Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 MART1995 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOM
TSE gümrük
binliğinde geçerli
• ANKARA (A.NKA) - Türk
Standartlan Enstitüsü (TSE).
gümriik birhğınde tıcarete
konu olacak mallara ılışkın
standart uygulamalanna
açıklık getirerek ve TSE ile
TSEK markalannın
geçerliliğıni korudugunu
açıkladı. TSE son günlerde
basın yayın organlannda
belgelendirme ve
Communautee Europeen (CE)
işaretiyle ilgılı haberterin
sıkça yeraldığına dikkat
çekerek konunun
aydınlatılması ıçın bır
açıklama yaptı. TSE
açıklamasında AB üyesi
ülkelerde sınaı mallann
üretimı ve pıyasaya arzıyla
ilgılı l.400adetteknık
düzenlemenın mevcut olduğu
vurgulanarak CE işaretiyle
iigıli teknık düzenlemelenn
de yeni direktifler olarak
adlandınldığı ve tıcarete konu
mallann yüzde 8'ıni kapsayan
I9'unun yüriirlükte olduğu
belırtildı.
ATİAD umutlu
• BONN (AA) - Avrupa
Türk lşadamlan ve
Sanayicileri Derneğı
(ATtAD) Başkanı Kemal
Şahin, gümriik birliği
Çerçeve anlaşmasının
imzalanması nedeniyle
Başbakan Tansu Çiller'e
gönderdiği "kutlama
yazısı"nda, "Hükümetinizin
özverili çalışmalan sonucu
gerçekleşen ve Türkiye'nin
Batı ile ekonomik
entegrasyonunda son derece
önemiı bir kilometre taşı
olan gümriik birliğinin,
zamanla ülkemizi Avrupa
Birliği'nın tam üyeliğine
taşıyacagından kuşkumuz
yoktur" dedi.
SSK ve Bağ-Kur
bütçeden yiyop
• ANKARA (ANKA)-
Sosyal Sigortalar Kurumu
ve Bağ-Kur'un açıklan da
bütçeden finanse edilmeye
başlandı. Bu yıl ilk kez
adlanna bütçeye ödenek
konulmak zorunda kalınan
SSK ve Bağ-Kur'a ocak
ayında bütçeden toplam 2.2
trilyon lıra aktanldı. Ocak
ayında SSK'ye 1 trilyon 670
milyar lira, Bağ-Kur'a ise
500 milyar lira aktanldı.
Nadir lmpex'ten
açıklama
• ANKARA (AA)-
Özelleştirme kapsamındaki
Petlas'ı satın alan Nadir
Impex'in sahibi ve genel
müdürü Muhtar Azeri,
"Petlas'ı almaktan
vazgeçtikleri" yolundaki
söylentileri yalanladı.
Muhtar Azeri, Özelleştirme
Idaresi'ne gönderdiği yazıda
şöyle dedi: "Petlas ihalesi ve
Petlas'ı almaktan
vazgeçtiğimiz şeklindeki,
asılsız ve maksatlı yayınlar
bizi üzmüştür."
METAŞ'm
hisseleri
• lZMÎR(CumhuriyetEge
Bürosu) - METAŞ yönetimi,
Özelleştirme tdaresi'nin
aldığı satış karannın
ardından 'büründüğü'
sessizliğini dün Yaşar
Holdıng lehine bozdu.
METAŞ Genel Koordinatörü
Aydın Telseren. Özelleştirme
Idaresi'nce yüzde 42.55'lik
METAŞ hıssesinin
özelleştınlmesi
çahşmalannda, yapılan
"fedakârlık ve çabalann"
göz önüne alınmâsını istedi.
Zenginlere bağış
•ısı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel. Aliye
Yakşi Anadolu Kız Meslek
Lisesi'nin açıhş törenıne
katıldı. Demirel, yaptığı
konuşmada Japonya'da
kazandığı servetini
Türkiye'ye getirerek okullar
açan Aliye Yakşi'nin büyük
bir destan yarattığını
vurguladı "Bu, burada
zenginliğini kazananlara
ibret olsun'' diyen Demirel,
" Ülkenın hayırsever
vatandaşlannı yalnız
hayırseverlikleri için değil,
varlıklıhğının icabı ülkeye
hizmet yapmaya davet
ediyorum" dıye konuştu.
OECD ülkelepıne
tıırizm dopingi
• PARİS (AA) - Ekonomik
Işbirliğı ve Kalkınma
Örgütü (OECD) ülkelerinde,
turizm sektörünün geçen yıl
önemiı ölçüde büyüdüğü.
1995 yılının da turizm
açısından iyi geçmesipin
bcklendiğı bildirildi. Örgüt
tarafından yayımlanan yıllık
raporda, bu ülkelerin
eKonomilerinde görülen
gelişmede, dış turizmin
bvyük katkjsının olduğu
bildirildi.
AB ile yapılacak anlaşmalarla kesilecek devlet yardımlan ve standartlar, üretimi zora sokacak
Üretime gümrük birliğî darbesi
ESRAYENER
ANKARA - Avrupa Birliği ile gümrük
birliğıne geçışte, yapılan teşvik anlaşma-
lan çerçevesınde, sanayi üretimindeki
devlet yardımlannın kesilmesi ve ulusla-
rarası standartlara göre üretim yapma zo-
runluluğunun ıç üretimi zorduruma soka-
cağı bildirildi.
Yetkililer, gümrük birliğinin ardından
ihracatın gerçekleştirilmesi içın ürünlere
dünya standartlannı belirleyen JSO-9000
belgesınin verilmesi gerekliligıne dikkat
çektiler.
Türkiye'de büyük sanayilenn bu stan-
dartlara uygun üretim yapabilmek için ge-
rekli teknoloji ve sermayeye sahıp oldu-
ğunu anlatan yetkililer, "Özellikle ilaç,
kunya ve otomotiv yan sanayisinin bu tek-
nolojiye sahip olması olanaksız" dediler.
DTM'den edınılen bi Igiye göre; gümrük
birliğiyle kaldınlacak gümrük vergileri-
nin yerine anti-damping vergileri getirile-
rek sektörler korunacak. Yetkililer, aynı
çerçevede, AB dışındaki ülkelerden yapı-
lacak ithalata da belli sınırlamalar getiri-
• Avrupa Birliği ile gümrük birliğine geçişte, yapılan teşvik
anlaşmalan çerçevesınde, sanayi üretimindeki devlet yardımlannın
kesilmesi ve uluslararası standartlara göre üretim yapma
zorunluluğunun iç üretimi zor duruma sokacağı bildirildi.
leceğinı bildirdiler. Küçük işletmelerin ve
yan sanayi gruplannın üretim birimlerinin
Avrupa standartlannda üretim yapmalan
ve gerekli teknolojik donanıma sahip ol-
malan için yeterli sermayeye sahip olma-
dıklanna dikkat çeken yetkililer. bu çer-
çevede, özellikle otomotiv, ilaç. kimya
sektörlerinde yan sanayiye gümrük birli-
ğinin büyük darbe vuracağım belirtirken
şu değerlendırmeyi yaptılar:
"Türkiye'de, bu üretim birimleri açısın-
dan önümüzdeki 5 vıl zor gececek. Ancak
daha sonra üretimde beili bir kalite orura-
cak. Bu çerçevede. bu 5 ydlık geçiş süresi-
nin en az zararla kapatdması için belli üre-
tim birinılerine yardım yapılacak. Aynı
çerçevede. artık belli yaşın altında, sigor-
tasız işçi de çauşnnlamayacak,"
DTM'nin sektörler için yaptığı çalış-
maya göre. gümrük birliğinin ardından
sektörlenn üretim yapılan şöyle gelişe-
cek:
SANAYİ-OTO-
MOTİV: Gümrük
vergılerinin kaldınl-
masıyla otomotivde
üretim yüzde 10
oranJannda düsecek. Otomotiv yan sana-
yi üretiminin dünya standartlannda olma-
masından dolayı bu ürünlerin ıhracat pa-
yı olamayacak. Gümrük duvarlannın kal-
dınlmasıyla yan sanayideki işletmelerin
yüzde 40'mın kapanması ve üretim düşü-
şünün da avnı oranda olması bekleniyor.
TAREVİ URETİMİ: Türkiye'nin en çok
güvendiğı alanlardan bin olan yaş meyva
ve sebze ürünlerinin gümrük birliği dışın-
da bırakılması nedeniyle bu ürünlerin ih-
racat ve üretim miktariannda büyük değı-
şiklikler beklenmezken, işlenmış tanm
ürünlerinin birlik kapsamına alınması, gı-
da endüstrisini zorlayacak. Çalışmada, iş-
lenmiş tanm ürünlerin üretiminin yüzde
50 oranlannda düşeceği belirtildı.
TEKSTTL: Deri ve pamuklu giyim ma-
mullerinde üretimin ve ihracatın 19% yı-
lında yüzde 30'a, 2000 yılına kadar da
yüzde 100'ü aşan oranlarda artması bek-
leniyor. Ayakkabı sektöründe ttalya ve ls-
panya kaynaklı ürünlenn iç piyasava dü-
şük fıyatlı girmesinden dolayı, yerli üre-
tim piyasasında daralma olacak. Üretim-
de yüzde 10'luk düşüş bekleniyor.
MADENCİLIK: Gırdi
fiyatlannın ucuzlamasının
üretimi arttıracağı belirtil-
di. Özellikle toprak ürünle-
rinde ihracatın yüzde 40
oranlannda artması bekle-
niyor
İLAÇ-KİMYA
SANAYÜ: Patent yasasıyla
ilaç ve kimya sanayiinde
ürün fiyatlannın yüzde 50 oranlannda art-
ması bekleniyor. Aynı çerçevede. üretım-
de yüzde 40 düşüş olacağı bildirildi.
Ispanya
Sosyalist İşçi
Partisi'nin
seçim zaferi.
Başbakan,
Felipe
Gonzalez.
Sosyalıstler genel
seçimleri aldı.
Ispanya Avrupa
Topluluğuna katıldı
1986. EKİM '89
İşsizlik oranı
%22.5'a ulaştı.
(AT'nin en yüksek
işsizlik oranı)
Yolsuzluk ve vergi
kacakçılıgı söylentileri,
Ispanya Merkez
Bankası Başkanı
Mariano Rubio'yu
istifaya zorladı.
TEMMUZ '92 TEMMUZ '93
Eski güvenlik Bakanı Rafael Vera.
ETA'ya karşı kurulan gizli ölüm
mangalarına içişleri bakanlığından
fon aktarmak suçuyla tutuklandı.
Ülkenin dördüncü büyük
bankası Banesto, genel
müdürü Mario Conde'nın
yolsuzluğa karıştığı
iddialarından sonra battı.
Santander Bankası,
Banesto'yu kurtarma
kararı aldı.
T
ARALIK '93 SUBAT '95
Avrupa'nın yeni İıasta adaın'ı: Ispanya
Ispanyol hükümetı, ıkibuçuk yıllık bır süre içınde pesetayı dördüncü kez devalüe etmek
zorunda kaldı. Jspanya'nm ortak bır Avrupa para biriminden uzaklaşması anlamına ge-
lebilecek bu karan almak, ıktıdardaki sosyalistler ıçın güç oldu. Cünkü, The Indepen-
dent gazetesınde "Avrupa'nın yeni hasta adamt Ispanya"başlığıvla yayımlanan maka-
leye göre, sosyalistler için Avrupa'nın bir parçası olmak hep. Franco sonrası Ispanya sın-
dâ demokrasinın, omzu kalabalıklann bır daha gen dönmeyeceğının bırgarantısı olmuş-
tu. Nıhayet I986'datamüyelığe ulaşıldı. l980"lenn ıkıncı yansı ekonomik vesıyasiaçı-
dan başanlarla doluvdu. Refah. tam üyelikten öte, yıllarca kendı ıçıne kapanan ekono-
mının dışa açılmasından kaynaklanıyordu. Ancak bu refahı yaratan üretim değıl. büyük
ölçüde aile ışletmelennin yabancı seımayeye satılmasından. spekülatif yatınmlardan sağ-
lanan gelirdi. 1980 yılına göre zenginlığin reel anlamda yüzde 40 arttığı 1992, resesyo-
nun da başlangıcıydı. Ekonomik büyümenın kahramanlannın isımlennin yolsuzluk olay-
lanna kanşması, sosyalistler için ışlen daha da güçleştirdi. Sosyaii^tleri en fazla yara-
layan, kontrgenlla skandallannın da sanıklanndan bıri olan partı üyesi Luis Rokdan ın.
Sıvıl Koruma'nın başkanhğı sırasında yaklaşık 5 milyar pesetayı zımmetıne geçırdık-
ten sonra kayıplara kanşması oldu. Pesetanın seyn de Gonzalez'ın erken seçımlere gı-
dıp gıtmeyeceğını gösterecek. Enflasyonun. devalüasyonun ıthalatı daha pahalı hale ge-
tırmesıyle ıyıce yükselmesi bekleniyor. Faızoranlanndakı artış, ıvıleşmev ı tehhkeye so-
kabılır. Sosyalistler ister bir süre daha ıktıdarda kalsın ıster kalmasın. sokaktakı halk
AB efsanesinı sorgulamaya basladı.
Istanbul Sanayi Odası, KOBİ'lerin AB olanaklannı tanımalan için proje başlattı
ISO'dan AB ile işbirliği firsaüan
Ekonomi Servisi - tstanbul Sanayi
Odası, küçük ve orta boy işletmelerin
(KOBİ) gümrük birliğine girilirken yurt-
dışındaki olanakJan tanımalan amacıy-
la bir proje başlattı. Gümrük birliği sü-
reci içerisinde nihai amaç olan AB'ye
tam üyelikte KOBİ'lerin geleceklerini
garantıye almak amacıyla oluşrurulan E-
CIP (Avrupa Birliği Yatınm OrtakJık-
lan) projesi ilk aşamada, Türkıye ile Al-
manya'daki KOBl'leri biraraya getirme-
ye yönelik olarak gerçekleştırilecek.
Almanya'nın Bavyera eyaleti Nürn-
berg Ticaret Sanayi Odasfnın Türki-
ye'de yatınm yapma talebıne İSO'dan
gelen olumlu yanıt üzerine tstanbul'un
pilot bölge seçilerek başlatılacak olan
proje, Coopers & Lybrand aracılığı ile
1 Yararlanma koşulları 1
- ECIP, KOBl'leri hedefliyor.
- Daha büyük ölçekliler de
yararlanabilir.
- Büyük ve çokulushı
şirketler yararlanamaz.
- Baş\oırunun, yatınm
ortağı bulmak için
yapılması.
1 Programın aşamaları 1
- Diğer ülkelerde yatınm
ortaklığı ile ilgilenen firmalann
tespit edilmesi.
- Analizler ve diğer hazırhklar.
- AB'nin yatuım projesine
finansman katkısı.
-Insan kaynaklan ve teknik
destek.
gerçekleştirilecek.
Dün tSO'da düzenlenen bir toplantıy-
la sanayicilere tanıtılan proje konusunda
bir açıklama yapan İSO Genel Sekrete-
ri Bahar Şahin, Avrupa Birliği "nde kü-
çük ve orta ölçekli işletmelere finans-
man desteği sağlamayı amaçladıklannı
belirtti. Organizasyonun İSO tarafından
üstlenileceğini belirten Şahin, "Türld-
ye'deki KOBt'ieri Alman sanavicikri ile
bir araya getirmek isthtıruz. Birkaç işlet-
me bu arada > atınm yaparsa bu hem bi-
zim için önemli bir kazanç olacak ve hem
de İSO'nun dışa açılnıa konusundaki tec-
riibesini artüracakûr'' dedi
KOBFIer ateş hattında
Gümrükbirliğinden en fazla KOBİ'le-
rin etkıleneceğini belirten Coopers & Ly-
brand yetkilileri ıse "Proje aslında 1988
yılında başladı. Amaç Akdeniz Bölge-
si'nde bulunduğu halde AB've üve olnıa-
yan ülkelerde yapılan yatınnılarla bu ül-
kelerden Avrupa'ya olacak göçü engelle-
mek"diye konuştular. Yetkililer. fonlar-
dan yararlanabilmek için somut projele-
rin gerekli olduğunu da sözlerine ekle-
diler
Rıdye Televizyon Üst Kurulu'naıt
kararıyla Btst FM yayınları,
bir 9ün liireyle durduruldu.
Ama degifen hiçMr fcy «k|6esf FM'de
hala her fey/serhsiisHmak yasak.
İŞÇtNtN EVRENtNDEN
ŞUKRAN SONER
Daha Önceleni Nerelerdeydiniz?
Ünlü şarkıda, duygularını saklamış sevgiliye "sitem", yaşa-
namarnış güzel yıllann acısı ile buruk yönettilen bu soruyu,
gümrük birliğinin getirdiği sorunlarla bağlantılı, öfke ağırlıklı,
çok başka duygularla birilerine yöneltmek durumundayız.
Gümrük Birliği Anlaşması'nı, iktidann ömrünü uzatma araa
olarak kullanma çabası içindekı Başbakan Tansu Çiller, bir
yandan abartıh sevinç çığlıklan atarken, bir yandan da çok kı-
sa bir zaman diliminde gerçekleştirilmek durumunda olan iş-
lerin ağırlığından politik bir dille yakınmaya başladı bile.
Işin hıç şakası yok. Gümrük Birliği Anlaşması'nın sonbahar-
da yeni bir ertelemeye kurban gitmemesi için, insan hakları ve
demokratikleşmede çok ciddi adımlar atılması zorunlu. Çiller
istediği kadar "Çok kibar davrandılar, bana herhangi bir ima-
da bulunmadılar"des\n. AB'nin Türkiye'ye ilişkin en yetkili ve
sorumlu ağızlan, anlaşmanın açıklandığı basın toplarrtısında
bile çok net bir dille altmı çizdiler; "İnsan haklannda, demok-
ratikleşmede beklenen iyileşmeler olmazsa, sonbahardaki
toplantısında Avrupa Pariamentosu, anlaşmayı onaylamaz,
erteler" dediler.
Içerde üç değişik amaca yönelik ortak muhalefet başladı bi-
le; Refah ve sağ partilerin içine yayılmış ırkçı, şeriatçı düşün-
celerin sahipleri, bu ülke insanının çağdaş toplum değerleri ile
yaşamasına karşı olanlar. AB yenne ıslami ya da Türki birlik-
ler oluşmasını isteyenler çok etkilı, sistemli bir karşı çıkış kam-
panyası yürütecekler.
DYP içinde Çiller'in iktidanna karşı olanlar ve aynı nedenle
ANAP ağırlıklı bir başka muhalefet odağı da sesli karşı çıkma-
ya utanan, ancak gumruk birliği ile çıkarlan çatışan sermaye-
yi de arkalanna alarak giderek güçlenecek.
Bir de DSP ile İşçi Partisi'nin öncülüğünü yaptıklan, soldan
gelen ve CHP'nin de içinde güç bulacak, Avrupah olabilmek-
ten çok Avrupa'nın pazan, arka bahçesı olma kaygılanndan
kaynaklanan karşı çıkışlar var. Birbirinin tam tersi amaçlarla
yola çıkanların buluştukları, toplumda da kabul görecek, or-
tak ve de haklı eleştirileri, Türkiye'nin Avrupa'nın üyesi, bi*yi
olmaktan çok uzak, çok onursuz ve fazla dayatmalı bir ilişki-
ye zorlanıyor olması. Başbakan Çiller'in "Avrupa istediği için
değil, Türk insanı buna layık olduğu için insan haklan ve de-
mokrasi" mesajını vermeye çalışacağı, bunun için etkili bir
kampanyanın başlatılacağı söyleniyor.
Doğrusu bunda inandıncı olma konusunda hiç şansı yok.
Adama sorartar; "Siz seçim kampanyalannda, 12Eylüldüze-
nini ortadan kaldırmak, daha fazla insan haklan ve demokra-
si sloganlan ile oy aldınız, bu doğrultudaki hükümet protokol-
leri ile iktıdar oldunuz.Demirel ve Çiller hükümetleri, koalis-
yon ortaklan olarak bu sorumluluklannızı yerine getirmediniz.
Sol kanat ilkeli davranamadı, ağırtığını koyamadı. Ancak sağ
kanat doğrudan çamura yattı, sözünden döndü. DEP karan
ve pek çok hükümet uygulaması ile gerek insanlan, gerekse
demokratikleşmede pek çok konuda geri çizgiye geçildi."
AB'yı savunan, liberal olduğunu söyleyen Türk sağı, kısa-
cası çok kötü bir sınav verdi. Burnunun ucunu, birkaç ay son-
rasını göremedi. Bütün siyasi partilerin seçim kampanyalann-
da, hükümet program ve protokolünde yer alan insan hakla-
n, demokratıkleşme, namusu ile zamanında yapılsaydı, kim
"Avrupa'nınzoru ile oldu" diyebilırdi? Şeriata, ırkçıhğa,yozlaş-
maya, kirlenmeye prim vererek iktidarîannı, parlamenterlikJe-
rini korumayı seçenler, birkaç ay önce "hayır" dediklenne, Av-
rupa bastınnca "eyet" diyecekler, elbette yukanda sözünü et-
tiğimiz haklı eleştiriden paytannı alacak, onursuz davranma-
sının, bilinen birtakvımi bile hesaplayamamanın bedelini öde-
yecekler. Sofda ve sağda, Avrupah dayatmadan da asgari öl-
çüleri ile insan haklannın, demokratıkleşmenin gereğini savun-
muş olanlar ise "Avrupa istedi de yaptınız"aytbmı taşımaya-
caklar. Avrupa istediği için değil, insan olarak bu haklaria ya-
şamaya inandığı için, insan haklan ve demokratikleşmeyi sa-
vunanlann ise, bu türden bir kaygı ile istemlerinden, savaşım-
larından geri durmalan söz konusu olamaz.
Türkiye zorlu ve çok önemli yeni bir dönemeçte. Mandacı-
lık ruhu ile gümrük birliğini savununlar, insan haklanna, demok-
rasiye inanmayanlar, Avrupalı zorlaması iie bazı değişimlere
kerhen "evef" deseler de, insan haklan ve demokratikleşme-
de özü boşaltmak üzere ellerinden geleni yapacaklardır. Ba-
ğımsızlıktan, gerçek insan haklan ve özgürlüklerden, demok-
rasiden yana olanlara önemli görevler düşecektir.
Aynı çelışkıler tek tek uygulamalar için de yaşanacaktır. Av-
rupa'nın arka bahçesi, pazan olmakta sakınca görmeyen ser-
maye cephesi, kişisel çıkarlan, işletmesinin zaran söz konu-
su olduğunda korumacılığı savunacak, ülke çıkarlan savun-
masına sığınacaktır. Avrupalının değerlerini, insan haklan, de-
mokrasi, bilim, yaşam düzeyinı ülkemız insanı için isteyenler
ise, Avrupalıdan gelen haksız dayatmalara karşı çıkacaktır.
Bu arada şerıat, aşıret, kölelık, geri düzenlerde çıkarian bulu-
şanlar, tam tersi söylev ve rollerde görünebilecektir.
Türkiye çağdaş, refah toplumu, uygartık yolunda atılması ge-
reken adımlann çok geç kalması nedenı ile, çok zorlu, çok çe-
lışkili tartışmalan, gerçek amaçlarla görünen rollerin taban ta-
bana zıt olduğu bır karmaşayı yaşayacaktır.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Erez'e göre 'ödün' değil
Kıbrıs için verilen söz geçersiz
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Tansu Çiüer'e yakınlığıy-
la bilinen Türkiye Odalar ve Borsa-
lar Birliği (TOBB) Başkanı Yalım
Erez, Avrupa Birliği ile gümrük bir-
liği karanna karşılık, Kıbns Rum yö-
netiminin AB'ye üyeliği konusunda
Yunanistan'a söz verildiğini doğrula-
dı. Erez, verilen sözün hukuksal bir
dayanağı olmadığını ve AB'nin. Yu-
nan siyasiler ile kamuoyunu yatıştır-
ma stratejisi izlediğinı savnndu.
Siyasi ve ekonomik gelışmelerde
Başbakan Çıller'in yakınında yer alan
TOBB Başkanı Yalım Erez, dün yap-
tığı yazılı açıklamada, AB ile gürnrük
birliği karannın çıktığı görüşmelerde
Yunanistan'a verilen sözün "ödün
1
"
olarak algılanamayacağını savuna-
rak, şu görüşleri dile getirdi:
"AB'nin bölüıunezkabul cttiği Kıb-
ns'ın tapu senedi olan Londra ve Zü-
rih Antlaşmalan'na göre Kıbrıs, an-
cak Türkhe ve Yunanistan'ın birn'k-
te üve olduğu bir uluslararası örgüte
girebilir. Aksi halde, Türkiye'nin bu
konuda onayı gereklidir. Bu bakun-
dan AB'nin Kıbrıs'la tam üyelik mü-
zakeresi stratejisinin. gerçekte Yunan
sivasileri ve kamuoyunu yatıştırmak-
tan öteve bir anlamı yoktur. AB, güm-
riik birliğine yeşil ısık yakmak konu-
sunda Türkiye'nin yanında, Yunanis-
tan'ın ise karşısında yer almıştır. Bu
olguda, Avrupa'nın Yunanistan'dan
bıkmasının ve Türkiye'nin hâlâ vaz-
geçilmezliğinin rolü bü>üktür."
Türkiye'nin gümrük birliğine 1 O-
cak 1996 tarihinde girebilmesi için
Terörle Mücadele Yasası ve anayasa
başta olmak üzere demokratikleşme
yönünde çahşmalar yapması gerekti-
ğini vurgulayan Erez, bu düzenleme-
lenn yapılmaması durumunda verilen
tarihın önce 1 Temmuz 19%'ya. da-
ha sonra 1 Ocak 1997'yeertelenebi-
leceğine dikkat çekti.
Erez. "Top, şimdi Türkiye'de. Bu
düzenlemeler Avrupa istediği için de-
ğil, Türkiye kendi isteghle ve çağda;
toplumlann düzeyini yakalamak ar-
zusuvla yapmaİKİır'* görüşünü kay-
detti.
Sakıp Sabancı: Batı kapısı açılcl
ISTANBUL (AA) - sabancı Hoi-
ding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp
SabancuTürkıve ile AB arasında ön-
ceki gün imzalanan gümrük birliği
çerçeve anlaşmasıyia Türkiye'nin.
"Hem Türk hem de AvrupaJı" olaca-
ğını bildirdi.
Sabancı, gümrük birliği gerçekleş-
tiğinde her şeyin bitmeyeceğinı ıfade
ederek "Dikkat ediniz. şu anda sade-
ce Batı pazannın kapısı açdıyor, ileri-
de tam üvelik gerçekleşince. Batı dün-
yasının kapısı açdmış olacak"dedı.
Kapının öte >anında "akıllılar top-
luluğunun" bulunduğuna ışaret eden
Sabancı. sözlennı şöyle sürdürdü:
u
Bu topluluk ile iş yapanlann da
akılü olmasL onlarla aynı dili konuş-
ması, aynı beceriyi, aynı kafayı kullan-
ması şart Bi/ bunu yapacağû. Bi/ bu-
nu yaparak kendi menfaatlerimi/i ko-
ruyacağız. Menfaat dengesini bozma-
yacağız. Biz bu kapıdan ne başkalan-
nı kandırmak ve ne de kendimizi bas-
kalanna kandırtmak için geçeceğiz.
Dünya değişti. Artık öyle kanmaya-
kandırılmaya, istismara-soyguna da-
yalı sahte dostluklara. sahte birliklere
yer yok. Başkaian hak ve menfaatie-
rini koruyacak. Biz de Türk olarak
hakkimızı,menfaatJerimizi konjy aca-
ğız. Ne daha fazla ne az. Dengeli biçim-
de."
Hür ve demokratik sistemlerde in-
sanlann her konuda farklı değerlen-
dirmelennin olabileceğini bildiren
Sabancı, "AB v« GB konusu, Türki-
ye'de30 yüdırtaröşılıy'or.Hiçbir konu-
da Türk toplumu bu kadar görüş w
gönül biriiği sağlarnamıştı. Halkın ge-
nel bekleyişleri doğnıltusunda GB
gerçekleşn" dedi. Sabancı, şimdi
olanlan bozmaya izin verilmemesi
gerektiğini belirtti. Sabancı, sözlerini
şöyle sürdürdü: "Çünkü,işteozaman
dünyaya rezil olur, heniiz Batı dünya-
sına üyc olacak çizgiye gelmediğimizi
ele güne ispat ederiz. Türkiye ne za-
man yol almaya başlasa 'kifayetsiz
muhteris' deniien birtakım kimseler,
kuruluşlar,bundan huzursuzolur. He-
men frene basmanm hesabuıa girerler.
Anıan dikkaf
Sabancı, "Bir lokma, bir hırka ya-
şama" döneminin geçtiğini, şimdi aşı
ve işi olan Türk insanmı, çağdaş Ba-
tı dünyası insanı seviyesine kavuştur-
manın zorunlu olduğunu anlattı.