Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 ŞUBAT 1995 PAZABTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMÎ
G-7'denRusyave
Meksika9
ya destek
TORONTO (AA) - Gelişmiş yedi ülkenin
(G-7) maliye bakanlan, Rusya'nın mali yardım
alabilmesi için ekonomık reformlara devam et-
mesi gerektiğini belirttiler. G-7 maliye bakan-
lannin Kanada'nın Toronto kentinde önceki
gün başlayan toplantılan sona erdi.
Maliye bakanlan toplantıda, Çeçenistan'daki
çatışmalar ve Rusya'daki yüksek enflasyondan
duydukJan endişeleri dile getirdıler.
Yeltsin'e davet
G-7 grubunun maliye bakanlan, Rusya Dev-
let Bas.kanı Boris Yehsin'i, önümüzdeki haziran
ayında yapılacak olan G-7 zirvesine davet etti-
ler. G-7 toplantısına başkanlık eden (Canada
Maliye Bakanı Paul Martin de basın mensup-
lanna yaptığı açıklamada, "Rusya hükümeti
piyasa ekonomisi yolundaki reformlarına de-
vam ettiği takdirde, IMF ile stand-by kredi an-
laşmasını zamanmda yapabilir" dedi.
Martin, Rusya'ya daha fazla kredi verilmesi-
nin ise IMF'nin desteğini alan kalıcı bır reform
programım yûrürlüğe koymasıyla sağlanabile-
ceğini söyledi.
Meksika krizi
Bakanlar. ABD öncülüğünde Meksıka'ya 50
mılyar dolarhk bir kurtarma paketi sağlanması
yolundaki girişimi, oy birliği ile destekleme
kararı aldılar. Bakanlar, ancak bundan sonra
ülkedeki ekonomik sorunların çözümünün
Meksikalılara ait olduğunu bildirdiler. Aynca,
gelecekte benzer bir krizden kaçınılmasını sağ-
lamak amacıyla bir erken uyan sisteminin ge-
rekliliği konusunda görüş birliğine vanldı.
tngiıtere Maliye Bakanı Kenneth Clarke da
Meksika'nın harcamalan kısan ve sıkı kredi
politikası yürüten bir ekonomik istikrar progra-
mı üzerinde odaklaşmasının önemini vur-
guladı.
Büyüme hızı 1.9'a çekilirken, enflasyon hedefi de yüzde 42.5'ten yüzde 70'e çıkıyor
IMF basturdı, hedefler değişti
ESRAYENER
ANKARA - Uluslararası piyasalarda güven
kazanmak ve ekonomideki çöküşe çözüm bula-
bilmek için Uluslararası Para Fonu (IMF) ile ye-
ni bir "stand-by" anlaşması ımzalayacak olan
hükümet, dış kredi kanallannı açmak için, iste-
nen sert önlemleri almaya hazırlanıyor. 8 şubat-
ta gelecek heyet için hazırlık yapmak üzere Tür-
kiye'de bulunan IMF yetkililerinın, resmi döviz
kuruna tekrar dönûlmesi ve kur artış oranlanna
sınırlama getirilmesi yolunda kesin koşul getir-
diklen öğrenildi. Yeni niyet mektubuna da yan-
sttılacak bu uygulamalann yanında, tüm mev-
duatlara sağlanan devlet güvencesi uygulaması
kaldırüacak. Güvence, 1 milyar liraya kadar
olan mevduatlar için uygulanacak.
IMF'ye sunulacak istikrar önlemlerinde, me-
mur maaş artış oranlanna sınırlama getirilmesi
ve K.İT zamlannın zaman geçirilmeden yapıl-
ması öngörülüyor. Yeni niyet mektubunda. büt-
çede yer verilen 1995 yılı büyüme hedefi yüzde
4.8'den yüzde 1.9'a düşürülürken, yıllık ortala-
ma enflasyon hedefi de yüzde 42.5'den yüzde
70"e yükseltildi.
Dış kredi JçinIMFdesteği ~
JMF'ye sunulacakyeni önlemler:
•Resmi döviz kuruna tekrar dönüş
•Kur artış oranlanna sınır
•Mevduata sağlanan devlet güvencesinin 1 miîyar lira ile smırîanması
•Memur maaş artış oranlanna sınır
•KİT zamlannın zaman geçirilmeden yapılması
•Büyüme hedefinin yüzde 4.8'den yüzde 1.9'a düşürülmesi
•Enflasyon hedefinin yüzde 42.5'ten yüzde 70'e yükseltilmesi
•Yıl sonu dolar hedefinin 46 bin liradan, 55 bin liraya yükseltilmesi
Dış kredi bulamayan hükümet, uluslararası
piyasalarda güven sağlayabilmek için IMF'yle
yeni bir "stand-byTI
anlaşmasına ımza atmaya Hedefler değjşti
hazırlanıyor. Şubat ayı sonunda yapılacak top-
lantıya sunulacak niyet mektubuna son biçimini
vermek için geçen hafta öncü bir IMF heyeti
Türkiye'ye geldi.
Türkiye'ye 8 şubatta gelecek olan heyet için
hazırhk yapan IMF yetkililerinin, öncelikle para
piyasalanmn denetim altına alınması yönünde
çalışmalar yürüttükleri öğrenildi.
Üst düzey bir Merkez Bankası yetkilısi. IMF
yetkilileriyle 1 haftadır yürütülen çalışmalarda.
resmi döviz kuruna geçiş ve kur artışlanna geti-
rilecek sınırlamalar için düzenleme yapıldıgını
bildirdi. Aynı yetkili, TYT Bank, Impexbank ve
Marmarabank':n tasfiye sürecine alınmasının
ardından tasarrufçuya güven verebilmek için
tüm mevduatlara getirilen devlet güvencesinin 1
ay içinde kaldınlacağını bildirdi. Yetkili, devlet
güvencesinin 1 milyar liraya kadar olan mevdu-
atlar için uygulanacağını, bankalann mevduat
düzenlemelennin de denetim altına alınacağını
söyledi.
IMF'nin iç borçlann erteletilmesi (konsoli-
dasyon) yolunda da öneride bulunduğunu anla-
tan yetkili, "Ancak, bu uygulamanın hükümetin
devamı açısından büyük tehlike yaratacağına
dikkat çekildi. Bu nedenle konsolidasyon hükü-
metin isteğine bırakıldr dedi.
IMF'nin şubat ayı sonunda yapılacak yönetim
toplantısına sunulacak olan yeni niyet mektu-
bunda istikrar önlemlerinin yanısıra 1995 yılı-
nın yeni ekonomik hedefleri de yer alacak.
Hazıne yetkililerinden edinilen bilgiye göre;
niyet mektubuna yansıtılacak hedeflenn temeli-
ni, bütçe gelir-gider dengesıni koruyacak uygu-
lamalar içeriyor. tstikrar önlemlennde; kamu
çalışanlannın maaşlanna yapılacak artış oranla-
nnın sınırlı tutulması ve kamu iktısadi kuruluş-
lannın ürün fiyatlanna yapılacak zamlann ge-
ciktirilmemesinin öngörüldüğü öğrenildi. Edini-
len bilgiye göre; niyet mektubunda yeni vergi
düzenlemelerinin yapılması ve özelleştirme ça-
lışmalannın hızlandınlması yönünde taahhütler
de bulunacak.
IMF heyetine sunulacak niyet mektubu tasla-
ğında, büyüme hedefinin yüzde 4.8'den yüzde
1.9'a düşürüleceği, yıllık ortalama enflasyon
hedefinin yüzde 42.5'den yüzde 70'e yükseltile-
ceği öğrenildi. Taslakta, yılsonu enflasyon he-
definin yüzde 22.5'den yüzde 40'a, yılsonu 1
ABD Dolan hedefinin de 46 bin liradan, 55 bin
liraya yükseltildiği bildirildi.
DÜNYA EKONOMİSlNE BAKIŞ /
ERGtN YILDIZOĞLUiOM)/M
Fukuyama ve
Liberalizmin Çıkmazı
G
ünümüzde liberal düşünceyi sa-
vunanların en önemli zayıflığı,
ekonomik ve politik liberalizm
arasında kapitalizm hakim top-
lumsal üretim ve yaşam biçimi olduktan
sonra ortaya çıkan uyumsuziuğu görme-
mekte ısrar etmeleridir. Ekonomik libera-
lizm, günümüzde eşitlik, özgürlük ve daya-
nışmaya yol açmıyor, aksine bunlan aşın-
dırıyor. Francis Fukuyama'nın geçenlerde
New Perspectives Quarterly'de yayımla-
nan bir yazısında ileri sürdüğü görüşler bu
zayıflığı (ve çıkmazı) bir kere daha gözler
önüne serdi.
'Tarihin sonu?'
Soğuk savaşın bitmesiyle birtikte "Yeni
Dünya Düzen/"nin yanı sıra edebiyatımıza
giren bir diğer kavram da "Tarihin So-
nu"o\du. Hatırlarsanız, Amerika'da State
Department'te analist olarak çalışan Fran-
cis Fukuyama'nın, 1989 yazında, The Na-
tional Interest dergisinde yayımlanan "Ta-
rihin Sonu" isimli makalesi büyük yankı
uyandırmış ve bu kavramı edebiyatımıza
sokmuştu. Bu makalede "Bir hükümet sis-
temi olarak liberal demokrasinin meşru-
iyeti üzerinde, geçen birkaç yıl içinde bir
konsensüs oluştu" tespiti yapılıyor, sonra
da "liberal demokrasinin insanın ideolojik
evriminin sonu ve en son (ve mükemmel -
E.Y.) yönetim biçimini" ve dolayısıyla da
"liberal demokrasinin tarihin sonunu oluş-
turduğu "sonucuna van-
lıyordu. Insanların nor-
mal yaşamı devam ede-
cekti, ama tarih liberal
demokrasiden öteye
geçemeyecekti. Büyük
idealler (örneğin eşitlik,
sosyalizm) ortadan
kalktığı için insanlığı is-
tikrar, ama aynı zaman-
da bir can sıkıntısı bekli-
yordu bundan sonra...
Bu söylem, tahmin edi-
lebileceği gibi serbest
piyasa yanlısı ve sendi-
kalara, refah devletine,
sosyal harcamalara ve
kamu mülkiyetine, piya-
sanın işleyişini aksattığı
için karşı olan muhafa-
zakâr çevrelerde büyük
kabul gördü. Sosyaliz-
min bir ideal olarak ortadan kalktığını sa-
vunarak sol popülizmden muhafazakârtığa
doğru yola çıkanlara ve bu yolculuğu birey
olmak gibi fıkirier (yükselen degerier vb...)
arkasına saklamaya çalışanlara da ideolo-
jik bir "silah" sundu Fukuyama'nın göriiş-
leri. Fukuyama'nın görüşlerinin, bu kendi-
lerini bilgiç bir şekilde "post-" ile başlayan
(post-Marksist, post-modernist, post-fe-
minist...) sıfatlarta da niteleyen "aydınlann"
şiddetle karşı çıktıklan Hegelci (ve aynı za-
manda korporatist) görüşlere dayanıyor
olması ise hiç önemli değildi. Ancak tarih
hem Fukuyama'yı hem de bu "yolcula-
n"fena halde yakaladı ve geçerken de gö-
rüşlerini kısa zamanda bayatlattı...
"Soğuk savaş "ın bitmesinden sonra ne
bir "yeni dünya düzeni" kurulabildi, ne de
serbest piyasa ekonomisinin gelişmesi li-
beral demokrasiye ve Fukuyama'nın ön-
gördüğü gibi istikrardan ve demokrasiden
doğan bir can sıkıntısına yol açtı. Can sı-
kıntısı ne kelime, "Inşallah ilginç ve heye-
canlı bir dönemde yaşarsın "diyen eski Çin
bedduası gerçekleşiyor adeta.. ortalık toz
duman. Doğu Bloku dağıldı ve bir türiü to-
parlanamıyor. Dünyanın birçok yerini sa-
vaşlar, emperyalist-militarist müdahaleler,
soykınmlar, açlık, yoksulluk kasıp kavuru-
yor. Merkez ülkelerde ekonomik durgunlu-
ğun ardından başlayan "güçlü" topartan-
rna toplumun geniş kesimlerini etkileyen
geleceğe yönelik kötümseriiği azaltmıyor...
Dünya ekonomisi globalleştikçe sarsıntılar
artıyor. 1987'de borsa krizi, 1992-93'te
para krizleri, 1994'te gelişmiş ülkelerde
başiayan borç krizi (tahvil piyasalannın çö-
küşü), gelişmekte olan piyasalardan ser-
maye kaçışı, 1995'te Meksika'da başlayan
ve yakında Macaristan, Hindıstan, Pakis-
tan, Filipinler, Tayland, Brezilya, Arjantin
gibi ülkeleri ve en önemlisi Çin'i etkileme-
sinden korkulan (VVall Street Journal
31/01/95) mali kriz...
Toplumun birlik ve bütünlüğü
dağılıyor'
New Perspectives ûuarter/y'deki yazıda
yukarıdaki gelişmeler üzerine yorum ya-
parken Fukuyama, 'toplumda birlik ve bü-
tünlüğü sağlayan bağların (associational
netvvork) ekonomik değişmenin basıncı al-
tında dağılmasının' bu gün en önemli teh-
like olduğunu savundu. "Toplumsal birlik
kurabilmek önemli bir fazilettir. Çünkü bu,
gelişmelere esnek bir şekilde tepki gös-
termeye (uyum sağlamaya) olanak tanır.
Birbiherine güvenen ve karşılıklı sorumlu-
luk duyan insanlar yeni koşullara kolay
uyum sağlarlar" diyen Fukuyama, "Toplu-
mun bu zengin dokusu yerini sadece bi-
reyler arasında bir akte (ış aktine) bıraktı-
ğında Amerika'nın çok ciddi bir sorunla
karşı karşıya kalmasından korktuğunu" ifa-
de etti. Devamla, çareler üzerine düşünür-
ken, Fukuyama, Hegelci korporatist yüzü-
nü ortaya çıkarmadan da edemedi. Fuku-
yama'ya göre, cemaat, aile, kilise gibi mo-
dern-öncesi toplumsal yapıların yardımı
olmadan modern ku-
rumlar işleyemeyecek-
ti; Adam Smith'e atıf-
la, "Yeterince serbest
ticarete sahip olma-
mak bizim ana sorunu-
muz değil" tespitini ya-
pan Fukuyama, bu
gün, "Ana sorunun, bir
zamanlar aile ve din
aracılığı ile bir arada
tutulan toplumlann
manevi bütünlüğünün
giderek dağılması ol-
duğunu" savundu.
'Uyan da balığa
gidelim'
Üsküdar'da, çocuk-
luğumda çok duydu-
ğum bir deyim vardı,
açık bir gerçeği herkesten sonra görenlere
"Uyan da balığa gidelim" derdik. Karşı
karşıya kaldığı tutarsızlığı fark edip çare
olarak, acele ile önce bitirdiği tarihi şimdi
de geri götürmeye kalkan Fukuyama'nın
ve onun heveslendırdiği (tarihin, gelişme-
nin vb..., zaten olmadığını ağızlarına dola-
yan) post-filanca liberallerin durumu tam
da bu ifadeye uygun düşüyor. Bir taraftan
serbest piyasa, alıp-satıp ticaret yapmakta
(rekabet vb.) özgürlük isteyip, öte yandan
"Bireyler arasında dayanışma fikri ve kar-
şılıklı sorumluluk ortadan kalkıyor, şimdi,
bu toplumu nasıl bir arada tutacağız" diye
ağlamak boşuna. Hele hele serbest piya-
sanın tahribatını engellemek için, bizzat bu
serbest piyasa tarafından yıkılarak tarihin
dışına itilen modern-öncesi kurumlardan
medet ummaya kalkmak ise tam bir şaş-
kınlık. Seçilmiş hükümetlerin ulusal ekono-
milerin üzerindeki kontrollerinin global mali
sermaye tarafından un ufak edilmeye baş-
landığı, ticaret savaşı kazanlarının kayna-
dığı, sıcak savaşlann ortalığı kasıp kavur-
duğu 20. yüzyılın son yıllarında, gündüz
vakti liberal rüyalar görenlere bir an evvel
uyanmalannı ve gözlerini açarak modern
zamanlarda ortaya çıkan ilişkilere (işçiler,
işverenler, uluslar, anti-emperyalizm, kadın
hareketi, vb) ve bu ilişkilerin harekete ge-
çirdiği dinamiklere bakmalannı tavsiye et-
mek gerekir. Tarih durmadı. Aksine gelip
geçiyor, hem de liberalizmin yardımı ile ya-
kıp yıkarak, kırıp dökerek ve gezegenimi-
zin nüfusunun büyük bir çoğunluğunu toz-
toprak, kan-revan içinde bırakarak...
Emeklide çift gösterge sancısı
ANKARA (AA) - Işçi
Emeklileri Cemiyeti Genel
Başkanı Ethem Ezgü, işçi
emeklilerinin kayıplannın gi-
derilmesi için intibak yasası-
nın bir an önce çıkanlmasını
beklediklerini söyledi.
Ezgü, işçi emekli aylıklan-
nın 1992-1994 arasında yüzde
43.67 oranında gerilediğini sa-
vunarak bu kaybın giderilmesi
için emekli aylıklanna yüzde
77.5 oranında zam yapılması
gerektiğini kaydetti.
Bu iyileştirmeler yapılma-
dan emekli aylıklanna 1995
yılında yapılacak zamlann bir
anlam taşımayacağını belirten
Ethem Ezgü, "Türkiye İşçi
Emeklileri Cemiyeti, bu kayıp-
lann giderilmesi için işçi emek-
lilerinin tamanunı kapsayacak
intibak yasasınm bir an önce
çıkanlmasını beklemektedir"
dedi.
SSK çatısı altında iki ayrı
gösterge bulunmasınm işçi
emeklileri arasında bir aynm
yarattığını anlatan Ezgü,
emeklilerin çoğunluğunun, ta-
banı 1136 ile başlayan ve tava-
nı 1696'da biten normal gös-
tergede bulunduğunu kaydede-
rek üst göstergenin de 1700 ile
başladığını, 6500'de son bul-
duğunu söyledi.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Sol Yapılanma Gereği
Dünyada yaşanan hızlı değişim, kaynağını esas olarak
soldaki degişimden alıyor. Her değişim bir yeniden yapı-
lanmadır; sol da tüm dünyada yeniden yapılanıyor.
Sovyetler Biriiği'nin dağılması, özünde işleyişi demok-
ratik olmayan ya da "tekçi" siyasal yapılann yıkılması,
yıllar süren bir sol sapmanın kendi kendisini tasfıyesiydi.
Ancak Türkiye'de bu değişim yanlış algılandı; sol düşün-
cenin tümüyle çöküşü biçiminde yorumlandı. 12 Eylül'ün
oluşturduğu baskı ortamının ve uygulanan ekonomi poli-
tikasının da katkılarıyla, ülkenin düşünce yapısı hızla sa-
ğa kaydı.
SHP'nin yerel yönetimlerdeki bağışlanamaz ve akıl al-
maz beceriksizliği, toplumla kucaklaşacak yerde yolsuz-
luklar batağına sürükienmesi sonucunu verdi. Genel se-
çimler sonrasında önce HEP sonra da CHP kopmalany-
la sarsmtı sürdü. Hükümet ortaklığı sırasında özellikle
"demokratikleşme", emekçi çıkariannın korunması, ver-
gileme ve laiklik gibi konularda gösterdiği büyük yalpala-
ma ve başansızlık da bunlara eklenince SHP çökmekle
kalmadı; geniş kitlelerin gözünde solun giderek zayıfla-
masına da neden oldu. Çekilen acılar dinmedi, Sıvas gi-
bi yeni acılar yasandı.
Düşünsel düzeyde sağa doğru koşuya uygulamadaki
büyük beceriksizlikler eklenince soldan kitlesel kopmalar
kaçınılmazdı.
Birleşme Kurultayı işte bu olumsuz ortamda yapılıyor-
du. Onca olumsuz ve yıkıcı gelişme, birieşmeye yansıdı,
uygun deyimiyle, orada "patladı". Olanlar, geniş kitleleri
daha büyük düş kırıklığına sürükledi.
• • •
Solun bu "sağlaşmast", toplumun ufkunu daraltıyor.
Çözüm üretimini olanaksız kılıyor. Umutsuzluğu yaygın-
laştırarak. "hareket, grup" adlarıyla yeni arayışlara ne-
den oluyor. Oysa asıl gereksinim, ülke gerçeklerini ve
dünyadaki gelişmeleri, gerçekten sol gözlükle yorumla-
yacak bir siyasal partidir. Var olan çözümsüz ya da
olumsuz gidiş, sosyal demokrat güçlü bir partiyi "önce-
//M"daha doğrusu ertelenemez kılıyor.
"Siyasal" açıdan sol, önce bir "beyaz sayfa" açmalı,
"temız eller" anlayışını egemen kılacak bir parti yapısını
yaşama geçirmelidir. Dogruluk, dürüstlük, dayanışma ve
erdem gibi değerler, sola "giriş kapısı "dır. Ek olarak parti
yapısı, "seçkinci" hele hele "tek kişiye", onun "kurtancı-
lığına" değil, "eşitlıkçi" bir anlayışa dayanmalıdır. Var
olan çok güçlü "sağ saldırı" ortamında "kişiye dayalı"
örgütlenmeler yetersiz kalır. Yeni düş kırıklıkları yaratır.
Çünkü sol parti "örgüt ve ideoloji" bütünüdür.
Demokrasinin derinleşıp kökleşmesi, bir yaşam bıçi-
mine dönüşmesi, yalnız ve ancak öncelikle kendi içinde
demokratik süreçleri işleten sosyal demokrat bir örgütle
• Arkasf 19. Sayfada
1 9 9 4 Y I L I N D A K İ B A Ş A R I M I Z
1 9 9 5 İ N G Ü V E N C E S İ
Rakamlı
Duygular!
Bankacılıkta duygular rakamlarla anlAtıl
T o p r a k b a n k ' ı n b a ş a r ı d u y g u s u n u o r t a y a ç ı k a r a n b u r a k a m l a r ı , y e r l i y e r i n d e g ö r m e k i ç i n
3 1 . 1 2 . 1 9 9 3 3 1 . 1 2 . 1 9 9 4
%449
1.5 Trilyon TL.
>• 8.3 Trilyon TL.
%459 >- 5.4 Trilyon TL.
967 Milyar TL.
LIKIT DEĞERLER
%50
917 Milyar TL.
TOPLAM AKTIFLER
3.3 Trilyon TL.
%227
1.4 Trilyon TL.
•-10.7 Trilyon TL.
17
511 Milyar TL.
GAYRI NAKDI KREDILER
2 Trilyon TL.
1.1 Trilyon TL.
%313
tabloya baktığınızda, ne kadar
b ü y ü k ö n e m taş ıd ı k I ar ı n ı
g ö r e c e k s i n i z !
Z o r b i r y ı l ı b a ş a r ı l ı k u r u l u ş l a r
a r a s ı n d a t a m a m l a y a n , h ı z l a g e l ı ş e n
a m a r i s k i s e v m e v e n T o p r a k b a n k ' l a
t a n ı ş ı n , b u b a ş a r ı y ı s i z d e
p a y l a ş ı n . B a n k a c ı l ı ğ ı n v e r i m l i
t o p r a ğ ı T o p r a k b a n k , 1 9 9 5 ' t e
ü l k e m i z e \ e ı n s a n ı m ı z a b a ş a r ı
v e r ı m l ı , l y i b i r y ı l d ı l ı y o r .
+• 8.2 Trilyon TL.
TOPRAKBANK
" B a n k a c ı l ı ğ ı n V e r i m l i T o p r a ğ ı "