28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 MART 1995 CUMARTESİ 10 DIŞ HABERLER Peres:Arafat güvenliği sağlayamadı • PARİS(AA)-Israü Tîışişleri Bakanı Şımon Peres "Yaser Arafat, terorizme karşı güvenliği sağlayabilseydi, ona daha çok şey verebilirdik" dedi. Le Figaro gazetesine verdiği demeçte, FKÖ ile tsrail arasındaki tek engelin gûvenlik olduğunu ifade eden Peres, Filistinlileri yönetmek ve yöneten bir devlet olmak istemediklerini belirtti. Peres "Yöneten durumda olan tüm imparatorluklar yok olmuşlardır. Önemli olan kendini yönetebilmektir. Tarihi yönden kazansak bile siyasi olarak bu başka bir konudur" dedi. Çm'de 40 pahip öMü • PEKİN(AA)-Çin'in kuzeyinde bir gölette, 40 Budist rahibin boğulduğu bildirildi. Çin basını, kazaya 36 kişi kapasiteli bir tekneye 70 rahibin bınmesınin neden oldugunu belirtti. Teknenin, Budist rahiplerini Jiangxi'deki bir tapınağa götürüıken devrildıği ve rahiplerden 40 kadannın boğulduğu kaydedildi. Iran'dan ABD'ye suçbma • TAHRAN(AA)-lran Ulusal Gûvenlik Yüksek Konseyi'nin Dış Politika Komitesi Başkanı Muhammed Cevat Laricani, Basra Körfezi'nin güvenliğinin lran için hayati önem taşıdığmı ve bu bölgeyi tehdit eden unsurlann, bölgenin zengin kaynaklannı ele geçirmek isteyen dış gûçler ve özellikle ABD oldugunu öne sürdü. Essetfde cami kundaklan* • ESSEN(AA)- Almanya'nın Esen kentindeki Tûrk camisi, dün sabah kundaklandı. Essen polisi, olayın dün sabah TSİ 08.47'de meydana geldiğini belirterek caminin içinin tamamen yandığını, yangında ölen ya da yaralanan olmadığını belirtti. Itfaiyenin kısa zamanda çıkan yanginı kontrol altına aldığını belirten polis, komşu binalann boşaltıldığını kaydetti. Polis, soruşturmanın yürütüldüğünü bildirdi. BM Kafkasya'ya yandun edecek • NEWYORK(AA)- BM, Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan'daki mültecilere yönelik gelecek yılki insani yardım prograrnlannın fınansamanı için üye ülkelere, 118 milyon dolar yardım yapılması çağnsında bulundu. BM'nin veTdiği rakamlara göre Azerbaycan'da 890 bin, Ermenistan'da 380 bin ve Gürcistan'da ise 280 bin mülteci bulunuyor. Yardımın 34.5 milyon dolan Azerbaycan 'daki sığmmacılara, 28 milyon dolan Ermenistan'daki sığmmacılara, 36.4 milyon dolan da Gürcistan'daki mültecilere aynlacak BM aynca, lojistik ve salgın hastalıklardan korunma için 18.9 milyon dolar anyor. Kayıplar iilkesi Rusya Resmi verilere göre Rusya'da son birkaç yılda kayıp yurttaşlartn sayısı üç kat arttı. Şu anda ülke çapında 1800'ü çocuk olmak üzere 21 bin kişi aranıyor. Medya Kpemlin'e darıldı Rusya'da iktidarla medya arasındakı ilişki belki de iik kez ş durumda.70 yıllık komünist dönemde, malum, bütün gazeteler birbirine benzerdi; yalnızca Pravda gazetesini okumak yeterdi. Sonra Gorbaçov'la birlikte gazeteler canlandı; yani lideri ve yeni politikayı desteklemede hepsi birbiriyle yanşa girişti. Birkaç yıl sonra işin ciddiyeti anlaşılınca bazi gazeteler yavaş yavaş muhalefete yöneldiler. Derken Yeltsin dönemi başladı. Iki üç muhalif gazete birkaç kez yasaklandı. Ötekiler şaşılacak kadar kısa sürede Gorbaçov'a sırtlannı döndüler; yeni lider çevresinde birleştiler. 1993 ekiminde parlamento bombalanırken bile, lidere karşı çıkan gazeteciler parmakla sayilacak kadar azdı. Ve nihayet Italya/Slovenya Rus-Çeçen savaşı sırasında pek çok yayın organı iktidara karşı çıktı. ıktidann yanıtı sert okju; bazı tetevizyon kanallan yasaklama tehdidiyle susturuldu; gazetelerin kâğıt kaynakları kurutuldu. Bir süre için ortaklık yatışmış görünse de iktidarla medyanın arası düzelmedi. Kendini "reformcu" ve "demokrat" olarak tanımlayan yayın organlannda bile Başkan Yeltsin, Savunma Bakanı Graçov, Içişleri Bakanı Yerin ve Dışişleri Bakanı Kozirev'le ilgili keskin eleştiriler brtmedi, tükenmedi. Kremlin'le Moskova Belediye Başkanı Lujkov'un arasının açıldığı şu sıralarda, pek çok gazete, dergi ve televizyon kanalı, başkent yönetiminin yanında yer almış durumda. Savaşı Lujkov'un kazanması halinde pek çok gazetecinin "Kral öldü, yaşasın yeni kral" diye haykııması zor olmayacak. Ama ya Yettsin Lujkov'u da yerse? Beş yıl önce Rusya'da ilk özel gûvenlik şirketi kurulmuştu. Bugün bu alanda çalışan insanlann sayısı yaklaşık bir milyon. Bu sayı, bir alanda Rusya'yı, dünya çapında Kolombiya'dan sonra ikinci sıraya yükseltti. Çoğu eski polis ve KGB görevlisi olan özel koruma görevlilerinin adı, sık sık yolsuzluklara ve soygunlara kanşıyor. Kadın asker olursa... Şu anda Rusya Silahlı Kuvvetleri'nde sözleşme usulüyte çalışan kadınlann sayısı 160 bin civannda. Bunlann 1600'üsubay.4 kadın da albay rütbesine yükseldi. Şali'de direniş sürüyor • Çeçen güçleri, Şali'yi terk etmediklerini direnmeye kararh olduklaruu açıklarken Çeçenya'daki Rus birliklerin komutanı da savaşın aylarca sürebileceğini bildirdi. Dış Haberler Servisi - Çeçen- Ancak kentte hala birkaç tane ler, Argun kentinin Ruslann eline geçmesinin ardından yaptıkları açıklamada, Şali'de direnmeye kararh olduklarını, kent düşer düşmez dağlara çekilip direni$le- rini orada sürdürecekleri bildirdi- ler. Öte yandan, Çeçenya'daki Rus güçlerin komutanı da savaşın aylarca sürebileceğini açıkladı. Üç aydır Rus saldınlanna karşı koyan ve bu arada harabeye dö- nen Argun kentinin önceki gûn düştüğünü açıklayan Çeçen ko- mutan "Daha fazia kayıp verflme- mesi için çekümeye karar verdik. smyertnild (intihar komandosu) var" dedi. Argun'un düşmesiyle kentin 15 kilometre güneyindeki Şali kenti Çeçenlerin yeni ve büyük olası- likla dağlara çekilmeden önceki son direniş merkezi halini aldı. Ruslann kente şiddetli bir saldın başlatmalan üzerine önceki gün karargahlannı terk ederek çekil- mek zorunda kalan Çeçen komu- tanlann ve savaşçılann dün yeni- den kente döndükleri bildirildi. Komutanlardan Raşid Bargişov, "Şali'de düşündüklerinden çok daha büyük bir direniş gücü var. Onlan bekfiyonız" dedi. Bargişov "Ruslar, 'Argun'dan sonra Şali'yi de alırsak savaşı kazanmış oluruz, tüm cumhuriyeti elimize geçirmiş oluruz' diye dûşünüyoriar. Ancak Şali'den sonra daglar var" dedi. Çeçenya'daki Rus güçlerinin kumandanı General Anatoiy Kuli- kov, The New York Times gazete- sine verdiği demeçte, Çeçenya'da- ki savaşın kolay kolay bitmeyece- ğini, en azından birkaç ay daha sürrnesinin kaçınılmaz oldugunu belirtti. Kulikov, "Savaş ne yazık ki kısa sürede bitmeyecek. Yaz mevsimi sona erene kadar toprak- lann üçte ikisinde denetimi ele ge- çirmiş olacağımm hesaplıyo- ruz"dedi. RUSYA \ —. \MozdokO \ .ŞafcÇeçenfer ^ ^ direnmeye Konuk yazar Gümrükbirliği ne anlam taşıyor? EROLMANİSAU Türkiye tarafından 6 mart 1995'te imzalanan, ancak "te- kemmül etmesi"için AB Parla- mentosu tarafından da onaylan- ması gereken ve 64 maddeden oluşan metin Türkiye için ne an- lam taşıyor? Bu anlaşma AB ta- ranndan da kabul edilince Türki- ye, AB'nin Gümrük Birliği siste- mine dahil ediliyor. Sistem, yal- nızca sanayi ürünlerini kapsıyor. Aslında Türkiye, AB pazanndan yararlanma açısından, 1971 yı- lından beri sıfır gümrükle bu pa- zara mal ihraç ediyordu, dolayı- sıyla ticari entegrasyon o tarihte başlamıştı. Sadece tekstil ürünle- ri bakımmdan kotalar söz konu- su idi. Yeni anlaşma Türkiye ih- racatı bakımından, yalnızca teks- til kotalannın kaldınlmasında et- kili olacak, diğer sanayi ürünler bakımından Türkiye'nin sağladı- ğı yeni avantaj bulunmuyor. 1995 yıh başı itibanyla Türki- ye, 12 yıllık listeye % 95, 22 yıl- lık listeye de % 90 oranında gümrük indırimini yerine getir- miş bulunuyordu. Fonlann bazı- lan da indirilmişti. Fonlar da da- hil olmak üzere, Türkiye'nin AB'den ithalatında vergi ve fon yükü, ortalama olarak % 17'ye indirilmiş bulunuyor (1995 başı). Paüama ohnaz Bu gerçekler göz önüne alınır- sa, gümrük birliği anlaşmasın- dan Türkiye'nin ihracatında bir patlama beklememek gerekir. Ancak anlaşma, Türkiye üzerin- de getirmiş olduğu tek yanlı yü- kümlülükler bakımından önemli- dir. Bu yükümlülüklerin bir kıs- mı, Türkiye GB'ye girmese de zaten yapması gereken mevzuat değişiklikleri ile ilgili hususlar- dır. Tüketicinin korunması, pa- tent hakları, anti tröst ve anti damping mevzuat değişiklikleri gibi. Ancak bazı yükümlülükler var ki, bunlar "Türkiye tam üye ol- madıgı halde tam üye bnişcesine ülkeyi yükümlülük altına sokan maddeler.'" Bu bölümde yer alan hükümler, tam üyelerin, kendi çıkarlan doğrultusunda, Gümrük Birliği ve diğer AB kurumlannı yönlendirmeleri sonucu ortaya çıkan politikalar ve uygulama- Iardır. 6 mart belgesi ile Türkiye, bütün bu politikalara, anlaşmala- ra ve mevzuata uymakla yüküm- lü hale gelmektedir. Aynca bü- tün bunlar, tam üyelerin menfa- atleri doğrultusunda, zaman için- de AB üst kurumlan tarafından değiştirilip geliştirileceklerdir. Türkiye, kendi gıyabında ortaya çıkan bütün bu değişikliklere, otomatik olarak uymakla yü- kümlüdür. Örneğin, üçüncü ül- kelerle AB yeni bir ticaret anlaş- ması yaparsa, Türkiye de buna uymak zorundadır. Dünyadaki uygulamalannda ve iktisat teorisinde gümrük bir- likleri "eşit taraflar ve üyeler arasında oluşturulan" birlikler- dir. Örneğin. 5 ülke gümrük bir- liği lcuruyorsa bunlar, aralannda- ki gümrükleri nasıl kaldıracakla- nna, dış dünyaya nasıl vergi uy- gulayacaklanna ve dış ticaret po- litikalannın ne olacağma birlikte karar verirler. Orneği bulunmuyor Türkiye'nin 6 mart 1995'te imzaladığı anlaşmada ise böyle bir durum yoktur ve bunun dün- yada başka bir örneği de bulun- muyor. Şöyle ki: a) Türkiye'nin karşısındaki bir gümrük birliği değildir. bir kon- federasyondur. Bu topluluğun kendi parlamentosu, bakanlar kurulu (bakanlar konseyi), idare organı (AB Komisyonu), kendi- ne has hukuk düzeni bulunmak- tadır. Gümrük Birliği diye ayn bir müessese yoktur. GB, 10 kat- Iı AB yapılanması içinde sadece bir kattır ve bu katta ticari çark- lar, üst kurumlar tarafından dön- dürülmektedir. Türkiye toplulu- ğa üye değildir ve hiçbir üst ku- ruluşta yer almamaktadır. b) Türkiye sadece konfederas- yonun bir alt mekanizması olan gümrük birliğine alınmaktadır. Ancak bu alınış "Türkiye'nin, tam üyelerin beliriediği koşuDara uyması 71 biçiminde bir katılımdır ve bunun adı konmamış tanımı "Türkiye'nin tek taraflı olarak yönlendirilmesidir.'' c) AB'nin uluslarüstü bir hu- kuk düzeni vardır ve bu düzen TBMM'nin iradesinin üzerinde- dir (madde 64). AB Yüksek Adalet Divanı'nın içtihatlannı (kararlannı), Türkiye uygula- makla yükümlüdür. d) AB Parlamentosu, 6 mart anlaşmasına bağlı olarak "Tür- kiye üzerinde siyasi koşullar koy- ma hakkını kendinde görmekte- dir" ve anlaşma bu koşullar al- tında imzalanmıştır. Şimdı biz, 6 mart anlaşması (karan) ile Türkiye Gümrük Bir- liği'ne giriyor dersek, bu ifade- nin siyasi, hukuki ve ekonomik anlamı ne olur? Bu anlaşma bir vesayet anlaşmasıdır ve Türki- ye'nin tek yanlı olarak, tam üye- ler tarafından yönlendirilmesine (ve yönetilmesine) yol açmakta- dır. Bu bakımdan Türkiye, baş- kalannın yönettiği GB'ye "uy- ma yükümlülüğü albna imza at- mış olmaktadır." Anlaşma hü- kümleri çok açıktır: 16 madde ile 52'den 64'e kadar olan mad- deler, konuyu biraz bilenler tara- fından incelenince, Türkiye'nin vesayet altına sokulduğu net bir biçimde görülür. Türkiye, dünya- da ancak sömürge konumundaki ülkelerin altına imza atabilecek- leri bir belgeyi imzalamıştır. OSMANOK ASLİYE HUKUK tŞ MAHKEMESİ 1994/176 SSK Genel Müdürlüğü tarafından Zümrüt K.iremit Fabrikasi ortaklan aleyhine 14.9.1992 tarihinde işyerinde Erol Yılmaz'm yaralanması ile ilgili olay için tazminat davası açılmış olmakla; ortaklardan Nuri Soruklu'nun adresı araştırmalara rağmen bulunamadığından, işbu da- vanın duruşması 25.4.1995 günü saat 10.25'te yapılacağı Nuri Soruklu'ya davetiye yerine geçerli olmak üzere ila- nen tebliğ olunur. 2L2.1995 > Basın: 12608 OSMANCIK ASLtYE HUKUK İŞ MAHKEMESİ 1991/167 Davacı SSK Müdürlüğü ile davalı Aydıner Inşaat Anonim Şirketi adına Mehmet Aydıner ve ortağı ile Ab- dullah Helva arasındaki alacak davasının yapılan açık yargılamasmda, aramalara rağmen bulunamayan Mehmet Aydmer'e duruşmanm ilanen duyurulmasına karar verildiğinden yukanda bahsedilen davanın dunışmasuıın atılı bulunduğu 25.4.1995 gününde yapılacağı Mehmet Aydıner'e davetiye yerine geçerli olmak üzere ilanen duyuruluı. 21.2.1995 Basın: 12272 C I C L I K K A S E T C I L E R D E » PUK « KUET M1 Z-e7Bt1fcÇ1WH NB: 8418 TC. İSKENDERUN1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1994/861 Davalılar: Hava Kurşun, Hatice Kurşun, Perihan Kurşun, Ayşe Kurşun, Mustafa Kurşun, Aydın Kurşun, Ayfer Kurşun, Ayşenur Kurşun, adresleri meçhul. Davacı TCDD Işletmesi Genel Müdürlüğü tarafından açılan tescil davasmvn yapılan duruşmasmda, adınıza çıkanlan davetiyelerde tanınmadığınızdan bahisle iade edilmiş olması üzerine yapılan zabıta tahkikatında da adresıniz meçhul kaldığından ilanen duruşma gününün tebliğine karar verilmiş,duruşma20.4.1995 tarihuıetalik edilmiştir. Mezkûr günde duruşmaya gelmediğiniz veya bir vekille de temsil ettirmediğıniz takdirde da^nın yok- luğunuzda bitirileceği davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 28.2.1995 Basın: 12364 ATİLLA COŞKUN UĞUR MUMCU CİNAYETİ Ugur Mumcu'yu kim ya da kimler öfdürdü. 180.000 TL/3. BASKI ödemeti gönderemıyonjz. Lütfen ederi kadar posta pukj gönderiniz. ISAMEStH'fN TAIÜHULYAfAMIVf öimrrljURl HAMUNCA l tI I •İZE YA2INI2. [YAYINOUI (t3 Ct îi C MKlDtYIKÖY "\ \ »0X8 IfTANKH. / AydınlıkI ^ F HAFTALIK HABER YORUM DERGİSt • Türkiye-lrak-İran- Barzani işbirliği Irak'lı yetkililerin Aydınlık aracılığıyla yaptığı çağrı: "Amerika'yı dışlayalım". Amerika harekâtı saptırmak istiyor. Gazi Mahallesi provokasyonunun nedeni açığa çıktı.. ) ABD, Ordu içinde güç kaybediyor... Karadayı, Özel Kuvvetler Komutanını uyardı! ^ Doğu Perinçek'in başyazısı: Batıdan özgürlük gelir mi? BUGUN VE HER CUMARTESİ BAYILERDE AVRUPA'DAN EDİP EMtL ÖYMEN Herkesin gözü ve yorumu Güneydoğu'ya yö- nelikken İtalya ve Slovenya da neyin nesi? Bu, Avaıpa Birliği içinde bir başka veto öykü- sü... İtalya, Slovenya'nın AB ile ortaklık görüşmele- rini veto ediyor. Daha doğrusu, yakın zamana kadar ediyordu. Slovenya, Yugoslavya'yı oluşturan federal cumhuriyetlerdendi. Dağılma patırtısını bir hafta- lık bir «jatışma ve 6 ölüyle atlatıp sıynldı. Eskiden de Yugoslavya'nın, en Balkanlı olmayan üyesiy- dir. Ne de olsa Avusturya-Macaristan Imparator- luğu'nun Avusturya ailesindendi. Çekler gibi. AB'nin, Avusturya'nın ardından Çek Cumhuriyeti ile Sloverrya'yı üye almaya heveslenmesi boşu- na değil. Ustelik Slovenya'nın dış ticaretinin üçte ikisi AB ile. Ulusal geliri Yunanistan ve Porte- kiz'den de yüksek. Varlıklı bir Orta Avrupa ülke- si. Avusturya'nın Balkanlara doğru uzantısı olan Slovenya da, AB ile evtenmek istiyor. Ama karşı çıkan biri var: İtalya! Daha doğrusu, Italyan fa- şistleri demek gerek. Çünkü Beriusconi başba- kanken İtalya, Slovenya'nın AB ile ortaklık gö- rüşmelerini veto etti. Koalisyondaki Ulusal Bir- lik'in bastırmasıyla. Iktidardan düşünce, daha ıhmlılar vetoyu koşullu olarak kaldırdılar. Tarihe bakmadan bunun nedenlerini anlamak mümkün değil: Dalmaçya kıyılannda 19. yüzyıla kadar Italyan tüccarlan cirit atardı. Italyan kent- leri kasabalan vardı. Şimdi Hırvatistan'ın Rijeka limanı bir Italyan kenti: Fiume. Şimdi Sloven- ya'nın sadece 40 kilometrelik kıyı şeridindeki Koper limanı da Capodistria. Ve en ünlü liman Trieste. Şimdi Italya'nın. * Birinci Dünya Savaşı'nı kazanan takımdaydı İtalya. Nasıl Rodos'a Antalya'ya sahiplenmeye kalktıysa, arka bahçesi Dalmaçya'ya daha da kolay sahiplendi. 1919'da Italyan milliyetçi şairi Gabriele d'Annunzio, bir grup yandaşıyla Rije- ka'yı ele geçirdi! Ve sonuç: 1920-1941 arasında İtalya, şimdi Slovenya ve Hırvatistan'a ait bu kı- sımlarda egemen oldu. Ama ikinci savaşı kaybe- dince çıktı. Bir tek Trieste hariç. Buralardan 350 bin Italyan göç etmek zorunda kaldı. Evlerini barklannı işyerierini bırakarak. İtalya ile Yugos- lavya arasında sınır ancak daha 1975 yılında Osimo Anlaşması ile çizildi! Daha 1983 yılında Yugoslavya, bu göç nedeniyle Italya'ya tazminat ödemeyi kabul etti. Fatura 120 milyar dolar ka- dardı. Yugoslavya'nın borcuna Slovenya ve Hır- vatistan da sadık. Ama Italyan faşistleri, para değil, evlerini geri istiyorlar. Slovenya'nın buna izin venmesinde ıs- rariılar. Slovenya ise kaygılı. Çünkü Italyanlar ge- ri dönmeye kalkarlarsa Koper kentinin hemen tümü yeniden Italyan olacak. Bölgede Italyan nüfusu artıverecek. Bir Italyan "azınlığf sorunu doğacak. Onun için Slovenya buna razı olmadı. Bunun üzerine Beriusconi hükümeti, koalisyon- daki faşistlerin bastırmasıyla AB-Slovenya or- taklık görüşmelerini veto ediverdi. Ama yeni ılımlı hükümet vetoyu iki hafta önce yumuşattı. Ve, Slovenya'nın, bu konuda görüşmelere baş- lamayı kabul etmesinin yeterii olacağını açıkladı. Beriusconi ve faşist Ulusal Biriik yeniden iktida- ra gelmeden, ılımlıların ellerini çabuk tutmalan gerekiyor. Slovenya eğer AB üyesi olursa, AB vatandaş- lannın gelip istedikleri yerde otuımalanna zaten ses çıkartamayacak. Bu nedenle Slovenya tam bir açmazda. Hem AB üyeliği istiyor, hem ulusal kimliğini korumak... Bu konuda Hırvatistan'dan ise henüz ses çık- madı. Italyan göçünün en büyük kısmı buradan olmuştu oysa. Savaş bir bitsin, Hırvatistan da AB kuyruğuna bir girsin, aynı öykü orada da yi- nelenecek. JAPONYA Tarîkatçılar köşeye sıkışb Dış Haberler Servisi - Japon polisinin, Hakikat Tarikatı'na (Aum Shinri Kyo) ait tesislere yaptığı baskınlar ülke çapına yayılıyor. Polis iki gündür Tokyo'daki tesislere düzenlediği baskınlann ardından dün sabaha karşı Osaka'da da bir operasyon düzenledi. Tarikatın Fuji dağı eteklerinde bulunan Kamikuishiki'deki tesislerine önceki gün yapılan baskınlarda ele geçirilen kimyasal maddelerin analizi ise tamamlandı. Resmi NHK televizyon kanalı tarafından yapılan açıklamada tarikata ait tesislerde ele geçirilen kimyasal maddelerin analizi sonucunda Sarin gazı yapımında gerekli maddelerin biri dışında tümünün bulunduğu belirtildi. Polis yetkilileri Osaka'daki operasyona 500 kişinin katıldığını ve baskımn amacuun tarikattan aynlmak istemesine karşın zorla alıkonulan 21 yaşındaki bir kız öğrencınin kuTtanlması oldugunu açıkladı lar. Metro saldınsından önceki gece de üç tarikat üyesi genç kızin ahkonulmasına kanşmak suçundan tutuklanmıştı. Jiji haber ajansı polisin olaylara kanşan 23 yaşındaki tarikat yetkilisi Junko Shimuzu'nun peşinde oldugunu duyurdu. ABD'yisuçladj Geçen pazartesi günü Tokyo metrosuna düzenlenen zehirli gaz saldınsının sonımlusu olduğuna inanılan Hakikat Tarikatı ise iddialan yalanlayarak saldınnın ABD tarafından gerçekleştirilmiş olabileceğini öne sürdü. Öte yandan ABD ve Güney Kore, Hakikat Tarikatı 'nın ülkelerinde faaliyet gösterip göstermediğinin ortaya çıkması için araştırma başlatma karan aldılar. Güney Kore tçişleri Bakanlıği, ülkenin güneyindeki Pusan kentinde tarikatın faaliyet gösterdiği iddialannı incelemek üzere bir soruşturma başlatıldığını duyurdu. Güney Kore'de halen Japon kökenli 8 tarikat bulunduğu ve bu tarikatlara üye 30 binden fazla Koreli bulunduğu sanılıyor. ABD Adalet Bakanı Janct Reno ise tarikatın ABD topraklannda müritlerinin bulunup bulunmadığının incelendiğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle