24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 MART 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 1995turîzm politikası: Verhnliflk ( Turizm Bakanlığı Yatınmlar Genel Müdürlüğü, 1995 yılı turizm politikasının ana hedefinin, "Uluslararası pazarda rekabet gücü yüksek ve verimli bir turizm ekonomisi yaratmak" olduğunu belirtti. Turizm Bakanlığı Yatınmlar Genel Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre yeni sezonda amaç, yabancı ve yerli turistler ile yerleşik nüfusun ihtiyaçlanna cevap vermek, sosyal turizm tesislerini geliştirmek, turizmin yarattığı ekonomik yaran halka yaygınlaştırmak, doğal ve kültürel değerlerin devamlılığını sağlamak olacak. İSO'nun AB hazırbğı • İSTANBUL (ANKA) - lstanbul Sanayi Odası (ISO), AB'nin sektörel ve bölgesel fonlanndan yararlanmak amacıyla nazırlık yapıyor. AB'nin beş yıl içinde Türkiye'ye Vereceği 3.2 milyar dolarlık destek paketi içinde yer alan proje kredilerinden yararianmak üzere. yeni projeler ûretmek ve bu projelere yönelik bilgi akışının sağlanması amacıyla fSO bünyesinde kurulması düşünülen birim, en kısa zamanda faaliyete geçecek. ŞİRKETLERDEN • KÖY-TÜR Güneydoğu'daki yatınm hamlesinin ilk adımı olarak on yıl önce işletmeye açıp, 1990 yılına kadar çalıştırdığı Diyarbakır Beyaz Et -4şleme Tesisleri'nin tevzi ve modernizasyon yatmmını tamamlayıp yeniden üretime hazır hale Setirdi. İDYOSADpratik kapaklı, 250 ml ve 1 lt'lik plastik ambalajda yeni bir ."Polish" boya üretti. • SİLKAR HOLIDAYS -CLUB'm ilk üyeleri Ramazan Bayramı -tatılinde Kapadokya Lodge Country Club'da -ağırlandılar. • RENAULTMilii Egitim Bakanlığı ile imzalanan Teknik Egitim Projesi 'uyannca lstanbul'da fJağcıIar Endüstri Meslek •JJsesi motor bölümü Jninyesınde kurulan Teknik {îğitim Laboratuvannı fıizmete açtı. TIBM I Almanya'da kurulan I bilgisayar fiıan CEBIT bünyesinde düzenlenen yanşmada çeşitli dallarda ödüle hak kazandı. • ÎVIUDO aılesi tüm markalan ve yetkili satıcılanyla lstanbul Conrad Oteli'nde bir araya geldi. • TOFAŞ Başbakanlık GAP Bölge Kalkınma Idaresi Başkanlığı ile "Tofaş Hatıra Ormanı" tesisi için protokol imzaladı. • OTÖYOL PAZARLAMA sahip olduğu 120 yetkili servisin 39'unda otomotiv sektöründe ilk kez TSE belgeli servis uygulamasını başlattı. • MARSA1 ve 5 lt'lik pet şişe ile 5 ve 18 It'lik teneke ambalajlarda sunduğu Hesaplı Sabah Ayçiçekyağı'nı ürün yelpazesine kattı. • iSMARMarketler zincırinin yönetim kurulu başkanlığına Ali Bilgen tekrar seçildi. • COCA- COLA tarafmdan Akmerkez'de ziyarete açılan "Coca-Cola Dünyası" sergisini ilk iki günde 21.680 kişi gezdi. • BİSSE gömldderinin 1995 yazve 1996 kış koleksiyonlannın tanıtmak - üzere gerçekleştirdiği defile Conrad Otel'de yapıldı. • ŞARK HAYAT StGORTA 4600 büyüyen çocuk sigortalmın mektupla davet edildiği • seçrneler sonucunda ODr.Zihni Papakçı tarafindan çahştınlan çocuk korosunu kurdu. • TOPRAKBANK Kahramanmaraş şubesini hizmete açtı. • TOYOTASA yetkili satıcılartoplantısının ilki 17 Mart Cuma günü tstanbul'da yapıldı. 1994 yılmda yaşanan hızlı devalüasyon, TL bazında artan zaran dolar bazında geriletti zarEkonomi Servisi- Türk Hava Yollan (THY) 1994 yılında da zarardan kurtulama- dı. 1994 yılı bilanço zaran 2 trilyon 29 mıl- yar lira olan (52 milyon dolar) THY'nin za- ranrun büyümesini işletme içi faaliyetlerde yaşanan oİumlu gelişmeler önledi. 1993 yılmda bilanço zaran 1 trilyon 317 milyar lira olan THY'nin zaran 1994 yılın- da 2 triyon Iirayı aşarken dolar bazında za- rarda azalma gözleniyor. Gelir ve giderleri- nin yaklaşık yüzde 80'i dövize endeksli olan THY'nin dolar bazında bakıldığında bilan- ço zaran 91 milyon dolardan 52 milyon do- lara geriledi. Finansman giderleri hariç tu- • 1993 yılında bilanço zaran 1 trilyon 317 milyar lira olan THY'nin zaran, 1994 yılında 2 trilyon Iirayı aşarken dolar bazında bakıldığında zarar miktannda azalma gözleniydr. tulduğunda 1993'te işletme içi faaliyetlerde 22 milyon dolar zarar eden kuruluşun. I994'te bu kalemde 48 milyon dolar kâra geçerek 70 milyon dolarlık bir gelir artışı sağladığı açıklandı. THY'nin 1994 yılı bilançosuna göre ku- rumun toplam net satışlan ve gelirleri, biryıl öncesine göre yüzde 210 oranında artarak 10.4 trilyon liradan 31.6 triryona yükseldi. Geçen yıl bir önceki yıla göre toplam faali- yet giderleri 10.7 trilyon liradan 29.8 trilyon liraya ulaşan THY'nin, faaliyet sonucu fi- nansman giderleri ise 993.7 milyar liradan 3 trilyon 876.4 milyar liraya çıktı. THY tarafindan yapılan açıklamada, Fi- nansman giderlerinin bu seviyeye çıkmasın- da ise 1994 yılında dolar kurundaki yüzde 167'lik artış gösteriliyor. 1994 yılmda 2 tril- yon 618 miryar liralık kur farkı zarannın or- taya çıkmasının etkili olduğu kaydedilen açıklamada, şirkerin ödenmiş sermayesinin 1994 yılında2.5 trilyon liradan 5.5 trilyon li- raya yükseltildiği hatırlatılarak şöyle denil- di: "Ancak 1993 yılında 2.5 trilyon lira olan sermaye 173 milyon dolar iken 1994'te 5.5 trflyoD liraya yükseunesine rağmen yıl sonu itiban ik 142 milyon dolar karşıbğı bir değer ifade etmektedir. Aynca kurumun toplam ci- rosu içinde zarannın payı1993 'te yüzde 12.6 iken 1994te yüzde 6.5V düsmüştür." Toplumsal Araştırmalar Vakfı, Türk ekonomisini ameliyat masasına yatınyor Sol, ekonomide kiı nlîk arıyorAHMETÇELİK Dünyadaki ve Türkiye'de- ki sosyo-ekonomik değişım- ler, Türk solunda da güncel ekonomik politıka arayışlan- nı gündeme getirdi. Bugüne kadar pratiği bır kenara bıra- karak daha çok temelinı sis- temde bulduğu sorunlann kuramsal çözümleriyle uğ- raşmak, bunu yaparken de kendine yüklediği kurtancı misyonunun tersine. giderek topluma yabancı hale gel- mekle suçianan Türk solu, "ekonomide kimlik arayışı- na"gırdı. Dünya solunun ge- lişimi ile paralellik gösterdi- ği ve yeni teoriler üretmek yenne üretilmişleri kopya et- tiği belirtilen Türk solunun şimdiye kadar ekonomınin dışındakatması. "Dünyadaki sol örgütlenmeler, yaşanan hızlı değişim konusunda ide- Ertuğnıl Kürkçü olojik çözümlerüretemeyince Türk solu da boşluğa düştü vegüçlü bir siyasi hareket ha- IİIK' getemedi" şeklinde açık- lanı>or. Toplumsal Araştıımalar Vakfı'nın öncülüğünde dü- zenlenen "Ekonomiye Sol- dan Baktş" sempozyumu ile Türk solu ekonomiyi ameli- yat masasına yatıracak. AtilayAyçin Sempozyumla ilgilı olarak görüşlerine başvurduğuumuz Toplumsal Araştırmalar Vak- fı Başkanı Prof. Dr. Gencay Gürsoy, solun ekonominin dışında olmasını. "bu konu- daki deneyimsiziikle, kuram- sal kaimış obnakla ve hiçbir zaman ekonomiyi manipüle edecek araçlara sahipolama- makia" açıkladı. KorkntBoratav Konuşmasına Türk solu ile sosyal demokrasıyi ayırrnak- la başlayan Gürsoy, Türki- ye'deki sosyal demokrat par- tilerin ekonomik hedeflennın Avnıpa'dakilerin ekonomik hedeflerini yansıtmadığını belirtti. Sempozyumun da bunu vurgulamaya yönelik olduğunu ıfade eden Gürsoy, "Eşitiikçi bir anlayışı sol çer- ıMünir Ceylan çevede ete alarak ekonomik açıdan tarnşmayı amaçlıyo- nız. Bu, sosyal demokrasinin dışında bir anlayış değil, ama Türkive'deki sosyal demok- rasi bünun dışında" dedi. Sempozyumda ıki gün bo- yunca dört oturumda dünya ve Türkiye ekonomisinin çe- şitlı sorunlan tartışılacak. Bugün Doç. Dr. AhmetÇak- Halkbank Türkiye yeni bir döneme girerken, bu değişim sürecinde ekonominin temei taşı olan ' esnaf ve sanatkarlara ayn bir önem verilmekte ve büyük kredi desteği sağlanmaktadır. Bu amaçla, 1995 yılında Türkiye Halk Bankası, Esnaf ve Sanatkarlar Kooperatifleri aracılığıyla ve kefaletiyle, esnaf ve sanatkarlara 20 trilyon lira kredi açacaktır. Halk Bankası tarafindan 1994 yılında bu kesime verilen krediler 2.3 trilyondan 8.5 trilyona yükseltilmiş ve geçen yıl içinde verilen kredilerde % 227 gibi rekor bir artış gerçekleştiril- miştir. 1993 yılında toplam krediler içinde ihtisas kredileri payı % 45 iken bu oran 1994 yılında % 52 ihtisas kredisi, % 48 ticari kredi olarak gerçekleşmiştir. 1995 yıhnda ihtisas kredilerinin toplam krediler içindeki payı % 65 olarak Öngörülmüştür; kredi limitleıini ikikatıııa çıkarttı . Yeni Limit 300 Milyon TL. Esnaf ve sanatkarlann, ticari ve sanayi faaliyetlerdeki önemli katkılan ve gelişen ekonomik yapı içindeki ihtiyaçlan düşünülerek alacaklan kredilerin şahıs limitleri de iki kat artınlmıştır. 1995 Mart ayından itibaren, Halk Bankası'ndaki yeni düzenlemeye göre esnaf ve sanatkarlara verilen iskonto kredisi limitleri 50 milyondan lOOmilyona; tesis kredisi, işletme kredisi, taşıt alım ve onarım kredisi ile teminat mektuplan için konulan limitler de 150 milyondan 300 milyon liraya yükseltilmiştir. Üretimi artırmak ve çalışana kaynak yaratmak amacıyla enflasyonun üstünde reel kredi artışıyla sağlanan bu destek, küçük sanayici, küçük işletmeci, esnaf ve sanatkarlann gücüne güç katmakta, daha verimli iiretim yapmalannı, yannlara daha güvenli bakmalannı sağlamaktadır. OHALKBANKTÜRKİYE HALK BANKASI Çalışana, üretene kaynak. mak'ın "SoL Ekonomiye Ne- den Bakamıyor" teblıği ile başlayacak olan "ENinya Ekonomisi İçinde Türkiye'' başlıklı ilk oturumdan sonra yapılacak ıkınci oturumda "Türkiye Kapitalizminin Di- namikleri ve Ekonomik Kriz" tartışılacak. Sempoz- yumun yannki ilk oturumu- nun başlığı, "Demokratik Kablımcı Bir Ekonomi Ara- yışı" olurken son oturum ise "Kriz, Emek Lehine Çözfile- bihr mi" sorusu etrafında ya- pılacak forumla son bulacak. Sempozyuma konuşmacı olarak, Prof. Dr. Korknt Bo- ratav, Prof. Dr. tzzettin Ön- der, Dr. Ergin V ıldızoglu, Dr. SungurSavran, eski Petrol-lş Başkanı Münir Ceylan, Er- hıgrul Kürkçü ve Atilay Ay- çin'in de aralannda bulundu- ğu çok sayıda tanınmış isim katılacak. Muhasebeci onayı sürüyor Ekonomi Servisi- Vergı beyannamelerinin muhase- beciler tarafindan imzalan- ması zorunluluğu devam edi- yor. lstanbul Serbest Muha- sebeci ve Mali Müşavirler Odası Başkanı Yahya An- kan, Danıştay iptalinin kıs- mi olduğunu belirtti. Ankan, "Maüye Bakanlı- ğı tarafindan 23 Şubat 1995 tarihinde yayunianarak yü- riuiüğe giren ve Vergi Usul Kanunu'nun 227"nci madde- sine bağlı olarak çıkanlan tebliğin Danışta) ca kısmi v ü- riitmeyi durdurma karan, sadece yasada yer almadığı için31 Mart 1995tarihineka- dar sözteşme ve defter tutma bölümüdür" dedi. Öte yandan Cumhuriyet Ege Büromuzun haberine göre Izmir Serbest Muhase- beci Mali Müşavirler Odası Başkanı Nurettin Akbaş. tebliğin, kayıt dışı ekonomi- nin kayıt içine alınmaya ça- lışıldığını belirtti. Odemeler dengesi sorun olmaz ANKARA (ANKA) - Av- mpa Birliği Komisyonu'nda Türkiye'den Sorumlu Müdür Serge Abou, gümrük birliği- ne geçişle Türkiye'nin öde- meler dengesinin bozulaca- ğına ilişkin iddialara katıl- madığını söyledi. Abou, "Gümrük birliği nedeniyle Türidye'nin odemelerdenge- sinde güçlükler vaşanacağuu sanmıyoruz" dedi. Aböu, "Türkiye'nin 5de- melerdengesinde sorunlar çt- karsa bu gümrük birliği ne- deniyle değil. makro ekono- mik politikalan nedeniyle olur" şeklinde konuştu. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Akıl-Fikip Versin• •a KoaJisyon ortaklığında üçüncü dönem, yeni progra- mın imza töreni ile başladı. Programda yıllardır bekle- diğimiz demokratikleşme paketinin öncelikli yer alıyor olması, iyimser, umutîu bir havayı estiriyor. Koşullar öylesine denk düştü ki "Ikiparti de demok- ratikleşme paketine ciddiyetle sanlmak zorvnda. Artık kaytaramazlar. CHP varlığının anlamını kanıtlamak üze- re, DYP Gümrük Birliği takviminin işlemesinde bozgu- na uğramamak başta, kendini bir ölçüde aklamak için demokratikleşmeden geri dönemez" diye, güvenli ol- mak istiyoruz. Gerek Başbakan Tansu Çiller, gerekse CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin ile programın hazırlanmasında yetkili sözcülerin demokratikleşme ve de özellikle ça- lışma yaşamına ilişkin vurgulamalan, hak ve özgüriük- lerde soluk alınacağının müjdecisi gibi. Önce anayasa, ilgili yasalardaki ILO sözleşmelerine aykın yasaklann tü- münün kaldınlacağı, bu kapsamda memurların sendi- ka hakkı soaınunun da çözümleneceği vurgulanıyor. Ardından başta sendikasızlaştırma, yaşanan olumsuz- luklara karşı önlem alınacağı, emeklılerin düşük ücret ve diğer sorunlarına çözüm üretileceginin altı çiziliyor. Düş görmeden, ancak yine de iyimser ve umutlu, yü- rütülmüş ve anlaşmaya vanlmış en son çalışmalara, ge- linen aşamalara biraz göz gezdiriyoruz.. Doğrusu he- vesimiz kursağımızda kalıyor. Bunca deneyimli, uz- man, konulan, sorunlan bilen milletin vekili, parlamen- ter, bakan olmuş insanlann, bir araya gelip, böylesine akıl almaz işler yapmalanna bir türtü akıl erdireme- yip,"'Allah akıl-fîkir versin" demekten başka söz bula- mıyoruz. İki partinin uzmanlan bir araya gelmişler, işçilerin sen- dikal haklarına ilişkin anayasadaki yasaklann kalkma- sı, yasalarda da yasaksız ve ILO sözleşmeleri çizgisin- de yeni baştan bir hukuk düzenlemesi için anlaşmış- lar. Sonra da protokolün bu önemli anlaşması ortada yokmuş gibi, bir yandan da anayasadaki sendikal hak yasakları dururken, 2821 sayılı Sendikalar Yasası'nda yapılacak bir değişikliği hızla Meclis'ten geçirmenın çabasına gırmişler. Üstelik anayasadaki temel sendi- kal hak yasakları ile bağlantılı yasadaki yasaklar oldu- ğu gibi korunurken, kaldınlabilecek ILO sözleşmeleri- ne aykın pek çok yasağı da ellememişler. Sayın Başbakan, CHP Genel Başkanı, henüzgöre- ve başlamamış sorumlu yeni bakanlar, eski bakanlar, komisyon üyeleri, parlamenterler, siz bizimle alay mı ediyorsunuz? ILO sözleşmeleri paralelinde sendikal yasakların anayasa ve yasalardan kalkması konusun- da anlaştıysanız, yakında bunu gerçekleştirecekseniz, eski sendıkacıya yeniden seçilme hakkı ile özelleştir- mede pay kapma, sendikalara ticaret olanağı tanıyan, sendikal hak ve ozgürlüklere aykın, yasaklan koruyan yeni bir yasayı Meclis'ten geçirme çabası, bu telaş ni- ye? Bizi bağışlasınlar, ama bu tabloda ILO sözleşmeleri doğrultusunda sendikal yasaklann kaldırılacağı yolun- daki anlaşmanın kamuoyunu aldatmak, oyalamaktan öte bir amacı yansrtmadığı kaygısına kapılıyoruz. Ku- lislere biraz daha dalınca vanldığı söylenen anlaşma- nın pek de gerçeklerı yansıtmadığını öğreniyoruz. DYP kanadı anayasadaki sendikal haklara ilişkin yasaklann kaldırılmasına ayak sürtüyor. Işçilere ilişkin yasaklann kaldınlması konusunda, anayasa madde metninde an- laşmaya vanldığı bildirilirken, "Coşkun Kırca Tasan- sı" adı altında ortaya bir metin daha çıkıyor. Anayasa düzenlemesinde, hukuk tekniği anlamında dajii yer al- maması gereken bazı yasak getiren aynntılı düzenle- melerin metinde korunduğu görülüyor. Yine de aşjl sonjn, büyük çelişki, memurun sendikal hakları üzerinde. Coşkun Kırca Tasansı olarak ortaya çıkan metin, anayasal düzenleme olmaktan çıkmış, akıl almaz ayrıntılara girerek sendikal örgütlenmede dahi çok ağır yasaklamalar getirmiş. Toplu pazarlık ve grev haklannın ise var olduğunu söylemeye olanak yok. Ga- zeteci olarak saygı duyduğum ve hukuk uzmanlığı kar- şısında söz söylemeye haddim oimadığmı bilmeme karşın, Sayın Kırca'nın anayasa taslak metnini, ancak şiddetli bir tepki olarak açıklayabiliyorum. Belli ki Sayın Kırca, DYP ve ANAP'lı parlamenterler üzerindeki ağırlığı ve etkinliğine de dayanarak, memu- ra sendikal haklan içine sindiremiyor ve bazı ülkelerde ancak kamu erkini yürüten memurlar için, yasa düzen- lemesi ile söz konusu olabilecek yasaklan bütün me- murlar için öngörüyor. Hukuk bilgisi anlamında haddim olmadığının bir kez daha altını çizerek, söylemekten kendimi alıkoyamıyo- rum: Sayın Kırca Türkiye'deki öncelikle sorunun işçi- memur aynmı, daha doğrusu hukuk dışı uygulaması- nın düzeltilmesi olduğunu göz önünde bulundurmalı- dır. Yapılması gereken ilk iş, aslında işçi olup memur kadrosunda çahştınlan yüzbinlerin asıl kadrolanna ge- çirilmeleridir. Treni çalıştıran makinist, telefon kablola- nnı döşeyen işçi ya da hastanede sağlık hizmeti yapan personelin devlet memuriuğu ile ne ilişkileri var? Memur kadrosunda çahştınlan işçiler, işçi kadrosu- na alınıp işkollanna göre ilgili sendikalarda yerlerini al- dıklannda, Türkiye'de 2 milyon civannda görülen me- mur, bir anda gerçek sayısına, 600 binlere kadar ine- bilecektir. Sonra gerçek memurlar için, kamu erkini yürütenler, "devlet adına yetki kullananlar" ile kullanmayanlar ara- sındaki aynma sıra gelecektir. Devlet adına yetki kulla- nanlar için sendikalaşma, asla değil, ancak grev hak- kına, dolaylı toplu pazarlık hakkına da sınıriama getiril- mesi, dünya örneklerine ve ILO sözleşmelenne de da- yanarak uygun görülebilir. Ancak bu da anayasada de- ğil, sonradan hazırlanacak memurlara ilişkin sendikal yasa düzenlemesi içinde olmalıdır. Ne yazık ki iki parti henüz anlaşma aşamasında iken, DYP'nin gerek işçinin sendikal hak yasaklannın kaldı- nlması, gerekse memurlann sendikal haklannın tümü için çamura yatma niyetinde olduğu, CHP'nin de dire- nemeyeceği kokusunu alıyoruz. Bu tabloda sendikal hareketin suskun kalmayacağını da umarak, yanılma- yı ve bir kez olsun haklı çıkmayıp birilerinden özür di- lemek zorunda kalmayı çok isterim doğrusu. Egeli üreticiler, etkinliği tek seslilikte anyor Tanııula güç birliğî İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Egeli tanm üretici- leri, güçlerini birleştiriyor. Oretici kiıruluşlan son yıllar- da tanm sektöründe alınan ba- zı kararlara tek tek karşı çık- malan durumunda seslerini iyi duyuramadıklannı ve etkisiz kaldıklannı belirterek plat- form kurduklannı vurguluyor- lar. Ege Tanm Platformu ilk toplantısını dün yaptı. TARİŞ Genel Müdürü Cihan Amnöz, Izmir Ziraat Odası Başkanı Reşit Kurşun, fzmir Ticaret Odası Başkan Daruşmanı Prof.Dr. Hasan Olan, Ziraat Mü- hendisleri Odası Ege Bölgesi Şube Başkanı Prof.Dr. CengizÇakır, Köy Koop Izmir Bir- liği Yönetim Kurulu üyesi tsmail Kayhan, Ege Çiftçiler Derneği Ikinci Başkanı Suat Zeytinoglu, Türkiye Ziraatçılar Derneği Izmir Şube Başkanı Mustafa Kozan, Tanm Ekono- mistleri Derneği Başkanı Prof.Dr. AyhanÇı- km toplantıda hazır bulundu. Altınoz, tanm kesiminin yeteri kadar ağır- lığını hissettiremediğinı ve bunun sıkıntısını Üretici kuruluşlan, tanm sektöründe alınan birtakım kararlarda etkili olamadıklanru vurgulayarak, kamuoyu oluşturmak için platform oluşturmak karan aldılar. yaşadığını bildirdı. Altınöz, Ege Tanm Platformu'nu so- runlann çözürnüne yönelik bir baskı grubu oluşturmak için kurduklannı belirterek şöyle konuştu: "Toplumun değişik kesim- lerinde, farklı alanlarda çeşitli güçier vardır. Çok ivi organize oian bu güçier, sorunlannı çe- şitli platformlarda tarüşıp ka- rar vericilere iletmektedirler. Bir siyasi güç olup, etkin bir baskı grubu olmayı başarmak- tadırlar. Ancak tanm sektörii- nün ve kırsal kesimin, nüfus büyüklüğü ve uhısal ekonomiye yaptığı katkı ölçüsünde ulu- sal büyüklüklerden pa> aldığını söylemek mümkün değikiir. Bu aianda tam tersi bir ge- Kşme söz konusudur. Sorunun bir başka bo- yutu da Ege Bölgesi'nin tüm üretim büyük- hlklerine karşın yaünmlardan hak etiği ölçu- de pay aiamamasıdır. Bu çarpıklık mutlaka düzchilmelidir.'' Altınöz, Ege Tanm Platformu'nda çalış- malann sürekli kılınması için birsektaryanın oluşturulacağını belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle