24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET OLAYLAR VE GÖRÜŞLER^ 1 MART1995 ÇARŞAMBA Sağlıkta özelleştirme Ülkemızde kamu sağlık hızmetlen uluslararası ozelleştırme programına koşut (paralel) bır anlayış ıle yıpratılmış, ozelleştırme, sorunlann çozumu ıçın tek çare, yegane kurtuluş yolu olarak sunulmakîadır Ancak sorunlar bu sureçte daha da ağırlaşacaktır Dr. ALİ RIZA ÜÇER Ankara Tabıp Odası TTB Delegesı T ek kutuplu yenı dunya duzenınde uluslar ustu sermaye, bağımh çevre ülkelen ıçtn yenı bır ya- pılanmada emın adımlar- la yurumektedır Amaç olarak belırlenen, uretım ve hızmet sektorunde kamunun katılım ve yön- lendırmesını kırmaktır Buamacaufas.- mada da bulunan sıhırh formulun adı "özeifeştirme"dır OzellıkJe son on yılda, çeşıtlı araç- larla, ozelleştırme konusunda toplum- sal bır yargı oluşturuldu dıyebılınz Tum aksaklıklann ozelleştırme ıle çö- zulebıleceğı yanılsaması, genış kesım- lerce tartışmasız kabul goren bırgoruş halıne getınlmıştır Amenkan Uluslararası Kalkınma Teşkılatı (USAID) özelleştırmenın dünya ûzennde yaygınlaştınlmasında öncü bır roJ oynamaktadır Amenkan Temsılcıler Meclısı'nın bır raporunda "GeneJ kanı. o/eMeştirrnenın benımse- tilmesı konusunda l'SAID'm dış yar- dım veren kunıluşlann arasında başı çektığı jonundedır" denılmektedır Ulkemız sağlık hızmetlen alanında- kı aksakiık ve hoşnutsuzluklann gıde- nlmesının de onkoşulunun ozelleştır- me olduğu savunulmaktadır Bu varsa- yımdan hareketle halen sağlık sektoru- nun buyûk olçude kamu ışletmecılığı temelınde yapılandığını kabul etmek gerekecektır Ozelleştırme, ılen surul- duğu gıbı dayanılmaz boyutlara ulaşan sağlık sorunlanmızın çözumünde her derde deva olacak mıdır9 USAFD, bırçok ülkede sağlık hız- metlennde ortaklık programlan oluş- turmuşrur Orgûtün Polonya'dakı etkın- lıkJennın başkanı Eiızabeth Samplavvs- ka'>a göre devlet hastanelennın ozel- leştınlmesı gıbı bır nıyetlen yoktur Buna karşılık Samplawska, kamu elıy- le venlen hızmet yıprandıkça, zaten \ ar olan özel sektörün kendılığınden gelı- şeceğı ve karşılama gucu olan kışılenn ozel sağlık hızmetlennı satın alacaği ınancındadır Ülkemızde kamu sağlık hızmetlenn- de var olan durum nedır7 Koruyucu sağlık hızmetlenndekı ör- gûtlenme savsaklanmış, bınncı basa- makta (sağlık ocağı hızmetı) yüzde 90'ından fazlası çozumlenebılecek sağlık sorunlan, ıçınden çıkılamaz bo- yutlara getınlerek ıkıncı basamağa (hastane hızmetı) yuklenmıştır Dev lerın ışlettığı hastanelerde ozel- leştırme çoktan gerçekleştınlmıştırbı- le Muayenehane hekjmlığı gıderek yozlaştınlmış, 'hasta-ozel muayeneha- ne-hastane' uçgenınden geçmeksızın tedavı hızmetlennden yararlanmak ne- redeyse olanaksız hale getınlmıştır Kamu kesunınde çalışan hekımlenn bır bolumu özel teşhıs ve tedavı mer- kezlennın ortağı olmuş, başka bır bö- lumu de bu merkezlere yolladıkJan hastalar ıçın bellı bır pay (komısyon) almaya başiamıştır Kırlenme, hekım dışı sağlık çalışanlan arasında da hız la yaygınlaşmaktadır Uludağ Unıver- sıtesı Tıp Fakultesı Radyolojı Anabılım Dalı Başkanı Prof Dr ErcanTunceTın, "İstanbul'da, gonderilen hasta karşıiı- gında ruş>et vermeyenyalnızca bırözel gönıntuleme merkezi bilivorum" de- mesıdüşundürücudur(l) Ozelsektör- de kurulan, devlet bağlantılı bu mer- kezlenn kazançlannı surdurebılmelen- nın temel koşulu, kamu sağlık bjzmet- lennın nkanıklığının surdurulmesıdır Devlet, bır yandan var olan kamu sağlık kurumlanndakı yozlasmayagoz yumarken, bır yandan da sağlıkta ozel gınşımcılığıalabıldığınedesteklemek- tedır 1982-1992 arasında sağlıkta top- lam 393 yatınm teşvık belgesı venl- mıştır Bunlann 335'ını(yuzde 83) ozel kışı ve kuruluşlar almıştır Dovız kuru artışlanyla yapılan hesaba gore bu teş- vıklenn karşılığı 1 mılyar Amenkan Dolan'dır(2) Dayatılan koşullara dırenen- durûst kamu çalışanlan ıse hızla yoksullaştı- nlmakta, ıtılıp kakjlmaktadır Egemen anlayış "Benim memumm işini bilir" dıye tanımlanan, köşe dönucu kesım dışındakı bu ınsanlara da bır vafta bul- muştur Becenksız, yeteneksız, ış bıtır- me yetısınden yoksun dınozorlar Bu dürust ınsanlar "yükselen değerlere" uyum sağlayamadıklanndan hızmet sureçlennden kopartılmakta, yetenek- len koreltılmekte \e edılgenleştınl- mektedır Ruhsal ve fizıksel çokuntû ıçmde kendıne guvenlennı yıtıren bu ınsanlann neslı tuketıldığınde "teşeb- büs-u şahsi"nın dınamızmı daha da şahlanacaktır "P&ran kadarsağhk" anlayışı toplu- ma dayatılmakta ozelleştırmeden en çok zarar goren kesımler boyun eğme- ye zorlanmaktadır Çaresızlık ıçmde kıvranmakta olan hastalar. pıyasayı ha- rekete geçırecek bırer unsurdur artık Hıçbır tıbbı denetım mekanızmasının kurulmadığı sağlık pazannda yapay gereksınımlerle teşhısler zorlanmakta ve çoğunlukla satılan sağlık hızmetının kalıtesı de yetersız olmaktadır Kızışan rekabet ortamı gereksız tıb- bı teknolojı tuketımını arttırmakta, ul- kemız adeta bır teknolojı çopluğüne donuşmektedır Sev k zıncınnin oluşturulmaması ne- denıyle kamu hastanelenne yoğun has- ta akımı olmakta, hekım hastaya yeter- Iı sure ayıramamaktadır Tıp fakültele- nnde ve eğıtım hastanelennde standar- dızasyon sağlanmamakta, bınncı ba- samak sağlık hızmetlennı yürütebıle- cek bılgılı becenlı, kendıne guvenı olan pratısyen hekjm yetışfmlmemek- tedır Mezunıyet sonrası eğıtımıne ılışkın hıçbır somutadımatılmamaktadır Ta- nı koymakta zorlanan hekım, gereksız tanıyöntemlennebasvurmaktadır Ay- nı nedenlerle ılaç tuketımının de akıl al- maz boyutlara ulaştığı gorulmektedır Ilaç savurganlığına yol açan faktörler- den bın de ılaç fırmalannın reklam ve promosyonlandır Bılınçlı olarak yaratılan bu durum, anlaşılacaği ûzere ozelleştırmeyı dayatan ve dunya teknolojısıne egemen uluslar ustu sermaye devlennın kâr- lanrıa kâr katmaktadır Toplum sağbğı ise "dınozorlar"ın terennum etmekten bıkmadıkian modası geçmiş bir söy- lemdir. Sonuç olarak, ülkemızde kamu sağ- lık hızmetlen uluslararası ozelieşürme programına koşut (paralel) bır anlayış ıle yıpratılmış, özelleştırme sorunlann çözumü ıçın tek çare, yegane kurtulus yolu olarak sunulmaktadır Ancak sorunlar bu sureçte daha da ağır- laşacaktır Ulusal sağlık planlaması ıleoncelık- le metropoller ve öbür büyuk ıllerde bınncı basamak sağlık hızmetlennın orgütlenmesı ve sevk zıncınnın kurul- ması gerekmektedır Kamu sağlık hızmetlennın pıyasa güdümunde yozlaşmasına engeJ olun- ması ve sağlık çalışanlannın ozlûk hak- lannı ıyıleştırerek, tam gûn yasası ıle yalnızca kamu kesımınde ve kamu ıçın çalışmanın sağlanması, çozüm yolun- da onemlı bır adım olacaktır (1) Tuncel E , Cumhunyet gazetesı, 19 01 1995 "Olaylar ve Gorûşler" (2) Soyar A , Toplum ve Hekım, Sayı 62, "Sağlık AJanında Yatınm Teşvık Belgelen" ARADABIR TUNA BALTACIOGLU Eğıtımcı Oğpetmenler Istenlerse... Çocuğun yetışmesınde kışılık kazanmasında değışık et- kenlenn payı vardır Bunların başında aıle, okul, arkadaş çevresı gelır Ama etkenler bu kadaıia bıtmez Bunlann dı- şında TV gazete dergı kıtap, sınema, tıyatro gıbı daha bır suru etken sayabılırız Çocuğun eğıtımı açısından bu et- kenlenn payı nedır, hangısı ne kadar onemlıdır gıbı aynn- tılara gırmek çok uzun bır yazı konusu olur Bugunku ortamda, okulun çocuğa ne verebıleceğı, eğı- tımı konusunda ne denlı etkılı olabıleceğı ve aılelenn okul- dan beklentılen ne olmalıdır konusuna kısaca değınmek ıs- tıyorum Bundan 30 yıl kadar onceydı Özel Moran Okulu sahıbı incı Moran'la konuşurken Ingılızce derslenyle ılgılı olarak bır eleştınde bulunmuş, "Bu, dedemden kalma Gatenby kıtaplannı hâlâ nıye okutuyorsunuz" demıştım Bana ya- nrt olarak "Mufredat (oğretım) programı gereğı bunun dı- şına çıkamayız" demıştı Okul, anladığım kadanyla Mıllı Eğıtım Bakanlığı'nm on- gorduğu oğretım programlarıyla kısıtlanmış bır eğıtım ve- rebılıyor Her zaman savunduğum gıbı eğıtım sıstemımızın çağdaşlaşması kaçınılmaz bır gereklılıktır Oğretım prog- ramlan yol gostencı, yonlendıncı, ozendıncı olabılır, ama kısıtlayıcı olmamalıdır Yonlendmcı ve yol gosterıcı olurken de çağdaşlaşmayı on planda tutmalıdır Tum çabalar ılen- ye, geleceğe donuk olmalıdır kısıtlayıcı ve tutucu olma- malıdır Bunlann tam anlamında gerçekleştınlemedığı bugunku ortamda aılelere ve oğretmenlere onemlı gorevler duş- mektedır Örneğınaılelerherşeyıokuldan beklememelı, ço- cuklannı yanş atları gıbı gorup okulda en onde yarışmala- n ıçın durmadan baskı yapmaktan kaçınmalıdırlar Okul her şey demek değıldır Çocuğun kışılığının sağlam ve onurlu bır bıçımde gelışmesınde yukarıda saydığım başka et- kenlerın de payı vardır Aıleler bunun bılıncınde olmalı, oku- la verdıklerı onem kadar başka etkenlerı de onemsemelı- dırler Gelelım okullarımıza ve oğretmenlenmıze Bugunku ko- şullar elımızı kolumuzu bağlıyor, çağdaşlaşmaya ayak uy- duramıyoruz dıye suçlu aramak yerıne yapabıleceğımız çok şey olduğu ınancıyla bunlann yollannı aramalıyız Ina- nıyorum kı çağdaş kafa yapısına sahıp okul yonetıcılerı ve oğretmenler, uygulamalarıyla olumsuz koşullara karşın amaçlanna ulaşmak ıçın en azından olumlu bır çaba ıçın- de olacaklardır Ben geçmiş yıllara art basıt gıbı gorunen bırkaç yaşan- mış olayla oğretmenlenn ısterlerse ıçmde bulunduklan ko- şulları nasıl aşabıleceklennı gostermek ıstıyorum Vereceğım ornekler 50-55 yıl oncesıne aıt Bır tanh oğ- retmenımız vardı Adı, Camı Baykurt'tu Turkıye Cumhu- nyetı kurulurken ılk dahılıye vekılı (Içışlen Bakanı) olarak go- rev yeıpmıştı Sınıfta derse başlarken tanh kıtabından ılgılı bolumu yuksek sesle bır oğrencıye okutur, sonra "Kapa- tın kıtaplannızı, gorevımızj yaptık Şımdı olaylann ardında- kı gerçeklen tartışarak bulalım" derdı Boylece tum oğren- cıler ozamanlarsurmekteolan Ikıncı Dunya Savaşı da da- hıl bırçok tarıhı olgunun nedenlerı hakkında duşuncelerını ortaya atar, değışık gorûşler tartışılırdı Çoğu kez bır sonu- ca varılamazdı, ama kafalanmızda olumlu soru ışaretlerı be- lınrdı Gelelım ıkıncı anıma Bır psıkolojı oğretmenımız vardı Amenkalıydı, sınıfta her tur tartışmaya açık bır ınsandı Öz- gun duşuncelenmızı, çekınmeden utanmadan, korkusuz- ca ortaya atmayı ondan oğrendık Hatta bır kez, yapaca- ğı sınava gırmeme karan alarak tum sınıf, deyım yerındey- se dağa çıktık Her turlu protestoya ve aykırı duşunceye karşı katı bırtavıralmadan, esnek gorûşler ılerı surerektep- kısını gosterırdı Duşuncelenmızı ozgurce açıklamayı ve hoşgoruyu ondan oğrendık Uçuncu anım, yıne aynı oğretmenle ılgılı Yıl sonu yazılı sınavına gırerken oğretmenımız "Yanınızda ıstedığınız kı- tabı getırebılırsınız'öemtşh Yanı soruları yanıtlarken ders kıtabına bakmayı serbest bırakmıştı Sınavda karşımıza oylesıne ılgınç sorular çıktı kı kıtaba bakmak hıçbır yarar sağlamıyordu Oğretmenımız bu davranışıyla ezbercılığe meydan okuyor, gerçek kafa yapımızı ve gelışmemızı olç- mek ıstıyordu Oğretım programlarına karşın ıstenırse oğrencılere çağ- daş bır eğıtım verebıltne olanağını, çağdaş yapıya sahıp oğretmenlenn sağlayabıleceğını kanıtlayan bu anılar basıt, ama ılgınç orneklerdır YENtCE ASLÎYE HUKUK MAHKEMESİ Savı 1993 66 Esas 1994/177 Karar Hâkım Mehmet An 30741 Kâtip ZaferOztekın428 Davacı Veh oğlu 1963 doğumlu Zonguldak ılı Yenıce ılçesı Güne> Koyü nüfusuna kayıtlı Mehmet Kurt tarafindan davah Etnın kızı 1964 doğumlu Meryem Kurt aleyhme açılan boşanma da^sı sonunda Mahkememızce 6 10 1994 gunu taraflann boşanmaiarına, muşterek çocuklann velayetının davacı babaya venlmesıne karar venlmış oiup davalının adresı tespıt edılemedığınden karar teblığı yenne geçmek uzere davalı Mervem Kurt'a ılanen teblığ olunur 231 1095 Basın 8559 Bir yeni "Misak-ı Milli" arama Prof. BAHRİ SAVCI I rkçılık ve köktencılık yenı değıldır Ama çağımızda, tanhlennın buyuk bır bolumûnde bırarada vaşadıklan halde, kendılennı o hep bır arada yaşayanlardan ayn ve hatta onlara ustun olduklannı ılen suren ırkçılık ve aynmcılık eğılımlen artmıştır Ulkeyı ve ulusu oluşturan kıtleye kendı semavılıklennı (ılahı, tannsal) egemen kılıcılık da artmıştır Bu her ıkı akım bırbırlennı karşılıklı özumleyerek bırlıkte yaşamayı yadsımaktadırlar Bunlann kendı dışındakılen toptan dışlamalan, bır sosyo-külturel doğaya aykjndır Ama yakın dünva tanhınde bu "kendinden dışardakiJeri dışiama" olgusu da artmaktadır Bosna'dakı, Kafkasya'dakı bılmem nerelerdekı olaylar bunun kanıtıdır PSul Herea'lenn ve gızlı servıslenn tersını ılen surmelenne karşın, yakın dünya tanhınde, bu bırbırlennı dışlamacılığa karşı "hoşgonı - laiklik - farklı kulrurel mozaıklerden bır çağdaş butunluk" kurma eğılımı de en aşaği Avrupa'da artmaktadır Çunku günümüzde ırkçılığın bellı bır semavılığı kıtlelere egemen kılmacılığın bılımsel olmadığı ı>ıce gorulmektedır Bu nedenle aşın uçlar dışındakıler bu yenı gerçeğı kavramışlardır Bugun artık hıç olmazsa Avrupa entelejensıyasında hem etnık koken hem de semavı ınançiar dunyasında farklılıklar olduğu duşunü gıttıkçe yoğunluk kazanmaktadır Aynı zamanda butün farklılıklar arasında "sahbir eşHliguı" de egemen olduğu açıkça gorulmektedır Uvgarlığın yannlanna doğru gıdışın dınamığı olmubtur bu goruşler Şımdılık her yerde gorduğümuz turlu vahşetlere karşın Avrupa'da bır bırlık kurma düşunu bır butunleşme sıyasası gıderek hız kazanmaktadır Laıklığın de evrensel demokrasının ınsanlığı goturduğu butunleşmenın zorunlu harcı ve gereğı olduğu gıttıkçe açıklığa kavuşmaktadır (Gerçek globalleşme galıba asıl buradadır) Bızı de ıçeren Ortadoğu semavılığındekı bır ılke de yanı "Dinde zoriama olmaz" kavramı (konseptı) de semavı farklılıklannı karşılıklı eşıtlık ıçınde tutma \e gehştırme ılkesının canlı bır oğesı olabılır Bu vanı boyle bır globalleşme Türkıve ıçın bır ımgesel düş değıldır Toplumumuzun Osmanlı'dan ben yaşadığı bır uslubun da gereğıdır Bu uslubun ozunde, toplumun - yaşarrun - devletın - sosyal paktın temehnı bozmadan, yanı etnık zorlamalarla, bellı bır semavılığı zorlamanın yen yoktur Hoşgoru vardır Bırlıkte yaşama, bırbırlenne tahammul etme ve davanma espnsı vardır Bu espn olmasa, Osmanlı, kendı ıçınde tûrlu ırksal ve semavısel farldılıklara razı olur muydu9 Onlara Tanzımat'ta yasal bır eşıtlık statusü tanır mıydı 9 Toplumumuzun yakın geçmışınde "Dindc zorlama olmaz - toplu yasamda ırkçılık bır temel oimaz" ılkesı yaşanmıştır Sonra da buna 1789'un ıçenğı olan Aydınlanma Çağı'nın "us- biiimsel mantık'' ılkelen eklenmıştır Toplumumuz Mustafa Kemal ıle bu ılkelenn bılımsel ıçenğıne ıyıce nüftız etmıştır Usun ve bılımın kılavuzluğu Tûrk toplumunun "şiar"ı (ayıncı nıtelığı, ılkesı) olmuştur Laık toplum laık devlet şıan, setnavılığın vıcdanlardakı özgurluğunu ve onun v ıcdanlara dayalı ıbadet ve törelennı uygulama serbestlığını getırmıştır Laık topium - laık devlet şıan, Türkıye'ye laık sıyasa ve laık yaşam bıçımını getırmıştır Bu, her turlu semavılığe vıcdanlarda eşıt özgurlüktür, bu, bu öze uygun ve dolayısıyla hurafeleşmemış ıbadet ve töre bıçımlenne, bunlann bırbırlen karşısındakı farklılıklara saygı gostermedır Yanı kısacası Tûrk devnmının laıklık ılkesı, eğıtımden - nıkâhtan - sanayı ve tıcaret tlışkılenne kadar gelen bütun yeryüzü ılışkılenne, ussal ve bılımsel mantıktan gelen yeryuzü kurailannı uygulama yontemlen olmuştur Bu gelışıme karşın ırksal-semavı bır otontaryanızm gutme eğılımlen de hep var olmuştur Bu var oluş bır tehdıt duzeyıne çıkma yeteneklen gostermıştır Oysa bu özdekı otontaryanızmler Turkıye'yı demokrasıden kesın olarak soyutlar Türkıye yı hoşgoru ve YENİ ÇIKTI Erol Toy YİTİK ÜLKU •• V ıtık L Iku Mustafa Reşıt Paşa nın Pans e gıdışınden Vlu^tafa Kemal Pa^anın Anadoluya geçışıne kddar uzayan Tanzımat surecını ışlejen oylunılu bır roman 250 000 TL (KDV ıçınde) ÇAĞDAŞ YAYINLARI Cumlıuriyet Kitup kulühiı Çtığ Ptızurluma A.Ş. Tiirknctıi'i Cıııl. 59/41 Cııi(alo»lu/îstanbul Tel:5I2 0505 özgürlüklerde eşıt bır çağdaş ulus butunlüğünden yoksun kılar Tehlıke buradadır Boyiece çağdaşlıktan ve ulusal bütünluğunden yoksun bır Turkjye, Avrupa ve dunya ıçın de bır tehlıke oluşturur Batı bunu anlamaktadır Irksal ve semavı koktencılığın bozduğu, bozacağı bır Tûrkıye'nın kendısı ıçın de bırkötuluk olacağını kestırmekte, Batı bır anlayışa doğru yukselmektedır Bu uğurda mutlaka bır şeyler yapma zorundadır Çağdaşlığın son kalesı olan Turkıye düşerse, bu, dünyanın gen kalan bolumlennın de "karanlıklasmava gıdişi"ne yol açar Evet, Batı'da us - bılım - bılımsel mantığın uygarlığında bır yaşam bıçımı vardır Bu bır laık yasam bıçımıdır Üzayda da ınsanlığı butünleştırme teknolojısı de vardır Batı'da Ama hâlâ sınıfsallığın uçurumlannı gıderememe, ruhbanın - kılıse gücünün - ırkçılığın otontaryanızm ıstıdatlannı kıramama da yaşamaktadır Batı, bır açıdan emeğe dayalı polıtıkalann rasyosuna tam uyum sağlayacak bır duzen objektiflığıne kokten enşmeden uzaktadır Eğer Turkıye'de, bır semavılık köktencılığı egemen olursa, Batı'dakı bu ıstıdatlar guçlenır Oralarda da semavı köktencılık felsefesı yaşamaya baslar Hınstıyanı bır köktencılık halınde Bu, Batı ıçın gozardı edılemeyecek bır olumsuzluktur Onun ıçın Batı henuz gucu varken, henuz olanaklan varken Tûrkıye kalesını elınden çıkartmamak ıçın bır şeyler yaptnak zorundadır Ama asıl Turkıye, kendısı ıçın bır şeyler yapmak zorundadır Bılımsel usçuluğu (akılcılığı. rasyoyu) hem duşunsel olarak hem uygulam olarak guçlendırmek zorundadır Bu husustakı yıtmlmış zamanlannı durdurup, bu zaman ıçınde yıten olanaklan yenıden kazanma zorundadır Bu, laıklığın Mısak-ı Mıllı'sını aramadır Onun da genel çızgılen o kadar bılırunez değıldır - fbadetlenyle bırlıkte sonsuz ve herkese eşıt bır semavılık özgurluğu, - Damardakı kanın rengıne dayanmayan bır mozaık demokrasısı ulusalcılığı, - Bıreylenn bunlardan kaynakJanan haklanmn güvencesı ıle çağdaş duzenın, çağdaş demokrasısını kurmanın guvencesını bırbınyle uyumlaştırma, - Bu eşıtlıklenn karşılıklı guvencelenn ölçütlennı de demokrasının kendı evrensel ılkelennden başka yerlerde aramama Böyle olunca şu mahut 24 maddenm bolucülüğu ve şenatçılığı durdurucu son fikrasını kaldırmayı, demokrası adma ıstemının bızzat demokrasıye karşıthk olduğu açıkça anlaşılır Yadsınmaya uğrayan Mustafa Kemal'm yıne o ebedı "Kuva-i MahveSi amfl îrade-i Mflli>e'vi hâkım kılma" eksenınde yola çıkarttığı ve tkjncı Dünya Savaşı'ndan sonra hemen uygulamına geçılen çoğulcu demokrasının çağdaş Mısak-ı Mıllı'sını ancak bu kapsam ıçınde arayabılınz İLAN T.C. POZANTIKADASTRO MAHKEMESİ EsasNo 1994 229 Davacı Pozantı Orman tşletme Mudurluğu vekılı Av Meryem Bakırtaş tarafindan davah Sevdıye Uzun hakkında mahkememıze açılan kadastro tespıtıne ıtıraz ve tescıl davasının mahkememızde yapılan açık yargılaması sırasında venlen ara karar gereğmce, Davalı Sevdıye Uzun adına çıkanlan davetıyenın bıla teblığ mahkememıze mde edıldığı, zabıtaca tahkıkat ve araştınnalan ıle de teblığe yarar açık adresının tespıt edılemedığınden davalı adına ılanen teblıgat yapılmasına karar venlmıştır Venlen karar gereğınce davalı Sevdıye Uzun'un 6 4 1995 gunü saat 10 OO'da mahkememızde hazır bulunması, duruşmaya gelmedığı takdırde, kendısını bır vekılle temsıl ettırmedığı takdırde mahkememızın 1994/229 esas sayılı Pozantı ılçesı Akçatekır beldesı Kuçuktekır Mahallesı 220 ada, 9 parsele ılışkın yargılamanın yokluğunda yapılmaya davam edıleceğı ve gıyabında karar venleceğı, dava dılekçesı yenne kaım olmak uzere ılanen teblığ olunur 8 2 1995 Basın 8404 PENCERE Ataturk'ten Yanm Yuzyıl Önce ve Sonra... 1829'da Ikinci Mahmut, kavuklu ve sanklı Osmanlı toplumunda "fes devnmı"nı gerçekleştınnce, yobazlann duşmanlığını kazanmıştı Softalar halkı kışkırttılar, Arna- vutluk'ta Makedonya'da, Bosna'da, Bağdat'ta bu yuz- den başkaldırmalar oldu. Padışah bır gun atla gezerken halkın pek tuttuğu "Saç- lı Şeyh" dıye anılan bır dervış, sultanın yolunu kesıp hay- vanın dızgınını yakalamış - Gâvurpadışah, dıye bağırmış, alçaklığa doymadın mı, bu saygısızlığın hesabını Allah senden soracak Muslü- manlığı yıkıyorsun, Peygambenn lanetını ustumuze çe- kıyorsun Padışahın çevresındektler, Saçfı Şeyh'ı çekıp almışlar, Ikıncı Mahmut omuzlarını sılkmış - Delı mı bu7 Dervış - Delı değılım ben1 Delı olan senın gıbı gâvur padışah ıle çevrendekı alçaklardır Allah benım dılımle sızlere ses- lenıyor Ben Allah 'ın dedığıne uymaktan gayn bırşeyyap- mıyorum O, benı şehıtlık katına enşmekle odullendıre- cek Saçlı Şeyh oldurulmuş Şehıt mı sayılacak? • Aralannda unıversıte profesorlen de bulunan kımılen, "Mustafa Kemal olmasaydı devletle Islam banşıkyaşar- dı" gıbısınden bır saçmalığı ışlıyorlar Yok canım Toplum dun de bugun de Islamla barışıktır, Anadolu ın- sanı ne Cumhunyet'ten once ınancına ters duştu, ne de Gumhurıyet'ten sonra1 Ama Batı'da yaşandığı gıbı dev- let laıkleştıkçe, "şenat" ıle "Aydınlanma"y\ yeğleyenler arasında tartışma elbet çıkacaktır Bugun bır mılyar nu- fuslu Islam dunyasındakı çatışma budur1 Bangladeş'te Teslime Nesnn'le yobazlann alıp veremeyeceğı ne? O toplumda Ataturk'un laıklık devnmı mı gerçekleştı'? Sal- man Rüşdü ıle Ayetullah Humeyni aynı ulkede bıfe ya- şamıyorlardı Salman Ruşdu, Kemalıst mıdır? 21'ıncı yuzyıla beş kala, Aydınlanma yalnız Tûrkıye'nın değıl, bu- tun Islam dunyasının bınncıl sooınudur; Ataturk duşman- lan gerçeklen saptırmaya çabalıyorlar Turkıye'dekı laık- lık sorunu, yalnız ulkemıze ozgu değıldır, evrensel boyut- lardadır • 1830'da kavuk ve sarık, Muslümanlığın sımgesıydı Me- zartaşlannın tepesı toprağagomulen kışının gıydığı baş- lıkla suslenırdı Bır Frenk yazarın dedığı gıbı "Uskudar ve Istanbul yakasındakı Bızans surian boyunca uzanan ölu- lere ılışkın mezar taşlan, eskı Türk başlıklanndan meyda- na getmlmış bır muzenın merak çekıcı goruntüsunu ser- gılemektedır" Fes devnmı başlangıçta tepkıyle karşılandı Ya sonra? Ikinci Abdulhamıt donemınde bu kez fes, Muslüman- lığın bır sımgesı sayılmaya baş/andı Insan başına geçırdığı bez parçasına karşı ganp duy- gular ıçındedır, eğer ılkellığını aşamazsa, kışı, bu yolda ne yapacağını şaşınr Son halıfe Abdülmecrt, başındakı fer sını çıkanp sarık takmaya dırenmış, çunku alafrangalık eğılımı ağır basmış, ama, hılafete yakjşsın dıye sakal bı- rakmış. Şapka devnmı, anlamını bu tanhsel sureçte bulan bır eylemdı, çabucak benımsendı • Islam softasında "şems-ı sıpehı serpuş'a karşı dırenç nerden doğuyordu? Kasketın onundekı sıperlık askenn daha lyı ateş etmesını sağlıyor, ama, "guneşlık" gunah sayılıyordu Namaz kılarken baş yere nasıl değecektı 9 Bu tartışmalar yuzyıl surdu, ınsanlan oyaladı, akıllannı ka- rarttı Geldık 21 'ıncı yuzyılın eşığıne, bu kez de unıversıteler- de turban tartışması suruyor Daha surecek Çunku şenatçılık butun dunyada Muslumanlann boğa- zına pençelennı geçırmış Bırakmıyor Bu tartışmalar Ataturk doğmadan yanm yuzyıl once başlamıştı, Ataturk'un olumunden yanm yuzyıl sonra gun- demdedır TEŞEKKUR Geçırdığım kalp krızı ve by-pass amelıyatı ıle ılgılı olarak gosterdıklen yakın ılgıden dolayı Başbakan sn.Prof. TANSU ÇİLLER Anayasa Mahkemesı Başkanı Sn. YEKTA CÜNCÖR ÖZDEN Başbakan Yardımcısı ve Dışışlen Bakanı Sn. MURAT KARAYALÇIN Anavatan Partısı Genel Başkanı Sn. MESUT YILMAZ Çalışma ve Sosyal Guvenlık Bakanı Sn. NİHAT MATKAP a Olağanustu bakım ve hızmetlenyle sağlığıma kavuşmamı sağlayan sn Doç Dr YAMAN ZORLUTUNA Sn Doç Dr. TUCRUL OKAY Protokol Muduru Sn ÜMİT UZUNOCLU ve BAYINDIR TIP MERKEZl'nın dığer ornek yonetıcı ve çalışanlanna, zıyaretlen, telefbn, faks, telgraf ve çıçeklen ıle zor gunlenmızı paylaşan Bakanlar Kurulu ve TB M M'nın değeriı uyelenne, sıyası partılenn kıymetlı yonetıcı ve temsılcılenne, Beledıye Başkanlanna, Kadın Aıle ve Sosyal Hızmetlerden Sorumlu Devlet Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Guvenlık Bakanlığı'nm tum çalışanlarına, televızyon ve basın mensuplarına, sevgılı meslektaşlanma, akraba ve dostlanmıza ben ve eşım, Devlet Bakanı ONAY ALPAGO, sonsuz şukranlanmızı ve en denn saygılanmızı sunanz Opr. Dr. YILDIRIM ALPACO KBB Mutehassısı S S K Yenışehır Dıspansen Baş Hekımı TURYAP EMLAKBILGİBANKAa Tir (242)248 49 95 242 48 12 Fax (242) 242 r H ANTALYA Romanlannız ve Ansıkiopedılennız yentnzden ahnır. Tel: 554 0804
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle