazminatını ödedi. Ayrıca, 250 milyon lira Milli Eğitim Vakfi ve 50 milyon lira da tLKSAN tarafindan para yardımı yapıldı. 24 K.asım Öğretmenler Günü'nde Milli Eğitim Bakanlığı üst dü- zey bürokratlan, Durak'ın ailesini ziyaret ederek oğullarının başanlanndan dolayı plaket verdiler. Bakanlık, tazminat işlem- lerinin sona erdirilmesinin ardından, 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlan- ması Hakkındaki Yasa uyannca Durak'ın ailesine aylık bağlanması için Emekli Sandığı "na bir yazı gönderdi. Emekli Sandığı, Milli Eğitim Bakanlı- ğı'na gönderdiği yazıda, Diyarbakır Dev- let Güvenlik Mahkamesi'nin belgelerin- den Durak'ın ölümünün "kişisel bir çabş- madan mı yoksa görevinin neden ve tesi- rinden mi" kaynaklandığının belirlene- mediğini belirtti. Emekli Sandığı, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan ölümünün nedeni açıklanmayan bir kişiye aylık bağlanması isteminin gerekçesini de açıklamasını is- tedi. Yazıda şöyle denildi: "Bakanbğınızın yansı ve ekinde gönde- rilen belgelerin tetkikinde olay günü ilgili- nin Sihan Uçe merkezinde saat 15.00 sıra- lannda kimliği belirsiz kişilerin saldınsı sonucu öldüğü, ölüm olayının ise görevinin neden ve tesirinden nıu yoksa şahsi husu- metten mi kay naklandığı hususunda her- hangi bir açıklama olmadığı halde hangi kaynağa dayanılarak aylık bağlanması ta- lebinde bulunduğunuzun açıklanması ge- rekmektedir." Emekli Sandığı yazısmda, ailesine ay- lık bağlanabilmesi için Durak'ın devlet güçlerini sindirme amacına yönelik terör eylemlerinden dolayı öldürüldüğüne iliş- kin mahkeme karannm gönderilmesi ge- rektiği belirtıldı. Aksi takdirde dosyanın işlemden kaldınlacağı vurgulanan yazıda, şöyle denildi: "Adı geçenin şahsi bir husumetten öldü- rülmeyip de devlet güçlerini sindirme amacına yönelik erör eylemlerinden dolayı öldürüldüğüne ilişkin iddianamesi, mah- keme karan, adli ve idari makamlarca ha- arlanan tahkikat evraklan ile diğer belge ve bilgilerin gönderilmesi hususunda bilgi edinümesini arz ederiz." Tehdit edüiyordu Mehmet Ali Durak'ın yakınları. oğulla- nnın öğrencileri cuma namazına gönder- mediği için sürekli tehdit edildiğini belir- terek "Cinayetin Hizbullah tarafindan ya~ pıldığı söyleniyor. PKK tarafindan yapıldı- ğını söyleyenler de var. Mehmet AITyi, öl- dürülmeden iki gün önce de okulda İstik- lal Marşı söylenmemesi ve Türk bayrağı asılmaması için tehdit etmişler" diye konuştula CHP'de zor secim Abdülkadir Ateş grup başkanvekili • Hikmet Çetin'in tüm uyanlanna rağmen Abdülkadir Ateş, ancak 12. turda grup başkanvekili seçildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Baş- kanı ve Başbakan Yardım- cısı Hikmet Çetin'in mil- letvekillerıni uyarmasına karşın, CHP'de 3 grup baş- kanvekılliği için yapıian seçimlerde, 16 turda bir grup başkanvekili seçile- bildi, turlara bugün devam edilecek. CHP Genel Baş- kanı ve Başbakan Yardım- cısı Hikmet Çetin, dün grup toplantısında yaptığı konuşmada. "Özellikle anayasa değişiklikleri için, Anayasa Komisyonu'nun CHP'li üyekrinin betirlen- mesi gerekiyor. Bir an önce grup yönetimini oluştur- mak zonındayız. Bunu tek- rar anımsatmak istedim" dedi. Çetın, önceki gün ak- şam yapıian MYK toplan- tısında da grup başkanve- killen seçımınin bir an ön- ce yapılmasınt isteyerek milletvekillerini "Gereldr- se hükümeti de grubu da dağrârun. Ben, partili mD- letvekili istiyorum"diye uyarmıştı. Çetin'in konuşmasından sonra, geçen hafta 7. turda kalan seçımlere devam edildi. Gaziantep Milletve- kıli Abdülkadir Ateş, An- kara Milletvekili Mehmet Kerimoğlu, Amasya Mil- letvekili Cemalettin Gür- büz, Hatay Milletvekili FuatÇay, Kars Milletveki- li Zeki Naci Tarhan ile Edirne Milletvekili Hasan Basri Eler'in yanştığı se- çimlerde ilk grup başkan- vekili ancak 12. turda seçi- lebildi. Ateş, seçilmek için gerekli olan 33 oydan bir oy fazla alarak 34 oyla grup başkanvekili oldu. 12. turdan sonra adaylar- dan Cemalettin Gürbüz çe- kildi. Daha sonra yapıian turlarda seçim yapılama- yınca, 16. turdan sonra grubun bugün yeniden toplanması kararlaştınldı. Avrupa parlamenterleri Haluk Gerger ile görüştü 6 Avrupa'dan önce iıısaıı haklarr• Haymana Cezaevi'nde Haluk Gerger ile görüşen AP milletvekili Blak, "Insan haklan ihlallerini durdurun. Demokratik sistemi getirin, o zaman AP ve gümrük birliğinden söz edebiliriz"dedi. Düşünce suçlusu gazeteci yazar Haluk Gerger. ANKARA (ANKA) - Avrupa Parlamentosu, Danimarkalı Milletvekili Freedy Blak ve Danımarka Birleşmiş Milletler Derneği Başkanı KieM Aakjaer, Haymana Cezaevi'nde tutuklu gazeteci ve yazar Haluk Gerger ile görüştü. Blak ve Aakjaer, Türkiye'deki insan haklan durumundan dolayı "şoke olduklannı" belirterek "İnsan haklan ihlallerini durdurun, demokratik bir sistem getirin, o zaman gümrük birliğinden söz edebüiriz" dedi. Sözleşmelere saygı Haluk Gerger ile yaptıklan görüşmenin ardından sorulan yanıtlayan AP Milletvekili Freedy Blak ve Danimarka BM Derneği Başkanı Kield Aakjaer, Türkiye'nin "Avrupa demokratik kulübü"ne üye olmak istemesi halinde, temel uluslararası sözleşmelerine saygı göstermesinin gerektiğini savundular. Kürtlerle dayanışmayı ifade ettikleri için tutuklanan meslektaşlar konusunda Türk hükümetine yönelik baskılann arttınlacağını kaydeden Blak ve Aakjaer, şöyle devam ettiler: "Bizim mesajunız şudur: Gerger ve onun gibilerini en kısa süre içinde serbest bırakın. yasalannı/ı düzeltin ve Kuzey Irak'taki askerierinizi geri çekin. Terörist eylemler başka bir ülkeyi işgal etmek için bir neden oluşturamaz. Terörist eylemlere karşıyız, ancak Türk hükümetinin halen yaptıklan, ne Danimarka, ne Avrupa, ne de Avrupa Parlamentosu açısından kabul edüebüir." Bu arada, geçen mart ayında Avrupa Parlamentosu'nun gümrük birliğine karşı çıktığına dikkat çeken, AP üyesi Freedy Blak, insan haklan durumunu düzeltmeden AP'nin gümrük birliğini onaylamasının mümkün olmadığını sav unarak "İnsan haklan ihlallerini durdurun, demokratik bir sistemi getirin, o zaman gümrük birliğinden söz edebiHriz" şeklinde konuştu. GUNDUZ GOZUYLE MELİH CEVDET ANDAY "İsmet İnönü" * "Ismet Inönü" ince, ama dopdolu bir kitap; Aziz dostum Necdet Uğur'un biçemi, içerikle öylesine bir uyum kuruyor ki, bir anılar toplamı olan yaprtı bir solukta okuyup bitirdim. Sayın Uğur Onsöz'ünde şöyle diyor: "Yaşamımın son on yilında Ismet Inönü ile yakın çakşma ayncalığım olmuştu. Ismet Inönü ile yakın çalışmak bir mutluluktu. Bir yandan dost sıcaklığı, arkadaş yakınlığı içinde olurdunuz, bir yandan da ka.Ua bir büyük adamın yaptıklanna ve söyledikle- rine tanık olmanın heyecan ve saygısını duyardı- nız." Bir solukta okudum ve bu büyük adama hayran- lığım daha da arttı. ismet Inönü örnek alınacak ki- şiliği ile inanıyorum ki, yalnızca bizim için değil, tüm insanlık için bir övünç konusudur; çünkü onun ulusal konulanmıza yaklaşımı, bir çağdaş dehanın bütün özelliklerini ve niteliklerini taşır. Sağduyu ile keskın bir istenç gücünün biraradalığı ve belli bir topluma özgü olaylann evrensel değerler içinde yorumlanması ve anlamlandırılması bu kişiliğin başlıca yapısal özellikleridir. Kitabın "Inönü ve Demokratik Yaşam" bölümün- de yer alan, gençlerimizin bilmediği, kimi yaşlılann ise unuttuğu şu bir dizi olaya gözatalım: Inönü 1947 Temmuzu'nda bir bildiri yayımlıyor (Cumhurbaşkanı ve C.H.P. Başkanıdır), diyor ki, "Varmak istediğimiz netice, başlıca iki parti ara- sındaki temel şartın yani emniyetin yerteşmesidir. Bu emniyet, bir bakımdan memleketin emniyeti manasını taşıdığı için gözümde çok ehemmiyetli- dir. Muhalefet, teminat içinde yaşayacak ve iktida- nn kendisini ezmek niyetinde olmadığından müs- terih olacaktır; iktidar, muhalefetin kanuni haklann- dan başka bir şey düşünmediğinden müsterih bu- lunacaktır. Büyük vatandaş kitlesi ise iktidann şu partinin veya öteki partinin elinde bulunması ihti- malini vicdan rahatlığı ile düşünebilecektir." Bugün insanımıza çok doğal görünen bu düşün- cenin tek parti döneminde tasavvuru olanaksızdı, ama söylenmesi gerekiyordu. 1946'da Istiklal Mahkemeleri Kanunu kaldınlıyor. "Bu mahkemelerin kaldınlması demek, Türkiye'de olağanüstü yargı yollanndan artık vazgeçilmesi demektir. "(Necdet Uğur). Ders alınacak bir olay! 1949'da muhalefete, radyodan görüşlerini açık- lama hakkı veriliyor. 1950'de, seçimlerde gizli oy, açık tasnif yöntemi kabul ediliyor ve bılindiği gibi, 1950'de CHP, iktida- n yitiriyor. Işte muhalefete geçmiş olan Ismet Inönü, bu kimliği ile ilk çıkışını yapıyor: "Cumhuriyet'in ılanından beri yapılmış ne iş var- sa, hatta karşımızdakilerin yaptıklannın bile hesa- bını vermek istiyoruz. Zaman tanımaksızın kimin ne isnadı ve iftirası varsa hemen tahkikat açılması- nı umumi efkâr önünde talep ettik." Geçtiğimiz yollara dönüp bakmakta yarar var. Zaman zaman şunu düşünmekten kendimi ala- mıyorum; "Yoksa işin çok başında mıyız?" diyo- rum. Çağdaş tarihsel gidişe zamanında ayak uydura- mamış olmanın sıkıntılannı yaşıyoruz. Bugün hepi- mizi üzen Batı karşısındaki boynu büküklüğümüz bundan kaynaklanıyor. Demokratik bir toplum ya- şamını bir türlü kuramıyoruz, yaptıklanmızı bir türlü beğendiremiyoruz. Şu sorunun yanıtını bulmalıyız: "Biz demokratik düzeni gerçekten istiyor muyuz?" Prens Civan davasında krallar, kraliceler ve prensler- 2 • • . - ' Ahmet Ozal'ı kurtarma operasyonu• Dava dosyasında Asil Nadir, Sakıp Sabancı gölgesi... Asil Nadır'in bankası Ahmet Özal'm imdadına koşru ama... Dava dosyasında belgesi var: Bu telefon konuşmalan sanki hiç yapılmadı... Eğrisi doğrusu: Bir numarah tanık yaşasaydı, Semra'nım mahkemeye çıksaydı, yüzleştirme yapılsaydı... Bu toplantılar hiç mi yapılmadı?.. HALtL NEBİLER Tarzan çok zor durumda. Bütün bunlar, Selim Edes'in tahliye edildiği, tetikçinin ve Engin Civan'ın