24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 MART 1995 PERŞEMBE 8 DIŞ HABERLER Christopher Ortadoğu'da • Dış Haberler Servisi - ABD Dışişlen Bakanı Warren Christopher, tıkanma noktasına gelen Ortadoğu banşının önündeki engelleri temizlemek üzere yeni bir Ortadoğu turuna başladı. Geçen yıl Ortadoğu'yu 7 kez ziyaret eden Chıistopher, bölgeye bu yıl yaptığı ilk ziyarette Mısır. Israil, Gazze Şeridi, Suudi Arabistan, Suriye ve Ürdün'e gıdecek ve Urdün'e gidecek. Türkiye AB'yi tehdit etmedi •ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ferhat Ataman. Tüfkiye'nin 'Kuzey Kıbns'ın Avrupa Birliği'ne üye olması durumunda Güney Kıbns Türk Cumhuriycti'nin Türkiye entegre olacağı' dogrultusundakı görüşleriyle Türkiye-AB Ortaklık Konseyi'ni tehdit etmedigıni bildirdi. Ataman. dünkü basın toplantısında "Biz, Kıbns'ın Avrupa Birliği'ne (AB) üyeliği ile Türkiye'nin AB ıle gümrük birlığine üyelıgı konusunda hiçbir zaman bağ kurmadık. öte yandan. Kıbns'ın AB ortaklığına ilişkin görüşlerimizi müteaddit kereler çeşitli vesilelerle açıklamış bulunuyoruz. Bu görüşleri herkes gibi Yunan tarafı da bilmektedir. Bu görüşleri ile Türkiye. konseyi tehdit etmemiştir. Tam tersine, gümrük birliğinin imzalanmasıyla başlayan süreç ile Türk-Yunan ilişkilerinin de yeni bir dinamik kazanabileceğine inanmaktadır" dedi. Iran, Gümrük Birliğine temkinli •ANKARA (Cumhuriyet)- Türkiye'nin, Gümrük Birliği Anlaşması'na imza atmasının ardından biraz daha "Avrupalı" olduğuna ilişkin değerlendirmeler, Ortadoğu'daki en büyûk komşusu Iran tarafmdan temkinle karşılandı. tran'ın Ankara Büyükelçisi Muhammed Rıza Bagheri, Türkiye'nin ekonomik açıdan başanlı olmasının kendilerini memnun edeceğini belirtirken Türkiye'nin Ortadoğu'daki sorumluluklanna dikkat çekti. Bagheri,"Umanz ki. Ekonomik lşbirliği Örgütü (ECO) kuruculanndan olan Türkiye. her zamanki gibi önemlı ve yapıcı rolünü devam ettirecektir" dedi. Çeçenya'da • MOSKOVA(AA)- Çeçenya'nın batısındaki Atçoi-Martan bölgesinde, Çeçen direnişçilerle Rus askeri yetkilileri arasında dün ateşkes anlaşması sağlandı. Interfaks'ın haberine göre General Yuri Kossolapov başkanlığindaki Rus heyeti ile Bölge Valisi Salamu Umalatov, dün bir araya gelerek anlaşma ımzaladılar. ancak ateşkes süresi hakkında bilgi verilmedi. Umalatov, yaptığı açıklamada, "Rusordusunun bölge kentlerine yönelik saldmlan bugünden itibaren kesilecek" dedi. Ancak, Atçoi-Martan Valisi Umalatov, Rus heyetinin ateşkes anlaşması karşılığında verdikleri garantilere "çekince" koydu Agusta skandalı: İlk mtmar • BRCKSEL(AA)- Belçika'nın eski Hava Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Jack Lefebre'in intihar ettiği bildirildi. Polis, Lefebre'in cesedinin öğle saatlerinde Brüksel'in Louis Bulvan'nda en lüks otellerden birinde bulunduğu açıklandı, ancak aynntı verilmedi. Uzun süredir Belçika'da gündemde olan Agusta helikoper skandalında, Lefebre'in ttalyan Agusta ve Fransa'nın Dassault uçak şirketlerinden rûşvet aldığı adli makamlar tarafından belirtildi. Lefebre, eski Başbakan Paul Van Den Boeinandts'ın özel kalem müdürü olarak da görev yapmıştı. ABD vurmaya lıazır• Kuzey Irak'taki çatışmalardan kaygı duyan Washington, Saddam'a karşı Çekiç Güç'ü devreye sokmayı planlıyor. Irak ordusuna 'havadan' yanıt verilmesi de dahil her türlü alternatif gündemde. FUAT KOZLUKLU VVASHINGTON - Clinton yöne- timi, Kuzey Irak'ta rakip Kürt grup- lan arasındaki çatışmalar ile Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'e bağlı ordu birliklerinin kuzeye yö- nelik uzun menzilli top saldınsının 'kaygıverici'boyutlaraulaştığı görü- şünde. Washington'dagelişmeleri yakın- dan izleyen askeri çevreler, Çekıç Güç'ün her an devreye girebileceği- nive Irak ordu birliklerine'havadan* yanıt verilmesi de dahil her türlü al- ternatıfin müttefik ülkelerce değer- lendirildiğinı söyledi. Bu arada diplomatik bir kaynak, bölgedekı getişmelenn kaygıyla iz- lediğinı, Çekiç Güç'e katılan ülkele- rin üst düzey askeri uzmanlannm Irak'taki çatışmalan titizlikledeğer- lendirdiklerini' söyledi. ABD Savunma Bakanlığı'ndan (Pentagon) biryetkili, Cumhuriyet'e verdiği bilgide, lncirlik'te konuşla- nan Çekiç Güç hava fılosunun, 36. paralel üzerindeki uçuşlannı sıklaş- tırdığını söyledi. Yetkili, Irak yöne- timine muhalif gruplan çatısi alhn- da toplayan IrakUlusal Kongresi'nin (INC) Saddam'ın topyekün saldın başlatma yolunda bölgede askeri yı- ğınak yaptığını bildirdiğıni de kay- detti. Aynı kaynak, Irak ordu birlik- lerinin bölgedeki hareketinin uydu- lar aracıhğıyla görüntülendiğini de hatırlatarak "Kürt gruplann kendi aralanndaki çatışmayı durdurmak için daha fazla vakit kaybetmemete- ri gerekiyor. Durum Washington'u yeterince rahatsız ediyor. Taraflar. kendilerine defalarca gönderilen me- sajlara swt çevirdiler'' dedi. Helikopter saldmsı Kuzey Irak'ta Celal Talabani'nin lıderliğindeki Kürdistan Yurtsever- ler Birliği (KYB), Saddam"ın Kürt gruplanna saldmlanna devam etriği- ni bildirerek Irak ordusuna bağlı he- likopterlerin, Kürtlerin denetiminde- ki topraklarda bulunan Kürt ve Sad- dam rejımi muhaliflerinden oluşan güçleri bombaladığını ileri sürdü. KYB. aynca Irak Kara Kuvvetleri'ne bağlı askerlerin. peşmergelerle ve Irak Ulusal Konseyi'nin muhafiz gü- cü ile çatıştığını duyurdu. KYB'den yapılan açıklamada. Irak ordusu helikopterlerinin Kuzey Irak'ınŞamşamal bölgesindeki Kürt mevzilerini bombaladığı belirtildi. Açıklamada Irak 38. tümenine bağ- lı bir topçu alayından 70 asker ve su- bayının ele geçırildiği iddia edildi. > o ^ % IRAN • i\// Şaklava \ Yunanistan hükümet sözcüsü Venizelos, Karayalçın'ın sözlerini geri almasını istedi Atina: Gümrükbirliği askıdaATtNA (AA) - Yunanistan hükümet sözcüsü Evangelos Venizelos, dün düzen- ledigi basın toplantısında "gümrük birli- ğinin gcrçeklcşmcsi askıdadır" dedi. Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardım- cısı MuratKarayalçın'ın Brüksel'de Kıb- ns Rum kesiminin AB üyeliği ıle ilgili olarak söylediği sözleri geri almasını is- teyen Venizelos. "gümrük birliğinin ger- çekleşmesi için Kıbns ile ilgili bu Türk tehdidinin bertaraf edilmesi gereki- yor"şeklinde konuştu. "Biz Türtdye'den suni gerginük yarat- mamasını ve soğuk savaş edebiyatı yap- mamasını istiyoruz" diyen Venizelos, bir soru üzerine, Yunanistan'ın gümrük bİT- liğini yeniden veto edip etmeyeceğinin gelişmelere bağlı olduğunu belırttı. Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardım- cısı Karayalçın, Brüksel'de, nihai çözüm olmadan sadece Kıbns Rum kesiminin AB üyeliğinin soruna arzu edilen çözü- mü getirmeyeceğini söylemiş, bu takdir- de Türkiye'nin KKTC ile 'entegrasyona gidebileceği' mesajını vermişti. Yunanistan'da, gümrük birliği konu- sundaki gelişmelerden sonra bazı siyasi parti örgütlerinin de desteğiyle Papand- reu hükümetini devirmek için hazırlıklar yapıldığı bildirildi. Mtaotakishükümetinın eski lçişleri ve Devlet Bakanlanndan Selanikli Sotiris Kuvelasın, Yunanlılann artık sokağa çı- kıp gösten düzenlemelerini ve Papand- reu hükümetıni devirmelerini istemesi, bu hazırlıklara '> n eşil ışık" yaktL Ana muhalefet partisi Yeni Demokra- si'yi (ND) Papandreu'yu devirmek için önayak olmaya çağıran Kuvelas'tan baş- kapartinin genel başkanı MDtiadis Evert de "Yunan halkını toplu direnişe cağın- yorum. llkeçapındagösterilerdüzenle- yetim. Çiftçi ve gümrük birtiginden doğ- rudan zarar gören tüm Vunanlılar, ülke- ye felakete süriikk\en Papandreu hükü- metine karşı ayaklanınaİKhr n dedi. Brûksdhaini Bu arada AB Dönem Başkanı Fran- sa'nın Dışişleri Bakanı Alain Juppe'nin. Yunanistan' ın AB Genel Işler Konse- yi'nin olağanüstü toplanması talebini ön- cekı geceyansı Atina'ya gönderdiği bir mektupla reddetmesi, Papandreu'nun içinde bulunduğu sancılı durumu daha da vahimleştirdi.Juppe'nin ret cevabından sonra, Papandreu hükümeti, Atina'da ağır eleştirilere muhatap olurken, gazeteler Yunan Başbakanı'na 'Brüksd haini* adı- nı taktılar. Gfivence istedi Yunanistan'm Avrupa ışlerinden so- rumlu Devlet Bakanı Georges-Alek- sandr Mangakis, AB Dönem Başkanı Fransa'dan, Kıbns Rum yönetimi ile üyelik müzakeTelerinin açılmasına iliş- kin güvence istedi.Mangakis. Dışişlen Bakanı Murat Karayalçın'ın önceki gün Brüksel'de, Kıbns sorunu çözümlenme- den AB'nin Rum yönetimi ile müzake- re başlatmaması gerektiği yolundaki açıklamasmdan sonra Yunanlı Bakan, açıklamanın "Türkiye'nin AB ile güm- rük birliğini engelleyecek türden okluğu- nu" öne sürdü. 'Gümriik Birliği önemli bir acbm 9 EVtS GÖKTAŞ ANKARA - Ankara Üniver- sitesı (A.Ü.) Sıyasal Bilgiler Fa- kültesi (SBF) Öğretim Üyesı Prof. Dr. Fisun Arsova, Türki- ye'nin Gümrük Birliği'ne gır- mesinin. Avrupa Birliği'ne tam üyelik için atılmış çok önemlı bir adım olduğunu bildirdi. Arsova "Böylece sadece eko- nomik anlamda degil. demokra- si ve insan haklan konulannda da Avrupa'run gelenekleri toplu- mumuza daha kolay ycrleşmiş olacaktır. O nedenle Gümrük Birliği bu konuda bizim için çok önemli bir dürtü olacaktır"dedı. Türkıye'ye verilecek olan ma- )i yardımın. dördüncü malı pro- tokolle kesinlikle alakasmın ol- madığını anımsatan Arsova. Türkiye 'nın aslında Gümrük Birliği "ni aşan birtakım taleple- rinin olduğunu anlattı. Arsova, şunlan söyledi: "Mevzuat nyumu konusunda Türkiye'nin tahhütleri ortaya çı- kmmTürkiye'niruaslındaĞürn- rük Birliği anla>ışr> la baktığımn zaman mevzuat u\umu konu- sunda bir tahahhütünün olması mümkün değil. Çünkü Gümrük Birliği zaten ka\Tam olarak An- kara anlaşmasında ve katma protokolde verilmiştL Türkiye, bu durumda ne yapmaktadır? Mevzuat uyumu tahahhütünü yapmaktadır vebu tahahhütleri- ni de günümüzde büyük ötçüde gerçekleştirnıiştir. Örneğin. re- kabetin korunması ve tüketici- nin korunması hakkında kanun- larçıkmıştır. Gümrük Birliği sa- dece ekonomik bir kavram da değiL Siyasi \e sosyal yanlan olan bir kavTam. Bu nedenle siyasi di- yalogdan, mali yardıma kadar birtakım hususlar gündeme ge- üriliyor." Kıbns konusunda birtakım sorunlann olduğunu ifade eden Arsova, bu konuda birtakım tat- sızlıklarla karşılaşılmak isten- mediğini söyledi ve şu görüşle- re yer verdi: "Yani birtakım ekonomik, si- yasi ve sosyal konular da söz ko- nusu protokolde karşımıza çık- ma durumunda. Protokolün yü- rürlüğe girmesijie Ogili bir takım tereddütier ortaya çıkıyor. Bir or- taklık konseyi karan olsaydı, bu- gün alınacak karar, kesinlikle Avrupa Pariamentosu'nun ka- ran ve TBMM'nin onayı ya da diğer üye devletierin ona>ı düşü- nülemezdL" Gümrük Birliği anlaşmasının tam üyelik ilişkisini ikame etti- ği anİamında düşünülmemesi gerektiğini voırgulayan Arsova, "Bunu ben kesinlikle düşünemi- yorum. Gümrük Birliği tamam- landığı zaman, bizim için tam üyelik için son durağa doğru bir süreç başlayacaktır" diye konuş- tu. ABD BAŞKAM RAPORUNU SUNDU Clinton'ın Kıbns raporu olumlu VVASHINGTON (Cumhu- riyet) - ABD Başkanı BiU Clin- ton. Kıbns sorununa ortak te- mele dayalı bir çözüm bulun- ması gerektiğini belirterek ül- kesinin adaya ilişkin çabalannı bu yönde sürdüreceğini bildir- di. Başkan Clinton, 1 Aralık 1994-31 Ocak 1995 dönemı- ni kapsayan son Kıbns raporu- nu, gecikmeli olarak ABD Kongresi'ne yolladı. Beyaz Sa- ray tarafından dağıtımı yapılan ve üzerinde kongreye gönderil- diği tarih yeralmayan iki buçuk sayfahk raporda, Kıbns soru- nunun çözümüne yönelik ger- çekleştirilen diplomatik giri- şimlerden söz edildi. Bill Clinton, Kıbns sorunu- nun çözümü için 'özel temsifci' atandığına da dikkat çektı. ABD Başkanı, söz konusu dö- nemde çözüm yolunda çalışı- lırken Rum tarafinın 'genel bir çözüm'. Türk tarafinın ise 'aşa- ma aşama kapsamlı bir çözü- me vanlmasından yana' görüş belirttığıni kaydetti. Clinton'ın raporunda, Glaf- kos Klerides'ten 'başkan'. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'tan ise 'KıbnsTürkfi- deri' diye söz etmesi dikkat çekti. Oysa Clinton daha önce- ki raporunda, hem Klerides hem de Denktaş için 'Hder' sı- fatını kullanmıştı. Şu andaTür- kiye'de bulunan Kıbns Özel Temsilcisi Richard Beattie ise ocak ayında adaya yaptığı zi- yaret sırasındaABD'lilerinbu- güne kadar yapmadığını yap- mış, Rauf Denktaş'tan 'cum- hurbaşkanı' diye söz etmiştı. THE NEW YORK TIMES Türldye'ye insan haklaıi svıçlaıııasıDış Haberler Servisi - Tür- kiye'de insan haklan ihlalleri- nin son aylarda arttığı bildiril- di. The New York Times gaze- tesinin muhabiri John Darnton, Türkiye'deki insan haklan gruplanna dayanarak Anka- ra'dan yaptığı haberde gözaltın- da iken kaybola'n insanlann, iş- kence olaylannın faili meçhul cınayetlerin, tutuklanan aydın- lann sayısında artış olduğunu bildiriyor. İnsan Haklan Örgütü Başka- nı Yavuz Önen'e göre bu olgu- nun temel nedeni Güneydoğu Anadolu'daki çatışmalar Yavuz Önen şöyle diyor. "Devlet, ülkenin toprak bütün- lüğünü savunduğunu belirtiyor. Devlet doğal olarak ülke sınır- lannı koruyacaktır. Ama ihlal- lerin çoğu sivillere karşı ger- çekleştiriliyor. Işkence yaygın biçımde sistematik olarak kul- lanılıyor. tnsan Haklan Örgütü ışkenceye ömek olarak 35 ya- şındaki mühendis Yaşar Kan- bur'la, yıne 35 yaşındaki sağ- lık görevlisi Yusuf Yukdirim'i gösterdi. Bu iki kişi 1980'deki askeri darbeden sonra solcu ol- duklan gerekçesiyle tutuklanıp 9.5 yıl cezaevinde kaldılar. An- lattıklanna göre cezaevinde aç bırakıldılar. düzenli olarak da- yak yediler ve vücutlanna elektrik şoku uygulandı." BASIN Modern Türkiye, Avrupa'nın parçasıdır TANSU ÇİLLER ABD'li Yahudiler yürüdü NEW \ORK (AA) - ABD'de son günlerde Nazi taklitçileri tarafından yaratılan olaylar, dikkatlerin bu konu üzerine toplanmasına ve protestolara yol açtı. New York'ta Neo Nazileri taklit eden iki Dazlak gencin annesiyle babasını öldürmesinin ardından, Musevi bir dişçinin muayenehanesini basan meçhül kişilenn duvarlara gamalı haçlar çizmeleri tepkiye neden oldu. Moris Oster adlı dişçinin 36 yıldır Long Island'daki muayenehanesinde çalıştığı ve hiçbir sorunla karşılaşmadığı öğrenildi. Aile bireylerinin pek çoğunu Nazi soykınmı sırasında kaybettiğini hatırlatan ve olayı nefretle kmadığını belirten dişçi, u Ola>' adi bir hırsızhk vakası olsaydı bu kadar etkUenmeyecektim. Ancak 20. >üzyı)da .ABD gibi bir ülkede bu tiir olaylann meydana gehnesi kabul edilemez" dedi. Konuk yazar AB-Rum-Türkiye üçgeni PROF.DR EROL MANİSALI Kıbns Rum Yönetimi-Avru- pa Birliği ilişkileri ve Türkiye- Yunan vetosunun kaldınlması için Brüksel'in Ankara'dan iste- diği ve Ankara'nın da kabul et- tiği ödünün ne olduğunu anla- mak için bazı noktalann iyi bı- linmesi gerekir. 1) Kıbns Rum Yönetimi AB'ye tam üyelik başvurusunu 1990'da yaptı. 'Kıbns Cumhu- riyeti' olarak yapılan bu başvu- runun hukuki ve siyasi dayana- ğı olmadığı için AB olumlu bir yanıt vermedi ve bir süreç de be- lirleyemedi. 2) AB'nin geçen yıl Korfu'da yaptığı toplantıda 'Rum basvu- rusunun 1995'te ele ahnıp değer- lendirikceği'belirtildı. Bu karar. belırsiz bir karardı ve *tam üye- lik göriişmelerinin başlayıp baş- lamayacağı ^ - a bir sürecin be- lirlenip belirlenemeyeceği'konu- sunda herhangı bir 'taahhüdü' içermiyordu. 3) Oysa Ocak-Şubat 1995'te, Ankara'nın "Yunan vetosunun kaldınlması karşılığında verdiği ödün", Rumlann AB'ye tam üyelik sürecini başlatan bir ödündür. Çünkü Ankara a Rum- larm, Kıbns Cumhuriyeti ola- rak AB'ye üye yapılamayacağı- ıu, bunun Kıbns Cumhuriyeti'ni meydana getiren uluslararası anlaşmalara aykın olduğu- nu"bildirerek süreci durdurabi- lirdi. Ankara sahip olduğu siya- si ve hukuki hakkı kullanmaya- rak "Rumlann, Kıbns Cumhu- riyeti olarak olarak üyelik görfiş- me sürecinin Brûksel tarafmdan belirlenmesine''yeşil ışık yak- mıştır. Ankara'dan yapılan bazı açık- lamalarda belirtildiği gibi, bu konu Rum Yönetimi ile Brüksel arasındaki bir konu değildir. Türkiye konuya doğrudan doğ- ruya taraftır; a) 1960'da Kıbns Cumhuriye- ti'ni kuran anlaşmada Türkiye, Ingiltere ve Yunanistan'la bir- likte taraftır ve "Garantör" bir ülkedir. b) Aynı anlaşmaya göre Kıb- ns Cumhuriyeti, Türkiye ve Yu- nanistan'm birlikte üye olma- dıklan bir kuruma giremez (Türkiye AB'nin üyesi değil), girme durumu söz konusu ola- bilecekse "Türkiye'nm ona- yı"gerekir. Ve Türkiye Yunan vetosunun kaldınlması karşılı- ğında "sessizluüarak" onay ver- miş olmaktadır. Yarın Rumlann AB'nin tam üyesi olmalan (Kıbns Cumhu- riyeti olarak) demek, adanın tü- münde hükümranlık haklannın tanınması demektir ki o nokta- dan sonra artık Türkiye'nin ya- pabileceği hiçbir şey kalmaz ve Kuzey Kıbns Batı Trakya'nın konumuna gelir. Beliriendi 4) 1996'dabaşlatılacakgörüş- me süreci. Ankara'nın verdiği ödünle belirlenmiş olmaktadır. Yann AB'nin karşısına Kıbns Cumhuriyeti olarak oturma hak- kını elde etmiş Rumlann artık kuzeydeki KKTC ile federasyo- nu görüşmesi için hiçbir neden kalmaz. Bugüne kadar Türkler- le siyasal eşitliğe dayalı federas- yonu kabul etmeyen Rumlann, ellerine Kıbns Cumhuriyeti ola- rak masaya oturma haklan (hak- sız yere) geçtikten sonra. Türk tarafı ile federasyonu konuşup anlaşarak AB'ye gireceklerini beklemek fazla safca bir beklen- ti olur. 5) Kimse kuşku duymasın: Rumlarla Brüksel arasında tam üyelik görüşmeleri başlarsa bu görüşmeler "rekor bir sürat- le"sonuçlanacaktır. Bugün Brükserden Ankara'ya veril- mekte olan bazı sözlerin hiçbir anlarru yoktur. Aynen Rogers Planı'nda olduğu gibi, Yunanis- tan 1981 'de AB - ye tam üye olur- ken "Türkiye'yi engellemeyece- ği gibi, kayıtlara da geçen"söz- lerdir bunlar. 6) Başkan CHnton, kısa bir sü- re önce Başbakan T. Çillere gönderdiği özel mektupta "Kıb- ns sorununda gösterdiği esnek- lik için" içtenlikle teşekkür edi- yordu. öyle ya, Clinton 1996'daki başkanlık seçimlerin- de ABD'deki Rum ve Yunanlı seçmenlerin karşısma başı dik olarak çıkıp "verdiğim sözü ye- rine getirdim" diyerek oy isteye- bilecek. 7) Brüksel'de Gümrük Birliği konusunda "yaratılan Yunan ve- tosu senaryosu". Kıbns konu- sunda kesin zaferle sonuçlanı- yor. Hem Brüksel ve Atina Kıb- ns'ta istedikleri politikayı An- kara'ya güle oynaya kabul etti- riyor, hem de ABD tatmin edil- miş oluyordu. Brüksel Türki- ye'yi Gümrük Birliği'ne alma- ya zaten çoktan karar vermişti. Çünkü "tek yanh olarak ipleri etindetutabflecek, Türkiye'yi ve- sayeti altına alabflecekti". Ancak Ankara'da iç kamuoyu nedeni ile yaratılan aşın heves havası, Brüksel'e son Yunan vetosu "se- narvosunu" hazırlama olanağı sağladı ve herkesin istediği oldu. Ankara Kıbns konusunda sessiz kalarak verdiği büyük ödünle, yann içinden çıkılama- yacak sorunlann hazırlayıcısı oldu. Bu gerçekten, inanılması güç vahim birdurumdur. Ancak kimse kuşku duymasın, bu du- rumu yaratanlar, bunun bedeli- ni ödeyecektir. Bazı çevTeler Türkiye'nin Avrupa'nın parçası olmadığını öne sürüyor. Bu iddia iki açıdan yanlıştır. Önce iddiayı öne süren çe\Teler, modern ve Avrupalı bir ülke olan Türkiye'de örneğin genç kuşağm, Avnıpah genclerle aynı yaşam biçimini, ilgileri, kaygılan ve umutlan paylaştığını bilmiyor. tkincı olarak, Türkiye'yi dışanda bırakan bir Avrupa, 3 bin yıllık tarihini ve kültürünü kendı ellenyle sakatlamış olur. Türkler ve Turkı\e \ üz yıllardır AvTupa'nın parçası olmuşlardır. Yeni olan, Türkiye'nin Avrupa'nın parçası olmadığı yolundaki görüştür. Avrupa ile bütünleşen bir Türkiye. dini ve etnik kavramlarla kaynaşan genış bir bölgede istikrar unsuru olur. Bu konuda Brüksel'deki Gümrük Anlaşması ile tarihi bir adım atıldı. Türkiye 62 milyon nüfuslu genç bir ülkedir. AB içinde sadece Almanya pazan Türkiye pazanndan daha büyüktür. AB, Türkiye ile birlikte büyük bir tüketim pazan oluşturacaktır. Ancak Gümrük Birliği (GB) sadece ekonomik rekabet fırsatı ile sınırlı değildir. GB dünyamızdaki kaynaşma ve ortaklık eğılimınin bir parçasıdır. 21. yüzyıla yaklaşırken AB ve Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA) gibi yöresel serbest ticaret bloklan tüm kıtalarda ortaya çıkıyor. Yöresel ekonomik gruplaşmalar tarihi rekabet ve kuşkulan aşabilmek için en iyi çaredir. Türkiye hem Ortadoğu hem de Avrupa'nın komşusudur. Bu açıdan yöre hakkında çok değerli deneyime sahiptir. Bölgedeki gerginliğin yoksulluğun ve güvensizlik duygusunun ortadan kalkması için, Jsrail ve önde gelen Arap ülkeleri ile işbirliği yapıyoruz. Öte yandan Karadeniz Ekonomik lşbirliği Anlaşması da Karadeniz bölgesindeki ülkeler arasında işbirliğini güçlendirmeye çahşıyor. Bu anlaşma çerçevesindeki toplantılarda birbirine düşman Azerbaycan ve Ermenistan temsilcileri bile bir masada yan vana oturuyor. Ticaret ve işbirliğinin üzerinde ısrarla durmamızın iki nedeni var. Birincı neden ekonomik. Refah'm uluslararası ticaretin teşvik edilmesiyle geldiğinin bilincindeyiz. tkinci neden ise jeopolitik. Bölgemiz, dünyadaki bir dizi bunalımm merkezi durumunda. Örneğin radikal dınci akımlar hızla yayılıyor. Bu konuda Türkiye çok önemli bir rol oynayabilir. Müslüman olan Türkler aynı zamanda Avrupalı büyük çoğunluğu ılımlı olan bir halktır. Türkiye Cumhuriyeti'nin temel ilkesi laikliktir. Türkiye'nin Gümrük Birliğı'ne katılması kuşkusuz çetin sorunlann ortaya çıkmasına yol acacak, bunlann çözümünü gerektirecektir. Ama Gümrük Birliği daha iyi ve daha güvenlikli bir dünyaya açılan önemli bir kapıdır. Bunun yararlan Türkiye ve Avrupa'nın çok ötesinde duyulacaktır. (7mart) Okullan İngiltere'de 12, ABD de 24 haftalık yogun voya sınav kursuna kayıt olanlara BEDAVA > ^ BİLETİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle