Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER^
1 MART1995 ÇARŞAMBA
Sağlıkta özelleştirme
Ülkemızde kamu sağlık hızmetlen uluslararası ozelleştırme
programına koşut (paralel) bır anlayış ıle yıpratılmış,
ozelleştırme, sorunlann çozumu ıçın tek çare, yegane kurtuluş
yolu olarak sunulmakîadır Ancak sorunlar bu sureçte daha da
ağırlaşacaktır
Dr. ALİ RIZA ÜÇER Ankara Tabıp Odası TTB Delegesı
T
ek kutuplu yenı dunya
duzenınde uluslar ustu
sermaye, bağımh çevre
ülkelen ıçtn yenı bır ya-
pılanmada emın adımlar-
la yurumektedır Amaç
olarak belırlenen, uretım ve hızmet
sektorunde kamunun katılım ve yön-
lendırmesını kırmaktır Buamacaufas.-
mada da bulunan sıhırh formulun adı
"özeifeştirme"dır
OzellıkJe son on yılda, çeşıtlı araç-
larla, ozelleştırme konusunda toplum-
sal bır yargı oluşturuldu dıyebılınz
Tum aksaklıklann ozelleştırme ıle çö-
zulebıleceğı yanılsaması, genış kesım-
lerce tartışmasız kabul goren bırgoruş
halıne getınlmıştır
Amenkan Uluslararası Kalkınma
Teşkılatı (USAID) özelleştırmenın
dünya ûzennde yaygınlaştınlmasında
öncü bır roJ oynamaktadır Amenkan
Temsılcıler Meclısı'nın bır raporunda
"GeneJ kanı. o/eMeştirrnenın benımse-
tilmesı konusunda l'SAID'm dış yar-
dım veren kunıluşlann arasında başı
çektığı jonundedır" denılmektedır
Ulkemız sağlık hızmetlen alanında-
kı aksakiık ve hoşnutsuzluklann gıde-
nlmesının de onkoşulunun ozelleştır-
me olduğu savunulmaktadır Bu varsa-
yımdan hareketle halen sağlık sektoru-
nun buyûk olçude kamu ışletmecılığı
temelınde yapılandığını kabul etmek
gerekecektır Ozelleştırme, ılen surul-
duğu gıbı dayanılmaz boyutlara ulaşan
sağlık sorunlanmızın çözumünde her
derde deva olacak mıdır9
USAFD, bırçok ülkede sağlık hız-
metlennde ortaklık programlan oluş-
turmuşrur Orgûtün Polonya'dakı etkın-
lıkJennın başkanı Eiızabeth Samplavvs-
ka'>a göre devlet hastanelennın ozel-
leştınlmesı gıbı bır nıyetlen yoktur
Buna karşılık Samplawska, kamu elıy-
le venlen hızmet yıprandıkça, zaten \ ar
olan özel sektörün kendılığınden gelı-
şeceğı ve karşılama gucu olan kışılenn
ozel sağlık hızmetlennı satın alacaği
ınancındadır
Ülkemızde kamu sağlık hızmetlenn-
de var olan durum nedır7
Koruyucu sağlık hızmetlenndekı ör-
gûtlenme savsaklanmış, bınncı basa-
makta (sağlık ocağı hızmetı) yüzde
90'ından fazlası çozumlenebılecek
sağlık sorunlan, ıçınden çıkılamaz bo-
yutlara getınlerek ıkıncı basamağa
(hastane hızmetı) yuklenmıştır
Dev lerın ışlettığı hastanelerde ozel-
leştırme çoktan gerçekleştınlmıştırbı-
le Muayenehane hekjmlığı gıderek
yozlaştınlmış, 'hasta-ozel muayeneha-
ne-hastane' uçgenınden geçmeksızın
tedavı hızmetlennden yararlanmak ne-
redeyse olanaksız hale getınlmıştır
Kamu kesunınde çalışan hekımlenn
bır bolumu özel teşhıs ve tedavı mer-
kezlennın ortağı olmuş, başka bır bö-
lumu de bu merkezlere yolladıkJan
hastalar ıçın bellı bır pay (komısyon)
almaya başiamıştır Kırlenme, hekım
dışı sağlık çalışanlan arasında da hız
la yaygınlaşmaktadır Uludağ Unıver-
sıtesı Tıp Fakultesı Radyolojı Anabılım
Dalı Başkanı Prof Dr ErcanTunceTın,
"İstanbul'da, gonderilen hasta karşıiı-
gında ruş>et vermeyenyalnızca bırözel
gönıntuleme merkezi bilivorum" de-
mesıdüşundürücudur(l) Ozelsektör-
de kurulan, devlet bağlantılı bu mer-
kezlenn kazançlannı surdurebılmelen-
nın temel koşulu, kamu sağlık bjzmet-
lennın nkanıklığının surdurulmesıdır
Devlet, bır yandan var olan kamu
sağlık kurumlanndakı yozlasmayagoz
yumarken, bır yandan da sağlıkta ozel
gınşımcılığıalabıldığınedesteklemek-
tedır 1982-1992 arasında sağlıkta top-
lam 393 yatınm teşvık belgesı venl-
mıştır Bunlann 335'ını(yuzde 83) ozel
kışı ve kuruluşlar almıştır Dovız kuru
artışlanyla yapılan hesaba gore bu teş-
vıklenn karşılığı 1 mılyar Amenkan
Dolan'dır(2)
Dayatılan koşullara dırenen- durûst
kamu çalışanlan ıse hızla yoksullaştı-
nlmakta, ıtılıp kakjlmaktadır Egemen
anlayış "Benim memumm işini bilir"
dıye tanımlanan, köşe dönucu kesım
dışındakı bu ınsanlara da bır vafta bul-
muştur Becenksız, yeteneksız, ış bıtır-
me yetısınden yoksun dınozorlar Bu
dürust ınsanlar "yükselen değerlere"
uyum sağlayamadıklanndan hızmet
sureçlennden kopartılmakta, yetenek-
len koreltılmekte \e edılgenleştınl-
mektedır Ruhsal ve fizıksel çokuntû
ıçmde kendıne guvenlennı yıtıren bu
ınsanlann neslı tuketıldığınde "teşeb-
büs-u şahsi"nın dınamızmı daha da
şahlanacaktır
"P&ran kadarsağhk" anlayışı toplu-
ma dayatılmakta ozelleştırmeden en
çok zarar goren kesımler boyun eğme-
ye zorlanmaktadır Çaresızlık ıçmde
kıvranmakta olan hastalar. pıyasayı ha-
rekete geçırecek bırer unsurdur artık
Hıçbır tıbbı denetım mekanızmasının
kurulmadığı sağlık pazannda yapay
gereksınımlerle teşhısler zorlanmakta
ve çoğunlukla satılan sağlık hızmetının
kalıtesı de yetersız olmaktadır
Kızışan rekabet ortamı gereksız tıb-
bı teknolojı tuketımını arttırmakta, ul-
kemız adeta bır teknolojı çopluğüne
donuşmektedır
Sev k zıncınnin oluşturulmaması ne-
denıyle kamu hastanelenne yoğun has-
ta akımı olmakta, hekım hastaya yeter-
Iı sure ayıramamaktadır Tıp fakültele-
nnde ve eğıtım hastanelennde standar-
dızasyon sağlanmamakta, bınncı ba-
samak sağlık hızmetlennı yürütebıle-
cek bılgılı becenlı, kendıne guvenı
olan pratısyen hekjm yetışfmlmemek-
tedır
Mezunıyet sonrası eğıtımıne ılışkın
hıçbır somutadımatılmamaktadır Ta-
nı koymakta zorlanan hekım, gereksız
tanıyöntemlennebasvurmaktadır Ay-
nı nedenlerle ılaç tuketımının de akıl al-
maz boyutlara ulaştığı gorulmektedır
Ilaç savurganlığına yol açan faktörler-
den bın de ılaç fırmalannın reklam ve
promosyonlandır
Bılınçlı olarak yaratılan bu durum,
anlaşılacaği ûzere ozelleştırmeyı
dayatan ve dunya teknolojısıne egemen
uluslar ustu sermaye devlennın kâr-
lanrıa kâr katmaktadır Toplum sağbğı
ise "dınozorlar"ın terennum etmekten
bıkmadıkian modası geçmiş bir söy-
lemdir.
Sonuç olarak, ülkemızde kamu sağ-
lık hızmetlen uluslararası ozelieşürme
programına koşut (paralel) bır anlayış
ıle yıpratılmış, özelleştırme sorunlann
çözumü ıçın tek çare, yegane kurtulus
yolu olarak sunulmaktadır Ancak
sorunlar bu sureçte daha da ağır-
laşacaktır
Ulusal sağlık planlaması ıleoncelık-
le metropoller ve öbür büyuk ıllerde
bınncı basamak sağlık hızmetlennın
orgütlenmesı ve sevk zıncınnın kurul-
ması gerekmektedır
Kamu sağlık hızmetlennın pıyasa
güdümunde yozlaşmasına engeJ olun-
ması ve sağlık çalışanlannın ozlûk hak-
lannı ıyıleştırerek, tam gûn yasası ıle
yalnızca kamu kesımınde ve kamu ıçın
çalışmanın sağlanması, çozüm yolun-
da onemlı bır adım olacaktır
(1) Tuncel E , Cumhunyet gazetesı,
19 01 1995 "Olaylar ve Gorûşler"
(2) Soyar A , Toplum ve Hekım, Sayı
62, "Sağlık AJanında Yatınm Teşvık
Belgelen"
ARADABIR
TUNA BALTACIOGLU Eğıtımcı
Oğpetmenler Istenlerse...
Çocuğun yetışmesınde kışılık kazanmasında değışık et-
kenlenn payı vardır Bunların başında aıle, okul, arkadaş
çevresı gelır Ama etkenler bu kadaıia bıtmez Bunlann dı-
şında TV gazete dergı kıtap, sınema, tıyatro gıbı daha bır
suru etken sayabılırız Çocuğun eğıtımı açısından bu et-
kenlenn payı nedır, hangısı ne kadar onemlıdır gıbı aynn-
tılara gırmek çok uzun bır yazı konusu olur
Bugunku ortamda, okulun çocuğa ne verebıleceğı, eğı-
tımı konusunda ne denlı etkılı olabıleceğı ve aılelenn okul-
dan beklentılen ne olmalıdır konusuna kısaca değınmek ıs-
tıyorum
Bundan 30 yıl kadar onceydı Özel Moran Okulu sahıbı
incı Moran'la konuşurken Ingılızce derslenyle ılgılı olarak
bır eleştınde bulunmuş, "Bu, dedemden kalma Gatenby
kıtaplannı hâlâ nıye okutuyorsunuz" demıştım Bana ya-
nrt olarak "Mufredat (oğretım) programı gereğı bunun dı-
şına çıkamayız" demıştı
Okul, anladığım kadanyla Mıllı Eğıtım Bakanlığı'nm on-
gorduğu oğretım programlarıyla kısıtlanmış bır eğıtım ve-
rebılıyor Her zaman savunduğum gıbı eğıtım sıstemımızın
çağdaşlaşması kaçınılmaz bır gereklılıktır Oğretım prog-
ramlan yol gostencı, yonlendıncı, ozendıncı olabılır, ama
kısıtlayıcı olmamalıdır Yonlendmcı ve yol gosterıcı olurken
de çağdaşlaşmayı on planda tutmalıdır Tum çabalar ılen-
ye, geleceğe donuk olmalıdır kısıtlayıcı ve tutucu olma-
malıdır
Bunlann tam anlamında gerçekleştınlemedığı bugunku
ortamda aılelere ve oğretmenlere onemlı gorevler duş-
mektedır Örneğınaılelerherşeyıokuldan beklememelı, ço-
cuklannı yanş atları gıbı gorup okulda en onde yarışmala-
n ıçın durmadan baskı yapmaktan kaçınmalıdırlar Okul her
şey demek değıldır Çocuğun kışılığının sağlam ve onurlu
bır bıçımde gelışmesınde yukarıda saydığım başka et-
kenlerın de payı vardır Aıleler bunun bılıncınde olmalı, oku-
la verdıklerı onem kadar başka etkenlerı de onemsemelı-
dırler
Gelelım okullarımıza ve oğretmenlenmıze Bugunku ko-
şullar elımızı kolumuzu bağlıyor, çağdaşlaşmaya ayak uy-
duramıyoruz dıye suçlu aramak yerıne yapabıleceğımız
çok şey olduğu ınancıyla bunlann yollannı aramalıyız Ina-
nıyorum kı çağdaş kafa yapısına sahıp okul yonetıcılerı ve
oğretmenler, uygulamalarıyla olumsuz koşullara karşın
amaçlanna ulaşmak ıçın en azından olumlu bır çaba ıçın-
de olacaklardır
Ben geçmiş yıllara art basıt gıbı gorunen bırkaç yaşan-
mış olayla oğretmenlenn ısterlerse ıçmde bulunduklan ko-
şulları nasıl aşabıleceklennı gostermek ıstıyorum
Vereceğım ornekler 50-55 yıl oncesıne aıt Bır tanh oğ-
retmenımız vardı Adı, Camı Baykurt'tu Turkıye Cumhu-
nyetı kurulurken ılk dahılıye vekılı (Içışlen Bakanı) olarak go-
rev yeıpmıştı Sınıfta derse başlarken tanh kıtabından ılgılı
bolumu yuksek sesle bır oğrencıye okutur, sonra "Kapa-
tın kıtaplannızı, gorevımızj yaptık Şımdı olaylann ardında-
kı gerçeklen tartışarak bulalım" derdı Boylece tum oğren-
cıler ozamanlarsurmekteolan Ikıncı Dunya Savaşı da da-
hıl bırçok tarıhı olgunun nedenlerı hakkında duşuncelerını
ortaya atar, değışık gorûşler tartışılırdı Çoğu kez bır sonu-
ca varılamazdı, ama kafalanmızda olumlu soru ışaretlerı be-
lınrdı
Gelelım ıkıncı anıma Bır psıkolojı oğretmenımız vardı
Amenkalıydı, sınıfta her tur tartışmaya açık bır ınsandı Öz-
gun duşuncelenmızı, çekınmeden utanmadan, korkusuz-
ca ortaya atmayı ondan oğrendık Hatta bır kez, yapaca-
ğı sınava gırmeme karan alarak tum sınıf, deyım yerındey-
se dağa çıktık Her turlu protestoya ve aykırı duşunceye
karşı katı bırtavıralmadan, esnek gorûşler ılerı surerektep-
kısını gosterırdı Duşuncelenmızı ozgurce açıklamayı ve
hoşgoruyu ondan oğrendık
Uçuncu anım, yıne aynı oğretmenle ılgılı Yıl sonu yazılı
sınavına gırerken oğretmenımız "Yanınızda ıstedığınız kı-
tabı getırebılırsınız'öemtşh Yanı soruları yanıtlarken ders
kıtabına bakmayı serbest bırakmıştı Sınavda karşımıza
oylesıne ılgınç sorular çıktı kı kıtaba bakmak hıçbır yarar
sağlamıyordu Oğretmenımız bu davranışıyla ezbercılığe
meydan okuyor, gerçek kafa yapımızı ve gelışmemızı olç-
mek ıstıyordu
Oğretım programlarına karşın ıstenırse oğrencılere çağ-
daş bır eğıtım verebıltne olanağını, çağdaş yapıya sahıp
oğretmenlenn sağlayabıleceğını kanıtlayan bu anılar basıt,
ama ılgınç orneklerdır
YENtCE
ASLÎYE HUKUK MAHKEMESİ
Savı 1993 66 Esas 1994/177 Karar
Hâkım Mehmet An 30741
Kâtip ZaferOztekın428
Davacı Veh oğlu 1963 doğumlu Zonguldak ılı Yenıce ılçesı
Güne> Koyü nüfusuna kayıtlı Mehmet Kurt tarafindan davah
Etnın kızı 1964 doğumlu Meryem Kurt aleyhme açılan boşanma
da^sı sonunda
Mahkememızce 6 10 1994 gunu taraflann boşanmaiarına,
muşterek çocuklann velayetının davacı babaya venlmesıne karar
venlmış oiup davalının adresı tespıt edılemedığınden karar teblığı
yenne geçmek uzere davalı Mervem Kurt'a ılanen teblığ olunur
231 1095 Basın 8559
Bir yeni "Misak-ı Milli" arama
Prof. BAHRİ SAVCI
I
rkçılık ve köktencılık yenı
değıldır Ama çağımızda,
tanhlennın buyuk bır bolumûnde
bırarada vaşadıklan halde,
kendılennı o hep bır arada
yaşayanlardan ayn ve hatta onlara
ustun olduklannı ılen suren ırkçılık ve
aynmcılık eğılımlen artmıştır Ulkeyı ve
ulusu oluşturan kıtleye kendı
semavılıklennı (ılahı, tannsal) egemen
kılıcılık da artmıştır Bu her ıkı akım
bırbırlennı karşılıklı özumleyerek bırlıkte
yaşamayı yadsımaktadırlar Bunlann
kendı dışındakılen toptan dışlamalan, bır
sosyo-külturel doğaya aykjndır Ama
yakın dünva tanhınde bu "kendinden
dışardakiJeri dışiama" olgusu da
artmaktadır Bosna'dakı, Kafkasya'dakı
bılmem nerelerdekı olaylar bunun
kanıtıdır PSul Herea'lenn ve gızlı
servıslenn tersını ılen surmelenne karşın,
yakın dünya tanhınde, bu bırbırlennı
dışlamacılığa karşı "hoşgonı - laiklik -
farklı kulrurel mozaıklerden bır çağdaş
butunluk" kurma eğılımı de en aşaği
Avrupa'da artmaktadır
Çunku günümüzde ırkçılığın bellı bır
semavılığı kıtlelere egemen kılmacılığın
bılımsel olmadığı ı>ıce gorulmektedır Bu
nedenle aşın uçlar dışındakıler bu yenı
gerçeğı kavramışlardır Bugun artık hıç
olmazsa Avrupa entelejensıyasında hem
etnık koken hem de semavı ınançiar
dunyasında farklılıklar olduğu duşunü
gıttıkçe yoğunluk kazanmaktadır
Aynı zamanda butün
farklılıklar arasında "sahbir
eşHliguı" de egemen olduğu
açıkça gorulmektedır
Uvgarlığın yannlanna doğru
gıdışın dınamığı olmubtur bu
goruşler Şımdılık her yerde
gorduğümuz turlu vahşetlere
karşın Avrupa'da bır bırlık
kurma düşunu bır butunleşme
sıyasası gıderek hız
kazanmaktadır
Laıklığın de evrensel
demokrasının ınsanlığı
goturduğu butunleşmenın
zorunlu harcı ve gereğı olduğu
gıttıkçe açıklığa
kavuşmaktadır (Gerçek
globalleşme galıba asıl
buradadır)
Bızı de ıçeren Ortadoğu
semavılığındekı bır ılke de
yanı "Dinde zoriama olmaz"
kavramı (konseptı) de semavı
farklılıklannı karşılıklı eşıtlık
ıçınde tutma \e gehştırme
ılkesının canlı bır oğesı
olabılır
Bu vanı boyle bır globalleşme
Türkıve ıçın bır ımgesel düş
değıldır
Toplumumuzun Osmanlı'dan
ben yaşadığı bır uslubun da
gereğıdır Bu uslubun ozunde,
toplumun - yaşarrun - devletın
- sosyal paktın temehnı
bozmadan, yanı etnık
zorlamalarla, bellı bır
semavılığı zorlamanın yen
yoktur Hoşgoru vardır
Bırlıkte yaşama, bırbırlenne
tahammul etme ve davanma
espnsı vardır Bu espn olmasa,
Osmanlı, kendı ıçınde tûrlu
ırksal ve semavısel farldılıklara
razı olur muydu9
Onlara
Tanzımat'ta yasal bır eşıtlık
statusü tanır mıydı
9
Toplumumuzun yakın
geçmışınde "Dindc zorlama olmaz - toplu
yasamda ırkçılık bır temel oimaz" ılkesı
yaşanmıştır Sonra da buna 1789'un
ıçenğı olan Aydınlanma Çağı'nın "us-
biiimsel mantık'' ılkelen eklenmıştır
Toplumumuz Mustafa Kemal ıle bu
ılkelenn bılımsel ıçenğıne ıyıce nüftız
etmıştır Usun ve bılımın kılavuzluğu
Tûrk toplumunun "şiar"ı (ayıncı nıtelığı,
ılkesı) olmuştur Laık toplum laık devlet
şıan, setnavılığın vıcdanlardakı
özgurluğunu ve onun v ıcdanlara dayalı
ıbadet ve törelennı uygulama serbestlığını
getırmıştır Laık topium - laık devlet şıan,
Türkıye'ye laık sıyasa ve laık yaşam
bıçımını getırmıştır Bu, her turlu
semavılığe vıcdanlarda eşıt özgurlüktür,
bu, bu öze uygun ve dolayısıyla
hurafeleşmemış ıbadet ve töre
bıçımlenne, bunlann bırbırlen
karşısındakı farklılıklara saygı
gostermedır Yanı kısacası Tûrk
devnmının laıklık ılkesı, eğıtımden -
nıkâhtan - sanayı ve tıcaret tlışkılenne
kadar gelen bütun yeryüzü ılışkılenne,
ussal ve bılımsel mantıktan gelen yeryuzü
kurailannı uygulama yontemlen olmuştur
Bu gelışıme karşın ırksal-semavı bır
otontaryanızm gutme eğılımlen de hep
var olmuştur Bu var oluş bır tehdıt
duzeyıne çıkma yeteneklen gostermıştır
Oysa bu özdekı otontaryanızmler
Turkıye'yı demokrasıden kesın olarak
soyutlar Türkıye yı hoşgoru ve
YENİ ÇIKTI
Erol Toy
YİTİK ÜLKU
••
V ıtık L Iku Mustafa Reşıt Paşa nın Pans e
gıdışınden Vlu^tafa Kemal Pa^anın Anadoluya
geçışıne kddar uzayan Tanzımat surecını ışlejen
oylunılu bır roman
250 000 TL (KDV ıçınde)
ÇAĞDAŞ YAYINLARI
Cumlıuriyet Kitup kulühiı
Çtığ Ptızurluma A.Ş.
Tiirknctıi'i Cıııl. 59/41 Cııi(alo»lu/îstanbul
Tel:5I2 0505
özgürlüklerde eşıt bır çağdaş ulus
butunlüğünden yoksun kılar Tehlıke
buradadır Boyiece çağdaşlıktan ve ulusal
bütünluğunden yoksun bır Turkjye,
Avrupa ve dunya ıçın de bır tehlıke
oluşturur
Batı bunu anlamaktadır Irksal ve semavı
koktencılığın bozduğu, bozacağı bır
Tûrkıye'nın kendısı ıçın de bırkötuluk
olacağını kestırmekte, Batı bır anlayışa
doğru yukselmektedır Bu uğurda mutlaka
bır şeyler yapma zorundadır Çağdaşlığın
son kalesı olan Turkıye düşerse, bu,
dünyanın gen kalan bolumlennın de
"karanlıklasmava gıdişi"ne yol açar Evet,
Batı'da us - bılım - bılımsel mantığın
uygarlığında bır yaşam bıçımı vardır Bu
bır laık yasam bıçımıdır Üzayda da
ınsanlığı butünleştırme teknolojısı de
vardır Batı'da Ama hâlâ sınıfsallığın
uçurumlannı gıderememe, ruhbanın -
kılıse gücünün - ırkçılığın otontaryanızm
ıstıdatlannı kıramama da yaşamaktadır
Batı, bır açıdan emeğe dayalı polıtıkalann
rasyosuna tam uyum sağlayacak bır duzen
objektiflığıne kokten enşmeden uzaktadır
Eğer Turkıye'de, bır semavılık
köktencılığı egemen olursa, Batı'dakı bu
ıstıdatlar guçlenır
Oralarda da semavı köktencılık felsefesı
yaşamaya baslar Hınstıyanı bır
köktencılık halınde Bu, Batı ıçın gozardı
edılemeyecek bır olumsuzluktur Onun
ıçın Batı henuz gucu varken, henuz
olanaklan varken Tûrkıye kalesını elınden
çıkartmamak ıçın bır şeyler yaptnak
zorundadır
Ama asıl Turkıye, kendısı ıçın bır şeyler
yapmak zorundadır Bılımsel
usçuluğu (akılcılığı. rasyoyu)
hem duşunsel olarak hem
uygulam olarak guçlendırmek
zorundadır Bu husustakı
yıtmlmış zamanlannı durdurup,
bu zaman ıçınde yıten
olanaklan yenıden kazanma
zorundadır
Bu, laıklığın Mısak-ı Mıllı'sını
aramadır Onun da genel
çızgılen o kadar bılırunez
değıldır
- fbadetlenyle bırlıkte sonsuz ve
herkese eşıt bır semavılık
özgurluğu,
- Damardakı kanın rengıne
dayanmayan bır mozaık
demokrasısı ulusalcılığı,
- Bıreylenn bunlardan
kaynakJanan haklanmn
güvencesı ıle çağdaş duzenın,
çağdaş demokrasısını kurmanın
guvencesını bırbınyle
uyumlaştırma,
- Bu eşıtlıklenn karşılıklı
guvencelenn ölçütlennı de
demokrasının kendı evrensel
ılkelennden başka yerlerde
aramama
Böyle olunca şu mahut 24
maddenm bolucülüğu ve
şenatçılığı durdurucu son
fikrasını kaldırmayı, demokrası
adma ıstemının bızzat
demokrasıye karşıthk olduğu
açıkça anlaşılır
Yadsınmaya uğrayan Mustafa
Kemal'm yıne o ebedı "Kuva-i
MahveSi amfl îrade-i Mflli>e'vi
hâkım kılma" eksenınde yola
çıkarttığı ve tkjncı Dünya
Savaşı'ndan sonra hemen
uygulamına geçılen çoğulcu
demokrasının çağdaş Mısak-ı
Mıllı'sını ancak bu kapsam
ıçınde arayabılınz
İLAN
T.C.
POZANTIKADASTRO MAHKEMESİ
EsasNo 1994 229
Davacı Pozantı Orman tşletme Mudurluğu vekılı Av Meryem Bakırtaş tarafindan davah Sevdıye Uzun hakkında mahkememıze
açılan kadastro tespıtıne ıtıraz ve tescıl davasının mahkememızde yapılan açık yargılaması sırasında venlen ara karar gereğmce,
Davalı Sevdıye Uzun adına çıkanlan davetıyenın bıla teblığ mahkememıze mde edıldığı, zabıtaca tahkıkat ve araştınnalan ıle
de teblığe yarar açık adresının tespıt edılemedığınden davalı adına ılanen teblıgat yapılmasına karar venlmıştır
Venlen karar gereğınce davalı Sevdıye Uzun'un 6 4 1995 gunü saat 10 OO'da mahkememızde hazır bulunması, duruşmaya
gelmedığı takdırde, kendısını bır vekılle temsıl ettırmedığı takdırde mahkememızın 1994/229 esas sayılı Pozantı ılçesı Akçatekır
beldesı Kuçuktekır Mahallesı 220 ada, 9 parsele ılışkın yargılamanın yokluğunda yapılmaya davam edıleceğı ve gıyabında karar
venleceğı, dava dılekçesı yenne kaım olmak uzere ılanen teblığ olunur 8 2 1995
Basın 8404
PENCERE
Ataturk'ten Yanm Yuzyıl
Önce ve Sonra...
1829'da Ikinci Mahmut, kavuklu ve sanklı Osmanlı
toplumunda "fes devnmı"nı gerçekleştınnce, yobazlann
duşmanlığını kazanmıştı Softalar halkı kışkırttılar, Arna-
vutluk'ta Makedonya'da, Bosna'da, Bağdat'ta bu yuz-
den başkaldırmalar oldu.
Padışah bır gun atla gezerken halkın pek tuttuğu "Saç-
lı Şeyh" dıye anılan bır dervış, sultanın yolunu kesıp hay-
vanın dızgınını yakalamış
- Gâvurpadışah, dıye bağırmış, alçaklığa doymadın mı,
bu saygısızlığın hesabını Allah senden soracak Muslü-
manlığı yıkıyorsun, Peygambenn lanetını ustumuze çe-
kıyorsun
Padışahın çevresındektler, Saçfı Şeyh'ı çekıp almışlar,
Ikıncı Mahmut omuzlarını sılkmış
- Delı mı bu7
Dervış
- Delı değılım ben1
Delı olan senın gıbı gâvur padışah
ıle çevrendekı alçaklardır Allah benım dılımle sızlere ses-
lenıyor Ben Allah 'ın dedığıne uymaktan gayn bırşeyyap-
mıyorum O, benı şehıtlık katına enşmekle odullendıre-
cek
Saçlı Şeyh oldurulmuş
Şehıt mı sayılacak?
•
Aralannda unıversıte profesorlen de bulunan kımılen,
"Mustafa Kemal olmasaydı devletle Islam banşıkyaşar-
dı" gıbısınden bır saçmalığı ışlıyorlar
Yok canım
Toplum dun de bugun de Islamla barışıktır, Anadolu ın-
sanı ne Cumhunyet'ten once ınancına ters duştu, ne de
Gumhurıyet'ten sonra1
Ama Batı'da yaşandığı gıbı dev-
let laıkleştıkçe, "şenat" ıle "Aydınlanma"y\ yeğleyenler
arasında tartışma elbet çıkacaktır Bugun bır mılyar nu-
fuslu Islam dunyasındakı çatışma budur1
Bangladeş'te
Teslime Nesnn'le yobazlann alıp veremeyeceğı ne? O
toplumda Ataturk'un laıklık devnmı mı gerçekleştı'? Sal-
man Rüşdü ıle Ayetullah Humeyni aynı ulkede bıfe ya-
şamıyorlardı Salman Ruşdu, Kemalıst mıdır? 21'ıncı
yuzyıla beş kala, Aydınlanma yalnız Tûrkıye'nın değıl, bu-
tun Islam dunyasının bınncıl sooınudur; Ataturk duşman-
lan gerçeklen saptırmaya çabalıyorlar Turkıye'dekı laık-
lık sorunu, yalnız ulkemıze ozgu değıldır, evrensel boyut-
lardadır
•
1830'da kavuk ve sarık, Muslümanlığın sımgesıydı Me-
zartaşlannın tepesı toprağagomulen kışının gıydığı baş-
lıkla suslenırdı Bır Frenk yazarın dedığı gıbı "Uskudar ve
Istanbul yakasındakı Bızans surian boyunca uzanan ölu-
lere ılışkın mezar taşlan, eskı Türk başlıklanndan meyda-
na getmlmış bır muzenın merak çekıcı goruntüsunu ser-
gılemektedır"
Fes devnmı başlangıçta tepkıyle karşılandı
Ya sonra?
Ikinci Abdulhamıt donemınde bu kez fes, Muslüman-
lığın bır sımgesı sayılmaya baş/andı
Insan başına geçırdığı bez parçasına karşı ganp duy-
gular ıçındedır, eğer ılkellığını aşamazsa, kışı, bu yolda ne
yapacağını şaşınr Son halıfe Abdülmecrt, başındakı fer
sını çıkanp sarık takmaya dırenmış, çunku alafrangalık
eğılımı ağır basmış, ama, hılafete yakjşsın dıye sakal bı-
rakmış.
Şapka devnmı, anlamını bu tanhsel sureçte bulan bır
eylemdı, çabucak benımsendı
•
Islam softasında "şems-ı sıpehı serpuş'a karşı dırenç
nerden doğuyordu? Kasketın onundekı sıperlık askenn
daha lyı ateş etmesını sağlıyor, ama, "guneşlık" gunah
sayılıyordu Namaz kılarken baş yere nasıl değecektı
9
Bu tartışmalar yuzyıl surdu, ınsanlan oyaladı, akıllannı ka-
rarttı
Geldık 21 'ıncı yuzyılın eşığıne, bu kez de unıversıteler-
de turban tartışması suruyor
Daha surecek
Çunku şenatçılık butun dunyada Muslumanlann boğa-
zına pençelennı geçırmış
Bırakmıyor
Bu tartışmalar Ataturk doğmadan yanm yuzyıl once
başlamıştı, Ataturk'un olumunden yanm yuzyıl sonra gun-
demdedır
TEŞEKKUR
Geçırdığım kalp krızı ve by-pass amelıyatı ıle ılgılı
olarak gosterdıklen yakın ılgıden dolayı
Başbakan
sn.Prof. TANSU ÇİLLER
Anayasa Mahkemesı Başkanı
Sn. YEKTA CÜNCÖR ÖZDEN
Başbakan Yardımcısı ve Dışışlen Bakanı
Sn. MURAT KARAYALÇIN
Anavatan Partısı Genel Başkanı
Sn. MESUT YILMAZ
Çalışma ve Sosyal Guvenlık Bakanı
Sn. NİHAT MATKAP a
Olağanustu bakım ve hızmetlenyle sağlığıma
kavuşmamı sağlayan
sn Doç Dr YAMAN ZORLUTUNA
Sn Doç Dr. TUCRUL OKAY
Protokol Muduru Sn ÜMİT UZUNOCLU
ve BAYINDIR TIP MERKEZl'nın dığer ornek yonetıcı
ve çalışanlanna, zıyaretlen, telefbn, faks, telgraf ve
çıçeklen ıle zor gunlenmızı paylaşan Bakanlar Kurulu
ve TB M M'nın değeriı uyelenne, sıyası partılenn
kıymetlı yonetıcı ve temsılcılenne, Beledıye
Başkanlanna, Kadın Aıle ve Sosyal Hızmetlerden
Sorumlu Devlet Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal
Guvenlık Bakanlığı'nm tum çalışanlarına, televızyon ve
basın mensuplarına, sevgılı meslektaşlanma, akraba
ve dostlanmıza ben ve eşım, Devlet Bakanı ONAY
ALPAGO, sonsuz şukranlanmızı ve en denn
saygılanmızı sunanz
Opr. Dr. YILDIRIM ALPACO
KBB Mutehassısı
S S K Yenışehır Dıspansen
Baş Hekımı
TURYAP
EMLAKBILGİBANKAa
Tir (242)248 49 95 242 48 12
Fax (242) 242 r H
ANTALYA
Romanlannız ve
Ansıkiopedılennız
yentnzden ahnır.
Tel: 554 0804