bir süre daha cezaevinde kal- mak zorunda bırakıldığı mahkeme karannın venldiği dava dosyasında yer alıyor. Kamu- oyu, Engin Civan'ın not defterini satır satır biliyor ama, dava dosyasında Ahmet, Semra- ve Zeynep Özal'ın yerini bilmiyor. Oysa Ay- han Şahenk'ten Asil Nadir'e. Sabancflann Kıbns'taki adamından mafyozilere kadar bir dolu insan, Ahmet Bey'in televizyonunun kurtanlması için seferber. Bunun belgeleri de mahkeme kayıtlannda... Ama yeri göğü titreten mali polis ve Türkiye'nin Di Piet- ro'su olmak için her gün kamera karşısına çıkan savcılar, bir adım ötesinde de karar ve- riciler, katilin uşak olduğunda ısrar ediyorlar. Neyse. Erol User'le devam edelim: "Amerika'daki firmanın ortak çalışmalar yaptıklan ttaha'daki Markuchi şirketi ko- nuyla ilgilendi, temsilcileri geldi, televizyon yetkilileri ile görüşme yaptılar ve sonunda an- İaşamadılar. Daha sonra ise Amerika'daki firma bu satış konusuy la kendisi ilgilendi. Kanal 6'nın teküfi, ban'ka ve piyasa borçlan karşılığında yüzde 51 hissesini satacaktı. Bu teklif firmaya cazip geklL 120 günlük bir süre tamnarak bununla ilgili protokol yapıldı. Ya- pıian bu protokolde yüzde 51 hisse yukanda ismini söylediğim Amerikan şirketi nam-ı he- sabına benim tarafımdan -temsilci olarak bu Uişkide rol oy namam münasebetiy le- bu hisse benim üzerimde gösterilecekti. Kesin satış ya- pıldıktan sonra bu aracıhk hizmetlerine kar- şılık yüzde 51 hisse içerisinden bana yüzde 5 hisse verilecekti. Bu konuyla ilgili ayrı bir protokol yapılmamıştı. Bu protokol imzalan- dıktan sonra benim iyiniyetime dayanarak, dört adet çek, biri Chasse Manhattan Bank Nev\ Vork'a ait 22.9.1994 tarihli 400 bin dolar bedeUi, ildncisi yine aynı bankanın 30.9.1994 tarihli 437 bin dolar, ücüncüsü yine aynı ban- kanm 30.9.1994 tarihli 287 bin dolar bedeUi Tarzan zor dunımdayken süvariler imdadua yetişiyor. Ahmet Özal için Şabenk cfaşmda bir başka ışık görûnüyor: Amerikalılar... ve sonuncusu yine aynı bankanın 19.10.1994 tarihli 241 bin dolar bedelli kendi çeklerimi Artı Yayıncılık firmasına (Kanal 6"nın bağh olduğu firma) tarafımdan verildi. Benim o zaman bankada 3 milyon 200 bin dolar hesa- bım vardı ve Amerikan firması bu paralan tekrar hesabıma yaoracağını söy lemisti." Tarzan zor durumdayken süvariler imdadı- na yetişiyor. Ahmet Özal için Şahenk dışında bir başka ışık görûnüyor: Amerikalılar... Ama diğer taraftan süreç işliyor. Bank Ekspres'in yeni yönetiminden eski şahipler hesabına vekâleti alan Aviıkat Aykut Özoran, ıcra takiplerini kaldığı yerden sürdürüyor ve ilk aşamada Izmir, Tekirdağ, Kütahya, Anka- ra vericilerini hacizle muhafaza ederek 5-6 saat yayınlannı kestiriyor. Tam bu sırada, 26 Ağustos 1994 tarihinde Ahmet Özal. Bank Ekspres'e bir ödeme pla- nı öneriyor. Buna göre Özal, 12 Eylül 1994 tarihinde 400 bin dolar ödeyeceğini, kalan miktan ise 18 ayda ve üçer aylık eşit taksitler halinde vereceğini bankaya bildiriyor. Kalan paraya karşılık teminatın ne olacağının ise 6- 7 Eylül 1994 tarihlerinde talep ettiği rande- vuda bildireceğini anlatıyor. Sonra?... Sonra- sını, Bank Ekspres'in eski sahipleri hesabına çalışan avukat Aykut Özoran'dan öğrenelim: "Bu arada Ahmet Özal'ın malvarlığını araştınyorduk. Özellikle babasından kalan mallan araştınrken reddi miras yaptığını ve bu mallann annesine yani Semra Özal'a inti- kalinin sağlandığmı öğrendik. Bunun üzerine 29 Ağustos 1994 tarihinde Semra Ö/al'a. APS taahhütiü olarak banka adma bir ihtar- name gönderdik. Bu mallarda tasarruf etme- mesini, dörtte birini bankamız alacağı karşıb- ğı olarak bloke etmesini ve üç gün içinde de mallann listesini vermesini, aksi halde gerekli yasal işlemlerin yapdacağını bildirdik." "...Ihtamameyi müteakip iki gün sonra Ahmet Özal adma randevu istendi. 2 Eylül 1994 tarihinde Artı Grubu başhukuk müşa- viri Alp Menemencioğhj ile Ahmet Özal bü- roma geldiler. Ahmet Ozai, bankaya verdiği teklifı teyit etti. Teminat olarak da bizim şart koşmamız üzerine teminat mektubu vereceği- ni bildirdi. Biz de kabul edilebilir bir banka- nın teminat mektubu olması halinde konu- nun halledilmiş olabileceğini bildirdik. Bila- hare, Kıbns Endüstriyel Bankası'nuı 3 mil- yon 800 bin dolarhk teminat mektubu faks geçildi. Bu bankanın teminat mektubunu, bankanın genel müdürü Aclan Acar kabul edilmez buldu. Bunun üzerine Türk tş Bank Ltd. diye yine Kıbns kökenli banka ismi bü- dirilerek onun teminat mektubu verildi. Bu bankanın teminat mektubunun kabul edilebi- leceği bildirildi. 12 Eylül 1994 tarihinde ilk taksidin ödenmesi günü geldL O tarihte öde- me yapılmadığı gibi teminat mektubu da ve- rilmedi. Bunun üzerine. 12 eylül akşamı Çamlıcadaki vericiler haciz edildi. Ancak bu arada bankanın merkez şubesüıe 400 bin do- laıiık, 22 eylül tarihli, keşidecisi yazıh ohna- yan Chasse Manehattan Bank New York üze- rine keşide edilmiş, arkasında Arn Yayıncdık AŞ'nin cirosu olan ancak tek imza bulunan bir çek getirildi. Çek, 12 eylüJ günü saat 18.00 sıralannda getiriİdi. O anda da Çamhca'dald vericilere uygulama yapılmak üzere idi. Söz konusu çekin arkasındaki ciro imzasuun ek- sik olduğunu banka yetkililerinin bildirmcsi üzerine bu çek de bankanın hukuk müşaviri tarafindan iade edildi. Biz de vericilerde haczi uyguladık ve Kanal 6'da yayın kesildi. Aynı akşam saat 19J0 sıralannda beni büromdan Ahmet Özal aradı, siternli konuştu, ben de muhatabın ben olmadığımu banka yetkiliteri ik konuşması gerektiğini söyledim." Bu konuşmadan yaklaşık bir saat sonra, Özoran bürosundan çıkıp evine gidiyor. O çıktıktan hemen sonra büro aranıyor ve bir erkek sesi, ertesi gün saat 16.00 için randevu istiyor. Netameli gece: 12 eylül Ahmet Özal'ın tepesinde sallanan kılıç ar- tık saçlannı kesip derisinde kendini hissettir- meye başlıyor On dört yıl önce baba Özal'a iktidar yolunu açan 12 eylül tarihi, oğul Özal'ın kara günlerinin başlangıcı oluyor. Iş- te o gece, Istanbul'un bir başka semtinde; Tepecik yolu, Alkent, Fulya I. Daire 20, Eti- ler adresindeki 257 19 11 numarah telefon saat 22.00 sıralannda çalıyor. Telefonu açan kişi, Uğur Çakıcı'dır. Arayan ise, yaklaşık 1.5 yıldır kaçak olduğu için yurtdışında ya- şayan eşi Alaattin Çakıcı. Uğur Çakıcı, gö- rüşmeyi şöyle anlatıyor: "Bu telefon görüşmesinde eşim bana, Sem- ra Özal'ın kendisini telefonla arayarak görüş- tüklerini ve oğlu Ahmet Özal'm bazı prob- lemlerinin olduğunu ve bunlann halledihnesi- ni istediğini söyledi."(Uğur Çakıcı'nın SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle