06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 ŞUBAT1995 PER$EMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Antalya'da yatılı okuyan iki kız öğrenci, 'cafe'ye gittikleri gerekçesiyle bir hafta odaya kapatıldı Oğrenciye hücre cezası TOKTAMIŞ ATEŞ BÜLENT ECEVİT ANTALYA - Antalya'da yatı- lı eğitim ve öğretim veren kız sağlık meslek lisesınde, 2 öğ- rencıye "cafe"ye gittikleri ge- rekçesiyle bir hafta "hücre" ce- zası verildı. Son günlerde "bekâret kont- rolü" ile başlayan okullardaki disiplin cezalan uygulamalan- nın tartışılmasına "hücre cezasT da eklendi. YönetmelikkTdebu- lunan kararlan uyguladıklannı belirten öğretmenlere, veliler- den tepkilergelirken, Milli Eği- tim Bakanlığı'nın Disiplin Ce- zalan Yönetmeliği'nin bir an önce ele alınması istendi. Antalya Yatılı Kız Sağlık Meslek Lisesi'nin 7 öğrencisi, okul yakınlanndaki Kadınyan mevkiinde bulunan bir "cafe"ye gittikleri gerekçesiyle, disiplin kuruluna verildiler. Okulun Mü- dür Yardımcısı ve Tarih Ögret- meni Mehmet Emin Zeren, Ede- biyat Öğretmeni İlhami Par- maksızoğlu ve tngilizce Öğret- meni Nushet Çobanoğlu'ndan oluşan disiplin kurulu, 7 öğren- ciyi 1 hafta okuldan uzaklaştır- ma cezasına çarptırdı. 5 öğren- cinin cezası, aileleri yakın iller- de oturduğu için evlerine gönde- rilerek uygulanırken, evleri •'Bekâret' tartışmasına şimdi de 'hücre cezası' eklendi. Okul yakınlanndaki bir 'cafe'ye giden 7 oğrenciye okuldan uzaklaştırma cezası yerildi. 5 öğrenci evleri yakın olduğu için ailelerinin yanına gönderilirken 2 öğrenci de evlerinin uzaklığı nedeniyle okulun 4. katında tuvaletli bir odada 7 gün süreyle kapatıldı. rafından hücrelerine getirildi. Sağhk Bakanlığı 11 Müdürlü- gü yetkilileri, sağlık liselerinin dersler açısmdan kendi birimle- rine bağlı olduğunu, ancak yö- netim şeklinin Milli Eğitim Ba- kanlığı "nın yönetmeliğine göre yapıldığını belirttiler. Milli Eği- tim 11 Müdürlügü yetkilileri ise uzak olan 17 yaşmdaki A£. ve 18 yaşmdaki N.Y. okul binasmın 4. katındaki deniz manzaralı(!), tuvaletli "hücre"de cezalannı tamamladılar. Cezalannı çektik- leri süre boyunca dışanya çık- malanna ve yataklannda uyu- maya izin verilmeyen öğrencile- rm yemekleri de arkadaşlan ta- okuldan uzaklaştırma cezasının yönetmeliklerde yer aldığını anımsattılar, ancak yatılı okul- larda "ceza odalan"nın bulun- duğunu da vurguladılar. Bir yet- kili. "Oğrenciye hapis cezası gj- bi ceza verilmemesi gerekir as- lında. Veya gerçekten çok biiyük bir suçu varsa uygulanabilir. Söylediginiz gibi bir cafeve gitti diye bu ceza uygulandıvsa biraz fazla kaçmış anlaşüan. Bakanlı- ğımızın yeni bir yönetmeük ha- artıgı içinde olduğunu duyduk. Bu gibi uygulamalara yeni bir şekil getirüecektir" diye konuş- tu. Antalya Kız Sağlık Meslek Lisesi Müdürü Halil Uzun'un, birbayrak töreninde yaptığı ko- nuşmada. ders kitaplan ve kay- nak kitaplar dışında kitap ve ga- zetelerin okunmasını yasakladı- ğı öğrenildi. Öğretmenler kuru- lunda öğretmenlerin de okula kitap ve gazete getirmemelerini ısteyen Uzun'un. "Romanoku- mak insanı geliştiremez. O ne- denle okulda kitap okunmasını vasaklıyorum" dediği ve bazı öğretmenlerin, "Gerici kütfip- hanevi-cağıralım" önerisine de karşı çıktığı öğrenildi. Uzun, ce- za ile ilgili olarak da "Disiplin kunıhınun karandır, bir şey söy- levemem" dedi. Turizm merkezleri bayramı beklîyor Haber Merkezi- Şeker Bayramı'nın yaklaşması nedeniyle yurdun turistik bölgeleri hareketlendi. Antalya yöresinde, bayram süresince otellerin doluluk oranlannın yüzde lOOolması beklenirken Uludağ"daki tesislerde rezervasyonlann yüzde 70'e ulaştığı bildirildi. 5 yıldızlı Antalya Dedeman Otelı Genel Müdürü Kaya Öztoprak, kış sezonu olmasma rağmen 3 günlük bayram süresince otellerinin tamamen dolu olacağını belirterek müşterilerinin genellikle yabancılardan oluştuğunu söyledi. Bayramda tatil süresinin az olması nedeniyle yerli müşterilerin fazla rağbet etmediğini belirten Öztoprak. "Ancak yabancüar, bu vıl tatil için çok arzulu görünüyorlar. Kâğıt üzerinde her şey dört dörtlük gjdi\.or" dedi. Otel fıyatian Otel fıyatlan hakkmda bilgi veren Genel Müdür Öztoprak. tek yataklı odanın 2 milyon 900 bin, çift yataklı odanın 4 milyon 250 bin liradan başladiğını söyledi. Öztoprak. bayTamda uygulayacaklan paket programlann fıyatlannın ise kahvaltı ve yemek dahil tek kişilik odalar için 8 milyon 700 bin, çift kişilik odalar için ise 12 milyon 700 bin lira olarak belirlendiğini kaydettı Antalya'nın en eski otellerinden 5 yıldızlı Talya Oteli'nde rezervasyonlann tamamlandığı bildirildi. "Turizmi güzel günler bekliyor" diyen otelin genel müdürü INaci Gedik, müşterilerinin yan yanya yerli ve yabancı olduğunu belirtti. Gedik. otellerinde uygulanacak olan fiyatlan da şöyle açıkladr. "Tek kişilik oda 2 milyon 250 bin. çift kişilik oda 3 milyon, 3 kişilik odalar 3 milyon 900 bin lira. Otekje 6 yaşına kadar olan çocuklar ücretsiz konaklarken, 6-12 yaş grubu arasındaki çocuklar için 750 bin lira fiyat uygulanacak.'' Antalya'nın yabancı tunstler açısmdan çekim merkezi olmasının nedenlerinin başında, bölgede aynı anda hem denize girme hem de kayak yapma olanağı bulunması geliyor. Seyahat acenteleri, bir yandan "VVînter Sun-Kış Güneşj" projesı kapsamında Akdeniz'in yakıcı güneşini pazarlamaya çalışırken diğer yandan da kent merkezine 40 kilometre uzaklıktaki Saklıkent Kayak Merkezi "ne turist taşıyor. Tatfllerini Antalya'da geçiren ruristier, sabahhavu/vegüneşinkeyfiniçıkanpöğleden sonra da kayak vapabOiyor. (Fotoğraf: AA) Antalya'daki beş yıldızlı otellerde tatil yapan ruristier de yörenin bu özelliğinden doya doya yararlanma fırsatı buluyor. Otellerin havuzlannda ve plajlannda öğlene kadar güneşlenen turistler. daha sonra düzenlenen özel turlarla Saklıkent'e giderek kayak yapıyorlar. Antalya'da pansiyonlar ise bayramdan umutlu görünmüyor. Antalya Pansiyoncular Demeği Başkanı Mehmet Cantürk pansiyonlann daha çok sezon hazırlığında olduğunu . belirterek "Bayramdan fazla beklentimiz yok. Doluluk orammız düşük olabilir"dedi. Cantürk, tatilini geçirmek üzere pansiyonlara gelen öğrencilere yüzde 20 oranında, takdirname getiren öğrencilere ise yüzde 50 oranında indirim uygulayacaklannı sözlerine ekledi. Ramazan nedeniyle özellikle hafta içinde Uludağ'a gelen müşteri sayısmda azalma olduğunu. bu açığı da üç günlük bayram tatilinde kapatmak istediklerini söyleyen işletmeciler, rezervasyonlann şimdiden yüzde 70 lere ulaştığını kaydettiler. Kış turizminin önemli merkezlerinden Ilgaz Dağı'ndaki tesislerin tamammın dolu olduğu bildirildi. AÜ Tıp Fakültesi laboratuvannda hasta materyallerinin kaybolmasından sonra hatalı tahlil yapıldığı da kanıtlandı SağLam bebeğe sarıbk taıusı•Hastalığın teşhisi için hastalardan alınan materyallerin kaybolduğu Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi laboratuvarlannda bu kez de 1.5 ayhk B.T. adh bebeğe yapılan kan tahlilinin hatalı olduğu ortaya çıktı. Aşın derecede sanlık ve kızamıkçık geçirdiği teşhisi konulan B.T.'ye devlet hastanesinde yapılan tahlil temiz çıktı. ANTALYA (Cumhuriyet) - Akdeniz Üniversitesi Ttp Fakültesi laboratuvar- lannda kullanılmak üzere alınan günü geçmiş kitlerle yapılan tahlillerin hata- lı sonuçlar verdiği kanıtlandı. 1.5 aylık B.T.'den alınan kan ömeklerinin tahlil sonuçlanna göre aşın derecede sanlık geçirmiş olduğu ve 'nıbella* denilen kızamıkçık hastalığını da aktif halde geçirmekte olduğu görülürken aynı be- beğin kan örnekleri Antalya Devlet Hastanesi Bakteriyoloji Laboratuva- n'nda yapılan tahlil sonucuna göre ise temiz çıktı. Cumhuriyet'in ele geçirdi- ği iki ayn laboraruvar sonuçlannın farklılığının hatalı tıbbi malzeme kul- lanımı sonucu olduğu belirtiliyor. An- talya Devlet Hastanesi Kalıtsal Kan Hastalıklan ve Kan Merkezi sorumlu- su Doç. Dr. Duran Canatan, günü geç- miş kitlerin kullanılması halinde so- nuçlann yanlış çıkacağıru söyledi. B.T. adlı 1.5 aylık bebeğin kan örne- ğı Üniversite Hastanesi Merkez Labo- ratuvan'na ğönderildi ve 2 Şubat 1995 tarihinde de 0246735 dosya ve 9550004725 kayıtno'lu tahlil sonuçla- n çocuğun ailesine verildi. Bu test so- nuçlannagöre Hbs Ab (Hepatid B: Sa- nlık) virüsü 3 (+) değerinde bulundu. Rubella denilen kızamıkçık hastalığı mikrobunun ve toksoplazma paraziti- nin de pozitif gösterildiği test sonuçla- nnı gören AÜ Tıp Fakültesi Çocuk Ser- visi'nde görevlı bir doktorun. "Böyle çıkmaması gerekli Bir de dışanda tah- lil yaptıraüm" demesi üzerine, çocu- ğun babası Ozcan T. Antalya Devlet Hastanesi'ne başvurdu. Buradaki bakteriyoloji laboratuva- nndan alınan. Doç. Dr. Canatan imza- sını taşıyan 7 Şubat 1995 tarihli test ra- porunda, daha önceki sonuçlara uyma- yan verileralındı. Doç. Dr. Canatan, B.T.'nin sadece 'c>1omegalo\irûs enfeksiyx)nu' geçirdi- ğinin görüldüğünü, diğer enfeksiyonla- n hiç almadığının ortaya çıktığını söy- ledi. Canatan, Tıp Fakültesi'nin verile- rine göre B.T.'nin sanlık almış ve ba- ğışıklık kazanmış görüldüğünü, ashn- da hiç sanlık geçinnediğini belirterek *Rubella çocukta beyni etkileyen bir hastalıktır. B.T. virüsü almış ve aktif halde geçirt> r ormuş görülüyor. Bu virü- se >önelik ilaç da pek \okrur. O rapora göre teda\ i>c başlanmış olsa çocuğa çok ağır ilaçlar >erilecekti. Aynca B.T. tok- soplazma denilen parazit enfeksiyon al- mış görülü>or. Bu ağır bîr enfeksiyon- dur. Çoculdarda karaciğer büvümesi yapar ve beyni etkiler. Neyse ki B.T. sa- pasaglam bir çocuk" diye konuşru. B.T."nin babası ÖzcanT. ilk tahlil so- nucuna göre çocuğunun hasta olduğu- nu öğrenince ailece morallerinin çok bozulduğunu belirterek "Çocuk klini- ğindeki doktorlar i>i ki bizi uvardılar da dışanda tahlil yaptırdık. Bizcrastlavan bu yanlışlığm tamamen tersi olduğunu varsa>arsak durum daha korkunç olu- yor. Hasta gerçekten hasta olduğu hal- de tahlil şonuçlan sağlam gösterirse ne olacak? Üniversite hastanesine güvenip giden binlerce kişinin tedavisi bugüne kadar yanlış yapılmış anlaşılan" dedi. Tıp Fakültesi Merkez Laboratuvan için Medtek firmasmdan alınan günü geçmiş kitlerle ilgili Bilimsel Soruş- turma Komisyonu'nun raporunda "Günü geçmiş de olsa kuUarulabilir" açıklamasına diğer bilim adamlan tep- ki gösteriyor. Adının açıklanmasını is- temeyen bir A.Ü. Tıp Fakültesi Genel Cerrahı Anabilim Dalı öğretim üyesi. "Ameliyata girerkcn tahlil sonuçlannın sağlıkh olduğunu kabul edipteşhisin ke- sinUğini düşünürüz. Ama bakıyoruz ki hatalı sonuçlar gelhor. Bir hastanın şe- ker oranı 4 çıkınca şaşdk. Bu şeker ora- nındaki bir canlının, canlı olmaması gerekir. Ölü bir \iicutta bile 4'ten fazla kan şekeri vardır" diye konuştu. RP'li Melih Gökçek'e su soruşturmasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Valiliği, Ku- ran kurslan ve camilere bedava su verirken. borçlannı ödeme- dikleri gerekçesiyle hastane ve kamu kuruluşlannın sulannı ke- sen RP'li Belediye Başkanı Me- lih Gökçek ile ASKİ yetkilileri hakkında soruşturma başlattı. , Ankara Valisi Erdoğan Şahi- noğlu. borç tahsilinin belirli ku- rallara bağlandığını belirterek. "Bu rür jöntemler kaba kuvvet girişimidir. Ke\fi bir uygulama olur ki bu da suçtur"dedi. I Vali Şahinoğlu, Cumhuri- jet'in sorulan üzerine, bazı has- taneler ile kamu kuruluşlannın suyunu. borçlannı gerekçe gös- tiererek kesen Büyükşehir Bele- diyesi ve ASKİ yetkilileri hak- kında idari soruşturma başlatıl- dığını açıklarken, tüm yetkilile- rin hukuk devleti normlanna uy- ması gerektigini söyledi. Okullar kapaülabilir Soruşturmanın sürdüğüne ve sorumiular hakkında dava açı- labileceğine dikkat çeken Şahi- noğlu, hukuk de\ leti kurallanna Uyulmaması durumunda. büyük bir anarsi çıkabileceğini belirt- ti. Gökçek'in, yüzme havuzlan- nın da içinde bulunduğu Genç- lik ve Spor ll Müdürlüğü'ne bağlı tesislerin sulannı kesmesi nedeniyle amatör kulüplerin antrenmanlannı yapamadıklan, uluslararası elemelere katılmak için hazırlanan milli yüzücüle- rin de çalışamadıklan öğrenil- di. Önceki^ün sulan kesilen Ha- cettepe Üniversitesi'ne bağlı • Kuran kurslanna bedava su verirken hastanelerin suyunu kesen RP'li Anakent Belediyesi ve ASKİ yönetimi için idari soruşturma başlatıldı. Devlet Konservatuvan ile Sos- yal Hizmetler Yüksek Oku- lu'nda sağlık açısmdan ciddi riskler çıktığı gerekçesiyle, eği- tim ve öğretime bir süre ara ve- rilebileceği belirtildi. H.Ü. Devlet Konservatuvan Müdürü Prof. Dr. Erol Gömür- gen, konservatuvar yurdunda 10-25 yaşlan arasında 300 yatı- lı öğrenci bulunduğunu vurgula- yarak. "Su ariz bir nesne. tba- dettc ne kadar gerekliy se, temiz- likte de o kadar gereklidir" de- di. Üniversite yetkililerinin yap- tığı açıklamada, üniversitenin 1994 yılı öncesinden su borcu bulunmadığı, 1994>ılındanka- lan 34 milyar liranın da 1995 yı- lı bütçesinin kullanımına baş- lanmasıyla ödeneceği yolunda ASKİ'ye bilgi verildiği kayde- dildi. Çiftestandart Ajıklamada, şöyle dendi: "Üniversite, toplu yaşanüan mekânlar olan hastaneler, öğ- renci kafeteryalan, öğrenci yurt- lan gibi yeıier başta olma üzere ciddi enfeksiyon problemleri ve genel temizlik ve işletme sonın- lanvla, hatta üniversitenin ka- patüması sorunuyla karşı karşı- ya kalmış&r." tşçi Partisi Ankara tl Başkanı Ali Kalan ise, cami ve Kuran kurslanna bedava su verirken, hastanelerin suyunu kesen Gök- çek'in insan sağlığıyla oy- nadığım vurguladı. Öğrencflerin e>1eminden sonra Elif Çalar isimH bir veli gözahına almdL (HATlCE TUNCER) Iffetsizliğiprotestoda gözaltı Istanbul Haber Servisi - Ortaöğretim öğrencileri. dün İstanbul Milli Eğitim Müdürlügü önünde disiplin yönetmeliğini protesto ettiler. Eylemde Elif Çakır isimli bir veli gözaltına alındı. Demokratik Öğrenci Birlikleri Koordinasyonu'na bağlı ortaokullu ve liseli öğrenciler, istanbul Tabib Odası'nda düzenlediklen toplantıda okullarda uygulanan disiplin yönetmeliğini eleştirdiler. Demokratik Öğrenci Birlikleri'nin ortaklaşa hazırladığı bildıride disiplin yönetmeliğindeki "iffetsizlik" maddesı eleştınlerek "Bu madde insan kişiliğine saldıran maddelerden sadece biridir. Namusumuzla bu kadar ilgilenen namuslular. kadınlan bir meta olarak görmekten geri durmazlar" denildi. Öğrenciler. okullardaki disiplin uygulamalannı yeren bir skeç oynadıktan sonra İstanbul Milli Eğitim Müdürlügü önüne giderek disiplin yönetmeliğini yaktılar. "Gençken koru onunınu" sloganiannı atan öğrenciler dağılırken Elif Çakır isimli bir veli gözaltına alındı. "Ben komşunun oğlunu gördüm, ona bakryordum" şeklındeki ifadelerine karşın güvenlik güçleri Elif Çakır'ı bırakmadılar. Nerede Yaşıyoruz?.. Şimdiye dek bu köşemde Sinop'la ilgili hep güzel şey- ler yazdım. Çok sayıda dostumun bulunduğu ve her yıl bir- kaç gün geçirmeden rahat edemediğim bu güzel kentimiz, nedendir bilinmez, doğallığını koruyabilmiş nadir beldele- rimizden biridir. Benim gibi Sinoplu olmayıp Sinop tutku- nu olan kimi arkadaşlanm, "Aman Sinop'u bu kadar öv- me, miltet bir dadanırsa Bodnım'dan beter olur" diye şa- ka yaparlar. Ama gerçekten Sinop, insanı ve doğası ne ka- dar övülse azdır. Ve Sinop'un keşfedilmeye ihtiyacı vardır. Zira ABD'lile- rin radan ve Şişe Cam'ın kristal fabrikası kapandıktan son- ra Sinop'ta çok ciddi ekonomik sorunlar yaşanmaya baş- landı. Ayakta duran ya da durur gibi görünen tek kuruluş, Söksa. Ama bu da son derece düşük bir kapasite ile ça- lışıyor. Karadeniz'deki balıkçılığın çökmesi de Sinop'u çok etkilemiş. Zira doğal bir liman olan Sinop, balıkçı teknele- ri için önemli bir sığınaktı. Tabii bu da esnaf için iş demek- ti. Şimdilik bu kapı da kapalı gibi görünüyor. Yani kısaca Sinoplu zor durumda. Ama Sinop'a ve Sinopluya yaşamı zorlaştıran başka şeyler de var. Bunlardan biri de Sinop'un sayın valisi. Geçenlerde bir yazımda, "Karadeniz kıyısında bir güzel kentimizin valisi" diye sözünü etmiştim. Yaptığı bir konuş- mada insan haklannı en az beş yüz yıl geriye götürüyor- du. Ama gene de ismini vermek istememiştim. Kendisini tanımam, ama Sinop'un valisi olduğu için yıpratmamayı düşünmüştüm (Kim bilir, belki de tam tersi olurdu). Ancak bu sayın vali, pervasızlığını gitgide arttınyor. He- defi, örgütlenmeye çabalayan kamu personelini sindirmek ve kendi aklınca cezalandırmak. 30 Ocak 1995 tarihinden itibaren sıkı bir kovuşturmaya girişmiş. Insanlara baskı uy- gulanıyor. 20 Aralık 1994'teki memur direnişine katılan ka- mu görevlileri ise baş hedefi. Yapılan soruşturmalarda, memurlara 20 aralık eytemine katılıp katılmadıkları soruluyor. Aynı gün yapılan toplantı ve gösteriye katılıp katılmadıklan da elbette soruşturulan ko- nular arasında. Gene bu arada Başbakanlık'a çekiien telg- rafa imza koyanlar hakkında kovuşturma sürdürülüyor. Sendikaya üye olan kamu görevlileri yandı. Üye olmayı bir yana bırakın, örneğin Eğit-Sen'in dayanışma ve tanış- ma yemeğine katılanlar da bu cadı kazanından nasipleri- ni alıyorlar. Inanılmaz şeyleri soruşturuyor bu sayın vali. Birtakım panel ve toplantılara "dinleyici" olarak katılıp katılmadık- lannı bile sorma cüretinde bulunuyor. Örneğin Dünya Ka- dınlar Günü nedeniyle yapılan bir panel bile soruşturulu- yor. Ya da 2 temmuzda benim de katıldığım "Laiklik ve De- mo/cras/"panefine katılıp katılmadıklan soruluyor. "Sana ne..." diyemiyor memur ve öğretmen arkadaşla- nmız. Tatil gününde kent sınırları dışına çıkmadıklan süre- ce ne tsterlerse yaparlar, nereye ısterierse giderler. Ama sa- yın valinin maksadı "mide bulandırmak", korkutmak, ür- kütmek. Ve bu nedenle Dünya Öğretmenler Günü nedeniyle ya- pılan toplantıya katılıp katılmadıklan da soruluyor, emekli öğretmenlere verilen yemeğe katılıp katılmadıkları da. Bu arada Istiklâl llköğretim Okulu Müdürü Sayın Rafet Akdoğan Hoca da özel olarak nasibini almış. Bu okulun 17 yıl müdüriüğünü yapmış olan Rafet Hoca, şimdi Dura- ğan ilçesinin Samsun stnınnda bir köye öğretmen olarak atanmış. Kendisi hakkındaki "soruşturma raporu" elime geçti. Yapılan suçlamalara kargalar bile güler. - Ocak 1993'te yapılan gösteri yürüyüşüne katılmış ol- mak, - Eğit-Sen tarafından 7 Mart 1993'te düzenlenen Dün- ya Kadınlar Günü paneline izleyici olarak katılmak, - Sosyalist Birtik Partisi'nin 8 Mart 1994'te yapılan top- lantısına katılmak, - 29 Aralık 1991'de Yakamaz Düğün Salonu'nda yapı- lan öğretmenler Günü alternatif toplantısına katılmak, - 9 Mayıs 1992 günü Eğitim-lş Sendikası'nın Belediye Yuvam Tesisleri'ndeki kurulma amaçlı toplantısına katıl- mak, - Eğit-Sen'e üye olmak, 1. olağan genel kurul toplantı- sına katılmak, oy kullanmak, konuşma yapmak, divan he- yeti başkanlıgına seçilmek, vs. vs. vs... Ne kadar çok suç işlemiş bu Rafet Hoca. Şükretsin ki sadece köye atamakla yetinmişler, idam istemiyte dava aç- mamışlar... Nerede yaşıyoruz ve hangi dönemde yaşıyoruz? Baskı- nın ve zulmün böylesi, Abdülhamit zamanında bile yok- tu. Ve bu devlet "insan haklanna saygılı, demokratik bir devlet" olarak kabul edilecek ve çağdaş dünyada kendi- ne yer bulacak... Kimi yöneticilerimizin, bazı üst makamlara yaranabil- mek için "kraldan çok kralcı" olmalan ya.da salt kendi kompleks ve duygularıyla bu tür işlere girişmeleri Türki- ye'ye onur kazandırmıyor, zarar veriyor. Dünyanın bir bölümünün gözü bizim üzerimizde. Böyle şeyler, Türkiye'ye yakışmıyor... TCC'den yayıncılara Şiddete tepki sorumluluğa çağn Haber Merkezi- Basın ve yayın organlannın büyük bir bölümünde şiddeti özendirici > ayınlann giderek yaygınlaş- masına tepki gösteren Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), yayıncılan daha sorumlu dav- ranmaya çağırdı. Kişilik hakla- nna özen gösterilmesini iste- yen TGC, sorunlara çözümü medyanın kendisinin bulması gerektiğini belirterek "med- ya"ya karşı terör estirilmeme- sini ve yasaklayıcı müdahalele- re davetiye çıkarmaktan kaçı- nılması gereğini vurguladı. Mart ayı içinde "Medyada Şid- det" ve "Kişflik Haklan" konu- sunda iki panel düzenleyecek olan TGC'nin konuya ilişkin görüşleri, Cemiyet Başkanı NailGüreli tarafından yazılı bir açıklamayla dile getirildi. "Son zamanlarda basın ve yayın organlannın büyük bir bölümünde giderek va>gınla- şan şiddeti özendirici. çocukla- nn vegençlerin ruh sağlığını bo- zucu niteliktcki yayınlann art- ması ve kamuoyunda buna kar- şı beliren tepkiyi dikkate alan yönetim kurulumuA >ayuıcıla- nkonununüzerindeönemlidü- şünmeye ve daha sorumlu dav- ranmaya çagırmaktadır" diyen Cemiyet Başkanı Nail Güreli, açıklamasında şu noktalara dikkat çekti: - Geniş anlamıyla 'medya' denilen iletişim dünyası ölçü- süz ve sorumsuz bir şiddet or- tamından anndınlmalıdır. - Kişilik haklanna saygıya özen göstermek, yargısız infaz görüntüsü vermekten kaçın- mak yayıncılığm temel ilkele- rindendır. Kişilerin özel ya- şamlanndaki tercihleri, başka olaylar nedeniyle eleştiri ve suçlama konusu yapılmamalı- dır. Bu ilkelere uygun yayıncı- lık yapılırken salt gazetecilik- ten ve halkın gerçekleri öğren- me hakkından asla ödün veril- meyeceği açıktır. - Medyada şiddet olgusuna ve diğer sorunlara çözüm, ya- yın dünyamızm kendi içinde sorumlu ve gerçekçi bir özde- netim anlayışıyla aranıp bulu- nabilir. Şikâyetler ve çözüm arayışlan, bir tepki anlayışıyla kurulmuş, yasaklayıcı ve hele yayın durdurucu yaptınm gücü bulunan 'resmi' organlara yö- nelmemeli, bunlara umut bağ- lanmamalıdır. Medyaya karşı terör estirilmemelidir. - TGC, bu düşüncelerle, so- rulann çözümüne her türlü kat- kıda bulunmaya hazırdır. Mart ayı içinde "Medyada Şiddet" ve "KişilikHaklan" konulann- da iki ayn panel düzenlenerek soruna uzmanlann katılımıyla medyanın kendi yapısı ve kurallan içinde çözüm aranacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle