Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 MART 1995 CUMARTESİ
10 DIŞ HABERLER
Peres:Arafat
güvenliği
sağlayamadı
• PARİS(AA)-Israü
Tîışişleri Bakanı Şımon
Peres "Yaser Arafat,
terorizme karşı güvenliği
sağlayabilseydi, ona daha
çok şey verebilirdik" dedi.
Le Figaro gazetesine
verdiği demeçte, FKÖ ile
tsrail arasındaki tek
engelin gûvenlik olduğunu
ifade eden Peres,
Filistinlileri yönetmek ve
yöneten bir devlet olmak
istemediklerini belirtti.
Peres "Yöneten durumda
olan tüm imparatorluklar
yok olmuşlardır. Önemli
olan kendini
yönetebilmektir. Tarihi
yönden kazansak bile
siyasi olarak bu başka bir
konudur" dedi.
Çm'de 40 pahip
öMü
• PEKİN(AA)-Çin'in
kuzeyinde bir gölette, 40
Budist rahibin boğulduğu
bildirildi. Çin basını,
kazaya 36 kişi kapasiteli
bir tekneye 70 rahibin
bınmesınin neden
oldugunu belirtti.
Teknenin, Budist
rahiplerini Jiangxi'deki bir
tapınağa götürüıken
devrildıği ve rahiplerden
40 kadannın boğulduğu
kaydedildi.
Iran'dan ABD'ye
suçbma
• TAHRAN(AA)-lran
Ulusal Gûvenlik Yüksek
Konseyi'nin Dış Politika
Komitesi Başkanı
Muhammed Cevat
Laricani, Basra
Körfezi'nin güvenliğinin
lran için hayati önem
taşıdığmı ve bu bölgeyi
tehdit eden unsurlann,
bölgenin zengin
kaynaklannı ele geçirmek
isteyen dış gûçler ve
özellikle ABD oldugunu
öne sürdü.
Essetfde cami
kundaklan*
• ESSEN(AA)-
Almanya'nın Esen
kentindeki Tûrk camisi,
dün sabah kundaklandı.
Essen polisi, olayın dün
sabah TSİ 08.47'de
meydana geldiğini
belirterek caminin içinin
tamamen yandığını,
yangında ölen ya da
yaralanan olmadığını
belirtti. Itfaiyenin kısa
zamanda çıkan yanginı
kontrol altına aldığını
belirten polis, komşu
binalann boşaltıldığını
kaydetti. Polis,
soruşturmanın
yürütüldüğünü bildirdi.
BM Kafkasya'ya
yandun edecek
• NEWYORK(AA)-
BM, Azerbaycan,
Ermenistan ve
Gürcistan'daki mültecilere
yönelik gelecek yılki
insani yardım
prograrnlannın
fınansamanı için üye
ülkelere, 118 milyon dolar
yardım yapılması
çağnsında bulundu.
BM'nin veTdiği rakamlara
göre Azerbaycan'da 890
bin, Ermenistan'da 380
bin ve Gürcistan'da ise
280 bin mülteci
bulunuyor. Yardımın 34.5
milyon dolan
Azerbaycan 'daki
sığmmacılara, 28 milyon
dolan Ermenistan'daki
sığmmacılara, 36.4 milyon
dolan da Gürcistan'daki
mültecilere aynlacak BM
aynca, lojistik ve salgın
hastalıklardan korunma
için 18.9 milyon dolar
anyor.
Kayıplar iilkesi Rusya
Resmi verilere göre Rusya'da son birkaç
yılda kayıp yurttaşlartn sayısı üç kat arttı. Şu
anda ülke çapında 1800'ü çocuk olmak
üzere 21 bin kişi aranıyor.
Medya Kpemlin'e darıldı
Rusya'da iktidarla
medya arasındakı
ilişki belki de iik kez
ş
durumda.70 yıllık
komünist
dönemde, malum,
bütün gazeteler
birbirine benzerdi;
yalnızca Pravda
gazetesini okumak
yeterdi. Sonra
Gorbaçov'la
birlikte gazeteler
canlandı; yani lideri
ve yeni politikayı
desteklemede
hepsi birbiriyle
yanşa girişti. Birkaç
yıl sonra işin ciddiyeti anlaşılınca
bazi gazeteler yavaş yavaş
muhalefete yöneldiler. Derken
Yeltsin dönemi başladı. Iki üç
muhalif gazete birkaç kez
yasaklandı. Ötekiler şaşılacak
kadar kısa sürede Gorbaçov'a
sırtlannı döndüler; yeni lider
çevresinde birleştiler. 1993
ekiminde parlamento
bombalanırken bile, lidere karşı
çıkan gazeteciler parmakla
sayilacak kadar azdı. Ve nihayet
Italya/Slovenya
Rus-Çeçen savaşı sırasında pek
çok yayın organı iktidara karşı çıktı.
ıktidann yanıtı sert okju; bazı
tetevizyon kanallan yasaklama
tehdidiyle susturuldu; gazetelerin
kâğıt kaynakları kurutuldu. Bir süre
için ortaklık yatışmış görünse de
iktidarla medyanın arası düzelmedi.
Kendini "reformcu" ve
"demokrat" olarak tanımlayan
yayın organlannda bile Başkan
Yeltsin, Savunma Bakanı Graçov,
Içişleri Bakanı Yerin ve Dışişleri
Bakanı Kozirev'le ilgili keskin
eleştiriler brtmedi, tükenmedi.
Kremlin'le Moskova Belediye
Başkanı Lujkov'un arasının açıldığı
şu sıralarda, pek çok gazete, dergi
ve televizyon kanalı, başkent
yönetiminin yanında yer almış
durumda. Savaşı Lujkov'un
kazanması halinde pek çok
gazetecinin "Kral öldü, yaşasın
yeni kral" diye haykııması zor
olmayacak. Ama ya Yettsin
Lujkov'u da yerse?
Beş yıl önce Rusya'da ilk
özel gûvenlik şirketi
kurulmuştu. Bugün bu alanda
çalışan insanlann sayısı
yaklaşık bir milyon. Bu sayı,
bir alanda Rusya'yı, dünya
çapında Kolombiya'dan
sonra ikinci sıraya yükseltti.
Çoğu eski polis ve KGB
görevlisi olan özel koruma
görevlilerinin adı, sık sık
yolsuzluklara ve soygunlara
kanşıyor.
Kadın
asker
olursa...
Şu anda Rusya
Silahlı
Kuvvetleri'nde
sözleşme
usulüyte çalışan
kadınlann sayısı 160
bin
civannda. Bunlann
1600'üsubay.4
kadın da albay
rütbesine
yükseldi.
Şali'de direniş sürüyor
• Çeçen güçleri, Şali'yi terk etmediklerini direnmeye
kararh olduklaruu açıklarken Çeçenya'daki Rus birliklerin
komutanı da savaşın aylarca sürebileceğini bildirdi.
Dış Haberler Servisi - Çeçen- Ancak kentte hala birkaç tane
ler, Argun kentinin Ruslann eline
geçmesinin ardından yaptıkları
açıklamada, Şali'de direnmeye
kararh olduklarını, kent düşer
düşmez dağlara çekilip direni$le-
rini orada sürdürecekleri bildirdi-
ler. Öte yandan, Çeçenya'daki
Rus güçlerin komutanı da savaşın
aylarca sürebileceğini açıkladı.
Üç aydır Rus saldınlanna karşı
koyan ve bu arada harabeye dö-
nen Argun kentinin önceki gûn
düştüğünü açıklayan Çeçen ko-
mutan "Daha fazia kayıp verflme-
mesi için çekümeye karar verdik.
smyertnild (intihar komandosu)
var" dedi.
Argun'un düşmesiyle kentin 15
kilometre güneyindeki Şali kenti
Çeçenlerin yeni ve büyük olası-
likla dağlara çekilmeden önceki
son direniş merkezi halini aldı.
Ruslann kente şiddetli bir saldın
başlatmalan üzerine önceki gün
karargahlannı terk ederek çekil-
mek zorunda kalan Çeçen komu-
tanlann ve savaşçılann dün yeni-
den kente döndükleri bildirildi.
Komutanlardan Raşid Bargişov,
"Şali'de düşündüklerinden çok
daha büyük bir direniş gücü var.
Onlan bekfiyonız" dedi. Bargişov
"Ruslar, 'Argun'dan sonra Şali'yi
de alırsak savaşı kazanmış oluruz,
tüm cumhuriyeti elimize geçirmiş
oluruz' diye dûşünüyoriar. Ancak
Şali'den sonra daglar var" dedi.
Çeçenya'daki Rus güçlerinin
kumandanı General Anatoiy Kuli-
kov, The New York Times gazete-
sine verdiği demeçte, Çeçenya'da-
ki savaşın kolay kolay bitmeyece-
ğini, en azından birkaç ay daha
sürrnesinin kaçınılmaz oldugunu
belirtti. Kulikov, "Savaş ne yazık
ki kısa sürede bitmeyecek. Yaz
mevsimi sona erene kadar toprak-
lann üçte ikisinde denetimi ele ge-
çirmiş olacağımm hesaplıyo-
ruz"dedi.
RUSYA
\ —.
\MozdokO \
.ŞafcÇeçenfer
^ ^ direnmeye
Konuk
yazar Gümrükbirliği ne anlam taşıyor?
EROLMANİSAU
Türkiye tarafından 6 mart
1995'te imzalanan, ancak "te-
kemmül etmesi"için AB Parla-
mentosu tarafından da onaylan-
ması gereken ve 64 maddeden
oluşan metin Türkiye için ne an-
lam taşıyor? Bu anlaşma AB ta-
ranndan da kabul edilince Türki-
ye, AB'nin Gümrük Birliği siste-
mine dahil ediliyor. Sistem, yal-
nızca sanayi ürünlerini kapsıyor.
Aslında Türkiye, AB pazanndan
yararlanma açısından, 1971 yı-
lından beri sıfır gümrükle bu pa-
zara mal ihraç ediyordu, dolayı-
sıyla ticari entegrasyon o tarihte
başlamıştı. Sadece tekstil ürünle-
ri bakımmdan kotalar söz konu-
su idi. Yeni anlaşma Türkiye ih-
racatı bakımından, yalnızca teks-
til kotalannın kaldınlmasında et-
kili olacak, diğer sanayi ürünler
bakımından Türkiye'nin sağladı-
ğı yeni avantaj bulunmuyor.
1995 yıh başı itibanyla Türki-
ye, 12 yıllık listeye % 95, 22 yıl-
lık listeye de % 90 oranında
gümrük indırimini yerine getir-
miş bulunuyordu. Fonlann bazı-
lan da indirilmişti. Fonlar da da-
hil olmak üzere, Türkiye'nin
AB'den ithalatında vergi ve fon
yükü, ortalama olarak % 17'ye
indirilmiş bulunuyor (1995 başı).
Paüama ohnaz
Bu gerçekler göz önüne alınır-
sa, gümrük birliği anlaşmasın-
dan Türkiye'nin ihracatında bir
patlama beklememek gerekir.
Ancak anlaşma, Türkiye üzerin-
de getirmiş olduğu tek yanlı yü-
kümlülükler bakımından önemli-
dir. Bu yükümlülüklerin bir kıs-
mı, Türkiye GB'ye girmese de
zaten yapması gereken mevzuat
değişiklikleri ile ilgili hususlar-
dır. Tüketicinin korunması, pa-
tent hakları, anti tröst ve anti
damping mevzuat değişiklikleri
gibi.
Ancak bazı yükümlülükler var
ki, bunlar "Türkiye tam üye ol-
madıgı halde tam üye bnişcesine
ülkeyi yükümlülük altına sokan
maddeler.'" Bu bölümde yer alan
hükümler, tam üyelerin, kendi
çıkarlan doğrultusunda, Gümrük
Birliği ve diğer AB kurumlannı
yönlendirmeleri sonucu ortaya
çıkan politikalar ve uygulama-
Iardır. 6 mart belgesi ile Türkiye,
bütün bu politikalara, anlaşmala-
ra ve mevzuata uymakla yüküm-
lü hale gelmektedir. Aynca bü-
tün bunlar, tam üyelerin menfa-
atleri doğrultusunda, zaman için-
de AB üst kurumlan tarafından
değiştirilip geliştirileceklerdir.
Türkiye, kendi gıyabında ortaya
çıkan bütün bu değişikliklere,
otomatik olarak uymakla yü-
kümlüdür. Örneğin, üçüncü ül-
kelerle AB yeni bir ticaret anlaş-
ması yaparsa, Türkiye de buna
uymak zorundadır.
Dünyadaki uygulamalannda
ve iktisat teorisinde gümrük bir-
likleri "eşit taraflar ve üyeler
arasında oluşturulan" birlikler-
dir. Örneğin. 5 ülke gümrük bir-
liği lcuruyorsa bunlar, aralannda-
ki gümrükleri nasıl kaldıracakla-
nna, dış dünyaya nasıl vergi uy-
gulayacaklanna ve dış ticaret po-
litikalannın ne olacağma birlikte
karar verirler.
Orneği bulunmuyor
Türkiye'nin 6 mart 1995'te
imzaladığı anlaşmada ise böyle
bir durum yoktur ve bunun dün-
yada başka bir örneği de bulun-
muyor. Şöyle ki:
a) Türkiye'nin karşısındaki bir
gümrük birliği değildir. bir kon-
federasyondur. Bu topluluğun
kendi parlamentosu, bakanlar
kurulu (bakanlar konseyi), idare
organı (AB Komisyonu), kendi-
ne has hukuk düzeni bulunmak-
tadır. Gümrük Birliği diye ayn
bir müessese yoktur. GB, 10 kat-
Iı AB yapılanması içinde sadece
bir kattır ve bu katta ticari çark-
lar, üst kurumlar tarafından dön-
dürülmektedir. Türkiye toplulu-
ğa üye değildir ve hiçbir üst ku-
ruluşta yer almamaktadır.
b) Türkiye sadece konfederas-
yonun bir alt mekanizması olan
gümrük birliğine alınmaktadır.
Ancak bu alınış "Türkiye'nin,
tam üyelerin beliriediği koşuDara
uyması
71
biçiminde bir katılımdır
ve bunun adı konmamış tanımı
"Türkiye'nin tek taraflı olarak
yönlendirilmesidir.''
c) AB'nin uluslarüstü bir hu-
kuk düzeni vardır ve bu düzen
TBMM'nin iradesinin üzerinde-
dir (madde 64). AB Yüksek
Adalet Divanı'nın içtihatlannı
(kararlannı), Türkiye uygula-
makla yükümlüdür.
d) AB Parlamentosu, 6 mart
anlaşmasına bağlı olarak "Tür-
kiye üzerinde siyasi koşullar koy-
ma hakkını kendinde görmekte-
dir" ve anlaşma bu koşullar al-
tında imzalanmıştır.
Şimdı biz, 6 mart anlaşması
(karan) ile Türkiye Gümrük Bir-
liği'ne giriyor dersek, bu ifade-
nin siyasi, hukuki ve ekonomik
anlamı ne olur? Bu anlaşma bir
vesayet anlaşmasıdır ve Türki-
ye'nin tek yanlı olarak, tam üye-
ler tarafından yönlendirilmesine
(ve yönetilmesine) yol açmakta-
dır. Bu bakımdan Türkiye, baş-
kalannın yönettiği GB'ye "uy-
ma yükümlülüğü albna imza at-
mış olmaktadır." Anlaşma hü-
kümleri çok açıktır: 16 madde
ile 52'den 64'e kadar olan mad-
deler, konuyu biraz bilenler tara-
fından incelenince, Türkiye'nin
vesayet altına sokulduğu net bir
biçimde görülür. Türkiye, dünya-
da ancak sömürge konumundaki
ülkelerin altına imza atabilecek-
leri bir belgeyi imzalamıştır.
OSMANOK ASLİYE HUKUK tŞ
MAHKEMESİ
1994/176
SSK Genel Müdürlüğü tarafından Zümrüt K.iremit
Fabrikasi ortaklan aleyhine 14.9.1992 tarihinde işyerinde
Erol Yılmaz'm yaralanması ile ilgili olay için tazminat
davası açılmış olmakla; ortaklardan Nuri Soruklu'nun
adresı araştırmalara rağmen bulunamadığından, işbu da-
vanın duruşması 25.4.1995 günü saat 10.25'te yapılacağı
Nuri Soruklu'ya davetiye yerine geçerli olmak üzere ila-
nen tebliğ olunur. 2L2.1995 >
Basın: 12608
OSMANCIK ASLtYE HUKUK İŞ
MAHKEMESİ
1991/167
Davacı SSK Müdürlüğü ile davalı Aydıner Inşaat
Anonim Şirketi adına Mehmet Aydıner ve ortağı ile Ab-
dullah Helva arasındaki alacak davasının yapılan açık
yargılamasmda, aramalara rağmen bulunamayan
Mehmet Aydmer'e duruşmanm ilanen duyurulmasına
karar verildiğinden yukanda bahsedilen davanın
dunışmasuıın atılı bulunduğu 25.4.1995 gününde
yapılacağı Mehmet Aydıner'e davetiye yerine geçerli
olmak üzere ilanen duyuruluı. 21.2.1995
Basın: 12272
C I C L I K
K A S E T C I L E R D E
» PUK « KUET M1 Z-e7Bt1fcÇ1WH NB: 8418
TC.
İSKENDERUN1. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1994/861
Davalılar: Hava Kurşun, Hatice Kurşun, Perihan
Kurşun, Ayşe Kurşun, Mustafa Kurşun, Aydın Kurşun,
Ayfer Kurşun, Ayşenur Kurşun, adresleri meçhul.
Davacı TCDD Işletmesi Genel Müdürlüğü tarafından
açılan tescil davasmvn yapılan duruşmasmda, adınıza
çıkanlan davetiyelerde tanınmadığınızdan bahisle iade
edilmiş olması üzerine yapılan zabıta tahkikatında da
adresıniz meçhul kaldığından ilanen duruşma gününün
tebliğine karar verilmiş,duruşma20.4.1995 tarihuıetalik
edilmiştir. Mezkûr günde duruşmaya gelmediğiniz veya
bir vekille de temsil ettirmediğıniz takdirde da^nın yok-
luğunuzda bitirileceği davetiye yerine kaim olmak üzere
ilanen tebliğ olunur. 28.2.1995
Basın: 12364
ATİLLA
COŞKUN
UĞUR
MUMCU
CİNAYETİ
Ugur Mumcu'yu kim
ya da kimler öfdürdü.
180.000 TL/3.
BASKI
ödemeti gönderemıyonjz.
Lütfen ederi kadar posta
pukj gönderiniz.
ISAMEStH'fN
TAIÜHULYAfAMIVf
öimrrljURl HAMUNCA
l tI I
•İZE YA2INI2.
[YAYINOUI
(t3 Ct îi C MKlDtYIKÖY "\
\ »0X8 IfTANKH. /
AydınlıkI ^ F HAFTALIK HABER YORUM DERGİSt
• Türkiye-lrak-İran-
Barzani işbirliği
Irak'lı yetkililerin Aydınlık
aracılığıyla yaptığı çağrı:
"Amerika'yı dışlayalım". Amerika
harekâtı saptırmak istiyor. Gazi
Mahallesi provokasyonunun
nedeni açığa çıktı..
) ABD, Ordu içinde güç
kaybediyor... Karadayı, Özel
Kuvvetler Komutanını uyardı!
^ Doğu Perinçek'in başyazısı:
Batıdan özgürlük gelir mi?
BUGUN VE HER CUMARTESİ BAYILERDE
AVRUPA'DAN
EDİP EMtL ÖYMEN
Herkesin gözü ve yorumu Güneydoğu'ya yö-
nelikken İtalya ve Slovenya da neyin nesi?
Bu, Avaıpa Birliği içinde bir başka veto öykü-
sü...
İtalya, Slovenya'nın AB ile ortaklık görüşmele-
rini veto ediyor. Daha doğrusu, yakın zamana
kadar ediyordu.
Slovenya, Yugoslavya'yı oluşturan federal
cumhuriyetlerdendi. Dağılma patırtısını bir hafta-
lık bir «jatışma ve 6 ölüyle atlatıp sıynldı. Eskiden
de Yugoslavya'nın, en Balkanlı olmayan üyesiy-
dir. Ne de olsa Avusturya-Macaristan Imparator-
luğu'nun Avusturya ailesindendi. Çekler gibi.
AB'nin, Avusturya'nın ardından Çek Cumhuriyeti
ile Sloverrya'yı üye almaya heveslenmesi boşu-
na değil. Ustelik Slovenya'nın dış ticaretinin üçte
ikisi AB ile. Ulusal geliri Yunanistan ve Porte-
kiz'den de yüksek. Varlıklı bir Orta Avrupa ülke-
si.
Avusturya'nın Balkanlara doğru uzantısı olan
Slovenya da, AB ile evtenmek istiyor. Ama karşı
çıkan biri var: İtalya! Daha doğrusu, Italyan fa-
şistleri demek gerek. Çünkü Beriusconi başba-
kanken İtalya, Slovenya'nın AB ile ortaklık gö-
rüşmelerini veto etti. Koalisyondaki Ulusal Bir-
lik'in bastırmasıyla. Iktidardan düşünce, daha
ıhmlılar vetoyu koşullu olarak kaldırdılar.
Tarihe bakmadan bunun nedenlerini anlamak
mümkün değil: Dalmaçya kıyılannda 19. yüzyıla
kadar Italyan tüccarlan cirit atardı. Italyan kent-
leri kasabalan vardı. Şimdi Hırvatistan'ın Rijeka
limanı bir Italyan kenti: Fiume. Şimdi Sloven-
ya'nın sadece 40 kilometrelik kıyı şeridindeki
Koper limanı da Capodistria. Ve en ünlü liman
Trieste. Şimdi Italya'nın. *
Birinci Dünya Savaşı'nı kazanan takımdaydı
İtalya. Nasıl Rodos'a Antalya'ya sahiplenmeye
kalktıysa, arka bahçesi Dalmaçya'ya daha da
kolay sahiplendi. 1919'da Italyan milliyetçi şairi
Gabriele d'Annunzio, bir grup yandaşıyla Rije-
ka'yı ele geçirdi! Ve sonuç: 1920-1941 arasında
İtalya, şimdi Slovenya ve Hırvatistan'a ait bu kı-
sımlarda egemen oldu. Ama ikinci savaşı kaybe-
dince çıktı. Bir tek Trieste hariç. Buralardan 350
bin Italyan göç etmek zorunda kaldı. Evlerini
barklannı işyerierini bırakarak. İtalya ile Yugos-
lavya arasında sınır ancak daha 1975 yılında
Osimo Anlaşması ile çizildi! Daha 1983 yılında
Yugoslavya, bu göç nedeniyle Italya'ya tazminat
ödemeyi kabul etti. Fatura 120 milyar dolar ka-
dardı. Yugoslavya'nın borcuna Slovenya ve Hır-
vatistan da sadık.
Ama Italyan faşistleri, para değil, evlerini geri
istiyorlar. Slovenya'nın buna izin venmesinde ıs-
rariılar. Slovenya ise kaygılı. Çünkü Italyanlar ge-
ri dönmeye kalkarlarsa Koper kentinin hemen
tümü yeniden Italyan olacak. Bölgede Italyan
nüfusu artıverecek. Bir Italyan "azınlığf sorunu
doğacak. Onun için Slovenya buna razı olmadı.
Bunun üzerine Beriusconi hükümeti, koalisyon-
daki faşistlerin bastırmasıyla AB-Slovenya or-
taklık görüşmelerini veto ediverdi. Ama yeni
ılımlı hükümet vetoyu iki hafta önce yumuşattı.
Ve, Slovenya'nın, bu konuda görüşmelere baş-
lamayı kabul etmesinin yeterii olacağını açıkladı.
Beriusconi ve faşist Ulusal Biriik yeniden iktida-
ra gelmeden, ılımlıların ellerini çabuk tutmalan
gerekiyor.
Slovenya eğer AB üyesi olursa, AB vatandaş-
lannın gelip istedikleri yerde otuımalanna zaten
ses çıkartamayacak. Bu nedenle Slovenya tam
bir açmazda. Hem AB üyeliği istiyor, hem ulusal
kimliğini korumak...
Bu konuda Hırvatistan'dan ise henüz ses çık-
madı. Italyan göçünün en büyük kısmı buradan
olmuştu oysa. Savaş bir bitsin, Hırvatistan da
AB kuyruğuna bir girsin, aynı öykü orada da yi-
nelenecek.
JAPONYA
Tarîkatçılar
köşeye sıkışb
Dış Haberler Servisi -
Japon polisinin, Hakikat
Tarikatı'na (Aum Shinri
Kyo) ait tesislere yaptığı
baskınlar ülke çapına
yayılıyor.
Polis iki gündür
Tokyo'daki tesislere
düzenlediği baskınlann
ardından dün sabaha karşı
Osaka'da da bir operasyon
düzenledi.
Tarikatın Fuji dağı
eteklerinde bulunan
Kamikuishiki'deki
tesislerine önceki gün
yapılan baskınlarda ele
geçirilen kimyasal
maddelerin analizi ise
tamamlandı. Resmi NHK
televizyon kanalı
tarafından yapılan
açıklamada tarikata ait
tesislerde ele geçirilen
kimyasal maddelerin
analizi sonucunda Sarin
gazı yapımında gerekli
maddelerin biri dışında
tümünün bulunduğu
belirtildi.
Polis yetkilileri
Osaka'daki operasyona
500 kişinin katıldığını ve
baskımn amacuun
tarikattan aynlmak
istemesine karşın zorla
alıkonulan 21 yaşındaki
bir kız öğrencınin
kuTtanlması oldugunu
açıkladı lar. Metro
saldınsından önceki gece
de üç tarikat üyesi genç
kızin ahkonulmasına
kanşmak suçundan
tutuklanmıştı. Jiji haber
ajansı polisin olaylara
kanşan 23 yaşındaki
tarikat yetkilisi Junko
Shimuzu'nun peşinde
oldugunu duyurdu.
ABD'yisuçladj
Geçen pazartesi günü
Tokyo metrosuna
düzenlenen zehirli gaz
saldınsının sonımlusu
olduğuna inanılan
Hakikat Tarikatı ise
iddialan yalanlayarak
saldınnın ABD
tarafından
gerçekleştirilmiş
olabileceğini öne sürdü.
Öte yandan ABD ve
Güney Kore, Hakikat
Tarikatı 'nın ülkelerinde
faaliyet gösterip
göstermediğinin ortaya
çıkması için araştırma
başlatma karan aldılar.
Güney Kore tçişleri
Bakanlıği, ülkenin
güneyindeki Pusan
kentinde tarikatın faaliyet
gösterdiği iddialannı
incelemek üzere bir
soruşturma başlatıldığını
duyurdu. Güney Kore'de
halen Japon kökenli 8
tarikat bulunduğu ve bu
tarikatlara üye 30 binden
fazla Koreli bulunduğu
sanılıyor.
ABD Adalet Bakanı Janct
Reno ise tarikatın ABD
topraklannda müritlerinin
bulunup bulunmadığının
incelendiğini söyledi.