Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 MAFİT 1995 CUMARTESİ
14 KULTUR
Türk popunun 'süper star'ı Ajda Pekkan, yeni bir albümle yoluna devam edecek
Pamukkale
—FesthraH
• "TV kanallannın artmasıyla insanlara daha yakın olabilme imkânı
doğdu. Beni o kadar statik ve soğuk biri gibi göstermişlerdi ki TV'de
kendimle ilgili minik mesajlar verme imkânı buldum. Yıllar önce
assolistlik yapmamın altında da bu duygu vardı. Beni 'Avrupalı' ya
da 'soğuk' görenlere öyle olmadığımı göstermek istemiştim."
'Ajda Pekkan yeni bir albüm çıkartjyor.'
Haberi alınca hemen kendisiyle görüşüp
en taze bilgilere ulaşmak istedik. Biraz
acele etmiştik. Albûmûn daha firma seç-
me aşamasında olduğunu öğrenince bu
son çalışmayı son soruya bırakıp Pek-
kan'la geçmişte açık açık yanıtlamadığı
bazı konulan tartıştık. Son dönemde tele-
vizyon yardımıyla sık sık evlere konuk
olan ve yıllardır medyanm çizdiği 'soğuk'
görüntûsûnü yıkmaya çalışan Pekkan var-
dı karşımızda. Mûzik dünyasında kalmaya
özen göstererek konuştuk Pekkan'la.
- Ajda Pekkan neden uzun süre yerli
beste söylemedi; Türk bestedleri destekle-
medi?
O 2amanlar ticari yönü olmayan, söyle-
nen ve bir tarafa bırakılan besteler vardı.
Şimdiki bestelerürkeyfini yakalayamıyor-
dum. Aynca ben sûrekli Türkçe sözlü ya-
bancı besteleT söylediğim için insanlar ne
istediğim konusunda fikir sahibi olamadı-
lar. Birtakım besteler geldi, onlan da son
kasetlerimde seslendirdim. Ancak beni
sevenler hâlâ eski parçalanmı istiyorlar
konserlerde. Demek ki yabancı besteler
seviliyor bizde.
- Pekiyi Türk popuna neter getirdiğinize
inanıyorsunuz bu sürede?
Ben kimseye sözler vererek ya da belir-
li bir hedefle çıkmadım yola. ICendim
üretseydim tabii ki çok daha verimli ola-
bilirdım. Başlarken ne ekip çalışması diye
bir şey vardı ne süpervizör ne de prodük-
törlük. Deneye yanıla bu noktaya geldim.
Yapabildtğim bunlar. Bu işler patlamaya
başladığında ben artık yorulmuştum, şim-
di suyun üzerinde kendimi en iyi şekilde
tutmaya çalışıyonım.
- Sanatçılara unvan vermeye meraklı
halkınuz, paşa, sultan, kral derken size de
süperstarlığı layık gördü. Süperstarüğm
faturası kabank mı?
Faturası hayli ağır. Bir kere fiziğimi
belli seviyede tutabilmem için çok zorla-
nıyorum. Zirveye yükselmek zor, ama
inanın kalmak daha zor. Gelsinler bana
sorsunlar ne demek olduğunu. Hâlâ şan
dersleri alıyorum. İnsanlara ve gençlere
iyi örnek olmak istiyonım. Bir keresinde
"duayenim" dedim. Ajda Pekkan megalo-
man olmuş dediler. Oysa bu işi ilk başla-
tanlardan biriyim diye söylemiştim o lafi.
Çünkü bugûnkü gibi bir şarkıyla şöhrete
ulaşmadım kı.
'Beni yanlış tanıtülar'
- Geçmişte müzik yanımz sürekH sorgu-
landL Sizce kaynağı neydi bu eteştirikrin?
İnanın ben de biimiyorum. Çünkü otu-
rup birileri hakkında, ilke olarak konuş-
mayı sevmiyorum, yani hep kendi ışimi
en iyi yapmaya ayınyorum zamanımı. Te-
levizyon kanallannın artmasıyla insanlara
daha yakın olabilme imkânı da doğdu.
Beni o kadar statik ve soğuk biri gibi gös-
termişlerdi ki. Bu programlarda insanlar
beni tanıdılar, ben de kendimle ilgili mi-
nik mesajlar verme imkânı buldum. Yıllar
önce assolistlik yapıp Türk Sanat Müziği
söylemek istememin altında da bu duygu
vardı. Beni 'Avnıpah' ya da 'soğuk' gö-
renlere öyle olmadığımı göstermek iste-
miştim.
- Yıflar önce sbıema yanşmasıyla girdi-
ğiniz sanat yaşamınızda sinemayi neden
unuttunuz?
Sinemada ne yapacağımı şaşırdım. llgi-
mi çekmedi. Merak etseydim belki öğre-
nirdim, ama bana göre bir iş değildi. Sa-
bahın köründe gittiğiniz sette gün boyu,
farklı görüşlere, alışkanlıklara sahip in-
sanlarla birlikte olmaya çalışıyorsunuz.
Galiba ben özgürlüğü, tek başına bir şey-
CUMHUR CANBAZOĞLU
Ajda Pekkan yeni kasetinde genç bestecüerle çahşacak.
ler yapmayı seviyorum.
- Yeni popçular yavaş yavaş gözte-
rini yurtdışına çevinneye başladüar.
Yıllar önce bu işi denemiş bir isim
olarak oralarda Türk müzikçisini
neler bekkdiğini aıüaür mısunz?
Bu ış, insanın şansına ve de bolca
kabiliyetine kalmış bir şey. Ben ya-
pamadım; yorumcuydum. Fransa'da
karşıma çok komik Fransızca parça-
lar koydular. Altyapısı olmayan,
Fransızcayı yeni yeni sökmeye çalı-
şan biriydim. Elinize reçete gibi tu-
tuşturulan parçalan okuyarak ya-
bancı ülkede ne kadar ilerleyebilirsı-
niz ki. tşte bu nedenlerle oralara gi-
deceklerin kendi bestelerini yapma-
lan, güçlü müzik bilgisine sahip ol-
malan gerekiyor. Bunlara sahip mü-
zikçinin başanlı olma şansı daha
yüksek.
- Banş Manço'yla birlikte imajm
önemini ilk fark edenlerdensiniz.
lmaj ne derece yardımcı oklu size?
imajın farkına varmadım, vardınl-
dım etrafımdaki ınsanlarca. İnsanlar
her şeyime dikkat etmeye, beni izle-
meye başladılar, dişlerimden tutun
saçlanma, giyimime kadar. Sonunda
kendimi cins bir hayvan gibi hisset-
meye başladım. Neyim ben acaba
diye düşünüyordum. Her insana yıl-
larca böyle davransalar o insan şişer,
ister istemez havaya girer. Ben de
bunlann üzerinde durup tecrübesiz-
liğin de verdiği heyecanla çok za-
man kaybettim. Oysa ımaj, sanatı
destekleyen bir güç olarak kalmalıy-
dı.
- Hep geçmişle flgfli konuştuk. K-
raz da bugüne dönelim. 1995 model
yerti popun düzeyi nedir sizce?
- Her zamanki gibi iyiler de var,
kötüler de. İyi bir şey yapıldığı za-
man tutuluyor muhakkak. Son gün-
lerdeki şarkılardan Kenan Doğu-
lu'nun birkaç parçasını, Tarkan'ın
Kış Güneşı'ni, Yıldız Tilbe'nin,
Mustafa Sandal'ın çalışmalannı be-
ğenıyorum.
- Denetime taküan parçanız oklu
muhiç?
Olmaz olur mu! Beş Yıl önce On
Yıl.Sonra grubuyla birlikte doldur-
duğumuz kasetteki bir şarkımda do-
ğal diye bir kelime geçiyordu. Bu
yüzden denetime takıldı. O komp-
leksimden ötürü sonra denetimde
çalıştım. Her ay Ankara'ya gidiyor-
dum. Tabii o günler geride kaldı.
Şimdi 'Hepsı Senin mı' gibi sokakta
atılan laflar şarkılara slogan oldu.
- Son olarak yeni albümle flgfli ba-
zı bügiler alalım. Bu arada bir Best
Of çahşması planbyor musunuz?
Uzun süredir çeşitli aksaklıklar
sonucu plak şirketleri arasında karar
veremedim. Ama sanınm Koral Sa-
rrtaş'ın prodüktörlüğünde Raks'a bir
albüm yapacagım yakında. Düzenle-
meleri de büyük ölçüde Turhan
Yükseler yapacak. Best Of olayının
suyu çıktığı için pek sıcak bak-
mıyorum. Ancak ileride bir vakıf
yaranna böyle bir kaset istenirse
seve seve hazınm.
'Müslüman mahallesinde
salyangoz satacağız'
Bu yıl ilk 10'a gırip gelecek
yıl da yanşmaya katılmayı ga-
rantılemek isteyen TRT'nin,
profesyonel müzikçilerden
oluşanjunye seçtirdiği Sev'in
bestecisi Melih Kibar,
1986'da Halley'le aldıgı dere-
ceyi aşabilmek amacıyla lrlan-
da'ya gıdeceğını belirtiyor.
- Besteniz Sev'i seslendi-
recek Yeşim Donüş Işın'ı son
anda neden değiştirme ge-
reksinimi duydunuz ?
Yıllardan ben Eurovısion'a
gençlerle katılıyorum. En iyi
sonucu da gençlerle getirdım.
Dolayısıyla böyle bir değişik-
lik yaparken bir sebebim ol-
ması gerekır. Bu genç arkadaşımız şimdiye
kadar yanşmaya katıldığım gençlerin aksine
son derece heyecanlanmca performansını dü-
şûrdü. Ben de uzun vadede kendisinden çok
şey bekledığım için gen çektim. Arzu Ece'yle
görüştüm. Uğur Başar'ın bestesini seslendır-
mek için oradaydı. Uğur'dan ızın alıp kısa sü-
rede hazırlanmaya çaiıştık. Arzu büyük başa-
n gösterdi, çünkü parça Yeşim'in sesine göre
yazılmıştı.
- Eurovision parçamızı trlanda'da yine
Arzu Ece mi seslendirecek ?
Arzu Ece'yle İrlanda'da sahneye çıkacağız.
Parçayı Arzu'ya göre bıraz değiştireceğim.
Vokalist arkadaşlarda da bazı değişiklikler ya-
pacağız,bıraz daha kalabalık olacagız. Müslü-
man mahallesinde salyangoz satmaya gidece-
ğız. Bunun için safyangozlann en iyisini sat-
MeHh Kibar Eurovision'a
tddialı hazırianrvor.
maya çalışacağız.
- Halley akılda kalıcı basit
yapısıyla en iyi dereceyi al-
mıştı. Oysa Sev daha zor bir
parça. Neden böyle bir değJ-
şikliğe gerek duydunuz ?
Bu kez Türk dinleyıcisine
yönelik bir parça olarak düşün-
medim Eurovision bestesini.
Çünkü şu anda Türkıye'de tu-
tulan parçalar Ay tnanmıyo-
rum gibiler. Türk dınleyicisini
eleştirmiyorum ama Kaya-
han'uı Eurovision'da son sıra-
larda kalan parçası Türkiye'de
müthış iş yaptı ömeğm. Demek
ki zevkler çok farklı. Ben şitn-
di oyunu kurallanna göre oy-
nuyorum,yanı çım sahaya göre ayn, toprak sa-
haya göre farklı krampon giymek gibi bir şey
bu.
- Eurovision finallerinde var olduğu id-
dia edilen politik ov unlardan çekiniyor rau-
sunuz ?
Politikayı kesinlikle kabul etmiyorum. Hal-
ley'le 56 puan aldığım zaman da Türkiye'yi
temsıl etmiştim,şimdi de Türkiye'yi temsil
edeceğim. 56 puan aldıysam daha fazlasını da
alabılirim. Buna inanıyorum. Yoksa Türki-
ye'nin, nedense, bir türlü üzerine çıkamadığı
dokuzunculuk derecesine sahip biri olarak at-
nğım golün üzerine yatardım. Türkıye'ye ger-
çek anlamda pop müzik geldiğinde, 'Tarihte
de iyi şeyler yapılmış' dedırtecek bir beste
Sev. Belki yanılıyor da olabılirim, kötü sonuç
da alabilirim, ama sonuncu olmam kesinlikle.
bîz
yapan
türküler'Selda,
ç e y r e k
yüzyıllık
sanat ya-
şamında
seslendir-
diği 130
türküyü
'Türküle-
rimiz' adlı
seriy le
müziicse-
v e r l e r e
sunacak. Pıyasaya çıkan serinin ilk
kaseti Türkülerimiz 1, sanatçının
1971 - 74 dönemınde yorumladığı
17 türküden oluşuyor.
Selda'nın kaseti bir dönemin
gözde türkülerinin genç kuşağa
ulaşması için önemli fırsat. Türkü-
leri o günkü yorumuyla bırakan
Selda'nın, olaya ticari baktığını
söyleyenler olacaktır. Ancak nite-
liksiz çalışmalarla dolan piyasada
eskileri anımsamanın, gençlere se-
çenek sunmanın zamanı geldi de
geçiyor.
Selda'nın 'Biri biz yapan türkü-
lerimiz'i söylediğine dair not düştû-
ğü kasette şu parçalar yer alıyor:
Katip Arzuhalim Yaz Yare Böyle,
Adaletin Bu mu Dünya, Çembe-
rimde Gül Oya, Yalan Dünya, Ka-
lenin Dibinde Taş Ben Olaydım,
Tatlı Dillim, Mapushanelere Güneş
Doğmuyor, Mapushane Içinde
Mermerden Direk, Dane Dane
Benleri, Gesi Bağlan, Altın Kafes,
Bülbül, Bölemedim Felek ile Kozu-
mu, Eyvah Gönül Sana Eyvah,
Anayasso, Nem Kaldı, O Günler.
Revruk,
Askın.Nur
Yengi'nin
yeğeni
Yengi'den
w
Aşklarııı En GüzeH
9
Türk popu yeni ısimlerle renkleniyor her
gün. Revnak Yengi de 'Aşklartn En Guzeli' ad-
lı albümüyle müzik yolculuğuna baslay an genç
sanatçılardan bın.
17 yaşında müziğe başlamış. Tunur Sel-
çuk'tan klasik gitar, solfej ve armoni derslen
almış. Marmara Üniversıtesi Müzik Bölü-
mü'nde eğitime devam etmiş. Doğan Can-
ku'yla tanışmış ve onun yardımıyla plak dûn-
yasıyla bağlantı kurmuş. Bu albümün anlaş-
masını 2.5 yıl önce yapmış. Birtakım aksak-
lıklar nedeniyle stüdyo çalışmalannı ancak ge-
çen yaz bitirebilmiş...
Aşklann En Güzeli'nde kendi söz ve beste-
lerini seslendiriyor Yengi, aranjmanlar Tbr-
han Yükseler'in. Albümün çizgisı genç sanat-
çının ses rengine uygun olan flamenkoya dö-
nük; ancak farklı adreslpre yönelik parçalar da
var. Genelde yoğun bır romantızm hakım bes-
telere. Yengi'nin deyişıyle sözler insanın gün-
lük yaşam kavgasmı aşıp ardmdakı dünyaya sı-
zıyor: "tnsan psikolojisi çokönemli. tnsan çev-
resindcki olaylara tepkiliyse onu bu noktaya
getiren etmeni anyorum. Neden sonısuna ya-
nıt anyorum. Yasaklann da aşılmasını istiyo-
rum. Önlararutsakohırsak \aşamanın anlamı
yok divorum."
Albümde Revnak Yengi'nin 17 yaşından bu-
güne dört yılda yaptığı besteler yer alıyor. So-
und olarak 'katı' bır çızgısinin olmamasını ya-
şadığımız topraklann özelliğıne bağlıyor
"Kulağunızda sürekli çeşitli müzikler var.
Sanat müztğindefl de halk müziğinden de fla-
menkodan daetkileniyoruz farkmda obnadan.
Orneğin kasette caz denemem, hatta Yunan
müziğincyakın parçam davar. Ama hepsini bir
bürün içinde sunmaya çalışıyonım. Albüme
adını veren Aşklann En Guzeli farklı bir beste
olarak alguanabilir. O da biraz oyunu kurab-
na göre oynavabilnıek için yapddı."
Nısan başında çıkacak bır 'ilk albüm' için
başanlı çalışma Revnak Yengi'nin yapıü. Ta-
nıtımını iyi yapabilırse kısa sürede önemli
yol alabilecek yetenekte bir sanatçı. Asıl
önemli olan inatla özgün soundunu yaratıp pi-
yasaya alternatif çalışmalar sunabilmesi. Çün-
kü günden güne nitelik yitiren yerli popun
buna çok ihtiyacı var.
Rock müzikte kadıııın adı yok...Fransız chansonlan denince
akla Edith Piaf gelir. Elinde gita-
nyla şarkılannı rüzgâra karşı söy-
leyen Joan Baez de Amerikan fol-
kunun kilometre taşlanndan biri,
dalında çok güçlü. Ancak kadın
şarkıcılann aynı gücü rock dün-
yasında elde ettiklerini söylemek
zor. Bu durum, rockın erkek cin-
selliğini ön plana çıkarmak ama-
cı taşıdığı şeklinde açıklanabılir.
ancak bu cinsellik kadınlara ses-
lenmekten çok erkeklerin narsist
yaklaşımı olarak gelişti.
Jim Morrison'm parlak günle-
rinde, Jimi Hendrht'in gıtannı
'dillediği* dönemde MarianneFa-
ithnu, RoDing Stones'un Londra-
sı'nda erkek müziği rockta adını
duyurmaya başlamıştı. Ancak ile-
riye gidemedi. Rock, kadını mut-
faktan ve yataktan başka yerde
hayal edemiyordu. Kadın, rock _ ^.«.n L
m. j
şarkılannda'Httfegiri/littİedar- r\*un yarattığı ilahe: Madonna.
Bng', 'pretty baby', 'sweet angeT diye vardı, hiçbir za-
man yaşayan bir kadın için bir iki istisna dışında, wo-
man (kadın) kelimesi kullanılmamıştı.
Blues'ta kadının izi görüldü; ancak orada da genel-
de sorunlann kaynağıydı. Bir ara Janis JopBn rockta-
ki erkek egemenliğine direnmişti, o da net bir galıbi-
yet elde edemedi...
Erkekler karar veriyor
ni bir fenomen olarak çıktı orta-
ya. Rockın popülaritesine karşı
güç olarak pop müzik üreticileri
erkek-kadın arası imaj sergileyen
Mkhael Jackson'la Madonna
üzerine kurdular endüstrilerini.
O döneme kadar genç kızlar er-
kek gibi giyiniyorlardı ya da er-
keklerin istediği gibi. Madon-
na'da ilk kez giysisiyle, hareket-
leriyle taklit edilebilecek bir ka-
dın kahraman buldu kızlar. Punk-
çılann elbiseleri üniseksti 70'le-
rin sonunda; 80'lerde Madon-
na'yla başlayan seksi imaja siyah
deri elbiseleriyleTinaTurner,kır-
mızı sutyeniyle Annie Lcnnox da
katıldı. Bu üç yıldız MTV'nin
yardımıyla file çoraplan, jartiyer-
leri, sutyenleriyle müzik dünyası-
nı renklendirdiler. Bu işin şov ya-
nı. Bir de müzikleriyle devrim ya-
pıp piyasaya girenler oldu. Tfacy
Chapman, SuzanneVega, Vlichel-
Bir dönemin İngiliz kadın rockçılanndan Marianne Faithfull sesiyle olduğu
kadar seksi davranışlanyla dikkat çekmişti.
Girl Groups diye bir grup iyi girmişti piyasaya,
uzun soluklu olabilirdi. Crystab, Ronettes, Shangri-
Las, Dixie-Cups adlı gruplar da dikkat çekmişti; an-
cak bu bayanlann beyin takımı yine erkeklerden olu-
şuyordu. Her adıma erkekler karar veriyordu.
Bazılan country, folk gibi paralel türlere geçmiş-
lerdi. Countryde kadına soyun denmiyordu; dinleni-
yor ve saygı duyuluyordu. Joni Mitcbdl büyük pres-
tij sahibiydi orneğin.
Bu arada 80'li yıllarda birçok şey değişmeye baş-
ladı. Madonna hem artıstik, hem de şov yönünden ye-
le Sbocked, Tony Chflds ve özellikle Sinead O'Con-
nor'la tanıştık. Kötü giyinen, çok da güzel olmayan
bu kadınlar yeteneklerini öne çıkararak Madonna ka-
dar plak sattılar. En önemlisi küçük lokallerden gele-
rek kadınlann da müzik dünyasında hatta rockta bir
şeyler yapabileceklerini ispatladılar.
Şimdi 21. yüzyıla az süre kala rock ve ondan daha
da erkeksi olan rap yavaş yavaş kadınlar tarafmdan ele
geçiriliyor. Kadın dergileri gelinen bu noktayı yeter-
li bulmuyor, onlara göre rocktaki tüm erkeksi söylem-
lerin kadınlann lehine döneceği güne kadar yapılan-
lar bir anlam taşımayacak. Müzik endüstrisinin tepe-
sinde yer almadan rockın varoşlannda dolaşacak ka-
dınlar..
Bu hafta kadınlann rocktaki yerlerini saptamaya
çaiıştık. Rock ve türevlerinde kadın müzikçilerin han-
gi noktalarda olduklanm birkaç hafta sürecek dizi
şeklinde inceleyeceğiz.
SÜRECEK
CÖRÜS Emma
Ülkemizde kültür ve sanat şen-
liklerinin, festivallerin ve özellikle
yeni besteler, yeni sesler ile
gençlerimizin katıldığı ve katıla-
cağı müzik yanşmalannın önemi
büyüktür. Bu gibi etkinliklerin de-
ğeri, sadece kültürel ve sanatsal
açıdan değil, son yıllarda insanlı-
ğın ve toplumun sevgiye, dostlu-
ğa, banşa ve hoşgörüye olan ge-
reksinmeyi karşılamadaki yararı-
dır...
Işte ses getireceğine inandığı-
mız uluslararası bir müzik ve kül-
tür festivali, önümüzdeki yaz
mevsiminin etkin olaylanndan biri
olacaktır
"Birinci Uluslararası Pamukka-
le Müzik ve Kültür Fesitvali" 22-
27 Haziran 1995 tarihleri arasın-
da Pamukkale'de (Hierapolis) ya-
pılacaktır. Bu festival, T.C. Küttür
Bakanlığı ile T.C. Turizm Bakanlı-
ğı'nın ve Çevre Bakanlığı'nın hi-
mayelerinde ve bölgenin yerel
yönetimlerinin katkılarıyla ger-
çekleştirilmektedir. önemli bir
durum da, Uluslararası Festival-
ler Organızasyonu Federasyo-
nu'nun (FIDOF) bu festivale de-
ğerii katkılarda bulunacağını bil-
dirmiş olmasıdır.
Pamukkale Festivali Organi-
zasyon Komitesı, bu etkınliğin
sanatsal amacıyta birlikte başlıca
hedefîni, "Ninelerimizin saçı ka-
dar beyaz, dedelerimizin sakalı
kadar pamuk travertenlerimizi,
olduğu gibi korumak ve yüzyıllar-
ca insanoğluna şifa dağıtan bu
beldeyi, gelecek kuşaklara, özel-
liklerini kaybetmeden devret-
mektir. Bu kutsal görevimizi ger-
çekleştirmek için çareyi, müzik
ve sanatın sihirli gücünde bul-
duk" açıklamasıyla belirtmekte-
dir.
Festivalin asıl müzik olayı, pop
müzik türünde iki ayn etapta olu-
şacak yanşmalan içermektedir:
1) Ulusal Şarkı Yanşması: Bu
yarışmaya tüm yörelerimizden
besteler katılacak ve ön jürice fı-
nale kalacak 10 eser arasından
Türkiye'yi uluslararası yanşmada
temsil edecek eser seçilecek.
2) Uluslararası Yanşma: Bu ya-
nşma, şarkıcı yanşması olup her
yarışmacı mutlaka yayımlanma-
mış yeni bir beste ve aynca iste-
diği bir şarkı ile katılacaktır.
. Pamukkale Festivali'nin kuru-
cusu ve FIDOF 2. Başkanı Figen
Çakmak, özetle, "Türkiye'deki
gençlerin, uluslararası platform-
da seslerini duyurmalan için ken-
dilehne olanak ve şans tanımayi,
Pamukkale yanşmalan için amaç
olarak belihedim" sözleriyle genç
müzisyenlerimize çağn yapıyor.
Tuna'nın
beri yanıMuammer Ketençoğlu. üzerinde
uzun yıllar araştırmalannı sürdürdü-
ğü Balkanlar'ın müziğini konserler
yardımıyla kitlelere sunmaya devam
ediyor. Ketençoğlu, 29 mart tarihin-
de İ.Ü. Fen Fakültesi Konser Salo-
nu'nda Balkan ülkelerinden halk şar-
kı ve danslannı içeren bir konser ve-
recek. 18.00'debaşlayacakluna'nm
Beri Yanı adlı konserin Yunanistan
bölümüne buzukısıyle CengizOnural
da (Yeni Türkü) katılacak.
numara
Türk po-
Kayahan,
Benim Penceremden adlı kasetiyle li-
derliğini sürdürdü. Aşkın Nur Yengi,
Karaçiçeğun'Ie ikinci sıraya çıkarken
Banş Manço, Müsaadenizle Çocuk-
lar'la üçüncülüğe indı.
Türk sanat müziğinde Bülent Er-
soy, Alatnrka 1995'le önde gidiyor.
Nalan Altınörs, Sırası mı Şimdi yle
ikinci sırada. Muazzez Ersoy, Sensiz-
BkBu~'yla yeniden lıstelere döndü.
Türk halk müziğindeki yapıt tıka-
nıklığı sürüyor. BurhanÇaçan, geçen
haftayı Neden Geldim İstanbul'a ile
yine bir numarada kapatırken onu
Songül Karlı (Oralıyam Ben) ve Nu-
ray Hafiftaş (Şimdi Oldu) izledi.
Yabancı popta The Cranberries, her
geçen gün müzikseverlere kendini da-
ha fazla sevdiriyor. trlandalı grubun
albümü No Needto Argue, Türkiye'de
lider. Bon Jovi, Crossroad adlı çalış-
masıyla haftalardır listede. Chris Rea
ise The Best Of uyla üçüncü.
Klasik Batı müziğinde Domingo-
Carreras-Pavarottiüçlüsünün The 3
Tenors in Concert 1994'le zirvede.
Sfenilerpkoun
- She's The Boss - Mick Jagger
-BestofClassic94
- Octopus - The Human League
- Holly and Ivy - Natalie Gole
- The Lead and How to Swing it -
Tom Jones
- Toute la Guitare - Nicolas de Ange-
lis
- Rock Classic
- A Show of Hands - Rush
- Jimi Plays Monterey - Jimi Hendrix
- The Best of VVords and Music of
Lou Reed - The Velvet Underground.